Tomás Saraceno: Would you live in a floating city in the sky? (with English subtitles) | TED

124,819 views ・ 2017-09-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Camille Martínez
0
0
7000
Çeviri: Ahmet M. ATES Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
This is my favorite place on earth,
1
12820
2674
Burası dünyada en sevdiğim yer,
00:15
Salar de Uyuni in Bolivia.
2
15518
2000
Bolivya'daki Salar de Uyuni Gölü.
00:19
And when it's covered in a thin layer of water,
3
19612
2616
İnce bir su katmanıyla kaplandığı zaman
00:22
it reflects the clouds.
4
22252
1167
bulutları yansıtıyor.
00:23
There are days when you feel as if you're floating among the clouds.
5
23443
4424
Bazı günler, bulutlar arasında uçuyormuş gibi hissediyorsunuz.
00:28
But there are days when the horizon disappears;
6
28372
2897
Ufkun gözden kaybolduğu günler de var,
00:31
there's no longer a top or a bottom.
7
31293
2420
artık yer ve göğün olmadığı günler.
00:33
You feel immersed in something bigger.
8
33737
3021
Daha büyük bir şeyin içine gömüldüğünüzü hissediyorsunuz.
00:38
It was there that one night I woke up from a dream,
9
38297
3944
İşte orada, bir gece rüyadan uyandım
00:42
and I saw that the stars were also reflected on the water.
10
42265
2884
ve yıldızların da suya yansıdığını gördüm.
00:45
And that wasn't a dream.
11
45863
1394
Bir rüya değildi bu.
00:47
It was as if you could walk among the stars.
12
47281
2813
Yıldızların arasında gezebiliyordum sanki.
00:50
With every step I took, the stars reverberated under my feet.
13
50118
3347
Attığım her adımda, yıldızlar ayaklarımın altında titreşti.
00:53
It was like I was floating in the universe among clouds of galaxies.
14
53489
4928
Evrende, galaksi bulutları arasında yüzüyormuşum gibiydi.
00:59
But what's floating there today are not just clouds of galaxies
15
59599
3204
Ancak bugün orada yüzenler sadece galaksi bulutları değil
01:02
but also clouds of plastic.
16
62827
2182
aynı zamanda plastik bulutları.
01:05
These are the footprints we're leaving on the planet.
17
65033
2927
Bunlar gezegen üzerinde bıraktığımız ayak izlerimiz.
01:08
They're signs of an era
18
68650
2176
Bazı insanların davranışlarının
01:10
in which the behavior of some humans is making a global impact
19
70850
3954
ekosistemimizde küresel bir etki yarattığı
01:14
on our ecosystems.
20
74828
2463
bir dönemin belirtileri bunlar.
01:18
This era is called the Anthropocene.
21
78077
2613
Bu dönemin adı Antroposen Dönem.
01:21
There's also another type of toxic clouds that float in the air,
22
81142
3682
Havada süzülen zehirli bulutların başka bir türü daha var;
01:24
like the ones that form from carbon dioxide emissions
23
84848
2936
karbondioksit salınımdan oluşan,
01:27
and from the burning of fossil fuels -- oil, carbon, gas --
24
87808
3439
petrol, karbon ve gaz gibi fosil yakıtların yakılmasından oluşan
01:31
clouds that, when we see them,
25
91271
2190
ve onları gördüğümüz zaman
01:33
pollute our dreams.
26
93485
1566
hayallerimizi kirleten bulutlar.
01:35
I don't know about all of you,
27
95875
1819
Sizleri bilemem ama
01:37
but I've always dreamed of floating among the clouds.
28
97718
2612
ben her zaman bulutlar arasında uçmayı hayal ettim.
01:40
Maybe today we can imagine together other types of clouds,
29
100354
3573
Belki birlikte başka türlü bulutlar hayal edebiliriz bugün,
01:43
clouds we can live with.
30
103951
1783
birlikte yaşayabileceğimiz bulutlar.
