The truth about unwanted arousal | Emily Nagoski

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz

[This talk contains mature content Viewer discretion is advised]

[Yetişkinlere yönelik içerik uyarısı İzleyicilerin bilgisine sunulur]

My specialty, as a sex educator, is I bring the science.

Seks eğitimcisi olarak uzmanlık alanım bilimi masaya yatırmak.

But my first and most important job is that I stay neutral

Ancak ilk ve en önemli işim insanlar cinsellik hakkında konuştuğunda

when I talk about anything sex-related,

tamamen tarafsız kalmak,

no embarrassment, no titillation, no judgment, no shame,

utanç, şaşırma, yargılama olmadan,

no matter where I am.

nerede olduğumun

No matter what question you ask me.

veya ne sorduğunuzun bir önemi yok.

At the end of a conference in a hotel lobby once,

Bir keresinde bir konferans sonu otel lobisinde,

I'm literally on my way out the door and a colleague chases me down.

tam kapıdan çıkmak üzereydim ki iş arkadaşım beni yakaladı.

"Emily, I just have a really quick question.

''Emily, çok kısa bir sorum var,'' dedi.

A friend of mine --

''Bir arkadaşım...''

(Laughter)

(Kahkahalar)

wants to know if it's possible to get addicted to her vibrator."

''vibratöre bağımlı olunabilir mi onu soruyor.''

The answer is no, but it is possible to get spoiled.

Cevap hayır. Ama zarar görmek mümkün.

A different conference, this one in an outdoor tropical paradise,

Açık havada tropik bir cennete gerçekleşen başka bir konferansta,

I'm at the breakfast buffet, and a couple approaches me.

kahvaltı büfesindeyim ve bir çift yanıma yaklaştı.

"Hi, Emily, we're sorry to interrupt you

''Merhaba Emily, rahatsız ediyoruz,

but we just wanted to ask a quick question about premature ejaculation."

ama erken boşalmayla alakalı çok kısa bir şey sormak istiyorduk.''

"Sure, let me tell you about the stop/start technique."

''Tabii, size dur ve devam et tekniğini anlatayım.''

That is my life.

Benim hayatım böyle.

I stay neutral when other people might "squick."

Başka insanlar iğrenirken ben tarafsız kalıyorum.

Squick is an emotion that combines surprise

İğrenme dediğimiz içinde sürpriz, utanç

with embarrassment plus some disgust

ve biraz da iğrençlik olan bir duygu,

and like, not knowing what to do with your hands.

bir de ellerinizle ne yapacağınızı bilememe hâli.

So, it's a product.

Yani bu bir ürün.

The reason you experience it

Bunu yaşamanızın sebebi

is because you spent the first two decades of your life

hayatınızın ilk 20 yılını

learning that sex is a dangerous and disgusting source of everlasting shame

seksi sonsuza dek süren tehlikeli bir utanç kaynağı olarak öğrenmeniz

and if you're not really good at it, no one will ever love you.

ve eğer bunda iyi değilseniz hiç kimse sizi sevmeyecek.

(Laughter)

(Kahkahalar)

So you might squick, hearing me talk about sex

Yabancılarla dolu bir salonda

while you're sitting in a room full of strangers -- that is normal.

seks hakkında konuştuğum için iğrenebilirsiniz, bu normal.

I invite you to breathe.

Nefes almanızı istiyorum.

Feelings are tunnels.

Hisler tüneldir.

We make our way through the darkness to get to the light at the end.

Sondaki o ışığı görmek için karanlıkta yol alırız.

And I promise it's worth it.

Ayrıca buna değecek.

Because I want to share with you today a piece of science

Çünkü bugün sizlerle bilimden bir şey paylaşmak istiyorum,

that has changed how I think about everything,

bu pek çok şey hakkında düşünce şeklimi değiştirdi,

from the behavior of neurotransmitters in our emotional brain,

duygusal beynimizdeki nörotransmiterlerin davranışından

to the dynamics of our interpersonal relationships.

kişiler arası ilişkilerimizin dinamiklerine,

To our judicial system.

yargı sistemimize kadar.

And it starts with our brain.

Konu beynimizle başlıyor.

