Ernest Madu: Bringing world-class health care to the poorest

Ernest Madu üst düzey sağlık hizmetleri üzerine konuşuyor.

42,128 views

2008-04-21 ・ TED


New videos

Ernest Madu: Bringing world-class health care to the poorest

Ernest Madu üst düzey sağlık hizmetleri üzerine konuşuyor.

42,128 views ・ 2008-04-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Berna User Gözden geçirme: Ahmet Kurnaz
00:19
It is interesting that in the United States,
0
19330
2000
Birleşik Devletler'de en belirgin
00:21
the most significant health-care budget
1
21330
2000
sağlık hizmeti bütçesinin, özel ya da kamusal,
00:23
goes to cardiovascular disease care, whether it's private or public.
2
23330
6000
kardiyovasküler hastalıkların tedavisine gitmesi ilginçtir.
00:29
There's no comparison at all.
3
29330
3000
Hiç bir surette kıyas yoktur.
00:32
In Africa -- where it is a major killer -- it is totally ignored.
4
32330
5000
Büyük bir öldürücü olduğu Afrika'da ise tamamen görmezden gelinmiştir.
00:37
And that situation cannot be right. We must do something about it.
5
37330
6000
Bu durum doğru olamaz. Bu konuda bir şeyler yapmalıyız.
00:43
A health status of a nation parallels development of that nation.
6
43330
6000
Bir ulusun sağlık durumu, o ulusun gelişmesiyle paraleldir.
00:49
17 million people die every year from heart disease.
7
49330
4000
Her yıl 17 milyon insan kallp hastalığından ölüyor.
00:53
32 million heart attacks and strokes occur.
8
53330
3000
32 milyon kalp krizi ve kalp felci gerçekleşiyor.
00:56
Most of this is in developing countries, and the majority is in Africa.
9
56330
5000
Bunların çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde ve ekseriyetle de Afrika'da.
01:01
85 percent of global disease burden for cardiovascular disease
10
61330
4000
Küresel hastalıkların yüzde 85'ini oluşturan
01:05
is in developing countries -- not in the West --
11
65330
3000
kardiyovasküler hastalıklar batıda değil, gelişmekte olan ülkelerdedir,
01:08
and yet 90 percent of the resources are in the West.
12
68330
5000
ancak kaynakların yüzde 90'ı batıdadır.
01:13
Who is at risk? People like you.
13
73330
3000
Kimler risk altında? Sizin gibi insanlar.
01:16
It's not just the Africans that should be concerned about that.
14
76330
3000
Bu konuda endiş duyulması gerekenler sadece Afrikalılar değil.
01:19
All friends of Africa, that will have reason to be in Africa at some point in time,
15
79330
6000
Bir noktada Afrika'da bulunmak için nedeni olan Afrika'nın tüm dostları,
01:25
should be very concerned about this deplorable situation.
16
85330
3000
bu acınacak durumla ilgili olarak endişelenmeliler.
01:28
Has anyone here wondered what will happen
17
88330
3000
Acaba hiçbiriniz, gece odanıza gittiğinizde
01:31
if you go back to your room at night,
18
91330
2000
göğsünüz ağrımaya, nefesiniz daralmaya
01:33
and you start getting chest pains, shortness of breath, sweating?
19
93330
4000
ve terlemeye başladığınızda ne olacağını düşündünüz mü?
01:37
You're having a heart attack. What are you going to do?
20
97330
4000
Kalp krizi geçiriyorsunuz. Ne yapacaksınız?
01:41
Will you fly back to the U.S., Germany, Europe?
21
101330
5000
Birleşik Devletler'e, Almanya'ya, Avrupa'ya mı uçacaksınız?
01:46
No, you will die. 50 percent will die within 24 hours, if not treated.
22
106330
5000
Hayır, yüzde 50'niz ilk 24 saat içinde tedavi edilmediğiniz takdirde öleceksiniz.
01:51
This is what's going on.
23
111330
3000
Olup biten budur.
01:54
In a look at the map of the U.S. -- the graph here,
24
114330
3000
Birleşik Devletler'in haritasına baktığımızda, grafikte gözüktüğü üzere,
01:57
10 million people here, 10 million here.
25
117330
3000
10 milyon insan burada, 10 milyon insandan bahsediyorum.
02:00
By the time you get to 50, it's almost no one left in Nigeria --
26
120330
5000
50 yaşına geldiğinizde, Nijerya'da hemen hemen kimse kalmıyor;
02:05
life expectancy is 47.
27
125330
2000
ortalama yaşam süresi 47 yıl.
02:07
It's not because some people don't survive childhood illnesses --
28
127330
5000
Bazı insanlar çocukluk hastalıklarını atlatamadıkları için değil,
02:12
they do -- but they do not survive after the time that they reach
29
132330
6000
atlatıyorlar, ancak 45-50 yaşlarına geldikten sonra
02:18
about 45 years old and 50 years old.
