How to build a company where the best ideas win | Ray Dalio

1,391,881 views ・ 2017-09-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Merve Kolşen Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
Whether you like it or not,
0
12380
1336
İsteseniz de istemeseniz de
00:13
radical transparency and algorithmic decision-making is coming at you fast,
1
13740
5376
radikal şeffaflık ve algoritmik karar verme hızla geliyor
00:19
and it's going to change your life.
2
19140
1976
ve hayatınızı değiştirecek.
00:21
That's because it's now easy to take algorithms
3
21140
2816
Çünkü artık, algoritmaları alıp
00:23
and embed them into computers
4
23980
1896
bilgisayarlarda kullanmak
00:25
and gather all that data that you're leaving on yourself
5
25900
2936
ve kendinizle ilgili orada burada
bıraktığınız verileri toplayıp
00:28
all over the place,
6
28860
1376
00:30
and know what you're like,
7
30260
1696
kendinizi tanıyabilmek,
00:31
and then direct the computers to interact with you
8
31980
2936
sonrasında bilgisayarların sizinle etkileşmesini sağlamak,
00:34
in ways that are better than most people can.
9
34940
2120
birçok kişinin kendi kendine yapabileceğinden çok daha kolay.
00:37
Well, that might sound scary.
10
37980
1616
Bu korkutucu gelebilir.
00:39
I've been doing this for a long time and I have found it to be wonderful.
11
39620
3640
Ben bunu uzun zamandır yapıyorum ve bunun mükemmel olduğunu düşünüyorum.
00:43
My objective has been to have meaningful work
12
43979
2657
Benim amacım anlamlı bir iş yapmak
00:46
and meaningful relationships with the people I work with,
13
46660
2856
ve çalıştığım kişilerle anlamlı ilişkiler kurmak.
00:49
and I've learned that I couldn't have that
14
49540
2056
Anladım ki, radikal şeffaflık ve
00:51
unless I had that radical transparency and that algorithmic decision-making.
15
51620
4280
algoritmik karar verme olmasaydı, bunu yapamazdım.
00:56
I want to show you why that is,
16
56500
2016
Neden böyle olduğunu ve bunun nasıl çalıştığını
00:58
I want to show you how it works.
17
58540
1696
size anlatmak istiyorum.
01:00
And I warn you that some of the things that I'm going to show you
18
60260
3096
Ve size anlatacağım bazı şeyler
biraz şaşırtıcı olabilir.
01:03
probably are a little bit shocking.
19
63380
1667
01:05
Since I was a kid, I've had a terrible rote memory.
20
65580
3480
Çocukluğumdan beri, ezbere dayalı hafızam çok kötü.
01:09
And I didn't like following instructions,
21
69940
2176
Kuralları takip etmeyi sevmedim.
01:12
I was no good at following instructions.
22
72140
2416
Kurallara uymakta iyi değildim.
01:14
But I loved to figure out how things worked for myself.
23
74580
3000
Ancak işlerin nasıl yürüdüğünü kendime göre keşfetmeyi severdim.
01:18
When I was 12,
24
78500
1376
12 yaşındayken,
01:19
I hated school but I fell in love with trading the markets.
25
79900
3280
okulu sevmezdim ancak alım satım yapmaya bayılırdım.
01:23
I caddied at the time,
26
83740
1656
Bazı küçük paketler alıp sattım,
01:25
earned about five dollars a bag.
27
85420
1576
paket başına 5 dolar kazandım.
01:27
And I took my caddying money, and I put it in the stock market.
28
87020
3200
Bunu borsaya yatırdım.
01:31
And that was just because the stock market was hot at the time.
29
91060
3376
Çünkü o zamanlar borsa revaçtaydı.
01:34
And the first company I bought
30
94460
1456
İlk aldığım şirket hissesi
01:35
was a company by the name of Northeast Airlines.
31
95940
2600
Northeast Havayolları'na aitti.
01:39
Northeast Airlines was the only company I heard of
32
99180
2736
Bu şirket, bildiğim tek
01:41
that was selling for less than five dollars a share.
33
101940
2696
5 doların altına hisse satan şirketti.
01:44
(Laughter)
34
104660
1976
(Gülüşmeler)
01:46
And I figured I could buy more shares,
35
106660
1856
Ve anladım ki, daha fazla hisse alabilirim
01:48
and if it went up, I'd make more money.
36
108540
2096
ve daha fazla alırsam, daha fazla kazanabilirim.
01:50
So, it was a dumb strategy, right?
37
110660
2840
Aptal bir strateji, değil mi?
01:54
But I tripled my money,
38
114180
1456
Ama paramı üçe katladım,
01:55
and I tripled my money because I got lucky.
39
115660
2120
üçe katladım çünkü şansım yaver gitti.
01:58
The company was about to go bankrupt,
40
118340
1816
Şirket iflas etmek üzereydi,
02:00
but some other company acquired it,
41
120180
2096
başka şirketler satın aldı,
02:02
and I tripled my money.
