Restoring human dignity at the US southern border | Norma Pimentel

48,893 views ・ 2020-06-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Melis Erkan Gözden geçirme: Merve Kılıç
00:13
I'm here to honor the sacredness of life
0
13375
3518
Güney Teksas sınırında gördüğüm yaşamın kutsallığını
00:16
that I see at the border in south Texas.
1
16917
3351
onurlandırmak için buradayım.
00:20
In 2014,
2
20292
2476
2014'te, yüzlerce küçük çocuğun, göçmen çocukların
00:22
I visited a detention facility
3
22792
2767
00:25
where hundreds of little children,
4
25583
4185
çok rahatsız edici koşullarda
00:29
immigrant children,
5
29792
1309
00:31
were detained for several weeks
6
31125
2559
birkaç hafta boyunca gözetim altında tutulduğu
00:33
in conditions that were very heartbreaking.
7
33708
3601
bir gözetim tesisini ziyaret ettim.
00:37
They were dirty and muddy
8
37333
2768
Kirli ve çamurluydular
00:40
and crying.
9
40125
1250
ve ağlıyorlardı.
00:42
Their faces were full of tears.
10
42333
2875
Yüzleri gözyaşlarıyla doluydu.
00:46
I had the opportunity to go in and be with them.
11
46042
3833
İçeri girip onlarla birlikte olma fırsatım oldu.
00:51
And they were all around me.
12
51250
2059
Hepsi etrafımdaydı.
00:53
They were little ones,
13
53333
3935
Küçüklerdi,
00:57
some of them not older than five years old.
14
57292
3458
bazıları beş yaşından büyük değildi.
01:01
And they were saying to me,
15
61875
2601
Bana şunu söylüyorlardı:
01:04
(Spanish) "Sácame de aquí."
16
64500
2018
(İspanyolca) "Sácame de aquí."
01:06
"Get me out of here."
17
66542
1375
"Beni buradan çıkar."
01:09
(Spanish) "Por favor, ayúdame."
18
69708
1601
(İspanyolca) "Por favor, ayúdame."
01:11
"Please, help me."
19
71333
1292
"Lütfen, bana yardım et."
01:13
It was so difficult to be there with them.
20
73875
3143
Orada onlarla olmak çok zordu.
01:17
I started to cry with them,
21
77042
1809
Onlarla birlikte ağlamaya başladım
01:18
and I told them,
22
78875
1917
ve onlara dedim ki,
01:21
"Let us pray."
23
81667
1267
"Dua edelim."
01:22
(Spanish) "Vamos a rezar."
24
82958
1810
(İspanyolca) "Vamos a rezar."
01:24
And they repeated after me,
25
84792
1791
Benden sonra tekrar ettiler,
01:27
(Spanish) "Diosito, ayúdanos."
26
87458
2768
(İspanyolca) "Diosito, ayúdanos."
01:30
"God, please, help us."
27
90250
2125
"Tanrım, lütfen, bize yardım et."
01:33
As we prayed, I could see the Border Patrol officers
28
93542
3601
Biz dua ederken sınır devriyesi memurlarının
01:37
looking through a glass window.
29
97167
2083
camdan baktığını görebiliyordum.
01:40
They were at the verge of tears.
30
100500
2125
Ağlamak üzereydiler.
01:43
As they heard the children praying and witness.
31
103833
3042
Çünkü çocukların dua ettiğini duydular ve tanık oldular.
01:47
I had a little boy get close to me, closer,
32
107708
4143
Bana yaklaşan küçük bir çocuk vardı, daha da yaklaşan,
01:51
because they were all over,
33
111875
1643
çünkü hepsi bir aradaydı.
01:53
we could barely fit in that little cell.
34
113542
2833
O küçük hücreye zar zor sığabiliyorduk.
01:57
And this little boy tells me,
35
117583
2601
Bu küçük çocuk bana şöyle dedi:
02:00
(Spanish) "Ayúdame.
36
120208
2060
(İspanyolca) "Ayúdame. Quiero irme con mi mamá."
02:02
Quiero irme con mi mamá."
37
122292
2142
02:04
"Please, help me.
38
124458
1560
"Lütfen, bana yardım et.
02:06
I want to be with my mother.