There's an area of your brain you've probably heard referred to

Beynimizde ''ödül merkezi'' olarak muhtemelen duyduğunuz

as the "reward center."

bir kısım var.

I think calling it the reward center

Bence o kısma ödül merkezi demek

is a little bit like calling your face your nose.

tüm yüzünüze burun demek gibi.

That is one prominent feature,

Öne çıkan bir özellik

but it ignores some other parts and will leave you really confused

ama diğer kısımlar görmezden geliniyor

ve yüz hakkında bilgi edinmek istiyorsanız kafanızın karışmasına sebep oluyor.

if you're trying to understand how faces work.

It's actually three intertwined but separable systems.

Bu aslında birbirine bağlı fakat ayrılabilir üç sistem.

The first system is liking.

İlki hoşlanmak.

Which is like reward,

Tıpkı ödül gibi,

so this is the opioid hotspots in your emotional brain.

bu da duygusal beyninizdeki opioid etki noktaları.

It assesses hedonic impact --

Zevk etkisini değerlendiriyor,

"Does this stimulus feel good?

''Bu etken iyi hissettiriyor mu?

How good?

Ne kadar iyi?

Does this stimulus feel bad?

Bu etken kötü mü hissettiriyor?

How bad?"

Ne kadar kötü?''

If you drop sugar water on the tongue of a newborn infant,

Yenidoğan bir bebeğin diline şekerli su damlatırsanız

the opioid-liking system sets off fireworks.

opioid beğenme sistemi adeta ateş çıkarır.

And then there's the wanting system.

Bir de isteme sistemi var.

Wanting is mediated by this vast dopaminergic network

İsteme, dev bir dopaminerjik şebekeyle ayarlanır

in and beyond the emotional brain.

ve duygusal beynin sınırları dışındadır.

It motivates us to move toward or away from a stimulus.

Bizi etkene yaklaştırmak veya uzaklaştırmak için motivasyon sağlar.

Wanting is more like your toddler, following you around,

İstemek küçük çocuğunuz gibi, sürekli peşinizden gelir,

asking for another cookie.

bir bisküvi daha ister.

So wanting and liking are related.

Yani isteme ve hoşlanma bağlantılı.

They are not identical.

Ama aynı değiller.

And the third system is learning.

Üçüncü sistem de öğrenme.

Learning is Pavlov's dogs.

Öğrenme, Pavlov'un köpekleri gibi.

You remember Pavlov?

Pavlov'u hatırlıyor musunuz?

He makes dogs salivate in response to a bell.

Bir zille köpeklerin salyasının akmasını sağlıyor.

It's easy, you give a dog food, salivates automatically,

Köpeğe yiyecek verince otomatikmen salyası akıyor,

and you ring a bell.

sonra zili çalıyorsunuz.

Food, salivate, bell.

Yiyecek, salya, zil.

Food, bell, salivate.

Yiyecek, salya, zil.

Bell, salivate.

Zil, salya.

Does that salivation mean that the dog wants to eat the bell?

Salyasının akması zili yemek istediği anlamına mı geliyor?

Does it mean that the dog finds the bell delicious?

Köpek, zilin lezzetli olduğunu mu düşünüyor?

No.

Hayır.

What Pavlov did was make the bell food-related.

Pavlov'un yaptığı zili yiyecekle ilgili kılmaktı.

When we see this separateness of wanting, liking and learning,

İsteme, hoşlanma ve öğrenme arasındaki bu ayrımı görünce

this is where we find an explanatory framework

uyarılma uyumsuzluğu denilen fenomeni anlamak için

for understanding what researchers call arousal nonconcordance.

açıklayıcı bir alt yapı edinmiş oluyoruz.

Nonconcordance, very simply,

Uyumsuzluk, en basit hâliyle,

is when there is a lack of predictive relationship

salya örneği gibi fizyolojik tepkinizle

between your physiological response, like salivation,

öznel zevk deneyiminiz arasında

and your subjective experience of pleasure and desire.

tahmini ilişki eksikliği olması durumu.

That happens in every emotional and motivational system that we have,

Her duygusal ve motivasyonel sistemde başımıza gelebilecek bir durum,

including sex.

buna seks dâhil.

