How judges can show respect | Victoria Pratt

79,765 views ・ 2017-12-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Begüm Kaya Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
"Judge, I want to tell you something. I want to tell you something.
0
13000
3936
"Hakim hanım, sana bir şey söylemek istiyorum. Bir şey demek istiyorum.
00:16
I been watching you
1
16960
1736
Seni izliyordum,
00:18
and you're not two-faced.
2
18720
1896
sen iki yüzlü değilsin.
00:20
You treat everybody the same."
3
20640
2360
Sen herkese aynı şekilde davranıyorsun."
00:23
That was said to me by a transgender prostitute
4
23680
3416
Bu bana bir transseksüel seks işçisi tarafından söylendi,
00:27
who before I had gotten on the bench
5
27120
2256
kendisi ben kürsüye çıkmadan önce
00:29
had fired her public defender,
6
29400
2536
devlet tarafından atanan avukatını kovmuş,
00:31
insulted the court officer
7
31960
1976
mahkeme görevlisini aşağılamış
00:33
and yelled at the person sitting next to her,
8
33960
2136
ve yanında oturan kişiye bağırmıştı.
00:36
"I don't know what you're looking at. I look better than the girl you're with."
9
36120
3736
"Neye baktığını bilmiyorum. Beraber olduğun kızdan daha güzelim."
00:39
(Laughter)
10
39880
1696
(Kahkaha)
00:41
She said this to me
11
41600
1896
Bunu bana
00:43
after I said her male name low enough
12
43520
2536
sadece kayıtlara geçebilsin diye
00:46
so that it could be picked up by the record,
13
46080
2936
erkek ismini yavaşça söyledikten sonra,
00:49
but I said her female name loud enough
14
49040
2056
avukatının masasına giderken
00:51
so that she could walk down the aisle towards counselor's table with dignity.
15
51120
4640
koridorda onuruyla yürümesi için kadın adını yüksek sesle söyleyince dedi.
00:56
This is procedural justice, also known as procedural fairness,
16
56280
3696
Bu usul adaletidir, usulen eşitlik olarak da bilinir,
01:00
at its best.
17
60000
1576
en iyi ihtimalle.
01:01
You see, I am the daughter of an African-American garbageman
18
61600
3696
Ben, Harlem'de doğmuş
ve yazlarını ayrımlaşmış Güney'de geçirmiş
01:05
who was born in Harlem
19
65320
1256
01:06
and spent his summers in the segregated South.
20
66600
3016
Afrikan Amerikalı bir çöpçünün kızıyım.
01:09
Soy la hija de una peluquera dominicana.
21
69640
2776
Soy la hija de peluquera dominicana.
01:12
I do that to make sure you're still paying attention.
22
72440
2496
Dikkat verdiğinizden emin olmak için bunu yapıyorum.
01:14
(Laughter)
23
74960
1336
(Kahkaha)
01:16
I'm the daughter of a Dominican beautician
24
76319
2257
Çocuğuna daha iyi bir yaşam vermek için
01:18
who came to this country for a better life for her unborn children.
25
78600
3816
bu ülkeye gelen Dominikli bir kuaförün kızıyım.
01:22
My parents taught me, you treat everyone you meet with dignity and respect,
26
82440
4016
Ailem bana tanıştığım herkese karşı saygılı ve onurlu davranmamı öğretti,
01:26
no matter how they look, no matter how they dress,
27
86480
2416
nasıl göründüklerini, nasıl giyindiklerini,
01:28
no matter how they spoke.
28
88920
2256
nasıl konuştuklarını önemsemeden.
01:31
You see, the principles of fairness
29
91200
2616
Eşitliğin ilkeleri
01:33
were taught to me at an early age,
30
93840
3736
bana çok küçük yaşta öğretilmişti
01:37
and unbeknownst to me, it would be the most important lesson
31
97600
2936
ve farkında olmadığım halde en önemli ders olmuştu,
01:40
that I carried with me to the Newark Municipal Court bench.
32
100560
3816
Newark Belediye Mahkemesi kürsüsüne de yanımda taşıdığım bır ders.
01:44
And because I was dragged off the playground
33
104400
2816
Çocuk parkından 10'lu yaşların başında aile fertlerime
01:47
at the early age of 10 to translate for family members
34
107240
3736
çeviri yapmak için çekilip alınmıştım
01:51
as they began to migrate to the United States,
35
111000
3376
çünkü ailem Birleşik Devletler'e göç etmeye başlamıştı,
01:54
I understand how daunting it can be for a person, a novice,
36
114400
5136
Bir insan, bir acemi için devlet kurumları arasında
01:59
to navigate any government system.
37
119560
2480
gidip gelmenin ne kadar korkutucu olduğunu anladım.
02:02
Every day across America and around the globe,
38
122920
2896
Her gün Amerika'da ve dünya çevresinde
02:05
people encounter our courts,
39
125840
2136
insanlar mahkemelerle yüzleşiyor
02:08
and it is a place that is foreign, intimidating
40
128000
3856
ve burası, bir yabancı için ürkütücü
02:11
and often hostile towards them.