42
122300
1456
ben paramı üçe katladım.
02:03
And I was hooked.
43
123780
1200
Ve aklım çelinmişti.
02:05
And I thought, "This game is easy."
44
125540
2280
"Kolay bir oyun" diye düşündüm.
02:09
With time,
45
129020
1216
Zamanla,
02:10
I learned this game is anything but easy.
46
130260
1960
bu oyunun hiç de kolay olmadığını gördüm.
02:12
In order to be an effective investor,
47
132700
2136
İyi bir yatırımcı olmak için,
02:14
one has to bet against the consensus
48
134860
2896
kişinin herkesin dediğinin tersini yapması
02:17
and be right.
49
137780
1256
ve haklı olması gerekiyor.
02:19
And it's not easy to bet against the consensus and be right.
50
139060
2856
Genel kanının aksini yapmak kolay değil.
02:21
One has to bet against the consensus and be right
51
141940
2336
Fikirbirliğini yenerek haklı olmak gerekiyor
02:24
because the consensus is built into the price.
52
144300
2640
çünkü ortak kanı fiyatın içerisine eklenmiş durumda.
02:27
And in order to be an entrepreneur,
53
147940
2456
Girişimci olabilmek için,
02:30
a successful entrepreneur,
54
150420
1616
başarılı bir girişimci,
02:32
one has to bet against the consensus and be right.
55
152060
3480
herkesin dediğinin tersini yapmak ve haklı çıkmak gerekir.
02:37
I had to be an entrepreneur and an investor --
56
157220
2936
Benim hem bir girişimci hem de bir yatırımcı olmam gerekti.
02:40
and what goes along with that is making a lot of painful mistakes.
57
160180
4200
Bunlara acı veren hatalar eşlik eder.
02:45
So I made a lot of painful mistakes,
58
165260
2816
Ben de çok fazla acı veren hata yaptım
02:48
and with time,
59
168100
1256
ve zamanla,
02:49
my attitude about those mistakes began to change.
60
169380
2960
bu hatalara karşı bakışım değişti.
02:52
I began to think of them as puzzles.
61
172980
2096
Hataları bulmaca gibi görmeye başladım.
02:55
That if I could solve the puzzles,
62
175100
1936
Bulmacaları çözebilirsem,
02:57
they would give me gems.
63
177060
1440
cevherlerini toplayabilecektim.
02:58
And the puzzles were:
64
178980
1656
Bulmacalar şöyleydi:
03:00
What would I do differently in the future so I wouldn't make that painful mistake?
65
180660
3880
Gelecekte farklı olarak ne yapmalıyım ki, o acı veren hatayı yapmayayım.
03:05
And the gems were principles
66
185100
2576
Cevherler, prensiplerdi.
03:07
that I would then write down so I would remember them
67
187700
3136
Bir kenara yazıyordum ki hatırlayabileyim
03:10
that would help me in the future.
68
190860
1572
ve gelecekte faydalanabileyim.
03:12
And because I wrote them down so clearly,
69
192820
2696
O kadar açık bir şekilde yazdım ki,
03:15
I could then --
70
195540
1336
sonradan,
03:16
eventually discovered --
71
196900
1576
en sonunda,
03:18
I could then embed them into algorithms.
72
198500
3760
onları algoritmalara dönüştürebileceğimi gördüm.
03:23
And those algorithms would be embedded in computers,
73
203220
3456
Bu algoritmaları bilgisayarda kullanabilirdim
03:26
and the computers would make decisions along with me;
74
206700
3336
ve bilgisayar benimle birlikte karar verebilirdi,
03:30
and so in parallel, we would make these decisions.
75
210060
3136
yani, paralel olarak kararlar verecektik.
03:33
And I could see how those decisions then compared with my own decisions,
76
213220
3976
Böylece bilgisayarın kararlarını, kendi kararlarımla kıyasladım
03:37
and I could see that those decisions were a lot better.
77
217220
3096
ve bilgisayarın kararlarının çok daha iyi olduğunu gördüm.
03:40
And that was because the computer could make decisions much faster,
78
220340
4736
Çünkü çok daha hızlı karar alabiliyor,
03:45
it could process a lot more information
79
225100
2256
çok daha fazla veriyi işleyebiliyor
03:47
and it can process decisions much more --
80
227380
3400
ve kararları alırken daha az
03:51
less emotionally.
81
231700
1200
duygusal davranabiliyor.
03:54
So it radically improved my decision-making.
82
234580
3920
Bu şekilde karar alma sürecim çok daha gelişti.
04:00
Eight years after I started Bridgewater,
83
240260
4896
Bridgewater'ı kurduktan 8 yıl sonra,
04:05
I had my greatest failure,
84
245180
1536
en büyük hatamı yaptım,
04:06
my greatest mistake.
85
246740
1200
en büyük başarısızlığım.
04:09
It was late 1970s,
86
249500
2136
1970'lerin sonuydu,
04:11
I was 34 years old,
87
251660
1976
34 yaşındaydım.