01:46
If you're wondering about that photo, I'll explain:
31
106370
2621
Bu fotoğrafı merak ediyorsanız açıklayayım:
01:49
it looks like a collage or photomontage -- something weird.
32
109015
2943
Kolaj gibi duruyor, fotomontaj, garip bir şey gibi.
01:51
No; it's reality.
33
111982
1356
Hayır, bu gerçeklik.
01:53
But sometimes I ask myself: What is reality?
34
113362
2526
Bazen kedime soruyorum: Gerçeklik nedir?
01:55
According to Alexander Kluge:
35
115912
1669
Alexander Kluge'ye göre,
01:57
"Human beings are not interested in reality.
36
117605
2564
"İnsanlar gerçeklikle ilgilenmezler.
02:00
They can’t be; it’s part of the human essence.
37
120193
3258
Bunu yapamazlar. Bu insan özünün doğasıdır.
02:03
They have desires.
38
123475
1481
İnsanların arzuları vardır.
02:05
These desires are totally opposed to any form of reality.
39
125797
3404
Bu arzular gerçekliğin bütün hallerine tamamen karşıttır.
02:09
They prefer to lie
40
129225
1692
Arzularından ayrılmaktansa
02:10
than to become divorced from their desires."
41
130941
2193
yalan söylemeyi tercih ederler."
02:14
But how can we learn to float among the clouds?
42
134339
2873
Peki bulutların arasında uçmayı nasıl öğrenebiliriz?
02:18
As an artist, I thought we could start building a flying museum.
43
138817
4897
Bir sanatçı olarak, uçan bir müze inşa ederek başlayabiliriz diye düşündüm.
02:24
You're probably wondering: With plastic bags?
44
144278
2144
"Plastik poşetlerle mi?" diye sorabilirsiniz.
02:26
In 2007, with a community of people all over the world,
45
146446
2940
2007 yılında, tüm dünyadan insanlardan oluşan bir toplulukla
02:29
we began to collect used plastic bags --
46
149410
2878
kullanılmış plastik poşet toplamaya başladık --
02:32
not new ones.
47
152312
1564
yeni olanları değil.
02:33
And we washed them,
48
153900
2000
Poşetleri yıkadık,
02:36
we cut them up,
49
156685
1433
parçalara ayırdık,
02:38
we glued them together,
50
158142
1427
yapıştırıp birleştirdik
02:39
and we began to draw on them,
51
159593
1944
ve üstlerine resim çizmeye başladık.
02:41
creating a huge canvas.
52
161561
1823
Devasa bir kanvas oluşturduk.
02:43
We made a collection of drawings,
53
163408
2000
Oluşan çizim koleksiyonumuzda
02:45
of personal stories
54
165432
1278
kişisel öyküler,
02:46
and of friendships.
55
166734
1604
arkadaşlık öyküleri vardı.
02:48
And when you join them,
56
168362
1812
Bunları birleştirdiğimizde,
02:50
bend them and fold them,
57
170198
2000
büküp katladığımızda
02:52
it creates a space full of air.
58
172222
2371
içi hava dolu bir alan oluşuyor.
02:54
When the sun comes up from the horizon,
59
174617
2194
Güneş ufukta göründüğü zaman
02:58
the museum rises up to the sky.
60
178139
1854
müze havaya yükseliyor.
03:00
That's why we call it, "The Aero-Solar Museum."
61
180017
2311
bu yüzden adını "Hava-Güneş Müzesi" koyduk.
03:02
And from this simple idea,
62
182352
1317
Bu basit düşünceyle
03:03
we learned how to float in the air in a radically new way,
63
183693
2887
nasıl tamamen yeni bir şekilde uçabileceğimizi öğrendik,
03:06
without using any type of fuel.
64
186604
2220
hiç yakıt kullanmadan.
03:08
The difference in temperature between the interior and the exterior
65
188848
3691
Balonun yükselmesini sağlayan
03:12
is what makes us rise up.
