Tarana Burke: Me Too is a movement, not a moment | TED

177,050 views ・ 2019-01-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
I've been trying to figure out what I was going to say here for months.
0
13868
3619
Burada ne söyleyeceğimi aylardır kurgulamaya çalışıyorum.
00:19
Because there's no bigger stage than TED,
1
19146
3229
Çünkü TED'den daha büyük bir sahne yok,
00:22
it felt like getting my message right in this moment
2
22399
2485
bu sahnede mesajımı doğru açıklayabilmem
00:24
was more important than anything.
3
24908
2221
her şeyden daha önemliydi.
00:28
And so I searched and searched for days on end,
4
28223
2637
Günlerce ve günlerce düşündüm,
00:30
trying to find the right configuration of words.
5
30884
2848
doğru sözcükleri bulmaya çalıştım.
00:34
And although intellectually,
6
34927
1564
Düşünsel olarak sorun yoktu,
00:36
I could bullet point the big ideas that I wanted to share about Me Too
7
36515
5303
Me Too hakkında paylaşmak istediğim fikirleri listeleyebilirdim
00:41
and this movement that I founded,
8
41842
1668
ve başlattığım bu akım hakkında
00:44
I kept finding myself falling short of finding the heart.
9
44578
4116
ama içten gelen duyguyu yansıtmakta güçlük çekiyordum.
00:50
I wanted to pour myself into this moment
10
50449
2836
Bu akımla ilgili tüm duygularımı dökmek istiyordum
00:53
and tell you why even the possibility of healing or interrupting sexual violence
11
53309
5869
ve cinsel tacizi durdurma veya iyileştirme ihtimalinin bile
00:59
was worth standing and fighting for.
12
59202
2062
niçin savaşmaya değer olduğunu size anlatmaya.
01:02
I wanted to rally you to your feet with an uplifting speech
13
62652
3643
Teşvik edici bir konuşmayla ayaklarınızı yerden kesmek
01:06
about the important work of fighting for the dignity and humanity of survivors.
14
66319
6350
ve mağdurların onuru ve insanlığı için savaşmanın öneminden konuşmak istedim.
01:15
But I don't know if I have it.
15
75051
1524
Ama buna sahip miyim bilmiyorum.
01:18
The reality is,
16
78692
2049
Gerçek şu ki
01:20
after soldiering through the Supreme Court nomination process
17
80765
3887
Yaşadığım onca şeyden sonra, Temyiz Mahkemesi adaylık süreci
01:24
and attacks from the White House,
18
84676
2479
ve Beyaz Saray'dan gelen saldırılar,
01:27
gross mischaracterizations,
19
87179
2392
yanlış tanımlamalar,
01:29
internet trolls
20
89595
2280
internet trolleri
01:31
and the rallies and marches
21
91899
2412
ve yapılan yürüyüş ve eylemler
01:35
and heart-wrenching testimonies,
22
95585
2179
ve de yürek burkan itiraflardan sonra
01:39
I'm faced with my own hard truth.
23
99230
2667
kendi gerçeğimle yüzleştim.
01:43
I'm numb.
24
103902
1150
Hissizleştim.
01:46
And I'm not surprised.
25
106839
1682
Şaşırmıyorum da.
01:49
I've traveled all across the world giving talks,
26
109458
3119
Konuşmalar yapmak için dünyanın dört bir yanına seyahat ettim
01:52
and like clockwork, after every event,
27
112601
2635
ve tıpkı saatle çalışır gibi her etkinlik sonrası
01:56
more than one person approaches me
28
116125
1671
en az bir kişi yanıma yaklaşıyor ki
01:57
so that they can say their piece in private.
29
117820
2067
tecrübelerini bana özel olarak anlatabilsin.
02:01
And I always tried to reassure them.
30
121355
2088
Onları hep teselli etmeye çalışıyorum.
