LOOK SEE WATCH Learn English Vocabulary with ESTHER

We will be going over the three verbs  that I mentioned. Look, see, and watch.  

Bahsettiğim üç fiilin üzerinden geçeceğiz. Bakın, görün ve izleyin.

And as I mentioned, these verbs are a  little bit confusing because they are  

Bahsettiğim gibi, bu fiiller benzer oldukları için biraz kafa karıştırıcıdır

similar and that's why we thought we  want to teach you this today.

ve bu yüzden bugün size bunu öğretmek istediğimizi düşündük.

So I hope you follow along and I hope you learn a lot.

Bu yüzden umarım takip edersiniz ve umarım çok şey öğrenirsiniz.

Here is the lesson plan for today.

İşte bugünün ders planı.

First, we will start with the lesson.

Öncelikle dersle başlayacağız.

I will go over when and how to use these verbs.

Bu fiillerin ne zaman ve nasıl kullanılacağını ele alacağım.

And then we'll do some practice.

Daha sonra biraz pratik yapacağız.

After that, we'll try a test. Don't worry, it won't be too hard.

Bundan sonra bir test deneyeceğiz. Merak etmeyin, çok zor olmayacak.

And finally, we'll wrap up with some homework that I hope that you will try.

Ve son olarak, deneyeceğinizi umduğum bir ödevle bitireceğiz.

OK. Let's go ahead and begin.

TAMAM. Devam edelim ve başlayalım.

Let's start with the verb, look.

Fiil ile başlayalım, bak.

So when we look at something, we direct our eyes toward it.

Yani bir şeye baktığımızda gözlerimizi ona doğru yönlendiririz.

We move our eyes toward something, and we pay attention to it.

Gözlerimizi bir şeye doğru hareket ettiririz ve ona dikkat ederiz.

OK, so for example, look at this or look at this.

Tamam, örneğin şuna bakın veya şuna bakın.

OK. How about. Look at this. I want you to  look at it I want you to direct your eyes,

TAMAM. Peki ya? Şuna bak. Ona bakmanızı istiyorum. Gözlerinizi yönlendirmenizi,

move your eyes toward it, and pay attention to it.

gözlerinizi ona doğru hareket ettirmenizi ve ona dikkat etmenizi istiyorum.

OK. All right. Well, I'm sorry. My cat is very noisy today.

TAMAM. Elbette. Üzgünüm. Kedim bugün çok gürültülü.

OK, let's do a few more. OK. Look at this marker.

Tamam, birkaç tane daha yapalım. TAMAM. Şu işarete bakın.

Right again. Pay attention. Concentrate on it. Focus. OK.

Tekrar sağ. Dikkat etmek. Ona konsantre olun. Odak. TAMAM.

So that's what we do when we look at something

Yani bir şeye baktığımızda yaptığımız şey budur

All right. So now let's look at some common uses and examples of 'look'.

. Şimdi 'bak' kelimesinin bazı yaygın kullanımlarına ve örneklerine bakalım.

OK. So first, look at this example sentence.

TAMAM. Öncelikle bu örnek cümleye bakın.

I will read it for you. Look at that rainbow.

Senin için okuyacağım. Şu gökkuşağına bak.

I'm sorry. Oh, my gosh. OK. Look at that rainbow.

Üzgünüm. Aman Tanrım. TAMAM. Şu gökkuşağına bak.

OK. I am asking you to direct your eyes toward that rainbow.

TAMAM. Sizden gözlerinizi o gökkuşağına doğru yönlendirmenizi istiyorum.

And I want you to pay attention to it.

Ve buna dikkat etmenizi istiyorum.

Now, you'll notice that I used the verb look with the preposition act.

Şimdi, edat eylemiyle birlikte bakmak fiilini kullandığımı fark edeceksiniz.

OK. We can use several different prepositions with look,

TAMAM. Bakışla birlikte birkaç farklı edat kullanabiliriz,

but we usually use look at

ancak genellikle OK'e bakmayı kullanırız

OK. Now. Now that my cat's working a little better,

. Şimdi. Artık kedim biraz daha iyi çalıştığına göre

let me, I forgot to say hi to you guys. So let's see who's here.

size merhaba demeyi unuttum. Bakalım burada kimler var.

OK. So we have Mohammed, we have  Miyavi, Sanjay, Jova Rolando,

TAMAM. Yani Muhammed'imiz var, Miyavi'miz, Sanjay'imiz, Jova Rolando'muz,

Cristina, thank you so much all for being here.

Cristina'mız var, burada olduğunuz için hepinize çok teşekkür ederim.

Neda, the coco, we have a lot of people here today. Diego, Procar,

Neda, hindistan cevizi, bugün burada bir sürü insan var. Diego, Procar,

Hi. Thank you so much for joining. OK.  So I'm going to continue with the lesson.

Merhaba. Katıldığınız için çok teşekkür ederim. TAMAM. Bu yüzden derse devam edeceğim.

Thank you so much. For everybody who's here. And again,

Çok teşekkür ederim. Burada olan herkes için.

thank you so much for your patience.

Sabrınız için tekrar

I am so sorry about some of the difficulties we had earlier,

çok teşekkür ederim. Daha önce yaşadığımız bazı zorluklardan dolayı çok üzgünüm

but I was just saying an example sentence for 'look at'.

ama sadece 'bak' için örnek bir cümle söylüyordum.

Hi long and I'll genies and wild, hi. Look, OK.

