What if we ended the injustice of bail? | Robin Steinberg

117,804 views ・ 2018-05-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
I will never forget the first time I visited a client in jail.
0
12766
3158
Bir müvekkili hapishanede ziyaret ettiğim ilk günü hiç unutmam.
00:17
The heavy, metal door slammed behind me,
1
17074
2207
Ağır demir kapı arkamdan kapandı
00:19
and I heard the key turn in the lock.
2
19305
2245
ve anahtarın kilitlenişini duydum.
00:22
The cement floor underneath me had a sticky film on it
3
22198
3255
Altımda çimentodan zeminde yapışkan bir film vardı,
00:25
that made a ripping sound,
4
25477
1542
ayağımı her oynattığımda
00:27
like tape being pulled off a box,
5
27043
2614
kutu üstündeki bantlatı çıkarır gibi
00:29
every time I moved my foot.
6
29681
1659
çıkartma sesi çıkarıyordu.
00:31
The only connection to the outside world was a small window placed too high to see.
7
31955
4776
Dış dünyayla olan tek bağ çok yüksekte olan küçük bir pencere.
00:37
There was a small, square table bolted to the floor
8
37441
3055
Yere monte edilmiş küçük, kare bir masa,
00:40
and two metal chairs,
9
40520
1452
her iki yanında da
00:41
one on either side.
10
41996
1528
iki metal sandalye var.
00:44
That was the first time I understood viscerally --
11
44354
3468
Hapsedilmenin duygusal olarak nasıl bir his olduğunu
00:47
just for a fleeting moment --
12
47846
2397
bir an için de olsa
00:50
what incarceration might feel like.
13
50267
1968
ilk o zaman anladım.
00:52
And I promised myself all those years ago as a young, public defender
14
52886
4001
Bu bunun nasıl bir his olduğunu hiç unutmayacağıma dair
00:56
that I would never, ever forget that feeling.
15
56911
2618
yıllar önce genç bir avukat olarak kendime söz verdim.
01:00
And I never have.
16
60277
1382
Hiç unutmadım.
01:02
It inspired me to fight for each and every one of my clients' freedom
17
62024
3951
Her bir müvekkilimin özgürlüğü için onları tıpkı yargılanan benmişim gibi
01:05
as if it was my own.
18
65999
2132
savunmamda bana ilham verdi.
01:09
Freedom.
19
69142
1326
Özgürlük.
01:10
A concept so fundamental to the American psyche
20
70832
3343
Amerikan zihniyeti için öylesine temel bir konsept ki
01:14
that it is enshrined in our constitution.
21
74199
2624
anayasada güvence altına alınmış.
01:17
And yet, America is addicted to imprisonment.
22
77839
4500
Yine de Amerika hapsetme bağımlısı.
01:22
From slavery through mass incarceration,
23
82958
2552
Kölelikten toplu hapislere kadar
01:25
it always has been.
24
85534
1333
bu hep böyle oldu.
01:27
Look, we all know the shocking numbers.
25
87704
2928
Hepimiz dehşet verici rakamları biliyoruz.
01:30
The United States incarcerates more people per capita
26
90656
2652
ABD, dünyadaki diğer tüm milletlerden
01:33
than almost any nation on the planet.
27
93332
2752
daha fazla insan hapsediyor.
01:36
But what you may not know is that on any given night in America,
28
96938
4210
Ancak bilmediğiniz şey şu ki Amerika'da herhangi bir gece
01:41
almost half a million people go to sleep in those concrete jail cells
29
101172
4191
hiçbir suçtan hüküm giymemiş yarım milyon insan
01:45
who have not been convicted of anything.
30
105387
3450
o taştan duvarlı hapislerde uyuyor.
01:49
These mothers and fathers and sons and daughters
31
109764
3774
Bu anne, baba ve evlatların orada olmasının
01:53
are there for one reason and one reason only:
32
113562
3695
sadece tek bir sebebi var:
01:57
they cannot afford to pay the price of their freedom.
33
117281
3147
Özgürlüklerinin bedelini ödeyemiyorlar.
02:01
And that price is called bail.