02:05
You know, I'd give them local resources
31
125403
3000
Yerel kaynaklardan bahsediyorum,
02:09
and a soft reassurance that they're not alone
32
129774
3981
yalnız olmadıkları konusunda teselli veriyorum
02:13
and this is their movement, too.
33
133779
1542
ve bunun onların akımı olduğu konusunda.
02:17
I'd tell them that we're stronger together
34
137042
2450
Onlara birlikte daha güçlü olduğumuzu söylerdim
02:19
and that this is a movement of survivors and advocates
35
139516
4522
Bu akımın öncü ve mağdurlardan oluştuğunu
02:24
doing things big and small every day.
36
144062
2729
ve her gün büyük ve küçük şeyler yaptığımızı.
02:28
And more and more people are joining this movement
37
148708
2374
Ve her geçen gün daha çok insan
02:31
every single day.
38
151106
1220
bu akıma katılıyor.
02:32
That part is clear.
39
152350
1191
İşin bu kısmı çok açık.
02:34
People are putting their bodies on the line
40
154765
2370
İnsanlar öne atılıyorlar
02:37
and raising their voices to say, "Enough is enough."
41
157159
3550
ve yüksek sesle ''Artık yeter'' diye bağırıyorlar.
02:42
So why do I feel this way?
42
162627
1667
Peki ben niçin böyle hissediyorum?
02:46
Well ...
43
166060
1150
Sebebi...
02:48
Someone with credible accusations of sexual violence against him
44
168210
4869
Kendisine karşı elle tutulur cinsel taciz suçlamaları olan biri
02:53
was confirmed to the Supreme Court of the United States of America,
45
173103
3650
Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi tarafından onaylandı,
02:58
again.
46
178153
1150
bir kez daha.
03:00
The US President,
47
180973
1370
ABD Başkanı,
03:02
who was caught on tape talking about how he can grab women's body parts
48
182367
4492
kadınların vücudunu istediği her yerde, istediği her şekilde
03:06
wherever he wants, however he wants,
49
186883
2677
elleyebileceğini söylerken ses kaydı alındı
03:09
can call a survivor a liar at one of his rallies,
50
189584
2748
ve bir konuşması sırasında bir mağdura yalancı diyebiliyor
03:12
and the crowds will roar.
51
192356
1339
ve kalabalık adeta kükrüyor.
03:15
And all across the world, where Me Too has taken off,
52
195817
3016
Me Too hareketinin etkilediği dünyanın her bir yanında,
03:18
Australia and France,
53
198857
2056
Avustralya ve Fransa,
03:20
Sweden, China and now India,
54
200937
3364
İsveç, Çin ve artık Hindistan'da
03:24
survivors of sexual violence are all at once being heard
55
204325
4056
cinzel taciz mağdurlarının sesi duyuluyor
03:28
and then vilified.
56
208405
1420
ve sonra aşağılanıyorlar.
03:31
And I've read article after article bemoaning ...
57
211267
4603
Varlıklı beyaz erkeklerden dem vuran
03:38
wealthy white men
58
218450
1660
sayısız makale okudum,
03:40
who have landed softly with their golden parachutes,
59
220134
3295
o korkunç davranışlarının ortaya çıkışından sonra
03:43
following the disclosure of their terrible behavior.
60
223453
2949
her zaman altın paraşütleriyle hiç yara almadan kurtulan erkekler.
03:47
And we're asked to consider their futures.
61
227745
3127
Onların geleceğini düşünmemiz isteniyor.
03:52
But what of survivors?
62
232096
1704
Peki ya mağdurların?
03:55
This movement is constantly being called a watershed moment,
63
235374
5124
Bu akım için sürekli bir dönüm noktası deniliyor,
04:00
or even a reckoning,
64
240522
1423
hatta bir hesap sorma dönemi.
04:02
but I wake up some days feeling like all evidence points to the contrary.
65
242934
4230
Ama ben bazı günler tüm kanıtların aksini işaret ettiğini hissediyorum.