41
131880
2240
ve genelde onlara karşı saldırgan.
02:15
They are confused about the nature of their charges,
42
135240
3896
Yabancıların kafaları, onlara yapılan iddiaların doğası gereği karışık,
02:19
annoyed about their encounters with the police
43
139160
3216
onlar, polisle karşılaşmaktan rahatsızlar
02:22
and facing consequences that might impact their relationships, their finances
44
142400
4936
ve ilişkilerini, mali durumlarını ve hatta özgürlüklerini etkileyecek
02:27
and even their liberty.
45
147360
1976
sonuçlarla yüzleşmekteler.
02:29
Let me paint a picture for you
46
149360
1456
Sizin için bir resim çizeyim,
02:30
of what it's like for the average person who encounters our courts.
47
150840
3560
ortalama bir insan için mahkemeye gitmenin nasıl olduğunu anlatayım.
02:35
First, they're annoyed as they're probed going through court security.
48
155520
4856
Öncelikle, adliye güvenliğinden geçerken yapılan aramadan bunalıyorlar.
02:40
They finally get through court security, they walk around the building,
49
160400
3376
Adliye güvenliğini geçtikten sonra binanın içinde dolanıyorlar,
02:43
they ask different people the same question
50
163800
3016
aynı soruyu farklı kişilere soruyor
02:46
and get different answers.
51
166840
1480
ve farklı cevaplar alıyorlar.
02:49
When they finally get to where they're supposed to be,
52
169200
2576
Sonunda, nerede olmaları gerektiğini öğrendiklerinde,
02:51
it gets really bad when they encounter the courts.
53
171800
2600
mahkemeye çıktıklarında çok kötü hissediyorlar.
02:55
What would you think if I told you
54
175280
1656
Peki size sadece basit bir fikirle,
02:56
that you could improve people's court experience,
55
176960
3136
insanların mahkeme deneyimlerini güzelleştirebileceğinizi,
03:00
increase their compliance with the law
56
180120
2280
hukuka ve mahkeme kararlarına
03:03
and court orders,
57
183680
1456
uyma oranını artırabileceğinizi,
03:05
all the while increasing the public's trust
58
185160
2816
ayrıca kamunun hukuka güvenini
artırabileceğinizi söylesem
03:08
in the justice system
59
188000
1256
03:09
with a simple idea?
60
189280
1560
ne düşünürdünüz?
03:11
Well, that simple idea is procedural justice
61
191520
3120
Bu basit fikir usul adaletidir
03:15
and it's a concept that says
62
195960
1496
ve bu kavrama göre
03:17
that if people perceive they are treated fairly
63
197480
2496
eğer insanlar, onlara adil, saygılı, onuruna yakışır
03:20
and with dignity and respect,
64
200000
2176
davranıldığını hissederlerse
03:22
they'll obey the law.
65
202200
1440
hukuka uyarlar.
03:24
Well, that's what Yale professor Tom Tyler found
66
204320
2656
Bu, Yale'de profesör Tom Tyler'ın
03:27
when he began to study as far back in the '70s
67
207000
3376
uzun zaman önce 70'lerde çalışmaya başladığında insanların
03:30
why people obey the law.
68
210400
1920
neden kurallara uyduğuna ilişkin gerekçe.
03:33
He found that if people see the justice system
69
213080
2856
İnsanlar hukuk sistemini, kuralları ve düzenlemeleri
03:35
as a legitimate authority to impose rules and regulations,
70
215960
4016
uygulayacak meşru bir sistem olarak görürse
03:40
they would follow them.
71
220000
1896
bu kurallara uyacağını keşfetti.
03:41
His research concluded
72
221920
1896
Araştırmasında, insanların
03:43
that people would be satisfied
73
223840
3496
mahkeme kararlarından
03:47
with the judge's rulings,
74
227360
1936
hakim aleyhlerine karar vermiş olsa bile
03:49
even when the judge ruled against them,
75
229320
2016
kendilerine onur ve saygıyla
03:51
if they perceived that they were treated fairly
76
231360
2576
davranıldığını hissettiklerinde
03:53
and with dignity and respect.
77
233960
1880
tatmin olacaklarını ortaya koydu.
03:56
And that perception of fairness begins with what?
78
236440
3016
Peki bu adil yargılanma algısı ne ile başlar ?
03:59
Begins with how judges speak to court participants.
79
239480
4200
Mahkemeye katılanlarla hakimin konuşma şekli ile başlar.
04:04
Now, being a judge
80
244960
1376
Pekala, hakim olmak,
04:06
is sometimes like having a reserve seat to a tragic reality show
81
246360
5976
bazen reklam arası olmadan trajik realite programlarını
04:12
that has no commercial interruptions
82
252360
2136
04:14
and no season finale.
83
254520
1560
sezon finali olmadan.
04:17
It's true.
84
257480
1416
Bu doğru.
