An honest look at the personal finance crisis | Elizabeth White

Çeviri: berat güven Gözden geçirme: Figen Ergürbüz

You know me.

Beni tanıyorsunuz.

I am in your friendship circle hidden in plain sight.

Gözünüzün önünde, arkadaş çevrenizde gizlenen biriyim.

My clothes are still impeccable --

Elbisem hâlâ kusursuz,

bought in the good years when I was still making money.

para kazandığım güzel zamanlardan kalma.

To look at me you would not know

Bana baktığınızda

that my electricity was cut off last week for nonpayment,

faturayı ödeyemediğim için geçen hafta elektriğimin kesildiğini

or that I meet the eligibility requirements for food stamps.

ya da gıda yardımı almaya hak kazandığımı anlamazsınız.

But if you paid attention,

Fakat dikkat ederseniz

you would see that sadness in my eyes --

gözlerimdeki mutsuzluğu görür

hear that hint of fear in my otherwise self-assured voice.

ve kendinden emin gibi çıkan sesimdeki korkunun tonunu duyarsınız.

These days I'm buying the $1.99 trial-size jug of Tide

Bu günlerde iki yakamı bir araya getirmek için 1.99 dolarlık

to make ends meet.

deneme boy deterjan alıyorum.

I bet you didn't know laundry detergent came in that size.

Bahse varım deterjanların bu boyunu bilmiyordunuz.

You invite me to the same expensive restaurants

Beni ikimizin her zaman hoş vakit geçirdiği restorana

the two of us have always enjoyed,

davet edersen

but I order mineral water now with a twist of lemon,

ben, bardağı 12 dolarlık chardonnay değil

not the 12-dollar glass of chardonnay.

sadece limonlu maden suyu söylerim.

I am frugal in my menu choices.

Menüden yemek seçerken kanaatkârım.

Meticulous, I count every penny in my head.

Titizim, her kuruşu aklımdan hesaplarım.

I demur dividing the table bill evenly to cover desserts and designer coffees

Benim içmediğim 2. ya da 3. kadeh şarapları, özel kahveleri

and second and third glasses of wine I did not consume.

ve tatlıları içeren hesabı eşit bölüşmeye itiraz ederim.

I am tired of trying to fake appearances.

Görüntüyü kurtarma adına rol yapmaktan yoruldum.

A friend told me that I'm broke not poor, and there is a difference.

Bir arkadaşım bana, sen yoksul değil meteliksizsin, arada fark var dedi.

I live without cable, my gym membership

Kablolu TV, spor salonu üyeliği

and nail appointments.

ve manikürsüz yaşıyorum.

I've discovered I can do my own hair.

Kendi saçımı yapabildiğimi keşfettim.

There is no retirement savings,

Emeklilik birikimim,

no nest egg.

yastık altı birikimim yok.

I exhausted that long ago.

Onları çok önce tükettim.

There is no expensive condo to draw equity

Pahalı bir dairem, hisse senetlerim

and no husband to back me up.

ve bana destek olacak bir kocam yok.

Months of slow pay and no pay have decimated my credit.

Asgari ödemeler ve yapılmayan ödemeler kredi notumu sıfırladı.

Bill collectors call constantly,

Alacak şirketleri sürekli arıyor

reading verbatim from a script

ve kötü durumuma nazik bir sempati gösterdikten sonra

before expressing polite sympathy for my plight

bir metinden satır satır okuyup

and then demanding payment arrangements I can't possibly meet.

yerine getirmem imkânsız olan bir ödeme planını kabul etmemi istiyorlar.

Friends wonder privately how someone so well educated

Arkadaşlarım bu kadar iyi eğitim alan birinin

ekonomik olarak nasıl çökebildiğini merak ediyorlar.

could be in economic free fall.

I'm still as talented as ever and smart as a whip,

Hâlâ her zamanki kadar zekiyim ve cin gibiyim

but work is sketchy now,

ama işim yarım yamalak,

mostly on and off consulting gigs.

arada sırada yapılan danışmanlık işleri.

At 55 I've learned how to fake cheeriness,

55 yaşımda nasıl numaradan neşeli görünülür onu öğrendim

but there are not many opportunities for work anymore.

fakat artık fazla iş imkânı yok.