04:11
It's hard not to feel numb.
66
251707
1556
Hissizleşmemek zor.
04:14
I suspect some of you may feel numb, too.
67
254825
2207
İçinizden benimle aynı hissedenler vardır.
04:19
But let me tell you what else I know.
68
259158
1841
Ama bildiğim bir şeyi daha paylaşayım.
04:21
Sometimes when you hear the word "numb,"
69
261969
2330
''Hissiz'' kelimesini duyduğunuz bazı zamanlar,
04:24
you think of a void, an absence of feelings,
70
264323
3767
bir boşluk düşünüyorsunuz, hislerin yokluğunu,
04:28
or even the inability to feel.
71
268114
2801
hatta hissetme yeteneğinin yok oluşunu.
04:32
But that's not always true.
72
272029
1536
Ancak bu her zaman doğru değil.
04:35
Numbness can come from those memories that creep up in your mind
73
275534
4747
Hissizlik, gecenin bir yarısı aklınıza geldiğinizde
04:40
that you can't fight off in the middle of the night.
74
280305
2562
savaşamadığınız o anılardan geliyor.
04:43
They can come from the tears that are locked behind your eyes
75
283863
2930
Gözlerinizin arkasında saklı kalmış göz yaşlarından geliyor,
04:46
that you won't give yourself permission to cry.
76
286817
2443
kendinize ağlama izni vermediğiniz zamanlardan.
04:50
For me, numbness comes from looking in the face of survivors
77
290453
5209
Benim içinse mağdurların yüzlerine bakıp
04:55
and knowing everything to say
78
295686
1806
söylenecek her şeyi bilmekten
04:58
but having nothing left to give.
79
298395
1818
ama verecek hiçbir şeyim kalmamasından.
05:01
It's measuring the magnitude of this task ahead of you
80
301694
4310
Önünüzdeki bu görevin dev boyutu
05:06
versus your own wavering fortitude.
81
306028
2189
kaybolmaya başlayan cesaretinize karşı.
05:09
Numbness is not always the absence of feeling.
82
309675
2722
Hissizlik her zaman hislerin yokluğu değil.
05:13
Sometimes it's an accumulation of feelings.
83
313371
2919
Bazen hislerin birikmesi.
05:18
And as survivors,
84
318386
1695
Ve mağdurlar olarak
05:20
we often have to hold the truth of what we experience.
85
320105
3090
genellikle deneyimlerimizin gerçekliğini saklı tutmak zorundayız.
05:24
But now, we're all holding something,
86
324139
2399
Ama şimdi hepimiz bir şey saklıyoruz,
05:26
whether we want to or not.
87
326562
1568
istesek de istemesek de.
05:29
Our colleagues are speaking up and speaking out,
88
329363
3472
İş arkadaşlarımız sesini duyuruyor,
05:32
industries across the board are reexamining workplace culture,
89
332859
3691
endüstriler iş yeri kültürünü yeniden gözden geçiriyor
05:37
and families and friends are having hard conversations
90
337558
4151
ve aileler ve arkadaşlar saklı tutulmuş gerçeklerle ilgili
05:41
about closely held truths.
91
341733
1832
zor konuşmalar gerçekleştiriyorlar.
05:45
Everybody is impacted.
92
345110
1571
Herkes darbe almış durumda.
05:48
And then, there's the backlash.
93
348953
2060
Şimdi bir de ters tepki var.
05:51
We've all heard it.
94
351037
1548
Hepimiz bundan haberdarız.
05:52
"The Me Too Movement is a witch hunt."
95
352609
1927
''Me Too hareketi sadece bir cadı avı.''
05:55
Right?
96
355197
1150
Değil mi?
05:56
"Me Too is dismantling due process."
97
356371
3366
''Me Too yasal süreci yok ediyor.''
05:59
Or, "Me Too has created a gender war."
98
359761
2698
''Me Too bir cinsiyet savaşına yol açtı.''
