3 steps to turn everyday get-togethers into transformative gatherings | Priya Parker

139,044 views ・ 2019-07-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gamze Blommerde Gözden geçirme: Merve Kılıç
00:13
When I was a child,
0
13026
1497
Ben küçükken
00:14
every other Friday,
1
14547
1159
iki haftada bir cumaları
00:15
I would leave my mother and stepfather's home --
2
15730
2942
ateist, budist, agnostik, vejetaryen olan ve zaman zaman New Age tarzında takılan
00:18
an Indian and British, atheist, Buddhist,
3
18696
4649
son derece demokratik hayat süren biri Hintli ve biri İngiliz olan
00:23
agnostic, vegetarian, new age-y sometimes,
4
23369
5654
annem ve üvey babamın evinden ayrılır
00:29
Democratic household.
5
29047
1292
00:31
And I would go 1.4 miles to my father and stepmother's home
6
31339
4473
ve 2,2 km ötede yaşayan babam ve üvey annemin evine gider
00:35
and enter a white, Evangelical Christian,
7
35836
3584
onların beyaz, Evanjelist Hristiyan,
00:39
conservative, Republican,
8
39444
2853
muhafazakâr, cumhuriyetçi,
00:42
twice-a-week-churchgoing,
9
42321
2515
haftada iki defa kiliseye gidilen
00:44
meat-eating family.
10
44860
2094
ve mutfağında et pişen aile yaşamına katılırdım.
00:47
It doesn't take a shrink to explain how I ended up
11
47996
2450
Sonuç olarak uyuşmazlık çözümlemesi alanında
00:50
in the field of conflict resolution.
12
50470
1716
çalışmayı seçmemin nedeni çok bariz.
00:52
(Laughter)
13
52210
1542
(Gülüşmeler)
00:54
Whether I was facilitating dialogues in Charlottesville or Istanbul
14
54164
3747
Charlottesville, İstanbul ya da Ahmedabad fark etmeksizin
00:57
or Ahmedabad,
15
57935
1223
uyuşmazlıkları çözümlerken
00:59
the challenge was always the same:
16
59182
1905
01:02
despite all odds,
17
62088
1699
Tüm kültür farklılıklarına rağmen
01:03
and with integrity,
18
63811
1542
yine de dürüst kalarak
01:05
how do you get people to connect meaningfully,
19
65377
2901
insanların anlamlı bir şekilde iletişime geçmeleri,
01:08
to take risks,
20
68302
1618
riskler almaya yönelmeleri
01:09
to be changed by their experience?
21
69944
2564
ve bu deneyimle birlikte değişmeleri nasıl sağlanırdı?
01:13
And I would witness extraordinarily beautiful electricity in those rooms.
22
73626
5479
Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken
01:19
And then I would leave those rooms
23
79930
1682
bu ortamı terk ettiğimde ise
01:21
and attend my everyday gatherings like all of you --
24
81636
2768
aynı sizler gibi gündelik hayattaki toplantılara katılır,
01:24
a wedding or a conference or a back-to-school picnic --
25
84428
3217
bir düğüne, konferansa ya da okula dönüş pikniğine giderdim
01:27
and many would fall flat.
26
87669
1663
ki bu toplantıların çoğu da vasat kalırdı.
01:30
There was a meaning gap
27
90155
1832
Benim gündelik toplantılarımla
01:32
between these high-intensity conflict groups
28
92011
2620
zıt grupların yüksek gerilimli ortamı arasında
01:34
and my everyday gatherings.
29
94655
2051
bir mana farklılığı seziyordum.
01:37
Now, you could say, sure, somebody's birthday party
30
97412
2444
Diyebilirsiniz ki, basit bir doğum günü partisinin
01:39
isn't going to live up to a race dialogue,
31
99880
2335
ırkçılık tartışmasına dönüşecek hali yok tabii,
01:42
but that's not what I was responding to.
32
102239
2005
ancak benim anlatmaya çalıştığım bu değil.
01:45
As a facilitator,
33
105688
1395
Bir uyuşmazlık çözümlemecisi,
01:47
you're taught to strip everything away
34
107107
2073
her şeyi bir kenara bırakıp
01:49
and focus on the interaction between people,
35
109204
2989
sadece insanlar arasındaki etkileşime odaklanmayı öğrenir.