Merhaba uzun ve ben de cinler ve vahşi olacağım, merhaba. Bak, tamam.

Look at, focus on that rainbow, pay  attention to it.

Bakın, o gökkuşağına odaklanın, ona dikkat edin.

OK, let's look at another example sentence.

Tamam, başka bir örnek cümleye bakalım.

Look at my clothes.

Giysilerime bak.

I am directing your eyes towards something.

Gözlerini bir şeye yönlendiriyorum.

I want you to look and focus and pay attention to my clothes. Aren't they nice?

Kıyafetlerime bakmanızı, odaklanmanızı ve dikkat etmenizi istiyorum. Hoş değiller mi?

Right. OK, And let's try another example sentence.

Sağ. Tamam, başka bir örnek cümle deneyelim.

Ah, you'll notice here the verb look is used in the present continuous, looking.

Ah, burada bakmak fiilinin şimdiki zaman, bakmak fiilinde kullanıldığını fark edeceksiniz.

And look at the preposition. We're not using 'at' this time. We're using 'for'.

Ve edatlara bakın. Şu anda 'at' kullanmıyoruz. 'For' ifadesini kullanıyoruz.

I'm looking for my car key. When we use 'look' and 'for' together,

Arabamın anahtarını arıyorum. 'Bak' ve 'için'i birlikte kullandığımızda

it becomes a verb that is more like search, to search.

daha çok aramaya, aramaya benzeyen bir fiil haline gelir.

So when I say I'm looking for my car key,

Yani arabamın anahtarını aradığımı söylediğimde

it's like saying, "I'm searching for my car key".

bu, "Arabamın anahtarını arıyorum" demeye benzer.

I lost my car key. I can't find it. So I'm looking for it.

Arabamın anahtarını kaybettim. Bulamıyorum. Bu yüzden onu arıyorum.

I'm paying attention and trying to find it.

Dikkat ediyorum ve bulmaya çalışıyorum.

I hope you guys understood that. All right.

Umarım bunu anlamışsınızdır. Elbette.

Thank you, guys. Fallen Angel, thank you so much.

Sağolun beyler. Düşmüş Melek, çok teşekkür ederim.

I really enjoy doing this. And I'm so glad that you guys are here.

Bunu yapmaktan gerçekten keyif alıyorum. Ve sizlerin burada olmasına çok sevindim.

OK, what about if I do this?

Peki ya bunu yaparsam?

Did you see that?

Şunu gördün mü?

Did you see that? OK. You didn't know I was going to hold things up right?

Şunu gördün mü? TAMAM. İşleri yoluna koyacağımı bilmiyordun değil mi?

But with your eyes, you were able to notice.

Ama gözlerinle fark edebildin.

You didn't expect it, but you noticed it with your eyes.

Beklemediniz ama gözlerinizle fark ettiniz.

Today you might have seen only a few times,

Bugün sadece birkaç kez görmüş olabilirsiniz

but you didn't know only my cat was going to come into the video, right?

ama videoya yalnızca kedimin gireceğini bilmiyordunuz değil mi?

But you saw him. OK.

Ama onu gördün. TAMAM.

Also see can be used to talk about meeting someone or kind of.

Ayrıca bkz. birisiyle tanışmak veya bir tür tanışmak hakkında konuşmak için kullanılabilir.

Yes. Seeing some visiting someone.

Evet. Bazılarının birini ziyaret ettiğini görmek.

OK, so you might say today I will see my friend, Mary.

Tamam, bugün arkadaşım Mary'yi göreceğim diyebilirsiniz.

OK. That's another way to use 'see'.

TAMAM. Bu 'gör'ü kullanmanın başka bir yoludur.

Now let's look at some more example sentences

Şimdi birkaç örnek cümleye daha bakalım.

OK, I see a spider.

Tamam, bir örümcek görüyorum.

All right. So I didn't know that there was a spider in my room.

Elbette. Bu yüzden odamda bir örümcek olduğunu bilmiyordum.

OK, and I don't like spiders. I'm scared. I didn't know it was there.

Tamam, ben de örümcekleri sevmiyorum. Korkuyorum. Orada olduğunu bilmiyordum.

It was unexpected. OK. But I saw it. My eyes saw the spider.

Bu beklenmedikti. TAMAM. Ama gördüm. Gözlerim örümceği gördü.

My vision let me see the spider.

Görüşüm örümceği görmemi sağlıyor.

All right, let's move on to another example.

Neyse başka bir örneğe geçelim.

Did you see my car key? Did you see my car key?

Araba anahtarımı gördün mü? Araba anahtarımı gördün mü?

Remember earlier I lost my car key. Right?

Daha önce araba anahtarımı kaybettiğimi hatırla. Sağ?

So I was looking for it. I was searching for it.

Ben de onu arıyordum. Onu arıyordum.

OK. But maybe you saw it.

TAMAM. Ama belki görmüşsündür.

You didn't know it was lost. You didn't  expect to see it.

Kaybolduğunu bilmiyordun. Bunu görmeyi beklemiyordun.

But maybe with your eyes, you saw it somewhere.

Ama belki gözlerinle bir yerlerde görmüşsündür.

So I'm asking, did you notice? Did you see my car key?

Peki soruyorum, fark ettiniz mi? Araba anahtarımı gördün mü?

OK. And another example. I saw my student cheating on my test.