39
126042
1934
Annemle olmak istiyorum.
02:08
She is here, I was separated from her."
40
128000
3333
O burada, beni ondan ayırdılar."
02:12
I said to him,
41
132625
1559
Ona dedim ki:
02:14
"Mijo, if your mom is here,
42
134208
2601
"Mijo, eğer annen buradaysa
02:16
I'm certain you will be reunited."
43
136833
2750
yeniden bir araya geleceğinden eminim."
02:21
When I walked out of the cell,
44
141417
2083
Hücreden çıktığımda
02:24
an officer got close to me and said to me,
45
144833
2935
bir memur bana yaklaştı ve şöyle dedi:
02:27
"Sister, thank you.
46
147792
1583
"Kardeşim, teşekkür ederim.
02:30
You have helped us realize
47
150292
2583
Onların insan olduğunu
02:34
that they are human beings."
48
154417
1458
anlamamıza yardım ettin.
02:37
You know, sometimes, no matter what job we have,
49
157792
2892
Bazen ne iş yaptığınızın bir önemi yoktur.
02:40
we must never forget to recognize
50
160708
3476
Başkalarındaki insanlığı fark etmeyi
02:44
the humanity in others.
51
164208
2768
asla unutmamalıyız.
02:47
Otherwise, we will lose our own humanity.
52
167000
2625
Yoksa kendi insanlığımızı kaybedeceğiz.
02:51
Let me tell you a bit about what I see and what I do
53
171292
3476
Size, yaşadığım ve çalıştığım ABD'nin güney sınırında ne gördüğümü
02:54
in the southern border of the United States
54
174792
2517
ve ne yaptığımı anlatayım.
02:57
where I live and where I work.
55
177333
2542
03:01
Hundreds of families enter the United States
56
181167
3517
Yüzlerce aile Rio Grande nehrini geçerek ABD'ye giriyor.
03:04
by crossing the Rio Grande river.
57
184708
2375
03:07
And once they are in the United States,
58
187917
2601
ABD'ye girdikten sonra
03:10
many of them are given permission
59
190542
1642
çoğuna göçmenlik sürecine devam etme izni verilir,
03:12
to continue their process of immigration
60
192208
3018
03:15
at another point in the United States.
61
195250
3184
ABD'nin başka bir noktasında.
03:18
What has amazed me for all these years
62
198458
3226
Tüm bu yıllar boyunca beni şaşırtan şey,
03:21
has been the amazing humanitarian response
63
201708
4935
güney Teksas'taki topluluğun
03:26
of the community there in south Texas.
64
206667
2583
inanılmaz insancıl tepkisi oldu.
03:30
Thousands of volunteers
65
210333
2060
Binlerce gönüllü
03:32
have given of their time so generously.
66
212417
3476
zamanlarını bu kadar cömertçe verdi.
03:35
For me, they're all amazing people.
67
215917
3000
Benim için hepsi harika insanlar.
03:39
And the whole community,
68
219833
2018
Bütün topluluklar; şehir yönetiminden yerel işletme liderlerine,
03:41
city government,
69
221875
1601
03:43
from local business leaders
70
223500
2851
03:46
to civic organizations,
71
226375
2059
sivil kuruluşlardan tüm inanç topluluklarına,
03:48
all faith communities,
72
228458
2060
sınır devriyesi ile Göçmenlik ve Gümrük Muhafazasındakilere kadar.
03:50
in the Border Patrol and ICE.
73
230542
2309
03:52
We have all come together in an effort to help
74
232875
3726
Hepimiz, başladığımız ilk günden beri 150 binden fazla göçmene
03:56
150,000 or more immigrants since that first day that we got started.
75
236625
6226
yardım etmek için bir araya geldik.
04:02
Back in those first days
76
242875
1601
O ilk günlerde,
04:04
when we were first involved in helping the immigrants,
77
244500
3768
ilk olarak göçmenlere yardım ettiğimizde
04:08
we were at our respite center,
78
248292
1976
dinlenme merkezindeydik
04:10
and an officer from the city walks in
79
250292
2934
ve şehirden bir memur içeri girdi
04:13
and tells me,
80
253250
2309
ve bana şöyle dedi:
04:15
"Sister, what are you doing here?"
