Why Having Fun Is the Secret to a Healthier Life | Catherine Price | TED

Çeviri: Beyza Aktürk Gözden geçirme: Yiğit Yıldırım

You know what's a lot harder than it seems like it should be?

Olması gerektiğinden daha zor olan ne biliyor musunuz?

Actually feeling alive.

Yaşadığını hissetmek.

And what I mean by that is that we are all constantly doing,

Demek istediğim şey şu ki sürekli bir şeyler yapıyoruz,

or, at least, we're constantly scrolling.

en azından sosyal medyada akış yeniliyoruz.

But we're not necessarily living.

Ama aslında mantıken yaşamıyoruz.

You know, we keep ourselves busy to the point of exhaustion,

Bilirsiniz, kendimizi tükenene kadar meşgul ederiz

but we're also languishing.

fakat bir yandan da kederliyizdir.

We feel a little bid dead inside.

İçten içe biraz ölmüş hissederiz.

And I think we know that, on some level.

Sanırım bunun belli ölçüde farkındayız.

I think that's part of the reason

Kendimizi bu kadar meşgul etmemizin

we keep ourselves so busy and distracted to begin with.

ve dikkat dağınıklığımızın nedenlerinden biri budur.

But we don't know what to do about it.

Ama bu konuda ne yapacağımızı bilmiyoruz.

So I'm here to tell you I figured out what to do about it.

Ne yapacağımızı bulduğumu söylemek için buradayım.

We need to have more fun.

Daha fazla eğlenmeye ihtiyacımız var.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Cheers and applause)

(Gülüşmeler ve alkış)

So you might think that you're already having plenty of fun,

Zaten halihazırda epeyce eğlendiğinizi düşünebilirsiniz.

and that's because in our everyday speech,

Bunun nedeni ise günlük konuşmamızda

we often use the word "fun" to describe anything we do with our leisure time,

“eğlence” kelimesini, keyifli olmayan hatta zaman kaybı olan

even if it's not actually enjoyable, and, in fact, a waste of time.

aktiviteleri tanımlarken kullanmamızdandır.

So for example, we scroll through social media "for fun,"

Örneğin, diğer her şey gibi sık sık yapıldığında bizi kötü hissettirse de,

even though doing so often makes us feel bad about, like, kind of everything.

sosyal medyada “eğlenmek için” zaman geçiririz.

Or we'll say, "That was so fun. We should do that again soon" --

Ya da bir daha yapmak istemeyeceğimiz eğlenceli olmayan şeylere

(Laughter)

(Kahkahalar)

... in response to things that weren't that fun

yanıt olarak şöyle diyebiliriz:

and that we don't want to do again, ever.

“Çok eğlenceliydi, kesinlikle tekrar yapmalıyız.”

(Laughter)

(Kahkahalar)

But it's not really our fault that we're a little bit sloppy

Ancak “eğlence” kelimesini bu kadar özensiz kullanmamız

about how we use the word "fun,"

bizim suçumuz değil.

because even the dictionary doesn't get it quite right.

Çünkü sözlük bile tam olarak doğru tanımı vermiyor.

It says that fun is amusement or enjoyment,

Eğlenceyi keyif, mutluluk ve kaygısız zevk

or lighthearted pleasure.

olarak tanımlıyor.

It's something for kids to have in play areas.

Çocukların oyun parklarında sahip olduğu bir şey.

It makes it sound like it's frivolous and optional.

Kulağa isteğe bağlı ve manasız geliyor.

But if you think back on your own memories

Ama eğer sizin için değerli ve gerçekten keyifli

that stand out to you as having truly been fun --

gibi gözüken “çok eğlenceli” diye tanımladığınız anılarınıza

and I really encourage you to do this --

geri dönerseniz,

the memories that you would describe as --

ki bunu kesinlikle yapmalısınız,

and forgive me for scientific terminology --

bilimsel terminoloji için kusuruma bakmayın

"so fun" --

you're going to notice there's something much deeper going on.

Çok daha altlarda bir şeylerin olduğunu fark edecekseniz.

I've collected thousands of these stories from people all around the world,

Dünyanın her yerinden binlerce insanın eğlenceli hikayelerini topladım

and I can tell you it's amazing,

ve size bunun harika olduğunu

because when people recount the memories in which they had the most fun,

söyleyebilirim çünkü insanlar çok eğlendikleri anıları

they tell you about some of the most joyful and treasured

anlatırken aslında hayatlarının en değerli ve neşeli

memories of their lives.

zamanlarından bahsederler.