30
138330
4000
hayatta kalamıyorlar.
02:22
And those are the times they're most productive.
31
142330
2000
Ve bu onların en üretken oldukları dönem.
02:24
Those are the times that they should be contributing
32
144330
2000
Bu dönem onların Afrika'nın gelişimine katkıda bulunmaları gereken zaman..
02:26
to Africa's development. But they're not there.
33
146330
4000
Ancak orada değiller.
02:30
The best way to spiral into a cycle of poverty is to kill the parents.
34
150330
5000
Bir yoksulluk döngüsü yaratmanın en iyi yolu ebeveynleri öldürmektir.
02:35
If you cannot secure the parents,
35
155330
3000
Eğer yetişkinlerin güvenliğini sağlayamazsanız,
02:38
you cannot guarantee the security of the African child.
36
158330
2000
Afrikalı çocuğunkini de sağlayamazsınız.
02:40
What are the risk factors?
37
160330
3000
Risk faktörleri nelerdir?
02:43
It's very well known. I'm not going to spend a lot of time on those.
38
163330
2000
Gayet iyi biliniyorlar. Bunlar üzerinde çok vakit harcamayacağım.
02:45
These are just for information:
39
165330
2000
Sadece bilgi olarak:
02:47
hypertension, diabetes, obesity, lack of exercise. The usual suspects.
40
167330
5000
yüksek tansiyon, şeker hastalığı, obezite, egzersiz eksikliği. Olağan şüpheliler.
02:52
Right here in Tanzania, 30 percent of individuals have hypertension.
41
172330
6000
Burada, Tanzanya'da, bireylerin yüzde 30'unun yüksek tansiyonu var.
02:58
20 percent are getting treated.
42
178330
2000
Yüzde 20'si tedavi görüyor.
03:00
Only less than one percent are adequately treated.
43
180330
3000
Sadece yüzde 1'den azı yeterli nitelikte tedavi görüyor.
03:03
If we can treat hypertension alone in Africa,
44
183330
3000
Afrika'da sadece yüksek tansiyonu tedavi edersek
03:06
we'll save 250,000 lives a year. That's quite significant!
45
186330
5000
bir yılda 250.000 hayat kurtarırız. Bu oldukça etkileyici.
03:11
Easy to treat. Look at the situation in Mauritius.
46
191330
3000
Tedavisi kolay. Mauritius'taki duruma bakalım.
03:14
In eight short years -- we're here talking about HIV, malaria,
47
194330
5000
Sekiz yıl gibi kısa bir sürede
03:19
which is all good.
48
199330
1000
HIV ve sıtma gibi sorunlar düzeltildi.
03:20
We cannot make the mistakes we've made with malaria and HIV.
49
200330
4000
Sıtmayla ve HIV'le ilgili yaptığımız yanlışları tekrarlayamayız.
03:24
In eight short years, non-communicable diseases
50
204330
3000
Sekiz yıl gibi kısa bir sürede bulaşıcı olmayan hastalıklar
03:27
will become the leading causes of death in Africa.
51
207330
4000
Afrika'daki ölümlerin birincil sebebi olacaklar.
03:31
That is something to keep in mind. We can't deal with it with situations like this.
52
211330
5000
Bu unutmamamız gereken birşey. Mevcut durumda bu tür sorunlarla başa çıkamayız.
03:36
This is a typical African hospital. We can't depend on the elites --
53
216330
4000
Bu tipik bir Afrika hastanesi. Seçkinlere güvenemeyiz,
03:40
they go to USA, Germany, U.K. for treatment. Unbelievable.
54
220330
8000
onlar tedavi için ABD'ye, Almanya'ya, Birleşik Krallık'a giderler. İnanılmaz.
03:48
You can't depend on foreign aid alone.
55
228330
2000
Sadece yabancı yardımlara güvenemezsiniz.
03:50
Here is the situation: countries are turning inwards.
56
230330
3000
Durum şu ki ülkeler kendi içlerine kapanıyorlar.
03:53
Post-9/11, [the] United States has had a lot of trouble
57
233330
3000
11 Eylül sonrası Birleşik Devletler kendi
03:56
to deal with, their own internal issues.
58
236330
2000
iç meselelerinde yeterince problem yaşadı.
03:58
So, they spend their money trying to fix those problems.
59
238330
4000
Paralarını bu sorunları çözmeye harcıyorlar.
04:02
You can't rightly -- it's not their responsibility,
60
242330
3000
Adil olan bu, bu onların sorumluluğu değil,
04:05
it is my responsibility. I have to take care of my own problems.
