English Listening Practice: British English Podcast - The Gaming World

Anna: You are listening to the English Like a Native Podcast, a listening

Anna: Orta ve ileri seviye İngilizce öğrenenler için

resource for intermediate and advanced level English language learners.

bir dinleme kaynağı olan English Like a Native Podcast'i dinliyorsunuz

There are bonus episodes and transcripts available to Plus Members.

. Plus Üyelerine sunulan bonus bölümler ve transkriptler vardır.

I'll leave details in the show notes, and if you are interested in

Ayrıntıları gösteri notlarına bırakacağım ve İngilizce kurslarıyla ilgileniyorsanız,

English courses, then head over to my website www.englishlikeanative.co.uk

web siteme gidin www.englishlikeanative.co.uk

Hello, listeners, welcome back to the English Like a Native Podcast.

Merhaba dinleyiciler, English Like a Native Podcast'e tekrar hoş geldiniz.

We are on Episode 50, so I thought, why not, with this fantastic

50. Bölümdeyiz, bu yüzden neden bu harika

milestone, talk about addiction.

dönüm noktasında bağımlılıktan bahsetmeyeyim diye düşündüm.

Are you a gamer?

Oyuncu musun?

Do you play video games?

Video oyunları oynar mısın?

Do you have a PlayStation, a Nintendo Switch, an Xbox?

Bir PlayStation'ınız, bir Nintendo Switch'iniz, bir Xbox'ınız var mı?

Perhaps you play games on your PC or mobile phone.

Belki PC'nizde veya cep telefonunuzda oyun oynuyorsunuz.

Now whether you participate in video games or not, you likely know

Artık video oyunlarına katılsanız da katılmasanız da,

someone who does, with 3.9 billion active video gamers worldwide.

dünya çapında 3,9 milyar aktif video oyuncusuyla, muhtemelen katılan birini tanıyorsunuzdur.

In general, gaming is thought of as being pretty cool.

Genel olarak, oyun oynamanın oldukça havalı olduğu düşünülür.

Yeah. Gaming is thought of as being pretty cool.

Evet. Oyun oynamanın oldukça havalı olduğu düşünülüyor.

If you're a talented gamer, then you almost automatically

Yetenekli bir oyuncuysanız,

gain the respect of the masses.

kitlelerin saygısını neredeyse otomatik olarak kazanırsınız.

And some of the most popular and successful YouTubers are gaming YouTubers.

Ve en popüler ve başarılı YouTuber'lardan bazıları oyun YouTuber'larıdır.

For example, PewDiePie has over 110 million followers.

Örneğin, PewDiePie'nin 110 milyondan fazla takipçisi var.

Which certainly beats my 920,000 followers by a long way.

Bu kesinlikle 920.000 takipçimi uzun bir yoldan geride bırakıyor.

And it's not just YouTubers.

Ve sadece YouTubers değil.

Gaming also has many associations with sports and athletes,

Oyun oynamanın ayrıca spor ve atletlerle pek çok ilişkisi vardır

which are, you know, cool.

ki bunlar bilirsiniz, harikadır.

The famous sprinter, Usain Bolt once revealed that he was hooked on

Ünlü sprinter Usain Bolt bir keresinde Call of Duty oyununa bağımlı olduğunu

the game Call of Duty and that he couldn't go to bed without playing it.

ve oynamadan yatağa gidemediğini açıklamıştı.

He even went as far in one interview as to state that the

Hatta bir röportajda oyunun kendisini kazanan yapmasına yardımcı

game helped make him a winner.

olduğunu söyleyecek kadar ileri gitti

Now, to be hooked on something means to be addicted to it.

. Şimdi, bir şeye bağımlı olmak, ona bağımlı olmak demektir.

So if you are hooked or hooked on something, then you're addicted to it.

Yani bir şeye bağımlıysanız veya bağımlıysanız, o zaman ona bağımlısınız demektir.

You can't stop consuming it.

Onu tüketmeden duramazsın.

You can be hooked on anything.

Her şeye bağımlı olabilirsin.

You can be hooked on an activity or a show, a substance, or even a

Bir aktiviteye, bir gösteriye, bir maddeye, hatta bir kişiye, çok seviyorsanız

person if you like them that much.

bağımlısı olabilirsiniz .

For example, if I try a new sport like netball, and I enjoy it so much

Örneğin, netball gibi yeni bir spor denersem ve bundan o kadar zevk alırsam,

that I instantly know that I'm going to take this sport very seriously,

bu sporu çok ciddiye alacağımı anında bilirim,

so I buy all the kit, I attend as many practice sessions as I can,

bu yüzden tüm malzemeleri alırım, elimden geldiğince çok antrenman seansına katılırım. ve

and I sign up for every competition.

her yarışmaya kaydoluyorum.

Then I might say,

O zaman

"From the moment I set foot on the netball court, I was hooked."

"Hentbol sahasına ayak bastığım andan itibaren bağımlısı oldum"

"I am hooked on netball."

diyebilirim . "Netball bağımlısıyım."

Now, in this example, to be hooked on netball doesn't seem that bad.

