The problem with the U.S. bail system - Camilo Ramirez

423,234 views ・ 2020-09-29

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Saliha Karatepeli
00:06
Since 2000, the annual number of people convicted of crimes in the United States
0
6726
5088
2000 yılından bu yana Amerika Birleşik Devletleri'nde suçlardan hüküm giyenlerin
00:11
has stayed steady, but the average number of people in jail each year has shot up.
1
11814
6005
yıllık sayısı sabit kalmış ancak hapisteki yıllık ortalama insan sayısı artmış.
00:17
How can that be?
2
17819
1560
Bu nasıl olabilir?
00:19
The answer lies in the bail system—
3
19379
2730
Cevap, yapılması planlanan şeyi yapmayan
00:22
which isn’t doing what it was intended to do.
4
22109
3380
kefalet sisteminde yatıyor.
00:25
The term "bail" refers to the release of people awaiting trial
5
25489
4000
"Kefalet" terimi, yargılanmayı bekleyen kişilerin suçlamalarla yüzleşmek için
00:29
on condition that they return to court to face charges.
6
29489
3660
mahkemeye geri dönmeleri koşuluyla serbest bırakılmasını ifade eder.
00:33
Countries around the world use many variations of bail,
7
33149
3380
Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler pek çok kefalet çeşidi kullanıyor
00:36
and some don’t use it at all.
8
36529
2380
ve bazıları bunu hiç kullanmıyor.
00:38
The U.S. bail system relies primarily on what’s called cash bail,
9
38909
5381
ABD kefalet sistemi, esas olarak nakit kefalet denen şeye dayanır
00:44
which was supposed to work like this:
10
44290
2590
ve şu şekilde çalışması gerekirdi:
00:46
When a person was accused of a crime,
11
46880
2000
Bir kişi bir suçla itham edildiğinde,
00:48
the judge would set a reasonable price for bail.
12
48880
2940
hakim kefalet için makul bir fiyat belirler.
00:51
The accused would pay this fee in order to be released from jail
13
51820
3520
Sanık, mahkeme davayla ilgili bir karara varana kadar
00:55
until the court reached a verdict on the case.
14
55340
3090
hapisten çıkabilmek için bu ücreti ödeyecektir.
00:58
Once the case ended, whether found guilty or innocent,
15
58430
3410
Dava suçlu ya da masum şeklinde sona erdiğinde sanıklar
01:01
they’d get the bail money back if they made all their court appearances.
16
61840
4520
bütün mahkemelerine çıkmaları halinde kefalet paralarını geri alacaklardır.
01:06
The rationale behind this system is that under U.S. law,
17
66360
3570
Bu sistemin arkasındaki mantık: ABD yasalarına göre
01:09
people are presumed innocent until proven guilty—
18
69930
3390
suçlu olduğu kanıtlanana kadar insanların masum olduğu varsayılır
01:13
so someone accused of a crime should not be imprisoned
19
73320
3630
bu nedenle bir suçla itham edilen bir kişi,
01:16
unless they’ve been convicted of a crime.
20
76950
2360
bir suçtan hüküm giymedikçe hapse atılmamalıdır.
01:19
But today, the bail system in the U.S.
21
79310
2690
Ancak bugün, ABD'deki kefalet sistemi
01:22
doesn’t honor the presumption of innocence.
22
82000
2500
masumiyet karinesini onurlandırmıyor.
01:24
Instead, it subverts peoples’ rights and causes serious harm,
23
84500
4145
Bunun yerine, insanların haklarını altüst ederek
özellikle düşük gelirli topluluklar ve beyaz olmayan topluluklardaki
01:28
particularly to people in low-income communities
24
88645
3168
01:31
and communities of color.
25
91813
1830
insanlara ciddi zararlar verir.
01:33
A key reason why is the cost of bail.
26
93643
3300
Kefaletin bedeli önemli bir neden.
01:36
In order for cash bail to work as intended,
27
96943
2760
Nakit kefaletin amaçlandığı gibi çalışabilmesi için
01:39
the price has to be affordable for the accused.
28
99703
3170
ücretin sanık için karşılanabilir olması gerekir.
01:42
The cost of bail wasn’t meant to reflect the likelihood of someone’s guilt—
29
102873
4585
Kefalet bedelinin, birinin suçluluk olasılığını yansıtması amaçlanmadı -
01:47
when bail is set, the court has not reviewed evidence.
30
107458
3610
kefalet belirlendiğinde, mahkeme delilleri incelemedi.
01:51
Under exceptional circumstances, such as charges of very serious crimes,
31
111068
5176
Çok ciddi suçlar gibi istisnai durumlarda yargıçlar, sanıkların yargılanmadan önce
01:56
judges could deny bail and jail the accused before their trial.
32
116244
4891
kefaletle serbest bırakılmasını reddedebilir ve hapse atabilir.