61
245330
4000
benim sorumluluğum. Problemlerimle kendim başa çıkmalıyım.
04:09
If they help, that's good! But that is not my expectation.
62
249330
5000
Eğer yardım ederlerse bu iyi! Ama benim beklentim bu değil.
04:14
These worsening indices of health care or health studies in Africa
63
254330
3000
Afrika'da gittikçe kötüleşen sağlık hizmetlerine ve sağlık çalışmalarına ilişkin bu göstergelere
04:17
demand a new look. We cannot keep on doing things
64
257330
4000
yeni bir bakış gerekiyor. Yaptıklarımızı
04:21
the way we've always done them.
65
261330
1000
şimdiye kadar kullandığımız yöntemi kullanarak yapmaya devam edemeyiz.
04:22
If they have not worked, we have to look for alternative solutions.
66
262330
4000
Eğer işe yaramadılarsa alternatif çözüm yolları aramalıyız.
04:26
I'm here to talk to you about solutions.
67
266330
2000
Burada, çözümler hakkında konuşmak için bulunuyorum.
04:28
This has been -- what has been a difficult sign to some of us.
68
268330
5000
Bu bazılarımız için zor bir işaret oldu.
04:33
Several years ago, we started thinking about it.
69
273330
3000
Yıllar önce, konu hakkında düşünmeye başladık.
04:36
Everyone knows the problem. No one knows what the solutions are.
70
276330
4000
Herkes problemi biliyor. Ama kimse çözümlerin ne olduğunu bilmiyor.
04:40
We decided that we needed to put our money where our mouth is.
71
280330
5000
Sözümüzün arkasında durup harekete geçmeye karar verdik.
04:45
Everyone is ready to throw in money,
72
285330
3000
Herkes gelişmekte olan ülkelere para yardımı söz konusu olduğunda
04:48
in terms of free money aid to developing countries.
73
288330
3000
para vermeye hazır.
04:51
Talk about sustainable investment, no one is interested.
74
291330
4000
Ne zaman ki sürdürebilir yatırımdan söz ediyorsunuz, kimse ilgilenmiyor.
04:55
You can't raise money.
75
295330
2000
Para toplayamazsınız.
04:57
I have done businesses in healthcare in the United States --
76
297330
3000
Birleşik Devletler'de sağlık hizmetleri alanında çalıştım.
05:00
I live in Nashville, Tennessee, health care capital of America.
77
300330
3000
Amerika'nın sağlık hizmetleri başkenti olan Tenessee-Nashville'de yaşıyorum.
05:03
[It's] very easy to raise money for health-care ventures.
78
303330
3000
Sağlık teşebbüsleri için para toplamak çok kolay.
05:06
But start telling them, you know,
79
306330
2000
Ama onlara bu teşebbüsü Nijerya'da gerçekleştirmeye
05:08
we're going to try to do it in Nigeria -- everyone runs away.
80
308330
2000
çalışacağınızı söylediğinizde herkes kaçıyor.
05:10
That is totally wrong. Those of you in the audience here,
81
310330
6000
Bu çok yanlış. Siz izleyiciler,
05:16
if you want to help Africa, invest money in sustainable development.
82
316330
3000
eğer Afrika'ya yardım etmek istiyorsanız sürdürülebilir gelişime yatırım yapın.
05:19
Let me lead you through a day in the life of the Heart Institute,
83
319330
4000
Size Kalp Enstitüsü'nün bir gününü göstermeme izin verin,
05:23
so you get a glimpse of what we do,
84
323330
2000
böylece ne yaptığımıza dair bir fikir sahibi olabilirsiniz.
05:25
and I'll talk a little bit more about it.
85
325330
4000
Ve sonra bu konu hakkında biraz daha konuşacağım.
06:28
What we have done is to show that high-quality health care,
86
388330
6000
Yaptığımız şey, size, gelişen bir ülke ortamında dünyanın
06:34
comparable to the best anywhere in the world,
87
394330
2000
herhangi bir yerindeki en iyiyle karşılaştırılabilecek derecede
06:36
can be done in a developing country environment.
88
396330
3000
kaliteli sağlık hizmetinin verilebileceğini göstermektir.
06:39
We have 25 positions right now -- all of them trained,
89
399330
5000
Şu anda 25 çalışana sahibiz -- hepsi de eğitimli,
06:44
board certified in the USA, Canada or Britain.
90
404330
3000
Birleşik Devletler, Kanada ya da Britanya'dan heyet onaylı sertifikalara sahipler.
06:47
We have every modality that can be done in Vanderbilt,
91
407330
4000
Vanderbilt, Cleveland Kliniği'nde -- Birleşik Devletler'in her yerinde --
06:51
Cleveland Clinic -- everywhere in the U.S. --
92
411330
3000
uygulanan tedavi şekillerine sahibiz,
06:54
and we do it for about 10 percent of the cost
93
414330
3000
ve bunları Birleşik Devletler'deki maliyetin
06:57
that you will need to do those things in the United States.
