An interview with the founders of Black Lives Matter | Alicia Garza, Patrisse Cullors, Opal Tometi

461,132 views

2016-12-20 ・ TED


New videos

An interview with the founders of Black Lives Matter | Alicia Garza, Patrisse Cullors, Opal Tometi

461,132 views ・ 2016-12-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gülsüm Öztürk Gözden geçirme: medine biyikoglu
00:13
Mia Birdsong: Why is Black Lives Matter important for the US right now
0
13800
4576
MB:''Siyahların Hayatı Önemlidir'' hareketi neden ABD için bu kadar önemli?
00:18
and in the world?
1
18400
1200
Ve tabii dünya için de?
00:20
Patrisse Cullors: Black Lives Matter is our call to action.
2
20560
3280
PC:''Siyahların Hayatı Önemlidir'' bizim eylem çağrımızdır.
00:24
It is a tool to reimagine a world
3
24440
4256
Dünyayı yeniden tasavvur etmek için bir araçtır,
00:28
where black people are free to exist,
4
28720
3216
öyle bir dünya ki, siyahi insanların özgürce var olabildiği,
00:31
free to live.
5
31960
1936
özgürce yaşayabildiği bir dünya.
00:33
It is a tool for our allies to show up differently for us.
6
33920
3600
Sempatizanlarımızın farklı şekillerde bizi desteklemeleri için bir araçtır.
Katı kuralların hakim olduğu bir mahallede yetiştim.
00:38
I grew up in a neighborhood that was heavily policed.
7
38160
3200
00:42
I witnessed my brothers and my siblings
8
42480
3696
Erkek ve kız kardeşlerimin güvenlik güçleri tarafından
00:46
continuously stopped and frisked by law enforcement.
9
46200
3736
sürekli durdurulup üstlerinin aranmasına şahit oldum.
00:49
I remember my home being raided.
10
49960
2536
Evimin baskına uğradığını hatırlıyorum
00:52
And one of my questions as a child was, why?
11
52520
3896
Bir çocuk olarak sorularımdan biri şuydu: ''Neden?''
00:56
Why us?
12
56440
1200
Neden biz?
00:58
Black Lives Matter offers answers to the why.
13
58360
4560
''Siyahların Hayatları Önemlidir'' bu sorulara cevap bulmayı öneriyor.
01:03
It offers a new vision for young black girls around the world
14
63600
5776
Dünyadaki siyahi genç kız ve erkeklere yeni bir bakış açısı sunuyor.
01:09
that we deserve to be fought for,
15
69400
2936
Bizler savaşını verdiğimiz hakları hakediyoruz
01:12
that we deserve to call on local governments to show up for us.
16
72360
5480
Yerel hükümetler tarafından görülmeyi hakediyoruz
01:19
Opal Tometi: And antiblack racism --
17
79360
1736
O.T.: Ve siyah karşıtı ırkçılık--
(Alkışlar)
01:21
(Applause)
18
81120
3216
01:24
And antiblack racism is not only happening in the United States.
19
84360
4016
Siyah ırkçılığı sadece ABD'de gerçekleşmiyor.
01:28
It's actually happening all across the globe.
20
88400
2736
Aslında tüm dünyada var olan bir durum.
Şimdi en çok ihtiyacımız olan şey, insan hakları konusunda harekete geçmek
01:31
And what we need now more than ever is a human rights movement
21
91160
4136
01:35
that challenges systemic racism in every single context.
22
95320
4856
Bu, her durumda mevcut ırkçılığa meydan okuyan bir hareket.
01:40
(Applause)
23
100200
2600
(Alkışlar)
01:44
We need this because the global reality
24
104240
3536
Buna ihtiyacımız var çünkü küresel gerçeklik
01:47
is that black people are subject to all sorts of disparities
25
107800
5416
siyahi insanların günümüzdeki zorlayıcı meselelerin çoğunda
01:53
in most of our most challenging issues of our day.
26
113240
3776
her türlü eşitsizliğe maruz kaldığıdır.
İklim değişikliği gibi konuları
01:57
I think about issues like climate change,
27
117040
2776
01:59
and how six of the 10 worst impacted nations by climate change
28
119840
5496
ve iklim değişikliği ile en kötü etkilen- miş 10 ulustan altısının aslında nasıl
02:05
are actually on the continent of Africa.
29
125360
2360
Afrika kıtasında olduğunu düşünüyorum.
İnsanlar doğal olmayan felaketlerin her türlüsüyle yalpalıyorlar,
02:09
People are reeling from all sorts of unnatural disasters,
30
129080
4696
02:13
displacing them from their ancestral homes
31
133800
2816
ki o felaketler onları baba evlerinden ediyor
02:16
and leaving them without a chance at making a decent living.