TAMAM. Ve başka bir örnek. Öğrencimin sınavımda kopya çektiğini gördüm.

I saw my student cheating on my test.

Öğrencimin sınavımda kopya çektiğini gördüm.

I trust my students. I don't think they cheat.

Öğrencilerime güveniyorum. Hile yaptıklarını düşünmüyorum.

But maybe out of the corner of my eye,

Ama belki göz ucuyla

I saw my student looking at some notes or copying something.

öğrencimin bazı notlara baktığını veya bir şeyler kopyaladığını gördüm.

I didn't notice at first. I didn't know. I didn't expect it. And then I saw it.

İlk başta fark etmedim. Bilmiyordum. Bunu beklemiyordum. Ve sonra onu gördüm.

And you'll see here that the verb 'see' is used in the past tense.

Burada 'görmek' fiilinin geçmiş zamanda kullanıldığını göreceksiniz.

So I used saw. OK. So, am I going too fast?

Bu yüzden testere kullandım. TAMAM. Peki çok hızlı mı gidiyorum?

I hope it's working. And Daljeet says I'm so serious, I need to smile more. OK, so I'll try.

Umarım işe yarıyordur. Ve Daljeet çok ciddi olduğumu, daha çok gülümsemem gerektiğini söylüyor. Tamam, deneyeceğim.

I was a little bit worried because there were some problems at the beginning,

Başlangıçta bazı sorunlar olduğu için biraz endişelendim

but I will try to smile more. And Armando, I'm good. How are you?

ama daha çok gülümsemeye çalışacağım. Ve Armando, ben iyiyim. Nasılsın?

I'm glad that it's all working now.

Artık her şeyin işe yaradığına sevindim.

Thank you again so much for your understanding.

Anlayışınız için tekrar çok teşekkür ederiz.

I think you guys are the best. You guys make things a lot better,

Bence siz en iyisisiniz. İlk başta çok gergin olmama rağmen

even though I was very nervous at first.

siz her şeyi daha iyi hale getiriyorsunuz

OK, so let's go ahead and see how you guys are doing.

. Tamam, hadi devam edelim ve nasıl olduğunuzu görelim.

Are you guys understanding the information so far?

Şu ana kadarki bilgileri anladınız mı?

OK. Eugene. Hello. Good. It sounds like Jo  Rolando knows a lot of people in here.

TAMAM. Eugene. Merhaba. İyi. Görünüşe göre Jo Rolando burada pek çok insanı tanıyor.

OK, so let's continue on now to the next part.

Tamam, şimdi bir sonraki bölüme geçelim.

Hi, guys. OK, let's continue on to 'watch'. Are you guys ready?

Merhaba millet. Tamam, 'izlemeye' devam edelim. Hazırmısınız millet?

All right. Hi, Kendra from Indonesia. I have Jenny. Jenny Cao Cao. Hi.

Elbette. Merhaba, Endonezya'dan Kendra. Jenny'im var. Jenny Cao Cao. MERHABA.

OK, I might be a little behind in the chats I might be.

Tamam, sohbetlerde biraz geride kalabilirim.

So if I don't forget, if I don't say hi to you,  that doesn't mean I'm ignoring you. OK.

Yani unutmazsam, sana selam vermezsem bu seni görmezden geldiğim anlamına gelmez. TAMAM.

now we move on to the verb 'watch'.

şimdi 'izlemek' fiiline geçiyoruz.

OK. When we watch something,

TAMAM. Bir şeyi izlerken

we are paying attention to something  with our eyes.

gözlerimizle bir şeye dikkat ediyoruz.

But for a longer time, OK. We're watching something happening.

Ama daha uzun bir süre için, tamam. Bir şeylerin olup bittiğini izliyoruz.

Usually there is some kind of action going on.

Genellikle bir tür eylem oluyor.

OK. And we're watching the action happening for a little bit of a longer time

TAMAM. Ve biz sadece bir şeye bakmaktan biraz daha uzun bir süre boyunca gerçekleşen eylemi izliyoruz

than just looking at something. OK. We're watching.

. TAMAM. Biz izliyoruz.

We're paying attention with our eyes for a long time.

Uzun süre gözlerimizle dikkat ederiz.

We're seeing some action happen. So we use watch. OK. All right.

Bazı eylemlerin gerçekleştiğini görüyoruz. Bu yüzden saat kullanıyoruz. TAMAM. Elbette.

So here's an example sentence. Let's watch TV.

İşte örnek bir cümle. Hadi televizyon izleyelim.

We don't just, you know, look at the TV for a second and turn away.

Bilirsiniz, televizyona bir an bile bakıp arkamızı çevirmeyiz.

Usually not. We sit and we watch things happening on the TV.

Genellikle hayır. Oturup televizyonda olup bitenleri izliyoruz.

And that's why we use the verb watch.

İşte bu yüzden fiil izlemeyi kullanıyoruz.

Let's look at another example. Sometimes I love to watch the sunset.

Başka bir örneğe bakalım. Bazen gün batımını izlemeyi seviyorum.

OK. Usually it takes a few minutes for the sun to set right for the sun to go down.

TAMAM. Güneşin batması için güneşin tam batması genellikle birkaç dakika sürer.

So we're watching the action happening. We watch the action happening.

Yani olayın gerçekleşmesini izliyoruz. Aksiyonun gerçekleşmesini izliyoruz.

