6 space technologies we can use to improve life on Earth | Danielle Wood

133,911 views ・ 2018-02-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Hüseyin YALIM Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
I was 17 when I chose my career.
0
12810
3912
Kariyerimi seçtiğimde 17 yaşındaydım.
00:17
I was standing outside
1
17587
2389
Sıcak bir Florida gecesi
00:20
on a hot summer night in Florida
2
20000
2277
dışarıda dikiliyordum
00:23
and just a few miles from the ocean.
3
23238
2327
ve okyanustan birkaç mil uzaktaydım.
00:26
I was waiting for a miracle to happen.
4
26728
3397
Bir mucizenin olmasını bekliyordum.
00:31
That summer, I was privileged to work as an intern
5
31540
3822
O yaz, Kennedy Uzay Merkezi'nde
stajyer olarak çalışma ayrıcalığını yaşamıştım
00:35
at NASA's Kennedy Space Center,
6
35386
1883
00:37
and the miracle I was waiting for
7
37919
2261
ve beklediğim mucize
00:40
was the launch of the Columbia Space Shuttle
8
40204
3521
bilim insanlarının kara delikleri incelemesine olanak sağlayacak
00:43
carrying the Chandra X-Ray Observatory,
9
43749
3153
bir teleskop olan Chandra X-Işını Gözlemcisini taşıyan
00:47
a telescope that would allow scientists to peer into the edge of black holes.
10
47486
6332
Kolombiya Uzay Mekiğinin fırlatılmasıydı.
00:54
The entire sky filled with light.
11
54712
3005
Bütün gökyüzünü ışık kapladı.
00:58
And it was as if it was daytime in the middle of the night.
12
58998
3272
Sanki gecenin ortasında gündüz gibiydi.
01:03
Soon, we could feel the rumble of the engines vibrating in our chests.
13
63149
3845
Aniden, motorların göğüs kafesimizi titreten gürültüsünü hissettik.
01:08
And it wasn't a miracle;
14
68003
1581
Bu bir mucize değildi
01:10
it was the combined effort of a team of thousands of people
15
70316
4017
bu imkansız görüneni gerçekleştirmek için
01:14
who worked together
16
74357
1291
birlikte çalışan
01:15
to make was seemed impossible a reality.
17
75672
3284
binlerce kişilik bir ekibin ortak çabasıydı.
01:19
And I wanted to join that team.
18
79991
3729
Bu ekibe katılmak istedim.
01:24
So I decided to apply to a university where I could study aerospace engineering.
19
84872
4295
Bu yüzden uzay mühendisliği okuyabileceğim bir üniversiteye başvurmaya karar verdim.
01:29
And the following year,
20
89644
1340
Sonraki yıl
01:31
I started at MIT in my engineering training
21
91008
2564
MIT'de mühendislik eğitimime başladım
01:33
and joined a student project building space robots.
22
93596
2742
ve uzay robotları yapan bir öğrenci projesine katıldım.
01:37
And everything was going as I planned,
23
97146
1879
Her şey planladığım gibi gidiyordu
01:39
except I was confused about something important.
24
99841
4638
kafamı karıştıran önemli bir şeyi saymazsak.
01:45
Now, my confusion arose in my summer breaks.
25
105768
3087
Kafa karışıklığım yaz tatillerinde ortaya çıkıyordu.
01:49
I traveled to a school in Kenya,
26
109474
2768
Kenya'da bir okula gittim
01:52
and there I volunteered with girls ages five to 17,
27
112915
4644
ve orada 5 ila 17 yaşındaki kızlar için gönüllü oldum
01:57
giving them lessons in English and math and science.
28
117583
4685
onlara İngilizce, Matematik ve Fen dersi veriyordum.
02:03
And they taught me songs in Swahili.
29
123143
2758
Onlar da bana Svahili dilinde şarkılar öğrettiler.
02:07
And mostly, I just spent time getting to know the girls,
30
127290
3554
Genelde, bu kızları tanıyarak ve onların varlığının tadını çıkararak
02:10
enjoying their presence.