94
417330
4000
yüzde 10'uyla gerçekleştirebiliyoruz.
07:01
(Applause)
95
421330
5000
(Alkış)
07:06
Additionally, we have a policy
96
426330
2000
Ek olarak, kimseyi ödeme gücü nedeniyle
07:08
that no one is ever turned away because of ability to pay.
97
428330
4000
geri çevirmemek gibi bir politikamız var.
07:12
We take care of everyone.
98
432330
2000
Herkesle ilgileniyoruz.
07:14
(Applause)
99
434330
1000
(Alkış)
07:15
Whether you have one dollar, two dollars -- it doesn't matter.
100
435330
3000
İster bir dolarınız, ister iki dolarınız olsun, fark etmiyor.
07:18
And I will tell you how we're able to do it.
101
438330
3000
Ve bunu nasıl yapabildiğimizi anlatacağım.
07:21
We make sure that we select our equipment properly.
102
441330
4000
Ekipmanlarımızı uygun şekilde seçtiğimizden emin oluyoruz.
07:25
We go for modular units. Units that have multi-modality functions
103
445330
4000
Modüler üniteler üzerine gidiyoruz. Çoklu tedavi fonksiyonları olan üniteler
07:29
have modular components. Easy to repair, and because of that,
104
449330
5000
modüler parçalara sahipler. Onarımları kolay, ve bu nedenle de
07:34
we do not take things that are not durable and cannot last.
105
454330
4000
dayanıklı ve sürekliliği olmayan ürünleri almıyoruz.
07:38
We emphasize training,
106
458330
2000
Eğitimi vurguluyoruz
07:40
and we make sure that this process is regenerative.
107
460330
3000
ve bu sürecin kendini yenilemesini sağlıyoruz.
07:43
Very soon we will all be dead and gone, but the problems will stay,
108
463330
4000
Çok yakında hepimiz öleceğiz, ama bizim bıraktığımız yerden
07:47
unless we have people taking over from where we stopped.
109
467330
4000
devam edecek insanlar olmazsa problemler sürecek.
07:51
We made sure that we produced some things ourselves.
110
471330
3000
Bazı şeyleri kendimiz ürettik.
07:54
We do not buy unit doses of radiopharmaceuticals.
111
474330
3000
Radyofarmasötik doz birimlerini satın almıyoruz.
07:57
We get the generators from the companies.
112
477330
3000
Şirketlerden üreteçleri alıyoruz.
08:00
We manufacture them in-house, ourselves. That keeps the costs down.
113
480330
4000
Ve doz ünitelerini kendimiz üretiyoruz. Bu şekilde maliyetleri düşük tutuyoruz.
08:04
So, for a radiopharmaceutical in the U.S. --
114
484330
3000
Birleşik Devletler'deki her bir doz radyofarmasötik için
08:07
that you'll get a unit dose for 250 dollars --
115
487330
3000
250 dolar ödersiniz;
08:10
when we're finished manufacturing it in-house,
116
490330
2000
biz bunu kendimiz ürettiğimizde
08:12
we come at a price of about two dollars.
117
492330
2000
her bir doz yaklaşık olarak 2 dolara mal oluyor.
08:14
(Applause)
118
494330
4000
(Alkış)
08:18
We recognize that the only way to bridge the gap
119
498330
3000
Zengin ve fakir ülkeler
08:21
between the rich and poor countries
120
501330
3000
arasındaki boşluğu aşacak köprü için
08:24
is through education and technology.
121
504330
3000
eğitim ve teknolojiye ihtiyaç olduğunun farkındayız.
08:27
All these problems we're talking about --
122
507330
2000
Eğer gelişimi sağlayabilirsek,
08:29
if we bring development, they will all disappear.
123
509330
3000
tüm bu bahsettiğimiz problemler ortadan kalkacak.
08:32
Technology is a great equalizer. How do we make it work?
124
512330
5000
Teknoloji harika bir eşitleyici. Bunu nasıl işe yarar hale getirebiliriz?
08:37
It's been proved: self-care is cost-effective.
125
517330
2000
Kişisel bakımın maliyet düşürücü olduğu ispatlanmıştır.
08:39
It extends opportunity to the rural centers,
126
519330
4000
Hizmetin kırsal merkezlere de ulaşmasına olanak sağlıyor.
08:43
and we can use expertise in a very smart way.
127
523330
3000
ve biz uzmanlığı çok akıllıca bir yöntemle kullanabiliyoruz.
08:46
This is the way our centers are set up.
128
526330
3000
Merkezlerimiz bu şekilde düzenlendi.