I don't remember exactly when it stopped,

İş imkânları tam olarak ne zaman tükendi hatırlamıyorum

but I cannot deny now having entered

fakat şu anda, eskiyi, bir zamanları sık anarak

the uncertain world of formerly and used to be.

puslu bir dünyaya kaydığımı inkâr edemem.

I'm not sure anymore where I belong.

Artık nereye ait olduğumdan emin değilim.

What I do know is that dozens of online job applications

Ama şunu biliyorum, düzinelerce online iş başvurusu

seem to just disappear into a black hole.

sanki karadeliğe girip kayboluyor.

I'm wondering what is to become of me.

Benden ne olacağını merak ediyorum.

So far my health has held up,

Şimdiye kadar sağlığım dayandı

but my body aches -- or is it my spirit?

ama artık bedenim acıyor, yoksa o ruhum mu?

Homeless women used to be invisible to me

Evsiz kadınları eskiden hiç görmezdim

but I appraise them now with curious eyes,

ama şimdi meraklı gözlerle onları takdir ediyor

wondering if their stories started like mine.

ve acaba hikâyeleri benimki gibi mi başladı diye düşünüyorum.

I wrote this piece a year ago.

Bu bölümü geçen yıl yazdım.

It's a composite of my story and other women I know.

Benim ve tanıdığım başka kadınların karma öyküsü.

I wrote it because I was tired of pretending

Bunu yazdım, çünkü iyi olmadığım hâlde

I was all right when I wasn't.

iyiymiş gibi davranmaktan bıkmıştım.

I was tired of faking normal.

Normal rolü yapmaktan yorulmuştum.

I wasn't seeing myself in the popular press.

Kendimi popüler basında göremiyordum.

Nobody I knew was traveling the world or buying a condo in Costa Rica.

Tanıdığım hiç kimse dünyayı gezmiyor veya Costa Rica'da ev almıyordu.

Very few of my friends had set aside the 15 to 20 percent

Uzmanların söylediği gibi, emeklilikte standart hayat sürdürebilmek için

experts tell us we need to maintain our standard of living in retirement.

kazancının %15-20'sini ancak birkaç arkadaşım kenara koyabilmişti.

My friends, many in their 50s and 60s,

Arkadaşlarımın çoğu 50-60 yaşına geldiğinde

were looking at a downward mobility,

sosyal olarak aşağı gidiyor,

a work-for-life proposition,

hayatta kalmak için çalışma dönemine giriyorlar,

just a job loss, medical diagnosis or divorce away from insolvency.

iflas etmelerine, işten çıkma, bir hastalık veya boşanma yetiyor.

We may not have hit rock bottom,

Tam dibe vurmamış olabiliriz

but many of us saw a sequence of events

fakat çoğumuz, dibe vurmanın ihtimal dahilinde olduğuna

where rock bottom was possible for the first time.

ilk kez işaret eden bir dizi olay yaşadık.

And the truth is, it really doesn't take much.

Ve gerçek şu ki, bu cidden fazla zaman almıyor.

The median household in the US

Amerikalı orta gelirli aileler

only has enough savings to replace one month of income.

sadece bir aylık kazançları kadar tasarruf yapabiliyor.

Forty-seven percent of us

%47'miz acil bir durumda

cannot pull together 400 dollars to deal with an emergency.

400 doları bir araya getiremiyor,

That's almost half of us.

neredeyse yarımız demek.

A major car repair and we're standing on the abyss.

Kapsamlı bir araba tamiri yaptır, uçurumun kenarına geliyorsun.

You wouldn't know it to look around you --

Bunu etrafınıza bakarak anlayamazsınız.

I'm not the only one in this situation.

Bu durumda olan yalnızca ben değilim.

There are people in this room who are in the same predicament,

Bu odada aynı sıkıntıyı yaşayan insanlar var.

and if it's not you,

Bu siz değilseniz bile,

it is your parents or your sister or maybe your best friend.

ebeveynleriniz, kızkardeşiniz ya da belki bir dostunuz.

We get good at faking normal.

Normal rolü yapmakta ustalaşıyoruz.

Shame keeps us silent and siloed.

Utanç bizi sessizleştiriyor ve bir köşeye itiyor.