So in reality, fun is not just lighthearted pleasure.

Yani aslında eğlenmek, sadece kaygısız bir zevk değildir.

It's not just for kids,

Yalnızca çocuklar için

and it is definitely not frivolous.

olmadığı gibi kesinlikle manasız değildir.

Instead, fun is the secret to feeling alive.

Aksine, eğlence yaşadığını hissetmenin sırrıdır.

So today, I want to propose to you

Bu yüzden bugün size eğlencenin

a new, more precise definition of what fun is.

ne olduğuna dair yeni ve daha belirgin bir tanımını önermek istiyorum.

I want to reveal some of the ways in which it is astonishingly good for us,

Eğlencenin bizim için şaşırtıcı derecede iyi olan noktalarını açıklamak

and I want to give you all some suggestions

ve şu andan itibaren başlayarak kendiniz için

for things you can do starting right now to experience its power for yourself.

eğlencenin gücünü deneyimleyebileceğiniz bazı tavsiyeler vermek istiyorum.

So the first thing we need to start with

İlk olarak şu olgu ile başlayabiliriz:

is the fact that fun is a feeling, and it's not an activity.

Eğlence bir aktivite değil, duygudur.

And that's important,

Bu önemli, çünkü insanlara

because a lot of times, when I ask people what's fun,

eğlence nedir diye sorduğumda çoğu zaman keyif

they'll respond with a list of activities that they enjoy.

aldıkları aktivitelerin listesiyle cevap veriyorlar.

You know, they'll say, "Dancing is fun," or "Skiing is fun," or, I don't know,

Bilirsiniz ”Dans etmek eğlencelidir” veya “Kayak yapmak eğlencelidir”

"Pickleball is fun."

ya da “Pickleball eğlencelidir.” derler.

Everyone seems to think that pickleball is fun.

Herkes Pickleball’ın eğlenceli olduğunu düşünüyor gibi duruyor.

(Cheers and laughter)

(Alkışlar ve Kahkahalar)

And sure, pickleball can be fun,

Tabi, eğlenceli olabilir ama hepimizin başına

but we've all had experiences where something's off,

bir şeylerin yolunda gitmediği olaylar gelmiştir

and an activity that seems like it would be fun

ve başta eğlenceli gibi görünen bir aktivite

doesn't end up feeling fun.

sonunda iyi hissettirmez.

And then on the flip side,

Ve tam aksine,

we've had experiences where something that doesn't seem like it'll be fun at all

Hiç eğlenceli durmayan bir şeyin sonunda bizi müthiş eğlendirdiği

ends up feeling ridiculously fun.

zamanlar da olmuştur.

There's an element of serendipity.

Tesadüf böyle bir şeydir.

But when people do have fun,

Ama insanlar eğlenirken,

when they experience this feeling,

bu hissi yaşarken

it's actually very easy to recognize,

aslında onların mutluluklarını görmek

because people who are having fun

oldukça kolaydır çünkü eğlenen

look like they're being illuminated from within.

insanlar, çevrelerine ışık saçar gibi görünür.

So, for example,

Örneğin,

here is me and my husband having fun together.

burada eşimle birlikte eğleniyoruz.

Here are some presidents having fun together.

Burada ise birlikte eğlenen bazı başkanlar.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Here’s Archbishop Desmond Tutu and the Dalai Lama having fun together.

İşte Başpiskopos Desmond Tutu ve Dalai Lama birlikte eğleniyor.

(Cheers and laughter)

(Alkışlar ve Kahkahalar)

Actually, those two seemed like they were very often, even constantly ...

Aslında bu ikili çok sık, hatta sürekli

(Laughter)

(Kahkahalar)

... having fun together.

eğleniyor gibi duruyor.

(Laughter)

(Kahkahalar)

And as you can see in these photographs,

Fotoğraflarda da görebileceğiniz gibi

true fun produces this visceral sense of lightness and joy.

gerçek eğlence, içten gelen canlılığı ve neşeyi üretir.

It's radiant.

Göz alıcıdır.

In fact, when I asked my daughter, when she was about five years old,

Hatta, kızım beş yaşıdayken, ona eğlencenin rengi ne olurdu?

what color fun would be,

diye sorduğumda

she said "sunshine."