Şimdi, bu örnekte, netball bağımlısı olmak o kadar da kötü görünmüyor.

Being addicted to a sport is a good thing, right?

Bir sporun bağımlısı olmak iyi bir şey değil mi?

But is it healthy to be hooked on video games?

Ancak video oyunlarına bağımlı olmak sağlıklı mı?

And what's the difference between a love of gaming and an addiction to gaming?

Ve oyun sevgisi ile oyun bağımlılığı arasındaki fark nedir?

Now, my earliest memory of a computer game was from when I was at primary school.

Şimdi, bir bilgisayar oyunuyla ilgili en eski anım ilkokuldaykendi.

I would go to my friend's house occasionally after school, and

Ara sıra okuldan sonra arkadaşımın evine giderdim ve

she had an Atari gaming console.

onun Atari oyun konsolu vardı.

Now, this is a really old console that you had to insert a cassette tape into,

Şimdi, bu gerçekten eski bir konsol, içine bir kaset takmanız gerekiyordu

and so you put in the cassette and you would start the loading process, and

ve böylece kaseti taktınız ve yükleme sürecini başlatacaktınız ve

I have this very clear memory of just waiting for this thing to load the game.

bu şeyin oyunu yüklemesini beklediğime dair çok net bir anım var. .

It would take probably about 15 to 20 minutes to load the game and there were

Oyunu yüklemek muhtemelen yaklaşık 15 ila 20 dakika sürerdi ve

all these funny noises going on, all this.

tüm bu komik sesler geliyordu.

And then you would get to the point where the game would load.

Ve sonra oyunun yükleneceği noktaya gelirsiniz.

You're like, finally, let's play.

Sonunda, hadi oynayalım diyorsun.

I remember the game I was obsessed with at the time was Bomb Jack, where this

O zamanlar takıntılı olduğum oyunun Bomb Jack olduğunu hatırlıyorum, bu

little chap had to go around and collect all the bombs within a certain time.

küçük adam belirli bir süre içinde etrafta dolaşıp tüm bombaları toplamak zorunda kalıyordu.

The problem was, besides having to wait for so long for the game to load

Sorun, oyunun yüklenmesi için bu kadar uzun süre beklemenin yanı sıra,

was it would crash within minutes of starting to play the game and the whole

oyunu oynamaya başladıktan birkaç dakika sonra oyunun çökmesi ve her

thing would freeze and you'd have to take out the cassette tape, unplug

şeyin donması ve kaseti çıkarmanız,

the machine, plug it all back in, put the cassette back in and reload.

makinenin fişini çekmeniz gerekmesiydi. hepsini tekrar prize takın, kaseti tekrar takın ve yeniden yükleyin.

Oh, it was a disaster.

Ah, bu bir felaketti. Yani

So it is understandable that we avoided having a gaming addiction

ben ilkokuldayken oyunlar çok uzun sürdüğü için

when I was at primary school because the games just took too long.

oyun bağımlılığı yaşamaktan kaçınmamız anlaşılır bir şey

It took too long to load and it was boring.

. Yüklemesi çok uzun sürdü ve sıkıcıydı.

So we easily got distracted and went to play with sticks

Bu yüzden kolayca dikkatimiz dağıldı ve

and stones and balls instead.

bunun yerine sopalarla, taşlarla ve toplarla oynamaya gittik.

But that was my earliest memory.

Ama bu benim en eski anımdı.

And then once I hit probably 12 or 13 years old, I got my first console.

Ve sonra muhtemelen 12 veya 13 yaşıma geldiğimde ilk konsolumu aldım.

My first console was a Sega.

İlk konsolum bir Sega idi.

I think it was the Sega Mega Drive.

Sanırım Sega Mega Drive'dı.

I got it for my birthday and I was so excited because at that time I had a

Doğum günüm için aldım ve çok heyecanlandım çünkü o zamanlar bir

little tiny TV screen in my bedroom that I could hook my console into.

yatak odamda konsolumu bağlayabileceğim küçücük bir televizyon ekranı.

So I could just close the door and shut the world out and just be alone in my

Böylece kapıyı kapatıp dünyayı dışarıda bırakabilir ve odamda yalnız kalıp

room, playing on my Sega Mega Drive.

Sega Mega Drive'ımda oynayabilirdim.

And the game that I got at that time was Sonic the Hedgehog.

Ve o sırada aldığım oyun Sonic the Hedgehog'du.

So there was lots of time spent with this blue spiky hedgehog jumping

Yani bu mavi dikenli kirpi zıplayarak

around collecting golden rings.

altın yüzük toplamakla

And then after that I have memories of being a teenager.

çok zaman harcandı . Ve ondan sonra gençliğime dair anılarım var.

And my very first serious boyfriend had a PlayStation and he was a real

Ve ilk ciddi erkek arkadaşımın bir PlayStation'ı vardı ve gerçekten

serious gamer, so he had a PlayStation with lots of games, including

ciddi bir oyuncuydu, yani Tomb Raider ve 007 GoldenEye dahil olmak üzere pek çok oyun içeren bir PlayStation'ı vardı

Tomb Raider and 007 GoldenEye.

