The real story of Rosa Parks -- and why we need to confront myths about Black history | David Ikard

113,197 views ・ 2020-02-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: berat güven Gözden geçirme: Can Boysan
00:14
I am the proud father of two beautiful children,
0
14246
4947
İki güzel çocuğu olan gururlu bir babayım,
00:19
Elijah, 15, and Octavia, 12.
1
19217
4318
Elijah 15 ve Octavia 12 yaşında.
00:24
When Elijah was in the fourth grade,
2
24313
3317
Elijah 4. sınıftayken
00:27
he came to me,
3
27654
1564
yanıma geldi,
00:29
came home from school bubbling over with excitement
4
29242
2861
okuldan dönmüştü ve Afrika kökenli Amerikalılar hakkında
00:32
about what he had learned that day about African-American history.
5
32127
4919
o gün okulda öğrendiği şeyden çok heyecanlanmıştı.
00:37
Now, I'm an African-American and cultural studies professor,
6
37070
4432
Ben Afrika kökenli bir Amerikalı ve kültür araştırmaları profesörüyüm
00:41
and so, as you can imagine,
7
41526
2141
ve tahmin edebileceğiniz gibi
00:43
African-American culture is kind of serious around my home.
8
43691
2927
Afrika kökenli Amerikalıların kültürü evde ciddiye alınır.
00:46
So I was very proud that my son was excited about what he had learned
9
46642
4246
Bu nedenle oğlumun o gün okulda öğrendiklerinden heyecan duyması
00:50
that day in school.
10
50912
1151
beni çok gururlandırmıştı.
00:52
So I said, "What did you learn?"
11
52087
1940
Yani "Ne öğrendin?" diye sordum.
00:54
He said, "I learned about Rosa Parks."
12
54051
3478
"Rosa Parks'ı öğrendim" dedi.
00:57
I said, "OK, what did you learn about Rosa Parks?"
13
57907
3052
"Peki, Rosa Parks hakkında ne öğrendin?" dedim
01:00
He said, "I learned that Rosa Parks was this frail, old black woman
14
60983
5514
"Rosa Parks 1950'li yıllarda Montgomery, Alabama'da yaşayan
01:06
in the 1950s
15
66521
1850
zayıf ve yaşlı
01:08
in Montgomery, Alabama.
16
68395
2434
siyah bir kadınmış.
01:10
And she sat down on this bus,
17
70853
2250
Yorgun ayaklarıyla
01:13
and she had tired feet,
18
73127
1968
bir otobüste oturuyormuş
01:15
and when the bus driver told her to give up her seat to a white patron,
19
75119
4933
ve otobüs şoförü ondan yerini bir beyaza vermesini istediğinde
01:20
she refused because she had tired feet.
20
80076
2676
yorgun olduğu için kalkmayı reddetmiş.
01:22
It had been a long day,
21
82776
1265
Uzun bir günmüş,
01:24
and she was tired of oppression,
22
84065
1818
baskıdan bıkmış
01:25
and she didn't give up her seat.
23
85907
1889
ve koltuğunu vermemiş.
01:27
And she marched with Martin Luther King,
24
87820
1929
Ve Martin Luther King ile yürüyüşe katılmış,
01:29
and she believed in nonviolence."
25
89773
2192
pasif direniş yanlısıymış." dedi.
01:31
And I guess he must have looked at my face
26
91989
3164
Sanırım yüzüme bakıp
01:35
and saw that I was a little less than impressed
27
95177
4530
onun bu tarih dersinden
01:39
by his
28
99731
1333
pek etkilenmediğimi
01:41
... um ...
29
101484
1220
görmüş olmalı.
01:42
history lesson.
30
102754
1330
01:44
And so he stopped, and he was like, "Dad, what's wrong? What did I get wrong?"
31
104134
4654
Bu nedenle durdu ve "Baba sorun ne? Yanlış mı anlamışım" gibi baktı.
01:48
I said, "Son, you didn't get anything wrong,
32
108812
2089
"Sen yanlış anlamamışsın oğlum
01:50
but I think your teacher got a whole lot of things wrong."
33
110925
2760
ama galiba öğretmenin epeyce şeyi yanlış biliyor" dedim.
01:53
(Laughter)
34
113709
1010
(Gülüşmeler)
01:54
He said, "Well, what do you mean?"
35
114743
1672
"Ne demek istiyorsun?" dedi.
01:56
I said, "Rosa Parks was not tired.
36
116439
3240
"Rosa Parks yorgun değildi,
02:00
She was not old.
37
120780
2549
yaşlı değildi
02:03
And she certainly didn't have tired feet."
38
123353
3056
ve ayakları da kesinlikle yorgun değildi" dedim.
02:06
He said, "What?"
39
126433
1164
"Ne?" dedi
02:07
I said, "Yes!
40
127621
1158
"Değildi,
02:08
Rosa Parks was only 42 years old" --
41
128803
2195
Rosa Parks daha 42 yaşındaydı" dedim.
02:12
Yeah, you're shocked, right? Never heard that.