81
255583
2875
"Kardeşim, burada ne yapıyorsun?"
04:19
I turned and looked to see what was happening
82
259500
2726
Döndüm ve dinlenme merkezinde neler olduğunu görmek için baktım.
04:22
at the respite center.
83
262250
1583
04:24
I was amazed at what I was seeing.
84
264792
2601
Gördüklerime hayret ettim.
04:27
There were hundreds of volunteers
85
267417
2767
Yüzlerce gönüllü vardı,
04:30
helping so many families there that needed help.
86
270208
4976
yardıma muhtaç pek çok aileye yardım ediyorlardı.
04:35
Giving them ways to get cleaned up
87
275208
3435
Temizlenmeleri ve temiz kıyafet, yiyecek,
04:38
and to get clean clothing, food,
88
278667
3642
hijyen malzemeleri almaları için
04:42
hygiene items.
89
282333
2143
onlara yol gösteriyorlardı.
04:44
Just love and compassion was seen everywhere.
90
284500
5018
Her yerde sadece sevgi ve şefkat görülüyordu.
04:49
So I turned back and I responded to him and I said,
91
289542
4184
Bu yüzden geri dönüp ona cevap verdim ve dedim ki:
04:53
"Restoring human dignity.
92
293750
2643
"İnsan onurunu geri kazanmak.
04:56
That's what we're doing."
93
296417
1934
Yaptığımız şey bu."
04:58
I don't think he expected that answer from me,
94
298375
2434
Benden bu cevabı beklediğini sanmıyorum.
05:00
because he took a step back
95
300833
1393
Çünkü geri adım attı
05:02
and then approached me again and said,
96
302250
2976
ve sonra tekrar yaklaşıp dedi ki:
05:05
"Sister, if I had a magic wand,
97
305250
4351
"Kardeşim, sihirli değneğim olsaydı
05:09
what would that magic wand do for you?"
98
309625
2208
bu sihirli değnek senin için ne yapardı?"
05:12
"Showers?"
99
312917
1434
"Duş?"
05:14
Sure enough, that evening we had a mobile unit of eight showers.
100
314375
4083
Elbette, o akşam sekiz duşluk mobil bir ünitemiz vardı.
05:19
Amazing.
101
319542
1267
İnanılmaz.
05:20
And after that,
102
320833
1268
Daha sonra,
05:22
we had 100 percent support of the city government.
103
322125
3601
şehir yönetiminin yüzde yüz desteğini aldık.
05:25
We were there,
104
325750
1309
Oradaydık.
05:27
wanting to make sure that we were helping
105
327083
2810
Her gün gördüğümüz bu ailelere yardım ettiğimizden
05:29
and be successful with our response
106
329917
1892
ve bu müdahalelerin başarılı olduğundan emin olmak istiyorduk.
05:31
to so many families that we were seeing
107
331833
2310
05:34
every single day.
108
334167
1851
05:36
I think that we must help others see
109
336042
4267
Başkalarının ne gördüğümüzü görmelerine
05:40
what we see.
110
340333
1893
yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyorum.
05:42
I think it's important
111
342250
1893
Bunu başkalarıyla paylaşmanın
05:44
that we can share that with others.
112
344167
2333
önemli olduğunu düşünüyorum.
05:48
You probably heard this idea before --
113
348042
2517
Muhtemelen bu düşünceyi daha önce duydunuz;
05:50
that we must always see God's children as equal.
114
350583
5209
Tanrı'nın çocuklarını her zaman eşit olarak görmemiz gerektiğini.
05:56
But in order to do that,
115
356708
1268
Ama bunu yapmak yerine
05:58
I think it's important to be able to see them
116
358000
4851
onları insan olarak görebilmenin önemli olduğunu düşünüyorum.
06:02
as people.
117
362875
1250
06:05
To be able to have a personal encounter,
118
365250
2434
Kişisel bir karşılaştırma yapıp
06:07
when we can feel what they feel,
119
367708
2018
06:09
when we can understand what they're hurting.
120
369750
2542
acılarını anlayabilmek için ne hissetiklerini hissedebildiğimizde.
06:13
To really meet up with them.
121
373708
1875
Onlarla gerçekten buluşabilmek için.