02:01
Judges were supposed to exercise this power very rarely,
33
121135
3870
Yargıçların bu gücü çok nadir kullanmaları gerekiyordu
02:05
and could come under scrutiny for using it too often.
34
125005
3290
ve çok sık kullandıkları için soruşturmaya alınabilirlerdi.
02:08
Setting unaffordably high bail became a second path
35
128295
4000
Kefaletin karşılanamayacak olması, insanların mahkeme öncesi
02:12
to denying people pretrial release.
36
132295
3020
salıverilmesini reddetmenin ikinci yolu haline geldi.
02:15
Judges' personal discretion and prejudices played a huge role
37
135315
4195
Yargıçların kişisel takdir ve önyargıları,
bu şekilde tutuklamayı seçtikleri kişilerde büyük rol oynadı.
02:19
in who they chose to detain this way.
38
139510
2600
02:22
Bail amounts climbed higher and higher, and more and more defendants couldn’t pay—
39
142110
5523
Kefalet tutarları gittikçe arttı ve daha fazla sanık ödeyemedi
02:27
so they stayed in jail.
40
147633
2229
bu yüzden daha fazla sanık hapiste kaldı.
02:29
By the late 19th century,
41
149862
1861
19. yüzyılın sonlarında,
02:31
these circumstances led to the rise of commercial bail bond companies.
42
151723
5147
bu koşullar ticari kefalet şirketlerinin yükselişine yol açtı.
02:36
They pay a defendant’s bail, in exchange for a hefty fee the company keeps.
43
156870
6095
Şirket aldığı ağır bir ücret karşılığında bir sanığın kefaletini öder.
02:42
Today, the median bail is $10,000—
44
162965
4000
Bugün ortalama kefalet 10.000 dolar,
02:46
a prohibitively high price for almost half of Americans,
45
166965
4129
Amerikalıların neredeyse yarısı ve on sanıktan dokuzu için
02:51
and as many as nine out of ten defendants.
46
171094
3304
çok yüksek bir fiyat.
02:54
If the defendant can’t pay,
47
174398
1630
Davalı ödeyemezse,
02:56
they may apply for a loan from a commercial bail bond company.
48
176028
4542
ticari bir kefalet şirketinden kredi başvurusunda bulunabilir.
03:00
It’s completely up to the company to decide whose bail they’ll pay.
49
180570
4000
Kimin kefaletini ödeyeceğine tamamen şirket karar verir.
03:04
They choose defendants they think will pay them back,
50
184570
2537
Geri ödeyeceklerini düşündükleri sanıkları seçerler
03:07
turning a profit of about $2 billion each year.
51
187107
4564
ve her yıl yaklaşık 2 milyar dolar kâr elde ederler.
03:11
In fact, in the past 20 years,
52
191671
2460
Aslında son 20 yılda Amerika'daki
03:14
pretrial detention has been the main driver of jail growth in America.
53
194131
5458
hapishane büyümesinin ana itici gücü mahkeme öncesi tutukluluk oldu.
03:19
Every year, hundreds of thousands of people
54
199589
2359
Her yıl kefaleti karşılayamayan veya kredi alamayan
03:21
who can’t afford bail or secure a loan stay in jail until their case is resolved.
55
201948
5770
yüz binlerce insan, davaları çözülene kadar hapiste kalıyor.
03:27
This injustice disproportionately affects Americans who are Black and Latino,
56
207718
4778
Bu adaletsizlik orantısız bir şekilde, yargıçlar yüzünden
03:32
for whom judges often set higher bail
57
212496
2750
aynı suçlarla suçlanan beyazlardan daha fazla kefalet ödeyen
03:35
than for white people accused of the same offenses.
58
215246
3368
Siyahi ve Latin Amerikalıları etkiliyor.
03:38
Unaffordable bail puts even innocent defendants in an impossible position.
59
218614
4760
Karşılanamayan kefalet, masum sanıkları bile zor duruma sokuyor.
03:43
Some end up pleading guilty to crimes they did not commit.
60
223374
3600
Bazıları işlemediği suçları kabul ediyor.
03:46
For minor offenses, the prosecution may offer a deal that credits time
61
226974
4662
Küçük suçlar için, savcılık, suçu kabul etmesi halinde
03:51
already spent in jail toward the accused’s sentence
62
231636
3569
sanığın cezasına kadar hapiste geçirilen sürenin kredilendirilmesi için
03:55
if they plead guilty.
63
235205
1720
bir anlaşma önerebilir.
03:56
Often, the time they’ve already spent in jail is the total length of the sentence,
64
236925
4746
Çoğunlukla, hapiste geçirdikleri süre toplam ceza kadar olur
04:01
and they can go home immediately— but they leave with a criminal record.
65
241671
5151
ve hemen eve gidebilirler ancak sabıka kaydı ile ayrılırlar.