01:52
whereas everyday hosts focus on getting the things right --
36
112217
4099
Günlük bir organizasyonun ev sahibi ise her şeyin yerli yerinde olmasına odaklanır
01:56
the food, the flowers, the fish knives --
37
116340
3033
-yemek, çiçekler, balık bıçağı gibi-
01:59
and leave the interaction between people largely to chance.
38
119397
3324
ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.
02:03
So I began to wonder how we might change our everyday gatherings
39
123599
4279
Ben de düşünmeye başladım, nasıl yapsak da günlük toplantılarımızda
02:07
to focus on making meaning by human connection,
40
127902
4194
yemek gibi ayrıntılara takılmak yerine insanları daha anlamlı bir şekilde
02:12
not obsessing with the canapés.
41
132120
2188
bir araya getirmeye odaklansak diye.
02:15
And I set out and interviewed dozens of brave and unusual hosts --
42
135777
3877
Bunun için de onlarca cesur ve ilginç organizasyon sahibiyle röportaj yaptım;
02:19
an Olympic hockey coach, a Cirque du Soleil choreographer,
43
139678
3184
bir olimpik hokey antrenörüyle, Cirque du Soleil koreografıyla,
02:22
a rabbi, a camp counselor--
44
142886
2083
bir hahamla, kamp sorumlusuyla.
02:24
to better understand what creates meaningful
45
144993
2340
Toplantıyı manalı kılan ve insanları dönüştüren şeyin
02:27
and even transformative gatherings.
46
147357
1837
ne olduğunu öğrenmekti amacım.
02:29
And I want to share with you some of what I learned today
47
149513
2668
Bugün de öğrendiklerimi, yani yeni toplantı kurallarını
02:32
about the new rules of gathering.
48
152205
2083
sizlerle paylaşmak istiyorum.
02:35
So when most people plan a gathering,
49
155812
1774
Pek çokları bir toplantı planlarken
02:37
they start with an off-the-rack format.
50
157610
2289
kalıplaşmış bir formattan yola çıkıyor.
02:39
Birthday party? Cake and candles.
51
159923
2798
Doğum günü partisi mi? Pasta ve mum lazım.
02:43
Board meeting?
52
163112
1237
Yönetim kurulu toplantısı mı?
02:44
One brown table, 12 white men.
53
164373
2602
Kahverengi bir masa ve on iki adet beyaz erkeğe ihtiyaç var.
02:46
(Laughter)
54
166999
2440
(Gülüşmeler)
02:51
Assuming the purpose is obvious, we skip too quickly to form.
55
171405
4286
Amacın zaten çok belirli olduğu düşünülüp doğrudan formata geçiliyor.
02:55
This not only leads to dull and repetitive gatherings,
56
175715
2656
Bu da toplantıları sadece sıkıcı ve benzer yapmıyor,
02:58
it misses a deeper opportunity
57
178395
2225
aynı zamanda da daha önemli bir şeyi,
03:00
to actually address our needs.
58
180644
2416
ihtiyaçlarımıza hitap etme fırsatını kaçırtıyor.
03:03
The first step of creating more meaningful everyday gatherings
59
183904
3608
Daha anlamlı bir günlük toplantı organize etmenin ilk adımı,
03:08
is to embrace a specific disputable purpose.
60
188405
3746
özgün, tartışmaya yer açan bir amaç benimsemekten geçiyor.
03:13
An expectant mother I know was dreading her baby shower.
61
193381
3565
Tanıdığım bir anne adayı doğum öncesi partisi vermekten çekiniyordu.
03:17
The idea of "pin the diaper on the baby" games
62
197542
2907
Kartondan bebeklerle oynanan kalıplaşmış oyunları
03:20
and opening gifts felt odd and irrelevant.
63
200473
2830
ya da hediye açma törenini tuhaf ve önemsiz buluyordu.
03:23
So she paused to ask:
64
203787
1343
O da bir an durup düşündü:
03:25
What is the purpose of a baby shower?
65
205154
2641
"Doğum öncesi partisi neden verilir
03:27
What is my need at this moment?
66
207819
2735
ve benim şu anda ihtiyacım olan nedir?"
03:31
And she realized it was to address her fears
67
211268
2336
Bu şekilde farkına vardı ki asıl ihtiyacı olan şey
03:33
of her and her husband's -- remember that guy? --
68
213628
3160
kendisinin ve eşinin -onu da unutmamak gerek- ebeveynliğe geçişteki
03:36
transition to parenthood.