31
130868
1257
vakit geçirdim.
02:12
And I saw that these girls and the leaders in their community,
32
132754
4094
Fark ettim ki, bu kızlar ve onların toplumlarındaki liderleri
02:16
they were overcoming important barriers
33
136872
2906
bu kızların hayattaki en iyi şanslara sahip olmalarına
02:19
to allow these girls to have the best possible chances in life.
34
139802
3837
imkan sağlamak için zorlu engellerin üstesinden geliyorlar.
02:24
And I wanted to join that team.
35
144556
3811
Bu ekibe katılmak istedim.
02:28
I wanted to be part of a team that would help break down barriers
36
148931
3057
Engelleri yerle bir eden ve tüm dünyadaki kızların hayatlarını
02:32
and improve the lives of girls around the world.
37
152012
2569
güzelleştiren ekibin bir parçası olmak istedim.
02:34
But I was worried that studying aerospace engineering
38
154605
3068
Uzay mühendisliğinin en yararlı uğraş
02:37
wasn't the most useful.
39
157697
1481
olduğu ile ilgili endişeliydim.
02:39
I was worried this team in Kenya couldn't use the technology
40
159202
3160
Kenya'daki bu ekibin uzay hakkında öğrendiğim bu teknolojiyi
02:42
I was learning about space.
41
162386
1601
kullanamayacağından endişeliydim.
02:45
But thankfully, I still learned that I was wrong.
42
165305
3144
Neyse ki, hatalı olduğumu anladım.
02:49
I came back and interned at NASA again,
43
169457
2359
Geri döndüm ve NASA'da tekrar staj yaptım.
02:51
and this time,
44
171840
1158
Bu kez bir danışman
02:53
a mentor taught me
45
173022
1825
Kenya'nın uzay teknolojisini
02:54
that countries like Kenya had been using space technology for decades
46
174871
6175
on yıllardır ülkelerindeki bu yaşamları
03:01
to improve the lives in their own countries.
47
181070
2561
güzelleştirmek için kullandığını öğretti.
03:03
And then I knew that I could have a career in space
48
183655
3530
Anladım ki uzay ve gelişim üzerine
03:07
and in development.
49
187209
1574
bir kariyerim olabilirdi.
03:09
This idea is not new.
50
189859
1358
Bu yeni bir fikir değil.
03:11
In fact, in 1967, the nations of the world came together
51
191825
4200
Aslına bakarsanız, 1967'de, dünya ulusları Dış Uzay Antlaşması'nı
03:16
to write the Outer Space Treaty.
52
196049
2743
imzalamak için bir araya geldiler.
03:19
This treaty made a bold statement,
53
199607
2662
Antlaşma ''Dış uzayın keşfi ve kullanımı
03:22
saying, "The exploration and use of outer space
54
202293
4062
ekonomik ve bilimsel gelişim seviyesine bakılmaksızın
03:26
should be carried on for the benefit of all peoples,
55
206379
3576
tüm insanlığın faydası için yapılmalıdır.''
03:30
irrespective of their level of economic or scientific development."
56
210573
4894
şeklinde çarpıcı bir ifadeye yer vermişti.
03:37
We have not truly lived up to this ideal,
57
217089
2357
İnsanlar on yıllardır bunu gerçeğe dönüştürmek
03:39
although people have worked for decades to make this a reality.
58
219470
3219
için çalışsalar da tam olarak bu ideale göre yaşamıyoruz.
03:43
Forces such as colonialism and racism
59
223826
3506
Sömürgecilik, ırkçılık ve cinsiyet eşitsizliği gibi kuvvetler
03:47
and gender inequality
60
227880
1737
birçok kişiyi uzayın faydalarından
03:50
have actually excluded many people from the benefits of space
61
230260
3525
mahrum bıraktı ve bizim uzayın nadir kişiler, zenginler
03:54
and caused us to believe that space is for the few
62
234751
3541
ya da seçkinler için olduğuna inanmamıza
03:58
or the rich or elite.