66
192563
2000
dahili ve harici sıcaklık arasındaki fark.
03:14
That way,
67
194587
1495
Böylece fosil yakıt, helyum ya da hidrojen kullanmıyoruz,
03:17
we don't use fossil fuels or helium or hydrogen;
68
197136
4163
03:21
we don't use solar panels
69
201323
2166
güneş panelleri kullanmıyoruz,
03:23
or batteries or motors.
70
203513
2000
pil ya da motor kullanmıyoruz.
03:26
We discovered a way that's simple, clean and accessible to the whole world
71
206068
5290
Kendimizi uçurmak için basit, temiz ve tüm dünyanın ulaşabileceği
03:31
to lift ourselves up.
72
211382
1390
bir yol keşfettik.
03:32
I remember when I was at NASA in 2009 with 120 engineers.
73
212796
4730
2009 yılında 120 mühendisle beraber NASA'da olduğum zaman geliyor aklıma.
03:38
You guys know, too, when you go up in a plane,
74
218203
2612
Siz de biliyorsunuz, bir uçakta uçtuğunuzda
03:40
the control panels are gigantic.
75
220839
2063
kontrol panelleri devasadır.
03:42
And what we're doing is really complex,
76
222926
3616
Yaptığımız şey de çok karmaşıktı
03:46
and when I started coming in with the plastic bags, saying,
77
226566
2972
ve ben elimde plastik poşetlerle gelip,
03:49
"But we have a different way ..."
78
229562
1659
"Ama farklı bir yol var" dediğimde
03:51
people had a hard time understanding the concept.
79
231245
2340
insanlar bu konsepti anlamakta zorlandılar.
03:53
Seeing the power of this idea,
80
233609
1544
Bu düşüncenin gücünü anlayınca
03:55
we started to initiate a new era;
81
235177
1639
yeni bir dönem başlattık.
03:56
one that would leave behind the violence of the Anthropocene
82
236840
2974
Antroposenin vahşetini geride bırakacak
03:59
and give way to a new era,
83
239838
1487
yeni bir dönemin yolunu açacak
04:01
which we call the "Aerocene" --
84
241349
2070
Aerosen Çağı dediğimiz bir ekolojik farkındalık çağı.
04:03
an era of ecological awareness,
85
243443
2816
04:06
in which we learn to float together, live together in the air,
86
246283
3177
Bu çağda birlikte uçmayı, gökyüzünde birlikte yaşamayı
04:09
and come to an ethical commitment
87
249484
1665
ve atmosfer ve Dünya gezegeniyle
04:11
with the atmosphere and with planet earth.
88
251173
2148
etik bir mutabakata varmayı öğreneceğiz.
04:14
That's why I've brought this backpack today.
89
254297
2121
Bugün, sırt çantasını da bu yüzden getirdim.
04:16
Let's see ...
90
256442
1164
Bakalım...
04:26
OK. This is a balloon that we also refer to as a sculpture.
91
266816
3388
Bu bir balon, aynı zamanda heykel de diyoruz buna.
04:30
And if it's sunny out tomorrow, we can go out and fly --
92
270228
2890
Eğer hava yarın güneşli olursa çıkıp uçurabiliriz,
04:33
though, no, the weather in Vancouver isn't --
93
273142
2312
tabii Vancouver'da hava...
04:35
(Laughter)
94
275478
1456
(Gülme sesleri)
04:36
it's not very ...
95
276958
2068
şey değil bunun için...
04:39
very favorable.
96
279050
1185
pek elverişli değil.
04:41
So, what other features does it have?
97
281346
2073
Peki başka hangi özelliklere sahip?
04:43
It has sensors that, when it moves,
98
283443
2363
Hareket ettiği zaman havada şöyle şekiller çizen sensörlere sahip.
04:45
make sort of drawings in the air.
99
285830
2000
04:48
It also has other sensors.
100
288941
1572
Başka sensörleri de var.