34
121312
2936
Bu bedele kefalet deniyor.
02:05
Now, bail was actually created as a form of conditional release.
35
125208
3822
Kefalet aslında bir çeşit şartlı tahliye olarak yaratılmıştı.
02:09
The theory was simple:
36
129054
1322
Altında yatan basitti:
02:10
set bail at an amount that somebody could afford to pay --
37
130400
2715
Ödeyebilecekleri bir kefalet belirlemek --
02:13
they would pay it --
38
133139
1157
bunu ödeyeceklerdi --
02:14
it would give them an incentive to come back to court;
39
134320
2524
mahkemeye çıkmak için bir teşvik olacaktı;
02:16
it would give them some skin in the game.
40
136868
1968
onlar için oyunda bir iyi niyet olacaktı.
02:18
Bail was never intended to be used as punishment.
41
138860
3976
Kefalet hiçbir zaman ceza olarak tasarlanmadı.
02:22
Bail was never intended to hold people in jail cells.
42
142860
3974
Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı.
02:26
And bail was never, ever intended to create a two-tier system of justice:
43
146858
5972
Hiçbir zaman çifte standartlı bir adalet sistemi olarak da tasarlanmadı:
02:32
one for the rich and one for everybody else.
44
152854
3227
zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane.
02:36
But that is precisely what it has done.
45
156433
2562
Ancak yaptığı şey tam da bu.
02:39
Seventy-five percent of people in American local jails
46
159507
3392
Yerel Amerikan hapishanelerindeki kişilerin %75'i
02:42
are there because they cannot pay bail.
47
162923
2303
kefalet ödeyemedikleri için oradalar.
02:46
People like Ramel.
48
166215
1560
Ramel gibi insanlar.
02:48
On a chilly October afternoon,
49
168514
1600
Soğuk bir Ekim günü akşamüstü,
02:50
Ramel was riding his bicycle in his South Bronx neighborhood
50
170138
2842
South Bronx mahallesinde bisikletiyle
02:53
on his way to a market to pick up a quart of milk.
51
173004
2378
marketten bir kutu süt almaya gidiyordu.
02:55
He was stopped by the police.
52
175760
1670
Polis onu durdurdu.
02:57
And when he demanded to know why he was being stopped,
53
177454
2568
Niçin durdurulduğunu bilmek istedi,
03:00
an argument ensued, and the next thing he knew,
54
180046
2326
bir tartışma ateşlendi ve sonra bir baktı ki
03:02
he was on the ground in handcuffs,
55
182396
1621
yerde ve elleri kelepçelenmiş,
03:04
being charged with "riding your bicycle on the sidewalk
56
184041
2998
''kaldırımda bisiklet sürmek ve tutuklamaya direnmek''
03:07
and resisting arrest."
57
187063
1272
suçundan yargılanıyordu.
03:08
He was taken to court,
58
188944
1050
Mahkemeye çıkarıldı,
03:10
where a judge set 500 dollars bail.
59
190018
2894
bir hakim 500 dolar kefalet belirledi.
03:12
But Ramel -- he didn't have 500 dollars.
60
192936
3072
Ancak Ramel'in 500 doları yoktu.
03:16
So this 32-year-old father was sent to "The Boat" --
61
196032
3852
Dolayısıyla 32 yaşındaki bu baba
03:19
a floating jail barge that sits on the East River
62
199908
3704
bir gider tesisi ve balık pazarı arasında Doğu Gölü'nde yüzen
03:23
between a sewage plant and a fish market.
63
203636
2671
''The Boat'' adlı hapishaneye gönderildi.
03:27
That's right, you heard me.
64
207241
2222
Evet, doğru duydunuz.
03:29
In New York City, in 2018,
65
209487
2778
New York City'de, 2018 yılında,
03:32
we have a floating prison barge that sits out there
66
212289
4496
yüzen bir duba hapishanemiz var
03:36
and houses primarily black and brown men
67
216809
3407
ve öncelikli olarak kefalet ödeyemeyen
03:40
who cannot pay their bail.
68
220240
2147
siyahi ve Latin erkekleri tutuyor.
03:43
Let's talk for a moment
69
223590
1645
Birkaç gün için bile olsa
03:45
about what it means to be in jail even for a few days.
70
225259
3668
hapishanede olmanın ne demek olduğunu biraz konuşalım.
03:49
Well, it can mean losing your job,
71
229368
2977
İşinizi kaybetmeniz anlamına gelebilir,
03:52
losing your home,
72
232369
1333
evinizi kaybetmeniz
03:53
jeopardizing your immigration status.
73
233726
2067
ve göçmenlik statünüzü kaybetmeniz de.
03:56
It may even mean losing custody of your children.
74
236169
2774
Çocuklarınızın velayetini bile kaybedebilirsiniz.
03:59
A third of sexual victimization by jail staff
75
239598
2683
Hapishanedeki cinsel tacizlerin üçte biri
04:02
happens in the first three days in jail,
76
242305
2771
hapsedilmeyi takip eden ilk 3 gün içinde gerçekleşiyor
04:05
and almost half of all jail deaths, including suicides,
77
245100
4235
ve intihar dâhil, hapishanede gerçekleşen ölümlerin neredeyse yarısı
04:09
happen in that first week.
78
249359
1807
o ilk hafta içinde oluyor.
04:11
What's more, if you're held in jail on bail,
79
251787
3120
Dahası, eğer kefaletle hapiste tutuluyorsanız
04:14
you're four times more likely to get a jail sentence
80
254931
2611
tutuksuz yargılanmaya kıyasla hapse mahkum olmanız
04:17
than if you had been free,
81
257566
1610
tam dört kat daha fazla,
04:19
and that jail sentence will be three times longer.
82
259200
2983
üstelik bu hapis cezası üç kat daha uzun oluyor.
04:23
And if you are black or Latino and cash bail has been set,
83
263036
4269
Siyahi veya Latinseniz ve kefalet belirlendiyse
04:27
you are two times more likely to remain stuck in that jail cell
84
267329
4211
beyaz birine göre iki kat daha uzun süre
04:31
than if you were white.
85
271564
1541
hapiste kalmanız muhtemel.
04:34
Jail in America is a terrifying, dehumanizing and violent experience.
86
274061
6286
Amerika'da hapis dehşet verici, insanlık dışı ve şiddet dolu bir tecrübe.
04:41
Now imagine for just one moment that it's you stuck in that jail cell,
87
281574
5374
Bir an için o hücrelerde kendinizi düşünün
04:46
and you don't have the 500 dollars to get out.
88
286972
2684
ve kurtulmak için 500 dolarınız olmadığını.
04:51
And someone comes along and offers you a way out.
89
291072
4056
Biri gelip size bir çıkış yolu sunuyor.
04:56
"Just plead guilty," they say.
90
296145
1848
''Suçu kabullen'' diyorlar.
04:58
"You can go home back to your job.
91
298559
2096
''Evine ve işine dönebilirsin.
05:01
Just plead guilty.
92
301182
1430
İşi kabullen yeter.
05:03
You can kiss your kids goodnight tonight."
93
303003
2140
Bu gece çocuklarına kavuşabilirsin.''
05:05
So you do what anybody would do in that situation.
94
305503
3176
O durumda kim olsa yapacağı şeyi yapıyorsunuz.
05:08
You plead guilty whether you did it or not.
95
308703
3538
Suçu işlemiş de işlememiş de olsanız kabulleniyorsunuz.
05:13
But now you have a criminal record
96
313173
2477
Ancak şimdi bir adli siciliniz var,
05:15
that's going to follow you for the rest of your life.
97
315674
2737
sizi hayatınız boyunca takip edecek.
05:19
Jailing people because they don't have enough money to pay bail
98
319660
3112
Kefalet için yeterli parası olmadığı için insanları hapsetmek
05:22
is one of the most unfair, immoral things we do as a society.
99
322796
3853
toplumsal olarak yaptığımız en adaletsiz ve ahlak dışı şeylerden biri.
05:27
But it is also expensive and counterproductive.
100
327369
3040
Üstelik pahalı ve üretken değil.
05:31
American taxpayers --
101
331264
1495
Amerikalı vergi mükellefleri --
05:32
they spend 14 billion dollars annually holding people in jail cells
102
332783
4642
hiçbir suçtan hüküm giymemiş insanları hapiste tutmak için
05:37
who haven't been convicted of anything.
103
337449
1889
yılda 14 milyar dolar para harcıyorlar.
05:39
That's 40 million dollars a day.
104
339362
2313
Bu günde 40 milyon dolar demek.
05:42
What's perhaps more confounding is it doesn't make us any safer.
105
342820
3491
Şaşırtıcı olan şey ise bunun bizi daha güvenli kılmadığı.
05:46
Research is clear that holding somebody in jail
106
346915
2502
Araştırma açıkça gösteriyor ki birini hapiste tutmak
05:49
makes you significantly more likely to commit a crime when you get out
107
349441
3973
hayatı boyunca özgür birine kıyasla sizi çok daha büyük oranda
05:53
than if you had been free all along.
108
353438
3658
suç işlemeye itiyor.
05:58
Freedom makes all the difference.
109
358440
3331
Tüm farkı özgürlük yaratıyor.
06:03
Low-income communities
110
363574
1231
Düşük gelirli topluluklar
06:04
and communities of color have known that for generations.
111
364829
3342
ve değişik ırklardan topluluklar nesillerdir bunu biliyor.
06:08
Together, they have pooled their resources to buy their loved ones freedom
112
368750
4936
Esaret ve hapishaneler var olduğundan beri sevdiklerini oralardan kurtarmak için
06:13
for as long as bondage and jail cells existed.
113
373710
3520
tüm kaynaklarını seferber ediyorlar.
06:17
But the reach of the criminal legal system has grown too enormous,
114
377891
3112
Ancak ceza yargı sisteminin alanı aşırı genişledi
06:21
and the numbers are just too large.
115
381027
2093
ve rakamlar artık çok büyük.
06:23
Ninety-nine percent of jail growth in America has been the result --
116
383809
4635
Amerika'daki hapis artışlarının yüzde 99'u
06:28
over the last 20 years --
117
388468
1866
son 20 yıl içindeki
06:30
of pre-trial incarceration.
118
390358
2015
duruşma öncesi tutuklamalar.
06:34
I have been a public defender for over half my life,
119
394467
2676
Hayatımın yarısı boyunca resmi bir savunma avukatıyım
06:37
and I have stood by and watched thousands of clients
120
397167
3666
ve binlerce müvekkilimin sadece kefalet paraları olmadığı için
06:40
as they were dragged into those jail cells
121
400857
2140
o hücrelere sürüklenişini
06:43
because they didn't have enough money to pay bail.
122
403021
2352
orada öylece durup izlemek zorunda kaldım.
06:45
I have watched as questions of justice were subsumed by questions of money,
123
405397
4555
Para mevzularının, adalet mevzularını içine alışını izledim,
06:49
calling into question the legitimacy of the entire American legal system.
124
409976
4169
bu da tüm Amerikan yargı sisteminin güvenilirliği hakkında şüphe uyandırıyor.
06:55
I am here to say something simple --
125
415213
3231
Basit bir şey söylemek için buradayım --
06:58
something obvious,
126
418468
1678
bariz
07:00
but something urgent.
127
420170
1589
ama acil bir şey.
07:02
Freedom makes all the difference,
128
422926
3255
Tüm farkı özgürlük yaratıyor
07:06
and freedom should be free.
129
426205
3690
ve özgürlük ücretsiz olmalı.
07:09
(Applause)
130
429919
7000
(Alkışlar)
07:17
But how are we going to make that happen?
131
437919
2238
Peki bunu nasıl mümkün kılacağız?
07:20
Well, that's the question I was wrestling with over a decade ago
132
440181
3001
Kendisi de savunma avukatı olan eşim David'le birlikte
07:23
when I was sitting at a kitchen table with my husband, David,
133
443206
2858
10 yıl önce mutfak masasında otururken çare aradığım soru
07:26
who is also a public defender.