06:04
The media has been consistent with headline after headline
99
364467
5747
Medya hiç durmadan manşet üstüne manşet yapıyor,
06:10
that frames this movement in ways that make it difficult
100
370238
2668
bu hareketi öyle bir şekilde gösteriyor ki
06:12
to move our work forward,
101
372930
2245
yolumuzu bulmak çok zorlaşıyor
06:15
and right-wing pundits and other critics
102
375199
2674
ve bir de sağ görüşlü ve eleştirmenler var,
06:17
have these talking points that shift the focus away from survivors.
103
377897
5230
konuşmalarıyla asıl odak noktasını mağdurlardan uzaklaştırıyorlar.
06:23
So suddenly, a movement that was started to support
104
383978
2778
Yani cinsel taciz mağdurlarını desteklemek için
06:26
all survivors of sexual violence
105
386780
2426
başlatılan bu hareket
06:29
is being talked about like it's a vindictive plot against men.
106
389230
3357
bir anda erkeklere kin güden bir planmış gibi lanse ettiriliyor.
06:33
And I'm like, "Huh?"
107
393211
1407
Ben anlayamıyorum.
06:34
(Laughter)
108
394992
1753
(Kahkahalar)
06:37
How did we get here?
109
397741
1274
Bu aşamaya nasıl geldik?
06:41
We have moved so far away
110
401984
2320
On yıl önce başlayan bu hareketin kökeninden
06:44
from the origins of this movement that started a decade ago,
111
404328
4090
ve hatta sadece bir yıl önce başlayan etiketle niyetlenen amaçtan
06:48
or even the intentions of the hashtag that started just a year ago,
112
408442
4366
öylesine uzaklaştık ki
06:52
that sometimes, the Me Too movement that I hear some people talk about
113
412832
4091
bazen insanların konuştuğunu duyduğum Me Too hareketi
06:56
is unrecognizable to me.
114
416947
1972
bana çok yabancı geliyor.
07:00
But be clear:
115
420777
1285
Ama açık olalım:
07:03
This is a movement about the one in four girls
116
423111
3702
Bu akım her yıl cinsel tacize mağruz kalan
07:06
and the one in six boys
117
426837
1981
ve bu acıları yetişkinliğe taşıyan
07:08
who are sexually assaulted every year
118
428842
2321
her dört kızdan biri
07:11
and carry those wounds into adulthood.
119
431187
2229
ve her altı erkek çocuktan biri hakkında.
07:14
It's about the 84 percent of trans women who will be sexually assaulted this year
120
434403
4261
Bu akım, bu yıl tacize uğrayacak olan trans kadınların yüzde 84'ü hakkında
07:20
and the indigenous women
121
440082
1493
ve diğer tüm gruplara kıyasla
07:21
who are three-and-a-half times more likely to be sexually assaulted
122
441599
3642
üç buçuk kat daha fazla tacize uğrama ihtimaliyle karşı karşıya olan
07:25
than any other group.
123
445265
1205
yerli kadınlar hakkında.
07:27
Or people with disabilities,
124
447601
1770
Tacize uğrama ihtimalleri yedi kat daha fazla olan
07:29
who are seven times more likely to be sexually abused.
125
449395
3110
engelli bireyler hakkında.
07:34
It's about the 60 percent of black girls like me
126
454825
3015
Benim gibi siyahi kızların yaklaşık yüzde 60'ı hakkında,
07:38
who will be experiencing sexual violence before they turn 18,
127
458904
4023
18 yaşına basmadan cinsel şiddeti tecrübe edecek olan kızlar.
07:44
and the thousands and thousands of low-wage workers
128
464618
3910
Ve şu an cinsel tacize uğramakta olan
07:48
who are being sexually harassed right now
129
468552
2199
yüz binlerce düşük gelirli işçi hakkında,
07:50
on jobs that they can't afford to quit.
130
470775
2237
bırakayacakları işlerinde çalışan işçiler.