04:18
People come before me handcuffed,
85
258920
2656
İnsanlar önüme kelepçeli getiriliyor,
04:21
drug-sick, depressed, hungry
86
261600
3016
yoksunluk krizi içinde, depresif, aç olarak
04:24
and mentally ill.
87
264640
2040
ve akli sorunlarıyla.
04:28
When I saw that their need for help
88
268120
3096
Yardıma ihtiyaçlarının benim kürsüde
04:31
was greater than my fear of appearing vulnerable on the bench,
89
271240
3736
kırılgan gözükme korkumdan daha büyük olduğunu anladığımda,
04:35
I realized that not only did I need to do something,
90
275000
3056
sadece bir şey yapmam gerektiğini değil,
04:38
but that in fact I could do something.
91
278080
2200
aslında bir şey yapabildiğimi fark ettim.
04:41
The good news is is that the principles of procedural justice are easy
92
281320
3776
İyi haber şu ki usul adaletinin ilkeleri kolay
04:45
and can be implemented as quickly as tomorrow.
93
285120
3056
ve hemen yarın uygulanabilir.
04:48
The even better news, that it can be done for free.
94
288200
2416
Daha iyi bir haber ise masrafsız yapılabilir.
04:50
(Laughter)
95
290640
1016
(Kahkaha)
04:51
The first principle is voice.
96
291680
1976
İlk ilkemiz sestir.
04:53
Give people an opportunity to speak,
97
293680
2176
İnsanlara konuşma imkanı verin,
04:55
even when you're not going to let them speak.
98
295880
2136
konuşmalarına izin vermeyecek olsanız bile.
04:58
Explain it.
99
298040
1256
Açıklayayım.
04:59
"Sir, I'm not letting you speak right now.
100
299320
2576
"Sizi, şimdi konuşturmayacağım.
05:01
You don't have an attorney.
101
301920
1336
Avukatınız yok.
05:03
I don't want you to say anything that's going to hurt your case."
102
303280
3056
Davanıza zarar verebilecek bir şey söylemenizi istemiyorum."
05:06
For me, assigning essays to defendants
103
306360
1856
Bence sanıklara yazma ödevi vermek
05:08
has been a tremendous way of giving them voice.
104
308240
2880
onların sesini duymak için harika bir yol.
05:12
I recently gave an 18-year-old college student an essay.
105
312440
3856
Yakın zamanda 18 yaşında bir üniversite öğrencisine ödev verdim.
05:16
He lamented his underage drinking charge.
106
316320
3160
Küçük yaşta alkol kullanımı suçundan yargılanıyordu.
05:20
As he stood before me reading his essay,
107
320120
2056
Önümde yazısını okurken,
05:22
his voice cracking and his hands trembling,
108
322200
2496
sesi çatallaşıyor ve elleri titriyordu,
05:24
he said that he worried that he had become an alcoholic like his mom,
109
324720
4136
alkolik annesine benzeyeceğinden endişelendiğini söyledi,
05:28
who had died a couple of months prior due to alcohol-related liver disease.
110
328880
4920
annesi birkaç ay önce alkol kaynaklı karaciğer hastalığından ölmüştü.
05:34
You see, assigning a letter to my father, a letter to my son,
111
334480
3856
Görüyorsunuz, babaya, çocuğa mektup yazma ödevi,
05:38
"If I knew then what I know now ..."
112
338360
2296
"Bildiklerimi o zaman bilseydim..."
05:40
"If I believed one positive thing about myself,
113
340680
2616
"Hakkımda bir olumlu şey olduğuna inansaydım,
05:43
how would my life be different?"
114
343320
1816
hayatım nasıl farklı olurdu?"
05:45
gives the person an opportunity to be introspective,
115
345160
3696
kişiye iç gözlemini yapma imkanı veriyor,
05:48
go on the inside,
116
348880
1296
tüm cevapların her zaman
05:50
which is where all the answers are anyway.
117
350200
2376
olduğu öze dönme imkanı...
05:52
But it also gives them an opportunity
118
352600
1816
Ayrıca mahkemeyle
05:54
to share something with the court that goes beyond their criminal record
119
354440
3976
adli sicilleri ve suçlamaları dışında
05:58
and their charges.
120
358440
1240
bir şey paylaşma imkanı veriyor.
06:01
The next principle is neutrality.
121
361080
2696
Diğer ilkemiz ise tarafsızlık.
06:03
When increasing public trust in the justice system,
122
363800
3296
Adalet sisteminde kamu güvenini artırırken
tarafsızlık çok önemlidir.
06:07
neutrality is paramount.
123
367120
1776
06:08
The judge cannot be perceived to be favoring one side over the other.
124
368920
4896
Hakim, taraflardan birini diğerine göre kayırmış gibi algılanamaz.
06:13
The judge has to make a conscious decision not to say things like,
125
373840
3976
Hakim şöyle şeyler söylemeyeceğine dair bilinçli olarak karar vermelidir:
06:17
"my officer," "my prosecutor," "my defense attorney."
126
377840
3856
"benim memurum", "benim savcım", "benim savunma avukatım".
06:21
And this is challenging when we work in environments
127
381720
2776
Bu durum, kişilerin mahkemenize atandığı
06:24
where you have people assigned to your courts,
128
384520
2536
çalışma ortamında bulunduğunuzda zordur,
06:27
the same people coming in and out of your courts as well.
129
387080
3280
ayrıca aynı kişiler aynı mahkemeye sürekli girip çıkıyor.
Tarafsızlık ilkesini düşündüğüm zaman
06:31
When I think of neutrality,
130
391120
1456
06:32
I'm reminded of when I was a new Rutgers Law grad
131
392600
4096
Rutgers Hukuktan yeni mezun olduğumu
06:36
and freshly minted attorney,
132
396720
2056
ve avukat olduğum zamanı hatırlıyorum
06:38
and I entered an arbitration and I was greeted by two grey-haired men
133
398800
4496
ve bir tahkime girip iki gri saçlı adam tarafından karşılandım,
06:43
who were joking about the last game of golf they played together
134
403320
3816
beraber oynadıkları son golf maçı hakkında şakalaşıyor
06:47
and planning future social outings.
135
407160
2296
ve sonraki buluşmalarını planlıyorlardı.
06:49
I knew my client couldn't get a fair shot in that forum.
136
409480
3520
Müvekkilimin bu ortamda şansı olmayacağını biliyordum.
06:54
The next principle is understand.
137
414000
3416
Diğer ilke ise anlamaktır.
06:57
It is critical that court participants understand the process,
138
417440
5256
Mahkemeye katılanların süreci anlamaları oldukça önemlidir,
07:02
the consequences of the process
139
422720
2376
ayrıca sürecin sonuçlarını
07:05
and what's expected of them.
140
425120
2056
ve onlardan ne beklendiğini.
07:07
I like to say that legalese is the language we use to confuse.
141
427200
5296
Bence hukuk dili kafa karıştırmak için kullandığımız bir dilden ibaret.
07:12
(Laughter)
142
432520
1056
(Kahkaha)
07:13
I am keenly aware that the people who appear before me,
143
433600
2736
Oldukça farkındayım ki önüme gelen kişilerin
07:16
many of them have very little education
144
436360
2576
pek çoğunun eğitim düzeyi oldukça düşük
07:18
and English is often their second language.
145
438960
2536
ve İngilizce genellikle ikinci dilleri.
07:21
So I speak plain English in court.
146
441520
2456
Bu yüzden mahkemede sade bir İngilizceyle konuşurum.
07:24
A great example of this was when I was a young judge --
147
444000
2616
Buna çok iyi bir örnek anım var; genç bir hakimken
07:26
oh no, I mean younger judge.
148
446640
1896
yani daha genç bir hakimken,
07:28
(Laughter)
149
448560
1016
(Kahkaha)
07:29
When I was a younger judge, a senior judge comes to me,
150
449600
2616
Daha genç bir hakimken, kıdemli bir hakim geldi
07:32
gives me a script and says,
151
452240
1336
elime bir not verdi ve dedi ki
07:33
"If you think somebody has mental health issues,
152
453600
2256
"Eğer birinin akli sorunları olduğunu düşünürsen
07:35
ask them these questions and you can get your evaluation."
153
455880
2736
bu soruları sor ve değerlendirmeni yap."
07:38
So the first time I saw someone
154
458640
1536
Böylece ilk kez birinin
07:40
who had what I thought was a mental health issue,
155
460200
2336
akli sorunları olduğunu düşündüğümde,
07:42
I went for my script and I started to ask questions.
156
462560
2456
notumu aldım ve soruları sormaya başladım.
07:45
"Um, sir, do you take psycho -- um, psychotrop --
157
465040
3096
"Ee, siz psiko...ee, psikotro..
07:48
psychotropic medication?"
158
468160
1640
psikotropik ilaç alıyor musunuz?"
07:50
"Nope."
159
470480
1200
"Hayır."
07:52
"Uh, sir, have you treated with a psychiatrist before?"
160
472400
3280
"Eeee, psikiyatrist tarafından daha önce tedavi edildiniz mi?"
07:56
"Nope."
161
476560
1216
"Hayır."
07:57
But it was obvious that the person was suffering from mental illness.
162
477800
4016
Fakat bu kişinin bir akıl hastalığından acı çektiği çok açıktı.
08:01
One day, in my frustration, I decided to scrap the script and ask one question.
163
481840
3736
Bir gün sinirle o notu rafa kaldırıp bir soru sormaya karar verdim.
08:05
"Ma'am, do you take medication to clear your mind?"
164
485600
2416
"Aklınızı toplamak için ilaç alıyor musunuz?"
08:08
"Yeah, judge, I take Haldol for my schizophrenia,
165
488040
2616
"Evet, hakim hanım, şizofreni için Haldol alıyorum,
08:10
Xanax for my anxiety."
166
490680
1960
anksiyete için de Xanax."
08:13
The question works even when it doesn't.
167
493240
2656
Bu soru işe yaramadığında bile işe yarıyor.
08:15
"Mr. L, do you take medication to clear your mind?"
168
495920
2736
"Sayın L, aklınızı toplamak için ilaç alıyor musunuz?"
08:18
"No, judge, I don't take no medication to clear my mind.
169
498680
2656
"Hayır, aklımı toplamak için ilaç almıyorum.
08:21
I take medication to stop the voices in my head,
170
501360
2416
Kafamdaki sesleri susturmak için ilaç alıyorum
08:23
but my mind is fine."
171
503800
1256
fakat aklım iyi."
08:25
(Laughter)
172
505080
1576
(Kahkaha)
08:26
You see, once people understand the question,
173
506680
3056
İnsanlar soruyu anladığında
08:29
they can give you valuable information
174
509760
1856
size değerli bilgiler verebilirler
08:31
that allows the court to make meaningful decisions
175
511640
2376
ve bu mahkemenin önündeki dava için
08:34
about the cases that are before them.
176
514040
1960
anlamlı kararlar vermesini sağlar.
08:36
The last principle is respect,
177
516920
2616
Son ilke ise saygıdır,
08:39
that without it none of the other principles can work.
178
519560
3856
saygı olmadan diğer ilkeler işe yaramaz.
08:43
Now, respect can be as simple as,
179
523440
2736
Saygı "İyi günler" "Günaydın"
08:46
"Good afternoon, sir." "Good morning, ma'am."
180
526200
2280
kadar kolay olabilir.
08:49
It's looking the person in the eye who is standing before you,
181
529000
3376
Saygı, önündeki kişinin gözünün içine bakmaktır,
08:52
especially when you're sentencing them.
182
532400
1880
özellikle o kişiyi cezalandırıyorsanız.
08:55
It's when I say, "Um, how are you doing today?
183
535159
2177
"Eee, bugün nasılsın", "Ne var ne yok?",
08:57
And what's going on with you?"
184
537360
1456
diye sormam da saygıdır.
08:58
And not as a greeting,
185
538840
1256
Selamlaşma olarak değil,
09:00
but as someone who is actually interested in the response.
186
540120
2720
gerçekten cevabını merak eden kişi olarak sormam saygıdır.
09:03
Respect is the difference between saying,
187
543840
2896
Saygı şu cümleler arasındaki farktır:
09:06
"Ma'am, are you having difficulty
188
546760
1616
okur-yazarlık sorunu olduğunda
09:08
understanding the information in the paperwork?"
189
548400
2376
''Belgelerdeki bilgileri anlamakta
09:10
versus, "You can read and write, can't you?"
190
550800
2456
zorluk çekiyor musunuz?"
09:13
when you've realized there's a literacy issue.
191
553280
3216
ile "Okuyup yazabilirsin, değil mi?"
09:16
And the good thing about respect is that it's contagious.
192
556520
2696
Saygının güzel tarafı ise bulaşıcı olmasıdır.
09:19
People see you being respectful to other folks
193
559240
2296
İnsanlar diğerlerine saygılı olduğunu gördüğünde,
09:21
and they impute that respect to themselves.
194
561560
2376
bu saygıyı üstüne alırlar.
09:23
You see, that's what the transgender prostitute was telling me.
195
563960
3696
Transseksüel seks işçisinin bana söylediği buydu.
09:27
I'm judging you just as much as you think you may be judging me.
196
567680
3160
Senin beni yargıladığını düşündüğün kadar ben de seni yargılıyorum.
09:31
Now, I am not telling you what I think,
197
571480
2416
Şimdi size ne düşündüğümü değil,
09:33
I am telling you what I have lived,
198
573920
2056
mahkemede değişim yapmak için
09:36
using procedural justice to change the culture at my courthouse
199
576000
4536
usul adaletini kullandığımda
09:40
and in the courtroom.
200
580560
1520
ne yaşadığımı anlatacağım.
09:42
After sitting comfortably for seven months
201
582640
3056
Yedi ay boyunca, trafik mahkemesi hakimi olarak
09:45
as a traffic court judge,
202
585720
1936
rahatça oturduktan sonra,
09:47
I was advised that I was being moved to the criminal court,
203
587680
4136
ceza mahkemesine geçmem gerektiği söylendi.
09:51
Part Two, criminal courtroom.
204
591840
3176
Kısım iki, ceza mahkemesi.
09:55
Now, I need you to understand,
205
595040
1616
Şimdi sizden bunun iyi bir şey
09:56
this was not good news.
206
596680
2216
olmadığını anlamanızı istiyorum.
09:58
(Laughter)
207
598920
1016
(Kahkaha)
09:59
It was not.
208
599960
1256
Değildi.
10:01
Part Two was known as the worst courtroom in the city,
209
601240
3376
Kısım iki, şehirdeki en kötü mahkeme olarak bilinir,
10:04
some folks would even say in the state.
210
604640
2536
hatta bazıları eyalette en kötüsü olduğunu söylerler.
10:07
It was your typical urban courtroom with revolving door justice,
211
607200
4656
Standart şehir mahkemesiydi, adaletin döner kapısıyla
10:11
you know, your regular lineup of low-level offenders --
212
611880
2616
küçük suçluların normal sıralara girdiği...
10:14
you know, the low-hanging fruit,
213
614520
2216
işte, kolay lokmalar,
10:16
the drug-addicted prostitute,
214
616760
2416
uyuşturucu bağımlısı seks işçileri,
10:19
the mentally ill homeless person with quality-of-life tickets,
215
619200
4136
devlet yardımı alan akıl hastası evsiz insanlar,
10:23
the high school dropout petty drug dealer and the misguided young people --
216
623360
5256
lise terk önemsiz uyuşturucu taciri ve yanlış yönlendirilmiş gençler...
10:28
you know, those folks doing a life sentence
217
628640
2456
İşte bu insanlar, her seferinde 30 gün ceza ile
10:31
30 days at a time.
218
631120
1440
ömür boyunca hapse giriyorlar.
10:34
Fortunately, the City of Newark decided that Newarkers deserved better,
219
634120
3776
Şansımıza, Newark şehri Newarklıların daha iyisini hak ettiğine karar verdi
10:37
and they partnered with the Center for Court Innovation
220
637920
2736
ve Mahkeme Yenilik Merkezi ve New Jersey yargı sistemiyle
10:40
and the New Jersey Judiciary
221
640680
1416
alternatif yaptırım sağlayan
10:42
to create Newark Community Solutions,
222
642120
2576
bir toplum mahkeme programı olan
10:44
a community court program
223
644720
2096
Newark Toplum Çözümleri'ni kurmak için
10:46
that provided alternative sanctions.
224
646840
3016
ortak oldular.
10:49
This means now a judge
225
649880
2456
Bu demek oluyor ki
10:52
can sentence a defendant to punishment with assistance.
226
652360
3816
artık hakim sanığı yardım ile cezalandırabilir.
10:56
So a defendant who would otherwise get a jail sentence
227
656200
2576
Böylece aksi halde hapis cezası alacak
10:58
would now be able to get individual counseling sessions,
228
658800
2656
sanık şimdi bireysel terapi programına,
11:01
group counseling sessions as well as community giveback,
229
661480
2696
toplu terapi programına giriyor, topluma kazandırılıyor,
11:04
which is what we call community service.
230
664200
1920
buna toplum hizmeti diyoruz.
11:06
The only problem is that this wonderful program
231
666920
2616
Bu harika programın tek sorunu ise
11:09
was now coming to Newark and was going to be housed where?
232
669560
2936
Newark'a gelirken nerede konuşlanacağı.
11:12
Part Two criminal courtroom.
233
672520
2456
Kısım iki, ceza mahkemesi.
11:15
And the attitudes there were terrible.
234
675000
2776
Oradaki davranışlar korkunçtu.
11:17
And the reason that the attitudes were terrible there
235
677800
2496
Davranışların burada korkunç olmasının sebebi ise
11:20
was because everyone who was sent there
236
680320
1896
buraya gönderilen herkesin
11:22
understood they were being sent there as punishment.
237
682240
2456
ceza olarak buraya geldiklerini anlamalarıydı.
11:24
The officers who were facing disciplinary actions at times,
238
684720
3616
Disiplin soruşturmaları ile uğraşan kamu görevlileri,
11:28
the public defender and prosecutor
239
688360
2456
zorunlu avukat ve savcılar
11:30
felt like they were doing a 30-day jail sentence on their rotation,
240
690840
4176
rotasyonlarında 30 günlük hapis cezası almış gibi hissediyorlardı,
11:35
the judges understood they were being hazed
241
695040
2896
Hakimler canlarından bezdirildiklerini anlıyorlardı,
11:37
just like a college sorority or fraternity.
242
697960
2840
tıpkı üniversitedeki kulüplerde gençlerle uğraşıldığı gibi.
11:42
I was once told that an attorney who worked there
243
702160
2336
Burada çalışan bir avukat bana,
11:44
referred to the defendants as "the scum of the earth"
244
704520
4416
sanıklardan "dünyanın pislikleri" olarak bahsetmişti
11:48
and then had to represent them.
245
708960
2256
ve sonrasında onları temsil etmek zorunda kaldı.
11:51
I would hear things from folks like,
246
711240
1736
İnsanlardan şunları duyuyordum.
11:53
"Oh, how could you work with those people? They're so nasty.
247
713000
2856
"Bu insanlarla nasıl çalışabilirsin? Çok iğrençler.
11:55
You're a judge, not a social worker."
248
715880
2296
Sen hakimsin, sosyal hizmetler görevlisi değil."
11:58
But the reality is that as a society, we criminalize social ills,
249
718200
4456
Ancak gerçek şu ki toplumca sosyal hataları suç yapıyoruz,
12:02
then sent people to a judge and say, "Do something."
250
722680
2600
sonra insanları hakime gönderip "Bir şey yap." diyoruz.
12:06
I decided that I was going to lead by example.
251
726000
2816
Örnek olarak öncülük yapmaya karar verdim.
12:08
So my first foray into the approach came when a 60-something-year-old man
252
728840
4016
Bu yaklaşımda ilk denememi 60 yaşlarında bir adam
12:12
appeared before me handcuffed.
253
732880
2056
önüme kelepçeyle geldiğinde yaşadım.
12:14
His head was lowered and his body was showing the signs of drug withdrawal.
254
734960
4776
Başı öne eğilmişti ve vücudu yoksunluk krizinin belirtilerini gösteriyordu.
12:19
I asked him how long he had been addicted, and he said, "30 years."
255
739760
3816
Ona kaç yıldır bağımlı olduğunu sordum ve o "30 yıl" dedi.
12:23
And I asked him, "Do you have any kids?"
256
743600
2360
sonra "Çocuğunuz var mı?" diye sordum.
12:26
And he said, "Yeah, I have a 32-year-old son."
257
746600
2496
"Evet, 32 yaşında bir oğlum var." dedi.
12:29
And I said, "Oh, so you've never had the opportunity
258
749120
3096
Ben de ''O zaman bağımlılığınız yüzünden
12:32
to be a father to your son because of your addiction."
259
752240
3160
oğlunıza baba olma şansınız hiç olmadı." dedim.
12:36
He began to cry.
260
756560
1360
Ağlamaya başladı.
12:38
I said, "You know what, I'm going to let you go home,
261
758800
2496
Dedim ki "Biliyor musun eve gitmenize izin vereceğim,
12:41
and you'll come back in two weeks,
262
761320
1656
iki hafta sonra geri geleceksiniz
12:43
and when you come back, we'll give you some assistance for your addiction."
263
763000
3536
ve döndüğünüzde, bağımlılığınız için size yardım sağlayacağız."
12:46
Surprisingly, two weeks passed and he was sitting the courtroom.
264
766560
3240
Şaşırtıcı bir şekilde iki hafta geçti ve mahkemede oturuyordu.
12:50
When he came up, he said, "Judge, I came back to court
265
770480
2576
Ayağa kalktığında "Hakim hanım, mahkemeye döndüm
12:53
because you showed me more love than I had for myself."
266
773080
3456
çünkü siz bana kendime duyduğum sevgiden daha çoğunu gösterdiniz." dedi.
12:56
And I thought, my God, he heard love from the bench?
267
776560
3656
Düşündüm ki Tanrım kürsüden sevgiyi mi hissetti?
13:00
I could do this all day.
268
780240
1416
Bunu tüm gün yapabilirim.
13:01
(Laughter)
269
781680
1016
(Kahkaha)
13:02
Because the reality is that when the court behaves differently,
270
782720
3136
Çünkü gerçek şu ki mahkeme farklı davrandığında
13:05
then naturally people respond differently.
271
785880
2696
doğal olarak insanlar da farklı oluyordu.
13:08
The court becomes a place you can go to for assistance,
272
788600
3056
Mahkeme yardım istenebilecek bir yer oldu,
13:11
like the 60-something-year-old schizophrenic homeless woman
273
791680
3736
tıpkı 60 yaşlarında stres altında kafasındaki seslerle
13:15
who was in distress
274
795440
1416
boğuşan, evsiz ve şizofren
13:16
and fighting with the voices in her head,
275
796880
1976
kadının mahkemeye dalıp
13:18
and barges into court, and screams, "Judge!
276
798880
2376
''Hakim! neler yapıyorsun demek için geldim" diye bağırdığı an gibi.
13:21
I just came by to see how you were doing."
277
801280
2976
13:24
I had been monitoring her case for a couple of months,
278
804280
2696
Birkaç aydır davasını,
13:27
her compliance with her medication,
279
807000
2016
ilaçlarıyla olan uyumunu izliyordum
13:29
and had just closed out her case a couple of weeks ago.
280
809040
2976
ve birkaç hafta önce dosyasını sonlandırmıştım.
13:32
On this day she needed help,
281
812040
2616
O gün yardıma ihtiyacı vardı
13:34
and she came to court.
282
814680
1256
ve mahkemeye geldi.
13:35
And after four hours of coaxing by the judge,
283
815960
3416
Hakimin, polislerin ve çalışanların dört saatlik
13:39
the police officers and the staff,
284
819400
2296
dil dökmelerinden sonra
13:41
she is convinced to get into the ambulance
285
821720
2816
ambulansa girmeyi kabul etti,
13:44
that will take her to crisis unit
286
824560
2096
ambulans onu kriz ünitesine götürecekti,
13:46
so that she can get her medication.
287
826680
1840
böylece ilaçlarını alabilecekti.
13:49
People become connected to their community
288
829400
2616
İnsanlar toplumlarına bağlanırlar,
13:52
when the court changes,
289
832040
2136
mahkeme değiştiği zaman,
13:54
like the 50-something-year-old man
290
834200
2416
tıpkı 50 yaşlarındaki adamın
13:56
who told me, "Community service was terrible, Judge.
291
836640
2496
bana dediği gibi "Kamu hizmeti korkunçtu, hakim hanım,
parkları temizlemek zorunda kaldım
13:59
I had to clean the park, and it was full of empty heroin envelopes,
292
839160
3176
ve her yer boş eroin torbası doluydu
14:02
and the kids had to play there."
293
842360
2216
ve çocuklar orada oynamak zorundaydı."
14:04
As he wrung his hands, he confessed,
294
844600
3096
Ellerini birleştirerek, itiraf etti
14:07
"Judge, I realized that it was my fault,
295
847720
2416
"Hakim hanım benim suçum olduğunu anladım,
14:10
because I used that same park to get high,
296
850160
3136
çünkü o parkı ben de kafa bulmak için kullanıyordum
14:13
and before you sent me there to do community service,
297
853320
2496
ve beni oraya kamu hizmeti yapmaya göndermeden önce
14:15
I had never gone to the park when I wasn't high,
298
855840
2376
kafam iyi değilken hiç parka gitmemiştim,
14:18
so I never noticed the children playing there."
299
858240
3400
yani çocukların orada oynadıklarını hiç fark etmemiştim."
14:22
Every addict in the courtroom lowered their head.
300
862120
2976
Mahkemedeki her bağımlı başını öne eğdi.
14:25
Who better to teach that lesson?
301
865120
1840
Başka nasıl daha iyi ders verebilirdi?
14:28
It helps the court reset its relationship with the community,
302
868600
5216
Mahkeme, kişinin toplumla ilişkisini yenilemesine yarar.
14:33
like with the 20-something-year-old guy
303
873840
2256
Tıpkı 20'li yaşlardaki bir adamın
14:36
who gets a job interview through the court program.
304
876120
3656
mahkeme programı ile iş görüşmesine çağrılması gibi.
14:39
He gets a job interview at an office cleaning company,
305
879800
2576
Adam, ofis temizlik şirketinde iş görüşmesine çağrıldı
14:42
and he comes back to court to proudly say,
306
882400
2216
ve mahkemeye gururla şunu söylemek için geri döndü
14:44
"Judge, I even worked in my suit after the interview,
307
884640
4696
"Hakim hanım, görüşme sonrasında bile takımımla çalıştım
14:49
because I wanted the guy to see how bad I wanted the job."
308
889360
3400
çünkü bu işi ne kadar çok istediğimi görmelerini istedim."
14:54
It's what happens when a person in authority
309
894400
3656
Otorite sahibi kişinin saygıyla ve insan onuruna
14:58
treats you with dignity and respect,
310
898080
2376
uygun şekilde davranmasıyla bunlar olur,
15:00
like the 40-something-year-old guy who struts down the aisle
311
900480
3296
tıpkı 40'larındaki adamın kasılarak koridoru yürümesi
15:03
and says, "Judge, do you notice anything different?"
312
903800
2776
ve "Hakim hanım, farklı bir şey gördünüz mü?" demesi gibi.
15:06
And when I look up,
313
906600
1336
Kafamı kaldırdığımda,
15:07
he's pointing at his new teeth
314
907960
2416
yeni dişlerini gösteriyordu,
15:10
that he was able to get after getting a referral from the program,
315
910400
3336
programın yönlendirmesi sonrasında sahip olduğu,
15:13
but he was able to get them to replace the old teeth
316
913760
3376
yıllar süren eroin bağımlılığı sonucunda kaybettiği dişlerini
15:17
that he lost as a result of years of heroin addiction.
317
917160
3816
yeniletme olanağına sahip olmuştu.
15:21
When he looks in the mirror,
318
921000
1576
Şimdi aynaya baktığında,
15:22
now he sees somebody who is worth saving.
319
922600
3056
kurtarmaya değecek birini görüyor.
15:25
You see, I have a dream
320
925680
1976
Görüyorsunuz, bir hayalim var
15:27
and that dream is that judges will use these tools
321
927680
4096
bu hayal, hakimlerin hizmet sundukları
15:31
to revolutionize the communities that they serve.
322
931800
3216
toplumu iyileştirmek için bütün yolları kullanması.
15:35
Now, these tools are not miracle cure-alls,
323
935040
2736
Bu yollar her derde deva mucizeler değil
15:37
but they get us light-years closer to where we want to be,
324
937800
3296
fakat onlar olmak istediğimiz yere bizi ışık yılı kadar yaklaştırabilir
15:41
and where we want to be is a place that people enter our halls of justice
325
941120
4416
ve olmak istediğimiz yer insanların adliyelere girdiğinde
15:45
and believe they will be treated with dignity and respect
326
945560
2816
insan onura uygun ve saygıyla davranılacağına inandığı
15:48
and know that justice will be served there.
327
948400
3080
ve adaletin burada sağlanacağını bildiği yer.
15:52
Imagine that, a simple idea.
328
952040
3136
Hayal edin, basit bir fikir.
15:55
Thank you.
329
955200
1216
Teşekkür ederim.
15:56
(Applause)
330
956440
6320
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7