We don't just look, we don't want to look at the sun directly

Sadece bakmıyoruz, güneşe doğrudan bakmak istemiyoruz

because that would be bad for our eyes.

çünkü bu gözlerimiz için kötü olur.

But we watch the sun gradually go  down.

Ama güneşin yavaş yavaş batışını izliyoruz.

OK. So in this example, we say, watch the sunset.

TAMAM. Bu örnekte gün batımını izleyin diyoruz.

Here's an example where we use the past tense of watch.

İşte watch fiilinin geçmiş zamanını kullandığımız bir örnek.

They watched the football match. Again, they watched the football match.

Futbol maçını izlediler. Yine futbol maçını izlediler.

A football match has a lot of action happening,

Bir futbol maçında çok fazla aksiyon yaşanıyor

and it goes on for a long period of time.

ve uzun bir süre devam ediyor.

So we use the verb watch.

Bu yüzden fiil izlemeyi kullanıyoruz.

They watched the football match.

Futbol maçını izlediler.

They're paying attention with their eyes for a period of time.

Bir süre gözleriyle dikkat ediyorlar.

Now you might see a sentence that looks like this. Let's go forward.

Şimdi buna benzer bir cümle görebilirsiniz. İleri gidelim.

I watched a movie last night and I saw a movie last night.

Dün gece bir film izledim ve dün gece bir film izledim.

You might say, hey, what's the difference?

Hey, ne fark var diyebilirsiniz.

How do I know when to use this one? How do I know when to use that one?

Bunu ne zaman kullanacağımı nasıl bileceğim? Bunu ne zaman kullanacağımı nasıl bileceğim?

Well, watch and see can actually be used.

İzle ve gör aslında kullanılabilir.

You know, you can use one or the other it's both correct.

Biliyorsunuz, birini veya diğerini kullanabilirsiniz, ikisi de doğrudur.

When you're talking about watching a TV show,

Bir TV şovunu, filmi, konseri veya başka türde bir şovu, hatta bir oyunu

a movie, a concert or another type of show, even a game, right?

izlemekten bahsediyorsunuz , değil mi?

Like a football game. Like we talked about a football match.

Futbol maçı gibi. Sanki bir futbol maçından bahsetmişiz gibi.

So for again, TV show, movie, another type of show, like a sports game, maybe a play,

Yani yine TV şovu, film, başka türde bir şov, örneğin bir spor maçı, belki bir oyun,

maybe a musical or even a concert. Right.

belki bir müzikal, hatta bir konser. Sağ.

Those are all types of shows you can watch. I mean, you can watch

Bunların hepsi izleyebileceğiniz şov türleri. Yani izleyebilir

and you can see the grammar rules for that one.

ve bunun dilbilgisi kurallarını görebilirsiniz.

The English rules for the watch versus  see

İngilizlerin izleme ve görme kuralları

are not so strict when it comes to those things.

bu konularda o kadar da katı değil.

So you can use either one and they will be correct.

Yani ikisinden birini kullanabilirsiniz ve bunlar doğru olacaktır.

So let's look at the example again.

Öyleyse örneğe tekrar bakalım.

I watched a movie last night.

Dün gece bir film izledim.

I saw a movie last night.

Dün gece bir film izledim.

Both of those work.

İkisi de işe yarıyor.

All right. So now we are going to move on to practice.

Elbette. O halde şimdi uygulamaya geçeceğiz.

Are you guys ready?

Hazırmısınız millet?

I hope that you guys have a better  understanding of what's going on.

Umarım neler olup bittiğini daha iyi anlarsınız.

So let's go ahead and we'll look at some more examples.

O halde devam edelim ve birkaç örneğe daha bakalım.

And I want you to think about why did we use look, see or watch?

Ve neden bak, gör veya izle kelimelerini kullandığımızı düşünmenizi istiyorum.

And I and I will explain why I use those in that sentence.

Ve bunları neden bu cümlede kullandığımı ben ve ben açıklayacağız.

All right. So here's the first example.

Elbette. İşte ilk örnek.

OK. Practice number one,

TAMAM. Bir numaralı alıştırma

A, says, oh, I see a rainbow.

A, diyor ki, ah, bir gökkuşağı görüyorum.

Can you guys think about why did A, use the verb 'see'?

A'nın neden 'görmek' fiilini kullandığını düşünebilir misiniz?

Well, A, use the verb 'see' because usually you don't know if there will be a rainbow.

A, 'görmek' fiilini kullan çünkü genellikle gökkuşağının olup olmayacağını bilemezsin.

Right. You don't expect a rainbow.

Sağ. Gökkuşağı beklemiyorsunuz.

It's usually kind of a surprise, right?

Genellikle bir tür sürpriz olur, değil mi?

Remember when we just don't expect it.

Hiç beklemediğimiz zamanları hatırla.

But you notice something with your eyes with your vision, you use the verb, see?

Ama gözlerinizle görmenizle bir şeyi fark ediyorsunuz, fiili kullanıyorsunuz, gördünüz mü?

So. Oh, I see a rainbow, right? You're being  surprised. They might. They might point.

Bu yüzden. Ah, gökkuşağını görüyorum, değil mi? Şaşırıyorsun. Olabilir. İşaret edebilirler.

Oh, I see a rainbow. B, says where? Right. And A, says look over there.

Ah, bir gökkuşağı görüyorum. B, nerede olduğunu söylüyor? Sağ. Ve A, şuraya bak diyor.