06:17
It is then that we are present to them
122
377208
2101
İşte o zaman biz onlar için var oluruz.
06:19
and we can make their humanity
123
379333
2810
Onların insanlığını
06:22
a part of our own humanity.
124
382167
2434
kendi insanlığımızın bir parçası yapabiliriz.
06:24
And we'd recognize
125
384625
1643
O zaman
06:26
that we are all part of the same human family.
126
386292
2958
aynı insan ailesinin parçası olduğumuzu anlarız.
06:29
During those days,
127
389958
2143
O zamanlar
06:32
I had a lady approach me and tell me,
128
392125
3434
bir hanımefendi bana yaklaşıp ve şöyle demişti:
06:35
"Sister, I am 100 percent against what you do,
129
395583
4976
''Kardeşim, bu yasadışı yaratıklara yardım etmek için yaptığınız her şeye
06:40
helping these illegal aliens."
130
400583
2226
tamamen karşıyım.''
06:42
And I said to her,
131
402833
1601
Ben ona dedim ki,
06:44
"Let me tell you what I do and why."
132
404458
3417
''Sana ne yaptığımı ve neden yaptığımı anlatayım.''
06:49
So I shared with her and introduced her to the families and the children,
133
409208
4435
Onunla yaptıklarımı paylaştım, aileler ve çocuklarla tanıştırdım,
06:53
shared the stories that they are living.
134
413667
2726
yaşadıkları hikayeleri paylaştım.
06:56
When I finished talking with her,
135
416417
2892
Onunla konuşmayı bitirdiğimde
06:59
she turns and looks at me and says,
136
419333
2560
döndü, bana baktı ve dedi ki,
07:01
"Sister, I am 100 percent in favor of what you do."
137
421917
4809
''Kardeşim yaptıklarının tamamen arkasındayım.''
07:06
(Laughter and applause)
138
426750
5351
(Gülüşmeler ve alkışlar)
07:12
That evening, her husband calls me,
139
432125
2434
O akşam, kocası beni aradı
07:14
he tells me,
140
434583
1268
ve dedi ki,
07:15
"Sister, I don't know what you did to my wife.
141
435875
2976
''Kardeşim karıma ne yaptın bilmiyorum
07:18
But this evening she came home and she said,
142
438875
3101
ama bu akşam eve geldi ve dedi ki,
07:22
'If Sister Norma ever calls you,
143
442000
1893
'Eğer kardeş Norma seni ararsa,
07:23
you make sure you do what she tells you.'
144
443917
2559
sana ne söylerse onu yaptığından emin ol.'
07:26
So I'm just reporting to let you know I'm here to help in any way."
145
446500
3500
Bu yüzden her türlü yardım etmek için
burada olduğumu bilmenizi isterim. "
07:30
Well, you know ...
146
450917
1250
Bilirsiniz işte...
07:34
I'm thinking that --
147
454375
1684
Düşünüyorum da
07:36
was it a personal encounter that she had?
148
456083
2667
yaşadığı, kişisel bir karşılaşma mıydı?
07:39
I think it's a nice idea, a nice message,
149
459667
2642
Bence bu güzel bir fikir ve mesaj
07:42
but I don't think it's the whole story.
150
462333
2935
ama bence bu tüm hikaye değil.
07:45
In that encounter, we must put aside our prejudice that we have toward others,
151
465292
5976
Bu karşılaşmada, başkalarına karşı sahip olduğumuz
bizi ayıran ve onları görmemize izin vermeyen önyargımızı,
07:51
that separate us and don't allow us to see them,
152
471292
3684
kendi kalbimize ördüğümüz ve bizi diğerlerinden ayıran duvarlarımızı
07:55
our walls that we put up in our own heart
153
475000
2726
07:57
that keep us separated from others.
154
477750
2583
bir kenara bırakmalıyız.
08:01
When we are able to do that,
155
481000
2476
Bunu yapabildiğimizde
08:03
we're able to reach out to them.
156
483500
2500
onlara ulaşabileceğiz.
08:06
You know, I think what doesn't make it possible is fear --
157
486833
5185
Bence, bunu mümkün kılmayan şey korku,
08:12
that we're afraid.
158
492042
1601
korkuyor olmamız.