04:13
and I had calculated that American banks
88
253660
3656
Amerikan bankalarının
04:17
had lent much more money to emerging countries
89
257340
2856
gelişmekte olan ülkelere, ödeyebileceklerinden
04:20
than those countries were going to be able to pay back
90
260220
2816
çok daha fazla borç verdiklerini,
04:23
and that we would have the greatest debt crisis
91
263060
2696
bunun Büyük Buhran'dan beri yaşanan en büyük borç krizine
04:25
since the Great Depression.
92
265780
1360
04:28
And with it, an economic crisis
93
268020
2216
Bununla birlikte, ekonomik ve hisse
04:30
and a big bear market in stocks.
94
270260
2040
senetlerinde büyük bir krize yol açacaktı.
04:33
It was a controversial view at the time.
95
273500
2000
Bu, o zamanlar için tartışmalı bir görüştü.
04:35
People thought it was kind of a crazy point of view.
96
275980
2440
İnsanlar bunun çılgınca olduğunu düşündüler.
04:39
But in August 1982,
97
279300
2216
Ancak Ağustos 1982'de,
04:41
Mexico defaulted on its debt,
98
281540
1960
Meksika borçlarını ödeyemedi.
04:44
and a number of other countries followed.
99
284340
2256
Bunu başkaları takip etti.
04:46
And we had the greatest debt crisis since the Great Depression.
100
286620
3400
Büyük Buhran'dan beri en büyük borç krizi ortaya çıktı.
04:50
And because I had anticipated that,
101
290900
2776
Bunu öngörmüş olduğum için,
04:53
I was asked to testify to Congress and appear on "Wall Street Week,"
102
293700
4336
Meclis'te ifade vermem istendi
04:58
which was the show of the time.
103
298060
1976
ve "Wall Street Week'te" çıktım.
05:00
Just to give you a flavor of that, I've got a clip here,
104
300060
2936
Nasıl bir şey olduğunu görmeniz için, bir klip göstereceğim,
05:03
and you'll see me in there.
105
303020
1920
klipte beni göreceksiniz.
05:06
(Video) Mr. Chairman, Mr. Mitchell,
106
306300
1696
(Video) Sayın Başkan, Bay Mitchell,
05:08
it's a great pleasure and a great honor to be able to appear before you
107
308020
3376
sizin nezdinizde, ekonomimizde neyin yanlış gittiğini incelemek,
05:11
in examination with what is going wrong with our economy.
108
311420
3480
büyük bir zevk ve onur.
05:15
The economy is now flat --
109
315460
1936
Ekonomi şu an durgun --
05:17
teetering on the brink of failure.
110
317420
2136
bir kırılmanın eşiğinde sendeliyor.
05:19
Martin Zweig: You were recently quoted in an article.
111
319580
2496
Martin Zweig: Yakın zamanda bir haberde yer aldınız.
05:22
You said, "I can say this with absolute certainty
112
322100
2336
"Kesin olarak söyleyebilirim zira piyasanın nasıl
05:24
because I know how markets work."
113
324460
1616
işlediğini biliyorum" dediniz.
05:26
Ray Dalio: I can say with absolute certainty
114
326100
2096
Ray Dalio: Kesin olarak söyleyebilirim ki,
05:28
that if you look at the liquidity base
115
328220
1856
likidite tabanlarına bakarsanız,
05:30
in the corporations and the world as a whole,
116
330100
3376
şirketlerde ve dünyada,
05:33
that there's such reduced level of liquidity
117
333500
2096
o kadar daralmış bir seviyede ki,
05:35
that you can't return to an era of stagflation."
118
335620
3216
stagflasyon devrine dönmek mümkün değil.
05:38
I look at that now, I think, "What an arrogant jerk!"
119
338860
3096
Geri dönüp baktığımda, diyorum ki, "Ne ukala bir ahmak!"
05:41
(Laughter)
120
341980
2000
(Gülüşmeler)
05:45
I was so arrogant, and I was so wrong.
121
345580
2456
Çok ukalaydım ve çok yanılmıştım.
05:48
I mean, while the debt crisis happened,
122
348060
2576
Borç krizi olduğunda,
05:50
the stock market and the economy went up rather than going down,
123
350660
3976
borsa ve ekonomi kötüye değil, iyiye doğru gitti.
05:54
and I lost so much money for myself and for my clients
124
354660
5016
Kendim ve müşterilerim için o kadar çok para kaybettim ki,
05:59
that I had to shut down my operation pretty much,
125
359700
3416
işimi kapatmak, neredeyse herkesi
06:03
I had to let almost everybody go.
126
363140
1880
işten çıkarmak zorunda kaldım.
06:05
And these were like extended family,
127
365460
1736
Bu kişiler geniş ailem gibiydi.
06:07
I was heartbroken.
128
367220
1616
Çok üzgündüm.
06:08
And I had lost so much money
129
368860
1816
Ve o kadar çok para kaybetmiştim ki,
06:10
that I had to borrow 4,000 dollars from my dad
130
370700
3336
faturalarım için babamdan 4.000 dolar
06:14
to help to pay my family bills.
131
374060
1920
borç almak zorunda kaldım,
06:16
It was one of the most painful experiences of my life ...
132
376660
3160
Hayatımdaki en acı dolu deneyimlerden birisiydi...
06:21
but it turned out to be one of the greatest experiences of my life
133
381060
3776
ancak en mükemmel deneyimlerden birisine dönüştü
06:24
because it changed my attitude about decision-making.
134
384860
2680
çünkü karar alma sürecime bakışımı değiştirdi.
06:28
Rather than thinking, "I'm right,"
135
388180
3056
"Ben haklıyım" diye düşünmek yerine,
06:31
I started to ask myself,
136
391260
1576
kendime şunu sormaya başladım:
06:32
"How do I know I'm right?"
137
392860
1800
"Haklı olduğumu nasıl bilirim?"
06:36
I gained a humility that I needed
138
396300
1936
Cesaretimi dengeleyecek
06:38
in order to balance my audacity.
139
398260
2560
bir alçakgönüllük kazandım.
06:41
I wanted to find the smartest people who would disagree with me
140
401700
4216
Benimle aynı fikirde olmayan en zeki insanları bularak
06:45
to try to understand their perspective
141
405940
1896
bakış açılarını anlamak istedim
06:47
or to have them stress test my perspective.
142
407860
2600
veya onların benim bakış açımı zorlamalarını istedim.
06:51
I wanted to make an idea meritocracy.
143
411220
2776
Fikir meritokrasisi kurmak istedim.
06:54
In other words,
144
414020
1216
Başka bir deyişle,
06:55
not an autocracy in which I would lead and others would follow
145
415260
3816
benim liderlik ettiğim ve diğerlerinin takip ettiği bir otokrasi değil
06:59
and not a democracy in which everybody's points of view were equally valued,
146
419100
3616
ve herkesin bakış açısının eşit değer gördüğü bir demokrasi değil
07:02
but I wanted to have an idea meritocracy in which the best ideas would win out.
147
422740
5096
ancak en iyi fikirlerin kazandığı bir meritokrasi kurmak istedim.
07:07
And in order to do that,
148
427860
1256
Bunu yapabilmek için,
07:09
I realized that we would need radical truthfulness
149
429140
3576
radikal bir açık sözlülüğe ve şeffaflığa
07:12
and radical transparency.
150
432740
1616
07:14
What I mean by radical truthfulness and radical transparency
151
434380
3856
Radikal açıksözlülük ve radikal şeffaflık derken,
07:18
is people needed to say what they really believed
152
438260
2656
her şeyi görebilmek için, gerçekten inandıklarını
07:20
and to see everything.
153
440940
2000
söylemelerini kast ediyorum.
07:23
And we literally tape almost all conversations
154
443300
3936
Ve kelimenin tam anlamıyla her konuşmayı kaydediyoruz.
07:27
and let everybody see everything,
155
447260
1616
Böylece herkes her şeyi görebiliyor.
07:28
because if we didn't do that,
156
448900
1416
Bu şekilde yapmasaydık,
07:30
we couldn't really have an idea meritocracy.
157
450340
3080
bir fikir meritokrasisi oluşturamazdık.
07:34
In order to have an idea meritocracy,
158
454580
3696
Fikir meritokrasisi oluşturmak için,
07:38
we have let people speak and say what they want.
159
458300
2376
insanlara söylemeleri için alan vermeliyiz.
07:40
Just to give you an example,
160
460700
1376
Bir örnek vermek gerekirse,
07:42
this is an email from Jim Haskel --
161
462100
2696
Jim Haskel'den bir e-posta
07:44
somebody who works for me --
162
464820
1376
-benim için çalışan birisi-
07:46
and this was available to everybody in the company.
163
466220
3376
ve bu e-posta şirkette çalışan herkese açıktı.
07:49
"Ray, you deserve a 'D-'
164
469620
2536
"Ray, bugünkü performansın için
07:52
for your performance today in the meeting ...
165
472180
2256
sana 'D-' veriyorum...
07:54
you did not prepare at all well
166
474460
1696
hiç iyi hazırlanmamıştın
07:56
because there is no way you could have been that disorganized."
167
476180
3560
çünkü bu kadar dağınık olmuş olmanın başka bir açıklaması yok."
08:01
Isn't that great?
168
481340
1216
Bu mükemmel değil mi?
08:02
(Laughter)
169
482580
1216
(Gülüşmeler)
08:03
That's great.
170
483820
1216
Bu mükemmel.
08:05
It's great because, first of all, I needed feedback like that.
171
485060
2936
Çünkü, öncelikle, böyle bir geri bildirime ihtiyacım vardı.
08:08
I need feedback like that.
172
488020
1616
Böyle geri bildirimler gerekli.
08:09
And it's great because if I don't let Jim, and people like Jim,
173
489660
3456
Mükemmel çünkü Jim'e ve Jim gibi insanların görüşlerini
08:13
to express their points of view,
174
493140
1576
söylemelerine izin vermezsem,
08:14
our relationship wouldn't be the same.
175
494740
2056
ilişkimiz artık aynı şekilde olmaz.
08:16
And if I didn't make that public for everybody to see,
176
496820
3056
Ve bunu herkesin görebilmesi için açık hale getirmezsem,
08:19
we wouldn't have an idea meritocracy.
177
499900
1960
bir fikir meritokrasimiz olmaz.
08:23
So for that last 25 years that's how we've been operating.
178
503580
3280
Son 25 senedir, bu şekilde çalışıyoruz.
08:27
We've been operating with this radical transparency
179
507460
3056
Bu radikal şeffaflıkla iş yapıyoruz
08:30
and then collecting these principles,
180
510540
2296
ve sonra ortaya çıkan prensipleri topluyoruz,
08:32
largely from making mistakes,
181
512860
2056
çoğunlukla yaptığımız hatalardan geliyor
08:34
and then embedding those principles into algorithms.
182
514940
4416
ve sonra bunları algoritmalara dönüştürüyoruz.
08:39
And then those algorithms provide --
183
519380
2696
Bu algoritmalar bize --
08:42
we're following the algorithms
184
522100
2016
algoritmaları takip ediyoruz,
08:44
in parallel with our thinking.
185
524140
1440
kendi görüşlerimizle beraber.
08:47
That has been how we've run the investment business,
186
527100
3176
Yatırım işimizi bu şekilde yürütüyoruz
08:50
and it's how we also deal with the people management.
187
530300
2736
ve insan yönetimini de bu şekilde hallediyoruz.
08:53
In order to give you a glimmer into what this looks like,
188
533060
3736
Bunun nasıl bir şey olduğuyla ilgili size bir fikir vermek gerekirse,
08:56
I'd like to take you into a meeting
189
536820
2336
sizi bir toplantıya davet edip,
08:59
and introduce you to a tool of ours called the "Dot Collector"
190
539180
3136
bunu yapmamızı sağlayan "Dot Collector"
09:02
that helps us do this.
191
542340
1280
ile tanıştırmak isterdim.
09:07
A week after the US election,
192
547460
2176
ABD seçimlerinden bir hafta sonra,
09:09
our research team held a meeting
193
549660
2096
araştırma ekibimiz, Trump'ın başkan olmasının
09:11
to discuss what a Trump presidency would mean for the US economy.
194
551780
3320
ABD ekonomisi için ne anlama geleceği ile ilgili toplandı.
09:15
Naturally, people had different opinions on the matter
195
555820
2856
Tabi ki, herkesin, konuyla ve konuya nasıl yaklaştığımızla
09:18
and how we were approaching the discussion.
196
558700
2040
ilgili farklı bir görüşü vardı.
09:21
The "Dot Collector" collects these views.
197
561660
2776
"Dot Collector" bu görüşleri topluyor.
09:24
It has a list of a few dozen attributes,
198
564460
2296
Bazı listeleri var,
09:26
so whenever somebody thinks something about another person's thinking,
199
566780
4016
bu sayede, birisi, ötekinin düşüncesini, liste aracılığıyla
09:30
it's easy for them to convey their assessment;
200
570820
2936
basit bir şekilde, 1'den 10'a kadar
09:33
they simply note the attribute and provide a rating from one to 10.
201
573780
4520
not vererek bildirebiliyor.
09:39
For example, as the meeting began,
202
579340
2256
Mesela, toplantı başladığında,
09:41
a researcher named Jen rated me a three --
203
581620
3120
Jen adında bir araştırmacı, bana üç verdi,
09:45
in other words, badly --
204
585460
2016
- yani, kötü bir not -
09:47
(Laughter)
205
587500
1376
(Gülüşmeler)
09:48
for not showing a good balance of open-mindedness and assertiveness.
206
588900
4160
açık görüşlülük ve kararlılık arasında bir denge kuramamaktan.
09:53
As the meeting transpired,
207
593900
1456
Toplantı ilerledikçe,
09:55
Jen's assessments of people added up like this.
208
595380
3240
Jen'in insanlarla ilgili değerlendirmeleri bu şekilde devam etti.
09:59
Others in the room have different opinions.
209
599740
2176
Diğerlerinin ise başka görüşleri vardı.
10:01
That's normal.
210
601940
1216
Bu normal.
10:03
Different people are always going to have different opinions.
211
603180
2920
İnsanların her zaman farklı görüşleri vardır.
10:06
And who knows who's right?
212
606620
1400
Doğruyu kim biliyor?
10:09
Let's look at just what people thought about how I was doing.
213
609060
3440
Benim nasıl olduğumla ilgili diğer insanların görüşlerine bir bakalım.
10:13
Some people thought I did well,
214
613420
2216
Bazıları iyi olduğumu düşündü,
10:15
others, poorly.
215
615660
1200
bazıları kötü.
10:17
With each of these views,
216
617900
1336
Bu görüşlerin her biriyle,
10:19
we can explore the thinking behind the numbers.
217
619260
2320
rakamların ardındaki duruşu bulabiliriz.
10:22
Here's what Jen and Larry said.
218
622340
2160
Jen ve Larry'nin dediklerine bakalım.
10:25
Note that everyone gets to express their thinking,
219
625580
2616
Unutmayın ki, herkes görüşünü açıklayabiliyor,
10:28
including their critical thinking,
220
628220
1656
eleştirel görüşü de dahil,
10:29
regardless of their position in the company.
221
629900
2120
pozisyonlarından bağımsız olarak.
10:32
Jen, who's 24 years old and right out of college,
222
632940
3096
Üniversiteden yeni mezun olmuş, 24 yaşındaki Jen,
10:36
can tell me, the CEO, that I'm approaching things terribly.
223
636060
2840
bana, CEO'ya, olaylara korkunç yaklaşıyorsun, diyebiliyor.
10:40
This tool helps people both express their opinions
224
640300
3776
Bu araç, herkese, hem kendi fikirlerini söylemeleri
10:44
and then separate themselves from their opinions
225
644100
3096
hem de kendilerini, fikirlerinden ayırmaları için yardımcı oluyor.
10:47
to see things from a higher level.
226
647220
2040
Böylece, üst bir seviyeden görebiliyorlar.
10:50
When Jen and others shift their attentions from inputting their own opinions
227
650460
4896
Jen ve diğerleri, dikkatlerini, kendi fikirlerini söylemekten,
10:55
to looking down on the whole screen,
228
655380
2576
tüm ekrana kaydırdıklarında,
10:57
their perspective changes.
229
657980
1720
bakış açıları değişiyor.
11:00
They see their own opinions as just one of many
230
660500
3136
Görüyorlar ki, kendi fikirleri birçok fikirden sadece bir tanesi
11:03
and naturally start asking themselves,
231
663660
2536
ve doğal olarak sormaya başlıyorlar,
11:06
"How do I know my opinion is right?"
232
666220
2000
"Fikrimin doğru olduğunu nasıl bilirim?"
11:09
That shift in perspective is like going from seeing in one dimension
233
669300
4056
Bakış açısındaki bu değişim, tek bir taraftan bakmaktan
11:13
to seeing in multiple dimensions.
234
673380
2256
çoklu bakışa geçmek gibi.
11:15
And it shifts the conversation from arguing over our opinions
235
675660
4096
Ve konuşmayı, kendi fikirlerimiz üzerine tartışmaktan
11:19
to figuring out objective criteria for determining which opinions are best.
236
679780
4400
en iyi fikirleri belirleyecek objektif kriteri bulmaya taşıyor.
11:24
Behind the "Dot Collector" is a computer that is watching.
237
684740
3600
"Dot Collector" ın arkasında, bizi izleyen bir bilgisayar var.
11:28
It watches what all these people are thinking
238
688940
2176
Herkesin ne düşündüğünü izleyebiliyor
11:31
and it correlates that with how they think.
239
691140
2576
ve bunun nasıl düşündükleriyle bağlantısını kuruyor.
11:33
And it communicates advice back to each of them based on that.
240
693740
3520
Ve her bir kişiye, buna dayalı olarak tavsiyeler veriyor.
11:38
Then it draws the data from all the meetings
241
698340
3416
Tüm toplantılardan veri çekerek
11:41
to create a pointilist painting of what people are like
242
701780
3216
kişilerin nasıl birisi oldukları ve nasıl düşündüklerinin
11:45
and how they think.
243
705020
1240
11:46
And it does that guided by algorithms.
244
706980
2720
Bunu algoritmalara dayalı olarak yapıyor.
11:50
Knowing what people are like helps to match them better with their jobs.
245
710620
3760
Kişiyi tanımak, onu işiyle daha iyi eşleştirmemizi sağlıyor.
11:54
For example,
246
714940
1216
Mesela,
11:56
a creative thinker who is unreliable
247
716180
1736
güvenilmez ancak yaratıcı bir kimse
11:57
might be matched up with someone who's reliable but not creative.
248
717940
3080
yaratıcı olmayan ancak güvenilir birisiyle eşleştirilebilir.
12:02
Knowing what people are like also allows us to decide
249
722100
3336
Kişiyi tanımak, ona ne tür bir sorumluluk verebileceğimize
12:05
what responsibilities to give them
250
725460
2256
karar verebilmemizi ve kararlarımızı
12:07
and to weigh our decisions based on people's merits.
251
727740
3480
kişinin meziyetlerine göre değerlendirebilmemizi sağlıyor.
12:11
We call it their believability.
252
731860
1600
Buna kişinin inanırlığı diyoruz.
12:14
Here's an example of a vote that we took
253
734380
1976
Yaptığımız bir oylamadan örnek verirsem,
12:16
where the majority of people felt one way ...
254
736380
2840
çoğunluk burada aynı şekilde düşünmüştü...
12:20
but when we weighed the views based on people's merits,
255
740740
2936
sonra kişilerin görüşlerine meziyetlerine göre baktığımızda
12:23
the answer was completely different.
256
743700
1840
ortaya çıkan cevap çok daha farklıydı.
12:26
This process allows us to make decisions not based on democracy,
257
746740
4576
Bu yöntem sayesinde, demokrasiye göre değil,
12:31
not based on autocracy,
258
751340
2136
otokrasiye göre değil,
12:33
but based on algorithms that take people's believability into consideration.
259
753500
5240
kişilerin inanırlığını göz önüne alan algoritmalara göre karar alabiliyoruz.
12:41
Yup, we really do this.
260
761340
1696
Evet, gerçekten böyle yapıyoruz.
12:43
(Laughter)
261
763060
3296
(Gülüşmeler)
12:46
We do it because it eliminates
262
766380
2856
Böyle yapıyoruz çünkü bu sayede
12:49
what I believe to be one of the greatest tragedies of mankind,
263
769260
4456
insanlığın en büyük trajedilerinden birisini,
12:53
and that is people arrogantly,
264
773740
2160
insanlar ukala bir şekilde, safça,
12:56
naïvely holding opinions in their minds that are wrong,
265
776580
4456
yanlış olan fikirleri kafalarına yerleştiriyorlar
13:01
and acting on them,
266
781060
1256
ve bunlara göre davranıp
13:02
and not putting them out there to stress test them.
267
782340
2760
bu fikirleri açığa çıkararak bir teste tabi tutmuyorlar.
13:05
And that's a tragedy.
268
785820
1336
Ve bu bir trajedi.
13:07
And we do it because it elevates ourselves above our own opinions
269
787180
5416
Böyle yapıyoruz, böylece, kendimizi, fikirlerimizin üzerine çıkararak
13:12
so that we start to see things through everybody's eyes,
270
792620
2896
olayları her bir kimsenin gözünden görmeye başlıyoruz,
13:15
and we see things collectively.
271
795540
1920
ve olaylara toplu halde bakabiliyoruz.
13:18
Collective decision-making is so much better than individual decision-making
272
798180
4336
Toplu karar alma, iyi bir şekilde yapıldığında, bireysel
13:22
if it's done well.
273
802540
1200
karar almadan daha iyi.
13:24
It's been the secret sauce behind our success.
274
804180
2616
Başarımızın gizli sırrı bu.
13:26
It's why we've made more money for our clients
275
806820
2176
Böylece, müşterilerimize diğer fonlardan
13:29
than any other hedge fund in existence
276
809020
1936
çok daha fazla para kazandırdık
13:30
and made money 23 out of the last 26 years.
277
810980
2720
ve 26 senenin 23'ünde kar ettik.
13:35
So what's the problem with being radically truthful
278
815700
4536
O halde, birbirimize karşı radikal açık sözlülük göstermenin
13:40
and radically transparent with each other?
279
820260
2240
ve şeffaf davranmanın ne sakıncası olabilir?
13:45
People say it's emotionally difficult.
280
825220
2080
İnsanlar bunun duygusal olarak zor olduğunu söylüyor.
13:48
Critics say it's a formula for a brutal work environment.
281
828060
4240
Eleştirenler, acımasız bir iş ortamı yaratacağını söylüyor.
13:53
Neuroscientists tell me it has to do with how are brains are prewired.
282
833220
4856
Nörobilimcilere göre, beyinde önceden kurulmuş olan bağlantılarla ilgisi var.
13:58
There's a part of our brain that would like to know our mistakes
283
838100
3216
Beynimizin bir parçası, hatalarından haberdar olmak istiyor,
14:01
and like to look at our weaknesses so we could do better.
284
841340
3960
güçsüz yönleri belirlemek istiyor ki daha iyisini yapabilsin.
14:05
I'm told that that's the prefrontal cortex.
285
845940
2440
Bu kısma prefrontal korteks diyorlar.
14:08
And then there's a part of our brain which views all of this as attacks.
286
848860
4856
Ve bir kısmı da, bunların hepsini saldırı olarak değerlendiriyor.
14:13
I'm told that that's the amygdala.
287
853740
1960
Bu kısma amigdala diyorlar.
14:16
In other words, there are two you's inside you:
288
856260
3056
Başka bir deyişle, içinizde iki tane benlik var:
14:19
there's an emotional you
289
859340
1416
duygusal benlik
14:20
and there's an intellectual you,
290
860780
1776
ve zihinsel benlik
14:22
and often they're at odds,
291
862580
1776
ve bunlar sıklıkla çelişiyorlar
14:24
and often they work against you.
292
864380
1920
ve sizin aleyhinizde çalışıyorlar.