07:55
This is a movement about the far-reaching power of empathy.
131
475422
4095
Bu akım, empatinin ulaşabileceği güç hakkında.
08:01
And so it's about the millions and millions of people
132
481045
4144
Bir sene önce ellerini kaldırıp ''Me Too'' diye haykıran
08:05
who, one year ago, raised their hands to say, "Me too,"
133
485213
3974
yüz milyonlarca insan hakkında
08:09
and their hands are still raised
134
489211
2071
ve elleri hâlâ havada
08:12
while the media that they consume erases them
135
492410
2595
ama hayatlarında yer eden medya bunu siliyor,
08:15
and politicians who they elected to represent them
136
495835
3849
kendilerini temsil etmeleri için seçtikleri siyasetçiler
08:19
pivot away from solutions.
137
499708
2016
çözümlerden uzaklaşıyor.
08:23
It's understandable that the push-pull of this unique, historical moment
138
503009
5050
Bu eşsiz, tarihi anın iniş çıkışları duygusal bir heyecan treni gibi
08:28
feels like an emotional roller-coaster that has rendered many of us numb.
139
508083
3913
pek çoğumuzu hissizleştirdi.
08:33
This accumulation of feelings
140
513989
2841
Dünyanın her yerinde
08:37
that so many of us are experiencing together, across the globe,
141
517509
4349
pek çoğumuzun tecrübe ettiği bu biriken hisler
08:43
is collective trauma.
142
523318
1468
toplu bir travma gibi.
08:46
But ...
143
526759
1150
Ancak...
08:48
it is also the first step
144
528807
3650
bu aynı zamanda,
08:52
towards actively building a world that we want right now.
145
532481
3348
istediğimiz dünyaya giden ilk adım.
08:57
What we do with this thing that we're all holding
146
537758
3469
Tutunduğumuz bu şeyle yaptıklarımız
09:01
is the evidence that this is bigger than a moment.
147
541251
2936
bunun bir dönemden çok daha büyük olduğunu kanıtlıyor.
09:04
It's the confirmation that we are in a movement.
148
544211
2936
Bir akımın içinde olduğumuzu onaylıyor.
09:09
And the most powerful movements
149
549123
2424
En güçlü akımlar
09:11
have always been built around what's possible,
150
551571
3187
hep mümkün olanın çevresinde inşa edildi,
09:15
not just claiming what is right now.
151
555968
3587
sadece şu an mevcut olanı isteyerek değil.
09:21
Trauma halts possibility.
152
561676
2444
Travma olanakları durduruyor.
09:26
Movement activates it.
153
566152
1603
Akım ise onu harekete geçiriyor.
09:29
Dr. King famously quoted Theodore Parker saying,
154
569347
3306
Dr. King, Theodore Parker'ın söylediklerine atıfta bulundu:
09:32
"The arc of the moral universe is long, and it bends toward justice."
155
572677
4191
''Ahlaki evrenin yayı oldukça uzun ve adalete doğru eğiliyor.''
09:36
We've all heard this quote.
156
576892
1578
Bu atıfı hepimiz duymuşuzdur.
09:39
But somebody has to bend it.
157
579502
1920
Ama birinin onu eğmesi lazım.
09:42
The possibility that we create in this movement and others
158
582997
3964
Bu akım ve diğerleriyle yarattığımız olanak
09:46
is the weight leaning that arc in the right direction.
159
586985
3273
o yayı doğru yöne bükecek ağırlığı oluşturmak.
09:50
Movements create possibility,
160
590735
2174
Akımlar olanaklar yaratıyor
09:53
and they are built on vision.
161
593896
1838
ve amaçlar üzerine inşa ediliyorlar.
09:57
My vision for the Me Too Movement
162
597138
2255
Benim Me Too akımıyla öngördüğüm şey
09:59
is a part of a collective vision to see a world free of sexual violence,
163
599417
4792
cinsel şiddetin hiç olmadığı bir dünyaya dair toplu bir amacın parçası
10:05
and I believe we can build that world.