When I first decided I was going to come out with my story,

Hikâyemi açıkça yaymaya ilk karar verdiğimde

bir web sayfası hazırladım

I did a website

and a friend noticed that there were no photos of me --

ve bir arkadaşım sitede hiç fotoğrafım olmadığını fark etti;

it was all kind of cartoons like this.

resimlerin hepsi böyle çizimlerdi.

Even as I was coming out,

Ortaya çıkmaya başlarken bile

I was still hiding.

aslında hâlâ saklanıyordum.

We live in a world where success is defined by income.

Başarının gelirle tanımlandığı bir dünyada yaşıyoruz.

When you say that you have money problems,

Maddi sıkıntın olduğunu söylediğinde,

you're announcing pretty much that you're a loser.

aslında bir anlamda ezik olduğunu ilan etmiş oluyorsun.

When you're a graduate of Harvard Business School as I am,

Eğer benim gibi bir de Harvard Business School mezunuysan

you're some kind of double loser.

bir tür çifte ezik oluyorsun.

We boomers hear a lot about how we have underfunded our retirement;

Biz boomer kuşağı, emeklilik için birikim yapmadığımızı

how it's all our fault.

ve bunun kendi hatamız olduğunu çok işitiyoruz.

Why on earth would we draw down our 401(k) plan to cover the shortfall

Hangi kafayla kendi emeklilik planımızdan para kısıp

on our mother-in-law's nursing home care,

kayınvalidemizin bakım evine ya da çocuğumuzun eğitimine

or to pay for our kid's tuition, or just to survive?

veya sadece hayatta kalmak için para harcıyormuşuz?

We're accused of being poor planners and deadbeats --

Bize planlamada kötü, borcuna nankör, beleşçi suçlamaları yapıyorlar --

all that money we spent on lattes and bottled water.

Latte kahve ve şişe suya harcadığımız o kadar parayla...

To shame and blame is so deliciously tempting.

Ayıplama ve suçlamanın şehvetli bir tadı var.

Many of us don't even wait for others to do it

Hatta çoğumuz bunu başkalarından bile beklemeden

we're so busy doing it to ourselves.

kendimize yapmakla öyle meşgulüz ki.

I say let's own our part:

Şunu diyorum, kendi payımızı kabullenelim:

we all could have saved more.

Hepimiz daha fazla biriktirebilirdik.

I know I could have saved more,

Evet daha fazla tasarruf yapabilirdim

and if you were to rifle through my life over the last 30 years,

ve hayatımın son 30 yılını veya biraz daha geriyi kurcalarsanız

you would see more than one dumb thing I have done financially.

birden fazla kez ahmakça finansal işler yaptığımı görürsünüz.

I can't change that now

Şu an bunu değiştiremem,

and neither can you,

siz de değiştiremezsiniz,

but let's not mix up individual, isolated behavior

fakat, gelin tek bir kişisel, münferit olayı,

7,7 trilyon dolar emeklilik gelir açığına sebep olan

with the systemic factors

that have caused a 7.7-trillion-dollar retirement income gap.

sistem unsurlarıyla karıştırmayalım.

Millions of boomer-age Americans did not land here

Boomer kuşağı Amerikalıları bu duruma

because of too many trips to Starbucks.

çok sık Starbucks'a gittiğinden düşmedi.

We spent the last three decades dealing with flat and falling wages

Son 30 yılımızı, sabit veya düşen ücretler,

and disappearing pensions

eriyip yok olan emekli aylıkları

and through-the-roof cost

ve roket gibi artan

on housing and health care and education.

barınma, sağlık ve eğitim ücretleriyle boğuşarak geçirdik.

It used to not be like this.

Eskiden böyle değildi.

We all remember the three-legged retirement income stool

Hepimiz 3 ayaklı emeklilik gelir taburesini hatırlarız.

which had the savings and pension and social security.

Bu ayaklar, birikim, emekli aylığı ve sosyal güvenlikti.

Well, that stool has gone wobbly.

Kusura bakmayın, tabure artık sallanıyor.

Take savings -- what savings?

Birikim yap. Hangi birikimi?

For many families,

Birçok ailede

there's just nothing left to save after the bills have been paid.

faturalar ödendikten sonra biriktirecek hiçbir şey kalmıyor.