.

He had many other games, but these are the two that we played a lot, and I

Başka birçok oyunu vardı, ama bunlar bizim çok oynadığımız ikisi ve hatırlıyorum,

remember that was the first time I felt like perhaps gaming could be unhealthy.

oyun oynamanın sağlıksız olabileceğini ilk kez o zaman hissettim.

Because we would spend our entire weekend during the summer...

Yazın tüm hafta sonumuzu geçireceğimiz için...

we'd spend an entire weekend where we could have been outdoors socialising,

tüm hafta sonunu dışarıda sosyalleşerek geçirebilirdik,

we would spend the entire week locked away in a very small kind

tüm haftayı onun yatak odası olan

of box room, which was his bedroom.

çok küçük bir sandık odasında kilitlenmiş olarak geçirirdik .

So we'd lock the door.

Yani kapıyı kilitleyecektik.

Well not lock.

We weren't allowed to lock the door.

Kilit değil.

Kapıyı kilitlememize izin verilmedi.

We were teenagers.

Biz gençtik.

Our parents were like,

"What are you doing in there?

Ailelerimiz,

"Orada ne yapıyorsun?

Don't lock the door."

Kapıyı kilitleme" gibiydi.

So, we'd shut the door and we closed the curtains because we

Bu yüzden kapıyı ve perdeleri kapatmıştık çünkü

didn't want to let the world in.

dünyayı içeri almak istemiyorduk.

I mean, realistically, it was probably because the sunlight was reflecting

Yani, gerçekçi olmak gerekirse, muhtemelen güneş ışığının

off the screen, and so we didn't want to affect the gameplay whatsoever.

ekrandan yansımasıydı ve bu yüzden istemedik. oynanışı herhangi bir şekilde etkiler.

So we would shut out the day by closing the curtains and we'd

Böylece perdeleri kapatarak günü kapatırdık ve

closed the door and shut out our parents and annoying siblings.

kapıyı kapatarak ebeveynlerimizi ve sinir bozucu kardeşlerimizi dışarıda bırakırdık.

And then just focus on playing games all day, both Saturday and Sunday.

Ve sonra hem Cumartesi hem de Pazar tüm gün oyun oynamaya odaklanın.

And we probably played late on Friday night as well.

Ve muhtemelen Cuma gecesi de geç saatlere kadar oynadık.

And so the entire weekend was just staring at this little TV screen

Ve böylece tüm hafta sonu aynı şeyi tekrar tekrar oynayan

playing the same thing over and over and over and over again.

bu küçük televizyon ekranına bakmakla geçti

We would emerge from our little cave in order to go and get a cheese sandwich and

. Bir peynirli sandviç ve bir paket cips almak için küçük mağaramızdan çıkardık

a bag of crisps, but it was at a push, like we would be starving by that point.

, ama o noktada açlıktan ölecekmişiz gibi bir itişme oldu.

So we'd come out wide-eyed and hungry and grunting for food.

Bu yüzden, aç ve yemek için homurdanarak dışarı çıktık.

"Hungry.

"Acıktım.

Give me food."

Bana yemek ver."

And I remember thinking, this is really not good.

Ve bu gerçekten iyi değil diye düşündüğümü hatırlıyorum.

I don't feel good.

iyi hissetmiyorum

I feel groggy.

sersemlemiş hissediyorum.

My eyes hurt.

Gözlerim acıyor.

I've got a headache.

Başım ağrıyor.

I'm thirsty.

Susadım.

I'm not moving my body.

Vücudumu hareket ettirmiyorum.

I feel pretty gross.

Kendimi oldukça iğrenç hissediyorum.

And it's because I can't stop playing this game.

Ve bu oyunu oynamayı bırakamadığım için.

And even knowing that it made me feel bad and I should probably do something else,

Ve bunun beni kötü hissettirdiğini ve muhtemelen başka bir şey yapmam gerektiğini bilmeme rağmen,

I just couldn't peel myself away from, from the, the doing this with my fingers.

bunu parmaklarımla yapmaktan kendimi alıkoyamadım.

What do you call it?

Buna ne diyorsun?

Uh, controller.

Denetleyici.

I couldn't peel my fingers off the controller.

Parmaklarımı kumandadan ayıramadım.

They were glued to my hands.

Ellerime yapıştırıldılar.

Oh, terrible.

Oh, korkunç.

So I was definitely addicted.

Yani kesinlikle bağımlıydım.

How did I break that addiction?

Bu bağımlılığı nasıl kırdım?

Well, I broke up with my boyfriend.

Şey, erkek arkadaşımdan ayrıldım.

I broke up with my boyfriend.

Erkek arkadaşımdan ayrıldım.

Or did he break up with me?

Yoksa benden ayrıldı mı?

I think maybe it was mutual.

Sanırım karşılıklıydı.

We had a big fallout.

Büyük bir serpinti yaşadık.

We broke up with each other.

Birbirimizden ayrıldık.