69
216812
1581
korkularından bahsetmekti.
03:38
And so she asked two friends to invent a gathering based on that.
70
218817
3623
O da iki arkadaşından bu temayla ilgili bir parti hazırlamalarını istedi.
03:42
And so on a sunny afternoon, six women gathered.
71
222978
3060
Güneşli bir öğle sonrası altı kadın buluşmuş oldular.
03:46
And first, to address her fear of labor -- she was terrified --
72
226062
4682
İlk olarak da doğum korkusundan konuştular zira anne adayı doğumdan çok korkuyordu.
03:50
they told her stories from her life
73
230768
2308
Anne adayına onun hayatından hikâyeler anlattılar
03:53
to remind her of the characteristics she already carries --
74
233100
3823
ki aslında sahip olduğu
03:56
bravery, wonder, faith, surrender --
75
236947
3740
cesur, mucizevi, inançlı, feragatli karakterini ona hatırlatsın
04:01
that they believed would carry her and help her in labor as well.
76
241513
3307
ve doğum sırasında ona yardımcı olsun diye.
04:04
And as they spoke, they tied a bead for each quality into a necklace
77
244844
4660
Her karakter özelliği için de getirdikleri kolyeye bir boncuk bağladılar,
04:09
that she could wear around her neck in the delivery room.
78
249528
3104
bu kolyeyi doğum sırasında da taksın diye.
04:13
Next, her husband came in,
79
253216
2022
Sonrasında baba adayı da onlara katıldı,
04:15
and they wrote new vows, family vows, and spoke them aloud,
80
255262
3927
karı koca yeni aile yeminleri yazdılar ve bunları yüksek sesle okudular.
04:19
first committing to keep their marriage central
81
259213
2305
Ebeveyn olduklarında evliliklerinin önce geleceğine
04:21
as they transitioned to parenthood,
82
261542
1681
yemin ettiler ilk olarak,
04:23
but also future vows to their future son
83
263247
2807
sonrasında da doğacak oğulları için bir yemin yazdılar,
04:26
of what they wanted to carry with them from each of their family lines
84
266078
3302
her iki aileye ait vasıflardan hangilerini oğullarına öğreteceklerini
04:29
and what would stop with this generation.
85
269404
2435
ve hangilerinden onu uzak tutacaklarını söylediler.
04:32
Then more friends came along, including men, for a dinner party.
86
272392
3764
Sonunda da akşam yemeği için kadınlı erkekli bir arkadaş grubu katıldı onlara.
04:36
And in lieu of gifts, they each brought a favorite memory from their childhood
87
276180
3916
Hediye yerine her biri kendi çocukluk dönemine ait bir hatırayı getirmişti
04:40
to share with the table.
88
280120
1654
ve bu hatıraları paylaştılar.
04:41
Now, you might be thinking this is a lot for a baby shower,
89
281798
3791
Bütün bunların bir doğum öncesi partisi için çok fazla olduğunu düşünebilirsiniz
04:45
or it's a little weird or it's a little intimate.
90
285613
2688
ya da biraz garip olduğunu, fazlaca özele girdiğini.
04:48
Good.
91
288325
1174
Şöyle söyleyeyim,
04:49
It's specific.
92
289523
1240
bu gayet özgün
04:50
It's disputable.
93
290787
1606
ve tartışmaya yer açan bir toplantı.
04:52
It's specific to them,
94
292417
1589
O insanlara özgün,
04:54
just as your gathering should be specific to you.
95
294030
2819
tıpkı sizin toplantılarınızın da size özgün olması gerektiği gibi.
04:58
The next step of creating more meaningful everyday gatherings
96
298353
3694
Daha anlamlı bir günlük toplantı organize edebilmenin ikinci adımı,
05:02
is to cause good controversy.
97
302071
2702
iyi bir tartışma ortamı yaratmaktan geçiyor.
05:05
You may have learned, as I did,
98
305908
1635
Belki benim gibi sizlere de
05:07
never to talk about sex, politics or religion at the dinner table.
99
307567
3357
yemek masasında seks, politika ve dinden bahsedilmemesi öğretilmiştir.
05:11
It's a good rule in that it preserves harmony,
100
311295
2907
Güzel bir kural aslında, ortamdaki uyumu korur
05:14
or that's its intention.