Why did A, use 'look'? In this case, A, use look

A neden 'bak' ifadesini kullandı? Bu durumda A, bakışı kullanın

because A is directing B's eyes to pay attention to the rainbow over there.

çünkü A, B'nin gözlerini oradaki gökkuşağına dikkat etmeye yönlendiriyor.

So, again, A might point and say, look over there to see the rainbow.

Yani A yine işaret edip gökkuşağını görmek için oraya bakın diyebilir.

To use your eyes and perceive the rainbow.

Gözlerinizi kullanmak ve gökkuşağını algılamak için.

OK, let's go ahead to another practice.

Tamam, başka bir uygulamaya geçelim.

All right.

Elbette.

Practice number two, A says, did you see the game?

İkinci alıştırmada A diyor ki, oyunu gördün mü?

Did you see the game? And remember a  game usually on TV or something like that.

Oyunu gördün mü? Ve genellikle televizyonda veya buna benzer bir yerde oynanan bir maçı hatırlayın.

It's it's something that you can say see or watch.

Bu, gör ya da izle diyebileceğin bir şey.

Right. So you could say, did you see the game or did you watch the game?

Sağ. Yani diyebilirsiniz ki, maçı gördünüz mü yoksa maçı izlediniz mi?

Both are OK. And B says, yes, I watched it last night.

İkisi de iyi. B de evet dün gece izledim diyor.

I watched it last night. You used the A, B, used the past tense here.

Dün gece izledim. Burada A, B'yi kullandınız, geçmiş zamanı kullandınız.

But again, you can see that any of those either of those are OK.

Ama yine de, bunlardan herhangi birinin iyi olduğunu görebilirsiniz.

Did you see the game? Did you watch the game?

Oyunu gördün mü? Maçı izledin mi?

Yes, I watched it last night. Or. Yes, I saw  it last night.

Evet dün gece izledim. Veya. Evet, dün gece gördüm.

Either one of those are OK.

Bunlardan herhangi biri tamam.

Practice question number three or practice example number three.

Üçüncü soruyu veya üçüncü örneği uygulayın.

A, says, Did you look for your car key?

A, diyor ki, Arabanın anahtarını aradın mı?

Did you look for your car key?

Arabanın anahtarını aradın mı?

OK, so remember when we say 'look' and then the preposition 'for'

Tamam, o halde 'bak' dediğimiz ve ardından 'for' edatını söylediğimiz zaman

it's like saying search for, right?

bunun ara demek gibi olduğunu unutmayın, değil mi?

You lost your car key. Did you search for it? Did you look for it?

Arabanın anahtarını kaybettin. Onu aradın mı? Onu aradın mı?

B says yes, but I couldn't see anything in the dark.

B evet diyor ama karanlıkta hiçbir şey göremedim.

I couldn't see anything in the dark.

Karanlıkta hiçbir şey göremedim.

So with we have the ability to see right with our eyes.

Yani gözlerimizle doğru görme yeteneğine sahibiz.

Our eyes give us vision and sight.

Gözlerimiz bize görme ve görme gücü verir.

But in the dark, that's not true, right? We don't have the sense of seeing.

Ama karanlıkta bu doğru değil, değil mi? Görme duyumuz yok.

We can't see very well in the dark. We can't notice things in the dark with our eyes.

Karanlıkta pek iyi göremiyoruz. Karanlıkta nesneleri gözlerimizle fark edemeyiz.

So you might have to use your hands to touch things

Yani bir şeye dokunmak için ellerinizi kullanmanız gerekebilir,

you might have to use your ears to try to hear something.

bir şeyi duymaya çalışmak için kulaklarınızı kullanmanız gerekebilir.

But in this case, B says I couldn't see anything in the dark

Ancak bu durumda B, karanlıkta hiçbir şey göremediğimi

because our vision doesn't work when it's dark.

çünkü karanlıkta görüşümüzün çalışmadığını söylüyor.

OK. Practice number four. A says, how far can you see without glasses?

TAMAM. Dört numaralı alıştırmayı yapın. A diyor ki, gözlüksüz ne kadar uzağı görebilirsin?

Again, in this example, we use the verb 'see'

Yine bu örnekte 'görmek' fiilini kullanıyoruz

because A's asking how B's vision works.

çünkü A, B'nin görüşünün nasıl çalıştığını soruyor.

Right. Can you do you have the ability to see things with your eyes

Sağ. Gözlükleriniz olmadan , olayları gözlerinizle görme yeteneğiniz var mı

without your glasses? And B says, not very far.

? B de çok uzak olmadığını söylüyor.

Unfortunately, some of us need glasses and contact lenses and things like that

Ne yazık ki bazılarımız

in order to use our eyes in order to see.

görmek için gözlerimizi kullanabilmek için gözlük, lens ve benzeri şeylere ihtiyaç duyuyor.

And we're moving on to our last practice question.

Ve son pratik sorumuza geçiyoruz.

Oop. OK. Do we have any milk? A says, Do we have any milk?

Ah! TAMAM. Sütümüz var mı? A diyor ki, Sütümüz var mı?

And B says maybe. Look in the fridge. Look in the fridge.

Ve B belki diyor. Buzdolabına bak. Buzdolabına bak.

When B says, look, he is directing A's eyes in the fridge. The refrigerator. Right.

B bak dediğinde A'nın gözlerini buzdolabına çeviriyor. Buzdolabı. Sağ.

B is saying, pay attention. Or focus at what's inside the refrigerator.

