I love being a police officer, but we need reform | Melvin Russell

152,558 views ・ 2016-02-03

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yunus ASIK Gözden geçirme: Orkun Nazim Kadioglu
00:12
I have been a police officer for a very, very long time.
0
12817
2651
Çok uzun zamandır polis memuru olarak görev yapmaktayım.
00:15
And you see these notes in my hand because I'm also a black preacher.
1
15492
5198
Elimde bu notları görüyorsunuz, çünkü ben aynı zamanda siyahi bir vaizim.
00:21
(Laughter)
2
21305
1683
(Gülüşmeler)
00:23
And if you know anything about black preachers,
3
23012
2215
Siyahi vaizler hakkında bir şey biliyorsanız,
00:25
we'll close, and then we'll keep going for another 20 minutes.
4
25251
3212
konuyu kapayacağız ve sonraki 20 dakika bu konuya devam edeceğiz.
00:28
(Laughter)
5
28487
1037
(Gülüşmeler)
00:29
So I need this to keep pushing this thing forward.
6
29548
2393
Yani buna devam etmek için buna ihtiyacım var.
00:31
I've been a police officer for a very long time,
7
31965
2249
Çok uzun zamandan beri polis memuruyum
ve demek istediğim teknolojinin öncesini gördüm.
00:34
and I mean I predated technology.
8
34238
1580
00:35
I'm talking about before pagers.
9
35842
1596
Çağrı cihazlarından öncesini diyorum.
00:37
(Laughter)
10
37462
1233
(Gülüşmeler)
00:38
Laugh if you want to, but I'm telling the truth.
11
38719
2261
İsterseniz gülebilirsiniz ama doğru söylüyorum.
00:41
I predate War on Our Fellow Man -- I mean, War on Drugs.
12
41004
4702
Elemanlarımızın savaşı öncesini gördüm -- Uyuşturucu savaşını kastediyorum.
00:45
I predate all of that.
13
45730
1483
Bunların hepsinin öncesini gördüm.
00:47
I predate so much
14
47855
1154
Çok eskileri gördüm
00:49
and I've been through ebbs and flows
15
49033
1783
ve tüm bu metcezirleri yaşadım.
00:50
and I've been through good and bad times,
16
50840
2367
İyi ve kötü zamanlarda bulundum
00:53
and still I absolutely love being a police officer.
17
53231
4158
ve polis olmayı hâlâ kesinlikle çok seviyorum.
00:58
I love being a police officer because it's always been a calling for me
18
58207
3751
Polis olmayı çok seviyorum, çünkü beni her zaman çok cezbetmiştir
01:01
and never a job.
19
61982
1380
ve asla bir iş olmamıştır.
01:04
And even with that,
20
64219
1365
Böyleyken bile,
01:06
my personal truth is that law enforcement is in a crisis.
21
66538
4276
bana göre kolluk kuvvetleri bir krizdedir.
01:11
It's an invisible crisis,
22
71616
1514
Bu öyle görünmez bir kriz ki,
01:13
and it has been for many, many years.
23
73154
2626
uzun yıllardır sürmekte.
01:16
Even though we in law enforcement say,
24
76787
1869
Buna rağmen kolluk olan biz deriz ki,
01:18
"You know what? We can't arrest our way out of this."
25
78680
3602
"Ne var biliyor musunuz? Bunun dışında kendi yolumuzla tutuklayamayız."
01:23
We say in law enforcement things like,
26
83258
1811
Kolluk olarak şöyle şeyler deriz,
01:25
"Yeah, it's illegal to profile."
27
85093
2516
"Evet, profil çıkarmak yasa dışı."
01:28
You know what?
28
88008
1158
Ne var biliyor musunuz?
01:29
In law enforcement, we even agree that we have to adopt this thinking
29
89190
3358
Kolluk işinde, bu şeye adapte olmamız
01:32
and become more oriented to community policing.
30
92572
2205
ve toplum polisliğine daha uyum sağlamak gerektiğini kabul ederiz
01:34
And yet all the while, still,
31
94801
2910
Ama tüm bunlar olurken,
01:37
we continue in the same vein,
32
97735
2197
hâlâ aynı damarı devam ettiririz,
01:39
the same vein that contradicts everything that we just admitted.
33
99956
3960
kabul ettiğimiz her şeyle çelişen aynı damarı.
01:45
And so that's the reason for me, several years ago.