101
314226
1607
ya da en azından bunu amaçlar.
05:15
But it strips away a core ingredient of meaning, which is heat,
102
315857
4472
Ancak toplantıyı anlamlı kılan kilit bir bileşeni, böyle ortak bir konunun
05:20
burning relevance.
103
320353
1626
cezbedici hararetini yok eder.
05:22
The best gatherings learn to cultivate good controversy
104
322736
4147
İyi bir toplantı kendiliğinden doğru koşulları yaratarak
05:26
by creating the conditions for it,
105
326907
2366
iyi bir tartışma ortamı üretir.
05:29
because human connection is as threatened by unhealthy peace
106
329297
4458
Zira insanlar arasındaki iletişimi bozan sadece sağlıksız bir uyuşmazlık değil
05:33
as by unhealthy conflict.
107
333779
1781
aynı zamanda da sağlıksız bir huzurdur.
05:37
I was once working with an architecture firm,
108
337218
2711
Bir seferinde bir mimarlık şirketiyle çalışmıştım,
05:39
and they were at a crossroads.
109
339953
1479
şirket bir dönüm noktasındaydı.
05:41
They had to figure out whether they wanted to continue to be an architecture firm
110
341456
3862
Bir mimarlık şirketi olarak devam edip yapı inşaatına mı odaklanmaları
05:45
and focus on the construction of buildings
111
345342
2011
yoksa yeni moda dizayn firmasına dönüşerek
05:47
or pivot and become the hot new thing, a design firm,
112
347377
2486
mekânlar inşa etmenin ötesine mi geçmeleri
05:49
focusing on beyond the construction of spaces.
113
349887
2813
gerektiğine karar veremiyorlardı.
05:52
And there was real disagreement in the room,
114
352724
2077
Ortada gerçek bir fikir uyuşmazlığı vardı
05:54
but you wouldn't know, because no one was actually speaking up publicly.
115
354825
3416
ancak bunu göremiyordunuz çünkü kimse fikrini paylaşmıyordu.
05:58
And so we hosted good controversy.
116
358265
1845
Biz de iyi bir tartışma ortamı kurduk.
06:00
After a lunch break, all the architects came back,
117
360134
3193
Öğle yemeğinden sonra tüm mimarlar geri geldiğinde
06:03
and we hosted a cage match.
118
363351
3044
bir kafes dövüşü düzenledik.
06:07
They walked in,
119
367479
1187
Mimarlar içeri girdiler,
06:08
we took one architect, put him in one corner to represent architecture,
120
368690
3405
onlardan birini bir köşeye oturtup yapı mimarisini savunmasını istedik,
06:12
the other one to represent design.
121
372119
1865
diğer köşedeki de dizaynı savunacaktı.
06:14
We threw white towels around their necks,
122
374008
1978
Boyunlarına da birer beyaz havlu verdik,
06:16
stolen from the bathroom -- sorry --
123
376010
2198
havluları banyodan çalmıştık ama neyse,
06:18
played Rocky music on an iPad,
124
378232
2427
iPadlerden birinde Rocky müziği açtık,
06:20
got each a Don King-like manager
125
380683
2169
her birine Don King benzeri bir menajer verdik
06:22
to rev them up and prepare them with counterarguments,
126
382876
2601
ki şevke gelsinler, karşı savlara hazırlansınlar diye
06:25
and then basically made them each argue the best possible argument
127
385501
3511
ve firmanın geleceği için en iyisi olduğunu düşündükleri argümanları
06:29
of each future vision.
128
389036
1609
birbirleriyle yarıştırdık.
06:31
The norm of politeness was blocking their progress.
129
391344
3294
Ama kibar olma gereği hissediyorlar ve bu yüzden ilerleyemiyorlardı.
06:34
And we then had everybody else physically choose a side
130
394662
4006
Biz de geri kalan herkesten iş arkadaşlarının gözü önünde
06:38
in front of their colleagues.
131
398692
1640
bir taraf seçmelerini istedik.
06:40
And because they were able to actually show where they stood,
132
400356
2967
Herkesin açık açık nerede durduğunu gösterebilmesiyle birlikte
06:43
they broke an impasse.
133
403347
1287
kördüğüm çözülmüş oldu.
06:45
Architecture won.
134
405240
1493
Yapı mimarisi kazandı.