32
136640
3360
ve düzgün yaşama şansı vermeden ortada bırakıyor.
02:20
We also see disasters like Hurricane Matthew,
33
140840
4056
Ayrıca Matthew kasırgası gibi felaketleri de görüyoruz,
02:24
which recently wreaked havoc in many different nations,
34
144920
3536
ki son zamanlarda pek çok farklı milleti kasıp kavurdu,
02:28
but caused the most damage to Haiti.
35
148480
2600
ama en fazla zararı Haiti'ye verdi.
02:31
Haiti is the poorest country in this hemisphere,
36
151800
4216
Haiti bu yarıküredeki en fakir ülke
ve yerleşimcileri siyahi insanlar.
02:36
and its inhabitants are black people.
37
156040
2720
02:39
And what we're seeing in Haiti
38
159880
1856
Ve Haiti'de gördüğümüz şey,
02:41
is that they were actually facing a number of challenges
39
161760
3176
bu kasırganın bile önüne geçen bir çok zorlukla
02:44
that even preceded this hurricane.
40
164960
2696
bilfiil karşılaşıyor olmaları.
02:47
They were reeling from the earthquake,
41
167680
1856
Depremle sendeliyor,
02:49
they were reeling from cholera that was brought in by UN peacekeepers
42
169560
4176
BM arabulucuları tarafından getirilen kolerayla sarsılıyorlardı
02:53
and still hasn't been eradicated.
43
173760
2160
ve hala kökünü kazıyamadılar.
02:56
This is unconscionable.
44
176560
2136
Bu, akıl almaz bir şey.
02:58
And this would not happen if this nation didn't have a population that was black,
45
178720
5896
Eğer ülke siyahi bir nüfusa sahip olma- saydı, bu durum başlarına gelmeyecekti,
03:04
and we have to be real about that.
46
184640
2376
bu konuda gerçekçi olmalıyız.
Ancak şu an, en sevindirci şey,
03:07
But what's most heartening right now
47
187040
2176
03:09
is that despite these challenges,
48
189240
2176
bütün bu zorluklara rağmen,
03:11
what we're seeing is that there's a network of Africans
49
191440
2976
gördüğümüz şey, kıta boyunca
03:14
all across the continent
50
194440
1616
bir Afrikalılar ağı olduğu
ve onların ayaklanıp direnerek iklim değişikliğinde adaleti talep etmeleridir.
03:16
who are rising up and fighting back and demanding climate justice.
51
196080
4176
03:20
(Applause)
52
200280
2080
(Alkışlar)
03:23
MB: So Alicia,
53
203840
1216
MB: Alicia,
siyahi insanlar özgür olduğunda
03:25
you've said that when black people are free,
54
205080
2776
03:27
everyone is free.
55
207880
1936
herkesin özgür olacağını söylediniz.
03:29
Can you talk about what that means?
56
209840
1696
Bunun ne anlama geldiğini konuşabilir miyiz?
03:31
Alicia Garza: Sure.
57
211560
1216
Alicia Garza: Tabii
03:32
So I think race and racism is probably the most studied
58
212800
3936
Bence ırk ve ırkçılık belki de bu ülkede en çok çalışılan
03:36
social, economic and political phenomenon in this country,
59
216760
3896
sosyal, ekonomik ve siyasi olgu,
03:40
but it's also the least understood.
60
220680
3136
ama aynı zamanda en az anlaşılan.
03:43
The reality is that race in the United States
61
223840
2776
Gerçek, ABD'de ırk'ın
03:46
operates on a spectrum from black to white.
62
226640
2936
siyahtan beyaza bir skalayı yönetiyor olmasıdır.
03:49
Doesn't mean that people who are in between don't experience racism,
63
229600
4376
Bu, ikisi arasındaki insanların ırkçılıkla karşılaşmadığı anlamına gelmiyor,
ama, o skalada beyaza daha yakınsanız,
03:54
but it means that the closer you are to white on that spectrum,
64
234000
3856
03:57
the better off you are.
65
237880
1296
daha iyi durumda olduğunuz anlamına geliyor.
03:59
And the closer to black that you are on that spectrum
66
239200
2976
Ve skalada siyaha daha yakınsanız,
04:02
the worse off your are.
67
242200
1816
daha kötü durumdasınızdır.
Bu ülkedeki sorunların üzerine nasıl eğileceğimizi düşündüğümüzde,
04:04
When we think about how we address problems in this country,
68
244040
3816
04:07
we often start from a place of trickle-down justice.
69
247880
3736
çoğunlukla tepeden aşağı bir yerden başlarız.