Research over the last 30 years

Son 30 yıllık araştırmalar

has found that genital blood flow can increase

seksle alakalı etkenlerde

in response to sex-related stimuli

genital kan akışının arttığını gösterdi,

even if those sex-related stimuli are not also associated

üstelik bu seksle alakalı etkenler

with the subjective experience of wanting and liking.

öznel isteme ve hoşlanma deneyimleriyle ilişkili olmasa bile.

In fact, the predictive relationship

Hatta genital tepki

between genital response and subjective experience

ve öznel deneyim arasındaki tahmini ilişki

is between 10 and 50 percent.

yüzde 10 ile 50 arasında.

Which is an enormous range.

Bu inanılmaz bir aralık.

You just can't predict necessarily

Yani bir insanın genital kan akışına göre

how a person feels about that sex-related stimulus

seksle alakalı etken hakkında nasıl hissettiğine dair

just by looking at their genital blood flow.

bir çıkarım yapamazsınız.

When I explained this to my husband, he gave me the best possible example.

Bunu eşime anlattığımda bana mümkün olan en iyi örneği verdi.

He was like,

Şöyle dedi:

"So, that could explain this one time, when I was in high school, I ...

''Nedenini şimdi anlıyorum, lisedeyken bir keresinde

I got an erection in response to the phrase 'doughnut hole.'"

donat deliği kelimesini duyunca erekte olmuştum.''

(Laughter)

(Kahkahalar)

Did he want to have sex with the doughnut?

Donatla seks yapmak mı istedi?

No.

Hayır.

He was a teenage boy flooded with testosterone,

Testesteron düzeyi tavan yapmış bir yeniyetmeydi,

which makes everything a little bit sex-related.

o durumda her şey biraz seksle alakalı oluyor.

And it can go in both directions.

Ayrıca durum iki yöne gidebilir.

A person with a penis may struggle to get an erection one evening,

Bir erkek bir gece ereksiyon sorunu yaşarken

and then wake up the very next morning with an erection,

ertesi sabah erekte uyanabilir,

when it's nothing but a hassle.

tamamen uygunsuz bir anda.

I got a phone call from a 30-something friend, a woman,

30'lu yaşlarında bir kadın arkadaşım beni arayıp şöyle demişti:

she said, "So, my partner and I were in the middle of doing some things

''Partnerim ve ben bir şeyler yapıyorduk,

and I was like, 'I want you right now.'

onu çok istediğimi söyledim.

And he said, 'No, you're still dry, you're just being nice.'

O ise bana 'çok naziksin, ama tahrik olmamışsın.' dedi.

And I was so ready.

Oysa o kadar hazırdım ki.

So what's the matter, is it hormonal, should I talk to a doctor,

Yani sorun ne? Hormonal mı? Doktora gitmeli miyim?

what's going on?"

neler oluyor?''

Answer?

Cevap mı?

It's arousal nonconcordance.

Uyarılma uyumsuzluğu.

If you're experiencing unwanted pain, talk to a medical provider.

Eğer istenmeyen bir acı hissediyorsanız doktora görünmelisiniz.

Otherwise -- arousal nonconcordance.

Onun dışında: uyarılma uyumsuzluğu.

Your genital behavior just doesn't necessarily predict

Genital davranışınız

your subjective experience of liking and wanting.

öznel hoşlanma ve isteme deneyiminizi tahmin etmez.

Another friend, back in college,

Bir gün üniversiteden arkadaşım

told me about her first experiences of power play in a sexual relationship.

cinsel ilişki sırasında ilk güç gösterisi deneyimini anlattı.

She told me that her partner tied her up

Partnerinin onu bağladığını söyledi,

with her arms over her head like this, she's standing up and he positions her

kolları başının üstünde ayakta ve bir barın üzerinde bacaklarını açmış

so she's straddling a bar, presses up against her clitoris, like this.

klitorisine baskı gelecek şekilde duruyordu.

So there's my friend, standing there, and the guy leaves.

Arkadaşım orada öylece dururken adam ortamı terk ediyor.

It's a power play.

Güç gösterisi.

Leaves her alone.