08:13
And because we're afraid --
159
493667
1851
Korkma nedenimiz ise
08:15
more than likely it's because we've seen in the media
160
495542
3184
büyük olasılıkla medyada gördüğümüz
08:18
all this negative rhetoric that we hear about immigrants,
161
498750
3851
göçmenler hakkında duyduğumuz tüm bu olumsuz söylemler,
08:22
they are demonized, like they're not human,
162
502625
3143
sanki insan değilmiş gibi şeytanlaştırılmaları,
08:25
that we can discard them
163
505792
1976
onları ayırabileceğimizi
08:27
and we can get rid of them,
164
507792
1434
ve onlardan kurtulabileceğimizi
08:29
and not even feel bad that we're doing that.
165
509250
2518
ve bunu yaptığımız için kötü hissetmiyoruz bile.
08:31
Immigrant families are not criminals.
166
511792
2708
Göçmen aileler suçlu değiller.
08:35
Immigrant families are like our families,
167
515958
3643
Göçmen aileler bizim ailemiz gibiler,
08:39
like our neighbors.
168
519625
1625
komşumuz gibi,
08:42
They're good people
169
522125
1768
iyi insanlar.
08:43
who are entering our country and coming to the United States
170
523917
3726
Ülkemize giren ve ABD'ye gelenler
08:47
only simply because they're fleeing away from violence
171
527667
2851
sadece şiddetten kaçtıkları
08:50
and they want to be safe.
172
530542
1375
ve güvende olmak istedikleri için.
08:53
Unfortunately, what we see at the border
173
533042
3976
Maalesef sınırda gördüklerimiz korkunç.
08:57
is terrible.
174
537042
1809
08:58
People are hurting and suffering.
175
538875
2559
İnsanların canı yanıyor ve acı çekiyorlar.
09:01
Thousands of them are.
176
541458
1459
Binlercesi.
09:03
And mostly I feel
177
543750
1518
Kanaatimce, kalbimize ördüğümüz o duvarlar bizi umursamaz yapıyor.
09:05
it's because of those walls that we put up,
178
545292
2684
09:08
that we have in our hearts,
179
548000
2351
09:10
that makes us not care.
180
550375
2143
09:12
So we have policies
181
552542
1601
İnsanları orada beklemeleri için
09:14
that are returning people back to Mexico,
182
554167
2601
Meksika'ya geri gönderen politikalarımız var.
09:16
so they can wait.
183
556792
1351
09:18
And they wait there for months.
184
558167
2000
Orada aylarca bekliyorlar.
09:21
In conditions that are horrible,
185
561167
2059
Korkunç koşullarda,
09:23
where people are suffering and hurting.
186
563250
2042
insanların acı çektiği ve incindiği yerlerde.
09:26
Abuses.
187
566417
1392
Kötü muameleler.
09:27
And not even the means to be OK.
188
567833
3292
İyi olduğu anlamına gelmiyor.
09:32
I think that it is true
189
572542
2916
Şunun doğru olduğunu düşünüyorum;
09:36
that we must keep our country safe,
190
576792
2750
ülkemizi güvende tutmalıyız,
09:40
that we must make sure who enters our country,
191
580667
3684
ülkemize kimin girdiğinden emin olmalıyız,
09:44
that criminals should be put away.
192
584375
2083
suçlular uzaklaştırılmalı.
09:47
But it is also true
193
587500
2309
Ama aynı zamanda
09:49
that we must not lose our humanity in doing this.
194
589833
4976
bunları yaparken insanlığımızı kaybetmemeliyiz.
09:54
That we must have policies and procedures
195
594833
2518
İnsanların halihazırda çektiği acıya katkıda bulunmayan
09:57
that do not contribute to the human suffering
196
597375
3184
politika ve prosedürlere sahip olmamız gerekiyor.
10:00
that people are already suffering.
197
600583
2685
10:03
And that we can find solutions that are respectful to all human life.
198
603292
4726
Tüm insan yaşamına saygılı olan çözümler bulabiliriz.
10:08
We can do this,
199
608042
1392
Bunu yapabiliriz,
10:09
if we can allow the best in us to come out.
200
609458
3268
içimizdeki en iyinin ortaya çıkmasına izin verebilirsek.