04:11
So using white folks as the control we say,
70
251640
2816
Biz diyoruz ki, beyaz insanları kontrol olarak kullanarak,
04:14
well, if we make things better for white folks
71
254480
2143
beyaz insanlar için bir şeyleri daha iyi yaparsak,
04:16
then everybody else is going to get free.
72
256647
2080
o zaman diğer herkes özgürleşecek.
04:19
But actually it doesn't work that way.
73
259440
1856
Ama aslında bu böyle işlemiyor.
04:21
We have to address problems at the root,
74
261320
2656
Problemlere kökten eğilmek zorundayız
siyahi camiada olan bitenle ilgilendiğinizde,
04:24
and when you deal with what's happening in black communities,
75
264000
4136
bu köpürme yaratır değil mi?
04:28
it creates an effervescence, right?
76
268160
2335
04:30
So a bubble up rather than a trickle down.
77
270519
2817
Öyleyse yukarıdan aşağı değil, aşağıdan yukarı bir fokurdama.
04:33
Let me give an example.
78
273360
1736
Bir örnek vereyim.
Maaş uçurumundan bahsedersek,
04:35
When we talk about the wage gap,
79
275120
1576
04:36
we often say women make 78 cents to every dollar that a man makes.
80
276720
5496
kadınların bir erkeğin kazandığı her dola- ra karşılık 78 sent kazandığını söyleriz.
04:42
You all have heard that before.
81
282240
1856
Hepiniz bunu daha önce duymuşsunuzdur.
Ancak bu, beyaz kadın ve erkekler için yapılmış bir istatistiktir.
04:44
But those are the statistics for white women and white men.
82
284120
3216
04:47
The reality is that black women make something like 64 cents
83
287360
4096
Gerçek ise, siyahi kadınların, beyaz erkeklerin kazandığı her 78 sente
04:51
to every 78 cents that white women make.
84
291480
2920
karşılık 64 sent kazandığıdır.
04:54
When we talk about latinas, it goes down to about 58 cents.
85
294960
4056
Hispanik kadınlara gelince, bu rakam yaklaşık 58 sente kadar düşer.
Eğer yerli kadınlardan bahsetseydik,
04:59
If we were to talk about indigenous women,
86
299040
2096
ya da transeksüel kadınlardan bahsetseydik,
05:01
if we were to talk about trans women,
87
301160
1816
bu rakam daha da aşağı düşerdi.
05:03
it would even go further down.
88
303000
1896
05:04
So again,
89
304920
1216
Bu yüzden yine,
eğer en fazla etkilenenlerle ilgileniyorsanız,
05:06
if you deal with those who are the most impacted,
90
306160
2376
05:08
everybody has an opportunity to benefit from that,
91
308560
3256
herkesin ondan faydalanma fırsatı var,
05:11
rather than dealing with the folks who are not as impacted,
92
311840
4016
fazla etkilenmeyen insanlarla ilgilenmekten ziyade
05:15
and expecting it to trickle down.
93
315880
2216
ve onun yukarıdan aşağı gelmesini beklemekten ziyade.
MB: Köpürmeyi seviyorum,
05:18
MB: So I love the effervescence,
94
318120
1576
05:19
bubbling up.
95
319720
1216
fokurdamayı.
05:20
AG: Effervescence -- like champagne.
96
320960
1736
AG: Köpürme-- şampanya gibi.
05:22
(Laughter)
97
322720
1216
(Gülüşmeler)
05:23
MB: Who doesn't love a glass of champagne, right?
98
323960
2336
MB: Bir bardak şampanyayı kim sevmez; değil mi?
05:26
Champagne and freedom, right?
99
326320
1416
Şampanya ve özgürlük, değil mi?
05:27
(Laughter)
100
327760
1256
(Gülüşmeler)
Daha fazla ne isteyebiliriz, ne isteyebilirsiniz?
05:29
What more could we want, y'all?
101
329040
1560
05:31
So you all have been doing this for a minute,
102
331320
2936
Hepiniz bunu bir dakika yapıyorsunuz,
05:34
and the last few years have been --
103
334280
3376
son birkaç yılda da--
05:37
well, I can't even imagine,
104
337680
1336
hayal bile edemiyorum,
ama eminim çok dönüştürücü.
05:39
but I'm sure very transformative.
105
339040
2376
05:41
And I know that you all have learned a lot about leadership.
106
341440
4016
Biliyorum ki hepiniz liderlik hakkında çok şey öğrendiniz.
05:45
What do you want to share with these people
107
345480
2056
Liderlik hakkında öğrendiklerinizle ilgili
05:47
about what you've learned about leadership?
108
347560
2056
seyirci ile ne paylaşmak istersiniz?
05:49
Patrisse, let's start with you.
109
349640
1496
Patrisse, seninle başlayalım.
PC: Tabii, siyahi liderliğe yatırım yapmalıyız.