“günışığı” dedi.

So what is this sunshine?

Peki nedir bu günışığı?

You know? What is this feeling that we call "fun"?

“eğence” dediğimiz bu duygu nedir?

İnsanlar eğlenceyle ilgili hikayelerini anlattıklarında,

When people tell me their stories about fun,

it's really interesting, because the details are all different,

bana ilginç geliyor çünkü detayların hepsi farklı,

and often quite mundane,

ve genellikle sıradan hikayeler

but the energy running through them is the same.

fakat içlerinden geçen enerji aynı.

There were three factors that are consistently present,

Yeni bir tanım oluşturabileceklerine inandığım noktada

to the point that I believe they constitute a new definition,

daima mevcut olan üç faktör vardı,

one that is a lot more accurate than what's in the dictionary.

bir tanesi ise sözlükteki anlamından çok daha doğru.

And those three factors are playfulness, connection and flow.

Ve bu üç faktör oyunbazlık, bağ ve akıştır.

So by playfulness,

Oyunbazlığa gelince,

I do not mean you have to play games,

Oyun oynamanızı ya da allah korusun, sahtekarlık yapmanız

or, God forbid, make believe.

gerektiğini kast etmiyorum.

I just mean having a lighthearted attitude

Sonuca çok fazla aldırış etmeden yalnızca bir şeyleri

of doing things for the sake of doing them

yapmak uğruna gösterilen

and not caring too much about the outcome.

kaygısız bir tutumdan bahsediyorum.

Letting go of perfectionism.

Mükemmelliyetçiliği bırakmaktan bahsediyorum.

When we have fun, our guard is down,

Eğlenirken gardımız düşer

and we're not taking ourselves too seriously.

ve kendimizi çok da ciddiye almayız.

Connection refers to the feeling of having a special, shared experience.

Bağ, paylaşılan özel bir deneyime sahip olma hissini ifade eder.

And I do think it's possible, in some circumstances,

Ben bu bağ hissiyatının tek başına eğlenmek,

to have fun alone,

kendinle veya çevreyle

and for this feeling of connection to be with yourself or the surroundings,

ilişki kurulabilecek durumlar ile ya da aktivite yoluyla

or the activity.

mümkün olduğunu düşünüyorum.

But in the majority of stories that people tell me

Fakat insanların bana anlattığı

about their peak fun memories,

en eğlenceli anılarının çoğunda

another person is involved.

başka bir kişi yer alıyor.

And that's true even for introverts.

Bu içine kapanık kişiler için de geçerli.

And then flow is the state where we are so engaged and focused

Ve akışta olma hali, zamanın nasıl geçtiğini bile

on whatever we're doing

fark edemeyecek kadar meşgul ve odaklanmış

that we can even lose track of time.

olduğumuz zamandır.

You can think about an athlete in the middle of a game,

Maçın ortasındaki bir sporcuyu düşünebilirsiniz,

or a musician playing a piece of music.

ya da beste çalan bir müzisyeni.

It's when we're in the zone.

Tamamen odaklanmış olduğumuz an.

It's possible to be in flow and not have fun,

Akış içinde olup da eğlenmemek mümkündür.

like if you're arguing,

Mesela, tartışıyorsanız.

but you cannot have fun if you're not in flow.

Ama akış içinde değilseniz, eğlenemezsiniz.

So playfulness, connection and flow all feel great on their own.

Oyunbazlık, bağ ve akış, hepsi kendi başına müthiş hissettirir.

But when we experience all three at once,

ancak üçünü aynı anda yaşadığımızda

something magical happens.

büyülü bir şey olur.

We have fun.

Eğleniriz.

And that doesn't just feel good,

Bu sadece iyi hissetirmez,

it is good for us.

bize iyi gelir.

In fact, fun does so many amazingly good things for us

Aslında eğlencenin bizim için o kadar şaşırtıcı derecede iyi yanları var ki

that I personally believe that fun is not just the result of human thriving,

eğlecenin sadece insan gelişiminin sonucu olmadığına,

it's a cause.

nedeni olduğuna inanıyorum.

So, for example, fun is energizing.

Örneğin, eğlence enerji verir..

When people tell me their stories about fun, they glow.

İnsanlar bana eğlenceli hikayelerini anlatırken çoşku dolular.