34
105131
2703
Benim için yıllar önce geçerli olan sebep buydu.
01:48
Because I was tired of the racism, I was tired of discrimination,
35
108313
3095
Çünkü ırkçılıktan ve ayrımcılıktan yorulmuştum,
01:51
I was tired of the "-isms" and the schisms.
36
111432
2593
tüm "-izm"lerden ve ideolojilerden yorulmuştum.
01:54
I was just so tired.
37
114049
1380
Oldukça yorulmuştum.
01:55
I was tired of the vicious cycle,
38
115904
2153
Bu kısır döngüden yorulmuştum
01:58
and I was tired of it even in the beloved agency
39
118081
3229
ve hatta bugün dahi çok sevdiğim şube biriminin içinde bile
02:01
in the department that I still love today.
40
121334
2913
o kadar yorulmuştum.
02:04
And so my wife and I, we sat down
41
124771
2129
Eşim ve ben oturduk,
02:06
and we decided and we targeted a date that we would retire.
42
126924
2817
karar verdik ve emekliliğimiz için bir tarih belirledik.
02:10
We would retire and I would go off into the sunset,
43
130130
2604
Emekli olacaktık ve gün batarken gidecektim,
02:12
maybe do ministry full time, love my wife a long time.
44
132758
2833
belki tamamen papazlık yapacaktım, uzun zaman eşimle ilgilenecektim.
02:15
Y'all know what I'm talking about.
45
135615
1641
Herkes ne demek istediğimi biliyor.
02:17
(Laughter)
46
137280
1405
(Gülüşmeler)
02:18
But we decided that I would retire.
47
138709
1723
Emekli olmayı kararlaştırdık.
02:20
But then there was a higher power than I.
48
140456
3179
Ancak benden daha büyük bir güç vardı.
02:24
There was a love for the city
49
144492
2868
Şehrim için sevgim vardı,
02:27
that I loved, that I grew up in, that I was educated in --
50
147384
3201
burayı seviyordum, burada büyümüş, burada eğitim almıştım --
02:30
a city that pulled my heart back into the system.
51
150609
3700
kalbimi yeniden sistemine soktuğum bir şehirdi.
02:34
So we didn't retire.
52
154959
1262
Bu yüzden emekli olmadık.
02:36
We didn't retire
53
156916
1394
Emekli olmadık
02:38
and so what happened was,
54
158334
2464
ve sonra ne oldu,
02:40
over the next -- I would say, 18 months, 19 months,
55
160822
3228
sonraki 18 ya da 19 ay,
02:45
I had this passion to implement some radical policing.
56
165050
3033
radikal politikaları uygulama tutkum vardı.
02:49
And so now, over the next 19 months,
57
169393
1731
Sonraki 19 ay sonunda,
02:51
I shifted, and I transcended from being a drug sergeant --
58
171148
3843
narkotik amirliği işini değiştirdim, ötesine geçtim --
02:56
ready to retire as a drug sergeant --
59
176277
1836
narkotik amirliğinde emekliliğe hazırdım --
02:58
and went from level to level to level,
60
178865
1834
ve seviye üstüne seviye gittim,
03:00
until I find myself as a district commander,
61
180723
2429
bölge amiri olana kadar devam ettim.
03:03
commander of the worst district in Baltimore city.
62
183176
2943
Baltimore şehrindeki en kötü bölgeninin amiri oldum.
03:06
We call it the Eastern District,
63
186453
1701
Oraya Doğu Bölgesi deriz,
03:08
the most violent district,
64
188178
1610
en şiddetli bölge,
03:09
the most impoverished district --
65
189812
1707
en yoksul bölge --
03:11
46 percent unemployment in that district.
66
191543
3602
%46'sı işsiz olan bir bölge.
03:16
National rating at that time,
67
196018
2220
O zamanki resmi verilerce,
03:18
national rating, the AIDS and the tuberculosis [rating],
68
198262
2972
AIDS ve tüberküloz verilerine göre,
03:21
was always on the top 10 list
69
201258
2401
ülkedeki tüm şehirler içinde
03:23
for zip codes for cities across the nation,
70
203683
3023
ya da tüm ülke içinde
03:26
or just zip codes across the nation.
71
206730
1739
her zaman ilk onun en üstündeydi.
03:28
The top 10 -- I didn't say state, I didn't say city --
72
208493
2618
İlk 10 -- bir eyalet demedim, bir şehir demedim --
03:31
that little neighborhood.