06:47
So that's work.
135
407479
1443
Bu iş dünyasından bir örnekti.
06:48
What about a hypothetical tense Thanksgiving dinner?
136
408946
5181
Peki ya gergin geçebilecek bir Şükran Günü örneği vermek istersek?
06:54
Anyone?
137
414151
1233
Fikri olan?
06:55
(Laughter)
138
415408
1671
(Gülüşmeler)
06:58
So first, ask the purpose.
139
418041
2532
Öncelikle amacı sorgulayalım.
07:00
What does this family need this year?
140
420597
3200
Yemeği verecek olan ailenin bu sene neye ihtiyacı var?
07:04
If cultivating good heat is part of it,
141
424594
3016
Eğer sağlıklı bir hararetli ortamsa ihtiyaç duyulan,
07:07
then try for a night banning opinions and asking for stories instead.
142
427634
4911
fikir paylaşımı yerine bir geceliğine hikâye paylaşımı denenebilir.
07:13
Choose a theme related to the underlying conflict.
143
433387
2917
İçinde çatışma unsuru bulunduran bir tema seçin örneğin
07:16
But instead of opinions,
144
436995
1151
ve herkese fikirleri yerine
07:18
ask everybody to share a story from their life and experience
145
438170
3056
hayat tecrübelerinden bir hikâye paylaşmalarını söyleyin.
07:21
that nobody around the table has ever heard,
146
441250
2512
O masadaki kimsenin duymadığı bir hikâye olsun,
07:23
to difference or to belonging
147
443786
2565
farklılıklar ya da aidiyetle ilgili
07:26
or to a time I changed my mind,
148
446375
2399
ya da fikirlerin değiştiği bir döneme ait olsun
07:29
giving people a way in to each other
149
449542
2224
ve ortamın huzuru bozulmadan
07:31
without burning the house down.
150
451790
1880
herkes birbirinin dünyasına girebilsin.
07:35
And finally, to create more meaningful everyday gatherings,
151
455559
3278
Daha anlamlı bir günlük toplantı organize edebilmenin üçüncü adımı da
07:39
create a temporary alternative world
152
459948
2779
tek seferlik ve duruma özgün kurallar kullanarak
07:42
through the use of pop-up rules.
153
462751
2986
geçici bir alternatif dünya yaratmak.
07:47
A few years ago, I started noticing invitations coming with a set of rules.
154
467021
3740
Bundan birkaç yıl önce fark etmiştim davetiyelere çeşitli kurallar eklendiğini.
07:51
Kind of boring or controlling, right?
155
471580
2484
Sıkıcı ya da kontrol edici kurallar mı dersiniz?
07:55
Wrong.
156
475000
1233
Kesinlikle hayır.
07:56
In this multicultural, intersectional society,
157
476257
2756
Bulunduğumuz bu çok kültürlü ve kesişimsel toplumda,
07:59
where more of us are gathered and raised
158
479037
2077
çoğumuzun bir araya getirilip
08:01
by people and with etiquette unlike our own,
159
481138
2767
bizimkilere benzemeyen normlarla yetiştirildiği,
08:03
where we don't share the etiquette,
160
483929
2269
kendi normlarımızınsa farklı kaldığı bu toplumda
08:06
unspoken norms are trouble,
161
486222
1916
dile getirilmeyen kurallar sorun doğurur.
08:09
whereas pop-up rules allow us to connect meaningfully.
162
489141
3554
Halbuki özgün, anında belirlenen kurallar manalı bir toplanmaya kapı açar.
08:12
They're one-time-only constitutions for a specific purpose.
163
492719
4169
Bunlar, özel bir amaca hizmet eden tek seferlik anayasalar gibidir.
08:16
So a team dinner,
164
496912
2521
İş yerindekilerle çıkılan bir yemekte örneğin,
08:19
where different generations are gathering
165
499457
2225
farklı jenerasyonlar bir araya gelir ki
08:21
and don't share the same assumptions of phone etiquette:
166
501706
3099
bu grupların topluluk içinde telefon kullanma kuralları farklıdır.
08:25
whoever looks at their phone first
167
505991
1970
"Telefonuna ilk bakan hesabı üstlenir!"
08:27
foots the bill.
168
507985
1255
kuralı böyle bir ortamda
08:29
(Laughter)
169
509264
1412
(Gülüşmeler)
08:30
Try it.