The pension leg of the stool has also gone wobbly.

Taburenin emekli aylığı ayağı da sallanıyor.

We can remember when many people had pensions.

Birçok kişinin emekli aylığı aldığı zamanları hatırlarız.

Today only 13 percent of American workers are employed by companies that offer them.

Bugün, Amerikalı işçilerin sadece %13'ü emekli aylığı veren şirketlerde çalışıyor.

So what did we get instead?

Peki bunun yerine ne aldık?

We got 401(k)-type plans

401(k) emeklilik planı aldık

and suddenly responsibility for retirement planning got shifted

ve aniden, emeklilik planlaması yükümlülüğü

from our companies to us.

şirketlerden bize geçti.

We got the reigns but we also got the risk,

İpler bizim elimizdeydi ama risk de bize aitti

and it turns out that millions of us just aren't that good

ve öyle görünüyor ki milyonlarcamız geçen 40 küsur yılda

at voluntarily investing over 40 years.

gönüllü birikim yapmakta pek iyi değildi.

Millions of us just aren't that good at managing market risk.

Milyonlarcamız piyasa risklerini yönetmede hiç de iyi değil.

And really the numbers tell the story.

Ve rakamlar bize bu durumu çok iyi anlatıyor.

Half of all American households have no retirement savings at all.

Amerikalı ailelerin yarısının hiç emeklilik birikimi yok.

That would be zero.

Yani elde var sıfır.

No 401(k), no IRA, not a dime.

Ne 401(k) planı, ne bireysel emeklilik hesabı var, hatta kuruşu bile yok.

Among 55-to-64-year-olds who do have a retirement account,

55-64 yaş arası emeklilik hesabı sahibi olanlarda

the median value of that account is 104,000 dollars.

hesapların ortanca değeri 104.000 dolar.

Now, 104,000 dollars does sound better than zero,

104.000 dolar sıfıra göre iyi görünebilir

but as an annuity, it generates about 300 dollars.

fakat bu rakam yılda yaklaşık 300 dolar getiri sağlar.

I don't have to tell you that you can't live on that.

Bununla geçinilemeyeceğini söylememe gerek yok.

With savings down,

Birikimlerin erimesiyle

pensions becoming a relic of the past

emekli aylıkları geçmişin bir anısına, kalıntısına dönüşüyor

and 401(k) plans failing millions of Americans,

ve milyonlarca Amerikalının 401(k) planı başarısız oluyor.

many near-retirees are dependent on social security

Çoğu emekliliğe yakın insan emeklilik planlamada

as their retirement plan.

sosyal güvenliğe bağımlı.

But here's the problem.

Ama sorun şu ki,

Social security was never supposed to be the retirement plan.

sosyal güvenlikten kasıt hiçbir zaman emeklilik planı olmadı.

It's not nearly enough.

Alâkası bile yoktu.

At best it replaces something like 40 percent

En iyi şartlarda bile emeklilik öncesi gelirin

of your pre-retirement income.

%40'ını geri öder.

Things have changed a lot

sosyal güvenlik kanununun

from when social security was introduced back in 1935.

1935'de yürürlüğe girmesinden bu yana çok şey değişti.

Then, a 21-year-old male had a 50 percent chance

O zamanlar, 21 yaşında bir erkeğin 65 yaşına kadar

of living until he was 65.

yaşama şansı yüzde 50 idi.

So he retired at 60,

Yani 60'ında emekli olur,

did a little fishing, kissed his grandkids,

biraz balık tutar, torunları öper,

got his gold watch --

bir altın saat hediye edilir

he'd be dead within five years of receiving benefits.

ve aylığı alırken 5 yıl içinde ölürdü.

That's not the pattern today.

Ama günümüzde durum bu değil.

If you're in your late 50s and in good health,

50'lerin sonunda ve sağlıklıysan,

you're going to live easily another 20 or 25 years.

rahatça bir 20, 25 yıl daha yaşarsın.

That's a really long time to make ends meet

Eğer beş parasızsan, iki yakanı bir araya getirmeyle yaşanacak

if you are broke.

çok uzun bir süre.

So what's the play if you've landed here

Peki, vaziyetimiz bu ve diyelim ki

and you're 50 or 55 or 60?