42
132261
2344
Şaşırdınız değil mi? Bunu hiç duymamıştınız.
02:14
"Rosa Parks was only 42 years old,
43
134629
1957
Rosa Parks sadece 42 yaşındaydı.
02:16
she had only worked six hours that day, and she was a seamstress
44
136610
4744
O gün sadece 6 saat çalışmıştı, bir terziydi
02:21
and her feet were just fine.
45
141378
2368
ve ayakları da gayet iyiydi.
02:23
(Laughter)
46
143770
1131
(Gülüşmeler)
02:24
The only thing that she was tired of
47
144925
2699
Bıkıp yorulduğu tek şey
02:27
was she was tired of inequality.
48
147648
2423
eşitsizlikti,
02:30
She was tired of oppression."
49
150095
2066
baskıdan yorulmuştu."
02:32
And my son said,
50
152185
1288
Ve oğlum dönüp
02:33
"Well, why would my teacher tell me this thing?
51
153497
3958
"Peki ama öğretmenim bunu neden anlattı?
02:37
This is confusing for me."
52
157479
1874
Kafam karıştı" dedi.
02:39
Because he loved his teacher, and she was a good teacher,
53
159377
3402
Öğretmenini seviyordu ve o iyi bir öğretmendi.
02:42
a young-ish, 20-something white woman,
54
162803
2943
Genç, 20'li yaşlarda bir beyaz kadın,
02:45
really, really smart, pushed him, so I liked her as well.
55
165770
3711
gerçekten çok zeki biriydi, onu ben de severdim.
02:49
But he was confused. "Why would she tell me this?" he said.
56
169505
2993
Ama oğlanın aklı karışmıştı. "Bize bunları neden anlattı?" dedi.
02:52
He said, "Dad, tell me more. Tell me more. Tell me more about Rosa Parks."
57
172522
3511
"Baba, anlatsana. Daha çok anlat. Rosa Parks'ı daha çok anlat" dedi.
02:56
And I said, "Son, I'll do you one better."
58
176057
2253
"Oğlum ben sana daha iyisini yapayım" dedim.
02:58
He was like, "What?"
59
178884
1153
"Nasıl yani?" dedi.
03:00
I said, "I'm going to buy her autobiography,
60
180061
2060
"Sana otobiyografisini alacağım
03:02
and I'm going to let you read it yourself."
61
182145
2038
ve bırakayım kendin oku" dedim.
03:04
(Laughter)
62
184207
2692
(Gülüşmeler)
03:07
So as you can imagine,
63
187787
1647
Tahmin edeceğiniz gibi
03:10
Elijah wasn't too excited about this new, lengthy homework assignment
64
190453
4637
Elijah babasının ona verdiği bu yeni ve uzun ev ödevini
03:15
that his dad had just given him, but he took it in stride.
65
195114
3778
coşkuyla karşılamasa da bunu mesele yapmadı.
03:19
And he came back after he had read it,
66
199451
3646
Okuduktan sonra bana geldi,
03:23
and he was excited about what he had learned.
67
203121
3918
öğrendiklerinden heyecanlanmıştı.
03:27
He said, "Dad, not only was Rosa Parks not initially into nonviolence,
68
207063
6999
Şöyle dedi: "Rosa Parks başlarda pasif direnişle ilgilenmiyormuş
03:34
but Rosa Parks's grandfather, who basically raised her
69
214086
4536
ayrıca onu büyüten büyük babası da
03:38
and was light enough to pass as white,
70
218646
2160
kendine beyaz süsü verecek kadar açık tenliymiş,
03:40
used to walk around town with his gun in his holster,
71
220830
4640
kasabada silahla dolaşırmış
03:45
and people knew if you messed with Mr. Parks's children or grandchildren,
72
225494
4955
ve Bay Parks'ın çocukları veya torunlarına bulaşırsan
03:50
he would put a cap in your proverbial bottom."
73
230473
4211
mâlûm yerine tapayı yiyeceğini herkes bilirmiş."
03:54
(Laughter)
74
234708
1202
(Gülüşmeler)
03:55
Right?
75
235934
1160
Öyle değil mi?
03:57
He was not someone to mess with.
76
237118
2319
Bulaşılmaması gereken biriymiş.
03:59
And he said, "I also learned that Rosa Parks married a man in Raymond
77
239922
5868
"Ayrıca öğrendiğime göre Rosa Parks, Raymond'da biriyle evlenmiş
04:05
who was a lot like her grandfather."
78
245814
3163
ve adam büyük babası gibi de değilmiş."
04:09
He would organize.
79
249884
1445
Organizasyon yaparmış.
04:11
He was a civil rights activist.
80
251353
2316
Vatandaşlık hakları aktivistiymiş.
04:13
He would organize events
81
253693
3615
Toplantılar organize ediyormuş
04:17
and sometimes the events would be at Rosa Parks's home.
82
257332
4939
ve bazen toplantılar Rosa Parks'ın evinde oluyormuş.
04:22
And one time Rosa Parks remarked
83
262295
2020
Bir keresinde Rosa Parks
04:24
that there were so many guns on the table,
84
264339
2315
masanın üzerinde bir sürü silah görmüş
04:26
because they were prepared for somebody to come busting into the door
85
266678
3268
çünkü adamlar birilerinin kapıyı kırıp baskın yapmasına hazırlanmışlar
04:29
that they were prepared for whatever was going to go down,
86
269970
2763
ve iş nereye giderse gitsin buna hazırlarmış
04:32
that Rosa Parks said, "There were so many guns on the table
87
272757
2830
ve Rosa Parks şöyle demiş: "Masada o kadar çok silah vardı ki
04:35
that I forgot to even offer them coffee or food."
88
275611
2729
onlara kahve veya yemek ikram etmeyi bile unuttum."
04:38
This is who Rosa Parks was.
89
278832
2571
Rosa Parks işte böyle biriydi.
04:41
And in fact, Rosa Parks, when she was sitting on that bus that day,
90
281427
4686
Ve aslında Rosa Parks, o gün, o otobüste oturmuş,
04:46
waiting for those police officers to arrive
91
286137
2638
polis memurlarının gelmesini beklerken
04:48
and not knowing what was going to happen to her,
92
288799
2947
ve başına gelecekleri de bilmiyorken
04:51
she was not thinking about Martin Luther King,
93
291770
2157
Martin Luther King'i düşünmüyordu,
04:53
who she barely knew.
94
293951
1456
hatta onu pek bilmiyordu.
04:55
She was not thinking about nonviolence or Gandhi.
95
295431
2840
Düşündüğü şey pasif direniş veya Gandhi de değildi.
04:58
She was thinking about her grandfather,
96
298295
1931
Silahla dolaşan, bulaşılmaması gereken
05:00
a gun-toting, take-no-mess grandfather.
97
300250
4026
büyük babasını düşünüyordu.
05:04
That's who Rosa Parks was thinking about.
98
304300
3538
Rosa Parks'ın düşündüğü kişi oydu.
05:07
My son was mesmerized by Rosa Parks,
99
307862
3674
Oğlum Rosa Parks'dan büyülenmişti
05:11
and I was proud of him to see this excitement.
100
311560
2947
ve onda bu heyecanı görmek beni gururlandırmıştı.
05:15
But then I still had a problem.
101
315125
2058
Ama hâlâ bir sorun vardı.
05:17
Because I still had to go his school
102
317207
2555
Yine de okula gidip
05:19
and address the issue with his teacher,
103
319786
2007
öğretmenle bu konuyu ele almam gerekiyordu
05:21
because I didn't want her to continue to teach the kids
104
321817
3299
çünkü çocuklara tarihi yanlış öğretmeye
05:25
obviously false history.
105
325140
2372
devam etmesini istemiyordum.
05:27
So I'm agonizing over this,
106
327885
1431
Bu içime sıkıntı veriyordu
05:29
primarily because I understand, as an African-American man,
107
329340
3460
ve temel nedeni ise bir Afrika kökenli Amerikalı olarak
05:32
that whenever you talk to whites about racism
108
332824
2344
beyazlarla ırkçılık konusunu veya ırkla ilgili hassas şeyleri
05:35
or anything that's racially sensitive,
109
335192
2005
ne zaman konuşmaya kalkışsan
05:37
there's usually going to be a challenge.
110
337221
1958
her zaman zorlukla karşılaşmandı.
05:39
This is what white sociologist Robin DiAngelo calls "white fragility."
111
339203
6060
Buna beyaz toplum bilimci Robin DiAngelo "beyaz kırılganlığı" diyor.
05:45
She argues that, in fact,
112
345287
1797
Aslında şunu ileri sürüyor:
05:47
because whites have so little experience being challenged
113
347108
4039
Beyazların, beyaz ayrıcalıklarının sorgulanması konusunda
o kadar az deneyimi vardır ki
05:51
about their white privilege
114
351171
1473
05:52
that whenever even the most minute challenge is brought before them,
115
352668
3495
bunu gündeme getirip sorgulamaya başladığınız anda
05:56
they usually cry,
116
356187
1823
genellikle ağlarlar,
05:58
get angry
117
358034
1151
öfkelenirler
05:59
or run.
118
359209
1151
veya kaçarlar.
06:00
(Laughter)
119
360384
1005
(Gülüşmeler)
06:01
And I have experienced them all.
120
361413
2987
Bunların hepsini ben de gördüm.
06:04
And so, when I was contemplating confronting his teacher,
121
364424
5812
Yani oğlanın öğretmeniyle görüşmeyi düşünüp taşınırken
06:10
I wasn't happy about it,
122
370260
1573
bundan mutlu değildim
06:11
but I was like, this is a necessary evil
123
371857
2063
ama potansiyelini kullanan siyah çocuklar yetiştirmek isteyen
06:13
of being a black parent trying to raise self-actualized black children.
124
373944
4302
siyah bir baba için de bu kaçınılmaz bir zorunluluktu.
06:18
So I called Elijah to me and said,
125
378270
1677
Elijah'ı arayıp
06:19
"Elijah, I'm going to set up an appointment with your teacher
126
379971
4773
ona, "Elijah, öğretmeninden bir randevu alacağım
ve bu yanlışı düzeltmeye çalışacağım,
06:24
and try and correct this
127
384768
1208
06:26
and maybe your principal.
128
386000
1237
belki müdürle de görüşürüm.
06:27
What do you think?"
129
387261
1401
Buna ne dersin?"
06:28
And Elijah said,
130
388686
1151
Elijah şöyle dedi:
06:29
"Dad, I have a better idea."
131
389861
2136
"Baba, daha iyi bir fikrim var."
06:33
And I said, "Really? What's your idea?"
132
393021
1953
"Öyle mi? Fikrin ne" dedim.
06:34
He said, "We have a public speaking assignment,
133
394998
4630
"Bir topluluk konuşması ödevimiz var
06:39
and why don't I use that public speaking assignment
134
399652
2565
ve Rosa Parks hakkındaki efsaneleri çürütmek için
06:42
to talk about debunking the myths of Rosa Parks?"
135
402241
3563
bu topluluk konuşması ödevini kullanalım mı?
06:46
And I was like,
136
406756
1157
Şöyle bir şey dedim:
06:48
"Well, that is a good idea."
137
408815
1447
"Bu iyi bir fikir."
06:51
So Elijah goes to school,
138
411850
3233
Böylece Elijah okula gitti,
06:55
he does his presentation,
139
415107
1779
sunumunu yaptı,
06:56
he comes back home,
140
416910
1494
eve döndü
06:58
and I could see something positive happened.
141
418428
2373
ve olumlu bir şeyler olduğunu görebiliyordum.
07:00
I said, "Well, what happened, son?"
142
420825
1911
"Nasıl gitti oğlum?" dedim.
07:03
He said, "Well, later on in that day,
143
423231
2180
"O gün, daha sonra
07:05
the teacher pulled me aside,
144
425435
1944
öğretmen beni bir kenara çekti
07:07
and she apologized to me for giving that misinformation."
145
427403
4596
ve yanlış bilgi verdiği için özür diledi." dedi.
07:12
And then something else miraculous happened the next day.
146
432771
3528
Ertesi gün mucize gibi bir şey daha oldu.
07:16
She actually taught a new lesson on Rosa Parks,
147
436323
3709
Öğretmen Rosa Parks hakkında yeni bir ders daha yaptırdı,
07:20
filling in the gaps that she had left and correcting the mistakes that she made.
148
440056
4314
önceki hatalarını düzeltti ve eksik kısımları giderdi.
07:24
And I was so, so proud of my son.
149
444394
4594
Oğlumdan çok gurur duyuyordum.
07:29
But then I thought about it.
150
449956
2688
Fakat sonra bunu düşünüp
07:33
And I got angry.
151
453875
1215
öfkelendim.
07:35
And I got real angry.
152
455565
1556
Gerçekten çok öfkelendim.
07:38
Why? Why would I get angry?
153
458344
1718
Neden? Neden mi öfkelenmiştim.
07:40
Because my nine-year-old son had to educate his teacher
154
460878
4974
Çünkü benim dokuz yaşındaki oğlum, tarih konusunda
öğretmenini eğitmek zorunda kalmıştı,
07:45
about his history,
155
465876
1491
07:47
had to educate his teacher about his own humanity.
156
467391
3050
kendi insanlığı konusunda öğretmenini eğitmek zorunda kaldı.
07:50
He's nine years old.
157
470465
1669
O daha dokuz yaşında.
07:52
He should be thinking about basketball or soccer
158
472784
3217
Düşünmesi gereken şey basketbol, futbol
07:56
or the latest movie.
159
476025
2471
veya son filmler olmalı.
07:58
He should not be thinking about having to take the responsibility
160
478520
4167
Öğretmenini, öğrencileri,
08:02
of educating his teacher,
161
482711
2363
kendisi ve tarihi konusunda
08:05
his students,
162
485098
3063
eğitmek gibi bir sorumluluğu
08:08
about himself, about his history.
163
488185
2467
üstlenmeyi düşünmemeli.
08:10
That was a burden that I carried.
164
490676
1627
Bu benim taşıdığım bir yüktü.
08:12
That was a burden that my parents carried
165
492327
2023
Benim ana babamın taşıdığı bir yüktü
08:14
and generations before them carried.
166
494374
1730
ve onlardan önceki kuşakların da.
08:16
And now I was seeing my son take on that burden, too.
167
496128
4817
Şimdi de oğlumun da bu yükü sırtlandığını görüyordum.
08:21
You see, that's why Rosa Parks wrote her autobiography.
168
501513
4930
Gördüğünüz üzere, Rosa Parks bu yüzden otobiyografisini yazdı.
08:26
Because during her lifetime,
169
506467
1738
Çünkü daha hayattayken,
08:28
if you can imagine,
170
508229
1516
şunu bir düşünün,
08:29
you do this amazing thing,
171
509769
4615
hayranlık veren bu şeyi yapıyorsunuz,
08:34
you're alive and you're talking about your civil rights activism,
172
514408
3919
hayattasınız ve vatandaşlık hakları eylemlerinizi anlatıyorsunuz
08:38
and a story emerges
173
518351
1933
ama bir hikâye peydah oluyor
08:40
in which somebody is telling the world
174
520308
2891
ve dünyaya sizin yaşlı biri olduğunuzu,
08:43
that you were old and you had tired feet
175
523223
2640
ayaklarınızın yorgun olduğunu
08:45
and you just were an accidental activist,
176
525887
2321
ve kazara bir eylemci olduğunuzu anlatıyor,
08:48
not that you had been activist by then for 20 years,
177
528232
3861
o zamanlarda 20 yıllık bir eylemci olduğunuzu değil,
08:52
not that the boycott had been planned for months,
178
532117
3374
boykotun aylardır planlanmakta olduğunu değil
08:55
not that you were not even the first or the second or even the third woman
179
535515
4471
ve hatta bunu yaptığı için tutuklanan
09:00
to be arrested for doing that.
180
540010
1857
ilk veya ikinci kadın olduğunuzu da değil.
09:03
You become an accidental activist, even in her own lifetime.
181
543160
4832
Daha hayattayken bile bir tesadüfi eylemci oluyorsunuz.
09:08
So she wrote that autobiography to correct the record,
182
548016
3130
Otobiyografisini bu kayıtları düzeltmek için yazdı
09:11
because what she wanted to remind people of
183
551170
2885
çünkü insanlara 1950'lerde
09:15
was that this
184
555468
2099
işlerin nasıl olduğunu,
09:17
is what it was like
185
557591
1191
Amerika'da siyah olmaya çalışmanın
09:19
in the 1950s
186
559813
3171
ve haklarınız için savaşmanın
09:23
trying to be black in America
187
563008
2717
nasıl bir şey olduğunu
09:25
and fight for your rights.
188
565749
2338
hatırlatmak istemişti.
09:28
During the year, a little over a year, that the boycott lasted,
189
568561
3507
O yılki boykot bir yıldan biraz daha uzun sürdü,
09:33
there were over four church bombings.
190
573298
2629
dörtten fazla kilise bombalandı.
09:35
Martin Luther King's house was bombed twice.
191
575951
3004
Martin Luther King'in evi iki kez bombalandı.
09:39
Other civil rights leaders' houses were bombed in Birmingham.
192
579392
3473
Birmingham'da diğer vatandaşlık hakları liderlerinin evleri bombalandı.
09:43
Rosa Parks's husband slept at night with a shotgun,
193
583587
5268
Rosa Parks'ın kocası geceleri av tüfeği ile uyuyordu
09:48
because they would get constant death threats.
194
588879
2267
çünkü sürekli ölüm tehditleri alıyorlardı.
09:51
In fact, Rosa Parks's mother lived with them,
195
591170
2506
Rosa Parks'ın annesi onlarla birlikte yaşıyor
09:53
and sometimes she would stay on the phone for hours
196
593700
2476
ve biri arayıp ölüm tehdidi yapmasın diye
09:56
so that nobody would call in with death threats,
197
596200
3160
telefonu bazen saatlerce kapatmıyordu
09:59
because it was constant and persistent.
198
599384
2225
çünkü tehditler bitip tükenmiyordu.
10:01
In fact, there was so much tension,
199
601633
2627
Aslında tansiyon o kadar yüksek,
10:04
there was so much pressure, there was so much terrorism,
200
604284
2657
baskı o kadar yoğun, terörizm o kadar yaygındı ki
10:06
that Rosa Parks and her husband, they lost their jobs,
201
606965
2527
Rosa Parks ve kocası işini kaybetti,
10:09
and they became unemployable
202
609516
1814
iş verilmeyen kişiler oldular
10:11
and eventually had to leave and move out of the South.
203
611354
4102
ve sonunda Güney'i terk edip taşınmak zorunda kaldılar.
10:17
This is a civil rights reality
204
617558
2954
Rosa Parks'ın, insanların anlamasını istediği
10:20
that Rosa Parks wanted to make sure that people understood.
205
620536
4618
vatandaşlık hakları realitesi bu.
10:25
So you say, "Well, David, what does that have to do with me?
206
625981
5571
Şimdi bana "Tamam da David, bunların benimle ne ilgisi var?
10:31
I'm a well-meaning person.
207
631576
1930
Ben iyi niyetli biriyim.
10:33
I didn't own slaves.
208
633530
1534
Kölelerim yoktu.
10:35
I'm not trying to whitewash history.
209
635088
1755
Tarihe beyaz badana çekmeye çalışmıyorum.
10:36
I'm a good guy. I'm a good person."
210
636867
2288
Ben iyi bir adamım. İyi biriyim." diyorsanız
10:40
Let me tell you what it has to do with you,
211
640433
2013
bunun sizinle ne ilgisi var anlatayım,
10:42
and I'll tell it to you by telling you a story
212
642470
2464
bunu size benim profesörüm olan,
10:44
about a professor of mine, a white professor,
213
644958
3527
beyaz bir profesör olan biriyle ilgili bir öyküyle anlatayım.
10:48
when I was in graduate school, who was a brilliant, brilliant individual.
214
648509
4365
Okuldaydım ve kendisi harikulade bir insandı.
10:52
We'll call him "Fred."
215
652898
1278
Ona "Fred" diyelim.
10:55
And Fred was writing this history of the civil rights movement,
216
655061
4649
Fred, vatandaşlık hakları tarihini yazıyordu
10:59
but he was writing specifically about a moment
217
659734
2481
fakat aslında Kuzey Carolina'da yaşanan
11:02
that happened to him in North Carolina
218
662239
1912
belirli bir şeyi yazıyordu.
11:04
when this white man shot this black man in cold blood in a wide-open space
219
664175
4263
Beyaz bir adam siyah bir adamı soğukkanlı bir biçimde öldürmüş
11:08
and was never convicted.
220
668462
1533
ve bundan asla mahkum olmamıştı.
11:10
And so it was this great book,
221
670769
1768
Yani şahane bir kitaptı
11:12
and he called together a couple of his professor friends
222
672561
3712
ve Fred birkaç profesör arkadaşını çağırıp
11:16
and he called me to read a draft of it before the final submission.
223
676297
4581
kitabın son halini teslim etmeden önce benden taslağı okumamı istedi.
11:20
And I was flattered that he called me;
224
680902
1842
Beni çağırması koltuklarımı kabartmıştı.
11:22
I was only a graduate student then.
225
682768
1720
O zamanlar daha öğrenciydim.
11:24
I was kind of feeling myself a little bit. I was like, "OK, yeah."
226
684512
3908
Kendi kendime "Tamam, olur" dedim.
11:28
I'm sitting around amongst intellectuals,
227
688444
2570
Entelektüellerin arasına oturdum
11:31
and I read the draft of the book.
228
691038
4502
ve kitabın taslağını okudum.
11:35
And there was a moment in the book
229
695564
1995
Kitabın bir yerinde ciddi bir sorun vardı
11:37
that struck me as being deeply problematic,
230
697583
2643
ve bu beni sarsınca
11:40
and so I said,
231
700250
1165
şöyle dedim:
11:41
"Fred," as we were sitting around talking about this draft,
232
701439
3576
"Fred" oturmuş taslak hakkında konuşuyoruz,
11:45
I said, "Fred, I've got a real problem with this moment that you talk
233
705039
4687
Dedim ki, "Fred, kitapta sizin hizmetçiden bahsettiğin yerle ilgili
11:49
about your maid in your book."
234
709750
3218
ciddi bir sorun yaşıyorum."
11:52
And I could see Fred get a little "tight," as we say.
235
712992
6693
Fred'in biraz "gerildiğini" gördüm.
11:59
He said, "What do you mean? That's a great story.
236
719709
3763
"Ne demek istiyorsun? O şahane bir öykü.
12:03
It happened just like I said."
237
723496
1851
Aynen yazdığım gibi oldu" dedi.
12:05
I said, "Mmm ... can I give you another scenario?"
238
725371
2910
Ben de "Sana farklı bir senaryo sunabilir miyim? dedim.
12:08
Now, what's the story?
239
728950
1329
Peki öykü neydi?
12:10
It was 1968.
240
730303
1617
1968 Yılı,
12:12
Martin Luther King had just been assassinated.
241
732649
3136
Martin Luther King suikastı yeni olmuş
12:16
His maid, "domestic" -- we'll call her "Mabel,"
242
736443
4137
ve Fredlerin "hizmetçisi" adına "Mabel" diyelim,
12:20
was in the kitchen.
243
740604
1205
mutfaktadır.
12:22
Little Fred is eight years old.
244
742706
1606
Küçük Fred sekiz yaşındadır.
12:24
Little Fred comes into the kitchen,
245
744336
1841
Küçük Fred mutfağa girer
12:26
and Mabel, who he has only seen as smiling and helpful and happy,
246
746968
6151
ve Mabel, daima güleryüzlü, mutlu ve yardımsever olan Mabel,
12:33
is bent over the sink,
247
753143
2282
lavabonun üzerine eğilmiş
12:35
and she's crying,
248
755449
1410
ağlamaktadır.
12:37
and she's sobbing
249
757896
1415
Keder içinde, hıçkıra hıçkıra
12:40
inconsolably.
250
760479
1205
ağlamaktadır.
12:42
And little Fred comes over to her and says, "Mabel, what is wrong?"
251
762604
4177
Küçük Fred ona yaklaşır ve "Mabel, sorun ne?" diye sorar.
12:47
Mabel turns, and she says,
252
767941
2039
Mabel döner ve şöyle der:
12:50
"They killed him! They killed our leader. They killed Martin Luther King.
253
770004
4546
"Onu öldürdüler! Liderimizi öldürdüler. Martin Luther King'i öldürdüler.
12:54
He's dead! They are monsters."
254
774574
3342
O öldü! Bunlar canavar."
12:59
And little Fred says,
255
779054
1819
Ve küçük Fred şöyle der:
13:00
"It'll be OK, Mabel. It'll be OK. It'll be OK."
256
780897
3325
"Bunlar geçecek Mabel, geçecek. Her şey yoluna girecek."
13:04
And she looked at him, and she says, "No, it's not going to be OK.
257
784246
3099
Mabel ona bakar ve şunu der: "Hayır, hiçbir şey yoluna girmeyecek.
13:07
Did you not hear what I just said?
258
787369
1942
Ne dediğimi duymadın mı?
13:09
They killed Martin Luther King."
259
789335
2279
Martin Luther King'i öldürdüler."
13:13
And Fred,
260
793106
1981
Ve Fred,
13:15
son of a preacher,
261
795111
1373
bir rahibin oğlu olan Fred
13:17
looks up at Mabel, and he says,
262
797882
2462
Mabel'e bakar ve şöyle der:
13:20
"But Mabel, didn't Jesus die on the cross for our sins?
263
800368
5001
"Ama Mabel, İsa da bizim günahlarımız için çarmıhta ölmedi mi?
13:25
Wasn't that a good outcome?
264
805784
1542
Bu iyi bir sonuç değil miydi?
13:27
Maybe this will be a good outcome.
265
807350
3392
Belki bunun sonucu da iyi olacak.
13:30
Maybe the death of Martin Luther King will lead to a good outcome."
266
810766
4633
Belki de Martin Luher King'in ölümü iyi şeylere vesile olacak."
13:36
And as Fred tells the story,
267
816100
2274
Fred öyküyü anlatırken
13:38
he says that Mabel put her hand over her mouth,
268
818398
3742
Mabel'in eliyle ağzını kapattığını yazıyor
13:43
she reached down and she gave little Fred a hug,
269
823417
2569
ve eğilip küçük Fred'i kucaklar,
13:47
and then she reached into the icebox,
270
827002
2577
sonra da buzdolabına uzanıp
13:49
and took out a couple Pepsis,
271
829603
2276
iki Pepsi alır
13:51
gave him some Pepsis
272
831903
1456
ve ona biraz Pepsi verip
13:53
and sent him on his way to play with his siblings.
273
833383
2845
kardeşleriyle oyun oynamaya gönderir.
13:56
And he said,
274
836948
1563
Ve şöyle der:
13:58
"This was proof that even in the most harrowing times of race struggle
275
838535
5634
"Bu durum, Irkların mücadelesinin bu en yürek burkan anlarında bile
14:04
that two people could come together across racial lines
276
844193
3252
iki insanın ırk bariyerlerini aşıp bir araya gelebileceğinin
14:07
and find human commonality
277
847469
2196
ve sevgi ve şefkat çizgisinde
14:09
along the lines of love and affection."
278
849689
2670
ortak insani özellikleri bulabileceğinin ispatıydı."
14:12
And I said, "Fred, that is some BS."
279
852383
3845
Şöyle dedim: "Fred, bu biraz zırva olmuş."
14:16
(Laughter)
280
856252
2000
(Gülüşmeler)
14:18
(Applause)
281
858803
1376
(Alkış)
14:20
Fred was like,
282
860203
2952
Fred şöyle bir şey dedi:
14:23
"But I don't understand, David. That's the story."
283
863179
3573
"Anlamadım David. Öykü böyle."
14:26
I said, "Fred, let me ask you a question."
284
866776
2154
"Fred, bir soru sormama izin ver" dedim.
14:29
I said, "You were in North Carolina in 1968.
285
869732
6219
"1968 yılıydı ve Kuzey Carolina'daydın
14:35
If Mabel would've went to her community -- you were eight years old --
286
875975
3305
Eğer Mabel kendi insanları arasında olsa-- sen sekiz yaşındaydın--
14:39
what do you think the eight-year-old African-American children
287
879304
2918
sence sekiz yaşındaki Afrika Kökenli Amerikalı çocuklar
14:42
were calling her?
288
882246
1151
onu nasıl çağırırdı?"
14:43
Do you think they called her by her first name?"
289
883421
2247
Sence ona ilk adıyla seslenirler miydi?
14:45
No, they called her "Miss Mabel,"
290
885692
1580
Hayır, ona "Mabel Hanım" derler
14:47
or they called her "Miss Johnson," or they called her "Auntie Johnson."
291
887296
3404
veya ona "Bayan Johnson" derler veya ona "Mabel Teyze" derlerdi.
14:50
They would have never dared call her by her first name,
292
890724
2587
Ona asla ilk adıyla hitap etmeye cüret etmezlerdi
14:53
because that would have been the height of disrespect.
293
893335
2532
çünkü bu büyük saygısızlık olurdu.
14:55
And yet, you were calling her by her first name
294
895891
2234
Halbuki siz ona orada çalıştığı günlerde
14:58
every single day that she worked,
295
898149
1584
ilk adıyla hitap ediyordunuz
14:59
and you never thought about it."
296
899757
1928
ve bu durumu hiç düşünmediniz."
15:01
I said, "Let me ask you another question: Was Mabel married?
297
901709
3009
"Sana bir soru daha sorayım, Mabel evli miydi?