04:50
I always think that first you have to feel it,
101
290537
2200
Her zaman şöyle düşünürüm, önce hissetmelisin ki sonra ölçebilesin.
04:52
and then you can measure it;
102
292761
1647
04:54
you need to hear the sounds of the atmosphere,
103
294875
2270
Ozonu ve karbondioksidi ölçmek için de
04:57
of the climate, of the hot air,
104
297169
1534
04:58
in order to then measure the ozone,
105
298727
2071
iklimin ve atmosferin seslerini duymanız gerekir.
05:00
the carbon dioxide.
106
300822
1793
05:02
We're developing these sensors
107
302639
1541
Bu sensörleri iklim, sıcaklık
05:04
together with different communities all over the world
108
304204
2677
ve çevreyle yeniden bağlantı kurmak için
05:06
in order to reconnect with the climate, the temperature and the environment,
109
306905
3805
dünyanın her yerinden farklı topluluklarla birlikte geliştiriyoruz.
05:10
because there are other species in the air;
110
310734
2214
Havada bizden başka türler de var olduğu için
05:12
in these excursions towards the atmosphere,
111
312972
2048
atmosfere doğru yolculuklarımızda
05:15
we're not alone.
112
315044
1163
tek başımıza değiliz.
05:16
The air is full of clouds of life.
113
316231
1760
Hava yaşam bulutlarıyla dolu.
05:18
We live at the bottom of an ocean of air.
114
318015
2836
Bir hava okyanusunun en dibinde yaşıyoruz biz.
05:20
And this same sculpture,
115
320875
2213
Aynı heykel,
05:24
this exact one in my hands,
116
324522
1358
elimde tuttuğumun aynısı,
05:25
flew 375 miles -- 12 hours -- from Germany to Poland,
117
325904
2777
Almanya'dan Polonya'ya 600 km mesafeyi 12 saatte uçtu,
05:28
on a fuel-free trip.
118
328705
1178
hem de yakıtsız olarak.
05:29
But it wasn't free from crossing borders.
119
329907
2153
Ama sınırlardan bağımsız değildi.
05:32
The trip was much more complicated than what we imagined;
120
332084
2866
Yolculuk hayal ettiğimizden çok daha karmaşıktı,
05:34
air space is as regulated and militarized
121
334974
2118
hava sahası, kara sahası kadar denetimli
05:37
as land space.
122
337458
1189
ve silahlanmış durumda.
05:39
To fly using the winds, the heat of the sun
123
339243
2449
Rüzgarları, güneşin ısısını
05:41
and the radiant energy of the earth
124
341716
1738
ve dünyanın radyan enerjisini kullanarak uçmak karmaşık ve güzel.
05:43
is complex and beautiful.
125
343478
1611
05:45
But even more complex will be getting the permits
126
345763
2374
Rüzgarı kullanarak üstünden uçtuğumuz
05:48
to cross the air space of each of the different countries
127
348161
3040
her farklı ülkenin hava sahasından geçiş izni almak ise
05:51
that we fly over using wind.
128
351225
1791
daha karmaşık olacaktır.
05:53
At COP21, the Paris Climate Conference,
129
353614
3803
COP21, Paris İklim Konferansı'nda
05:57
we presented these spherical sculptures
130
357441
2122
bizi dünyanın her yerine taşıyabilecek
05:59
that could transport us all over the world.
131
359587
2526
bu küresel heykelleri tanıttık.
06:02
But how can we fly using the wind to arrive at our destination?
132
362137
3882
Rüzgarı kullanarak gideceğimiz yere ulaşmak için nasıl uçabiliriz?
06:06
Together with MIT, we developed a program
133
366043
2449
MIT ile birlikte rüzgar yollarını
06:08
that predicts how we can navigate the wind highways.
134
368516
3080
nasıl kullanabileceğimizi öngören bir program geliştirdik.
06:11
For example, if I had to return to Berlin from Vancouver,
135
371620
4021
Mesela, Vancouver'dan Berlin'e dönmem gerekirse
06:15
the first thing I would need to do is choose an altitude.
136
375665
2691
yapmam gereken ilk şey bir yükselti seçmek.
06:18
At different altitudes, there are different directions
137
378380
2688
Farklı yükseltilerde farklı yönler var
06:21
and different speeds.
138
381712
1243
ve farklı hızlar.
06:23
The red line is tomorrow and the orange, the day after tomorrow.
139
383855
3123
Kırmızı çizgi yarın için ve turuncu olan da bir sonraki gün için.
06:27
And there it goes.
140
387002
1168
Böyle gidiyor işte.
06:28
You can see, the best day to fly back to Berlin --
141
388194
3062
Berlin'e geri uçmak için en iyi günü görebiliyorsunuz.
06:32
so now, traveling using only wind --
142
392414
2481
Yani sadece rüzgarla yolculuk ederek
06:35
is in six days.
143
395934
1441
altı gün sürüyor.
06:37
And we can get to 105 miles from the center of Berlin
144
397399
3058
Berlin'in merkezinden 168 km uzaklığa
06:40
without burning a single drop of fuel,
145
400481
1909
bir damla yakıt yakmadan
06:42
being transported only by wind currents.
146
402414
2887
sadece hava akımlarıyla taşınarak ulaşabiliriz.
06:45
So we thought that these trajectories that we drew with the wind
147
405325
3878
Rüzgarla çizdiğimiz bu yörüngelerin
06:49
could become signatures, declaring "Independence from Fossil Fuels Day."
148
409227
4633
"Fosil Yakıtlardan Bağımsızlık Günü"nü ilan eden imzalar olabileceğini düşündük.
06:54
More and more of us are experiencing the air
149
414508
2690
Gitgide aramızdan daha fazlası havayı farklı şekilde deneyimliyor.
06:57
in a different way.
150
417222
1206
06:58
You're all familiar with Earth Day.
151
418959
2121
Hepiniz "Dünya Günü"nü biliyorsunuzdur.
07:01
We think we should also celebrate Air Day:
152
421104
2740
Artık "Hava Günü"nü de kutlamalıyız diye düşünüyoruz:
07:03
it's a pact that we make with the earth,
153
423868
1986
Toprak ile yaptığımız bir anlaşma bu,
07:05
an ethical commitment to the atmosphere.
154
425878
2112
atmosfere etik bir taahhüt.
07:09
But let's keep thinking and dreaming.
155
429673
2052
Düşünmeye ve hayal etmeye devam edelim.
07:11
We've learned that the bigger the sculptures are,
156
431749
3165
Şunu öğrendik ki heykel ne kadar büyük olursa
07:16
the more weight they can lift.
157
436019
2658
o kadar çok yük kaldırabiliyor.
07:18
Remember,
158
438701
1193
Unutmayın,
07:20
they rise up only with hot air that's been heated by the sun.
159
440467
4549
sadece Güneş tarafından ısıtılan sıcak hava ile yükseliyorlar.
07:25
Using this approach, we can learn to build gardens in the air.
160
445968
3587
Bu yöntemi kullanarak havada bahçeler inşa etmeyi öğrenebiliriz.
07:29
Could we one day live in a garden the size of the earth?
161
449579
2959
Bir gün dünya büyüklüğünde bir bahçede yaşayabilir miyiz?
07:33
Could we live in an ecosystem floating among the clouds?
162
453268
3115
Bulutlar arasında uçan bir ekosistemde yaşayabilir miyiz?
07:37
Answering these questions isn't just a technological challenge;
163
457264
3627
Bu soruları cevaplamak sadece teknolojik bir mücadele değil;
07:40
it's a way to reexamine the freedom of movement between countries,
164
460915
4193
ülkeler arasındaki seyahat özgürlüğünü yeniden değerlendirmek
07:46
and of overcoming the political, social, cultural and military restrictions
165
466122
3787
ve çağdaş toplumlar arasındaki politik, sosyal, kültürel ve askeri kısıtlamaları
07:49
of contemporary societies.