08:49
We currently have three locations in the Caribbean,
129
529330
3000
Şu anda Karayipler'de 3 noktamız var
08:52
and we're planning a fourth one.
130
532330
2000
ve dördüncüyü planlıyoruz.
08:54
And we have now decided to go into Africa.
131
534330
3000
Şimdi de Afrika'ya gitmeye karar verdik.
08:57
We will be doing the West African Heart Institute
132
537330
3000
Batı Afrika Kalp Enstitüsü'nü Port Hartcourt, Nijerya'da
09:00
in Port Harcourt, Nigeria. That project will be starting
133
540330
3000
açacağız. Proje bir kaç ay içinde başlayacak.
09:03
within the next few months. We hope to open in 2008-09.
134
543330
4000
2008-2009 sezonunda açmayı planlıyoruz.
09:07
And we will do other centers.
135
547330
2000
Ve başka merkezler de açacağız.
09:09
This model can be adapted to every disease process.
136
549330
4000
Bu model her tür hastalığın tedavi sürecine uygulanabilir.
09:13
All the units, all the centers, are linked
137
553330
2000
Tüm üniteler, tüm merkezler dağıtım soketleri
09:15
through a switched hub to a central server,
138
555330
4000
yoluyla merkez sunucuya bağlılar,
09:19
and all the images are populated to review stations.
139
559330
3000
ve tüm imajlar muayene istasyonlarında toplanıyorlar.
09:22
And we designed this telemedicine solution. It's proprietary to us,
140
562330
5000
"Tele-hekimlik" çözümünü geliştirdik. Fikri mülkiyeti bize ait
09:27
and we are happy to share what we have learned with anyone
141
567330
3000
bu işle ilgilenmek isteyen herkesle bu çözümü paylaşmaktan
09:30
who is interested in doing it. You can still be profitable.
142
570330
5000
mutluluk duyarız. Yine de kar edebilirsiniz.
09:35
We make sure that the telemedicine platform gives access
143
575330
6000
Tek bir düğmeye basarak dünyanın herhangi bir
09:41
to expert medical specialists anywhere in the world,
144
581330
4000
yerindeki deneyimli uzman doktorlar "tele-hekimlik"
09:45
just by a click of the button.
145
585330
2000
platformuna erişebiliyorlar.
09:47
I'll lead you through, to see how this happens.
146
587330
3000
Sürecin nasıl işlediğini size göstereceğim.
09:50
This is at the Heart Institute. The doctors from anywhere can log in.
147
590330
4000
Burası Kalp Enstitüsü. Herhangi bir yerden doktorlar giriş yapabilirler.
09:54
I can call you in Switzerland and say, "Listen, go into our system.
148
594330
4000
Siz İsviçre'deyken arayıp, "Dinle, sisteme giriş yap. Bayan Jones'un dosyalarına bak.
09:58
Look at Mrs. Jones. Look at the study, tell me what you think."
149
598330
4000
Çalışmalara bak ve bana ne düşündüğünü söyle." diyebilirim.
10:02
They'll give me that information,
150
602330
2000
Onlar bana gerekli bilgiyi verirler,
10:04
and we'll make the care of the patient better.
151
604330
3000
ve biz de hastanın tedavisini daha iyi yapabiliriz.
10:07
The patient doesn't have to travel.
152
607330
2000
Hasta seyahat etmek zorunda değil.
10:09
He doesn't have to experience the anxiety of not knowing
153
609330
3000
Kısıtlı uzmanlık seviyelesi yüzünden ne olacağı
10:12
because of limited expertise.
154
612330
4000
endişesiyle karşı karşıya değil.
10:16
We also use [an] electronic medical record system.
155
616330
3000
Ayrıca, elektronik tıbbi kayıt sistemi kullanıyoruz.
10:19
I'm happy to say that the things we have implemented --
156
619330
4000
Uygulamaya koyduğumuz şeyler, teknoloji orada olmasına rağmen
10:23
80 percent of U.S. practices do not have them, and yet the technology is there.
157
623330
7000
Birleşik Devletler'deki uygulamaların yüzde 80'ninde yok.
10:30
But you know, they have that luxury.
158
630330
1000
Ama biliyorsunuz, bu lükse sahipler.
10:31
Because if you can't get it in Nashville, you can travel to Birmingham,
159
631330
5000
Çünkü, eğer Nashville'de bulamazsınız iki saat uzaklıktaki
10:36
two hours away, and you'll get it. If you can't get it in Cleveland,
160
636330
3000
Birmigham'a gidebilirsiniz, ve istediğinizi elde edersiniz. Eğer Cleveland'da
10:39
you can go to Cincinnati. We don't have that luxury,
161
639330
3000
bulamazsanız Cincinnati'ye gidersiniz. Bizim bu lüksümüz yok,
10:42
so we have to make it happen.