Onu yalnız bırakıyor.

So there's my friend, and she goes,

Arkadaşım

"I'm bored."

''Sıkıldım,'' diyor.

(Laughter)

(Kahkahalar)

And the guy comes back and she says, "I am bored."

Adam geri geliyor ama arkadaşım ''Sıkıldım.'' diyor.

And he looks at her and he looks at the bar

Adam ona şöyle bir bakıyor

and he says, "Then why are you wet?"

''O hâlde neden uyarılmışsın?'' diyor.

Why was she wet?

Neden uyarıldı?

Is it sex-related to have pressure directly against your clitoris?

Klitorisinize doğrudan baskı gelmesi seksle alakalı mı?

Yeah.

Evet.

Does that tell him whether she wants or likes what's happening?

Peki bu durum kadının olanları istediği ve sevdiği anlamına gelir mi?

Nope.

Hayır.

What does tell him whether she wants or likes what's happening?

Peki adama kadının bu durumdan hoşlandığını ne söyler?

She does!

Kadının kendisi!

She recognized and articulated what she wanted and liked.

Ne isteyip neden hoşlandığına kadın kendisi karar verir.

All he had to do was listen to her words.

Adamın tek yapması gereken ona kulak vermekti.

My friend on the phone -- what's the solution?

Arkadaşım telefonda soruyor, çözüm ne?

You tell your partner, "Listen to your words."

Partnerine sana kulak vermesini söyle.

Also, buy some lube.

Bir de kayganlaştırıcı al.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Applause)

(Alkışlar)

Applause for lube, absolutely.

Kayganlaştırıcıya alkış, harika.

(Applause)

(Alkışlar)

Everyone, everywhere.

Herkes. Her yerde.

But I want to tell you a darker listen-to-her-words story.

Ancak size daha karanlık bir sözlerine kulak verme hikâtesi anlatayım

This one comes from a note that a student sent me

Uyarılma uyumsuzluğu hakkında anlattığım bir ders sonrası

after I gave a lecture about arousal nonconcordance.

bir öğrencinin bana gönderdiği bir not.

She was with a partner, a new partner, glad to be doing things,

Partneriyle birlikteydi, hâlâ yeniydiler ve baş başa olmaktan memnundular,

and they reached a point

biraz ilerlediler,

where that was as far as she was interested in going

kız daha fazla ilerlemek istemedi,

and so she said no.

dolayısıyla hayır dedi.

And the partner said, "No, you're wet, you're so ready, don't be shy."

Ama partneri ''Hayır. uyarılmışsın, hazırsın, utanma artık.'' dedi.

Shy?

Utanmak mı?

As if it hadn't taken all the courage and confidence she had

Sanki hoşlandığı bir insana hayır demek

to say no to someone she liked.

büyük bir cesaret ve özgüven gerektirmiyor!

Whose feelings she did not want to hurt.

Hislerini incitmek istemiyordu.

But she said it again.

O yüzden yeniden söyledi.

She said no.

Hayır dedi.

Did he listen to her words?

Peki o, kızın sözlerine kulak verdi mi?

In the age of Me Too and Time's Up, people ask me,

Me Too ve Time's Up zamanında insanlar bana sordu:

"How do I even know what my partner wants and likes?

''Partnerimin ne istediğini ve sevdiğini nasıl bilirim?''

Is all consent to be verbal and contractual now?"

Her şey illa sözlü ve anlaşmalı mı olmalı?''

There are times when consent is ambiguous

Onay vermenin belirsiz olduğu durumlar var

and we need a large-scale cultural conversation about that.

ve buna dair büyük çapta kültürel konuşmalar yapmamız lazım.

But can we make sure we're noticing how clear consent is

Peki bu yanlış bilineni ortadan kaldırınca

onayın ne kadar bariz olduğunu fark eder miyiz?

if we eliminate this myth?

In every example I've described so far,

Şimdiye dek açıkladığım her örnekte

one partner recognized and articulated what they wanted and liked:

çiftlerden biri ne istediğini ve sevdiğini belirtti ve dile getirdi:

"I want you right now."

''Seni istiyorum.''

"No."

''Hayır.''

And their partner told them they were wrong.

