My quest to defy gravity and fly | Elizabeth Streb

56,733 views ・ 2018-11-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
Come on:
0
13793
1528
Hadi ama.
00:15
Hasn't everyone here dreamt of flying?
1
15344
2359
Hepimiz uçabildiğimizi hayal etmedik mi?
00:18
So why haven't humans flown yet?
2
18758
3763
O hâlde neden hâlâ uçamadık?
00:23
I've been obsessed with learning to fly my whole life.
3
23153
3156
Hayatım boyunca uçmak konusunda takıntılı olmuşumdur.
00:26
I grew up a feral, adopted child on the northern shore of Lake Ontario,
4
26818
4635
Ontario Gölü kuzey kıyısında vahşi evlatlık bir çocuk olarak büyüdüm,
00:31
following my bricklayer/fisherman father around.
5
31477
4179
duvar örme ustası ve balıkçı babamın sürekli peşindeydim.
00:35
I was always fascinated by things that moved,
6
35680
2574
Hareket eden her şey hep ilgimi çekerdi,
00:38
catching small animals, holding them in my hands,
7
38278
3080
küçük hayvanları yakalamak, onları elimde tutmak,
00:41
feeling the magic of their movement;
8
41382
1887
hareketlerinin büyüsünü hissetmek;
00:44
playing with fire,
9
44412
1674
ateşle oynamak,
00:46
thrilled and terrified at its unrelenting force,
10
46110
3830
ateşin o ihtişamından hem heyecanlanıp hem de korkunca
00:49
accidentally burning my father's barn down --
11
49964
3016
yanlışlıkla babamın ağılını yaktım,
00:53
just once.
12
53004
1319
sadece bir kere.
00:54
(Laughter)
13
54347
1549
(Gülme sesleri)
00:55
That was my first brush with real danger,
14
55920
2497
Asıl tehlikeyle ilk yüz yüze gelişimdi,
00:58
the fire and my father.
15
58441
2124
ateş ve babam.
01:01
When I was about eight or nine years old, I caught a fly in a mason jar.
16
61174
4408
Sekiz veya dokuz yaşlarındayken cam kavanozda bir sinek yakaladım.
01:05
Studying that fly, I thought, "Wow,
17
65606
2262
Onu incelerken ''Vay be,'' diye düşündüm,
01:07
it's changing directions in midair with acute angles,
18
67892
3587
''Tam ortada sivri manevralarla yön değiştiriyor
01:11
and it's going so fast, it's a blur.
19
71503
2332
ve o kadar hızlı ki görüntüsü bulanıyor.
01:13
Why can't we do that? Can we?"
20
73859
2776
Biz niye yapamıyoruz? Yapabilir miyiz?''
01:18
Everywhere I looked, there were things moving.
21
78065
3747
Nereye baksam her şey hareket ediyordu.
01:21
And these things moved with their very own causal rhythms,
22
81836
3479
Bu şeylerin kendine özgü ritimleri vardı,
01:25
their very own mechanistic anatomies.
23
85339
3017
kendine özgü mekanistik anatomileri.
01:28
It was clear to me -- and to Newton --
24
88380
2700
Newton için olduğu kadar benim için de
01:31
that things move based on their component parts:
25
91104
2922
her şeyin birleşik parçalarına göre hareket ettiği çok açıktı:
01:34
worms squirmed, birds flew, kangaroos hopped.
26
94050
3735
Soluncanlar kıvrılıyor, kuşlar uçuyor, kangurular zıplıyordu.
01:37
And a human's first bout with flying was falling accidentally, tripping,
27
97809
5209
Bir insanın ilk uçma deneyimi ise yanlışlıkla düşmekti
01:43
or slipping on that fabled banana peel.
28
103042
2997
veya muz kabuğuna basıp kaymak.
01:46
Once your ground is dragged out from under you,
29
106603
3540
Yer ayağınızın altından çekilince
01:50
a world of wonder comes rushing in.
30
110167
2884
bir merak dünyası sizi sarıyor.
01:54
I had found my territory.
31
114132
2351
Ben de kendi bölgemi bulmuştum.
01:56
I was seized with a compulsion,
32
116507
2473
Bir zorunluluk dürtüsü etkisindeydim,
01:59
a primordial urge to learn how to fly,
33
119004
3037
uçmayı öğrenmeye yönelik ilkel bir dürtü,
02:02
like a human.
34
122065
1163
tıpkı bir insan gibi.
02:03
For the next 10 years, I did my experiments alone,
35
123610
3267
Sonraki 10 yıl boyunca deneylerimi kendi başıma yaptım,
02:06
on my own body.
36
126901
1361
kendi bedenim üzerinde.
02:08
I drove my Honda 350 across the United States
37
128286
3084
Arabamı ABD'nin her bir yanına
02:11
in an "Easy Rider" kind of way.
38
131394
2030
''Geniş İnsan'' filmindeki gibi sürdüm.
02:14
I got my degree in modern dance. I mimicked that fly in the box.
39
134551
4434
Modern dans diplomam vardı. Kavanozdaki o sineği taklit ediyordum.
02:19
I dove horizontally through glass;
40
139009
2053
Cam içinden yatay olarak sürüyordum;
02:21
on the way, I punched a hole in it.
41
141086
1875
yolda cama bir delik açıyordum.
02:22
I was trying to figure out something about flight.
42
142985
2834
Uçuşla ilgili bir şey öğrenmeye çalışıyordum.
02:26
When I was 27 years old,
43
146950
1964
27 yaşındayken
02:28
I found myself in a rat-infested New York City loft,
44
148938
4012
kendimi New York City'de farelerin bastığı bir tavan arasında buldum,
02:32
getting ready to hurl myself off a ladder.
45
152974
2308
kendimi bir merdivenden savurmaya hazırdım.
02:35
I climbed higher, higher, higher,
46
155815
1620
Çıkabildiğim kadar yükseğe çıktım
02:37
and I jumped.
47
157459
1214
ve atladım.
02:38
Wham-o! I landed.
48
158697
2202
Ve o da ne! İniş yaptım.
02:41
That hurt.
49
161543
1160
Çok acıdı.
02:42
(Laughter)
50
162727
1027
(Kahkahalar)
02:43
And it occurred to me that people didn't really enjoy getting hurt,
51
163778
4028
Sonra fark ettim ki insanlar canının yanmasını sevmiyor
02:48
and that maybe the reason that we weren't flying yet
52
168449
3160
ve belki uçamıyor olmamızın nedeni bu olabilir,
02:51
is that we were still attached to that false idea
53
171633
2394
tıpkı kuşlar gibi uçabileceğimize dair
02:54
that we would fly the way birds do,
54
174051
2797
o yanlış kanıya bağlı olmamız
02:56
or butterflies.
55
176872
1709
ya da kelebekler gibi.
02:58
Maybe we needed to assumption-bust,
56
178605
3730
Belki de varsayımlara ihtiyacımız vardı,
03:02
to ask a different kind of question --
57
182359
2836
başka bir tür soru sormaya,
03:05
about duration, for instance.
58
185219
1579
mesela havada kalma süresi.
03:06
Humans in the air? A few seconds.
59
186822
2627
Havada insan? Birkaç saniye.
03:09
Birds and butterflies? Minutes, maybe hours.
60
189473
4530
Kuşlar ve kelebekler? Dakikalarca, belki de saatlerce.
03:14
And what about fear?
61
194706
1528
Peki ya korku?
03:16
I think fear is complex and personal.
62
196892
3166
Bence korku karmaşık ve kişisel.
03:20
I really think it has to do with curiosity
63
200892
2518
Bence temelinde merak
03:23
and not taking yourself so seriously.
64
203434
2742
ve kendini ciddiye almama var.
03:26
We might need to get a little hurt,
65
206764
2132
Biraz canımızın yanması gerekebilir,
03:29
just not too hurt.
66
209514
1881
çok değil ama.
03:32
And pain: redefine it.
67
212175
1904
Bir de acıyı yeniden tanımlayalım.