164
605013
2366
ve bu dünyayı inşa edebileceğimize inanıyorum.
10:07
Full stop.
165
607403
1351
Nokta.
10:10
But in order to get there,
166
610117
2194
Ama bu noktaya gelmek için
10:12
we have to dramatically shift a culture that propagates the idea
167
612335
5522
savunmasız ve izin sözcüklerinin eş anlama geldiği
10:17
that vulnerability is synonymous with permission
168
617881
2907
ve bedensel özerkliğin temel bir insan hakkı olmadığı
10:21
and that bodily autonomy is not a basic human right.
169
621991
3523
fikrini savunan kültüre doğru radikal bir geçiş yapmak zorundayız.
10:27
In other words, we have to dismantle the building blocks of sexual violence:
170
627017
4983
Diğer bir deyişle cinsel şiddetin yapı taşlarını yıkmak zorundayız:
10:33
power and privilege.
171
633151
2460
güç ve imtiyaz.
10:37
So much of what we hear about the Me Too Movement
172
637520
2855
Me Too hareketi ile ilgili duyduklarımızın çoğu
10:40
is about individual bad actors or depraved, isolated behavior,
173
640399
5055
kötü bireyler veya ahlaksız, dışlanmış davranmışlarla ilgili
10:46
and it fails to recognize
174
646705
2357
ve şunu göremiyoruz ki
10:49
that anybody in a position of power comes with privilege,
175
649086
3954
güçlü bir konumdaki herkes imtiyaz sahibi
10:53
and it renders those without that power
176
653064
2453
ve o güce sahip olmayanlar
10:55
more vulnerable.
177
655541
1158
dahsa savunmasız.
10:57
Teachers and students, coaches and athletes,
178
657952
3404
Öğretmenler ve öğrenciler, koçlar ve atletler,
11:01
law enforcement and citizen, parent and child:
179
661380
3683
kanuni yaptırım ve vatandaşlar, ebeveyn ve çocuk:
11:05
these are all relationships that can have an incredible imbalance of power.
180
665943
4310
bunların tümü inanılmaz bir güç dengesizliği yaratan ilişkiler.
11:12
But we reshape that imbalance by speaking out against it in unison
181
672475
6024
Fakat biz bu dengesizliği birlik hâlinde sesimizi çıkararak
11:18
and by creating spaces to speak truth to power.
182
678523
2809
ve güce karşı gerçekleri konuşarak yeniden şekillendirebiliriz.
11:22
We have to reeducate ourselves and our children
183
682917
3596
Kendimizi ve çocuklarımızı yeniden eğitrerek
11:26
to understand that power and privilege doesn't always have to destroy and take --
184
686537
6026
güç ve imtiyazın her zaman almak demek olmadığını anlamamız gerek;
11:33
it can be used to serve and build.
185
693286
2531
hizmet etmek ve üretmek de demektir.
11:37
And we have to reeducate ourselves to understand that, unequivocally,
186
697019
6019
Ve tartışmasız bir şekilde şu konuda da kendimizi eğitmemiz gerekiyor ki
11:43
every human being has the right to walk through this life
187
703062
3572
her bir insan, onuruna hiçbir leke gelmeden
11:46
with their full humanity intact.
188
706658
2086
hayatını yaşama hakkına sahiptir.
11:51
Part of the work of the Me Too Movement
189
711554
2701
Me Too hareketinin bir kısmı
11:54
is about the restoration of that humanity for survivors,
190
714279
3212
mağdurlar için bu insani değerin yerine konulmasıyla alakalı
11:59
because the violence doesn't end with the act.
191
719059
2420
çünkü şiddet yapılan hareketle sona ermiyor.
12:02
The violence is also the trauma that we hold after the act.
192
722633
3444
O hareket sonrasında yaşanan travma da şiddet.
12:07
Remember, trauma halts possibility.