162
642330
2000
dolayısıyla olmasını sağlıyoruz.
10:44
When we do it, we will put the cost of care down.
163
644330
4000
Ve sağladığımızda da tedavinin maliyetini düşürüyoruz.
10:48
And we'll extend it to the rural centers and make it affordable.
164
648330
4000
Kırsal merkezlere genişleyeceğiz ve ödemesi kolay olacak.
10:52
And everyone will get the care they deserve.
165
652330
3000
Ve herkes hak ettiği tıbbi bakıma ulaşacak.
10:55
It cannot just be technology, we recognize that.
166
655330
4000
Bunun sadece teknolojiyle olamayacağını farkındayız.
10:59
Prevention must be part of the solution -- we emphasize that.
167
659330
4000
Önleyici uygulamalar çözümün bir parçası olmalıdır, bunu vurguluyoruz.
11:03
But, you know, you have to tell people what can be done.
168
663330
4000
Ama bildiğiniz gibi, insanlara ne yapmaları gerektiğini söylemeniz gerekir.
11:07
It's not possible to tell people to do what is going to be expensive,
169
667330
3000
İnsanlara pahalı olanı yapmalarını söylemek mümkün değil,
11:10
and they go home and can't do it.
170
670330
3000
evlerine gittiklerinde yapmaları gerekeni gerçekleştiremezler.
11:13
They need to be alive, they need to feed.
171
673330
2000
Hayatta olmalılar, beslenmeliler.
11:15
We recommend exercise as the most effective, simple, easy thing to do.
172
675330
6000
Egzersizi en etkili, basit ve en kolay şey olarak öneriyoruz.
11:21
We have had walks every year -- every March, April.
173
681330
4000
Her sene yürüyüşler düzenledik, Mart'ta ve Nisan'da.
11:25
We form people into groups and make them go into challenges.
174
685330
5000
Gruplar oluşturuyoruz ve mücadeleye girmelerini sağlıyoruz.
11:30
Which group loses the most weight, we give them prizes.
175
690330
3000
En çok kilo kaybeden gruba ödüller veriyoruz.
11:33
Which groups record more walking distance by pedometer,
176
693330
4000
Pedometre kayıtlarına göre en çok yürüyen gruplara
11:37
we give them prizes. We do this constantly.
177
697330
3000
ödüller veriyoruz. Bunu sürekli olarak yapıyoruz.
11:40
We encourage them to bring children.
178
700330
2000
Çocukları da getirmeleri için teşvik ediyoruz.
11:42
That way we start exposing the children from very early on,
179
702330
3000
Bu sayede çocuklara bu konuların ne olduğunu küçüklükten itibaren
11:45
on what these issues are. Because once they learn it,
180
705330
4000
anlatabiliyoruz. Çünkü bir kez öğrendikleri zaman,
11:49
they will stay with it. In doing this we have created
181
709330
4000
ona sadık kalacaklar. Bunları yaparak sadece
11:53
at least 100 skilled jobs in Jamaica alone,
182
713330
3000
Jamaika'da deneyim ve özel eğitime sahip
11:56
and these are physicians with expertise and special training.
183
716330
4000
en az 100 doktor için istihdam yarattık.
12:00
We have taken care of over 1,000 indigent patients that could have died,
184
720330
4000
Ölmüş olabilecek 1000'nin üzerinde yoksul hastaya baktık,
12:04
including four free pacemakers in patients
185
724330
2000
ki bunlardan 4'üne kalp blokları nedeniyle bedava kalp
12:06
with complete heart block. For those that understand cardiology,
186
726330
4000
pilleri takıldı. Kardiyolojiden anlayanlar için
12:10
complete heart block means certain death.
187
730330
3000
kalp bloğu kesin bir ölüm demektir.
12:13
If you don't get this pacemaker, you will be dead.
188
733330
3000
Eğer bu kalp pilini edinemezseniz ölürsünüz.
12:16
So we are pleased with that.
189
736330
1000
Bu işten memnuniyet duyuyoruz.
12:17
Indirectly, we have saved the government of Jamaica five million dollars
190
737330
4000
Tedavi amacıyla Miami'ye veya Atlanta'ya gitmiş olabilecek insanlardan
12:21
from people that would have gone to Miami or Atlanta for care.
191
741330
5000
Jamaika devletine dolaylı olarak 5 milyon dolar kazandırdık.
12:26
And we've hopefully saved a lot of lives.
192
746330
3000
Umuyoruz ki bir sürü hayat kurtardık.