03:34
Rather than "pain," say, "another rather interesting, foreign sensation."
68
214502
3913
Ona ''acı'' demek yerine, ''ilginç, yabancı bir his'' diyelim.
03:39
Something like that.
69
219296
1333
Böyle bir şey.
03:42
I realized then that to learn to fly, we were going to have to learn to land.
70
222630
3664
Sonra da anladım ki uçmayı öğrenmek için yere inmeyi öğrenmemiz gerek.
03:46
My hero, Evel Knievel -- one of them -- said,
71
226318
2974
Kahramanlarımdan Evel Knievel dedi ki
03:49
"Anyone can jump a motorcycle.
72
229316
2248
''Herkes bir motorsikletten atlayabilir.
03:51
The trouble begins when you try to land it."
73
231588
2392
Yere iniş yapmaya çalıştığında sorun başlar.''
03:54
(Laughter)
74
234004
2082
(Kahkahalar)
03:57
Landing hurts.
75
237062
1568
İniş can yakıyor.
03:59
I was curious, though.
76
239961
1152
Merak ediyordum ama.
04:01
I thought, "Well, why don't we invent an impact technique?
77
241137
3414
Niçin bir darbe tekniği geliştirmiyoruz diye düşündüm.
04:04
Why don't we just expand our base of support?"
78
244575
2955
Neden bir destek yapmıyoruz?
04:07
I had seen pieces of plywood fall,
79
247554
2144
Kontrplak parçaları görmüştüm
04:09
and they didn't flinch on the way down.
80
249722
2326
ve düşerken hiç de savrulmuyorlardı.
04:12
So I made my body into a perfect line
81
252072
2523
Ben de vücudumu dik tuttum
04:14
and tilted back.
82
254619
1418
ve kendimi arkaya eğdim.
04:16
Whaft!
83
256061
1190
Puf!
04:17
It was a totally different sound than "wham-o."
84
257275
2621
Çat sesinden tamamen farklı bir sesti.
04:20
And I rushed out onto the streets of New York City
85
260721
2875
New York City sokaklarına koştum
04:23
and went up to complete strangers,
86
263620
1738
ve yabancılara yaklaşıp
04:25
and I said -- well, I thought --
87
265382
1959
onlara şöyle dedim:
04:27
"I did a backfall today. Did you?"
88
267365
2230
''Ben bugün arkaya düşüş yaptım. Ya sen?''
04:30
In 1985, we started to tour all over the world a little bit,
89
270214
5470
1985 yılında tüm dünyada biraz tur yaptık
04:35
and I started my company,
90
275708
2180
ve şirketimi kurdum,
04:37
called STREB EXTREME ACTION.
91
277912
1740
adı STREB EXTREME ACTION.
04:40
In 2003, we were invited to go to Kitty Hawk
92
280205
3150
2003 yılında Kitty Hawk'a davet edildik
04:43
to celebrate the 100th anniversary of flight with the Wright Brothers.
93
283379
4192
Wright kardeşlerin uçmayı keşfedişinin 100. yılını kutlayacaktık.
04:47
We had gotten very good at landing;
94
287595
2278
İniş konusunda ustalaşmıştık;
04:49
now we needed to get up into the air.
95
289897
2418
şimdi havaya çıkmamız gerekiyordu.
04:52
And like them, we wanted to stay there longer.
96
292339
2549
Biz de onlar gibi havada daha uzun kalmayı istiyorduk.
04:55
I came across this quote by Wilbur:
97
295669
2220
Wilbur'un şu sözüne rastladım:
04:58
"If you are looking for perfect safety, you will do well to sit on a fence
98
298357
4085
''Kusursuz emniyet arıyorsanız bir çitin üzerinde oturup
05:02
and watch the birds;
99
302466
1589
kuşları seyretmekle yetinirsiniz;
05:04
but if you really wish to learn, you must mount a machine
100
304079
3427
ancak gerçekten öğrenmek istiyorsanız bir makine üzerine çıkıp
05:07
and become acquainted with its tricks by actual trial."
101
307530
3160
deneme yaparak onun özelliklerine aşinalık kazanmalısınız.''
05:11
Ah, machines.
102
311906
1610
Tabii, makineler.
05:13
It incited the hardware junkie inside of me.
103
313540
2620
İçimdeki donanımcıyı ortaya çıkardım.
05:16
And if we did want to go or travel to unhabitual places in space --
104
316906
4057
Uzaydaki o hiç ayak basılmamış yerlere gideceksek eğer,
05:20
to that banana peel spot that confuses us;
105
320987
3443
kafamızı karıştıran muz kabuğu noktasına,
05:24
to that place outside our vertical comfort zone,
106
324454
3329
dikey rahatlık alanımızın dışına,
05:27
where we encounter unexpected turbulence
107
327807
3160
beklenmeyen türbülansların olduğu
05:30
and get accelerated oddly,
108
330991
3174
ve tuhaf bir şekilde hızlandığımız
05:34
where the ground changes and moves out from under us --
109
334189
3498
yerin ayağımızın altından gittiği yere,
05:37
like the composer who is trying to hit a note
110
337711
2829
tıpkı insan sesinin söyleyebildiğinden
05:40
higher than the human voice can sing,
111
340564
2635
daha yüksek bir notaya basmaya çalışan besteci gibi,
05:43
he invents a piccolo or a flute,
112
343223
2406
bir pikolo veya flüt icat ediyor,
05:45
I set about the invention of my prototypic machines.
113
345653
3877
ben de prototip makinelerimin icadına koyuldum.
05:50
And if we wanted to go higher, faster, sooner, harder,
114
350601
3768
Daha yüksek, daha hızlı, daha çabuk ve daha zorlu olacaksak
05:54
it was necessary that we create our very own spaceships.
115
354393
2984
kendi uzay gemilerimizi yapmamız şarttı.
05:57
And we did.
116
357401
1163
Yaptık da.
05:58
And we did travel to unknown, invisible, dangerous territories,
117
358588
4874
O bilinmeyene sehayat ettik, görünmeyen, tehlikeli bölgelere
06:03
and it changed us.
118
363486
1489
ve bu bizi değiştirdi.
06:06
If any of you want to try this, let me know.
119
366733
2162
Bunu denemek istiyorsanız, bana söyleyin.
06:08
(Laughter)
120
368919
1096
(Kahkahalar)
06:10
In 2012, we brought all of our best machines to London
121
370039
3423
2012'de en iyi makinelerimizi Londra'ya getirdik
06:13
and put them in their most iconic places.
122
373486
3323
ve şehrin en simgesel yerlerine koyduk.
06:16
We got on the London Eye.
123
376833
1933
London Eye dönme dolabın üstüne çıktık.
06:18
It was 443 feet above the earth.
124
378790
3424
Yerden 135 metre üstteydi.
06:22
And as we reached the zenith, we unlocked our brake and fell --
125
382238
3476
Zirveye ulaştığımızda freni boşa aldık ve düşüşe geçtik,
06:27
200 feet on the radius,
126
387071
2131
60 metre yarıçapla
06:29
on the spoke that we were attached to.
127
389226
2308
ve bağlı olduğumuz tekerlekle.
06:32
We reached as far up as heaven that day,
128
392680
2626
O gün cennete kadar yükseldik,
06:35
I'm pretty sure of it.
129
395330
1543
bundan oldukça eminim.
06:36
And then I and two of my dancers
130
396897
1896
Sonra da iki dansçımla beraber
06:38
walked down the outside of London's City Hall.
131
398817
2444
London City Hall çevresinden yürüdük.
06:41
As I stood up there, 300 feet above the ground,
132
401285
3260
Orada yerden 91 metre yukarıda dururken
06:44
and looked down,
133
404569
1257
aşağı doğru baktım,
06:45
I saw 2,000 eyes staring up at me,
134
405850
2890
2.000 göz bana bakıyordu
06:48
and they saw what they usually do -- the sky, a bird, a plane -- and then us.
135
408764
4539
ve her zaman gördükleri şeyi görüyorlardı; gökyüzü, bir kuş, bir uçak ve biz.
06:53
And we were just a tiny speck up there.
136
413700
2285
Orada sadece küçük bir noktaydık.
06:56
And I realized that action is for everybody.
137
416858
2237
Ve bunun herkes için olduğunu kavradım.
06:59
Now we have our very own mason jar in Williamsburg, Brooklyn.
138
419778
3178
Artık Williamsburg, Brooklyn'de de kendi cam kavanozumuz var.
07:03
It's called SLAM: STREB Lab for Action Mechanics.
139
423448
3456
Adı SLAM: STREM Lab for Action Mechanics.
07:06
It was a former mustard seed factory.
140
426928
2538
Daha önce hardal çekirdeği fabrikasıymış.
07:09
And I designed it after the use of a petri dish,
141
429958
3035
Ben de onu bir petri kabı gibi tasarladım,
07:13
and in that petri dish,
142
433017
1422
o petri kabının içine
07:14
I put Kid Action, STREB EXTREME ACTION
143
434463
2851
Çocuk Aksiyonu, STREB EXTREME ACTION
07:17
and circus arts,
144
437338
1390
ve sirk sanatları ekledim,
07:18
and we all learned to fly, fall and land and invent extreme action together.
145
438752
4335
ve uçmayı, düşmeyi ve inmeyi öğrenerek birlikte ekstrem aksiyonu bulduk.
07:23
And you know what we found?
146
443111
1714
Ne gördük biliyor musunuz?
07:24
In comes everyone --
147
444849
2275
Herkesin katıldığını,
07:27
every size, shape, age, capacity,
148
447148
3154
büyük küçük, genç olgun, her kapasitede;
07:30
every nationality, every race, every class, all genders,
149
450326
4864
her ırk, her milliyet, her sınıf, her cinsiyetten;
07:35
the timid and the bold, the outcast and the cool,
150
455214
3040
utangaç ve cesur, içine kapanık ve dışadönük;
07:38
the risk avoiders and the risk obsessives.
151
458278
3405
risk alamayanlar ve risksiz duramayanlar.
07:42
And these buildings exist all over the world,
152
462422
3338
Bu binalardan dünyanın her yerinde var
07:45
and every one of them can be a flying training center.
153
465784
4970
ve bunların her biri uçuş talim merkezi olabilir.
07:51
And you know, as it turns out,
154
471754
1607
Görünen o ki
07:54
people don't want to just dream about flying,
155
474329
2244
insanlar sadece uçmayı hayal etmekle kalmıyor,
07:57
nor do they want to watch us fly.
156
477287
2062
bizi uçarken izlemek de istemiyorlar.
07:59
They want to do it, too, and they can.
157
479803
2065
Bunu yapmak istiyorlar ve yapabilirler de.
08:01
And with a little training,
158
481892
1817
Biraz pratikle
08:03
they learn to relish the hit and the impact,
159
483733
3156
çarpışma ve darbenin tadını çıkarabilirler
08:06
and, I guess even more, getting up afterwards.
160
486913
2903
ve ayağa kalktıktan sonra daha da çok.
08:10
I've found that the effect of flying causes smiles to get more common,
161
490872
5176
Uçma etkisinin gülümsemeleri artırdığını gördüm,
08:16
self-esteem to blossom,
162
496072
2585
kendine güvenin yeşerdiğini
08:18
and people get just a little bit braver.
163
498681
2826
ve insanların biraz daha cesur olduklarını.
08:22
And people do learn to fly,
164
502713
2319
İnsanlar uçmayı öğrenebiliyor
08:25
as only humans can.
165
505984
1983
çünkü sadece insanlar öğrenebilir.
08:28
So can you.
166
508482
1354
Siz de öyle.
08:29
Come fly with us.
167
509860
1350
Bizimle uçun.
08:32
(Applause)
168
512015
4619
(Alkışlar)
08:36
(Music)
169
516658
6376
(Müzik)
09:07
Thank you. Thank you. Thank you.
170
547698
3533
Teşekkürler. Teşekkürler. Teşekkürler.
09:11
(Applause)
171
551255
1512
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7