B diyor ki, dikkat et. Veya buzdolabının içinde ne olduğuna odaklanın.

Maybe you will find the milk.

Belki sütü bulursun.

You can also say, look for the milk in the fridge, right?

Ayrıca buzdolabındaki sütü arayın da diyebilirsiniz, değil mi?

Because look for means search for it. So that's OK as well. All right.

Çünkü aramak, onu aramak demektir. Yani bu da sorun değil. Elbette.

We are now going to move on to some test questions.

Şimdi bazı test sorularına geçeceğiz.

I hope you guys are ready to try.

Umarım denemeye hazırsınızdır.

and let's just see what what some of you have to say

ve bazılarınızın ne söyleyeceğini görelim

All right.

.

So I'm just trying to see if you guys are ready for the test.

O yüzden sadece teste hazır olup olmadığınızı görmeye çalışıyorum.

OK. And let's see

TAMAM. Bir de bakalım

All right. Great.

. Harika.

I'm seeing that some of you guys are putting your own example sentences.

Bazılarınızın kendi örnek cümlelerini kurduğunu görüyorum.

Look at the rainbow in the sky. Great. Yesterday, I watched the sunset, OK.

Gökyüzündeki gökkuşağına bakın. Harika. Dün gün batımını izledim, tamam.

All right. So let's go ahead and thank you  for. Nada. Nada. Thank you for saying that.

Elbette. O halde devam edelim ve bunun için teşekkür edelim. Nada. Nada. Bunu söylediğiniz için teşekkürler.

It's a good explanation. I am trying my best.

Güzel bir açıklama. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.

Oh, Mohamed mentioned I never knew that c is used for surprise.

Mohamed c'nin sürpriz için kullanıldığını hiç bilmediğimi söyledi.

And, yeah, it doesn't, I don't know if surprises at that is kind of

Ve evet, öyle değil, sürprizler mi böyle açıkladım bilmiyorum

how I explained it, but it's more like if you didn't expect something

ama daha çok, bir şeyi beklemiyormuşsun

and then you suddenly notice it, right?

ve sonra aniden fark etmişsin gibi, değil mi?

OK

Tamam

Test question number one.

Bir numaralı test sorusunu yapın.

I am sick.

Ben hastayım.

I need to go blank a doctor.

Bir doktora gitmem gerekiyor.

OK. I would like everybody to try to see which verb works best in this sentence.

TAMAM. Herkesin bu cümlede hangi fiilin en iyi şekilde çalıştığını görmeye çalışmasını isterim.

Is it look, is it see, or is it watch?

Bakıyor mu, görüyor mu, yoksa izliyor mu?

OK. So please write down what you think is the correct answer in the chat

TAMAM. Bu yüzden lütfen sohbete doğru cevabın ne olduğunu düşündüğünüzü yazın

and I'll give you a few minutes and see what you guys think.

, size birkaç dakika vereceğim ve ne düşündüğünüzü göreceğim.

Thank you all for your kind words.

Nazik sözleriniz için hepinize teşekkür ederim.

And I am trying my best. So thank you for  understanding

Ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Anladığınız için teşekkür ederiz

OK. So let's look at well, actually, before I reveal the answer,

. O halde iyi bakalım, aslında cevabı açıklamadan önce,

remember I told you earlier that one of these verbs can be used to

hatırlayın size daha önce bu fiillerden birinin

say something like visit or meet with. Do you remember that?

ziyaret etmek, buluşmak gibi bir şey söylemek için kullanılabileceğini söylemiştim. Bunu hatırlıyor musun?

I can say, you know, I will blank my friend later. OK. So let's see.

Daha sonra arkadaşımı boşaltacağımı söyleyebilirim. TAMAM. Öyleyse görelim.

What's the correct answer? The best answer is C, I am sick.

Doğru cevap nedir? En iyi cevap C, hastayım.

I need to go see a doctor.

Bir doktora görünmem gerekiyor.

OK. So it's like saying I need to go visit a doctor.

TAMAM. Bu, doktora gitmem gerektiğini söylemek gibi bir şey.

OK. Let's move on to test question number two.

TAMAM. İkinci test sorusuna geçelim.

I like to blank the lions at the zoo. I like to blank the lions at the zoo.

Hayvanat bahçesindeki aslanları öldürmeyi seviyorum. Hayvanat bahçesindeki aslanları öldürmeyi seviyorum.

So I want you to try to think, is it look, see, or watch? which verb that's best?

Bu yüzden şunu düşünmenizi istiyorum: Bakmak mı, görmek mi yoksa seyretmek mi? hangi fiil en iyisidir?

I'll give you a few seconds.

Sana birkaç saniye vereceğim.

Please type in what you think is the correct answer in the chat.

Lütfen sohbette doğru cevap olduğunu düşündüğünüz cevabı yazın.

I am glad that you think this is a good explanation. Hello.

Bunun iyi bir açıklama olduğunu düşünmenize sevindim. Merhaba.

And thank you for the feedback.

Geri bildiriminiz için teşekkür ederiz.

It helps me and Robin make sure that the videos work more smoothly,

Bu bana ve Robin'e videoların daha sorunsuz çalıştığından ve

that the live streams work more smoothly in the feedback.

canlı yayınların geri bildirimlerde daha sorunsuz çalıştığından emin olmamıza yardımcı oluyor.

So we really in the future. So we really appreciate your feedback.