12:29
By the end of this year, we would have contributed over one million dollars
193
749330
5000
Bu yılın sonuna kadar yoksulların tedavisine 1 milyon dolardan fazla
12:34
in indigent care. In the first four months, it's been 340,000 dollars,
194
754330
4000
katkı sağlamış olacağız. İlk dört ayda bu rakam 340.000 dolardı,
12:38
averaging 85,000 dollars a month. The government will not do that,
195
758330
6000
bir ay için ortalama 85.000 dolar. Devlet bunu yapmaz,
12:44
because they have competing needs.
196
764330
1000
çünkü birbiriyle yarışan başka ihtiyaçları var.
12:45
They need to put resources elsewhere. But we can still do it.
197
765330
3000
Kaynaklarını başka yere yatırmak zorundalar. Ama biz yine de yapabiliriz.
12:48
People say, "How can you do that?" This is how we can do that.
198
768330
5000
İnsanlar, "Nasıl yapabiliyorsunuz?" diye soruyorlar. İşte böyle yapabiliyoruz.
12:53
At least 4,000 rich Jamaicans that were heading to Miami for treatment
199
773330
5000
En az 4.000 zengin Jamaikalı önceden tedavi için Miami'ye giderlerken,
12:58
have self-confessed that they did not go to Miami
200
778330
5000
Karayipler Kalp Enstitüsü sayesinde Miami'ye gitmelerine gerek
13:03
because of the Heart Institute of the Caribbean.
201
783330
2000
kalmadığını kendileri itiraf ettiler.
13:05
And, if they went to Miami, they will spend significantly more --
202
785330
5000
Ve eğer Miami'ye gitselerdi çok daha fazla -8 ila 10 kat-
13:10
eight to 10 times more. And they feel happy spending it at home,
203
790330
5000
para harcayacaklardı. Aynı kalitede tedaviyi alarak
13:15
getting the same quality of care.
204
795330
1000
parayı yurtlarında harcamaktan mutlular.
13:16
And for that money -- for every one patient that has the money to pay,
205
796330
6000
Para ödeyebilecek durumdaki her bir hastadan kazandığımız parayla,
13:22
it gives us an opportunity to take care of at least four people
206
802330
3000
ödeme imkanına sahip olmayan dört hastayı tedavi etme
13:25
that do not have the resources to pay.
207
805330
3000
şansımız oluyor.
13:28
(Applause)
208
808330
5000
(Alkış)
13:33
For this to work, this progress must be sustainable.
209
813330
3000
Bunun işe yaraması için, süreç sürdürülebilir olmalı.
13:36
So, we emphasize training. Training is critical.
210
816330
3000
Eğitimi vurguluyoruz. Bu çok önemli.
13:39
We have gone further: we have formed a relationship
211
819330
4000
Daha da ileri giderek Jamaika'da Teknoloji Üniversitesi'yle
13:43
with the University of Technology, Jamaica,
212
823330
3000
bağlantı kurduk.
13:46
where I now have an appointment.
213
826330
1000
Şimdi onlarla bir randevum var.
13:47
And we are starting a biomedical engineering program,
214
827330
3000
Ekipmanlarımızın yerel tamiratını gerçekleştirecek
13:50
so that we will train people locally, who can repair that equipment.
215
830330
5000
insanların eğitilmesi için biyomedikal mühendislik programı başlatıyoruz.
13:55
That way we're not going to deal with obsolescence and all those kinds of issues.
216
835330
4000
Bu yolla eskime ve bunun gibi sorunlarla uğraşmamız gerekmeyecek.
13:59
We're also starting ancillary health-care technology training programs --
217
839330
5000
Ayrıca, ekokardiyografi, kardiyak ultrason ve benzeri alanlarda
14:04
training people in echocardiography, cardiac ultrasound,
218
844330
4000
insan yetiştirmek için yardımcı sağlık teknolojileri eğitim programları
14:08
those kinds of things. Now, with that kind of training,
219
848330
3000
başlatıyoruz. Bu tür eğitimler insanları
14:11
it gives people motivation.
220
851330
2000
motive ediyor.
14:13
Because now they will get a bachelors degree in medical imaging
221
853330
3000
Çünkü şimdi bu sayede insanlar medikal görüntüleme ve benzeri alanlarda
14:16
and all that kind of stuff. In the process, I want you to just hear
222
856330
6000
lisans derecelerine sahip olacaklar. Bu süreçte, kursiyerler için
14:22
from the trainees themselves what it has meant for them.
223
862330
4000
bu eğitimin ne ifade ettiğini duymanızı istiyorum.
14:26
(Video) Dr. Jason Topping: My name is Jason Topping.
224
866330
1000
(Video) Dr Jason Topping: Benim adım Jason Topping.
14:27
I'm a senior resident in anesthesia in intensive care
225
867330
3000
West Indies Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım
14:30
at the University Hospital of the West Indies.
226
870330
3000
anestezisi ekibinin kıdemli üyesiyim.