10:12
Because what I see at the border
201
612750
2851
Çünkü sınırda gördüğüm şeyler,
10:15
are families, men, who will take a child
202
615625
5143
aileler, erkekler çocuğa bakıyor
10:20
and will try to comfort that child that is crying
203
620792
3976
ve ağlayan çocuğu sakinleştirmeye çalışıyorlar,
10:24
because that child is crying for their own dad.
204
624792
3059
çünkü o çocuk kendi babası için ağlıyor.
10:27
And these men are crying with that child.
205
627875
3851
O erkekler o çocukla birlikte ağlıyorlar.
10:31
I see men and women who drop to their knees,
206
631750
4893
Dizlerinin üzerine oturan kadın ve erkekleri gördüm,
10:36
praying.
207
636667
1601
dua ediyorlardı,
10:38
As they pray in thanksgiving.
208
638292
2541
Şükran Günü'nde dua eder gibi.
10:42
I see children who have been separated from their parents for months.
209
642417
4601
Ailelerinden aylarca ayrı bırakılmış çocuklar gördüm
10:47
And when they're reunited,
210
647042
1434
ve tekrar kavuştuklarında onlardan ayrı kalmaktan korkuyorlardı,
10:48
they're afraid to separate themselves from them,
211
648500
2893
10:51
because they're afraid they will lose their mom again.
212
651417
3083
çünkü eğer ayrılırlarsa annelerini tekrar kaybedeceklerini düşünüyorlardı.
10:55
Once a child looked up to me after she was reunited
213
655542
4017
Birgün bir çocuk ailesiyle yeniden bir araya geldikten sonra bana baktı
10:59
and she said to me,
214
659583
1709
ve bana dedi ki,
11:02
(Spanish) "Hoy no voy a llorar."
215
662292
1750
(İspanyolca) "Hoy no voy a llorar."
11:04
"Today I'm not going to cry."
216
664917
1601
"Bugün ağlamayacağım."
11:06
And I said, (Spanish) "Por qué, mi hija?"
217
666542
2017
Sordum, (İspanyolca) "Por qué, mi hija?"
11:08
She said, "Because I have been crying for the past whole month,
218
668583
3959
Dedi ki, "Çünkü son bir aydır ağlıyorum,
11:13
because I didn't know where my mother was.
219
673708
2935
annemin nerede olduğunu bilmiyordum.
11:16
But tonight, I'm going to be with her."
220
676667
2583
Ama bu akşam onunla olacağım.''
11:20
The day I visited the detention facility back in 2014,
221
680583
4476
2014 yılında gözetim tesisini ziyaret ettiğim gün,
11:25
there was a little boy who approached me and asked me
222
685083
3209
bana yaklaşıp soru soran küçük bir çocuk vardı
11:29
for me to help him find his mom.
223
689917
2625
annesini bulmamı istiyordu.
11:33
Well, that evening, when I was at the humanitarian respite center,
224
693833
4250
O akşam insani dinlenme merkezindeyken
11:39
the little boy walked in with his mother.
225
699042
2208
küçük çocuk annesiyle içeri girdi.
11:42
And as soon as he spotted me,
226
702500
1601
Beni görür görmez bana doğru koştu,
11:44
he runs toward me, I go down to greet him,
227
704125
2518
onu selamlamak için aşağı indim
11:46
and he just throws himself to hug me.
228
706667
2916
ve bana sarılmak için üstüme atladı.
11:50
It was so beautiful,
229
710875
1268
Çok güzeldi,
11:52
that was truly a beautiful human encounter.
230
712167
4809
bu gerçekten güzel bir karşılaşmaydı.
11:57
I think it's humanity at its best.
231
717000
3250
Bence insanlığın en iyisiydi.
12:01
It is what we all are called to do.
232
721167
4059
Hepimizin yapmaya çağrıldığı şey bu.
12:05
Think about it.
233
725250
1250
Düşünün.
12:07
We just need to allow ourselves to get close enough to see,
234
727875
5250
Sadece görebilecek kadar yaklaşmalıyız
12:13
and we will care.
235
733958
1250
ve sonunda umursayacağız.
12:16
Thank you.
236
736083
1268
Teşekkür ederim.
12:17
(Applause)
237
737375
4250
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7