Yani gerçekten gelecekteyiz. Bu nedenle geri bildirimlerinizi gerçekten takdir ediyoruz.

OK, so the correct answer for this one would be watch.

Tamam, bunun için doğru cevap izle olacaktır.

I like to watch the lions at the zoo.

Hayvanat bahçesindeki aslanları izlemeyi seviyorum.

OK. Usually this would mean that you like to, you know,

TAMAM. Genellikle bu, onlara uzun süre dikkat etmeyi

pay attention to them for a long time.

sevdiğiniz anlamına gelir .

I think it's also OK to say I like to look at the lions at the zoo.

Hayvanat bahçesindeki aslanlara bakmayı sevdiğimi söylememde de bir sakınca yok sanırım.

That's OK as well. OK. I like to look at I like to focus on the lions. I like to concentrate.

Bu da sorun değil. TAMAM. Bakmayı severim, aslanlara odaklanmayı severim. Konsantre olmayı seviyorum.

But usually it might be better to say I like to watch the lions at the zoo

Ama genellikle hayvanat bahçesindeki aslanları izlemeyi sevdiğimi söylemek daha iyi olabilir

because you're kind of standing there and seeing them in action.

çünkü siz bir nevi orada durup onları hareket halinde görüyorsunuz.

Maybe you're watching them eat. You might like to watch them run around. Right.

Belki onların yemek yemesini izliyorsunuzdur. Etrafta koşturuşlarını izlemek hoşunuza gidebilir. Sağ.

So all of those are OK.

Yani bunların hepsi tamam.

All right.

Let's move on to test question number three.

Elbette.

Üçüncü test sorusuna geçelim.

Hey, blank my new watch.

Hey, yeni saatimi boşalt.

Hey, blank I don't have my watch, but blank my new watch. All right.

Hey, boş saatim yok ama yeni saatimi boşalt. Elbette.

Please type in the chat what you think is the correct answer.

Lütfen doğru cevap olduğunu düşündüğünüz şeyi sohbete yazın.

OK. The best answer for this sentence  would be

TAMAM. Bu cümleye verilebilecek en iyi cevap

what do you think? Look at.

sizce ne olabilir? Bakmak.

Hey, look at my new watch. Hey, look at my new watch.

Hey, yeni saatime bak. Hey, yeni saatime bak.

OK. So I want to direct your eyes to my watch. I want you to pay attention to it.

TAMAM. Bu yüzden gözlerinizi saatime yönlendirmek istiyorum. Buna dikkat etmenizi istiyorum.

So I'm going to say, look at my new watch.

O yüzden yeni saatime bakın diyeceğim.

And you'll notice here, I use the preposition 'at'.

Burada fark ettiğiniz gibi 'at' edatını kullanıyorum.

That is the most common preposition used with the verb look.

Bu, görünüm fiiliyle birlikte kullanılan en yaygın edattır.

We have two more test questions to go.

Çözülecek iki test sorumuz daha var.

Did you blank that car accident?  Did you blank that car accident?

O araba kazasını görmezden geldin mi? O araba kazasını görmezden geldin mi?

Go ahead. What do you think is the correct answer here?

Devam etmek. Sizce buradaki doğru cevap nedir?

Did you blank that car accident?

O araba kazasını görmezden geldin mi?

All right.

Elbette.

So I see some answers.

Böylece bazı yanıtlar görüyorum.

Let's go ahead and go over the best answer for test question number four.

Hadi devam edelim ve dördüncü test sorusu için en iyi cevabın üzerinden geçelim.

The correct answer is see. Did you see that car accident?

Doğru cevap bkz. Şu araba kazasını gördün mü?

Yes. Car accidents unfortunately happen a lot when we're driving,

Evet. Araba kazaları ne yazık ki araba kullanırken çok sık oluyor,

but we don't always expect them. Right.

ancak bunları her zaman beklemiyoruz. Sağ.

Otherwise, you wouldn't want to drive. It would be too dangerous.

Aksi halde araba kullanmak istemezsiniz. Bu çok tehlikeli olurdu.

So we don't expect that. We're not looking for a car accident.

Dolayısıyla bunu beklemiyoruz. Biz bir araba kazası aramıyoruz.

We're not searching. We're not expecting it.

Aramıyoruz. Bunu beklemiyoruz.

But usually car accidents happen very suddenly.

Ancak genellikle araba kazaları çok aniden meydana gelir.

Right. They happen very suddenly.

Sağ. Bunlar çok aniden oluyor.

And so we say, did you see that car accident?

Ve biz de diyoruz ki, şu araba kazasını gördünüz mü?

Did you perceive it with your eyes?

Gözlerinle mi algıladın?

Did you notice it? OK. So in this case, the best verb to use would be see.

Fark ettin mi? TAMAM. Yani bu durumda kullanılacak en iyi fiil görmek olacaktır.

All right. And we're moving on to the last test question.

Elbette. Ve son test sorusuna geçiyoruz.

I hope you guys are ready

Umarım

Test question number five.

beş numaralı test sorusuna

We blank the fireworks. We blank the fireworks.

hazırsınızdır . Havai fişekleri boşaltıyoruz. Havai fişekleri boşaltıyoruz.

OK. So maybe I can give you a hint. I  don't know if you need it.

TAMAM. O halde belki sana bir ipucu verebilirim. İhtiyacın var mı bilmiyorum.

Let me let's first see if you guys can get it on your own.

Önce kendi başınıza başarabilecek misiniz bir göreyim.

I'll give you a few seconds

Sana birkaç saniye vereceğim

OK. Now, if you need the hint,

tamam mı? Şimdi ipucuna ihtiyacınız varsa

I would try to remember that fireworks is kind of like a show, right?

havai fişeklerin bir nevi gösteriye benzediğini hatırlamaya çalışacağım, değil mi?

It's something that's happening for a while.

Bir süredir olan bir şey bu.

It's entertainment, right? It's. Some people  even call it a fireworks show.

Bu bir eğlence, değil mi? Onun. Hatta bazıları buna havai fişek gösterisi bile diyor.

Right. So which verb do we use most commonly?

Sağ. Peki en çok hangi fiili kullanıyoruz? Veya belki de

Or maybe even which verbs do we use most commonly

bir süre devam eden bir tür gösteride

with a type of show k something that goes on for a while.

en sık hangi fiilleri kullanırız ?

That's another clue. Well, the correct answer is watched.

Bu başka bir ipucu. Peki doğru cevap izleniyor.

And here we use the past tense as well. We watched the fireworks.

Burada da geçmiş zamanı kullanıyoruz. Havai fişekleri izledik. Şimdi, TV, TV şovları, filmler, konserler, oyunlar, müzikaller,

Now, you will remember or hopefully you remember that for certain first shows

bilirsiniz, havai fişekler, talk şovlar, spor oyunları ve bunun gibi

like TV, TV shows, movies, concerts, plays, musicals,

bazı ilk programlar için izlemeyi veya bakmayı kullanabileceğinizi

you know, fireworks, talk shows, sports game, things like that,

hatırlayacaksınız veya umarım hatırlarsınız

you can use watch or look. Right. Looked at or not saw. I'm so sorry.

. Sağ. Bakıldı ya da görülmedi. Ben çok üzgünüm. Biz de yapabiliriz, görüyorsunuz.

We can also, you see. OK, so we can say  we watched the fireworks

Tamam, havai fişekleri izledik ya da havai fişekleri gördük

or we saw the fireworks. That's OK as well.

diyebiliriz . Bu da sorun değil.

All right. Well, I hope I didn't confuse you with that last one,

Elbette. Umarım sonuncusu ile kafanızı karıştırmamışımdır

but I'm pretty sure you guys got it.

ama anladığınıza eminim.

All right. So I'm just looking at a few more answers.

Elbette. O yüzden birkaç cevaba daha bakıyorum.

All right. And I think you guys did a wonderful job.

Elbette. Ve bence siz harika bir iş çıkardınız.

Again, those three verbs can be really, really confusing.

Tekrar ediyorum, bu üç fiil gerçekten çok kafa karıştırıcı olabilir.

But you guys did an amazing job.

Ama siz harika bir iş çıkardınız.

I know that there were some difficulties  today.

Bugün bazı zorluklar yaşandığını biliyorum.

Again, I thank you so much for your patience and understanding.

Sabrınız ve anlayışınız için tekrar çok teşekkür ederim.

So that is the end of the test.

Böylece testin sonu geldi.

And we are going to wrap up this live stream very very soon.

Bu canlı yayını çok yakında tamamlayacağız.

So we'll have to get ready to see our good byes, unfortunately.

Bu yüzden ne yazık ki vedalarımızı görmeye hazırlanmamız gerekecek.

But there's a few things I wanted to kind of go over one more time.

Ama bir kez daha üzerinden geçmek istediğim birkaç şey var.

So before we start the next live stream I  really would like to encourage you

Bu nedenle bir sonraki canlı yayına başlamadan önce sizi biraz daha pratik yapmaya

to get some more practice. So I'm going to give you a little bit of homework.

teşvik etmek istiyorum . Bu yüzden sana küçük bir ev ödevi vereceğim.

And it's not too hard. All I want you to do is in the comments section below,

Ve bu çok da zor değil. Sizden tek yapmanız gereken aşağıdaki yorum kısmına

I want you to write some example sentences,

birkaç örnek cümle yazmanızı,

write your own example sentences with look, see and watch, OK?

bak, gör ve izle ile kendi örnek cümlelerinizi yazmanızı istiyorum, olur mu?

Try to write. Maybe, you know, one sentence for look,

Yazmayı dene. Belki, bilirsin, bakmak için bir cümle,

one sentence for see and one sentence for watch.

görmek için bir cümle ve izlemek için bir cümle.

If you can have you know, if you have the time to do that,

Bilginiz varsa, buna vaktiniz varsa

we would really love to see your example  sentences.

örnek cümlelerinizi görmeyi çok isteriz.

OK. And Robin and I will check them and give you your feedback.

TAMAM. Robin ve ben bunları kontrol edip size geri bildirimde bulunacağız.

As soon as we can. So yes, please try that homework.

Mümkün olan en kısa sürede. Yani evet, lütfen şu ödevi deneyin.

Remember, practice is really important in  mastering a language.

Unutmayın, bir dile hakim olmak için pratik yapmak gerçekten önemlidir.

That's why we want you to do that. OK.

Bu yüzden bunu yapmanızı istiyoruz. TAMAM.

Thank you so much. And again, have a great week.

Çok teşekkür ederim. Ve yine harika bir hafta geçirmenizi dilerim.

I'll see you again soon. Bye.

Yakında tekrar görüşürüz. Hoşçakal.