05:51
PC: Yeah, we have to invest in black leadership.
110
351160
2576
05:53
That's what I've learned the most in the last few years.
111
353760
2656
Son bir kaç yıldır en fazla öğrendiğim şey bu.
05:56
(Applause)
112
356440
2336
(Alkışlar)
05:58
What we've seen is thousands of black people showing up for our lives
113
358800
5976
Gördüğümüz şey, yaşamımızı destekleyen binlerce siyahinin
06:04
with very little infrastructure and very little support.
114
364800
3040
çok az alt yapı ve çok az desteğe sahip olduğu.
06:09
I think our work as movement leaders isn't just about our own visibility
115
369400
5296
Bence bizim hareket liderleri olarak işimiz sadece kendi görünürlüğümüz değil,
06:14
but rather how do we make the whole visible.
116
374720
4616
bütünün görünür olmasını nasıl sağladığımız.
06:19
How do we not just fight for our individual selves
117
379360
3096
Sadece bireysel olarak kendimiz için değil
06:22
but fight for everybody?
118
382480
1816
herkes için nasıl savaştığımız.
06:24
And I also think
119
384320
3336
Ve kanımca,
06:27
leadership looks like everybody in this audience
120
387680
4120
liderlik, siyahi hayatlara destek olan
06:32
showing up for black lives.
121
392960
2816
bu seyircideki herkese benziyor.
06:35
It's not just about coming and watching people on a stage, right?
122
395800
4216
Buraya gelip sahnede insanları izlemekle ilgili değil, değil mi?
sizin nasıl lider olduğunuzla ilgili--
06:40
It's about how do you become that leader --
123
400040
2000
ister iş yerinizde, ister evinizde--
06:42
whether it's in your workplace, whether it's in your home --
124
402064
4112
06:46
and believe that the movement for black lives isn't just for us,
125
406200
4056
ve siyahi hayatlar hareketinin sadece bizim için olmadığına,
06:50
but it's for everybody.
126
410280
1400
herkes için olduğuna inanmanızla ilgili.
06:53
(Applause)
127
413480
3496
(Alkışlar)
MB: Sen ne dersin, Opal?
06:57
MB: What about you, Opal?
128
417000
1616
06:58
OT: So I've been learning a great deal about interdependence.
129
418640
3776
OT: Dayanışma ile ilgili pek çok şey öğreniyorum.
07:02
I've been learning about how to trust your team.
130
422440
3936
Takımınıza nasıl güveneceğinizi öğreniyorum.
07:06
I've come up with this new mantra
131
426400
1616
Üç aylık tatilimden döndükten sonra
bu yeni mantrayı buldum.
07:08
after coming back from a three-month sabbatical,
132
428040
2736
07:10
which is rare for black women to take who are in leadership,
133
430800
3656
ki liderlik konumundaki siyahi kadınlar nadiren bu tatili yapar,
07:14
but I felt it was really important for my leadership and for my team
134
434480
4376
ancak bunun liderliğim ve takımım için gerçekten önemli olduğunu hissettim,
07:18
to also practice stepping back
135
438880
2616
bazen devreye girmek kadar,
07:21
as well as also sometimes stepping in.
136
441520
2080
geri çekilmeyi de deneyimlemek için.
07:24
And what I learned in this process was that we need to acknowledge
137
444360
4976
Ve bu süreçte öğrendiğim şey,
07:29
that different people contribute different strengths,
138
449360
3696
farklı insanların farklı güçlerle destek verdiğini bilmemiz,
ve tüm takımımız ilerlesin diye
07:33
and that in order for our entire team to flourish,
139
453080
3496
07:36
we have to allow them to share and allow them to shine.
140
456600
4136
onların paylaşmalarına ve sivrilmelerine izin vermek zorundayız.
07:40
And so during my sabbatical
141
460760
1696
Çalıştığım organizyonla
07:42
with the organization that I also work with,
142
462480
2576
tatilim boyunca,
benim yokluğumda takımımın ilerlediğini gördüm.
07:45
I saw our team rise up in my absence.
143
465080
3216
07:48
They were able to launch new programs,
144
468320
2456
Yeni programlar başlatabilmişler
07:50
fundraise.
145
470800
1416
ve para toplayabilmişlerdi.
07:52
And when I came back,
146
472240
1696
Ve geri geldiğimde,
07:53
I had to give them a lot of gratitude and praise
147
473960
4056
onlara minnettarlığımı ilettim ve onları övdüm.
Çünkü onlar bana samimiyetle arka çıktıklarını gösterdiler
07:58
because they showed me that they truly had my back
148
478040
3736
08:01
and that they truly had their own backs.
149
481800
2896
ve samimiyetle kendilerine de arka çıktılar.
