Joshua Prince-Ramus: Designing the Seattle Central Library

Joshua Prince-Ramus, Seattle kütüphanesi üzerine

95,048 views

2007-01-14 ・ TED


New videos

Joshua Prince-Ramus: Designing the Seattle Central Library

Joshua Prince-Ramus, Seattle kütüphanesi üzerine

95,048 views ・ 2007-01-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Onur Can Tepe Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:27
I'm going to present three projects in rapid fire.
0
27000
2381
Süratle üç proje sunacağım.
00:29
I don't have much time to do it.
1
29405
1571
Bunu yapmak için çok vaktim yok.
00:31
And I want to reinforce three ideas with that rapid-fire presentation.
2
31000
3334
Ve bu süratli sunumla üç fikri desteklemek istiyorum.
00:34
The first is what I like to call a hyper-rational process.
3
34358
2976
İlkine ben hiper-rasyonel süreç diyorum.
00:37
It's a process that takes rationality almost to an absurd level,
4
37358
3897
Bu süreç
rasyonaliteyi neredeyse absürd bir seviyeye çıkartır,
00:41
and it transcends all the baggage
5
41279
1905
ve bu normalde
00:43
that normally comes with what people would call,
6
43208
2644
insanların "rasyonel bir sonuca ulaşmak"
00:45
sort of a rational conclusion to something.
7
45876
2100
dediği şeyin ötesine geçer.
00:48
And it concludes in something that you see here,
8
48000
2286
Ve burada gördüğünüz şekilde sonuçlanır,
00:50
that you actually wouldn't expect as being the result of rationality.
9
50310
3781
bir rasyonalite sonucu olduğunu düşünmeyeceğiniz
bir biçimde.
00:55
The second --
10
55070
2696
İkincisi, oh
00:57
the second is that this process does not have a signature.
11
57790
4990
ikincisi, bu sürecin
altında bir imza yoktur.
01:02
There is no authorship.
12
62804
1376
Bir müellif yoktur. Mimarlar müellif olmayla ilgili takıntılıdırlar.
01:04
Architects are obsessed with authorship.
13
64204
2012
01:06
This is something that has editing and it has teams,
14
66240
2484
Burada düzeltmeler ve takımlar vardır.
01:08
but in fact, we no longer see within this process,
15
68748
2363
Hatta, bu süreç içerisinde
01:11
the traditional master architect
16
71135
1530
bilindik yaratıcı büyük mimarın skeçleri
01:12
creating a sketch that his minions carry out.
17
72689
2716
ve o skeçi hayata geçiren adamlarını artık görmüyoruz.
01:16
And the third is that it challenges --
18
76739
1836
Ve üçüncüsü, meydan okuyor - ki bu,
01:18
and this is, in the length of this, very hard to support why,
19
78599
3377
bu kısa sürede nedenini açıklamak çok zor,
01:22
connect all these things --
20
82000
1302
ve hepsini bir araya getirmek-
01:23
but it challenges the high modernist notion of flexibility.
21
83326
3203
fakat bu, yüksek modernist fleksibilite görüşüne meydan okuyor.
01:26
High modernists said we will create sort of singular spaces that are generic,
22
86553
3640
Yüksek modernistler dediler ki,
üretken olan tekil mekanlar yaratacağız.
01:30
almost anything can happen within them.
23
90217
1889
Onların içerisinde hemen hemen her şey olabilir.
01:32
I call it sort of "shotgun flexibility" --
24
92130
2026
Ben buna bir tür av tüfeği fleksibilitesi diyorum.
01:34
turn your head this way; shoot; and you're bound to kill something.
25
94180
3161
Başını bu tarafa çevir, ateş et, ve mutlaka bir şeyleri vurursun.
01:37
So, this is the promise of high modernism:
26
97365
2075
Yani, bu yüksek modernizmin verdiği söz:
01:39
within a single space, actually, any kind of activity can happen.
27
99464
3223
bu tekil mekan içerisinde, esasen her tür aktivite gerçekleşebilir.
01:42
But as we're seeing,
28
102711
2265
Fakat görmekte olduğumuz üzere,
01:45
operational costs are starting to dwarf capital costs
29
105000
2976
tasarım parametreleri açısından, işletme maliyetleri
01:48
in terms of design parameters.
30
108000
2039
yatırım maliyetini katlamaya başlıyor.
01:50
And so, with this sort of idea,
31
110063
1720
Ve dolayısıyla, bu tür bir fikirle
01:51
what happens is, whatever actually is in the building on opening day,
32
111807
3258
olan şu ki, binanın açılış günü içerisinde olanlar,
01:55
or whatever seems to be the most immediate need,
33
115089
2263
ya da acil ihtiyaç olarak görülenler
01:57
starts to dwarf the possibility and sort of subsume it,
34
117376
3272
başka bir şeyin olabilme ihtimalini
02:00
of anything else could ever happen.
35
120672
1928
küçültmeye ve bir anlamda kapsamaya başlar.
02:02
And so we're proposing a different kind of flexibility,
36
122624
2597
Ve dolayısıyla biz başka tür bir fleksibilite sunuyoruz,
02:05
something that we call "compartmentalized flexibility."
37
125245
4134
biz ona
"bölümlendirilmiş fleksibilite" diyoruz.
02:09
And the idea is that you, within that continuum,
38
129403
2339
Ve fikir şu ki, siz bu süreklilik içerisinde,
02:11
identify a series of points, and you design specifically to them.
39
131766
3128
bir dizi noktalar tanımlıyorsunuz ve spesifik olarak onları tasarlıyorsunuz.
02:14
They can be pushed off-center a little bit,
40
134918
2017
Biraz merkezden uzaklaştırılabilirler,
02:16
but in the end you actually still get as much
41
136959
2113
ama sonuçta
02:19
of that original spectrum as you originally had hoped.
42
139096
2880
orjinal yelpazede umut ettiğiniz kadarını alabiliyorsunuz.
02:22
With high modernist flexibility, that doesn't really work.
43
142000
2976
Yüksek modernist fleksibiliteyle bu pek çalışmıyor.
02:25
Now I'm going to talk about --
44
145463
1442
Şimdi konuşacağım konu -- Seattle Merkez Kütüphanesi'ni gözlerinizin önünde,
02:26
I'm going to build up the Seattle Central Library
45
146929
2309
bu şekilde, beş veya altı diyagramla oluşturacağım,
02:29
in this way before your eyes in about five or six diagrams,
46
149262
2781
ve hakikaten göreceğiniz tasarım sürecinin kendisi.
02:32
and I truly mean this is the design process that you'll see.
47
152067
2817
02:34
With the library staff and the library board,
48
154908
2304
Kütüphane çalışanları ve yönetimiyle,
02:37
we settled on two core positions.
49
157236
1740
iki temel pozisyon üzerinde karara vardık.
02:39
This is the first one, and this is showing, over the last 900 years,
50
159000
3445
Bu ilki, ve bu geçtiğimiz 900 yıldan fazla süre içerisinde
02:42
the evolution of the book, and other technologies.
51
162469
3619
kitap ve diğer teknolojilerin evrimini gösteriyor.
02:46
This diagram was our sort of position piece about the book,
52
166112
2864
Bu diyagram bir anlamda bizim kitap hakkındaki pozisyonumuzdur,
02:49
and our position was, books are technology --
53
169000
2516
bu pozisyon şu ki; kitaplar teknolojidir
02:51
that's something people forget --
54
171540
1588
-bu insanların unuttuğu bir şey-
02:53
but it's a form of technology that will have to share its dominance
55
173152
3162
fakat bu teknoloji biçimi, egemenliğini
02:56
with any other form of truly potent technology or media.
56
176338
3419
herhangi bir diğer kuvvetli teknoloji veya iletişim aracıyla paylaşmak zorunda kalacak.
03:00
The second premise --
57
180130
1152
İkinci önermemiz - ki başta bu konuda kütüphanecileri ikna etmek
03:01
and this was something that was very difficult for us
58
181306
2491
bizim için oldukça güç olmuştu.-
03:03
to convince the librarians of at first --
59
183821
1966
kütüphaneler, Carnegie Kütüphanesi geleneği
03:05
is that libraries, since the inception of Carnegie Library tradition in America,
60
185811
3783
Amerika'da başladığından beri
03:09
had a second responsibility, and that was for social roles.
61
189618
2883
sosyal rolleriyle ilgili ikinci bir sorumluluğa sahiptiler.
03:12
Ok, now, this I'll come back to later, but something --
62
192525
2588
Evet, şimdi bu konuya daha sonra tekrar döneceğim ama, aslında
03:15
actually, the librarians at first said, "No, this isn't our mandate.
63
195137
3207
kütüphanecileri ilkin dediler ki: "Hayır, bu bizim vazifemiz değil,
bizim vazifemiz, iletişim araçları ve özel olarak kitaptır."
03:18
Our mandate is media, and particularly the book."
64
198368
2706
03:22
So what you're seeing now is actually the design of the building.
65
202463
3070
Ve burada gördüğünüz şey aslında binanın tasarımı.
Üstteki diyagram
03:25
The upper diagram is what we had seen
66
205557
2452
yüksek modernist fleksibiliteyi kullanan
03:28
in a whole host of contemporary libraries that used high modernist flexibility.
67
208033
4541
bütün kütüphanelerde görmüş olduğumuz şey.
03:32
Sort of, any activity could happen anywhere.
68
212598
2402
Sözüm ona, herhangi bir aktivite herhangi bir yerde gerçekleşebilir.
03:35
We don't know the future of the library; we don't know the future of the book;
69
215679
3702
Kütüphanelerin geleceğini bilmiyoruz ve kitapların geleceğini bilmiyoruz,
ve dolayısıyla biz bu yaklaşımı kullanacağız.
03:39
and so, we'll use this approach.
70
219405
1579
Ve gördüğümüz şey oldukça üretken olan binalardı.
03:41
And what we saw were buildings that were very generic, and worse --
71
221008
3180
Ve daha da kötüsü yanlızca üretken olan binalar görmedik
03:44
not only were they very generic --
72
224212
1698
03:45
so, not only does the reading room look like the copy room
73
225934
2742
-yani yanlızca okuma odası, fotokopi odasına,
o da dergi alanına benzemiyordu-
03:48
look like the magazine area --
74
228700
1498
03:50
but it meant that whatever issue was troubling the library at that moment
75
230222
3726
fakat aynı zamanda bu, kütüphanenin
o sırada önem verdiği konu her ne ise, onun
03:53
was starting to engulf every other activity that was happening in it.
76
233972
3515
diğer bütün aktiviteleri yutması anlamına geliyordu
03:57
And in this case, what was getting engulfed
77
237511
2249
Ve bu örnekte, kitabın genişlemesiyle
03:59
were these social responsibilities by the expansion of the book.
78
239784
3016
yutulan şey sosyal sorumluluklardı.
04:02
And so we proposed what's at the lower diagram.
79
242824
2215
Ve böylelikle aşağıda gördüğünüz diyagramı sunduk.
04:05
Very dumb approach: simply compartmentalize.
80
245063
3087
Çok basit bir yaklaşım:
basitçe bölümlendirmek. Evrimini öngörebildiklerimizi ayır
04:08
Put those things whose evolution we could predict --
81
248174
2453
04:10
and I don't mean that we could say what would actually happen in the future,
82
250651
3583
- bu arada gelecekte olabilecek herhangi bir şeyi söyleyebilmekten bahsetmiyorum,
ama gelecekte olabilecekler yelpazesini
04:14
but we have some certainty of the spectrum of what would happen in the future --
83
254258
3886
bir kesinlik derecesinde görebiliyoruz-
onları spesifik olarak kendileri için tasarlanan kutulara koy,
04:18
put those in boxes designed specifically for it,
84
258168
2250
ve ön göremediklerimizi çatılara koy.
04:20
and put the things that we can't predict on the rooftops.
85
260442
2694
Yani temel fikir buydu.
04:23
So that was the core idea.
86
263160
1247
04:24
Now, we had to convince the library
87
264431
1694
Şimdi, kütüphaneyi sosyal rollerinin iletişim araçlarıyla
04:26
that social roles were equally important to media,
88
266149
3666
aynı önemde olduğuna ikna etmek zorundaydık
04:29
in order to get them to accept this.
89
269839
1779
ki önerimizi kabul etsinler.
04:31
What you're seeing here is actually their program on the left.
90
271642
3000
Burada, solda görmekte olduğunuz şey onların programı.
04:34
That's as it was given to us in all of its clarity and glory.
91
274666
4037
Bize verildiği şeklindeki netliği ve ihtişamıyla.
04:38
Our first operation was to re-digest it back to them, show it to them and say,
92
278727
4288
İlk işimiz onu tekrar düzenlemek oldu,
sonrasında onlara tekrar gösterdik ve dedik ki:
04:43
"You know what? We haven't touched it,
93
283039
1937
"Biliyormusunuz, ona dokunmadık,
04:45
but only one-third of your own program is dedicated to media and books.
94
285000
3387
ama programınızın yanlızca üçte biri iletişim araçları ve kitaplara ayrılmış.
04:48
Two-thirds of it is already dedicated --
95
288411
1949
Üçte ikisi -alttaki beyaz kısım- zaten
04:50
that's the white band below, the thing you said isn't important --
96
290384
3111
sizin önemli olmadığını söylediğiniz şeye:
04:53
is already dedicated to social functions."
97
293519
2009
sosyal fonksyonlara ayrılmış.
04:55
So once we had presented that back to them,
98
295552
2181
Dolayısıyla, onlara bunu geri sunduğumuzda,
04:57
they agreed that this sort of core concept could work.
99
297757
2571
bu tip bir temel konseptin çalışabileceğini kabul ettiler.
05:00
We got the right to go back to first principles --
100
300352
2354
İlk ilkelere geri dönmeye hakkımız vardı.
05:02
that's the third diagram.
101
302730
1210
Bu üçüncü diyagram. Herşeyi yeniden şekillendirdik.
05:03
We recombined everything.
102
303964
1206
05:05
And then we started making new decisions.
103
305194
1958
Ve yeni kararlar vermeye başladık.
05:07
What you're seeing on the right is the design of the library,
104
307176
2873
Sağda gördüğünüz şey tam olarak metraj itibariyle
kütüphanenin tasarımıdır.
05:10
specifically in terms of square footage.
105
310073
1921
Sol taraftaki diyagramda, burada
05:12
On the left of that diagram, here, you'll see a series of five platforms --
106
312018
4958
beş düzlem dizisi
göreceksiniz
05:17
sort of combs, collective programs.
107
317000
1976
bir tür kombolar; bir araya gelmiş programlar.
05:19
And on the right are the more indeterminate spaces;
108
319000
2405
Ve sağ tarafta daha belirsiz mekanlar,
05:21
things like reading rooms,
109
321429
1251
örneğin okuma odası gibi,
05:22
whose evolution in 20, 30, 40 years we can't predict.
110
322704
2685
20, 30, 40 yıl içerisindeki evrimini öngöremediklerimiz.
05:25
So that literally was the design of the building.
111
325413
2309
Ve binanın tasarımı abartısız buydu.
05:27
They signed it, and to their chagrin,
112
327746
2135
İmzaladılar ve onlar adına utanç verici ki,
05:29
we came back a week later, and we presented them this.
113
329905
3071
bir hafta sonra geldik, ve onlara bunu sunduk.
05:33
And as you can see, it is literally the diagram on the right.
114
333000
2897
Tamam mı? Ve, görebileceğiniz gibi, bu tam olarak sağdaki diyagram.
05:35
(Laughter)
115
335921
1001
Tamam mı? Sadece ölçeğe getirdik
05:36
We just sized -- no, really, I mean that, literally.
116
336946
2430
- hayır, gerçekten öyle, mecazi anlamda değil.-
05:39
The things on the left-hand side of the diagram,
117
339400
2362
Diyagramın sol tarafında gördükleriniz,
05:41
those are the boxes.
118
341786
1190
kutulardır.
05:43
We sized them into five compartments. They're super-efficient.
119
343000
2929
Onları beş bölüm olacak şekilde boyutlandırdık.
05:45
We had a very low budget to work with.
120
345953
1872
Müthiş derece verimliler. Çok limitli bir bütçemiz vardı.
05:47
We pushed them around on the site
121
347849
1580
Çok yalın bağlamsal ilişkiler kurmak için
05:49
to make very literal contextual relationships.
122
349453
2213
arazideki yerlerini değiştirdik.
05:51
The reading room should be able to see the water.
123
351690
2313
Okuma odası denizi görebilmelidir.
Yönetmeliklere göre ana girişin önünde
05:54
The main entrance should have a public plaza in front of it
124
354027
2781
05:56
to abide by the zoning code, and so forth.
125
356832
2121
bir kamusal plaza olmalıdır, ve benzeri.
05:59
So, you see the five platforms, those are the boxes.
126
359397
2453
Dolayısıyşa, beş düzlemi görüyorsunuz
06:01
within each one, a very discrete thing is happening.
127
361874
2429
- onlar kutulardır- her birinin içerisinde oldukça belirgin şeyler oluyor.
06:04
The area in between is sort of an urban continuum,
128
364327
2347
Arada kalan alan ise bir tür kentsel devamlılık,
06:06
these things that we can't predict their evolution to the same degree.
129
366698
3350
evrimlerini aynı derecede öngöremediklerimiz.
06:10
To give you some sense of the power of this idea,
130
370490
2486
Bu fikrin gücünü size şöyle aktarayım,
06:13
the biggest block is what we call the book spiral.
131
373000
2976
en büyük bloğa biz kitap sarmalı diyoruz.
06:16
It's literally built in a very inexpensive way --
132
376000
2334
Hakikaten çok ucuz bir biçimde inşa edildi
06:18
it is a parking garage for books.
133
378358
2618
kitaplar için bir otopark olarak.
06:21
It just so happens to be on the 6th through 10th floors of the building,
134
381000
3487
Bir şekilde binanın altıncı katıyla onuncu katları arasında arasında yer buldu kendisine,
fakat bu maliyetli bir yaklaşım olmak zorunda değil.
06:24
but that is not necessarily an expensive approach.
135
384511
3275
06:27
And it allows us to organize the entire Dewey Decimal System
136
387810
2826
Ve bu bize Deway ondalık sistemini bir düzlemde organize etme olanağı verdi:
06:30
on one continuous run; no matter how it grows or contracts within the building,
137
390660
3871
bina içerisinde nasıl büyürse veya küçülürse küçülsün,
06:34
it will always have its clarity to end the sort of trail of tears
138
394555
4421
her zaman netliğini koruyacak
ve hepimizin halk kütüphanelerinde tecrübe ettiğimiz
06:39
that we've all experienced in public libraries.
139
399000
2729
acılarla dolu yolculuğu sonlandırmış olacak.
06:41
(Laughter)
140
401753
1223
(Kahkahalar)
06:43
And so this was the final operation,
141
403000
1731
Ve son müdahelemiz, blokları
06:44
which was to take these blocks as they were all pushed off kilter,
142
404755
3121
hizalarını bozmak
06:47
and to hold onto them with a skin.
143
407900
2076
ve onları bir kabuk ile tutmaktı.
06:50
That skin serves double duty, again, for economics.
144
410000
2976
Bu kabuğun iki görevi var, yine ekonomik açıdan.
06:53
One, it is the lateral stability for the entire building;
145
413000
2976
İlki, bütün bina için yanal stabiliteyi sağlamak:
06:56
it's a structural element.
146
416000
1262
bu bir taşıyıcı sistem elemanı. Fakat ölçüleri yanlızca taşıyıcı sistem için tasarlanmadı,
06:57
But its dimensions were designed not only for structure,
147
417286
2627
06:59
but also for holding on every piece of glass.
148
419937
2251
aynı zamanda her bir parça camı tutmak için de tasarlandı.
07:02
The glass was then -- I'll use the word impregnated --
149
422212
2764
Cam sonrasında -burada emdirildi diyeceğim-
07:05
but it had a layer of metal that was called "stretched metal."
150
425000
3412
üzerinde gerilimli metal dediğimiz bir metal tabaka var.
07:08
That metal acts as a microlouver,
151
428436
1838
Bu metal bir mikro panjur gibi davranıyor,
07:10
so from the exterior of the building, the sun sees it as totally opaque,
152
430298
3381
dolayısıyla bina dışından tümüyle opak gibi görünüyor,
07:13
but from the interior, it's entirely transparent.
153
433703
2674
fakat içeride tümüyle saydam.
07:16
So now I'm going to take you on a tour of the building.
154
436401
2747
Şimdi sizi binanın turuna çıkartacağım.
07:19
Let me see if I can find it.
155
439871
1374
Bakalım bulabilecekmiyim. Hareket rahatsızlığı olanlardan
07:21
For anyone who gets motion sickness, I apologize.
156
441269
3269
özür diliyorum.
07:25
So, this is the building.
157
445233
1428
Pek âlâ, bina bu.
07:29
And I think what's important is, when we first unveiled the building,
158
449029
3857
Ve bence önemli olan şu ki; biz binayı ilk yayınladığımızda,
07:32
the public saw it as being totally about our whim and ego.
159
452910
4066
kamu bunu tamamen bizim
kaprisimiz ve egomuz olarak gördü.
07:37
And it was defended, believe it or not, by the librarians.
160
457000
2842
Ve bu, ister inanın ister inanmayın, kütüphaneciler tarafından savunuldu. Dediler ki,
07:39
They said, "Look, we don't know what it is,
161
459866
2024
"Bakın, bunun ne olduğunu bilmiyoruz, ama programla ilgili
07:41
but we know it's everything that we need it to be,
162
461914
2365
yaptığımız gözlemler itibariyle biliyoruz ki
07:44
based on the observations that we've done about the program."
163
464303
3136
bu ihtiyacımız olan her şeydir."
07:50
This is going into one of the entries.
164
470085
1984
Buradan girişlerden birine gidiyoruz.
07:52
So, it's an unusual building for a public library, obviously.
165
472093
3361
Yani bu bir halk kütüphanesi olarak alışılmadık bir bina.
açıkçası.
07:59
So now we're going into what we call the living room.
166
479000
3601
Şimdi bizim okuma odası dediğimiz yere giriyoruz. -pardon oturma odası.-
08:02
This is actually a program that we invented with the library.
167
482625
2872
Bu aslında kütüphane için icat ettiğimiz bir program.
08:05
It was recognizing that public libraries
168
485521
1917
Halk kütüphanelerinin arta kalan
08:07
are the last vestige of public free space.
169
487462
2785
son bedava kamusal alan olması dikkat çekiciydi.
08:10
There are plenty of shopping malls that allow you to get out of the rain
170
490271
3428
Seattle şehir merkezinde yağmurdan kaçabileceğiniz
çok sayıda alışveriş merkezi var,
08:13
in downtown Seattle,
171
493723
1156
08:14
but there are not so many free places
172
494903
2927
ama bunu yapabileceğiniz
08:17
that allow you to get out of the rain.
173
497854
1821
çok fazla bedava yer yok.
08:19
So this was an unprogrammed area where people could pretty much do anything,
174
499699
3586
Yani bu insanların hemen hemen her şeyi yapabileceği programlanmamış bir alandı,
yemek yemek, bağırmak, satranç oynamak ve benzeri gibi.
08:23
including eat, yell, play chess and so forth.
175
503309
2109
08:25
Now we're moving up into what we call the mixing chamber.
176
505442
4006
Şimdi mixing chamber dediğimiz yere
çıkıyoruz.
08:29
That was the main technology area in the building.
177
509472
2928
Bu, binanın bir tür ana teknoloji alanıdır.
08:32
You'll have to tell me if I'm going too fast for you.
178
512424
2576
Çok hızlı gidiyorsam söyleyin.
08:39
And now up.
179
519201
1150
Şimdi yukarı.
08:45
This is actually the place that we put into the building
180
525566
2629
Bu aslında binayı eşime sunabilmem için
08:48
so I could propose to my wife, right there.
181
528219
2033
yerleştirdiğimiz bir alan. Tam burası.
08:50
(Laughter)
182
530276
2119
(Kahkahalar)
08:53
She said yes.
183
533000
1159
Evet dedi.
08:54
(Laughter)
184
534183
2000
08:57
I'm running out of time, so I'm actually going to stop.
185
537593
2581
Vaktim azalıyor, o yüzden burada duracağım.
09:00
I can show this to you later.
186
540198
1778
Size daha sonra gösterebilirim.
09:02
But let's see if I can very quickly get into the book spiral,
187
542000
3283
Bakalım çok çabukca kitap sarmalına girebilecek miyim?
09:05
because I think it's, as I said, the most --
188
545307
2064
çünkü bence, dediğim gibi binanın en
09:07
this is the main reading room -- the most unique part of the building.
189
547395
3317
-bu ana okuma odası- en eşsiz parçası.
09:11
You dizzy yet?
190
551768
1166
Başınız döndü mü?
09:14
Ok, so here, this is the book spiral.
191
554141
1825
Tamam, burada, bu kitap sarmalı.
09:21
So, it's very indiscernible,
192
561395
1933
Kavraması zor
09:23
but it's actually a continuous stair-stepping.
193
563352
3501
ama bu aslında sürekli bir merdiven.
09:26
It allows you to, on one city block,
194
566877
1992
Böylece siz, bir şehir bloğunda,
09:28
go up one full floor, so that it's on a continuum.
195
568893
2695
tam bir kat yukarı çıkıyorsunuz, böylece bir süreklilik sağlanıyor.
09:36
Ok, now I'm going to go back, and I'm going to hit a second project.
196
576491
3485
Tamam, şimdi geri döneceğim, ve ikinci projeyi anlatacağım.
09:40
I'm going to go very, very quickly through this.
197
580000
2263
Çok, çok hızlıca geçiyorum buna.
09:42
Now this is the Dallas Theater.
198
582287
1680
Şimdi bu Dallas Tiyatrosu. Bizim için çok sıra dışı bir işverendi,
09:43
It was an unusual client for us, because they came to us and they said,
199
583991
3348
çünkü geldiler ve dediler ki,
09:47
"We need you to do a new building.
200
587363
1706
"Bize yeni bir bina yapmanızı istiyoruz. 30 yıldır
09:49
We've been working in a temporary space for 30 years,
201
589093
3426
geçici bir mekanda çalışıyoruz,
09:52
but because of that temporary space,
202
592543
1723
fakat bu geçici yer sebebiyle,
09:54
we've become an infamous theater company.
203
594290
2863
kötü şöhretli bir tiyatro şirketi olduk.
09:57
Theater is really focused in New York, Chicago and Seattle,
204
597177
2961
Tiyatrolar New York, Chicago ve Seattle'a odaklanmışlardır
10:00
with the exception of the Dallas Theater Company."
205
600162
3097
fakat Dallas Theater Company'e değil.
10:03
And the very fact that they worked in a provisional space
206
603283
2696
Fakat geçici bir yerde çalışıyor olmaları sayesinde,
Beckett oyunu için bir duvarı patlatabiliyorlar;
10:06
meant that for Beckett, they could blow out a wall;
207
606003
2443
10:08
they could do "Cherry Orchard" and blow a hole through the floor, and so forth.
208
608470
3742
ya da döşemede bir delik açıp orayı "kirazlık" yapabiliyorlar, ve benzeri.
Dolayısıyla, yepyeni bir bina yapma fikri göz korkutucuydu,
10:12
So it was a very daunting task for us to do a brand-new building
209
612236
3032
Yani bina oldukça - bakir bir bina diyelim - olacak
10:15
that could be a pristine building,
210
615292
2054
10:17
but keep this kind of experimental nature.
211
617370
2019
ve yine de böylesi deneysel bir doğaya sahip olacak.
10:19
And the second is,
212
619413
1198
Ve ikincisi, onlar
10:20
they were what we call a multi-form theater,
213
620635
2878
bizim çok-biçimli dediğimiz bir tiyatroydu,
10:23
they do different kinds of performances in repertory.
214
623537
2606
repertuarlarında çok farklı türde gösteriler var.
10:26
So they in the morning will do something in arena,
215
626167
2809
Yani sabah
arenada bir şeyler yaparken,
10:29
then they'll do something in proscenium and so forth.
216
629000
2493
sonrasında sahnede bir şeyler yapıyorlar gibi.
10:31
And so they needed to be able to quickly transform
217
631517
2349
Ve bu yüzden farklı tiyatro organizasyonları arasında
10:33
between different theater organizations,
218
633890
1926
çabukça geçiş yapabilmeleri gerekiyordu,
10:35
and for operational budget reasons,
219
635840
1685
ve işletme maliyetleri sebebiyle,
10:37
this actually no longer happens in pretty much
220
637549
2163
bu aslında Birleşik Devletler'deki hemen hemen
10:39
any multi-form theater in the United States,
221
639736
2240
hiç bir çok-biçimli tiyatroda olamıyor.
10:42
so we needed to figure out a way to overcome that.
222
642000
2475
dolayısıyla bu işin üstesinden gelmek için bir yol bulmak zorundaydık.
10:44
So our thought was to literally put the theater on its head:
223
644499
2823
Böylelikle bizim düşüncemiz tiyatroyu tam olarak baş aşağı koymaktı:
10:47
to take those things that were previously defined
224
647346
2310
önceden tiyatro önü ve tiyatro arkası olarak tanımlanan şeyleri alıp,
10:49
as front-of-house and back-of-house
225
649680
1675
tiyatro üstü ve tiyatro altı olarak üst üste koymak
10:51
and stack them above house and below house,
226
651379
2008
ve bizim tiyatro makinesi dediğimiz şeyi yaratmak.
10:53
and to create what we called a theater machine.
227
653411
2199
10:55
We invest the money in the operation of the building.
228
655634
2483
Parayı binanın işleyişine yatırdık.
10:58
It's almost as though the building could be placed anywhere,
229
658141
2822
Sanki bina herhangi bir yere yerleştirilebilirmiş gibi, nereye yerleştirirseniz, altındaki alan
11:00
wherever you place it,
230
660987
1152
tiyatro performanslarına uygun hale geliyor.
11:02
the area under it is charged for theatrical performances.
231
662163
2730
Ve böylece ilk prensiplere geri döndük,
11:04
And it allowed us to go back to first principles,
232
664917
2322
sahne arkası ekipmanlarını, akustik kaplamayı,
11:07
and redefine fly tower, acoustic enclosure, light enclosure and so forth.
233
667263
3582
aydınlatma sistemini ve diğerlerini yeniden tanımladık.
11:10
And at the push of a button,
234
670869
1470
Ve sanat yönetmeni bir tuşla,
11:12
it allows the artistic director to move between proscenium, thrust,
235
672363
3627
proscenium sahne düzeni,
11:16
and in fact, arena and traverse and flat floor,
236
676014
3791
arena sahne düzeni ve düz ayak düzen
11:19
in a very quick transfiguration.
237
679829
2395
arasında hızlıca biçim değiştiriebilir.
11:22
So in fact, using operational budget, we can --
238
682248
3422
Yani aslında, kullanabileceğimiz işletme -
11:25
sorry, capital cost -- we can actually achieve
239
685694
2192
pardon yatırım maliyetini kullanarak
11:27
what was no longer achievable in operational cost.
240
687910
2471
işletme maliyetiyle ulaşılamayacak olanı sağlıyoruz.
11:30
And that means that the artistic director
241
690898
1953
Ve bu sayede sanat yönetmeni
11:32
now has a palette that he or she can choose from,
242
692875
2365
içerisinden seçebileceği bir biçimler ve
11:35
between a series of forms and a series of processions,
243
695264
3498
procesionlar paletine sahip oluyor.
11:38
because that enclosure around the theater that is normally trapped
244
698786
3124
çünkü normalde sahne önü ve sahne arkası ile ayrılmış olan
tiyatro çevresindeki kabuk
11:41
with front-of-house and back-of-house spaces has been liberated.
245
701934
3042
özgürleştirilmiş oldu.
11:45
So an artistic director has the ability to have a performance
246
705000
3269
Yani sanat direktörü böylelikle
Wagnerian sahne düzeninde bir performansla başlayıp sonrasında,
11:48
that enters in a Wagnerian procession,
247
708293
2115
11:50
shows the first act in thrust,
248
710432
2335
ilk sahneyi proscenium sahne düzeninde yapıp,
11:52
the intermission in a Greek procession,
249
712791
3185
perde arasını Yunan düzeninde,
11:56
second act in arena, and so forth.
250
716000
1818
ikinci sahneyi arena düzeninde ve benzeri biçimlerde gerçekleştirebilir.
11:58
So I'm going to show you what this actually means.
251
718254
2351
Şimdi size bunun ne demek olduğunu göstereceğim.
12:00
This is the theater up close.
252
720629
1768
Burada tiyatro kapalı vaziyette.
12:02
Any portion around the theater actually can be opened discretely.
253
722421
3086
Tiyatronun etrafındaki her bir parça bağımsız olarak açılabilir.
12:07
The light enclosure can be lifted separate to the acoustic enclosure,
254
727515
3898
Aydınlatma perdesi, akustik perdeden
bağımsız olarak kaldırılabilir, böylece Beckett oynarken
12:11
so you can do Beckett with Dallas as the backdrop.
255
731437
2484
fon olarak Dallas'ı kullanabilirsiniz.
12:15
Portions can be opened,
256
735146
1165
Parçalar açılabilir ve motosikletler doğrudan
12:16
so you can now actually have motorcycles drive directly into the performance,
257
736335
3643
içeri girerek performansa dahil olabilir, ya da bir açık hava performansı
12:20
or you can even just have an open-air performance,
258
740002
2402
12:22
or for intermissions.
259
742428
1166
bile yapabilirsiniz ya da sahne araları.
12:24
The balconies all move to go between those configurations,
260
744094
2733
Balkonların tümü farklı düzenlerde yer alabilir,
12:26
but they also disappear.
261
746851
1285
ama aynı zamanda yok da olurlar.
12:28
The proscenium line can also disappear.
262
748517
2120
Sahne önü çizgisi de kaldırılabilir.
12:31
You can bring enormous objects in,
263
751129
1841
İçeri devasa nesneler sokabilirsiniz, yani aslında
12:32
so in fact, the Dallas Theater Company --
264
752994
1991
Dallas Tiyatro Şirketi'nin ilk gösterisi
12:35
their first show will be a play about Charles Lindbergh,
265
755009
2651
Charles Lindbergh'le ilgili bir oyun olacak,
12:37
and they'll want to bring in a real aircraft.
266
757684
2292
ve içeri gerçek bir uçak sokmak istiyorlar.
12:40
And then it also provides them, in the off-season,
267
760000
2611
Ve bu aynı zamanda ölü sezonda
12:42
the ability to actually rent out their space for entirely different things.
268
762635
5206
mekanı tamamen başka şeyler için
kiralamalarına imkan sağlıyor.
12:49
This is it from a distance.
269
769000
2655
Bu gece görünüşü - pardon uzaktan görünüş.
12:53
Open up entire portions for different kinds of events.
270
773921
2988
Farklı türde aktiviteler için bütün parçalar açılıyor.
12:56
And at night.
271
776933
1151
Ve gece.
13:00
Again, remove the light enclosure; keep the acoustic enclosure.
272
780092
3878
Yine, ses perdesini kaldır, akustik perdeyi tut.
13:04
This is a monster truck show.
273
784676
1878
Bu bir dev araç gösterisi.
13:06
I'm going to show now the last project.
274
786578
1891
Şimdi size son projeyi göstereceğim.
13:08
This also is an unusual client.
275
788493
1483
Bu da sıradışı bir işverendi.
13:10
They inverted the whole idea of development.
276
790000
2473
Müteahhitlik yapma kavramını tam tersine çevirdiler.
13:12
They came to us and they said -- unlike normal developers --
277
792497
2827
Geldiler ve dediler ki -sıradan müteahhitlerden farklı olarak-
13:15
they said, "We want to start out
278
795348
1537
dediler ki: "Biz Louisville'de
13:16
by providing a contemporary art museum in Louisville.
279
796909
2749
bir çağdaş sanatlar müzesi yaparak
13:19
That's our main goal."
280
799682
1204
işe başlamak istiyoruz. Temel amacımız bu."
13:20
And so instead of being a developer that sees an opportunity to make money,
281
800910
3595
Ve para kazanmak için bir fırsat gören
girişimci olmak yerine, şehir merkezinde bir katalizör
13:24
they saw an ability to be a catalyst in their downtown.
282
804529
3021
olma imkanı gördüler.
13:27
And the fact that they wanted to support the contemporary art museum
283
807574
3580
Ve böyle bir çağdaş sanatlar müzesini desteklemek fikri
onların ticari tasarılarını oluşturdu,
13:31
actually built their pro forma,
284
811178
1557
13:32
so they worked in reverse.
285
812759
1317
yani meseleye tersten baktılar.