73
211135
1340
sadece küçük bir semt.
03:33
And I said, you know what? We gotta do something different.
74
213911
2803
Ne dedim biliyor musunuz? Farklı bir şey yapmak zorundayız.
03:36
We gotta do something different. We gotta think radical.
75
216738
2660
Farklı bir şey yapmak zorundayız. Radikal düşünmeliyiz.
03:39
We gotta think outside the box.
76
219422
1737
Kutunun dışında düşünmeliyiz.
03:41
And so in order to bring change that I desperately wanted
77
221730
2682
Bu değişimi yaratmak için çaresizce istedim
03:44
and I desperately felt in my heart,
78
224436
1707
ve çaresizce kalbimde hissettim.
03:46
I had to start listening to that inner spirit.
79
226167
2289
İçimden gelen sesi dinlemeye başladım.
03:48
I had to start listening to that man on the inside
80
228480
2433
İçimdeki adamın sesini dinlemeye başladım,
03:50
that went against everything that I had been trained to do.
81
230937
3103
ki o adam yapmak için eğitim aldığım her şeye karşı duruyordu.
03:54
But we still did it.
82
234772
1394
Ama yine de bunu yaptık.
03:56
We still did it because we listened to that inner spirit,
83
236190
2697
Bunu yaptık, çünkü iç sesimizi dinledik,
03:58
because I realized this:
84
238911
1261
çünkü şunu fark ettim:
04:00
if I was to see real police reform
85
240196
4049
Eğer gerçek bir polis reformu görmek istiyorsam,
04:04
in the communities that I had authority over for public safety,
86
244269
3629
kamu düzeni için yetkili olduğum toplumlarda
04:08
we had to change our stinkin' thinkin'.
87
248690
2283
berbat düşüncelerimizi değiştirmek zorundaydık.
04:12
We had to change it.
88
252728
1153
Bunu değiştirmeliydik.
04:13
And so what we did is we started to think holistically
89
253905
2723
Böylece toplumla bir bütün olarak düşünmeye başladık,
04:16
and not paramilitarily.
90
256652
1316
yarı askeri olarak değil.
04:18
So we thought differently.
91
258538
1384
Farklı şekilde düşündük.
04:20
And we started to realize
92
260819
1199
Asla ve asla olmaması
04:22
that it could never be and never should have been
93
262042
2310
gereken bir şey olan onlara karşı biz olgusunu
04:24
us versus them.
94
264376
1509
fark etmeye başladık.
04:26
And so I decided to come to that intersection
95
266910
2208
Böylece tüm sınıflar, tüm ırklar, tüm inançlar
04:29
where I could meet all classes, all races, all creeds, all colors;
96
269142
3221
ve tüm renklerle buluşabileceğim, yine iş dünyası, dindarlar
04:32
where I would meet the businesses and the faith-based,
97
272387
2541
sağlıkçılarla ve eğitimcilerle buluşabileceğim,
04:34
and the eds, the meds,
98
274952
1286
tüm bu insanlarla buluşabileceğim,
04:36
and I would meet all the people
99
276262
1508
otorite sağladığım toplumu oluşturan
04:37
that made up the communities that I had authority over.
100
277794
2829
bu insanlarla bir kesişime gelmeye karar verdim.
Böylece onlarla buluştum ve dinlemeye başladım.
04:41
So I met them and I began to listen.
101
281205
1960
04:43
See, police have a problem.
102
283189
1452
Bakın, polisin bir derdi var.
04:44
Off the top, we want to bring things into the community
103
284665
2595
Hepsinin ötesinde, topluma bir şeyler katmak istiyoruz
04:47
and come up with these extravagant strategies and deployments,
104
287284
2968
ve bu tutumsuz strateji ve yayılmayla baş etmeliyiz.
04:50
but we never talk to the community about them.
105
290276
2175
Ama hiçbir zaman topluma bunlardan bahsetmiyoruz.
04:52
And we shove them into the community and say, "Take that."
106
292475
2828
Onları toplum içine sürüp, "Bunu al" diyoruz.
04:55
But we said we'd get rid of that stinkin' thinkin',
107
295806
2397
Ama bu berbat düşüncelerimizden kurtulmamız gerektiğini söyledik
04:58
so we talked to our communities.
108
298227
1548
ve toplumumuzla konuştuk.
04:59
We said, "This is your community table.
109
299799
1868
"Bu sizin toplumunuzun masasıdır.