50-60 yaşındayız, ne yapabiliriz?

What's the play if you don't want to land here

Peki 20-30 yaşındaysak

and you're 22 or 32?

ve bu duruma gelmek istemiyorsak ne yapabiliriz?

Here's what I've learned from my own experience.

Deneyimlerimden şunları öğrendim:

The cavalry's not coming.

Kimse imdadımıza yetişmeyecek.

There is no big rescue,

Öyle bir büyük kurtuluş falan yok,

no prince charming,

beyaz atlı prens zaten yok,

no big bailout in the works.

işletmelere yüksek mali yardım da olmaz.

To have a shot at something other than being old and poor in America,

Amerika'da yaşlı ve yoksul olmaktan başka bir şansınız olsun istiyorsanız

we're going to have to save ourselves and each other.

kendi kendimizi ve birbirimizi kurtarmak zorundayız.

I've had to come out of the shadows,

Saklandığım yerden açığa çıkmak

stand here openly,

ve buraya gelmek zorundaydım

and I'm inviting you to do so as well.

ve sizi de aynını yapmaya davet ediyorum.

I'm not going to tell you that it's not easy.

Kolay değildi demeyeceğim.

I ventured though to tell my story

Size öykümü anlatmaya cesaret ettim

because I thought it would make it a little easier for people to tell theirs.

çünkü bunun başkalarının öykülerini anlatmalarını kolaylaştıracağını düşündüm.

I think it's only through our strength in numbers

Bence yalnızca sayısal çoğunluktan gelen gücümüzü kullanarak

that we can begin to change the national "la-la" conversation

yaşadığımız bu emeklilik krizini ulusal bir "boş konuşma" olmaktan

that we are having on this retirement crisis.

başka bir şeye dönüştürmeye başlayabiliriz.

With so many of us shell-shocked and adrift about what has happened to us,

Çoğumuz dinamit yemiş gibi şokta ve başına gelenlerden korkmuş bir halde iken

we're going to have to build up from the grassroots,

tabandan başlayarak benim direnç çemberleri dediğim

forming what I think are resilience circles.

şeyler inşa etmeliyiz.

These are small groups of people coming together

Bunlar, başlarından geçenleri konuşup

to talk about what has happened to them,

kaynakları ve bilgileri paylaşıp

to share resources and information

bir çıkış yolu bulmaya çalışan

and to begin to figure out a way forward.

küçük insan grupları olacak.

I believe from this base that we can find our voices again

İnanıyorum ki bu temelle suskunluğumuzu atıp

and sound the alarm --

sirenleri çalabilir,

start pushing our institutions and policymakers

kurumlara ve politikacılara baskı yaparak

to go hard on this retirement crisis with the urgency it deserves.

bu emeklilik krizine hakettiği ivedilikle müdahale etmelerini sağlayabiliriz.

In the meantime --

Bu sırada --

and there is an "in the meantime" --

evet bir de "bu sırada" var --

we're going to have to adopt a live-low-to-the-ground mindset,

Bu sırada, minimalist yaşam düşüncesini benimseyeceğiz

drastically cutting back on our expenses.

ve harcamalarımızda büyük kesintilere gideceğiz.

And I don't mean just living within our means.

Bundan kastım, imkânımız dahilinde yaşamak değil.

A lot of people are already doing that.

Birçok insan bunu zaten yapıyor.

What is called for now is to,

Şu anda yapmamız gereken,

in a much deeper way,

bunun çok daha derin bir hâli.

ask ourselves what it really means

Kendimize soralım, sahip olunan şeylerle tanımlanmayan

to live a life that is not defined by things.

bir hayat yaşamak ne anlama gelir?

I call it "smalling up."

Ben buna ''küçülmek'' diyorum.

Smalling up is figuring out what you really need

Küçülmek, tokgözlü ve ayaklarınızı yerde hissetmenizi sağlayacak

to feel contented and grounded.

gerçek ihtiyaçlarınızı bulmak demek.

I have a friend who drives really beat-up, raggedy cars,

Bir arkadaşım çok döküntü ve külüstür arabalara biniyor

but he will scrimp and save 15,000 dollars at one point

fakat bir gün bu kıstıklarıyla 15 bin dolar biriktirip

to buy a flute

flüt alacak,

because music is what really matters to him.