134
446088
1429
işte tam buydu.
07:27
We were eating our Chinese takeout and venting about the injustice of it all
135
447541
3665
Çin yemeği yiyor ve bu adaletsizlik hakkında konuşuyorduk,
07:31
when David looked up and said,
136
451230
2412
David bana baktı ve şöyle dedi:
07:33
"Why don't we just start a bail fund,
137
453666
1884
''Neden bir kefalet fonu başlatıp
07:35
and just start bailing our clients out of jail?"
138
455574
2290
müvekkillerimizi hapisten çıkarmıyoruz?''
07:38
And in that unexpected moment,
139
458836
2460
O beklenmeyen anda,
07:41
the idea for the Bronx Freedom Fund was born.
140
461320
2865
Bronx Freedom Fonu fikri doğdu.
07:45
Look, we didn't know what to expect.
141
465026
2047
Ne beklediğimizi dahi bilmiyorduk.
07:47
There were plenty of people that told us we were crazy
142
467097
2616
Pek çok insan bize aklımızı kaçırdığımızı
07:49
and we were going to lose all of the money.
143
469737
2000
ve tüm parayı kaybedeceğimizi söyledi.
07:51
People wouldn't come back because they didn't have any stake in it.
144
471761
3143
Bu işte kendi payları olmadığı için insanlar geri dönmüyorlardı.
07:54
But what if clients did come back?
145
474928
2055
Peki ya müvekiller geri gelseydi?
07:57
We knew that bail money comes back at the end of a criminal case,
146
477952
3771
Kefalet parasının bir ceza davası sonunda geldiğini biliyorduk,
08:01
so it could come back into the fund,
147
481747
2248
yani fon içine geri gidiyordu
08:04
and we could use it over and over again for more and more bail.
148
484019
4484
ve bunu daha fazla kefalet için tekrar tekrar kullanabilirdik.
08:08
That was our big bet,
149
488527
1310
İddiamız bu yöndeydi
08:09
and that bet paid off.
150
489861
1904
ve işe yaradı.
08:12
Over the past 10 years,
151
492393
1191
Son 10 yıl içinde,
08:13
we have been paying bails for low-income residents of New York City,
152
493608
3672
New York City'den düşük gelirli insanların kefaletini ödüyoruz
08:17
and what we have learned has exploded our ideas
153
497304
3901
ve bundan öğrendiklerimiz insanların niçin mahkemeye geri geldiğini
08:21
of why people come back to court
154
501229
1814
ve ceza yargılama sisteminin
08:23
and how the criminal legal system itself is operated.
155
503067
2688
nasıl işlediğine dair fikirlerimizi ortaya çıkardı.
08:26
Turns out money isn't what makes people come back to court.
156
506533
3880
Görünen o ki insanların mahkemeye geri gelmesini sağlayan para değil.
08:30
We know this because when the Bronx Freedom Fund pays bail,
157
510437
2937
Bunu biliyoruz çünkü Brox Özgürlük Fonu kefaleti ödediğinde
08:33
96 percent of clients return for every court appearance,
158
513398
4169
müvekillerin yüzde 99'u mahkemeye geri dönüyorlar,
08:37
laying waste to the myth that it's money that mattered.
159
517591
3588
bunun parayla ilgili olduğu algısını sona erdiriyorlar.
08:41
It's powerful evidence that we don't need cash
160
521876
4215
Paraya, bileğe takılan
08:46
or ankle bracelets
161
526115
1260
izleme cihazlarına
08:47
or unnecessary systems of surveillance and supervision.
162
527399
3435
veya gereksiz izleme sistemlerine ihtiyacımız olmadığına güçlü bir kanıt.
08:50
We simply need court reminders --
163
530858
2745
Sadece mahkeme hatırlatmaları yeterli --
08:53
simple court reminders about when to come back to court.
164
533627
2988
mahkeme tarihini hatırlatan basit hatırlatma bildirileri.
08:57
Next, we learned that if you're held in jail on a misdemeanor,
165
537553
4095
Sonra öğrendiğimiz şey kusurlu davranış suçundan tutukluysanız
09:01
90 percent of people will plead guilty.