05:01
We'll pull up a chair. We want to hear from you.
110
301691
2263
Bir sandalye çekin. Sizi dinlemek istiyoruz.
05:03
What's going to work in your community?"
111
303978
1940
Toplumunuzda işe yarayacak olan ne?"
05:05
And then some great things started to happen.
112
305942
2129
Sonra bazı harika şeyler olmaya başladı.
05:08
See, here's the thing:
113
308095
1151
Bakın, olay şu:
05:09
I had to figure out a way to shift 130 cops that were under my tutelage
114
309270
5720
Altımda çalışan 130 polisin, toplumun işgalcileri olmak yerine
05:15
from being occupiers of communities
115
315014
2112
ortakları olmaları için bir yol
05:17
to being partners.
116
317150
1189
bulmam lazımdı.
05:19
I had to figure out how to do that.
117
319355
1692
Nasıl yapılacağını çözmeliydim.
05:21
Because here's the crazy thing:
118
321071
1979
Çünkü asıl çılgınca şey şu:
05:23
in law enforcement, we have evolved into something incredible.
119
323074
3645
Hukuki uygulamada zamanla akıl almaz bir şey gelişti.
05:26
Listen, we have become great protectors.
120
326743
1937
Harika koruyucular hâline geldik.
05:28
We know how to protect you.
121
328704
1428
Sizi nasıl koruyacağımızı biliyoruz.
05:30
But we have exercised that arm so much, so very much.
122
330909
4039
Ama bu kolları çok fazla çalıştırdık, çok, çok fazla.
05:34
If I was a natural police department
123
334972
3166
Ben doğal bir polis departmanı olsaydım
05:38
and I represented a police department,
124
338162
1881
ve bir polis departmanını temsil etseydim,
05:40
you would see this incredible, beautiful, 23-inch arm.
125
340067
2889
bu 60 santimlik mükemmel kolu görürdünüz.
05:42
(Laughter)
126
342980
2603
(Gülüşmeler)
05:45
It's pretty, ain't it? It's cut up.
127
345607
2079
Hoş değil mi? Bu şekilde.
05:48
No fat on it. Mmm it look good. It just look good!
128
348641
2927
Yağ yok. İyi görünüyor. Hâlâ iyi görünüyor.
05:51
(Laughter)
129
351592
2134
(Alkışlar)
05:53
That's a great arm -- protection!
130
353750
1901
Mükemmel bir kol -- koruma!
05:55
That's who we are, but we've exercised it so much sometimes
131
355675
3103
İşte biz buyuz ama bazen o kadar çok çalışıyorduk ki,
05:59
that it has led to abuse.
132
359255
1555
suistimallere yol açıyordu.
06:02
It's led to coldness and callousness and dehumanized us.
133
362008
3996
Kayıtsızlığa ve vurdumduymazlığa yol açıyor, bizi insanlıktan çıkarıyordu.
06:06
And we've forgotten
134
366941
1152
Unuttuğumuz şey,
06:08
the mantra across this nation
135
368117
1413
bu ülke genelindeki mantra,
06:09
is to protect and serve.
136
369554
2070
korumak ve hizmet etmekti.
Kimse bunu bilmiyor mu? Korumak ve hizmet etmek.
06:12
Y'all don't know that? Protect and serve.
137
372068
1976
06:14
(Laughter)
138
374068
1001
(Gülüşmeler)
06:15
So you look at the other arm,
139
375093
1405
Diğer kola bakın,
06:16
and then you look at it and ... there it is.
140
376522
2135
ona bakın...ve oraya.
06:18
(Laughter)
141
378681
1173
(Gülüşmeler)
06:20
You know, it's kinda weak.
142
380267
1889
Biliyor musunuz, biraz zayıf.
06:22
It looks sickly.
143
382926
1237
Hastalıklı görünüyor.
06:24
It's withering and it's dying
144
384972
1786
Kalkıyor ve düşüyor,
06:27
because we've invested so much in our protective arm.
145
387861
2643
çünkü biz daha çok koruyucu kolumuza yatırım yaptık.
06:31
But we forgot to treat our communities
146
391302
2857
Ama toplumumuzu ele almayı unuttuk,
06:34
like they're our customers;
147
394183
1383
sanki onlar müşterimizmiş gibi,
06:36
like they're our sons and daughters, our brothers and sisters,
148
396026
2965
oğlumuz, kızımız, erkek kardeşimiz, kız kardeşimiz,
06:39
our mothers and fathers.