Ancak partnerleri onlara yanıldıklarını söyledi.

It's gaslighting.

Manipüle ediyorlar.

Profound and degrading.

Çok büyük ve küçültücü bir durum.

You say you feel one way,

Ne hissettiğinizi belirtiyorsunuz

but your body proves that you feel something else.

ama bedeniniz başka türlü hissettiğinizi kanıtlıyor.

And we only do this around sexuality,

Bunu sadece cinsellikte yaşıyoruz

because arousal nonconcordance

çünkü uyarılma uyumsuzluğu

happens with every emotional and motivational system we have.

her duygusal ve motivasyonal sisteminizde meydana geliyor.

If my mouth waters when I bite into a wormy apple,

Kurtlu elmayı ısırdığımda ağzım sulanıyorsa

does anybody say to me,

insanlar bana şöyle der mi:

"You said no, but your body said yes?"

''Hayır dedin ama vücudun evet dedi?''

(Laughter)

(Kahkahalar)

And it's not only our partners who get it wrong.

Bunu yanlış anlayanlar sadece partnerlerimiz değil,

The National Judicial Education Program published a document

Ulusal Yargısal Eğitim Programı bir döküman yayınladı,

called "Judges Tell: What I Wish I Had Known Before I Presided

adı ''Hakimler Söylüyor: Cinsel Taciz Mağduru Davasına

in a Case of an Adult Victim of Sexual Assault."

Öncülük Etmeden Önce Ne Bilmeyi İsterdim.''

Number 13:

Madde 13:

On occasion, the victim, female or male, may experience a physical response,

Bazı durumlarda mağdur, erkek veya kadın, fiziksel bir tepkime yaşayabilir,

but this is not a sexual response in the sense of desire or mutuality."

ancak bu cinsel tepkimenin istek veya karşılıkla bir ilgisi yoktur.''

This brings me one step closer into the darkness,

Bu beni karanlığa bir adım daha götürüyor

and then I promise we will find our way into the light.

sonra ışığı bulacağımıza dair söz veriyorum.

I'm thinking of a recent court case involving multiple instances

Birden fazla karşılıksız cinsel taciz içeren

of non-consensual sexual contact.

son zamanlardaki bir davayı düşünüyorum.

Imagine you're on the jury

Jüride olduğunuzu düşünün

and you learn that the victim had orgasms.

ve mağdurun orgazm olduğunu.

Does it change how your gut responds to the case?

Bu durum davaya vereceğiniz tepkiyi değiştirir mi?

Let me remind you, orgasm is physiological;

Şunu hatırlatayım, orgazm fizyolojiktir;

it is a spontaneous, involuntary release of tension,

seksle alakalı etkene tepkime olarak oluşan

generated in response to sex-related stimuli.

spontane ve istemsiz gerilim açığa çıkışıdır.

But the perpetrator’s lawyer made sure the jury knew about those orgasms

Suçu işleyenin avukatı jürinin bunu bilmesini istedi,

because he thought the orgasms could be construed as consent.

çünkü avukata göre orgazmlar rıza sonucu ortaya çıkıyor.

I will also add that this was a child being abused by an adult in the family.

Mağdur, ailesinden bir yetişkin tarafından taciz edilen bir çocuk.

I invite you to breathe.

Nefes almanızı istiyorum.

That kind of story can give a person all kind of feelings,

Böyle bir hikâye insana her duyguyu hissettirebilir,

from rage to shame to confused arousal

öfkeden utanca, anlaşılmayan uyarılmaya

because it is sex-related,

çünkü konu seksle alakalı,

even though it is appalling.

ne kadar dehşet verici olsa da.

But even though I know it's difficult

Yabancılarla dolu bir salonda

to sit with those feelings in a room full of strangers,

bu hisler hakkında konuşmak ne kadar zor olsa da

if we can find our way through all of the messy feelings,

bu karışık hisleri anlamayı öğrenebilirsek

I believe we will find our way to the light of compassion

o çocuk için ışığa giden yolda

for that child,

yolumuzu bulacağımıza inanıyorum,

whose relationship with her body was damaged

onu koruması gereken bir yetişkin tarafından

by an adult whose job it was to protect it.

vücuduyla olan ilişkisi darmadağın olmuş bir çocuk.