13:34
And that pro forma led us
286
814431
1545
Ve bu ticari tasarı
13:36
to a mixed-use building that was very large,
287
816000
2976
onların sanata olan heveslerini desteklemek için
13:39
in order to support their aspirations of the art,
288
819000
2304
çok büyük, karma kullanım bir binaya bizi yönlendirdi,
13:41
but it also opened up opportunities for the art itself
289
821328
2547
ama aynı zamanda sanat içinde işbirliği yapma,
13:43
to collaborate, interact with commercial spaces
290
823899
2220
ticari mekanlarla ilişki kurma gibi fırsatlar sağladı
13:46
that actually artists more and more want to work within.
291
826143
2760
ki sanatçılar her geçen gün böylesi bir etkileşime daha fazla ilgi duyuyorlar.
13:49
And it also charged us with thinking about how to have
292
829356
3025
Ve biz de nasıl bir şey hem
13:52
something that was both a single building
293
832405
1964
münferit yapı olur hem de
13:54
and a credible sort of sub-building.
294
834393
2583
makul bir yan-bina olur diye düşündük.
13:57
So this is Louisville's skyline,
295
837000
2543
Şimdi ben -- Bu Louisvil şehrinin silüeti --
13:59
and I'm going to take you through the various constraints
296
839567
2680
ve şimdi projeyi yönlendiren
çeşitli kısıtlamalara bakacağız.
14:02
that led to the project.
297
842271
1193
14:03
First: the physical constraints.
298
843488
1539
İlki, fiziksel kısıtlamalar. Biz esasen
14:05
We actually had to operate on three discrete sites,
299
845051
2401
üç ayrık alanda çalışmak durumundaydık,
14:07
all of them well smaller than the size of the building.
300
847476
2881
ve her biri, binanın boyutlarından baya baya küçüktü.
14:10
We had to operate next to the new Muhammad Ali Center, and respect it.
301
850381
3683
Muhamad Ali merkezinin yanında çalışmak,
ve ona saygı duymak durumundaydık.
14:14
We had to operate within the 100-year floodplain.
302
854088
2298
100 yıllık bir taşkın alanında çalışıyorduk.
14:16
Now, this area floods three to four times a year,
303
856410
2315
Şimdi, bu alan yılda üç dört sefer taşar,
14:18
and there's a levee behind our site,
304
858749
1737
ve burada bir su seti bulunuyor,
14:20
similar to the ones that broke in New Orleans.
305
860510
2280
New Orleans'da yıkılanlar gibi.
14:23
Had to operate behind the I-64 corridor,
306
863687
4202
I-64 karayolunun arkasında çalışmak zorundaydık,
14:27
a street that cuts through the middle of these separate sites.
307
867913
2916
ve bu ayrık alanları kesen bir cadde.
14:30
So we're starting to build a sort of nightmare of constraints in a bathtub.
308
870853
4566
Ve bunlar -- yani bir tür
banyo küvetinde kısıtlar kabusu oluşturuyor.
14:35
Underneath the bathtub are the city's main power lines.
309
875443
3389
Bu küvetin altında
şehrin ana elektrik kabloları var.
14:39
And there is a pedestrian corridor that they wanted to add,
310
879699
2801
Ve bir grup kültür yapısını birbirine bağlayacak
14:42
that would link a series of cultural buildings,
311
882524
2950
bir yaya koridoru eklemek istiyorlardı,
14:45
and a view corridor -- because this is the historic district --
312
885498
2966
ve bir manzara koridor -çünkü bu tarihi alan-
yeni bir bina ile kapamak istemiyorlardı.
14:48
that they didn't want to obstruct with a new building.
313
888488
2548
(Kahkahalar)
14:51
(Laughter)
314
891060
1040
Ve şimdi 100.000 metrekare ekleyeceğiz.
14:52
And now we're going to add 1.1 million square feet.
315
892124
2573
14:55
And if we did the traditional thing, that 1.1 million square feet --
316
895125
3215
Ve eğer biz alışılagelmiş şeyi yapsaydık, bu 100.000 metrekare
14:58
these are the different programs --
317
898364
1672
-bunlar farklı program elemanları- alışıldık şey buradaki kamusal elemanları
15:00
the traditional thing would be to identify the public elements, place them on sites,
318
900060
3964
tanımlayıp, araziye oturtmak olurdu,
ve gerçekten berbat bir durum oluşurdu:
15:04
and now we'd have a really terrible situation:
319
904048
2175
taşan bir küvetin ortasında kamusal bir şey.
15:06
a public thing in the middle of a bathtub that floods.
320
906247
2729
15:10
And then we would size all the other elements --
321
910000
2597
Ve sonrasında tüm diğer elemanları ölçeğe getirirdik --
15:12
the different commercial elements:
322
912621
1655
farklı ticari öğeler;
15:14
hotel, luxury housing, offices and so forth --
323
914300
2143
otel, lüks konutlar, ofisler ve benzeri --
15:16
and dump it on top.
324
916467
1205
ve üstüne bindirirdik. Ve böylece
15:17
And we would create something that was unviable.
325
917696
2964
düzgün çalışamayacak bir şey yaratırdık.
15:20
In fact -- and you know this -- this is called the Time Warner Building.
326
920684
3745
Aslında -siz bunu biliyorsunuz- buna Time Warner binası deniyor.
15:24
(Laughter)
327
924453
1674
(Kahkalara)
15:26
So our strategy was very simple.
328
926151
1825
Bizim stratejimiz oldukça basitti.
15:28
Just lift the entire block,
329
928000
3111
Bütün bloğu yukarı kaldır,
15:31
flip some of the elements over,
330
931135
1635
elemanların bazılarını ters çevir, yeniden yerleştir,
15:32
reposition them so they have appropriate views
331
932794
2810
ki uygun manzara ve şehir merkeziyle ilişkiye sahip olsunlar,
15:35
and relationships to downtown,
332
935628
1636
15:37
and make circulation connections and reroute the road.
333
937288
3453
ve dolaşım bağlantılarını yap ve yolu tekrar yönlendir.
15:40
So that's the basic concept,
334
940765
1527
Temel konsept bu,
15:42
and now I'm going to show you what it leads to.
335
942316
2330
ve şimdi bunun nereye gittiğini göstereceğim.