And because it was his PlayStation and he was the one I played with all

Ve onun PlayStation'ı olduğu ve her zaman birlikte oynadığım kişi o olduğu için

the time, I just stopped playing for a while and then life got in the way.

, bir süre oynamayı bıraktım ve sonra hayat yoluma çıktı.

You know a young teenager heading out into the world trying to find your

Kendine bir

place, trying to, you know, find work so that you had some money, and then

yer bulmaya çalışan, biraz paran olsun diye iş bulmaya çalışan, sonra

trying to find places to live and figure out what you're gonna do with your

yaşayacak yerler bulmaya ve onunla ne yapacağını anlamaya çalışan

life, what your career path should be.

genç bir genç biliyorsun. hayat, kariyer yolunuz ne olmalı.

So gaming kind of went on the back burner, and I'm glad it did.

Yani oyun oynamak bir nevi arka planda kaldı ve iyi ki de öyle oldu.

There were some moments.

Bazı anlar oldu.

I remember being at university and having a little bit of a penchant for

Üniversitedeyken PC'de çıkan Mayın Tarlası(er)'

Minesweep(er), which was on the PC.

e biraz ilgim olduğunu hatırlıyorum .

Spending probably a little bit too long playing that game.

Muhtemelen o oyunu oynamak için biraz fazla zaman harcıyorsun.

When, I should have been doing like my thesis, doing my work for university.

O zamanlar tezimi yapıyor olmalıydım, üniversite için işimi yapıyordum.

But yes, that was that.

Ama evet, buydu.

And then with one of the phones that came out, I can't remember

Ve sonra çıkan telefonlardan biriyle modelini hatırlayamıyorum

the model, but with one of the phones, someone listening will know.

ama telefonlardan biriyle dinleyen biri bilir.

With one of the phones, there's a game called Snake, which I was

Telefonlardan birinde,

quite addicted to playing that.

oynamak için oldukça bağımlı olduğum Snake adlı bir oyun var.

But nothing was ever as bad as the GoldenEye and the Tomb Raider years.

Ama hiçbir şey GoldenEye ve Tomb Raider yılları kadar kötü değildi.

I'm pleased to say.

söylemekten memnuniyet duyuyorum.

So, you know, I had my little dalliance, my little dilly dally.

Yani, bilirsin, benim küçük oyalanışım vardı, benim küçük oyalanmam.

I had my little dilly dally with a gaming addiction, but luckily I pulled myself

Bir oyun bağımlılığıyla biraz oyalandım, ama neyse ki kendimi

away from the brink of addiction despair.

bağımlılık umutsuzluğunun eşiğinden kurtardım.

And now as a mother, I'm slightly nervous about my sons becoming addicted

Ve şimdi bir anne olarak, oğullarım büyüdüklerinde video oyunlarına

to video games when they are older.

bağımlı hale gelmeleri konusunda biraz gerginim

Because gaming now has advanced way beyond where it was back in the 80s, early 90s.

. Çünkü oyun artık 80'lerde, 90'ların başında olduğu seviyenin çok ötesine geçti.

Gaming is incredible and there's so much out there.

Oyun inanılmaz ve orada çok şey var.

There are so many consoles, so many games, so many ways to access gaming.

Pek çok konsol, pek çok oyun ve oyunlara erişmenin pek çok yolu var.

You could be anywhere and you can be playing a game online, offline, with

Herhangi bir yerde olabilirsiniz ve çevrimiçi, çevrimdışı,

a phone, a tablet, with any device connected to the internet or not.

telefon, tablet, internete bağlı olan veya olmayan herhangi bir cihaz ile oyun oynayabilirsiniz

It is just...

. Bu sadece...

It's so accessible.

Çok erişilebilir.

And I can just see it now, the two of my boys locked away in their man

Ve şimdi görebiliyorum, iki oğlum erkek mağaralarında kilitli

caves, gaming for hours on end with a sign on the door saying, "Keep Out".

, kapıda "Uzak Durun" yazan bir tabela ile saatlerce oyun oynuyorlar.

And me, at my wits end, wondering how I can coax them out of their rooms for

Ve ben, aklımın ucunda, biraz temiz hava, yemek ve egzersiz

some fresh air, food, and exercise.

için onları odalarından nasıl çıkarabileceğimi merak ediyorum

This is the reality that many parents face, and it's a problem that we can't

. Bu, pek çok ebeveynin yüzleştiği gerçektir ve

easily solve, given that this gaming world is the new norm for socialising,

bu, oyun dünyasının sosyalleşmenin yeni normu olduğu,

many games are played online, connecting people from all over the world.

birçok oyunun çevrimiçi oynandığı ve dünyanın her yerinden insanları birbirine bağladığı göz önüne alındığında, kolayca çözemeyeceğimiz bir sorundur.

Many kids hang out with their school friends online after

Pek çok çocuk bu oyunları oynarken okuldan

school while playing these games.

sonra okul arkadaşlarıyla çevrimiçi takılıyor

So how can you tell your 13-year-old that they can't spend time with their

. Öyleyse, 13 yaşındaki çocuğunuza

friends if that's the way that their social group is coming together?