170
510700
1206
denenebilir mesela.
08:31
(Applause)
171
511930
1468
(Alkışlar)
08:33
For an entrepreneurial advice circle of just strangers,
172
513422
2885
Girişimcilik tavsiyeleri verilen bir toplantıda
08:36
where the hosts don't want everybody to just listen
173
516331
2433
tek konuşanın o bilindik, cesur sermayeci olmasını
08:38
to the one venture capitalist in the room --
174
518788
2056
önlemek için
08:40
(Laughter)
175
520868
1016
(Gülüşmeler)
08:41
knowing laugh --
176
521908
1443
-anladığınızı görebiliyorum-
08:43
(Laughter)
177
523375
1034
(Gülüşmeler)
08:44
you can't reveal what you do for a living.
178
524433
3424
katılımcıların mesleklerini söylemelerinin yasak olması kuralı mesela.
08:48
For a mom's dinner,
179
528437
1747
Ya da annelerin buluştuğu bir yemekte
08:50
where you want to upend the norms
180
530208
1669
bir araya geldiklerinde hep konuşulan
08:51
of what women who also happen to be mothers talk about when they gather,
181
531901
4515
standart konuları değiştirmek adına, çocuklarından bahsederlerse
08:56
if you talk about your kids, you have to take a shot.
182
536440
3057
ceza olarak bir shot kadehini kafaya dikmeleri kuralı gibi.
08:59
(Laughter)
183
539521
2618
(Gülüşmeler)
09:02
That's a real dinner.
184
542624
1314
Tam bir akşam yemeği yani.
09:05
Rules are powerful,
185
545258
2045
Kurallar son derece güçlüdür
09:07
because they allow us to temporarily change and harmonize our behavior.
186
547327
4869
zira geçici olsa da değişmemizi ve kendimizi ortama uydurmamızı sağlar.
09:12
And in diverse societies,
187
552220
1990
Duruma özgün, tek seferlik kuralların da
09:14
pop-up rules carry special force.
188
554234
2324
farklı toplumlar üzerinde özgün etkileri vardır.
09:17
They allow us to gather across difference,
189
557028
2241
Farklılıkları aşarak bir araya gelmemizi,
09:19
to connect,
190
559293
1484
bağlanmamızı sağlar,
09:20
to make meaning together
191
560801
1359
aynı olmak zorunda olmadan
09:22
without having to be the same.
192
562184
1774
bir aradalığımızı anlamlı kılar.
09:25
When I was a child,
193
565104
1478
Ben küçükken
09:27
I navigated my two worlds by becoming a chameleon.
194
567564
2972
iki farklı dünyamda da yolumu bir bukalemuna dönüşerek bulurdum.
09:31
If somebody sneezed in my mother's home,
195
571266
2211
Mesela biri hapşırdığında annemin evindeysem
09:33
I would say, "Bless you,"
196
573501
1630
"Çok yaşa",
09:35
in my father's, "God bless you."
197
575155
2828
babamın evindeysem "Tanrı seni korusun" derdim.
09:38
To protect myself, I hid,
198
578848
2368
Kendimi korumak adına, pek çoklarımız gibi
09:41
as so many of us do.
199
581240
1524
ben de saklanmayı seçerdim.
09:43
And it wasn't until I grew up and through conflict work
200
583420
2759
Yetişkin olup uyuşmazlık alanında çalışana kadar da
09:46
that I began to stop hiding.
201
586203
2019
saklanmayı bırakmadım.
09:49
And I realized that gatherings for me,
202
589730
2844
Bu noktada görüyorum ki bütün o toplantıların
09:52
at their best,
203
592598
1587
bana göre en üst amacı
09:54
allow us to be among others,
204
594209
2344
bizlerin bir araya gelmesini,
09:57
to be seen for who we are,
205
597410
2512
kim olduğumuzu göstermemizi
09:59
and to see.
206
599946
2135
ve görmemizi sağlamak.
10:03
The way we gather matters
207
603510
2208
Nasıl toplandığımızın önemi de çok büyük
10:07
because how we gather
208
607210
2352
zira toplantı tarzımız aynı zamanda
10:09
is how we live.
209
609586
1294
hayatımızı nasıl yaşadığımızı gösterir.
10:11
Thank you.
210
611627
1157
Teşekkürler.
10:12
(Applause)
211
612808
2922
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7