166
469933
1688
aşmak için bir yol.
07:51
Because in the end,
167
471645
1673
Çünkü en sonunda,
07:53
the air belongs to everybody
168
473342
1697
hava herkese ait
07:55
and doesn't answer to any government.
169
475063
2333
ve hiç bir hükûmete hesap vermez.
07:58
(Applause)
170
478364
6304
(Alkışlar)
08:05
And like we said earlier,
171
485208
1321
Daha önce de söylediğimiz gibi
08:06
our imagination is the force that allows us to create these places.
172
486553
4131
bu mekanları oluşturmamıza imkân veren güç bizim hayal gücümüz.
08:10
This is an installation I did
173
490708
1691
Bu yaptığım başka bir yerleşim,
08:12
at the Metropolitan Museum of Art in New York.
174
492423
2407
New York'ta Metropolitan Sanat Müzesi'nde.
08:14
It asks the question:
175
494854
1277
Şu soruyu soruyor:
08:16
What might these transnational spaces be like?
176
496155
2744
Uluslarötesi bu mekanlar nasıl olabilir?
08:18
And once we inhabit those spaces, we need to learn how to move within them,
177
498923
4135
Bu alanlara yerleştiğimizde onların içinde nasıl hareket edeceğimizi,
08:23
to walk among the clouds,
178
503859
2000
her bir hareketin diğer herkesin
08:26
where every movement affects everyone else's movements;
179
506391
3373
hareketlerini etkileyeceği, vücut ağırlığı ve insanlar arasındaki mesafenin
08:29
the body weight and proximity between people
180
509788
3177
alanın genişlemesine ya da daralmasına sebep olacağı
08:32
will cause the space to expand ...
181
512989
2024
bulutların arasında yürümeyi öğrenmemiz gerekiyor.
08:35
or contract.
182
515037
1347
08:38
There we are, suspended 72 feet in the air.
183
518250
3095
Orada 22 metre yükseklikte asılı olacağız.
08:41
When two or more people get too close together,
184
521369
3214
İki ya da daha çok insan fazla yaklaştığında
08:44
even those farthest away are affected --
185
524607
3405
en uzakta olanlar bile etkilenir,
08:48
everyone falls to the same spot.
186
528036
2301
herkes aynı noktaya düşer.
08:50
These are fragile ecosystems.
187
530361
2181
Hassas ekosistemler bunlar.
08:53
And it's between these spheres that we build nets that connect us.
188
533763
4346
Bizi birbirimize bağlayacak ağları bu küreler arasında inşa edeceğiz.
08:58
There are moments when we have to face the void,
189
538133
3418
Boşlukla yüzleşmek zorunda olduğumuz anlar olacak
09:01
and fear can paralyze us.
190
541575
2000
ve korku bizleri felç edebilir.
09:04
One of the most beautiful things about this exhibit
191
544279
2453
Bu sergi hakkında en güzel şeylerden bir tanesi
09:06
is the sense of solidarity generated
192
546756
1777
bu yeni "aero" yüzeylerle karşılaştığımızda
09:08
when we face these new "aero-graphs."
193
548557
2420
ortaya çıkan birliktelik duygusu.
09:11
Finally,
194
551713
1556
Son olarak,
09:13
let me tell you one last story.
195
553293
2000
son bir öykü anlatayım size.
09:15
On July 16, 1945,
196
555317
2174
16 Temmuz 1945'te
09:17
on the White Sands of New Mexico,
197
557515
2000
New Mexico, White Sand'de
09:19
an atomic bomb was detonated for the first time.
198
559539
3216
ilk defa bir atom bombası patlatıldı.