14:26
It's been our experience that we can win this battle.
293
866980
3736
Tecrübelerimiz gösterdi ki, bu savaşı kazanabiliriz.
14:30
We win it as a group.
294
870740
1320
Grup halinde kazanabiliriz.
14:32
It takes about 18 months typically
295
872820
2336
Genellikle 18 ay içerisinde anlıyoruz ki,
14:35
to find that most people prefer operating this way,
296
875180
3056
çoğu kişi bu şekilde,
14:38
with this radical transparency
297
878260
2016
bu radikal şeffaflıkla çalışmayı,
14:40
than to be operating in a more opaque environment.
298
880300
3336
şeffaf olmayan ortamda çalışmaya tercih ediyor.
14:43
There's not politics, there's not the brutality of --
299
883660
4296
Entrika olmadan, perdelerin arkasında dönen
14:47
you know, all of that hidden, behind-the-scenes --
300
887980
2376
oyunların acımasızlığı olmadan,
14:50
there's an idea meritocracy where people can speak up.
301
890380
2936
bir fikir meritokrasisi içerisinde, her şeyi konuşarak.
14:53
And that's been great.
302
893340
1256
Ve bu çok iyi işledi.
14:54
It's given us more effective work,
303
894620
1656
Daha etkili iş yapabildik
14:56
and it's given us more effective relationships.
304
896300
2400
ve daha etkili ilişkiler kurabildik.
14:59
But it's not for everybody.
305
899220
1320
Ancak, herkese göre değil.
15:01
We found something like 25 or 30 percent of the population
306
901500
2936
Toplumun yüzde 25 veya 30'una
15:04
it's just not for.
307
904460
1736
uygun olmadığını gördük.
15:06
And by the way,
308
906220
1216
Bu arada
15:07
when I say radical transparency,
309
907460
1816
radikal şeffaflık derken bahsettiğim,
15:09
I'm not saying transparency about everything.
310
909300
2336
her şeye dair bir şeffaflık değil.
15:11
I mean, you don't have to tell somebody that their bald spot is growing
311
911660
3816
Mesela birisine, kel kısmının arttığını söylemek zorunda değilsiniz
15:15
or their baby's ugly.
312
915500
1616
veya bebeğinin çirkin olduğunu.
15:17
So, I'm just talking about --
313
917140
2096
Yani, sadece --
15:19
(Laughter)
314
919260
1216
(Gülüşmeler)
15:20
talking about the important things.
315
920500
2176
önemli şeyleri konuşmaktan bahsediyorum.
15:22
So --
316
922700
1216
O zaman --
15:23
(Laughter)
317
923940
3200
(Gülüşmeler)
15:28
So when you leave this room,
318
928420
1416
O zaman buradan çıktığınızda
15:29
I'd like you to observe yourself in conversations with others.
319
929860
4440
kendinizi başkalarıyla konuşurken gözlemlemenizi istiyorum.
15:35
Imagine if you knew what they were really thinking,
320
935180
3680
Hayal edin ki, gerçekten ne düşündüklerini biliyorsunuz
15:39
and imagine if you knew what they were really like ...
321
939580
2600
ve nasıl birisi olduklarını gerçekten biliyorsunuz...
15:43
and imagine if they knew what you were really thinking
322
943660
3976
ve onlar da sizin gerçekten ne düşündüğünüzü biliyor
15:47
and what were really like.
323
947660
1840
ve nasıl birisi olduğunuzu.
15:49
It would certainly clear things up a lot
324
949980
2576
Bu kesinlikle birçok şeye açıklık getirirdi
15:52
and make your operations together more effective.
325
952580
2856
ve yaptığınız şeyleri daha etkin yapmanızı sağlardı.
15:55
I think it will improve your relationships.
326
955460
2240
Bence ilişkileriniz gelişirdi.
15:58
Now imagine that you can have algorithms
327
958420
3296
Şimdi düşünün ki algoritmalar da var
16:01
that will help you gather all of that information
328
961740
3816
ve bunlar size tüm bu bilgileri toplamanızda yardımcı olabilirler
16:05
and even help you make decisions in an idea-meritocratic way.
329
965580
4560
ve hatta fikir meritokrasisi ile karar almanızda yardımcı olabilirler.
16:12
This sort of radical transparency is coming at you
330
972460
4336
Bu şekilde bir radikal şeffaflık artık giderek artıyor
16:16
and it is going to affect your life.
331
976820
1960
ve hayatınızı etkiliyecek.
16:19
And in my opinion,
332
979420
2056
Bana göre
16:21
it's going to be wonderful.
333
981500
1336
bu muhteşem olacak.
16:22
So I hope it is as wonderful for you
334
982860
2336
Umarım ki benim için olduğu kadar
16:25
as it is for me.
335
985220
1200
sizin için de harika olur.
16:26
Thank you very much.
336
986980
1256
Çok teşekkürler.
16:28
(Applause)
337
988260
4360
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7