It is like a fire has been lit inside of them,

Sanki içlerinde yanan bir ateş varmış gibi

and the energy and the warmth that they give off is contagious.

ayrıca yaydıkları sıcaklık ve enerji bulaşıcıdır.

You know, so much of life drains us,

Hayatın çoğu bizi tüketir

but fun fills us up.

fakat eğlence ise bizi doldurur.

Fun also makes us present.

Öte yandan eğlence bizi var eder.

A lot of us put a lot of work into trying to be more present --

Birçoğumuz şu anda daha fazla var olmak için çok çalışıyoruz

we do yoga classes, we meditate, and that is all great,

yoga yapıyoruz, meditasyon yapıyoruz, hepsi mükemmel şeyler,

but the fact that fun is a flow state means that when we are having fun,

ancak eğlencenin bir akış hali olduğu gerçeği şunu ifade eder:

we simply are present.

eğleniyorsak düpedüz varızdır.

There's no other way for it to happen.

Bunun olmasının başka bir yolu yoktur.

Fun also unites us.

Eğlence bizi birleştirir.

We live in a really polarized world,

Gerçekten kutuplaşmış bir dünyada yaşıyoruz

and as we all know, there's a lot of very serious problems.

ve hepimizin bildiği gibi çok ciddi sorunlar var.

But when we have fun with people,

Ama insanlarla eğlenirken

we don't see them as different political parties,

onları farklı siyasi partiler, milletler ya da

or nationalities or religions.

dinler olarak görmeyiz.

We connect with them as human beings,

Onlarla insan olarak bağlantı kurarız.

and it's worth noting that that is the first step

ve sorunları çözmek için birllikte çalışmanın

in being able to work together to solve those problems.

ilk adım olduğunu belirtmekte fayda var.

Fun also makes us healthier.

Eğlence daha sağlıklı olmamızı sağlar.

Being lonely and stressed out,

Yalnız ve stresli olmak,

as many of us have been for the past two years,

birçoğumuzun son iki yıldır olduğu gibi,

causes hormonal changes in our bodies that increase our risks for disease.

vücudumuzda hastalık riskini artıracak değişikliklere neden olur.

But when we have fun,

ancak eğlendiğimizde,

we're relaxed and we're more socially connected,

rahatlarız ve sosyal yakınlık hissederiz.

both of which have the opposite effect.

Her ikisi de tam tersi etkiye sahiptir.

So, kind of blows my mind every time I think about it this way,

Ne zaman bu şekilde düşünsem dumur oluyorum.

but having fun is a health intervention.

Ama eğlenmek bir sağlık müdahalesidir.

And then, lastly, fun is joyful.

Ve son olarak, eğlenmek neşeyle doludur.

You know, we all so desperately want to be happy.

Bilirsiniz, hepimiz umutsuzca mutlu olmak isteriz.

We read books about happiness,

Mutlulukla ilgili kitaplar okur,

we download apps about happiness,

uygulamalar indiririz.

but when we are in a moment of having fun, we are happy.

Ama bir an için bile eğleniyorsak mutluyuzdur.

So it makes me think that, perhaps,

Bu yüzden uzun vadeli mutluluğun

the secret to long-term happiness

sırrının sadece daha fazla günlük eğlence anına

is just to have more everyday moments of fun.

sahip olmak olduğuna inanıyorum.

So how do we do that?

Peki bunu nasıl yapacağız?

How do we have more fun?

Nasıl daha fazla eğleniriz?

Well, to start with,

İlk olarak,

do not take the suggestions you'll find in magazine articles

nasıl daha fazla eğlenebileceğinize dair yazılan

about how to have more fun.

önerileri dikkate almayın.

I looked at some of these myself,

Bunların bazılarına kendim baktım,

and I found suggestions that include -- and I'm not making these up --

şunları içeren öneriler buldum ve bunları uydurmuyorum.

"roast a turkey."

“Hindi pişirin.”

(Laughter)

(Kahkahalar)

"Put together an altar to loved ones who have passed."

Vefat eden sevdikleriniz için bir sunak hazırlayın.

(Laughter)

(Kahkahalar)

“Watch a documentary about climate change.”

“İklim değişikliğiyle ilgili bir belgesel seyredin.”

(Laughter)

(Kahkahalar)

And my personal favorite,

Benim kişisel favotim olan,

"Adorn your table with gourds."

“Masanızı su kabaklarıyla süsleyin.”

(Laughter)

(Kahkalar)

Those are not good suggestions.

Bunlar iyi öneriler değil.

Instead, the most effective thing you can do to have more fun

Bunun yerine, daha fazla eğlenmek için yapabileceğiniz en etkili şey,

is to focus on its ingredients, by which I mean,

eğlencenin içeriğine odaklanmak, bununla demek istediğim

do everything you can to fill your life with more moments of playfulness,

hayatınızı daha fazla oyun, bağ ve akışla doldurabileceğiniz

connection and flow.

her şeyi yapmak.

So here are some ideas for how to do so.

İşte bunun nasıl yapılacağına dair bazı fikirler.

To start with, reduce distractions in order to increase flow.

İlk olarak, akışı arttırmak için dikkat dağıtıcı şeyleri azalt.

Anything that distracts you is going to kick you out of flow

Dikkatinizi dağıtan her şey sizi akıştan uzaklaştıracak

and prevent you from having fun.

ve eğlenmenizi engelleyecektir.

And what's the number one source of distraction

Bugünlerde çoğumuz için bir numaralı dikkat

for most of us, these days?

dağınıklığı kaynağı nedir?

Oh, thank you.

Ah, teşekkürler.

(Laughs)

(Gülüyor)

It was rhetorical, but yes, your phones.

Cevap ortadaydı ama evet, telefonlarınız.

(Laughs)

(Gülüyor)

I wrote a book called "How to Break Up With Your Phone,"

“Telefonlarınızdan Nasıl Ayrılırsınız” diye bir kitap yazdım

so I have strong feelings about this,

bu konu hakkında güçlü hislerim var.

but I can guarantee you that you are not going to have fun

ama size garanti edebilirim ki

if you're constantly on your phone.

sürekli telefonla ilgileniyorsanız eğlenemeyeceksiniz.

So today, I want to challenge you to keep your phone out of your hand

Bugün telefonunuzdan mümkün olduğu kadar uzak durmanız için

as much as possible,

size meydan okuyorum.

so you can take me up on my second suggestion,

Böylece ikinci önerime geçebiliriz.

which is to increase connection

Gerçek hayatta diğer insanlarla

by interacting more with other human beings in real life.

daha fazla etkileşim kurarak bağlantıyı artırmak.

Now, I know that one of the main reasons we're constantly on our phones

Sürekli telefonumuzla uğraşmamızın asıl nedeninin, gerçek hayatta diğer

is specifically to avoid having to spend time

insanlarla etkileşim kurmaktan ve zaman geçirmekten kaçındığımız

and interact with other human beings in real life.

olduğunu biliyorum.

(Laughter)

(Kahkahalar)

So I want to assure you that it is worth it,

Sizi temin ederim ki buna değer

and it is not as hard as it might seem.

ve göründüğü kadar da zor değil.

So here's how you do it.

İşte nasıl yapılacağı.

You start by making eye contact with someone.

Biriyle göz teması kurarak başlayın.

Like, look them in the eye,

Gözlerinin içine bakın.

don't look in the middle of their forehead,

Zoom aramasında kamerada görünen

where the camera would be on a Zoom call.

alınların ortasına değil.

(Laughter)

(Kahkahalar)

And you say “Hello.”

ve “Merhaba.” deyin.

And if that goes well, you can introduce yourself.

eğer ki iyi giderse kendinizi tanıtabilirsiniz.

And if that goes well,

Ve bu da iyi giderse

maybe you can ask them a question, something that's thought-provoking,

onlara çok fazla düşündürücü veya kişisel olmayan

but not overly personal or threatening,

bir soru sorabilirsiniz.

like "What's something that fascinates you?"

Örneğin, “İlgini çeken şeyler neler?”

Or "What's one thing that delighted you today?"

ya da “Bugün seni mutlu eden şeylerden biri neydi?”

And you might be amazed by how good just one little moment of connection

sadece küçük bir bağ kurma anının sizi ne kadar iyi hissettirebileceğine

can make you feel.

şaşırabilirsiniz.

And if you do find someone to connect with,

Ve eğer iletişim kurabilecek birini bulursanız

maybe ask them to join you in trying my third suggestion,

onlardan üçüncü önerime katılmalarını isteyin.

which is to increase playfulness by finding opportunities to rebel.

Ki bu da, isyan etme fırsatlarını bularak oyunbazlığı artırmak.

Now I am not talking about James Dean-level of rebellion.

Şu an James Dean seviyesindeki isyandan bahsetmiyorum.

I'm talking about playful deviance.

İsyancıklardan bahsediyorum.

I'm talking about finding ways to break the rules

Yetişkinlerin sorumluluk kurallarını çiğneme

of responsible adulthood,

yollarını bulmaktan ve kendi hayatınızdan

and giving yourself permission to get a kick out of your own life.

kendizi kovmanız için izin vermekten bahsediyorum.

One person told me

Birisi bana, son zamanlarda

that some of the most fun she'd had in recent memory,

yaşadığı en mutlu anların bazılarının bir cuma günü

happened on a Friday morning,

gerçekleştiğini söylemişti.

when she and some of her friends ditched their work

Arkadaşlarıyla beraber işlerini ve çocuklarının

and their childcare responsibilities,

bakımını bitirdikten sonra

tucked flasks into their purses

çantalarına mataraları atıp

and snuck out to a 10:30am showing of the movie "Bad Moms."

10.30 gösterimde olan “Kötü Anneler” filmini izlemeye gitmişler.

(Laughter)

(Kahkahalar)

So lastly, here's one more thing that you can do today

Son olarak, bugün daha fazla eğlenmeye başlamak için

to start having more fun.

yapabileceğiniz bir şey daha var.

[Roast a Turkey] I am just kidding.

[Hindi pişirin.] Dalga geçiyorum.

(Laughter)

(Kahkalar)

Prioritize it.

Eğlenmeye öncelik verin.

That might sound totally obvious,

Kulağa gayet açık gelebilir

but one of the main reasons we're not having enough fun

ama yeterince eğlenmemizin asıl nedenlerinden biri,

is that we're not making it a priority.

eğlenceye öncelik vermediğimizdendir.

Our fun is always at the bottom of the list,

Eğlencemiz daima listenin en altındadır

and it can't speak up for itself.

ve kendisi için konuşamaz.

So I'm not suggesting that you take out your calendar and make an entry

Ajandanızı çıkarıp “Cumartesi günü 16.00′dan 18.00′a kadar

that says: “From 4 to 6pm on Saturday, I shall have fun.”

eğleneceğim.” diye bir planlama yapmanızı önermiyorum.

That is a guaranteed way to not have fun.

Bu, eğlenmeyeceğinizi garanti eden bir yoldur.

But if you know you consistently have fun

Ama eğer özel bir kişiyle zaman geçirirken

when you spend time with a particular person,

eğlendiğinizi biliyorsanız

make a point to spend time with that person.

o kişiyle zaman geçirmeye özen gösterin.

If you know there's an activity

Sizin için gerçekten eğlenceli

that really does often generate playful connected flow for you,

ve akışa katılmanızı sağlayan bir aktivite olduğunu biliyorsanız

carve out time for it in your schedule.

programınızda onun için zaman ayırın.

Treat fun as if it is important.

Eğlenceye önemliymiş gibi davranın.

Because it is.

Çünkü önemli.

I've been doing this myself for a couple of years now,

Bunu birkaç yıldır kendim yapıyorum.

and it's amazing to see how many areas of my life fun has touched.

Eğlencenin hayatımda ne kadar çok alana dokunduğunu görmek harika.

I'm more creative and more productive, I'm more resilient.

Daha yaratıcı, daha üretken ve daha metanetliyim.

I laugh more.

Daha çok gülüyorum.

Making sure that I'm having enough fun has made me a better partner,

Yeterince eğlendiğimden emin olmak beni daha iyi bir eş,

a better parent and a better friend.

daha iyi bir ebeveyn ve daha iyi arkadaş yapıyor.

And it has convinced me of something

Ve sizi de ikna edebileceğime umutlandıran

that I very much hope I can convince you of as well,

bir şey beni ikna etti;

which is that my daughter was right.

kızımın haklı olduğu gerçeği.

Fun is sunshine.

Eğlence günışığıdır.

It's a distillation of life's energy.

Yaşam enerjisinin damıtılmasıdır.

And the more often we experience it,

Ve bunu ne kadar çok deneyimlersek

the more we will feel like we're actually alive.

o kadar çok gerçekten yaşıyormuş gibi hissedeceğiz.

Thank you.

Teşekkürler.

(Cheers and applause)

(Alkış)