09:23
As a result of this explosion,
199
563523
1608
Bu patlama sonucunda
09:25
a cloud of radioactive particles disseminated all over the earth,
200
565155
4574
bir radyoaktif parçacık bulutu bütün dünyaya yayıldı
09:29
marking the beginning of the Anthropocene era.
201
569753
2869
ve Antroposen Dönem'in başlangıcını belirledi.
09:33
Seventy years later, on November 8, 2015,
202
573360
3197
Yetmiş yıl sonra, 8 Kasım 2015'te
09:36
in the same place,
203
576581
1554
aynı yerde
09:38
another event occurred.
204
578159
1384
başka bir olay gerçekleşti.
09:40
For the first time in history,
205
580381
1754
Tarihte ilk kez
09:42
we lifted a person into the air using only the sun,
206
582159
3158
bir insanı, sadece Güneş'i kullanarak
09:45
without burning any fossil fuels.
207
585341
2773
ve hiçbir fosil yakıt kullanmadan havaya kaldırdık.
09:48
As the sun rose up above the horizon,
208
588138
2502
Güneş ufukta yükseldikçe
09:50
we rose up, too,
209
590664
1637
biz de yükseldik,
09:52
silently,
210
592325
1664
sessizce,
09:54
slowly,
211
594013
1167
yavaşça
09:55
with no explosions.
212
595204
1506
ve patlama olmadan.
09:56
We felt as if gravity had been inverted;
213
596734
2636
Yer çekimi ters yüz olmuş gibi hissettik,
09:59
it wasn't pulling us toward the center of the earth,
214
599945
2826
bizi yeryüzünün merkezine doğru değil
10:02
but toward the universe.
215
602795
1704
evrene doğru çekiyordu.
10:05
If Neil Armstrong said, when he walked on the moon,
216
605201
2635
Neil Armstrong Ay'ın üstünde yürüdüğü zaman
10:07
"That's one small step for man,
217
607860
1766
"Benim için küçük bir adım
10:09
one giant leap for mankind,"
218
609650
2000
ama insanlık için büyük bir sıçrama" dediyse
10:12
perhaps what we ought to ask ourselves is:
219
612451
2000
kendimize sormamız gereken şudur belki de:
10:14
What steps do we need to take today?
220
614475
2700
Bugün hangi adımları atmamız gerekiyor?
10:17
In the Aerocene era,
221
617199
2432
Aerosen Dönem'de
10:19
our steps are much smaller, but radically different;
222
619655
3670
adımlarımız çok daha küçük ama tamamen farklılar,
10:23
they're steps that began with a bag full of air and wishes,
223
623880
4192
hava ve hayallerle dolu bir poşet ile başlayan adımlar bunlar
10:29
but that can carry us to independence from fossil fuels
224
629100
3930
ama bizi fosil yakıtlardan bağımsızlığa
10:33
and the opportunity to celebrate Air Day;
225
633054
2009
ve Hava Günü'nü kutlama şansına taşıyabilirler.
10:35
steps that won't leave footprints on other planets
226
635087
3317
Biz bu gezegenin atmosferinde yürümeyi öğrenene kadar
10:38
until we've learned to walk in the atmosphere of this one.
227
638428
4251
diğer gezegenlerde ayak izi bırakmayacak adımlar bunlar.
10:42
The landscapes are tiny
228
642703
2055
Peyzajlarımız ufacık,
10:44
and the steps are tiny,
229
644782
1570
adımlarımız da ufacık
10:46
but I hope we can take them together.
230
646376
2398
yine de umarım ki bu adımları beraber atabilelim.
10:48
And I'm sure that these steps will lead us much further than the moon,
231
648798
3824
Eminim ki bu adımlar bizi Ay'dan çok daha uzaklara götürecekler,
10:52
so we can learn to float with our feet on the ground.
232
652646
3900
böylece ayaklarımız yere basarak uçmayı öğrenebileceğiz.
10:56
Thank you.
233
656570
1162
Teşekkürler.
10:57
(Applause)
234
657756
3770
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7