63
238316
2226
neden oldu.
04:01
But we cannot afford this attitude,
64
241731
2454
Fakat bu duyarsızlığın bedelini ödeyemeyiz
04:04
because the world is engaged in a vital mission
65
244209
3131
çünkü dünya herkes için yaşamı güzelleştirmeyi
04:07
to improve life for everyone.
66
247364
2004
hedefleyen önemli bir görevle meşgul.
04:10
Our road map for this mission comes from the 17 Sustainable Development Goals
67
250260
5789
Bu görev için yol haritamız Birleşmiş Milletler'in 17 Sürdürülebilir
04:16
of the United Nations.
68
256073
1365
Gelişim Hedefinden geliyor.
04:17
All the member states of the United Nations have agreed
69
257808
2699
Birleşmiş Milletler'in tüm üye devletleri bunların
04:20
that these are priorities between now and 2030.
70
260531
3306
günümüz ile 2030 arasında öncelikler olduğunda karar kıldı.
04:24
These goals give us our key moments and opportunities of our time --
71
264526
5174
Bu hedefler bize hayatımızın önemli anlarını ve fırsatlarını sunar.
04:30
opportunities to end extreme poverty,
72
270323
2971
Şiddetli yoksulluğu sona erdirecek,
04:33
to insure that everyone has access to food and clean water.
73
273318
4547
herkesin yiyeceğe ve temiz suya ulaşabileceğini temin edecek fırsatlar...
04:39
We must pursue these goals as a global community.
74
279720
3276
Bu hedeflerin peşinden global bir topluluk olarak gitmeliyiz.
04:43
And technology from space supports sustainable development.
75
283861
4470
Uzay teknolojisi sürdürülebilir gelişimi destekler.
04:48
In fact, there are six space services
76
288891
3019
Aslına bakarsanız, Sürdürülebilir Gelişim Hedeflerinin
04:51
that can help us pursue the Sustainable Development Goals.
77
291934
3793
peşinden gitmemize yardım edecek 6 uzay servisi var.
04:56
Over the next few minutes, let's explore these six services,
78
296709
3253
Gelin birkaç dakikada bu 6 servisi keşfedelim ve bu hedeflerin
04:59
and see examples of just a few of the goals they help support.
79
299986
3519
birkaçının desteklediği örnekleri görelim.
05:03
You ready?
80
303529
1185
Hazır mısınız?
05:05
OK.
81
305104
1158
Pekâlâ.
05:06
Communication satellites provide access to phone and internet service
82
306286
4193
Haberleşme uyduları,dünyanın hemen her yerinde telefon ve internet servislerine
05:10
to almost any location on Earth.
83
310503
1738
ulaşımı sağlar.
05:12
This is particularly important during times of disaster recovery.
84
312622
3516
Bu özellikle felaketten kurtarma zamanlarında önemlidir.
05:16
When Typhoon Haiyan struck the Philippines,
85
316523
3518
Haiyan tayfunu Filipinler'i vurduğunda,
05:20
the local communication networks needed to be repaired,
86
320065
2774
yerel haberleşme ağlarının tamir edilmesi gerekti
05:22
and teams brought in inflatable communication antennas
87
322863
3308
ve ekipler uydulara bağlanabilen şişirilebilir antenler
05:26
that could link to satellites.
88
326195
1990
getirdiler.
05:28
This was useful during the time of repair and recovery.
89
328209
2577
Bu tamir ve kurtarma esnasında işe yaradı.
05:31
Positioning satellites tell us where we are
90
331453
3330
Konumlandırma uyduları, antenlerin yerlerini belirleyerek yerimizi
05:34
by telling us where they are.
91
334807
1856
söylemiş oluyorlardı.
05:37
Scientists can use this technology to track endangered wildlife.
92
337835
4228
Bilim insanları bu teknolojiyi nesli tükenmekte olan
vahşi yaşamı izlemek için kullanabilirler.