149
399015
1190
annemiz, babamızmış gibi.
06:40
And so somehow, along the way,
150
400600
2249
Bir şekilde, yol boyunca
06:42
we've gotten out of balance.
151
402873
1431
dengesiz ilerledik.
06:44
And because we are a proud profession,
152
404958
2108
Gururlu bir mesleğimiz olduğu için
06:47
it is very hard for us to look in the mirror and see our mistakes.
153
407952
3141
aynaya bakıp hatalarımızı görmemiz çok zordu.
06:51
It's even harder to make a change.
154
411117
1721
Bir değişiklik yapmak daha bile zordur.
06:53
And so, as I try to hurry and get through this,
155
413775
2873
Bu yüzden hızlanmaya çalışacağız ve bunu aşacağız.
06:57
I need to say this:
156
417204
1161
Bunu söylemem lazım:
06:58
it's not just law enforcement, though.
157
418389
1942
Sadece kolluk kuvvetleri değil aslında.
07:00
Because every one of us makes up a community.
158
420818
2331
Çünkü her birimiz bir toplum oluşturuyoruz.
07:03
Everybody makes up a community.
159
423674
1685
Herkes bir topluluk oluşturur.
07:05
And as communities -- can I say this? --
160
425678
1928
Topluluklar olarak şunu söyleyebilirim,
07:07
we have put too much responsibility on law enforcement.
161
427630
3372
kolluk kuvvetlerine çok fazla sorumluluk yükledik.
07:12
Too much.
162
432261
1158
Çok fazla.
07:13
(Applause)
163
433443
4243
(Alkışlar)
07:18
And then we have the audacity and the nerve to get upset
164
438706
2647
Ne zaman harekete geçsek, kolluk kuvvetlerine
07:21
with law enforcement when we take action.
165
441377
2103
kızmak için küstahlık ve sinirimiz var.
07:24
There is no way in the world
166
444265
1414
Toplum olarak, sokakta
07:26
that we, as a community, should be calling the police
167
446615
3543
top oynayan çocuklar için polisi aramanın,
07:30
for kids playing ball in the street.
168
450182
1889
dünyada hiçbir amacı yoktur.
07:34
No way in the world that we should be calling the police
169
454071
2736
Dünyada polisi aramamız gereken bir durum yok,
07:36
because my neighbor's music is up too loud,
170
456831
2086
çünkü komşumun müziği çok gürültülü,
07:38
because his dog came over to my yard and did a number two;
171
458941
2754
çünkü köpeği bahçeme girdi ve bir iki numara yaptı.
07:41
there's no way we should be calling the police.
172
461719
2521
Polisi aramamız gereken bir durum yok.
07:44
But we have surrendered so much of our responsibility.
173
464264
2642
Ama sorumluluğumuzun çoğuna teslim olduk.
07:46
Listen, when I was a little boy coming up in Baltimore --
174
466930
3134
Benim Baltimore'da küçük bir çoçuk olduğum zamanlara bakalım --
07:50
and listen, we played rough in the street --
175
470088
2137
sokakta gürültülü şekilde oynardık --
07:52
I ain't never see the police come and break us up.
176
472249
2411
Gelip oyunumuzu bölen polisi asla görmedik.
07:55
You know who came? It was the elders.
177
475026
1925
Kim gelirdi biliyor musunuz? Yaşlılar.
07:56
It was the parental figures in the community.
178
476975
2135
Onlar toplumun ebeveyn yüzleriydi.
07:59
It was those guardians, it was that village mentality.
179
479440
2587
Onlar velilerdi, onlar köyün aklıydı.
08:02
They came and said, "Stop that!" and "Do this." and "Stop that."
180
482051
3055
Onlar gelip, "Kesin şunu!" "Bunu yapın." ve "Kesin!" derlerdi.
08:05
We had mentors throughout all of the community.
181
485689
3722
Toplumun her tarafında akıl hocalarımız vardı.
08:09
So it takes all of us, all of us.
182
489769
2240
Hepimizi ele geçirirlerdi, hepimizi.
08:12
And when I say community,
183
492620
1200
Topluluk dediğimde,
08:13
I'm talking about everything that makes up a community, even --
184
493844
3027
bir topluluğu oluşturan her şeyden bahsediyorum,
08:16
listen, because I'm a preacher, I'm very hard on the churches,
185
496895
2931
bir vaiz olduğum için kiliseler üzerinde çok sertim,
08:19
because I believe the churches too often have become MIA,
186
499850
2747
çünkü kiliselerin çok sık MIA (kayıp) hâline geldiğine inanıyorum,
08:22
missing in action.