, sosyal grupları bu şekilde bir araya geliyorsa, arkadaşlarıyla

On the other hand, gaming gives players an opportunity to learn many skills

vakit geçiremeyeceklerini nasıl söyleyebilirsiniz ? Öte yandan oyun, oyunculara

around logic and problem solving.

mantık ve problem çözme ile ilgili birçok beceriyi öğrenme fırsatı verir.

Minecraft, for example, teaches coding and many team player games

Örneğin Minecraft, kodlamayı öğretir ve birçok takım oyuncusu oyunu,

require, you guessed it, teamwork, which is an important life skill.

tahmin ettiğiniz gibi, önemli bir yaşam becerisi olan takım çalışmasını gerektirir.

My children are two and a half and four and a half, closer to five.

Çocuklarım iki buçuk ve dört buçuk, beşe yakın.

And I recently bought them their own iPads.

Ve geçenlerde onlara kendi iPad'lerini aldım.

Now, I agonised over this decision for a while because screens, especially

Şimdi, bu karar yüzünden bir süre ıstırap çektim çünkü ekranlar, özellikle

for younger children are not good.

küçük çocuklar için iyi değil.

They need to be interacting with the world and building, you know, skills

Dünyayla etkileşime girmeleri ve

physically and, and developing in a very natural way, but, screens can

fiziksel beceriler geliştirmeleri ve çok doğal bir şekilde geliştirmeleri gerekiyor, ancak ekranlar

be very useful if used moderately.

ölçülü kullanılırsa çok yararlı olabilir.

And I really wanted my older son to have an iPad, but I can't give one without the

Büyük oğlumun bir iPad'i olmasını gerçekten çok istiyordum ama birini diğeri olmadan veremem

other because anyone with children will know it just causes chaos in my house.

çünkü çocuğu olan herkes bunun evimde kaosa neden olduğunu bilir.

If one child has a toy that is super-duper, the other child must

Bir çocuğun süper kandırılan bir oyuncağı varsa, diğer çocuğun da

have it and all hell will break loose if that situation ever occurs.

buna sahip olması gerekir ve bu durum meydana gelirse kıyamet kopar.

So I thought, well, I can't buy one without the other.

Ben de düşündüm ki, biri olmadan diğeri alamam.

I must get them each an iPad.

Her birine birer iPad almalıyım.

So we've got these iPads and we set time limits on them so they

Bu yüzden bu iPad'leri aldık ve

can only play for a certain amount of time within a 24-hour period.

24 saatlik bir süre içinde yalnızca belirli bir süre oynayabilmeleri için onlara zaman sınırları belirledik.

But we also have times on them so they can't play after a certain time in

Ama onlarla ilgili sürelerimiz de var, bu yüzden akşam belirli bir saatten sonra oynayamazlar

the evening, for example, they can't play too early in the mornings, and

, örneğin sabahları çok erken oynayamazlar ve

in fact, they only get their iPads for about 40 minutes a week anyway.

aslında iPad'lerini haftada sadece yaklaşık 40 dakika alırlar. Neyse.

We use it for very specific times.

Çok özel zamanlar için kullanıyoruz. Çocukların

When it's better for the children to be quiet and sitting still to keep

belirli bir yerde güvende olmaları için sessiz ve hareketsiz oturmaları daha iyi olduğunda

them safe and in a certain location.

. Bunun dışında, iPad'leri

Other than that, they don't really have their iPads as much as they ask and

için sordukları, sızlandıkları, sızlandıkları ve yalvardıkları

whine, and moan, and beg for their iPads.

kadar iPad'leri yok .

They don't get them.

Onları anlamıyorlar.

But what I learned from having these iPads with my children is the

Ama çocuklarımla bu iPad'lere sahip olmaktan öğrendiğim şey,

times when we've been travelling and decided to allow them to have

seyahat ettiğimiz ve

their iPads for an extended period, maybe an hour and a half, two hours.

iPad'lerini uzun bir süre, belki bir buçuk saat, iki saat ellerinde tutmalarına izin verdiğimiz zamanlar.

It really has affected their mood and behaviour.

Ruh hallerini ve davranışlarını gerçekten etkiledi.

And then they tend to mention their iPads more over the

Ve ardından , takip eden günlerde iPad'lerinden daha çok bahsetme eğilimindeler

consecutive days that follow.

.

So if I give them their iPads for an extended period on a Monday, they are

Yani onlara iPad'lerini bir Pazartesi günü uzun bir süre verirsem,

asking for their iPads later that day on the Tuesday and then on the Wednesday,

iPad'lerini o günün ilerleyen saatlerinde Salı, ardından Çarşamba

and perhaps even on the Thursday.

ve hatta belki Perşembe günü istiyorlar.

The longer they're without the iPad, the more likely they are to forget

iPad'den ne kadar uzun süre ayrı kalırlarsa,

about it and not ask for it anymore.

onu unutmaları ve artık istememeleri o kadar muhtemeldir.

But their mood is definitely affected when I've allowed them

Ama uzun süre oynamalarına

to have extended periods of play.

izin verdiğimde ruh halleri kesinlikle etkileniyor

They become more agitated, easily frustrated.