04:06
Defending their innocence, meanwhile,
66
246822
1985
Bu arada onların masumiyetini savunmak,
04:08
can mean staying in jail indefinitely awaiting trial—
67
248807
4176
süresiz olarak hapiste yargılanmayı beklemek anlamına gelebilir
04:12
and doesn’t guarantee an innocent verdict.
68
252983
3340
ve masum bir kararı garanti etmez.
04:16
Bail may not even be necessary in the first place.
69
256323
3020
En başta kefalet bile gerekli olmayabilir.
04:19
Washington, D.C. largely abolished cash bail in the 1990s.
70
259343
4543
Washington, D.C. 1990'larda nakit kefaleti büyük ölçüde kaldırdı.
04:23
In 2017, the city released 94% of defendants without holding bail money,
71
263886
6347
Şehir 2017'de sanıkların %94'ünü kefalet parası olmadan serbest bıraktı
04:30
and 88% of them returned to all their court dates.
72
270233
4500
ve %88'i mahkeme tarihlerinde geri döndü.
04:34
The nonprofit organization, The Bail Project,
73
274733
2890
Kâr amacı gütmeyen kuruluş The Bail Project,
04:37
provides free bail assistance to thousands of low-income people every year,
74
277623
4710
her yıl binlerce düşük gelirli insana ücretsiz kefalet yardımı sağlıyor
04:42
removing the financial incentive that bail is designed to create.
75
282333
4462
ve kefaletin oluşturmak için tasarlandığı mali teşviği ortadan kaldırıyor.
04:46
The result? People come back to 90% of their court dates
76
286795
3920
Sonuç? İnsanlar ceplerinde para olmadan mahkeme tarihlerinin
04:50
without having any money on the line,
77
290715
2390
%90'ında geri dönüyorlar
04:53
and those who miss their court dates tended to
78
293105
2614
ve mahkeme tarihlerini kaçıranlar, çocuk bakımı,
04:55
because of circumstances like child care, work conflicts, or medical crises.
79
295719
5735
iş problemleri veya tıbbi krizler gibi koşullar nedeniyle gelemiyor.
05:01
Studies have also found that holding people in jail before trial,
80
301454
4138
Araştırmalar ayrıca insanları mahkemeden önce hapiste tutmanın,
05:05
often because they cannot afford cash bail,
81
305592
2700
genellikle nakit kefaleti karşılayamadıklarından,
05:08
actually increases the likelihood of rearrests and reoffending.
82
308292
5570
yeniden tutuklanma ve yeniden suç işleme olasılığını artırdığını da buldu.
05:13
The damage of incarcerating people before their trials
83
313862
3316
İnsanların yargılanmadan önce hapsedilmesinin verdiği zarar
05:17
extends to entire communities and can harm families for generations.
84
317178
4600
tüm toplulukları kapsar ve nesiller boyu ailelere zarar verebilir.
05:21
People who are incarcerated can lose their livelihoods, homes,
85
321778
4082
Hapsedilen kişiler, bir suçtan hüküm giymeden önce geçim kaynaklarını,
05:25
and access to essential services—
86
325860
2480
evlerini ve temel hizmetlere
05:28
all before they’ve been convicted of a crime.
87
328340
3310
erişimlerini kaybedebilirler.
05:31
It’s also incredibly expensive:
88
331650
2420
Aynı zamanda inanılmaz derecede pahalı:
05:34
American taxpayers spend nearly $14 billion every year
89
334070
4692
Amerikalı vergi mükellefleri, yasal olarak masum olduğu varsayılan insanları
05:38
incarcerating people who are legally presumed innocent.
90
338762
4000
hapsetmek için her yıl yaklaşık 14 milyar dolar harcıyor.
05:42
This undermines the promise of equal justice under the law,
91
342762
3480
Bu, ırk veya servetten bağımsız olarak, yasalar altında
05:46
regardless of race or wealth.
92
346242
2690
eşit adalet vaadini baltalıyor.
05:48
The issues surrounding cash bail are symptomatic of societal problems,
93
348932
4000
Nakdi kefaletle ilgili konular, yapısal ırkçılık
05:52
like structural racism and over-reliance on incarceration,
94
352932
3730
ve hapsedilmeye aşırı bağımlılık gibi ele alınması gereken
05:56
that need to be addressed.
95
356662
1690
toplumsal sorunların belirtileri.
05:58
In the meantime, reformers like The Bail Project
96
358352
3010
Bu arada, The Bail Project gibi reformcular nakit kefaletle
06:01
are working to help people trapped by cash bail
97
361362
3220
mahsur kalan insanlara yardım etmek, gelecek için daha adil
06:04
and to create a more just and humane pretrial system for the future.
98
364582
4700
ve insani bir ön duruşma sistemi oluşturmak için çalışıyorlar.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7