05:42
This turtle has been fitted with a system
93
342727
2510
Bu kaplumbağa, konumlandırma uydularından
05:45
that allows it to receive location information from positioning satellites,
94
345261
4565
konum bilgilerini almayı sağlayacak ve bunları haberleşme uyduları
05:49
and they send the location information to scientists
95
349850
2573
vasıtasıyla bilim insanlarına gönderecek
05:52
via communication satellites.
96
352447
1574
bir sistem ile donatıldı.
05:55
Scientists can use this knowledge to then make better policies
97
355112
3151
Bilim insanları bunu daha iyi planlar yapmak, bu hayvanları nasıl
05:58
and help determine how to keep these animals alive.
98
358287
2410
yaşatacaklarını belirlemek için kullanabilirler.
06:02
Earth observation satellites.
99
362460
2101
Yeryüzü gözlem uyduları.
06:04
They tell us what's going on in our environment.
100
364928
2594
Bize çevremizde olup biteni anlatıyorlar.
06:07
Right now, there are about 150 satellites
101
367546
3498
An itibariyle, 60'ın üstünde devlet kurumu
06:11
operated by over 60 government agencies,
102
371068
2782
tarafından kullanılan 150'ye yakın uydu var
06:13
and these are just those observing the Earth.
103
373874
2219
ve bunlar sadece Dünya'yı gözlemleyenler.
06:16
And meanwhile, companies are adding to this list.
104
376117
2395
Tabii şirketler listeye yenilerini ekliyorlar.
06:19
Most of the governments provide the data from the satellites for free online.
105
379157
3837
Devletlerin çoğu,online olarak uydulardan ücretsiz bilgi elde ediyorlar.
06:23
Some of these satellites provide images like this,
106
383018
3178
Uydulardan bazıları, bunun gibi, bir kamerada görebileceğin
06:26
that show what you would see from a camera.
107
386220
2412
fotoğraflar sağlıyorlar.
06:28
This is an image showing agricultural land in Kansas.
108
388656
2941
Bu Kansas'taki tarımsal alanı gösteren bir fotoğraf.
06:32
However, the majority of the Earth observation satellites
109
392742
2885
Yine de, yeryüzü gözlem uydularının çoğu
06:35
don't take pictures at all.
110
395651
2223
tam anlamıyla fotoğraf çekmiyorlar.
06:37
They take measurements.
111
397898
1527
Ölçüm yapıyorlar.
06:39
And they combine these measurements with complex computer models
112
399449
3101
Bu ölçümleri karmaşık bilgisayar modelleriyle birleştiriyorlar
06:42
and make beautiful, global visualizations such as this one,
113
402574
3279
ve bunun gibi okyanus akıntılarını
06:45
showing the ocean currents
114
405877
1906
ve sıcaklığını gösteren
06:47
and the temperature of the ocean, globally.
115
407807
2024
evrensel görselleştirmeler oluşturuyorlar.
06:51
Or we can look at the salt and smoke and dust in the atmosphere,
116
411275
5892
Ya da atmosferdeki tuzu, dumanı ve tozu
06:59
or the rainfall and snowfall, globally,
117
419561
2675
veya yağmur ve kar yağışını evrensel olarak görebiliriz.
07:05
as well as the annual cycle of vegetation on land and in the ocean.
118
425085
5001
Tıpkı karadaki ve okyanustaki yıllık bitkilenmeyi görebildiğimiz gibi.
07:12
Now, scientists can take this information about the rainfall and the vegetation
119
432065
4362
Artık bilim insanları yağmur yağışı ve bitkilenme hakkında
07:16
and use it to understand
120
436451
1390
bilgi elde edebiliyorlar
07:17
what areas on Earth are in danger of a famine or a drought
121
437865
3765
bunu Dünya'da hangi alanların kıtlık ve kuraklık tehlikesinde olduğunu anlamak
07:21
and provide that information to aid organizations
122
441654
2642
için kullanabiliyorlar, bu bilgiyi yardım kuruluşlarına
07:24
so they can be prepared with food aid before the hunger becomes severe.
123
444320
3817
sağlayabiliyorlar böylece onlar açlık ciddileşmeden besin hazırlığı yapıyorlar.
07:28
In space, we have an orbiting laboratory on the International Space Station.
124
448900
4842
Uzayda, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda yörüngeli bir laboratuvarımız var.
07:34
The vehicle and everything inside are in a form of free fall
125
454653
3028
Bu araç ve içindeki her şey Dünya etrafında
07:37
around the Earth,
126
457705
1151
serbest düşüş hâlindeler
07:38
and they don't experience the effect of gravity.
127
458880
2330
ve yer çekiminden etkilenmiyorlar.
07:42
And because of this, we call it "microgravity."
128
462219
2262
Bu sebeple ona ''yer çekimsiz ortam'' diyoruz.
07:45
When astronauts are in the microgravity environment,
129
465412
2463
Astronotlar yer çekimsiz ortamdayken
07:47
their bodies react as if they're aging rapidly.
130
467899
3512
vücutları hızla yaşlanıyor gibi tepki veriyor.
07:51
Their bones and muscles weaken,
131
471888
2416
Kemikleri ve kasları zayıflıyor
07:54
and their cardiovascular system and their immune system change.
132
474328
3554
kalp ve dolaşım ile bağışıklık sistemleri değişiyor.
07:59
As scientists study how to keep astronauts healthy in space,
133
479052
3248
Bilim insanları astronotları uzayda sağlıklı tutma konusunda
08:02
we can take the exercises and techniques we use for astronauts
134
482324
3308
çalıştıkları için, astronotlar için kullandığımız egzersizleri
08:05
and transfer them to people on Earth
135
485656
1952
ve teknikleri sağlık gelişimi için
08:07
to improve our health here.
136
487632
1397
insanlara aktarabiliriz.
08:09
Often, as we develop technology for astronauts and exploration
137
489465
3471
Astronotlar,uzay araçları ve keşif için sürekli teknoloji
08:12
or for spacecraft,
138
492960
1270
geliştirdiğimizden
08:14
we can also transfer those inventions to improve life on Earth.
139
494254
3559
bu yenilikleri Dünya'daki yaşamı geliştirmek için de kullanabiliriz.
08:17
Here's one of my favorites.
140
497837
1334
Bu benim favorilerimden.
08:19
It's a water filtration system,
141
499195
1756
Bu bir su arıtma sistemi
08:20
and a key component of it is based on the technology
142
500975
3023
ve temel bir kısmı uzay istasyonunda
08:24
to filter wastewater on the space station.
143
504022
2063
suyu arıtma teknolojisi üzerine kurulu.
08:26
It's now being used around the world.
144
506439
1781
Günümüzde tüm dünyada kullanılıyor.
08:28
Space is also an infinite source of inspiration,
145
508795
3418
Uzay aynı zamanda eğitim araştırma, astronomi
08:32
through education,
146
512237
1181
ve asırlık deneyim
08:33
through research and astronomy
147
513442
1634
yıldız gözleme sayesinde
08:35
and that age-old experience of stargazing.
148
515100
3132
sonsuz bir ilham kaynağıdır.
08:38
Now, countries around the world are engaging in advancing
149
518818
3279
Günümüzde dünya genelinde ülkeler
08:42
their own development
150
522121
1176
mühendislik
08:43
by increasing their local knowledge of engineering and science and space.
151
523321
3847
bilim ve uzay bilgilerini artırarak gelişimlerini ilerletmekle meşguller.
08:47
Let's meet some of the world's newest satellite engineers.
152
527644
3867
Şimdi en yeni uydu mühendislerinden bazılarını tanıyalım.
08:52
This is Elyka Abello, from Venezuela.
153
532149
3151
Bu Venezuela'dan Elyka Abello.
08:56
Elyka is training as a satellite engineer
154
536264
3058
Elyka Venezuela'daki ulusal uydu programında
08:59
as part of her national satellite program in Venezuela.
155
539346
2816
uydu mühendisi olarak çalışıyor.
09:02
She has designed a software tool
156
542750
1822
Ekibine mühendislik için
09:04
that allows her team to better design the power systems for engineering.
157
544596
3751
daha iyi tasarım sağlayan bir yazılım dizayn etti.
09:10
This is Adel Castillo-Duran,
158
550036
2815
Bu Filipinler'den
Adel Castillo-Duran.
09:12
from the Philippines.
159
552875
1150
09:14
Adel is both a meteorologist and a satellite engineer,
160
554474
3007
Adel hem bir meteoroloji uzmanı hem de uydu mühendisi
09:17
and she uses data from satellites in her weather forecasting.
161
557505
3376
ve hava tahminlerinde uydulardan veri kullanıyor.
09:22
And finally, meet Hala.
162
562549
1573
Son olarak, Hala'yı tanıyalım.
09:24
Hala is from the Sudan,
163
564708
1618
Hala Sudan'dan
09:26
and as she was studying electrical engineering as an undergraduate
164
566350
3240
ve Hartum'da üniversite öğrenicisi olarak elektrik mühendisliği
09:29
in Khartoum,
165
569614
1159
okurken
09:30
she and several students decided to build their own satellite.
166
570797
3156
o ve birkaç arkadaşı kendi uydularını yapmaya karar verdiler.
09:33
And later, Hala earned a scholarship to study satellite engineering
167
573977
4374
Daha sonra, Hala mastır seviyesinde uydu mühendisliği
09:38
at the graduate level.
168
578375
1316
okumak için hak kazandı.
09:41
These stories that I've shared with you
169
581093
2274
Sizinle paylaştığım bu hikâyeler
09:43
all illustrate that space truly is useful for sustainable development
170
583391
4113
gösteriyor ki uzay, sürdürülebilir gelişim ve tüm insanların yararı için
09:47
for the benefit of all peoples.
171
587528
1774
hakikaten faydalı.
09:50
But we have more work to do,
172
590016
1743
Ama yapacak daha çok işimiz var
09:52
because there are still barriers that exclude people from space
173
592487
3730
çünkü hâlâ insanları uzaydan mahrum eden ve bu teknolojinin
09:56
and limit the impact of this technology.
174
596241
2143
etkisini kısıtlayan engeller var.
09:59
For many people, Earth observation data is complex.
175
599402
3595
Birçok kişi için, yeryüzü gözlem verileri karmaşıktır.
10:03
And satellite communication services are too expensive.
176
603576
2712
Uydu haberleşme servisleri çok pahalı.
10:06
And microgravity research just appears to be inaccessible.
177
606966
3475
Yer çekimsiz ortam araştırması ulaşılamaz gibi görünüyor.
10:11
This is what motivates my work as a professor at MIT's Media Lab.
178
611611
4798
MIT'nin medya laboratuvarındaki çalışmamı harekete geçiren de bu.
10:16
I've recently founded a new research group called Space Enabled.
179
616840
5155
Yakın zamanda Etkin Uzay adında yeni bir araştırma ekibi kurdum.
10:22
We are working to tear down these barriers that limit the benefits of space.
180
622829
4339
Uzayın faydalarını sınırlayan engelleri ortadan kaldırmak için çalışıyoruz.
10:27
And we're also going to develop the future applications
181
627699
2648
Aynı zamanda sürdürülebilir gelişime
10:30
that will continue to contribute to sustainable development.
182
630371
3280
katkı sağlamaya devam edecek yeni nesil uygulamalar geliştireceğiz.
10:34
We'll keep on this work
183
634533
1608
Uzayın insanlığın faydası için
10:36
until we can truly say that space is for the benefit of all peoples,
184
636165
4176
olduğunu ve hepimizin uzaya erişebildiğini
10:40
and we are all space enabled.
185
640834
3138
içtenlikle söyleyebilene kadar bu işi sürdüreceğiz.
10:44
Thank you.
186
644815
1159
Teşekkürler.
10:45
(Applause)
187
645998
2626
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7