. Daha fazla tedirgin olurlar, kolayca hüsrana uğrarlar.

My older son who's known for being very polite and kind and

Çok kibar, kibar ve düşünceli olmasıyla tanınan büyük oğlum

thoughtful, will become very short-tempered, forget all his manners.

çok çabuk sinirlenir, bütün tavırlarını unutur.

Forget how to talk to people in a kind of polite way.

İnsanlarla kibar bir şekilde nasıl konuşulacağını unutun.

I've seen more tears from them on those occasions as well, like

Bu durumlarda daha çok gözyaşı döktüklerini de gördüm, örneğin,

easily resorting to breaking down into tears when they are frustrated

eldeki görevi veya sorunu halletmek yerine

rather than being able to handle the task or the problem that's at hand.

hüsrana uğradıklarında kolayca gözyaşlarına boğulmak

And so now we do restrict the time because we've noticed this

gibi. Ve şimdi zamanı kısıtlıyoruz çünkü

behavioural change in them.

onlardaki bu davranış değişikliğini fark ettik.

But what I would say about the iPads is there are many benefits besides

Ancak iPad'ler hakkında söyleyeceğim şey,

the benefits that there are for the parents who sometimes just need a break.

bazen sadece molaya ihtiyaç duyan ebeveynler için sağladığı faydaların yanı sıra birçok faydası olduğudur.

My children have gained a lot from some of the programmes and the

Çocuklarım iPad'de kullandıkları

apps that they use on the iPad.

bazı programlardan ve uygulamalardan çok şey kazandılar

So for example, they're learning things like phonics and the iPad has

. Örneğin, fonetik gibi şeyler öğreniyorlar ve iPad,

been teaching my boys how to read.

çocuklarıma okumayı öğretiyor.

They have great ways of teaching numeracy and problem solving.

Aritmetik ve problem çözmeyi öğretmek için harika yöntemleri var.

You know, the hand eye coordination, the fine motor skills, being able to to pick

Bilirsin, el göz koordinasyonu, ince motor becerileri,

things up and move them across the screen and tap moving objects on the screen.

bir şeyleri alıp ekran boyunca hareket ettirebilmek ve ekrandaki hareketli nesnelere dokunabilmek.

I've seen those skills improve very quickly with the use of an iPad.

Bir iPad kullanımıyla bu becerilerin çok hızlı geliştiğini gördüm.

So I think like with everything, moderation, moderation is key.

Bu yüzden her şeyde olduğu gibi, ölçülü olmak, ölçülü olmak anahtardır.

My grandma used to have this saying, and she used to say,

Büyükannem şöyle bir söz söylerdi ve derdi ki,

"A bit of what you fancy does, you good.

"Düşündüğün şeyin birazı sana iyi gelir.

A bit of what you fancy does you good."

Sandığın şeyin birazı sana iyi gelir."

So basically saying if you want something, having it in small amounts,

Yani temelde, bir şeyi istiyorsanız, küçük miktarlarda sahip olmak,

so in moderation is good because you want it, it'll make you feel

yani ölçülü olmak iyidir, çünkü onu istiyorsunuz, bu sizi tatmin olmuş hissettirecek

fulfilled, and that's a good thing.

ve bu iyi bir şey.

It will release endorphins and make you happy, but too much of it.

Endorfin salgılar ve sizi mutlu eder, ama çok fazla.

Well, too much of anything, is never a good thing.

Şey, çok fazla şey, asla iyi bir şey değildir.

Now, my grandma was talking at the time, probably about a little

Büyükannem o sırada muhtemelen biraz

chocolate or a bit of cheese or a bit of wine or port or something.

çikolatadan, biraz peynirden, biraz şaraptan, porto şarabından falan bahsediyordu.

Something that you like actually consume with your mouth.

Sevdiğiniz bir şey aslında ağzınızla tüketir.

But it can be applied to all things, everything in moderation.

Ancak her şeye, ölçülü olarak her şeye uygulanabilir.

"A little bit of what you fancy does you good."

"Sandığın şeylerden birazı sana iyi gelir."

If you like watching soap operas, if that's how you like to spend

Pembe dizi izlemeyi seviyorsanız, zamanınızı

your time, then watch soap operas.

böyle geçirmeyi seviyorsanız

If you like playing video games, play video games, but don't

pembe dizi izleyin. Video oyunları oynamayı seviyorsanız, video oyunları oynayın ama

allow it to take over your life.

hayatınızı ele geçirmesine izin vermeyin.

So some of the problems that do arise from a video game addiction when you're

Yani, çok fazla oynadığınızda video oyunu bağımlılığından kaynaklanan sorunlardan bazıları,

playing too much is that you might end up spending too much of your time

sosyal hayatınızın, ailenizin, yakın ilişkilerinizin

with the game at the detriment of your social life, your family, your

zararına olacak şekilde, zamanınızın çoğunu oyunla

intimate relationships, your health.

geçirmek zorunda kalabilmenizdir . sağlığın.

So you might be neglecting yourself.