166
541672
2311
insanların yüzde 90'ı suçu kabulleniyor.
09:04
But when the fund pays bail,
167
544603
1899
Ancak fon kefaletlerini ödediğinde
09:06
over half the cases are dismissed.
168
546526
2800
davaların yarısından fazlası savuşturuluyor.
09:10
And in the entire history of the Bronx Freedom Fund,
169
550603
3856
Bronx Özgürlük Fonu tarihi boyunca
09:14
fewer than two percent of our clients have ever received a jail sentence
170
554483
4697
müvekillerimizin yüzde 2'sinden daha azı
09:19
of any kind.
171
559204
1315
hapiz cezası aldı.
09:20
(Applause)
172
560543
6976
(Alkışlar)
09:28
Ramel, a week later --
173
568215
2889
Bir hafta sonra Ramel,
09:31
he was still on the boat, locked in that jail cell.
174
571128
3329
hâlâ yüzen hapishanede tutukluydu.
09:34
He was on the cusp of losing everything,
175
574481
2485
Her şeyini kaybetmenin pençesindeydi
09:36
and he was about to plead guilty,
176
576990
1943
ve suçu kabullenmek üzereydi,
09:38
and the Bronx Freedom Fund intervened and paid his bail.
177
578957
3198
Bronx Özgürlük Fonu müdahele etti ve kefaletini ödedi.
09:42
Now, reunited with his daughter,
178
582179
1937
Şimdi kızıyla birlikte
09:44
he was able to fight his case from outside.
179
584140
2808
tutuksuz bir şekilde davası için savaşabiliyor.
09:46
Look, it took some time --
180
586972
1303
Elbette zaman aldı --
09:48
two years, to be exact --
181
588299
2064
tam tamına iki yıl --
09:50
but at the end of that,
182
590387
1230
ancak bunun sonunda,
09:51
his case was dismissed in its entirety.
183
591641
2325
davası tamamen düştü.
09:54
For Ramel --
184
594928
1151
Ramel için --
09:56
(Applause)
185
596103
5237
(Alkışlar)
10:01
For Ramel, the Bronx Freedom Fund was a lifeline,
186
601364
4643
Ramel için Bronx Özgürlük Fonu bir hayat kurtarıştı
10:06
but for countless other Americans locked in jail cells,
187
606031
2801
ama hapishanede tutuklu sayısız diğer Amerikalı için
10:08
there is no freedom fund coming.
188
608856
2068
özgürlük fonu yok.
10:11
It's time to do something about that.
189
611528
2067
Bunun için bir şey yapmanın zamanı geldi.
10:14
It's time to do something big.
190
614173
2331
Büyük bir şey,
10:16
It's time to do something bold.
191
616528
2039
radikal bir şey.
10:19
It's time to do something, maybe, audacious?
192
619016
3378
Belki de cesur bir şey yapmanın zamanı.
10:22
(Laughter)
193
622418
1227
(Kahkaha)
10:23
We want to take our proven, revolving bail-fund model
194
623669
3270
Bronx'ta geliştirdiğimiz, kanıtlanmış döner kefalet fonu modelini
10:26
that we built in the Bronx
195
626963
1366
Amerika boyunca yayarak
10:28
and spread it across America,
196
628353
1824
hapsedilme başlamadan
10:30
attacking the front end of the legal system
197
630201
2197
yargı sisteminin başlangıç kısmına
10:32
before incarceration begins.
198
632422
1866
müdahele etmesini istiyoruz.
10:34
(Applause)
199
634312
1978
(Alkışlar)
10:36
(Cheers)
200
636314
3312
(Tezahürat)
10:39
(Applause)
201
639650
6058
(Alkış)
10:45
Here's the plan.
202
645732
1182
Plan hazır.
10:46
(Applause)
203
646938
1052
(Alkışlar)
10:48
We're going to bail out as many people as we can
204
648014
2239
Hızlı bir şekilde mümkün olduğu kadar insanın
10:50
as quickly as we can.
205
650277
1234
kefaletini ödeyeceğiz.
10:51
Over the next five years,
206
651535
1232
Önümüzdeki beş yıl boyunca
10:52
partnering with public defenders and local community organizations,
207
652791
3143
savunma avukatları ve yerel topluluk organizasyonlarıyla birlikte,
10:55
we're going to set up 40 sites in high-need jurisdictions.
208
655958
2750
yüksek oranda yargıya ihtiyaç duyan 40 bölge belirleyeceğiz.
10:58
The goal is to bail out 160,000 people.
209
658732
3233
Amaç 160.000 insana ulaşmak.
11:02
Our strategy leverages the fact
210
662453
1612
Stratejimiz kefalet bedelinin
11:04
that bail money comes back at the end of a case.
211
664089
2508
dava sonrasında geri gelmesinden faydalanıyor.
11:06
Data from the Bronx
212
666621
1220
Bronx'un verilerine göre
11:07
shows that a dollar can be used two or three times a year,
213
667865
4811
bir dolar yılda 2-3 kez kullanılıyor,
11:12
creating a massive force multiplier.
214
672700
2313
aşırı güçlü bir çoğaltıcı yaratıyor.
11:15
So a dollar donated today can be used to pay bail for up to 15 people
215
675516
5150
Yani bugün bağış yapılan bir dolar önümüzdeki beş yıl boyunca
11:20
over the next five years.
216
680690
2009
15 insanın kefaleti için kullanılabilir.
11:23
Our strategy also relies on the experience and the wisdom and the leadership
217
683483
5069
Stratejimiz ayrıca bu adaletsizliği bizzat tecrübe etmiş kişilerin
11:28
of those who have experienced this injustice firsthand.
218
688576
3874
deneyim, bilgelik ve liderliğine dayanıyor.
11:32
(Applause)
219
692474
1849
(Alkışlar)
11:34
Each bail project site will be staffed by a team of bail disrupters.
220
694347
4031
Her bölge, kefalet karşıtlarından oluşan bir ekiple donatılacak.
11:38
These are passionate, dedicated advocates from local communities,
221
698903
4001
Bunlar yerel topluluklardan gelen, çoğu daha önce bizzat hapsedilmiş,
11:42
many of whom were formerly incarcerated themselves,
222
702928
2609
hırslı ve kendini adamış savunucular,
11:45
who will pay bails and support clients
223
705561
2349
müvekkillerin kefaletini ödeyip destek sağlarken
11:47
while their cases are going through the legal system,
224
707934
2477
davaları yasal sistemde işlem görecek,
11:50
providing them with whatever resources and support they may need.
225
710435
3193
ihtiyaç duydukları her alanda kaynak ve destek sahibi olacaklar.
11:54
Our first two sites are up and running.
226
714233
2617
İlk iki bölgemiz şu an aktif.
11:56
One in Tulsa, Oklahoma,
227
716874
1753
Biri Tulsa, Oklahoma'da,
11:58
and one in St. Louis, Missouri.
228
718651
1786
diğeri de St. Louis, Missouri'de.
12:01
And Ramel?
229
721120
1150
Peki ya Ramel?
12:02
He's training right now to be a bail disrupter in Queens County, New York.
230
722634
3524
Queens County, New York'ta kefalet karşıtı olmak için eğitim alıyor.
12:06
(Applause)
231
726182
5441
(Alkışlar)
12:11
Our next three sites are ready to launch
232
731647
2326
Açılmak için hazır olan diğer üç bölgemiz
12:13
in Dallas, Detroit and Louisville, Kentucky.
233
733997
2980
Dallas, Detroit ve Louisville, Kentucky'de.
12:17
The Bail Project will attack the money bail system
234
737878
2929
Kefalet Projesi eşi benzeri görülmemiş bir şekilde
12:20
on an unprecedented scale.
235
740831
1833
kefalet sistemini hedef alacak.
12:23
We will also listen, collect and elevate
236
743369
4485
Ayrıca müvekkillerimizin hikâyelerini
12:27
and honor the stories of our clients
237
747878
2365
dinleyecek, toplayacak ve önemini vurgulayacağız,
12:30
so that we can change hearts and minds,
238
750267
2455
ki insanların akıl ve duygularını değiştirebilelim
12:32
and we will collect critical, national data
239
752746
3644
ve önemli ulusal veriler toplayacağız,
12:36
that we need so we can chart a better path forward
240
756414
3640
çünkü daha iyi bir yol haritasına ihtiyacımız var,
12:40
so that we do not recreate this system of oppression in just another form.
241
760078
4730
böylece bu baskı sisteminin başka bir biçim almasının önüne geçelim.
12:45
The Bail Project,
242
765434
1161
Kefalet Projesi,
12:46
by bailing out 160,000 people over the next five years,
243
766619
3609
önümüzdeki beş yıl boyunca 160.000 kişinin de çıkarılmasıyla
12:50
will become one of the largest non-governmental decarcerations
244
770252
3438
Amerikan tarihinin en büyük hükümet dışı hapisten çıkarma
12:53
of Americans in history.
245
773714
1653
hareketlerinden biri olacak.
12:55
So look --
246
775900
1151
O yüzden --
12:57
(Applause)
247
777075
2460
(Alkışlar)
12:59
the criminal legal system, as it exists --
248
779559
2580
şu an var olan yasal sistem --
13:02
it needs to be dismantled.
249
782163
1903
bunun yenilenmesi gerek.
13:04
But here's the thing I know from decades in the system:
250
784090
2581
Sistemde geçirdiğim onca yıldan şunu söyleyebilirim ki
13:06
real, systemic change takes time,
251
786695
2715
gerçek, sistematik değişim zaman alıyor
13:09
and it takes a variety of strategies.
252
789434
1802
ve bir dizi değişik strateji gerektiriyor.
13:11
So it's going to take all of us.
253
791260
2156
Bu işin hepimize ihtiyacı var.
13:13
It's going to take the civil rights litigators,
254
793440
2253
İnsan hakları savunucuları,
13:15
the community organizers, the academics, the media, the philanthropists,
255
795717
4429
topluluk organizatörleri, akademisyenler, medya, filantropistler,
13:20
the students, the singers, the poets,
256
800170
2070
öğrenciler, şarkıcılar, şairler
13:22
and, of course, the voices and efforts of those who are impacted by this system.
257
802264
4370
ve tabii ki sistemden darbe almış kişilerin görüş ve emekleri.
13:27
But here's what I also know:
258
807924
2441
Şunu da biliyorum;
13:30
together, I believe we can end mass incarceration.
259
810389
3377
birlikte bu toplu hapsedilmeyi sona erdirebiliriz.
13:34
But one last thing:
260
814965
2112
Ancak son bir şey daha;
13:37
those people, sitting in America, in those jail cells,
261
817101
3540
Amerika'da, ülkenin dört bir yanında
13:40
in every corner of the country,
262
820665
2301
hapishane hücrelerinde oturan,
13:42
who are held in jail on bail bondage, right now --
263
822990
3306
kefalet esaretiyle hapis yatan o insanlar
13:46
they need a lifeline today.
264
826320
2164
onların bugün bir yaşam sanşına ihtiyacı var.
13:49
That's where The Bail Project comes in.
265
829322
2026
Bu noktada projemiz devreye giriyor.
13:52
We have a proven model, a plan of action,
266
832077
3325
Kanıtlanmış bir hareket planımız
13:55
and a growing network of bail disrupters
267
835426
2120
ve büyük hayallerle savaşmaya hazır
13:57
who are audacious enough to dream big and fight hard,
268
837570
3820
yeterince cesur kefalet karşıtlarımız var,
14:01
one bail at a time, for as long it takes,
269
841414
2974
ne kadar sürerse, her seferinde bir kefalet
14:04
until true freedom and equal justice are a reality in America.
270
844412
4750
ta ki gerçek özgürlük ve eşit adalet Amerika'nın bir gerçeği olana kadar.
14:09
Thank you.
271
849589
1150
Teşekkürler.
14:10
(Applause)
272
850763
7000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7