187
502621
1157
eylem eksikliği.
08:23
I believe they have shifted over the last 10, 20 years
188
503802
2568
Son 10-20 yıl boyunca, kapınızın önünden yürüyüp
08:26
from being community churches,
189
506394
1476
köşeyi dönünce vardığınız
08:27
where you walk outside your door, round the corner and you're in church.
190
507894
3468
topluluk kiliseleri olmaktan dönüştürüldüklerine inanıyorum.
Değiştirildiler ve banliyö kiliseleri oldular.
08:31
They shifted from that and became commuter churches.
191
511386
2860
08:34
So you now have churches who have become disconnected by default
192
514270
4460
Şu anda, kök salmış toplulukların ihmalinden dolayı bağlantısız
08:38
from the very community where they're planted.
193
518754
2455
duruma gelmiş olan kiliseleriniz var.
08:42
And they don't take care of that community.
194
522060
2379
Onlar o toplumu umursamıyor.
08:45
I could go on and on, but I really need to wrap this up.
195
525153
2668
Devam edebilirdim ama gerçekten bunu bitirmem gerekiyor.
08:47
Community and policing:
196
527845
2651
Toplum ve polis:
08:50
we've all lost that precious gift, and I call it relational equity.
197
530520
4301
Tüm bu değerli hediyeyi kaybettik ve buna ilişkisel eşitlik diyorum.
08:55
We've lost it with one another.
198
535498
1923
Bir başkasıyla kaybettik.
08:57
It's not somebody else's fault --
199
537445
2015
Bu başkasının suçu değil --
08:59
it's all of our fault.
200
539484
1324
tamamen bizim suçumuz.
09:01
We all take responsibility in this.
201
541371
1966
Hepimiz bundan sorumluyuz.
09:03
But I say this: it's not too late for all of us to build our cities
202
543361
3201
Ama şunu diyorum: Hepimiz için şehrimizi ve ulusumuzu tekrar
09:06
and nation to make it great again.
203
546586
1638
büyütmek için inşa etmek çok da zor değil.
09:08
It is never too late.
204
548248
1159
Asla geç değil.
09:09
It is never too late.
205
549431
1316
Asla geç değil.
09:11
You see, after three years
206
551428
1401
Bakın, o bölgedeki dört buçuk yıllık
09:12
of my four-and-a-half-year commandship in that district,
207
552853
3238
komutanlığımın üçüncü yılından sonra,
09:16
three years in,
208
556115
1154
üç yıl,
09:17
after putting pastors in the car with my police
209
557293
2679
benim polis arabama papazlar koyuldu,
09:19
because I knew this -- it's a little secret --
210
559996
2175
çünkü bunu biliyordum -- küçük bir sırdı --
09:22
I knew this:
211
562195
1159
Bunu biliyordum:
09:23
it was hard to stay a nasty police officer
212
563378
2665
Din adamları ile dolaştığınız sürece
09:26
while you're riding around with a clergy.
213
566067
2101
kötü bir polis memuru olarak kalmak zordu.
09:28
(Laughter)
214
568192
2182
(Gülüşmeler)
09:30
(Applause)
215
570398
5797
(Alkışlar)
09:38
You'd be getting in and out of the car, looking to your right, talking about:
216
578476
3529
Arabanın içinde ve dışında sağınıza baktığınızda konuşacağınız şey:
09:42
"Father, forgive me, for I have sinned," all day long -- you can't do it!
217
582029
3536
"Peder, günahlarım için beni affet." tüm gün boyunca bunu yapamazsın!
09:45
So we came up with some incredible initiatives,
218
585589
2253
Bazı inanılmaz girişimler ortaya çıkardık,
09:47
engagements for our community and police to build that trust back.
219
587866
3495
toplumumuz ve polis bu güveni geri inşa etmek için sözleşti.
09:51
We began to deal with our youth
220
591385
1559
Gençlerle ve bizleri
09:52
and with those who we consider are on the wrong side of the fence.
221
592968
3178
çitin yanlış tarafında gören kesimle anlaşmaya başladık.
Ekonomik bir sorun olduğunu biliyorduk,
09:56
We knew we had an economic problem,
222
596170
1733
09:57
so we began to create jobs.