And we'll find hope that there was a trustworthy adult

Şu sözleri söyleyecek güvenilir bir yetişkin olacak:

who could say, "Genital response

''Genital tepkime seksle alakalı etkene yanıttır,

just means it was a sex-related stimulus; doesn't mean it was wanted or liked,

eylemin istendiği veya beğenildiği anlamına gelmez,

certainly doesn't mean it was consented to.

eyleme razı olunduğu anlamına hiç gelmez.

(Applause)

(Alkışlar)

That compassion and that hope are why I travel all over,

Bu istek ve umut tüm dünyada seyahat ederek

talking about this to anyone who will listen.

dinleyecek herkese bunu anlatmamın da sebebi.

I can see it helping people, even as I say the words.

Ben daha bu sözleri söylerken yardımı dokunduğunu görebiliyorum.

I invite you to say the words.

Bu sözleri siz de söyleyin.

You don't have to say "clitoris" in front of 1000 strangers.

1000 yabancı önünde ''klitoris'' demenize gerek yok.

But do have one brave conversation.

Ama tek bir cesur konuşma yapın.

Tell this to someone you know who has experienced sexual violence --

Cinsel şiddet mağduru tanıdığınız birine anlatın,

you definitely know someone.

birini mutlaka tanıyorsunuzdur.

In the US it's one in three women.

ABD'de her üç kadından biri.

One in six men.

Her altı erkekten biri.

Almost half of transgender folks.

Trans bireylerin yarısı.

Say "Genital response means it's a sex-related stimulus.

''Genital tepkime seksle alakalı etkene yanıttır.

Eylemin beğenildiği veya istendiği anlamına gelmez.''

It doesn't mean it was wanted or liked."

Say it to a judge you know or a lawyer you know,

Tanıdığınız bir hakime bir polise, bir avukata söyleyin,

or a cop or anyone who might sit on a jury in a sexual assault case.

cinsel şiddet davasında mahkeme salonunda oturan herkese söyleyin.

Say "Some people think that your body doesn't respond

''İnsanlar, istemediğiniz zaman

if you don't want or like what's happening,

vücudunuzun tepki vermediğini sanıyor,

if only that were true.

keşke öyle olsaydı.'' deyin.

Instead, arousal nonconcordance.

Uyarılma uyumsuzluğu oluyor deyin.

Say this to the confused teenager in your life

Nasıl oluyor diye telaşlanan

who is just trying to figure out what, even, what?

kafası karışmış yeniyetmeye anlatın.

Say, if you bite this moldy fruit and your mouth waters,

O nefis meyveyi ısırdığınızda ağzınız sulanınca

hiç kimsenin böyle konuşmayacağını hatırlatın.

nobody would say to you,

"Well, you just don't want to admit how much you like it."

''Ne kadar hoşuna gittiğini itiraf etmek istemiyorsun''

Same goes for down below, arousal nonconcordance.

Aynı şey cinsellik için de geçerli, uyarılma uyumsuzluğu.

Say it to your partner.

Partnerinize söyleyin.

My genitals do not tell you what I want or like.

Özel bölgem ne istediğimi ve ne sevdiğimi söylemiyor.

I do.

Ben söylüyorum.

(Applause)

(Alkışlar)

The roots of this myth are deep

Bu yanlış bilinen kanı çok derin

and they are entangled with some very dark forces in our culture.

ve kültürümüzdeki çok karanlık bazı güçlerle iç içe geçmişler.

But with every brave conversation we have,

Ancak yaptığımız her cesur konuşmada

we make the world that little bit better, a little simpler

dünyayı kafası karışmış o genç için

for the confused teenager.

biraz daha iyi ve basit kılıyoruz.

A little easier for your friend on the phone, worried that she's broken.

Kalbi kırılmış arkadaşınız için daha kolay kılıyoruz.

A little easier and safer

Her üç kadından biri,

for the survivors, one in three women.

her altı erkekten biri

One in six men.

ve trans bireylerin yarısı için

Half of trans folks.

daha güvenli ve kolay kılıyoruz.