193
727160
3142
Unutmayın, travma imkânları durduruyor.
12:11
It serves to impede,
194
731437
4550
Engel koyuyor,
12:16
stagnate, confuse and kill.
195
736011
3198
gelişimi durduruyor, kafa karıştırıyor ve yok ediyor.
12:21
So our work rethinks how we deal with trauma.
196
741498
3499
Yani çalışmamız travmayla mücadelemize yeni bir bakış açısı sunuyor.
12:26
For instance, we don't believe
197
746241
2191
Örneğin mağdurların başlarına gelenleri
12:28
that survivors should tell the details of their stories all the time.
198
748456
5046
sürekli detaylı bir şekilde anlatmaları gerektiğine inanmıyoruz.
12:35
We shouldn't have to perform our pain over and over again
199
755063
3397
Sırf size farkındalık kazandırmak için
biz acımızı tekrar tekrar yaşamak zorunda değiliz.
12:38
for the sake of your awareness.
200
758484
1832
12:42
We also try to teach survivors to not lean into their trauma,
201
762006
5348
Ayrıca mağdurlardan travmalarına değil
12:47
but to lean into the joy that they curate in their lives instead.
202
767378
3786
hayatlarında tecrübe edecekleri güzel şeylere odaklanmalarını istiyoruz.
12:52
And if you don't find it, create it and lean into that.
203
772302
3499
Bunu bulamıyorsanız kendiniz yaratın ve ona yönlenin.
12:57
But when your life has been touched by trauma,
204
777286
3134
Ama hayatınızda travma yaşadıysanız
13:00
sometimes trying to find joy feels like an insurmountable task.
205
780444
4793
hayatınızda güzel bir şey bulmak baş edilemez bir görev gibi geliyor.
13:06
Now imagine trying to complete that task
206
786598
2342
Şimdi kendinizi bu görevi üstlenirken hayal edin,
13:08
while world leaders are discrediting your memories
207
788964
3639
dünya liderleri hatırladıklarınızı geçersiz kılarken
13:12
or the news media keeps erasing your experience,
208
792627
3230
veya haber yayın organları yaşadıklarınızı sürekli silerken
13:15
or people continuously reduce you to your pain.
209
795881
2928
ya da insanlar durmadan sizi çektiğiniz acıya indirgerken.
13:21
Movement activates possibility.
210
801201
3189
Hareket imkânları mümkün kılar.
13:27
There's folklore in my family, like most black folks,
211
807299
3991
Çoğu siyahi insan gibi benim ailemde de hikâyeler var,
13:31
about my great-great-grandaddy, Lawrence Ware.
212
811314
2913
büyük büyük büyükbabam Lawrance Ware ile ilgili.
13:35
He was born enslaved,
213
815760
1561
Köle olarak doğmuştu,
13:38
his parents were enslaved,
214
818186
2017
onun anne babası da öyle
13:40
and he had no reason to believe that a black man in America
215
820227
3223
ve bir gün Amerika'da siyahi bir erkeğin
köle olarak ölmeyeceğine inanmak için hiçbir sebebi yoktu.
13:43
wouldn't die a slave.
216
823474
1490
13:46
And yet,
217
826434
1150
Ama yine de
13:48
legend has it that when he was freed by his enslavers,
218
828404
3444
söylenenlere göre sahipleri tarafından özgür bırakılmış,
13:51
he walked from Georgia to South Carolina
219
831872
5016
zorla ayrıldığı karısı ve çocuğunu bulabilmek için
13:56
so that he could find the wife and child that he was separated from.
220
836912
3420
Georgia'dan Güney Karolin'ya yürümüştü.
14:01
And every time I hear this story, I think to myself,
221
841114
3141
Bu hikâyeyi her duyduğumda şunu düşünüyorum,
14:04
"How could he do this?
222
844279
1601
''Bunu nasıl yapabilir?