223
597927
1492
bu yüzden istihdam yaratmaya başladık.
09:59
We knew there was sickness in our community
224
599443
2048
Toplumumuzda hastalık olduğunu biliyorduk
10:01
and they didn't have access to proper medical care,
225
601515
2494
ve uygun tıbbi bakıma erişimleri yoktu,
10:04
so we'd partner up.
226
604033
1159
bu yüzden ortak olduk.
10:05
We got to that intersection and partnered up
227
605216
2073
Bizimle ortak olmak isteyen herkesle
10:07
with anybody that wanted to partner with us
228
607313
2087
bir kesişimimiz ve ortaklığımız vardı.
10:09
and talked about what we needed holistically,
229
609424
2167
Asla suç hakkında düşünmeden bütünsel
10:11
never thinking about the crime.
230
611615
1513
ihtiyacımız hakkında konuştuk.
10:13
Because at the end of the day,
231
613152
1695
Çünkü günün sonunda,
10:14
if we took care of the needs of the people,
232
614871
2063
insanların ihtiyaçlarını hallettiysek,
10:16
if we got to the root cause,
233
616958
1563
işin köküne indiysek,
10:19
the crime would take care of itself.
234
619251
2187
suç kendi kendini idare edebilirdi.
10:22
It would take care of itself.
235
622599
1466
Kendi kendini idare edecekti.
10:24
(Applause)
236
624089
4655
(Alkışlar)
10:29
And so, after three years of a four-and-a-half-year stint,
237
629897
4082
Dört buçuk yıllık görevin üçüncü yılından sonra,
10:34
we looked back and we looked over
238
634665
1676
geriye dönüp tekrar baktık
10:36
and found out that we were at a 40-year historical low:
239
636365
3365
ve suç sayımız ve cinayetlerin 40 yıllık tarihin en düşük
10:39
our crime numbers, our homicides --
240
639754
2881
seviyelerinde olduğunu öğrendik --
10:42
everything had dropped down, back to the 1970s.
241
642659
2457
her şey düşmüştü, 1970'lere dönülmüştü.
10:45
And it might go back further,
242
645140
1416
Daha da geriye gidebilirdi,
10:46
but the problem is, we only started keeping data since 1970.
243
646580
2917
ama sorun şu ki, sadece 1970'den bu yana veri tutmaya başladık.
10:49
Forty-year crime low, so much so, I had other commanders call me,
244
649521
3096
Kırk yılın en düşüğü, o kadar ki, diğer komutanlar beni aradı,
10:52
"Hey Mel, whatcha doin', man?
245
652641
1417
"Mel, adamım, ne yapıyorsun?
10:54
Whatcha doin'? We gotta get some of that!"
246
654082
2104
Ne yapıyorsun? Biraz da biz yapmalıyız!"
10:56
(Laughter)
247
656210
1415
(Gülüşmeler)
10:57
And so we gave them some of that.
248
657649
1659
Bu yüzden onlara da biraz verdik.
11:00
And in a short period of time,
249
660968
1452
Kısa bir süre içinde,
11:02
the city went to a 30-year crime low.
250
662444
2277
şehir suç düşüklüğünde 30 yıl geriye gitti.
11:05
For the first time in 30 years, we fell, Baltimore city,
251
665181
2649
30 yıldır ilk kez, Baltimore şehrinde,
11:07
to under 200 homicides -- 197 to be exact.
252
667854
2364
200 cinayetin altına düştük -- tam olarak 197.
11:10
And we celebrated,
253
670242
1159
Bunu kutladık,
11:11
because we had learned to become great servers,
254
671425
3683
çünkü büyük hizmetkârlar olmayı öğrendik,
11:15
become great servers first.
255
675132
1737
ilk büyük hizmetkârlar olmayı.
11:16
But I gotta tell you this: these last few years,
256
676893
2322
Ama size şunu söylemeliyim: Son birkaç yıldır,
11:20
as much as we had learned
257
680607
1620
tepki veren polis memuru yerine
11:22
to become great proactive police officers
258
682856
2947
büyük etkin polis memuru
11:25
and great relational police officers rather than reactive,
259
685827
3761
ve ilişkisel polis memuru olmayı öğrenene kadar
11:29
these last years have disappointed me.
260
689612
2065
geçen yıllar beni hayal kırıklığına uğrattı.