08:04
You know, in this process of my sabbatical,
150
484720
2616
Bu tatilim sürecinde,
08:07
I was really reminded
151
487360
1256
Ubuntu'nun Güney Afrika
08:08
of this Southern African philosophy of Ubuntu.
152
488640
4936
felsefesini hatırladım.
08:13
I am because you are;
153
493600
2400
Ben sizin sayenizde benim;
08:16
you are because I am.
154
496720
1720
siz de benim sayemde sizsiniz.
Ve farkettim ki; kendi liderliğim
08:19
And I realized that my own leadership,
155
499120
3416
08:22
and the contributions that I'm able to make,
156
502560
2536
ve yapabildiğim katkılar,
onların yaptığı katkılar nedeniyle çoğunlukta oldular, haksız mıyım?
08:25
is in large part due to the contributions that they make, right?
157
505120
4256
08:29
And I have to acknowledge that, and I have to see that,
158
509400
2616
Ve bunu kabullenmeliyim ve görmeliyim.
Benim yeni mantram; "Sakin ol ve takımına güven."
08:32
and so my new mantra is, "Keep calm and trust the team."
159
512040
3280
08:36
And also,
160
516400
1216
Ve ayrıca,
08:37
"Keep calm and thank the team."
161
517640
2416
"Sakin ol ve takımına teşekkür et."
MB: Siyahların Hayatları Önemlidir hareketi bağlamında
08:40
MB: You know, one of the things I feel like I've heard
162
520080
2576
08:42
in the context of the Black Lives Matter movement more than anywhere else
163
522680
3776
duyduğum şeylerden birisi,
08:46
is about being a leaderful movement,
164
526480
2216
lider dolu hareket olması
08:48
and that's such a beautiful concept,
165
528720
1736
ve bu harika bir kavram.
08:50
and I think that something
166
530480
1256
Bence kadınların
08:51
that women often bring to the conversation about leadership
167
531760
2816
sıklıkla liderliğin konusunu açmaları,
08:54
is really the collective piece.
168
534600
1496
gerçekten kolektif bir şey.
Sen ne dersin, Alicia?
08:56
What about you, Alicia?
169
536120
1240
AG: Evet...
08:58
AG: Yeah ...
170
538040
1480
Kaçınız, liderliğin yalnız olduğunun söylendiğini duydunuz?
09:00
How many of you heard that saying that leadership is lonely?
171
540000
3080
09:05
I think that there is an element where leadership is lonely,
172
545400
2896
liderliğin yalnız olduğu yerde bir unsur var,
09:08
but I also believe that it doesn't have to be like that.
173
548320
3216
ayrıca inanıyorum ki, bu böyle olmak zorunda değil.
09:11
And in order for us to get to that point,
174
551560
2456
Ve o noktaya gelebilmemiz için,
bence yapmamız gereken bir kaç şey var.
09:14
I think there's a few things that we need to be doing.
175
554040
2736
09:16
So one is we have to stop treating leaders like superheroes.
176
556800
3840
Biri, liderlere süper kahraman gibi davranmayı bırakmalıyız.
09:21
We are ordinary people attempting to do extraordinary things,
177
561240
5336
Bizler, sıra dışı şeyleri yapma girişiminde bulunan sıradan insanlarız
09:26
and so we need to be supported in that way.
178
566600
2440
ve bu şekilde desteklenmeliyiz.
09:29
The other thing that I've learned about leadership
179
569680
2736
Liderlik hakkında öğrendiğim bir diğer şey,
09:32
is that there's a difference between leadership and celebrities, right?
180
572440
6176
liderlik ve ünlüler arasında bir fark olduğu, değil mi?
09:38
And there's a way in which we've been kind of transformed into celebrities
181
578640
5336
Bizim, sorunları çözmeye çalışan insanlardan ziyade,
ünlülere dönüştürüldüğümüz bir gidişat var.
09:44
rather than people who are trying to solve a problem.
182
584000
2960
09:47
And the way that we treat celebrities is very fickle, right?
183
587840
2936
Ve ünlülere yaptığımız muamele çok değişken, değil mi?
09:50
We like them one day,
184
590800
1256
Bir gün onları seviyoruz,
ertesi gün giydikleri şeyi sevmiyoruz
09:52
we don't like what they're wearing the next day,
185
592080
2256
09:54
and all of a sudden we have issues, right?
186
594360
2296
ve aniden meselemiz oluyor, haksız mıyım?
09:56
So we need to stop deifying leaders
187
596680
2376
Bu yüzden, liderleri ululaştırmayı bırakmalıyız
ki böylece daha çok insan liderliğe adım atabilsin.
09:59
so that more people will step into leadership.
188
599080
2616
10:01
Lots of people are terrified to step into leadership
189
601720
2616
Pek çok insan liderliğe adım atmaktan korkuyor
10:04
because of how much scrutiny they receive
190
604360
2696
başlarına gelecek araştırmalar
ve liderlere karşı gösterilen acımasızlık nedeniyle.
10:07
and how brutal we are with leaders.
191
607080
2480
10:10
And then the last thing that I've learned about leadership
192
610200
2736
Liderlikle ilgili öğrendiğim son şey,
10:12
is that it's really easy to be a leader when everybody likes you.
193
612960
3080
herkesin seni sevdiğinde lider olmanın ne kadar kolay olduğu.
10:17
But it's hard to be a leader when you have to make hard choices
194
617280
4080
Ancak zor seçimler yapmak ve doğru olanı yapmak zorunda olduğunuzda,
10:21
and when you have to do what's right,
195
621960
1856
lider olmak zordur,
10:23
even though people are not going to like you for it.
196
623840
2896
insanlar bundan dolayı sizi sevmeyecek olsalar da.
10:26
And so in that way,
197
626760
1256
Ve şöylelikle,
bence liderleri destekleyeceğimiz bir diğer yol,
10:28
I think another way that we can support leaders
198
628040
2336
10:30
is to struggle with us,
199
630400
2696
bizimle mücadele etmektir,
ama siyasi olarak mücadele etmek,
10:33
but struggle with us politically,
200
633120
1616
10:34
not personally.
201
634760
1736
şahsi olarak değil.
10:36
We can have disagreements without being disagreeable,
202
636520
3896
Kavgacı olmadan ihtilaflarımız olabilir,
10:40
but it's important for us to sharpen each other,
203
640440
3176
ama bizim için önemli olan, birbirimizi bilemektir,
10:43
so that we all can rise.
204
643640
1616
ki böylece hepimiz yükselebilelim.
10:45
MB: That's beautiful, thank you.
205
645280
1559
MB: Çok güzel, teşekkür ederim.
10:46
(Applause)
206
646853
2320
(Alkışlar)
10:51
So you all are doing work
207
651720
2856
Hepiniz, günlük bazda, sizi bazı gaddar ve acı dolu
10:54
that forces you to face some brutal, painful realities
208
654600
4696
gerçeklerle karşılaştıran
10:59
on a daily basis.
209
659320
1200
işi yapıyorsunuz.
11:02
What gives you hope
210
662320
1456
Size bu bağlamda umut
11:03
and inspires you in that context?
211
663800
2280
ve ilham veren şey nedir?
11:07
PC: I am hopeful for black futures.
212
667320
2976
PC: Siyahların geleceği için ümitliyim.
11:10
And I say that because we live in a society
213
670320
4216
Ve bunu söylüyorum çünkü
11:14
that's so obsessed with black death.
214
674560
2656
siyah ölümlerine kafayı takmış bir toplumda yaşıyoruz.
11:17
We have images of our death on the TV screen,
215
677240
4576
Televizyon ekranında ölümlerimizin görüntüleri var,
11:21
on our Twitter timelines,
216
681840
1896
Twitter zaman tünelimizde,
11:23
on our Facebook timelines,
217
683760
2536
Facebook zaman tünelimizde,
11:26
but what if instead we imagine black life?
218
686320
3400
ama bunun yerine siyahi bir hayatı hayal etsek?
11:30
We imagine black people living and thriving.
219
690320
3376
Biz siyahi insanların yaşadığını ve geliştiğini hayal ediyoruz.
11:33
And that --
220
693720
1456
Ve bu--
11:35
that inspires me.
221
695200
1280
bu bana ilham veriyor.
OT: Şu sıralar bana ilham veren şey, göçmenler.
11:39
OT: What inspires me these days are immigrants.
222
699120
3960
11:43
Immigrants all over the world who are doing the best that they can
223
703640
4616
Hayatlarını kazanmak için, hayatta kalmak için ve ayrıca gelişmek için
11:48
to make a living, to survive and also to thrive.
224
708280
4456
ellerinden gelenin en iyisini yapan dünyanın her yerinden gelen göçmenler.
11:52
Right now there are over 244 million people
225
712760
3256
Şu anda, kendi ülkesinde yaşamayan
244 milyonun üstünde insan var.
11:56
who aren't living in their country of origin.
226
716040
2280
Bu, 2000 yılından beri yüzde 40 artış demek.
11:59
This is a 40 percent increase since the year 2000.
227
719120
3680
12:03
So what this tells me
228
723440
1656
Bu bana diyor ki
dünya genelinde eşitsizlikler sadece kötüleşiyor.
12:05
is that the disparities across the globe are only getting worse.
229
725120
4680
12:10
Yet there are people who are finding the strength and wherewithal to travel,
230
730360
5256
Ancak, seyahat etmek için,
12:15
to move,
231
735640
1216
taşınmak için,
12:16
to eke out a better living for themselves
232
736880
2296
kendileri, aileleri ve sevdiklerini kıt kanaat geçindirmek için
12:19
and to provide for their families and their loved ones.
233
739200
2680
güç ve kaynak bulan insanlar da var.
12:22
And some of these people who are immigrants
234
742440
2536
Ve ayrıca, göçmen olan bu insanların bazılarının
hiç bir belgeleri yok.
12:25
are also undocumented.
235
745000
1976
Resmi izinleri yok.
12:27
They're unauthorized.
236
747000
1696
12:28
And they inspire me even more
237
748720
2136
Onlar bana daha fazla ilham veriyor,
12:30
because although our society is telling them, you're not wanted,
238
750880
3736
çünkü, toplumumuz onlara istenmediklerini,
12:34
you're not needed here,
239
754640
1376
burada onlara ihtiyaç olmadığını söylese de
ve çok fazla savunmasız ve tacize, maaş hırsızlığına,
12:36
and they're highly vulnerable and subject to abuse, to wage theft,
240
756040
4376
12:40
to exploitation and xenophobic attacks,
241
760440
3256
istismara ve yabancı düşmanı saldırılara açık olsalar da,
12:43
many of them are also beginning to organize in their communities.
242
763720
4176
onların pek çoğu kendi camialarında organize olmaya başlıyor.
12:47
And what I'm seeing is that there's also an emerging network
243
767920
4176
Gördüğüm şey, ayrıca siyahilerin,
sisteme direnen belgesiz insanların ve varlıklarının
12:52
of black, undocumented people who are resisting the framework,
244
772120
4296
12:56
and resisting the criminalization of their existence.
245
776440
2936
suç olarak kabul edilmesine direnen insanların yeni geliştirdikleri bir ağ var.
12:59
And that to me is incredibly powerful
246
779400
2576
Ve bu, bana göre inanılmaz derecede güçlü bir şey
ve bana her gün ilham veriyor.
13:02
and inspires me every singe day.
247
782000
2000
13:04
MB: Thank you.
248
784320
1200
MB: Teşekkür ederim.
13:06
Alicia?
249
786680
1200
Alicia?
AG: Biliyoruz ki, gençler şimdi ve gelecektir,
13:09
AG: So we know that young people are the present and the future,
250
789120
4016
ancak bana ilham veren şey,
13:13
but what inspires me are older people
251
793160
3416
13:16
who are becoming transformed in the service of this movement.
252
796600
4200
bu hareketin hizmetinde bulunmaya dönüştürülmüş daha yaşlı insanlar.
13:21
We all know that as you get older,
253
801320
1656
Hepimiz biliyoruz ki, yaşlandıkça,
yöntemlerinizde biraz daha sabit oluyorsunuz.
13:23
you get a little more entrenched in your ways.
254
803000
2176
13:25
It's happening to me, I know that's right.
255
805200
2776
Bu bana oluyor, biliyorum ki doğru.
Ama, yaptıkları şeylerde bir yöntemi olan insanlar beni çok etkiliyor,
13:28
But I'm so inspired when I see people who have a way that they do things,
256
808000
4776
13:32
have a way that they think about the world,
257
812800
2056
dünyayı düşünme ile ilgili bir yöntemi olan
13:34
and they're courageous enough to be open to listening to what the experiences are
258
814880
5416
ve eşitilikçi ve adil bir dünyada yaşamak isteyen
13:40
of so many of us who want to live in world that's just
259
820320
3416
pek çoğumuzun deneyimlerini
13:43
and want to live in a world that's equitable.
260
823760
2576
dinlemeye açık olacak kadar cesaretli olan insanlar.
13:46
And I'm also inspired by the actions that I'm seeing older people taking
261
826360
4656
Ayrıca, bu hareketin hizmetinde bulunduğunu gördüğüm
daha yaşlı insanların hareketlerinden de ilham alıyorum.
13:51
in service of this movement.
262
831040
1536
13:52
I'm inspired by seeing older people step into their own power and leadership
263
832600
4856
Kendi güç ve liderliklerine adım atan daha yaşlı insanları görmek de ilham veriyor
13:57
and say, "I'm not passing a torch,
264
837480
2776
ve diyorum ki, " Size bir meşale vermiyorum,
14:00
I'm helping you light the fire."
265
840280
1680
ateş yakmanıza yardım ediyorum."
14:03
(Applause)
266
843240
1216
(Alkışlar)
14:04
MB: I love that --
267
844480
1216
MB: Bunu çok sevdim--
14:05
yes.
268
845720
1376
evet.
Eylem açısından,
14:07
So in terms of action,
269
847120
2216
14:09
I think that it is awesome to sit here and be able to listen to you all,
270
849360
4416
bence, burada oturup sizi dinleyebilmek müthiş
14:13
and to have our minds open and shift,
271
853800
4256
ve görüşlerimizi açmanız ve değiştirmeniz de öyle,
ancak bu, siyahi insanları kurtarmayacak.
14:18
but that's not going to get black people free.
272
858080
2976
Eğer bu seyirciden ve dünyada bizi izleyen insanlardan,
14:21
So if you had one thing you would like this audience
273
861080
3456
14:24
and the folks who are watching around the world to actually do,
274
864560
3696
gerçekten bir şey yapmalarını isteseydiniz,
14:28
what would that be?
275
868280
1200
bu ne olurdu?
14:31
AG: OK, two quick ones.
276
871720
3376
AG: Evet, iki hızlı şey.
Bir, Beyaz Saray'ı arayın.
14:35
One, call the White House.
277
875120
1896
Su koruyucuları,
14:37
The water protectors are being forcibly removed
278
877040
4256
14:41
from the camp that they have set up to defend what keeps us alive.
279
881320
5576
bizi hayata tutan şeyi savunmak için kurdukları kamptan zorla uzaklaştırılıyor.
14:46
And that is intricately related to black lives.
280
886920
2856
Ve bu karmaşık bir şekilde siyahi hayatlar ile ilgili.
14:49
So definitely call the White House and demand that they stop doing that.
281
889800
4056
Bu yüzden kesinlikle, Beyaz Saray'ı arayın ve bu durumu sonlandırmalarını isteyin.
14:53
There are tanks
282
893880
1216
Orada tanklar var
ve polisler, biz şu an konuşurken herkesi tutukluyor.
14:55
and police officers arresting every single person there as we speak.
283
895120
4080
15:00
(Applause)
284
900280
2576
(Alkışlar)
15:02
The second thing that you can do
285
902880
4096
Yapabileceğiniz ikinci şey,
bir şeye katılmak.
15:07
is to join something.
286
907000
2720
15:10
Be a part of something.
287
910360
1336
Bir şeyin parçası olmak.
15:11
There are groups, collectives --
288
911720
2496
Gruplar var, ortak girişimler var--
15:14
doesn't have to be a non-profit, you know what I mean?
289
914240
2576
gönüllü kuruluş olmak zorunda değil, ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
15:16
But there are groups that are doing work in our communities right now
290
916840
3576
Ancak camiamızda, siyahi hayatların önemli olduğundan ve böylece
15:20
to make sure that black lives matter so all lives matter.
291
920440
4016
tüm hayatlarında önemli olduğundan emin olmak için çalışan gruplar var.
15:24
Get involved;
292
924480
1216
Katılın;
15:25
don't sit on your couch and tell people what you think they should be doing.
293
925720
3576
koltuğunuza oturup insanlara ne yapmalarını söylemeyin.
Gidin onu bizimle yapın.
15:29
Go do it with us.
294
929320
1200
MB: Eklemek istediğiniz bir şey var mı çocuklar?
15:31
MB: Do you guys want to add anything?
295
931840
2456
İyi mi? Tamam. --
15:34
That's good? All right. So --
296
934320
1856
Bence bir şeye katılmak,
15:36
And I think that the joining something,
297
936200
2096
eğer katılacağınızı düşündüğünüz bir yer yoksa,
15:38
like if you feel like there's not something where you are, start it.
298
938320
3216
başlatın.
15:41
AG: Start it.
299
941560
1216
AG: Başlatın.
15:42
MB: These conversations that we're having,
300
942800
2056
MB: Bu yaptığımız konuşmaları,
15:44
have those conversations with somebody else.
301
944880
2096
başka birileriyle yapın.
Ve sonra sadece yaptığınız bir konuşma olması yerine,
15:47
And then instead of just letting it be a talk that you had,
302
947000
2816
15:49
actually decide to start something.
303
949840
1696
gerçekten bir şeyler başlatmaya karar verin.
15:51
OT: That's right.
304
951560
1256
OT: Doğru.
15:52
MB: I mean, that's what you all did.
305
952840
1715
MB: Yani, hepinizin yaptığı şey bu.
15:54
You started something, and look what's happened.
306
954579
2256
Bir şeye başladınız ve ne olduğuna bakın.
15:56
Thank you all so much for being here with us today.
307
956859
2917
Hepinize bugün burada bizimle olduğunuz için çok teşekkür ederim.
15:59
OT: Thank you.
308
959800
1216
OT: Teşekkür ederim.
(Alkışlar)
16:01
(Applause)
309
961040
3326
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7