14:05
Wasn't he afraid that he would be captured and killed by white vigilantes,
223
845904
4017
Yakalanıp beyaz avcılar tarafından öldürülmekten korkmuyor muydu
14:09
or he would get there and they would be gone?"
224
849945
2172
veya vardığında onların orada olmayacaklarından?''
14:13
And so I asked my grandmother once
225
853106
2041
O yüzden bir keresinde büyükanneme
14:15
why she thought that he took this journey up,
226
855171
3182
neden onun bu yolculuğa baş koyduğunu sordum
14:18
and she said,
227
858377
1150
ve bana şöyle dedi,
14:20
"I guess he had to believe it was possible."
228
860491
2167
''Sanırım mümkün olduğuna inanması gerekiyordu.''
14:24
I have been propelled by possibility for most of my life.
229
864518
3548
Hayatımın çoğu boyunca imkânlarla ilerledim.
14:29
I am here because somebody, starting with my ancestors,
230
869542
4179
Bugün bu aşamadayım çünkü biri, atalarımdan itibaren,
14:33
believed I was possible.
231
873745
1709
bunun mümkün olduğuna inandı.
14:38
In 2006, 12 years ago,
232
878193
2634
2016 yılında, 12 yıl önce,
14:41
I laid across a mattress on my floor in my one-bedroom apartment,
233
881789
4449
Tek yatak odalı dairemin zeminine bir yatak serdim,
14:47
frustrated with all the sexual violence that I saw in my community.
234
887109
4217
topluluğumda gördüğüm tüm bu cinsel şiddet yüzünden çok sinirliydim.
14:51
I pulled out a piece of paper, and I wrote "Me Too" on the top of it,
235
891350
3711
Bir kağıt çıkardım ve üst kısmına ''Ben de'' yazdım
14:56
and I proceeded to write out an action plan
236
896224
2643
ve altına bir faaliyet planı yazdım,
14:58
for building a movement based on empathy between survivors
237
898891
4572
amacım mağdurlar arasında empatiye dayanan bir hareket yaratmaktı.
15:03
that would help us feel like we can heal,
238
903487
2079
iyileşebileceğimize hissedeceğimiz bir hareket,
15:06
that we weren't the sum total of the things that happened to us.
239
906369
3254
başımıza gelenlerden ibaret olmadığımızı hisseceğimiz.
15:11
Possibility is a gift, y'all.
240
911700
2174
İmkân bir hediye, arkadaşlar.
15:14
It births new worlds,
241
914443
2149
Yeni dünyalara kapı açıyor
15:16
and it births visions.
242
916616
1957
ve yeni vizyonlara.
15:20
I know some of y'all are tired,
243
920419
1562
Kiminiz yorgun, biliyorum
15:23
because I'm tired.
244
923107
1150
çünkü ben de yorgunum.
15:25
I'm exhausted,
245
925340
1150
Çok yıprandım
15:27
and I'm numb.
246
927920
1150
ve hissizleştim.
15:30
Those who came before us didn't win every fight,
247
930542
2309
Bizden önce gelenler her savaştan galip çıkmadı
15:34
but they didn't let it kill their vision.
248
934255
2222
ama bunun amaçlarını yok etmesine izin vermediler.
15:37
It fueled it.
249
937087
1150
Bu onlara gaz verdi.
15:39
So I can't stop,
250
939578
1248
Ben de duramam
15:41
and I'm asking you not to stop either.
251
941942
2635
ve sizden de durmamanızı rica ediyorum.
15:45
We owe future generations a world free of sexual violence.
252
945795
5476
Gelecek nesillere cinsel şiddetin hiç olmadığı bir dünya borçluyuz.
15:52
I believe we can build that world.
253
952121
2095
Bu dünyayı kurabileceğimize inanıyorum.
15:55
Do you?
254
955202
1150
Ya siz?
15:57
Thank you.
255
957684
1151
Teşekkür ederim.
15:58
(Applause)
256
958859
7000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7