Me too.

Benim için de.

So for every brave conversation you have,

Yaptığınız her cesur konuşma için

thank you.

teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkışlar)

Thank you.

Teşekkürler.

Thanks.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)

Helen Walters: Emily, come up here.

Helen Walters: Emily, böyle gel.

Thank you so much.

Çok teşekkürler.

I know that you do this all the time,

Bunu her zaman yaptığını biliyorum,

and yet, still, I'm so grateful to you for having the courage

yine de bu sahneye çıkacak cesareti gösterdiğin için

to come and talk about that on this stage.

sana çok minnettarım.

It really took a lot and we're very grateful to you.

Hiç kolay olmadı ve hepimiz minnettarız.

So thank you.

Teşekkürler.

Emily Nagoski: I am grateful to be here.

EN: Burada olduğum için minnettarım.

HW: So in your regular day job,

HW: Konuşmanda söylediğin gibi

I imagine, as you put at the top of the talk,

her gün işini yaparken

you get asked a lot of questions.

sana çok soru soruluyor.

But what's the one question that you get asked all the time

Haftanın geri kalanında 1000 kez cevaplamaman için

that you can share with everyone here so you don't have to answer it 1000 times

sana en sık sorulan soruyu

burada herkesle paylaşabilir misin?

throughout the rest of the week?

EN: The question I get asked most often

EN: Bana en sık sorulan soru

is actually the question underneath pretty much all the other questions,

aslında diğer tüm soruların altında yatan soru,

so, can you get addicted to your vibrator,

vibratörüme bağımlı olabilir miyim?

please help me with my erectile dysfunction?

ereksiyon sorunum için yardıma ihtiyacım var.

Underneath every question is actually the question, "Am I normal?"

Bütün bunların altında ''Ben normal miyim?'' var.

To which my answer in my mind is,

Benim buna yanıtım evet,

what even is normal and why is that what you want your sexuality to be?

ayrıca normal ne demek ve neden cinsel hayatınız öyle olsun?

Why do we only want to be normal around sexuality?

Neden konu yalnızca cinsellikken normal olmak istiyoruz?

Don't we want to be extraordinary?

Sıradışı olmak istemez miyiz?

Like, do you just want normal sex or do you want awesome sex in your life?

Hayatınızda normak seks mi yoksa harika seks mi istiyorsunuz?

I think, though, there's a lot of fear

Bence cinsel açıdan farklı olmaya yönelik

around being too different sexually.

çok fazla korku var.

When people are asking me,

İnsanlar bana şunu sorduğunda

"Is this thing I'm experiencing normal,"

''Bu hissettiğim şey normal mi?''

what they're actually asking me is, "Do I belong?"

Asıl sordukları şey ''Ben buna ait miyim?''

Do I belong in this relationship,

Bu ilişkiye ait miyim?

do I belong in this community of people,

Bu topluluğa ait miyim?

do I belong on earth as a sexual person?

Dünyaya cinsel duyguları olan biri olarak ait miyim?

To which the answer is always a resounding yes.

Cevap hiç tereddütsüz evet.

The only barrier there is, the only limit there is, there are two:

Tek sınırlama şu ikisi:

one, if you're experiencing unwanted sexual pain,

İlki, istenmeyen bir ağrı çekiyorsanız

talk to a medical provider.

bir doktora görünmeniz lazım.

And two: As along as everybody involved is free and glad to be there,

İkincisi, herkes burada olmaktan ne kadar mutluysa

gitmek istediklerinde de özgür olmalılar,

and free to leave whenever they want to,

you're allowed to do anything that you want to.

istediğiniz her şeyi yapmakta özgürsünüz.

There is no script, there is no box you have to fit into,

İçine sığmanız gereken bir kutu yok,

you're allowed, as long as there is consent and no unwanted pain,

istenmeyen ağrı yoksa ve rıza varsa

you're totally free to do whatever you want.

ne isterseniz yapmakta özgürsünüz.

HW: Amazing. Thank you so much.

HW: Harika. Çok teşekkürler.

EN: Thank you.

EN: Ben teşekkür ederim.

HW: Thank you, you're incredible.

HW: Harikasın. Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)