14:33
I came to the Heart Institute in 2006,
227
873330
3000
Kalp Enstitüsü'ne 2006'da anestezi ve yoğun bakım programımın
14:36
as part of my elective in my anesthesia and intensive care program.
228
876330
5000
parçası olarak geldim.
14:41
I spent three months at the Heart Institute.
229
881330
3000
Kalp Enstitüsü'nde üç ay geçirdim.
14:44
There's been no doubt around my colleagues
230
884330
2000
Meslektaşlarım arasında burada aldığımız
14:46
about the utility of the training I received here,
231
886330
3000
eğitimin yararlılığı konusunda hiç bir şüphe yok,
14:49
and I think there's been an increased interest now in --
232
889330
5000
ve bence şimdi özellikle ekokardiyografi ve onun
14:54
particularly in echocardiography and its use in our setting.
233
894330
4000
bizim şartlarımızda uygulanış biçimine gittikçe artan bir ilgi var.
14:58
Sharon Lazarus: I am an echocardiographer at the Heart Institute of the Caribbean,
234
898330
5000
Sharon Lazarus: Son iki yıldır Karayipler Kalp Enstitüsü'nde
15:03
since the past two years. I received training at this institution.
235
903330
5000
ekokardiyograf olarak çalışıyorum. Eğitimimi bu enstitüde aldım.
15:08
I think this aspect of training in cardiology
236
908330
5000
Bence, Karayipler Kalp Enstitüsü'nün Jamaika'ya
15:13
that the Heart Institute of the Caribbean has introduced in Jamaica
237
913330
4000
getirdiği kardiyoloji eğitiminin bu kolu
15:17
is very important in terms of diagnosing cardiac diseases.
238
917330
9000
kardiyak hastalıkların teşhisinde çok önemli.
15:26
Ernest Madu: The lesson in this is that it can be done, and it can be sustained,
239
926330
5000
Ernest Madu: Buradan çıkarmamız gereken ders; tüm bunların yapılabileceği,
15:31
and you can make it possible for everyone.
240
931330
4000
sürdürelebilir olabileceği ve bunları herkes için mümkün kılabileceğimizdir.
15:35
Who are we to decide that poor people cannot get the best care?
241
935330
4000
Biz kimiz ki fakir insanların en iyi tedaviyi alamayacaklarına karar veriyoruz?
15:39
When have you been appointed to play God?
242
939330
4000
Ne zaman Tanrı'yı oynamanız için size görev verildi?
15:43
It is not my decision. My job is to make sure that every person,
243
943330
5000
Bu benim kararım olamaz. Benim görevim, kader size ne vermiş
15:48
no matter what fate has assigned to you, will have the opportunity
244
948330
5000
olursa olsun, herkesin hayatta en kaliteli sağlık bakımını
15:53
to get the best quality health care in life.
245
953330
3000
almasını sağlamaktır.
15:56
Next stop is West African Heart Institute,
246
956330
4000
Bir sonraki durağımız daha önce de
16:00
that we are going to be doing in Port Harcourt, Nigeria,
247
960330
3000
belirttiğim gibi Port Hartcourt, Nijerya'da kurulacak olan
16:03
as I said before. We will do other centers across West Africa.
248
963330
4000
Batı Afrika Kalp Enstitüsü'dür. Batı Afrika boyunca merkezler açacağız.
16:07
We will extend the same system into other areas,
249
967330
5000
Kullandığımız sistemi diyaliz tedavisi gibi
16:12
like dialysis treatment.
250
972330
1000
başka alanlara uyarlayacağız.
16:13
And anyone who is interested in doing it in any health care situation,
251
973330
4000
Ve herhangi bir sağlık bakımı konumunda herhangi birisi
16:17
we will be happy to assist you and tell you how we've done it,
252
977330
5000
bunları yapmakla ilgilenirse, nasıl yaptığımızı ve onun nasıl yapacağını
16:22
and how you can do it. If we do this,
253
982330
4000
söyleyip desteklemekten mutlu olacağız. Eğer bunu yaparsak,
16:26
we can change the face of health care in Africa.
254
986330
4000
Afrikada'ki sağlık hizmetlerinin çehresini değiştirebiliriz.
16:30
Africa has been good to us; it is time for us to give back to Africa.
255
990330
4000
Afrika bize hep iyi davrandı, şimdi bizim Afrika'ya borcumuzu ödeme zamanımız.
16:34
I am going. Those who want to come,
256
994330
3000
Gidiyorum. Bana katılmak
16:37
I welcome you to come along with me.
257
997330
2000
isteyenleri, bütün içtenliğimle bekliyorum.
16:39
Thank you.
258
999330
2000
Teşekkür ederim.
16:41
(Applause)
259
1001330
4000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7