çünkü onun için en önemli şey müzik.

He smalled up.

O küçüldü.

I've had to also let go of magical thinking --

Ben ayrıca, yeterince sabredersem

this idea that if I just was patient enough

ve yeterince kemer sıkarsam işler normale dönecek türü

and tightened my belt

sihir bekleyen düşünce kalıplarından

that things would go back to normal.

kurtulmak zorundaydım.

If I just sent in one more CV

"Eğer bir firmaya daha CV gönderirsem,

or applied to one more job online

bir iş başvurusu daha yaparsam

or attended one more networking event

veya bir ağ etkinliğine daha katılırsam

that surely I'd get the kind of job I was used to having.

kesinlikle eski işim gibi bir işe girerim

Surely things would return to normal.

ve tabii ki her şey normale döner" safsatası.

The truth is I'm not going back and neither are you.

Gerçek şu ki, ne ben ne de siz normale döneceğiz.

The normal that we knew is over.

Bizim bildiğimiz normal artık tarih oldu.

In this new place that we are,

İçinde bulunduğumuz bu yeni dünyada

we're going to be asked to do things that we don't want to do.

bizden yapmak istemediğimiz şeyleri yapmamız istenecek.

We're going to be asked to take assignments

Konumumuz, yeteneğimiz ve becerimizin altında

that we think are beneath our station and our talent

görevler almamız istenecek

and our skill.

I have had to get off my throne.

Ben tahtımdan inmek zorundaydım.

Last year, a good friend of mine asked me if I would help her

Geçen yıl bir arkadaşım bir organizasyon işinde

yardım edip edemeyeceğimi sordu.

with some organization work.

I assumed she meant community organizing

Sandım ki Başkan Obama'nın Chicago'da yaptığı türden

along the lines of what President Obama did in Chicago.

bir toplumsal organizasyonu kastediyor.

She meant organizing somebody's closet.

Halbuki birinin gardrobunu düzenlemekten bahsediyormuş.

I said, "I'm not doing that."

"Bunu yapmam" dedim.

She said, "Get off your throne. Money is green."

O da bana dedi ki, "İn şu tahtından, para paradır."

It's not easy being part of the advance team

Bu hızla gelen yeni çalışma ve yaşama çağında

that is ushering in this new era of work and living.

öncü takımda olmak kolay değil.

First is always hardest.

İlk olmak her zaman en zorudur.

First is before there are networks

İlk olmak bağlantılardan,

and pathways and role models ...

kısayollar ve rol modellerden önce var olmak demektir.

before there are policies and ways to show us

Bize ileriye uzanan yolu gösteren haritalar oluşmadan önce

how to go forward.

var olmak demektir.

We're in the middle of a seismic shift,

Sismik bir kaymanın tam ortasındayız

and we're going to have to find bridgework to get us through.

ve bu dönemi atlatmamızı sağlayacak bir köprü iş bulmalıyız.

Bridgework is what we do in the meantime;

Köprü işimiz bu sırada yapacağımız işimiz olacak.

bridgework is what we do

Köprü işimiz, geleceği görmeye çalışırken

while we're trying to figure out what is next.

yapacağımız iş olacak.

Bridgework is also letting go of this notion

Köprü iş aynı zamanda kendi öz kıymet ve değerimizin

that our worth and our value depend on our income

gelirimiz, ünvanımız ve işimizle doğru orantılı olduğu

and our titles and our jobs.

düşüncesini terk etmeyi getirecektir.

Bridgework can look crazy or cool depending on how you were rolling

Köprü işiniz, kişisel finans krizi sizi vurmadan önceki halinize göre

when your personal financial crisis hit.

çılgınca ya da havalı görünebilir.

I have friends with PhDs who are working at the Container Store

Container Store'da çalışan ve Uber veya Lyft süren

or driving Uber or Lyft,

Doktora dereceli arkadaşlarım var

and then I have other friends who are partnering with other boomers

ve öte yandan boomer kuşağı kişilerle ortak olup

and doing really cool entrepreneurial ventures.

güzel girişimcilik serüvenlerine atılan arkadaşlarım da var.