Yani kendinizi ihmal ediyor olabilirsiniz.

Maybe you don't go to the toilet when your body says you need to go to the toilet.

Belki de vücudun tuvalete gitmen gerektiğini söylediğinde tuvalete gitmezsin.

Maybe you'll hold on.

Belki dayanacaksın.

Maybe you neglect your personal hygiene so you decide not to bother brushing

Belki de kişisel hijyeninizi ihmal ettiğiniz için

your teeth because you are too busy playing a game or you skip your shower.

oyun oynamakla çok meşgul olduğunuz veya duşunuzu atladığınız için dişlerinizi

Maybe a few days in a run because you're too busy playing and so you start to

fırçalama zahmetine girmemeye karar veriyorsunuz .

stink, but you don't care 'cause you're alone in a room and no one can smell you.

Belki birkaç gün oyun oynamakla meşgul olduğun için kokuşmaya başlarsın

Maybe like me when I was a teenager, you don't listen to your hunger cues

ama umursamıyorsun çünkü bir odada yalnızsın ve kimse kokunu alamıyor. Belki benim gençliğimde olduğu gibi,

when your body's saying, I'm hungry.

vücudun açım derken açlık

You wait until you are really, really ravenously hungry before

işaretlerini dinlemiyorsun . Dışarı çıkıp yiyecek bir şeyler almak için dışarı çıkmadan

you emerge to go and get some food.

önce gerçekten ama gerçekten çok aç olana kadar beklersiniz

And the same with drinking.

. Ve içme ile aynı.

It's highly likely that if you have a gaming addiction, then

Oyun bağımlılığınız varsa, büyük olasılıkla

you're not drinking enough water.

yeterince su içmiyorsunuzdur.

I remember playing a game more recently, I think it was some sort of racing game.

Daha yakın zamanda bir oyun oynadığımı hatırlıyorum, sanırım bir çeşit yarış oyunuydu.

It was a high speed game, and both my partner and I realised that every time

Yüksek hızlı bir oyundu ve hem partnerim hem de ben fark ettik ki

we had a round of this game, our eyes would be really sore and we'd be rubbing

bu oyunun her turunda gözlerimiz gerçekten ağrıyor ve gözlerimizi ovuşturuyorduk

our eyes, oh, my eyes really hurt.

, oh, gözlerim gerçekten acıyordu.

I don't understand why, and then we realised it's because we didn't blink.

Nedenini anlamıyorum ve sonra bunun gözümüzü kırpmadığımız için olduğunu anladık.

We were so obsessed, not obsessed.

Çok takıntılıydık, takıntılı değil.

We were so focused on the game.

Oyuna çok odaklanmıştık.

We didn't want to miss a beat.

Bir ritmi kaçırmak istemedik.

We didn't want to crash the vehicle.

Aracı çarpmak istemedik.

I think it was like one of those racing games with like a spaceship, and you are

Bence uzay gemisi benzeri yarış oyunlarından biriydi ve

racing on a very thin strip of racetrack and even the slightest move in the wrong

çok ince bir yarış pistinde yarışıyorsunuz ve hatta yanlış

direction and you'd explode and fall off the edge of the racetrack or something.

yönde en ufak bir harekette patlayıp yarış pistinin kenarından falan düşüyordunuz. .

And so you would play for a two minute race and not blink.

Ve böylece iki dakikalık bir yarış için oynarsınız ve gözünüzü kırpmazsınız.

So you're just staring, staring, staring, which would cause your eyes to dry out and

Yani sadece bakıyorsun, bakıyorsun, bakıyorsun, bu da gözlerinin kurumasına ve

your eyes would get really sore and itchy.

gözlerin gerçekten ağrıyıp kaşınmasına neden olur.

Yeah.

Evet.

So how do you remember to blink?

Peki göz kırpmayı nasıl hatırlıyorsunuz?

Anyway, yes, so you might neglect yourself.

Her neyse, evet, yani kendini ihmal edebilirsin.

You might be missing out on socialising with your friends.

Arkadaşlarınızla sosyalleşmeyi kaçırıyor olabilirsiniz.

You might decide to go home to play another round of your game rather than

Arkadaşlarınızla gerçekten vakit geçirmek yerine, oyununuzun başka bir turunu oynamak için eve gitmeye karar verebilirsiniz

actually spending time with your friends.

. Ben her zaman Pokemon Go'yu düşündüm,

I always thought with the game, Pokemon Go, which is designed to make you

kalkıp evden çıkmanızı ve etrafta dolaşıp Pokemon'u bulmaya çalışmanızı

get up and go out of the house and walk around to try and find Pokemon.

sağlamak için tasarlandı .

It's also designed to try and get you to meet up with other Pokemon players.

Ayrıca sizi diğer Pokemon oyuncularıyla tanıştırmaya çalışmak için tasarlandı.

Now I can't speak for all Pokemon players, but I know someone who was a

Şimdi tüm Pokemon oyuncuları adına konuşamam, ama

little bit addicted to Pokemon Go and that person, when I'd spend time with

Pokemon Go'ya biraz bağımlı olan birini tanıyorum ve o kişi, onlarla zaman geçirdiğimde

them, they would often be listening to me, but then get their phone out and I

, genellikle beni dinlerdi ama sonra telefonlarını alırlardı. dışarı ve

could tell that they weren't 100% with me.

benimle% 100 olmadıklarını söyleyebilirim.

I was like, what?

Ben gibiydim, ne?

What are you doing?

Ne yapıyorsun?

What's going on and then say, I'm sorry, there's just, there's a really

Neler oluyor ve sonra, üzgünüm, burada gerçekten

rare Pokemon here, or I'm trying to get a shiny, or it's community day,

nadir bir Pokemon var ya da parlak bir tane almaya çalışıyorum ya da bugün topluluk günü,

which means there's some important Pokemons that I've got to catch.

yani yakalamam gereken bazı önemli Pokemonlar var deyin. .

And we'd be in some amazing, beautiful places and they would be I down on their

Ve bazı harika, güzel yerlerde olurduk ve onlar telefonlarını bu harika yerlerde bu Pokemonları yakalamaya çalışırken bulurlardı

phone trying to catch these Pokemon in these amazing places and, and that

ve bu,

made me wonder about how they can sustain meaningful quality relationships

tam olarak bitmemişken anlamlı ve kaliteli ilişkileri nasıl sürdürebileceklerini merak etmeme neden oldu.

when they aren't fully present.

Sunmak.

Anyway, so you might miss out on socialising properly with people and

Her neyse, bu yüzden insanlarla düzgün bir şekilde sosyalleşmeyi ve ilişkiler kurmayı kaçırabilirsiniz

building relationships and gaming often makes you stay up very, very late.

ve oyun oynamak genellikle çok, çok geç saatlere kadar ayakta kalmanıza neden olur.

So you know you should go to sleep by 10 o'clock.

Yani saat 10'da uyuman gerektiğini biliyorsun.

But 10 o'clock comes and you are really close to the end of a level,

Ama saat 10 geliyor ve gerçekten bir seviyenin sonuna yaklaşıyorsunuz

and then you get to the end of the level and you think, oh, I'll just

ve sonra seviyenin sonuna geliyorsunuz ve ah,

play a little bit more, just five more minutes, which turns into an hour.

biraz daha oynayacağım, sadece beş dakika daha oynayacağım diye düşünüyorsunuz. saate dönüşür.

And before you know it, you are hitting on one o'clock in the morning and you're

Ve sen farkına bile varmadan, sabahın biri vuruyorsun ve sen

like, oh, I really should go to sleep.

, ah, gerçekten uyumalıyım, diyorsun.

I've gotta get up early for work.

İşe gitmek için erken kalkmam gerekiyor.

Then when you get to work, you can't focus because all you're

Sonra işe gittiğinizde odaklanamazsınız çünkü tek düşündüğünüz,

thinking about is getting home to complete the next level of your game.

oyununuzun bir sonraki aşamasını tamamlamak için eve gitmektir.

So this is what a gaming addiction looks like.

Demek oyun bağımlılığı böyle görünüyor.

It makes you into a shell of yourself.

Sizi kendi kabuğunuza dönüştürür.

So ask yourself if you are a gamer, do you just enjoy gaming?

Öyleyse kendinize bir oyuncu olup olmadığınızı sorun, sadece oyun oynamaktan zevk alıyor musunuz?

Is it a part of your life or is it your life?

Hayatının bir parçası mı yoksa senin hayatın mı?

Do you have a gaming addiction?

Oyun bağımlılığınız var mı?

Is it having a negative impact on your health, on your

Sağlığınıza, ilişkilerinize

relationships, on your work?

, işinize olumsuz bir etkisi oluyor mu?

Okay, so that brings me to the end of this little discussion

Tamam, bu beni oyun ve oyun bağımlılığı hakkındaki bu küçük tartışmanın sonuna getiriyor

into gaming and gaming addiction.

.

I do hope that you found today useful.

Umarım bugünü faydalı bulmuşsunuzdur.

If you're a Plus Member, then I'll be deep diving into some of today's

Plus Üyesiyseniz, bonus bölümümüzde

vocabulary in our bonus episode.

günümüzün bazı sözcük dağarcığını derinlemesine inceleyeceğiz

And if you are not a Plus Member, but you'd like to get more out

. Plus Üyesi değilseniz, ancak

of these podcasts, get access to bonus material, and access to the

bu podcast'lerden daha fazla yararlanmak, bonus materyallere erişim elde etmek ve mevcut bölümlerin transkriptlerine erişmek

transcripts for current episodes, then do consider becoming a Plus Member and

istiyorsanız, Plus Üye olmayı ve bunun büyümesini desteklemeyi

supporting the growth of this podcast.

düşünün. dijital ses dosyası.

I will leave a link in the show notes.

Gösteri notlarına bir link bırakacağım.

Thank you so much for joining me.

Bana katıldığınız için çok teşekkür ederim.

Until next time, game on.

Bir dahaki sefere kadar, oyun açık.

Or should I say game over.

Yoksa oyun bitti mi demeliyim.