11:32
They have broken my heart.
261
692710
1342
Kalbimi kırdılar.
11:34
The uprising still hurts.
262
694644
1837
İsyan hâlâ acıtıyor.
11:37
It still hurts my heart,
263
697584
1686
Hâlâ kalbimi acıtıyor,
11:39
because truly I believe that it should've never happened.
264
699294
2982
çünkü gerçekten bunun asla olmaması gerektiğine inanıyorum.
11:43
I believe it should've never happened
265
703014
1793
Asla olmaması gerektiğine inanıyorum,
11:44
if we were allowed to continue along the vein that we were in,
266
704831
2944
içinde bulunduğumuz duruma devam etmemize izin verilseydi,
11:47
servicing our community,
267
707799
1680
toplumumuza hizmet edilseydi,
11:49
treating them like human beings, treating them with respect,
268
709503
2936
onlara insan gibi davranılsaydı, saygılı davranılsaydı,
11:52
loving on them first.
269
712463
1564
onlara şefkatli olunsaydı.
11:54
If we continued in that vein,
270
714670
2160
Bu bağlamda devam edersek,
11:56
it would've never happened.
271
716854
1849
böyle bir şey hiç olmayacaktı.
11:58
But somehow, we went back to business as usual.
272
718727
2576
Ama bir şekilde, her zamanki gibi davranmaya devam ettik.
12:01
But I'm excited again!
273
721956
1494
Ama yine heyecanlıyım!
12:04
I'm excited again, because now we have a police commissioner
274
724164
3345
Tekrar heyecanlıyım, çünkü toplum destekli polislik hakkında
12:07
who not only talks about community policing,
275
727533
3441
sadece konuşmayan bir emniyet müdürü var,
12:11
but he absolutely understands it,
276
731800
2318
kesinlikle onu anlıyor
12:14
and more importantly, he embraces it.
277
734142
2072
ve daha da önemlisi, onu benimsiyor.
12:16
So I'm very excited now.
278
736238
1719
Bu yüzden şu anda çok heyecanlıyım.
12:17
Listen, I'm excited about Baltimore today,
279
737981
2949
Bugün, Baltimore için heyecanlıyım,
12:20
because we, as many cities, I believe shall rise from the ashes.
280
740954
4249
çünkü birçok şehir gibi küllerinden doğacak inanıyorum.
12:25
I believe -- I truly believe --
281
745973
2889
İnanıyorum -- gerçekten inanıyorum --
12:28
(Applause)
282
748886
1022
(Alkışlar)
12:29
that we will be great again.
283
749932
1778
Tekrardan harika olacağız.
12:32
I believe,
284
752639
1171
İnanıyorum ki,
12:34
as we continue to wrap arms and continue to say,
285
754470
3071
kollarımızı sarmaya ve şunu söylemeye devam etmeliyiz,
12:37
"We're in this together,"
286
757565
1198
"Bu işte beraberiz."
12:38
because it's not just an intersection:
287
758787
1843
Çünkü bu sadece bir kesişme değil,
12:40
once we meet, we now gotta get on the same path for the same goals,
288
760654
3634
bir kez karşılaştık, şimdi aynı hedeflere aynı yolu üzerinden gitmemiz gerek
12:44
and this city will become great again.
289
764312
2048
ve bu şehir tekrar harika olacak.
12:46
This nation will become great again.
290
766384
1961
Bu ulus tekrar harika olacak.
12:48
Because we have the same goal: we all want peace.
291
768369
2419
Çünkü amacımız aynı: Hepimiz barış istiyoruz.
12:50
We all want respect for one another.
292
770812
1734
Hepimiz birbirimize saygı istiyoruz.
12:52
We all want love.
293
772570
1150
Hepimiz sevgi istiyoruz.
12:53
And I believe we are back on that road,
294
773744
1892
Geri dönüş yolunda olduğumuza inanıyorum
12:55
and I'm so excited about it.
295
775660
1370
ve bu konuda çok heyecanlıyım.
12:57
So listen, I thank you for giving me a few minutes of your time.
296
777054
3348
Bana birkaç dakikanızı ayırdığınız için teşekkür ederim.
13:00
God bless you all.
297
780426
1230
Tanrı hepinizi korusun.
13:01
(Applause)
298
781680
1001
(Alkışlar)
13:02
God bless you.
299
782705
1151
Tanrı sizi korusun.
13:03
(Applause)
300
783880
2421
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7