Bridgework doesn't mean that we don't want

Köprü işimizin olması, eski kariyerlerimizde

to build on our past careers,

devam etmek istemiyoruz

that we don't want meaningful work.

veya anlamlı işler istemiyoruz demek değil.

We do.

İstiyoruz.

Bridgework is what we do in the meantime

Köprü iş bir sonraki hamleyi tasarlarken

while we're figuring out what is next.

sadece o sırada yaptığımız şey.

I've also learned to think strategy not failure

Ben ayrıca, yapmak istemediğim bütün şeyleri zihnimde sınıflandırırken

when I'm sort of processing all these things that I don't want to do.

stratejiyi düşünmeyi öğrendim, başarısızlığı değil.

And I say that that's an approach

Ve size bu yaklaşımı

that I would invite you to consider as well.

dikkate almanızı söylüyorum.

So if you need to move in with your brother to make ends meet,

Yani, geçinebilmek için kardeşinle aynı eve taşınman gerekiyorsa

call him.

onu ara.

If you need to take in a boarder to help you pay your mortgage

Eğer ev kredisi veya kirayı ödeyebilmek için

bir odanı kiraya vermen gerekiyorsa,

or pay your rent,

do it.

bunu yap.

If you need to get food stamps,

Eğer gıda yardımı kuponu alman gerekiyorsa,

get the darn food stamps.

git ve kahrolası kuponu al.

AARP says only a third of older adults who are eligible actually get them.

AARP'ye göre şartları uyan yaşlıların sadece 3'te 1'i bunu alıyor.

Do what you need to do to go another round.

Günü atlatmak için ne yapman gerekiyorsa yap.

Know that there are millions of us.

Bilin ki biz milyonlarcayız.

Come out of the shadows.

Karanlıklarda saklanmaktan vazgeç.

Cut back,

Harcamaları kıs,

small up;

küçül,

think strategy, not failure;

stratejiyi düşün, başarısızlığı değil.

get off your throne

Tahtından in

and find the bridgework to get your through the lean times.

ve zor zamanları geçirmeni sağlayacak köprü işini bul

As a country, we have achieved longevity,

Ülke olarak, tanı, tedavi ve hastalıkların kontrolüne

investing billions of dollars in the diagnosis, treatment

milyarlarca dolar harcayarak

and management of disease.

uzun yaşamı başardık.

It's not enough to just live a long time.

Yalnızca uzun yaşamak yetmiyor,

We want to live well.

güzel yaşamak da istiyoruz.

We haven't invested nearly as much in the physical infrastructure

Bunu sağlayacak fiziksel altyapıya

to ensure that that happens.

yeteri kadar yatırım yapmadık.

We need now a new way of thinking

Artık Amerika'da yaşlı olmakla ilgili

about what it means to be old in America.

yeni bir tutuma ihtiyacımız var.

And we need guidance and ideas about how to live

Ve mütevazı bir gelirle nasıl daha zengin ve içi dolu

a richly textured life

bir hayat yaşayabileceğimizi gösteren

on a much more modest income.

fikir ve rehberlere ihtiyacımız var.

So I am calling on change agents

Değişimin temsilcileri,

and social entrepreneurs,

sosyal girişimciler,

artists and elders

sanatçılar ve yaşlılar

and impact investors.

ve sosyal amaçlı yatırımcılar,

I'm calling on developers and disrupters of the status quo.

geliştiriciler ve mevcut durumu değiştireceklere sesleniyorum.

We need you to help us imagine

Bizim önümüzde yaşayacağımız uzun yıllarda

how to invest in the services and products and infrastructure

haysiyetimizi, bağımsızlığımızı ve mutluluğumuzu destekleyecek

that will support our dignity,

hizmet, ürün ve altyapılara

our independence and our well-being

nasıl yatırım yapılacağını

in these many, many decades that we're going to live.

tasavvur etmede yardımınıza ihtiyacımız var.

My journey has taken me from a place of fear and shame

Benim yolculuğum, beni korku ve utanç dolu bir yerden

to one of humility and understanding.

tevazu ve anlayış içeren bir yere getirdi.

I'm ready now to link shields with others,

Bu şavaşı vermede artık diğer insanlarla

to fight this fight,

tek vücut olmaya hazırım

and I'm inviting you to join me.

ve sizi bana katılmaya davet ediyorum.

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkış)