How doctors can help low-income patients (and still make a profit) | P.J. Parmar

57,403 views ・ 2019-02-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Ivana Korom Reviewer: Krystian Aparta
0
0
7000
Çeviri: Damla Meșeli Gözden geçirme: Ceren Demir
00:13
Colfax Avenue, here in Denver, Colorado,
1
13754
3516
Denver, Colorado'daki Colfax Caddesi
00:17
was once called the longest, wickedest street in America.
2
17294
3866
bir zamanlar Amerika'daki en uzun, en tehlikeli sokak olarak bilinirdi.
00:22
My office is there in the same place -- it's a medical desert.
3
22252
3198
İş yerim orada. Tıbbi açıdan çok yetersiz bir bölge.
00:26
There are government clinics and hospitals nearby,
4
26014
2356
Yakınlarda sağlık merkezleri ve hastaneler var
00:28
but they're not enough to handle the poor who live in the area.
5
28394
2968
ama bölgedeki yoksul insanların tedavisinde yeterli değiller.
00:31
By poor, I mean those who are on Medicaid.
6
31386
2612
Fakirden kastım sağlık için devlet yardımı alanlar.
00:34
Not just for the homeless; 20 percent of this country is on Medicaid.
7
34022
3461
Sadece evsizler de değil ülkenin yüzde 20'si Medicaid'den yararlanıyor.
00:38
If your neighbors have a family of four and make less than $33,000 a year,
8
38341
4214
Komşularınız dört kişilik bir aileyse ve yıllık gelirleri 33.000 dolardan azsa
00:42
then they can get Medicaid.
9
42579
1799
devlet yardımı talep edebilirler.
00:44
But they can't find a doctor to see them.
10
44849
2095
Fakat gidecek doktor bulamazlar.
00:47
A study by Merritt Hawkins
11
47498
1349
Merritt Hawkins'in çalışmasına göre
00:48
found that only 20 percent of the family doctors in Denver
12
48871
2762
Denver'daki aile hekimlerinin sadece yüzde 20'si
00:51
take any Medicaid patients.
13
51657
1800
bu hastaların herhangi birine bakmayı kabul ediyor.
00:53
And of those 20 percent, some have caps, like five Medicaid patients a month.
14
53950
4135
Bu yüzde 20'nin bazısı da ayda beş Medicaid hastasından fazlasına bakmıyor.
00:59
Others make Medicaid patients wait months to be seen,
15
59133
3575
Diğerleri ise devlet yardımı alan hastaları aylarca bekletiyorlar ama.
01:02
but will see you today, if you have Blue Cross.
16
62732
2975
Blue Cross'luysanız hemen bugün randevu alabilirsiniz.
01:06
This form of classist discrimination is legal
17
66303
3302
Bu tür bir sınıf ayrımı yasal
01:09
and is not just a problem in Denver.
18
69629
1840
ve sadece Denver'da görülen bir problem değil.
01:12
Almost half the family doctors in the country
19
72180
2135
Ülkedeki aile hekimlerinin neredeyse yarısı
01:14
refuse to see Medicaid patients.
20
74339
2134
Medicaid hastalarına bakmayı reddediyor.
01:17
Why?
21
77165
1341
Neden mi?
01:18
Well, because Medicaid pays less than private insurance
22
78530
2694
Çünkü devlet, özel sigortalardan daha az ödüyor
01:21
and because Medicaid patients are seen as more challenging.
23
81248
4000
ve bu hastalar daha zorlayıcı olarak görülüyor.
01:26
Some show up late for appointments, some don't speak English
24
86053
2825
Bazıları randevulara geç geliyor, bazısı İngilizce bilmiyor
01:28
and some have trouble following instructions.
25
88902
2969
ve bazıları ise talimatları uygulamakta zorluk yaşıyor.
01:32
I thought about this while in medical school.
26
92784
2804
Tıp okurken bu konu hakkında çok düşündüm.
01:36
If I could design a practice that caters to low-income folks
27
96466
4270
Eğer düşük gelirli vatandaşları yok saymak yerine onlara
01:40
instead of avoiding them,
28
100760
2000
hizmet veren bir muayenehane açarsam
01:42
then I would have guaranteed customers and very little competition.
29
102784
4792
her daim müşterim olur ve rakibim olmaz.
01:47
(Laughter)
30
107600
1334
(Gülüşmeler)
01:48
So after residency, I opened up shop, doing underserved medicine.
31
108958
4762
Mezun olduktan sonra az hizmet alanlara yönelik bir muayenehane açtım.
01:53
Not as a nonprofit, but as a private practice.
32
113744
2657
Kar amacı gütmeyen bir kurum değil ama özel muayenehane.
01:56
A small business seeing only resettled refugees.
33
116823
4010
Sadece yeni yerleşen sığınmacılara hizmet veren küçük bir iş yeri.
02:02
That was six years ago,
34
122078
1165
6 sene önce başladık
02:03
and since then, we've served 50,000 refugee medical visits.
35
123267
3453
ve o zamandan beri 50.000'nin üzerinde sığınmacıya tıbbi hizmet verdik.
02:06
(Applause)
36
126744
6979
(Alkış)
02:14
Ninety percent of our patients have Medicaid,
37
134287
2857
Hastalarımızın yüzde doksanı devlet yardımı alıyor
02:17
and most of the rest, we see for free.
38
137168
2261
ve geri kalanların çoğundan ücret almıyoruz.
02:19
Most doctors say you can't make money on Medicaid,
39
139945
2349
Çoğu doktor böyle para kazanamayacağınızı söyler
02:22
but we're doing it just fine.
40
142318
1831
fakat bizim durumumuz gayet iyi.
02:24
How?
41
144173
1150
Nasıl mı?
02:25
Well, if this were real capitalism, then I wouldn't tell you,
42
145807
2866
Eğer bu gerçek kapitalizm olsaydı, size sırrımı söylemezdim
02:28
because you'd become my competition.
43
148697
1724
çünkü bana rakip olurdunuz.
02:30
(Laughter)
44
150445
1496
(Gülüşmeler)
02:31
But I call this "bleeding-heart" capitalism.
45
151965
2416
Ben buna yufka yürekli kapitalizm diyorum.
02:34
(Laughter)
46
154405
1353
(Gülüşmeler)
02:35
And we need more people doing this, not less, so here's how.
47
155782
3397
Ve bunu yapan daha çok insana ihtiyaç var, o yüzden anlatayım.
02:40
We break down the walls of our medical maze
48
160243
2953
Sağlık sektöründeki engelleri, Medicaid hastalarıyla gelen
02:43
by taking the challenges of Medicaid patients,
49
163220
2382
zorlukları kabul ederek, bunları fırsata çevirerek
02:45
turning them into opportunities, and pocketing the difference.
50
165626
3316
ve farkı cebe atarak aşıyoruz.
02:50
The nuts and bolts may seem simple, but they add up.
51
170387
2857
Kulağa çok basit gelebilir ama sonuç olarak işe yarıyor.
02:53
For example, we have no appointments.
52
173268
2380
Mesela randevuyla çalışmıyoruz.
02:56
We're walk-in only.
53
176053
1579
Rezervasyonsuz çalışıyoruz.
02:58
Of course, that's how it works at the emergency room,
54
178490
2516
Tabii, acil serviste işler böyle yürür,
03:01
at urgent cares and at Taco Bell.
55
181030
3010
bir de Taco Bell'de.
03:04
(Laughter)
56
184527
1002
(Gülüşmeler)
03:05
But not usually at family doctor's offices.
57
185553
2600
Ama aile sağlık merkezlerinde düzen farklıdır.
03:08
Why do we do it?
58
188857
1150
Neden böyle yapıyoruz?
03:10
Because Nasra can't call for an appointment.
59
190633
3270
Çünkü Nasra randevu almak için bizi arayamıyor.
03:13
She has a phone, but she doesn't have phone minutes.
60
193927
3311
Bir telefonu var ama aramak için dakikası yok.
03:17
She can't speak English, and she can't navigate a phone tree.
61
197262
3132
İngilizce bilmiyor ve telefon zinciriyle uğraşamaz.
03:21
And she can't show up on time for an appointment
62
201518
2302
Ayrıca randevuya zamanında yetişemez
03:23
because she doesn't have a car, she takes the bus,
63
203844
2336
çünkü arabası yok, otobüse biniyor
03:26
and she takes care of three kids plus her disabled father.
64
206204
3326
ve üç küçük çocuğuyla engelli babasına bakıyor.
03:30
So we have no appointments;
65
210331
1333
O yüzden randevu yok,
03:31
she shows up when she wants,
66
211688
1762
ne zaman isterse o zaman geliyor
03:33
but usually waits less than 15 minutes to be seen.
67
213474
2818
ve doktoru görmek için genelde on beş dakikadan az bekliyor.
03:37
She then spends as much time with us as she needs.
68
217165
3400
Muayene odasında ihtiyacı olduğu kadar kalıyor.
03:41
Sometimes that's 40 minutes, usually it's less than five.
69
221394
2992
Bazen kırk dakikayı bulabiliyor, genelde beş dakikadan az sürüyor.
03:45
She loves this flexibility.
70
225173
1999
Bu esnekliği seviyor.
03:47
It's how she saw doctors in Somalia.
71
227196
2400
Somali'de de doktora bu şekilde gidiyormuş.
03:50
And I love it, because I don't pay staff to do scheduling,
72
230236
3087
Ben de seviyorum çünkü sekretere ihtiyacım olmuyor
03:53
and we have a zero no-show rate and a zero late-show rate.
73
233347
3297
ve gelmeyen veya geç gelen hasta sayımız sıfır.
03:56
(Laughter)
74
236668
3045
(Gülüşmeler)
03:59
(Applause)
75
239737
4566
(Alkış)
04:04
It makes business sense.
76
244327
1682
İş açısından çok mantıklı.
04:06
Another difference is our office layout.
77
246970
2349
Bir diğer fark ise muayenehane düzeninde.
04:09
Our exam rooms open right to the waiting room,
78
249343
2556
Muayene odalarımız doğrudan bekleme odasına açılıyor,
04:11
our medical providers room their own patients,
79
251923
2468
doktorlar hastalarına kendi odalarında bakıyorlar,
04:14
and our providers stay in one room instead of alternating between rooms.
80
254415
3832
böylece doktorlar odalar arası gelip gitmektense tek bir odada kalıyor.
04:19
Cutting steps cuts costs and increases customer satisfaction.
81
259383
3492
Aşamaları azaltmak giderleri düşürüyor ve hasta memnuniyetini arttırıyor.
04:24
We also hand out free medicines, right from our exam room:
82
264708
3552
Ayrıca muayene odalarımızda ücretsiz ilaç da dağıtıyoruz,
04:28
over-the-counter ones and some prescription ones, too.
83
268284
2809
reçetesiz ve bazı reçeteli ilaçlar.
04:31
If Nasra's baby is sick,
84
271117
2047
Nasra'nın bebeği hastalandığında
04:33
we put a bottle of children's Tylenol or amoxicillin right in her hand.
85
273188
4278
bir şişe çocuk Tylenol'u veya amosisilin veriyoruz.
04:37
She can take that baby straight back home instead of stopping at the pharmacy.
86
277490
3950
Böylece bebeğiyle eczaneye uğramak yerine hemen evine dönebiliyor.
04:43
I don't know about you, but I get sick just looking at all those choices.
87
283210
3452
Sizi bilmem ama bütün bu ilaç seçeneklerine bakarken başım dönüyor.
04:47
Nasra doesn't stand a chance in there.
88
287053
2534
Nasra'nın zorlanması çok normal.
04:51
We also text patients.
89
291490
1666
Ayrıca, hastalarımıza mesaj atıyoruz.
04:53
We're open evenings and weekends.
90
293522
1865
Akşamları ve hafta sonları açığız.
04:55
We do home visits.
91
295411
1182
Evlere de gidiyoruz.
04:56
We've jumped dead car batteries.
92
296617
2221
Araba akülerini şarj ettiğimiz oldu.
04:58
(Laughter)
93
298862
1223
(Gülüşmeler)
05:00
With customer satisfaction so high, we've never had to advertise,
94
300109
4317
Müşteri memnuniyeti yüksek olduğu için reklama hiç ihtiyaç duymadık.
05:04
yet are growing at 25 percent a year.
95
304450
2475
Buna rağmen her yıl yüzde 25 büyüyoruz.
05:08
And we've become real good at working with Medicaid,
96
308292
2858
Medicaid ile çalışmaya bayağı alıştık
05:11
since it's pretty much the only insurance company we deal with.
97
311174
3102
çünkü karşılaştığımız tek sigorta türü o sayılır.
05:14
Other doctor's offices chase 10 insurance companies
98
314942
2390
Diğer muayeneler ayın sonunu getirebilmek için
05:17
just to make ends meet.
99
317356
1673
on farklı sigorta şirketiyle uğraşıyor.
05:19
That's just draining.
100
319053
1400
Çok yorucu bir iş.
05:21
A single-payer system is like monogamy: it just works better.
101
321165
4205
Tek ödeyenli bir sistem tek eşlilik gibi, daha iyi işliyor.
05:25
(Laughter)
102
325394
2543
(Gülüşmeler)
05:27
(Applause)
103
327961
3512
(Alkış)
05:31
Of course, Medicaid is funded by tax payers like you,
104
331497
3572
Tabii Medicaid sizin vergilerinizle finanse ediliyor
05:35
so you might be wondering, "How much does this cost the system?"
105
335093
3389
ve sizin de "Peki bu kaça mal oluyor?" diye merak etmeniz normal.
05:38
Well, we're cheaper than the alternatives.
106
338506
2230
Alternatiflerden daha ucuza diyebilirim.
05:41
Some of our patients might go to the emergency room,
107
341093
2453
Bazı hastalarımız basit bir soğuk algınlığı için
05:43
which can cost thousands, just for a simple cold.
108
343570
2396
acile gidebilir ki bu binlerce dolar demek.
05:46
Some may stay home and let their problems get worse.
109
346795
2591
Bazıları hiçbir şey yapmayıp hastalığın ilerlemesini bekleyebilir.
05:50
But most would try to make an appointment at a clinic that's part of the system
110
350272
5845
Ama çoğu kişi "Nitelikli Federal Sağlık Merkezleri" sisteminin
05:56
called the Federally Qualified Health Centers.
111
356141
3133
bir parçası olan bir klinikten randevu almaya çalışır.
06:00
This is a nationwide network of safety-net clinics
112
360792
3555
Bunlar, ziyaret başına benim gibi özel doktorlardan
06:04
that receive twice as much government funding per visit
113
364371
4143
iki kat daha fazla ödenek alan,
ulusal bir sigortalı klinik ağına bağlıdır.
06:08
than private doctors like me.
114
368538
1933
06:11
Not only they get more money,
115
371688
1397
Daha fazla para almakla kalmıyorlar,
06:13
but by law, there can only be one in each area.
116
373109
2373
yasalar gereği her alanda bir tane bulunabilir.
06:16
That means they have a monopoly on special funding for the poor.
117
376568
3188
Bu yoksullar için finansman açısından tekele sahipler demektir.
Dolayısıyla, herhangi bir tekel gibi,
06:21
And like any monopoly,
118
381002
1318
06:22
there's a tendency for cost to go up and quality to go down.
119
382344
3904
maliyetin artması ve kalitenin düşmesi eğilimi burada da var.
06:27
I'm not a government entity; I'm not a nonprofit.
120
387645
3117
Ben bir devlet kurumu değilim, kâr amacı gütmeyen kuruluş da değilim.
06:31
I'm a private practice.
121
391398
1460
Ben özel bir muayenehaneyim.
06:32
I have a capitalist drive to innovate.
122
392882
2534
Kapitalizm beni yenilik yapmaya teşvik ediyor.
06:35
I have to be fast and friendly.
123
395938
2603
Hızlı ve arkadaş canlısı olmalıyım.
06:39
I have to be cost-effective and culturally sensitive.
124
399120
4104
Maliyetler konusunda etkili ve kültürel açıdan hassas olmalıyım.
06:43
I have to be tall, dark and handsome.
125
403692
2437
Uzun boylu, esmer ve yakışıklı olmalıyım.
06:46
(Laughter)
126
406153
1524
(Gülüşmeler)
06:47
(Applause)
127
407701
1563
(Alkış)
06:49
And if I'm not, I'm going out of business.
128
409288
3075
Eğer bunları olamazsam işim sona erer.
Kar amacı gütmeyen bir kuruluştan daha hızlı inovasyon yapabilirim
06:52
I can innovate faster than a nonprofit,
129
412387
2023
06:54
because I don't need a meeting to move a stapler.
130
414434
2452
çünkü bir zımbayı oynatmak için toplantı yapmam gerekmiyor.
06:57
(Applause)
131
417311
6001
(Alkış)
07:03
Really, none of our innovations are new or unique --
132
423336
3149
Yeniliklerimizden hiçbiri yeni veya benzersiz değil,
07:06
we just put them together in a unique way
133
426509
1968
sadece düşük gelirli vatandaşlara yardım ederken
07:08
to help low-income folks while making money.
134
428501
2762
para kazanacak şekilde bir araya getirilmeleri benzersiz.
07:11
And then, instead of taking that money home,
135
431287
2048
Kazandığım parayı eve götürmek yerine,
07:13
I put it back into the refugee community as a business expense.
136
433359
3393
bir iş gideri olarak mülteci topluluğuna geri kazandırıyorum.
07:17
This is Mango House.
137
437794
1524
Bu Mango House.
07:19
My version of a medical home.
138
439342
1933
Benim sağlık merkezi versiyonum.
07:21
In it, we have programs to feed and clothe the poor,
139
441999
2795
Burada yoksullara yiyecek ve giyecek sağlayan programlar,
07:24
an after-school program, English classes,
140
444818
3075
okul sonrası etkinlikleri, İngilizce dersleri, kiliseler,
07:27
churches, dentist, legal help, mental health and the scout groups.
141
447917
4835
dişçi, hukuki ve psikolojik danışmanlık hizmetleri ve izcilik grupları var.
07:33
These programs are run by tenant organizations
142
453821
2453
Bu programlar anlaşmalı kurumlar
07:36
and amazing staff,
143
456298
1874
ve muhteşem bir personel tarafından yürütülüyor.
07:38
but all receive some amount of funding form profits from my clinic.
144
458196
5005
Ancak tümü kliniğimden elde edilen kazancın bir kısmını alıyor.
07:45
Some call this social entrepreneurship.
145
465221
3135
Bazıları buna sosyal girişimcilik diyor.
07:49
I call it social-service arbitrage.
146
469253
2571
Ben ise sosyal hizmet arakazancı diyorum.
07:52
Exploiting inefficiencies in our health care system to serve the poor.
147
472911
3832
Sağlık sistemimizdeki yetersizlikten faydalanarak yoksullara hizmet vermek.
07:57
We're serving 15,000 refugees a year
148
477974
2304
Her yıl 15.000 sığınmacıya
08:00
at less cost than where else they would be going.
149
480302
2814
gidecekleri diğer yerlerden daha ucuza hizmet veriyoruz.
08:05
Of course, there's downsides to doing this as a private business,
150
485093
3056
Tabii ki, bunu sosyal proje veya bir devlet kuruluşu yerine
08:08
rather than as a nonprofit or a government entity.
151
488173
2412
özel bir işletme olarak yapmanın dezavantajları oluyor.
08:10
There's taxes and legal exposures.
152
490609
3404
İşin içine vergiler ve yasal riskler giriyor.
08:14
There's changing Medicaid rates and specialists who don't take Medicaid.
153
494544
4168
Devlet yardımı oranları değişiyor ve Medicaid kullanmayan uzmanlar var.
08:19
And there's bomb threats.
154
499633
1600
Ayrıca bomba tehditleri var.
08:22
Notice there's no apostrophes, it's like,
155
502686
2698
Kesme işareti olmadığına dikkatinizi çekerim,
08:25
"We were going to blow up all you refugees!"
156
505408
2191
"Bütün sığınmacıları bombalayacaktık" gibi bir durum.
08:27
(Laughter)
157
507623
5645
(Gülüşmeler)
08:33
"We were going to blow up all you refugees,
158
513292
2047
"Bütün sığınmacıları bombalayacaktık, fakat
08:35
but then we went to your English class, instead."
159
515363
2334
onun yerine İngilizce dersinize katıldık."
08:37
(Laughter)
160
517721
3581
(Gülüşmeler)
08:41
(Applause)
161
521326
6079
(Alkış)
08:47
Now, you might be thinking, "This guy's a bit different."
162
527429
2667
"Ne garip adam" diye düşünüyor olabilirsiniz.
08:50
(Laughter)
163
530120
1070
(Gülüşmeler)
08:51
Uncommon.
164
531214
1194
Sıradışı.
08:52
(Laughter)
165
532432
1001
(Gülüşmeler)
08:53
A communal narcissist?
166
533457
1818
Komünist bir narsist mi?
08:55
(Laughter)
167
535299
1032
(Gülüşmeler)
08:56
A unicorn, maybe,
168
536355
1151
Bir tek boynuz belki?
08:57
because if this was so easy, then other doctors would be doing it.
169
537530
3393
Şayet o kadar kolay olsaydı diğer doktorlar da böyle yapardı.
09:01
Well, based on Medicaid rates, you can do this in most of the country.
170
541633
3317
Devlet yardımı oranlarını baz alırsak bu ülkenin her yerinde yapılabilir.
09:04
You can be your own boss,
171
544974
1597
Kendi patronun olabilirsin
09:06
help the poor and make good money doing it.
172
546595
2762
ve yoksullara yardım ederken güzel paralar kazanabilirsin.
09:09
Medical folks,
173
549381
1214
Tıpçılara sesleniyorum:
09:10
you wrote on your school application essays
174
550619
2016
Okul başvurunuzda hepiniz ihtiyacı olanlara
09:12
that you wanted to help those less fortunate.
175
552659
2657
yardım etmek istediğinizi yazdınız.
09:15
But then you had your idealism beaten out of you in training.
176
555340
3267
Fakat daha sonra eğitim sırasında idealizminiz alt edildi.
09:18
Your creativity bred out of you.
177
558922
2134
Yaratıcılığınız sizden alındı.
09:21
It doesn't have to be that way.
178
561922
1873
Böyle olmak zorunda değil.
09:24
You can choose underserved medicine as a lifestyle specialty.
179
564383
3866
İhtiyacı olanlara tıbbi hizmeti yaşam tarzınız yapabilirsiniz.
09:29
Or you can be a specialist
180
569022
1556
Ya da düşük gelirli insanlara hizmet vermek için
09:30
who cuts cost in order to see low-income folks.
181
570602
2867
maliyeti düşüren bir uzman olabilirsiniz.
09:34
And for the rest of you, who don't work in health care,
182
574530
2641
Tıpçı olmayan diğer insanlara soruyorum:
09:37
what did you write on your applications?
183
577195
2023
Sizler başvurularınızda ne yazdınız?
09:39
Most of us wanted to save the world, to make a difference.
184
579242
3492
Çoğumuz fark yaratmak, dünyayı kurtarmak istiyorduk.
09:43
Maybe you've been successful in your career
185
583885
2071
Belki kariyerlerinizde iyi yerlere geldiniz
09:45
but are now looking for that meaning?
186
585980
2224
fakat şimdi o anlamı arıyorsunuz.
09:48
How can you get there?
187
588752
1467
Buna nasıl ulaşabilirsiniz?
09:51
I don't just mean giving a few dollars or a few hours;
188
591530
2539
Biraz para vermekten, birkaç saat ayırmaktan bahsetmiyorum.
09:54
I mean how can you use your expertise to innovate new ways of serving others.
189
594093
5581
Demek istediğim, becerilerinizi insanlara yardım için
yeni yollar bulmakta kullanmak.
10:00
It might be easier than you think.
190
600419
1716
Düşündüğünüzden daha kolay olabilir.
10:03
The only way we're going to bridge the underserved medicine gap
191
603617
3000
Sağlık sektöründeki eşitsizliği gidermenin tek yolu
10:06
is by seeing it as a business opportunity.
192
606641
2023
bunu iş olanağına dönüştürmek.
10:08
The only way we're going to bridge the inequality gap
193
608688
2484
Eşitsizliği ortadan kaldırmamızın tek yolu
10:11
is by recognizing our privileges and using them to help others.
194
611196
4208
ayrıcalıklarımızı görmek ve onları başkalarına yardım etmek için kullanmak.
10:16
(Applause)
195
616238
4277
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7