15:45
Ok, it seems a very formal, willful gesture,
336
945916
2555
Evet, son derece biçimsel, ve istemsel bir hareket
15:48
but something derived entirely out of the constraints.
337
948495
2548
fakat tamamen kısıtlamalardan türeyen bir şey.
15:51
And again, when we unveiled it, there was a sort of nervousness
338
951067
2981
Ve yine, yayınladığımızda, bir tür endişeyle karşılaştı
bu bir mimarın ifade biçimi gibi düşünüldü,
15:54
that this was about an architect making a statement,
339
954072
2437
bir dizi problemi çözmeye çalışan
15:56
not an architect who was attempting to solve a series of problems.
340
956533
3592
bir mimar gibi değil.
16:00
Now, within that center zone, as I said,
341
960149
2294
Şimdi, bu merkez bölgede, dediğim gibi
16:02
we have the ability to mix a series of things.
342
962467
2155
bir takım şeyleri karıştırma imkanına sahibiz.
16:04
So here, this is sort of an x-ray --
343
964646
2723
İşte burada görüyorsunuz --
bu -- kulelilerin bir tür röntgeni -- kuleler
16:07
the towers are totally developer-driven.
344
967393
1935
tamamen müteahhit tarafından karar verildi. Onlar bize ölçüleri, boyutlar vs. söylediler
16:09
They told us the dimensions, the sizes and so forth,
345
969352
2450
16:11
and we focused on taking all the public components --
346
971826
2497
ve biz bütün kamusal bileşenleri alıp
-lobi, bar,
16:14
the lobbies, the bars --
347
974347
1292
16:15
everything that different commercial elements would have,
348
975663
3313
farklı ticari elemanların sahip olacağı her şey --
16:19
and combined it in the center, in the sort of subway map,
349
979000
2976
merkezde birleştirmeye odaklandık, bir tür metro haritası gibi,
16:22
in the transfer zone that would also include the contemporary art museum.
350
982000
3718
çağdaş sanat müzesini de içeren bir tür geçiş alanında.
16:25
So it creates a situation like this, where you have artists who can operate
351
985742
4065
Yani bu şöyle bir durum yaratıyor,
22. katta muazzam manzaraya sahip bir
16:29
within an art space that also has an amazing view on the 22nd floor,
352
989831
3878
sanat mekanında çalışan sanatçılar var,
16:33
but it also has proximity that the curator can either open or close.
353
993733
3457
ama aynı zamanda kuratörün açıp kapayabileceği
bir yere yakın olma durumu da var.
16:37
It allows people on exercise bicycles to be seen,
354
997214
3206
Egzersiz bisikletleri üzerindeki insanların
16:40
or to see the art, and so forth.
355
1000444
1675
sanatı görme ya da görülmesini sağlıyor.
16:42
It also means that if an artist wants to invade something like a swimming pool,
356
1002143
3720
Böylelikle, eğer bir sanatçı yüzme havuzu gibi bir şeyi kullanmak isterse,
16:45
they can begin to do their exhibition in a swimming pool,
357
1005887
2710
sergisini yüzme havuzunda yapabilir,
yani çağdaş galeri mekanının kısıtları içerisinde
16:48
so they're not forced to always work within the confines
358
1008621
2637
çalışmak zorunda değiller.
16:51
of a contemporary gallery space.
359
1011282
1535
16:52
So, how to build this.
360
1012841
1167
Peki, nasıl inşa edeceğiz.
16:54
It's very simple: it's a chair.
361
1014032
1944
Çok basit: bu bir sandalye.
16:56
So, we begin by building the cores.
362
1016000
3432
Evet. Çekirdekleri inşa ederek başlıyoruz.
16:59
As we're building the cores, we build the contemporary art museum at grade.
363
1019456
3544
Çekirdekleri inşa ederken, çağdaş sanat müzesini aşamalı olarak inşa ediyoruz.
Bu bize müthiş bir verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
17:03
That allows us to have incredible efficiency and cost efficiency.
364
1023024
3066
Yüksek bütçeli bir bina değil bu.
17:06
This is not a high-budget building.
365
1026114
1701
17:07
The moment the cores get to mid level,
366
1027839
1849
Çekirdekler orta seviyeye geldiği zaman,
17:09
we finish the art museum; we put all the mechanical equipment in it;
367
1029712
3195
sanat müzesini bitiriyoruz, tüm mekanik donatısını yerleştiriyoruz
ve havaya kaldırıyoruz.
17:12
and then we jack it up into the air.
368
1032931
1745
Çok büyük uçak hangarlarını bu şekilde inşa ediyorlar,
17:14
This is how they build really large aircraft hangars,
369
1034700
2489
A380 için yaptıkları gibiler.
17:17
for instance, the ones that they did for the A380.
370
1037213
2360
Çekirdekleri bitir, eti bitir
17:19
Finish the cores, finish the meat
371
1039597
1840
17:21
and you get something that looks like this.
372
1041461
2013
ve buna benzer bir şey elde ediyorsunuz.
17:23
Now I only have about 30 seconds,
373
1043498
1578
Şimdi sadece 30 saniyem var, o yüzden bir
17:25
so I want to start an animation,
374
1045100
1898
animasyon başlatmak istiyorum ve bununla bitireceğiz.
17:27
and we'll conclude with that.
375
1047022
1395
17:28
Thank you.
376
1048441
1388
17:29
(Applause)
377
1049853
4123
(Alkışlar)
17:34
Chris asked me to add --
378
1054000
1976
Chris eklememi istedi --
17:36
the theater is under construction,
379
1056000
1776
tiyatro şu anda inşa ediliyor, ve
17:37
and this project will start construction in about a year,
380
1057800
2724
bu projenin inşası bir yıl içerisinde başlayacak,
17:40
and finish in 2010.
381
1060548
1151
ve 2010'da bitecek.
17:41
[identify public elements]
382
1061723
1262
17:43
[insert public elements at grade]
383
1063009
1587
17:44
[optimize tower dimensions]
384
1064620
2420
17:47
[place towers on site]
385
1067412
1333
17:49
[lift program]
386
1069115
2279
17:51
[flip!]
387
1071418
1779
17:53
[optimize program adjacencies]
388
1073221
1588
17:54
[connect to context]
389
1074833
1393
17:56
[redirect 7th street]
390
1076534
2112
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7