15:05
Did she have children?
298
905255
1474
Çocukları var mıydı?
15:06
What church did she go to?
299
906753
1668
Hangi kiliseye giderdi?
15:08
What was her favorite dessert?"
300
908445
2230
En sevdiği tatlı neydi?" dedim.
15:12
Fred could not answer any of those questions.
301
912754
3913
Fred bu soruların hiçbirine cevap veremedi.
15:17
I said, "Fred, this story is not about Mabel.
302
917337
3491
"Fred, bu öykü Mabeli anlatmıyor.
15:20
This story is about you."
303
920852
1389
Bu öykü seni anlatıyor" dedim.
15:22
I said, "This story made you feel good,
304
922883
2967
"Bu öykü sana kendini iyi hissettiriyor
15:25
but this story is not about Mabel.
305
925874
2159
ama bu öykü Mabel hakkında değil" dedim.
15:28
The reality is,
306
928057
1594
Gerçek şu,
15:29
what probably happened was, Mabel was crying,
307
929675
2554
muhtemelen olan şuydu, Mabel ağlıyordu,
15:32
which was not something she customarily did,
308
932253
2076
yalnız bu onun her zaman yaptığı bir şey değildi
15:34
so she was letting her guard down.
309
934353
1765
yani kendini bırakmıştı.
15:36
And you came into the kitchen,
310
936637
1632
Sen mutfağa girdin
15:38
and you caught her at a weak moment where she was letting her guard down.
311
938293
3497
ve onu zayıf bir anında, kendini bıraktığı bir anda yakaladın.
15:42
And see, because you thought of yourself as just like one of her children,
312
942278
3486
Kendini onun çocuklarından biri gibi görüyordun,
15:45
you didn't recognize that you were in fact the child of her employer.
313
945788
4682
aslında onun patronunun çocuğu olduğunu idrak edemiyordun
15:50
And she'd found herself yelling at you.
314
950899
2364
ve onun sana bağırdığını gördün.
15:53
And then she caught herself,
315
953287
1374
Ama sonra Mabel kendine geldi
15:54
realizing that, 'If I'm yelling at him
316
954685
2372
ve "Eğer ona bağırıp çağırırsam
15:57
and he goes back and he tells his dad or he tells mom,
317
957081
2577
gidip ana babasına söyler ve işten atılabilirim"
15:59
I could lose my job.'
318
959682
2422
diye düşündü.
16:02
And so she tempered herself, and she ended up --
319
962934
2289
Böylece metanetini korudu ve sonunda--
16:05
even though she needed consoling -- she ended up consoling you
320
965247
4598
teselliye ihtiyacı olan kendisi olduğu halde --
16:09
and sending you on your way,
321
969869
1629
o seni teselli edip gönderdi
16:11
perhaps so she could finish mourning in peace."
322
971522
3675
ve belki de böylece sessizlik içinde yas tutabilecekti."
16:16
And Fred was stunned.
323
976033
1265
Fred afallamıştı
16:17
And he realized that he had actually misread that moment.
324
977782
4020
ve o anı aslında yanlış yorumladığını fark etmişti.
16:22
And see, this is what they did to Rosa Parks.
325
982230
3360
İşte Rosa Parks'a yaptıkları şey bu.
16:25
Because it's a lot easier to digest an old grandmother with tired feet
326
985614
5426
Bütün gün çalışmış olan ayakları yorgun ve sırtı ağrıyan,
16:31
who doesn't stand up because she wants to fight for inequality,
327
991064
3421
eşitsizliğe karşı mücadele etmek için ayağa kalmak istemeyen
16:34
but because her feet and her back are tired,
328
994509
2291
yaşlı nine öyküsünü hazmetmek
16:36
and she's worked all day.
329
996824
1638
çok daha kolay.
16:39
See, old grandmothers are not scary.
330
999269
2805
Yani yaşlı nineler ürkütücü değildir.
16:42
But young, radical black women
331
1002098
2152
Fakat kimseden bir şey beklemeyen,
16:44
who don't take any stuff from anybody
332
1004274
2141
iktidara karşı ayağa kalkan
16:46
are very scary,
333
1006439
1504
ve bu yolda ölmeye hazır olan
16:47
who stand up to power
334
1007967
1886
genç ve radikal siyah kadınlar
16:49
and are willing to die for that --
335
1009877
2064
çok korkutucudur--
16:51
those are not the kind of people
336
1011965
2275
onlar bizi huzursuz eden
16:54
that make us comfortable.
337
1014264
2760
türden insanlardır.
16:59
So you say,
338
1019270
1171
Peki şunu derseniz:
17:01
"What do you want me to do, David?
339
1021258
1720
"David, ne yapmamı bekliyorsun?
17:03
I don't know what to do."
340
1023002
3260
Ne yapılacağını ben bilmiyorum."
17:07
Well, what I would say to you is,
341
1027159
2497
Size şunu söyleyebilirim:
17:09
there was a time in which,
342
1029680
2045
bir zamanlar, bu ülkede
17:11
if you were Jewish, you were not white,
343
1031749
2216
eğer Yahudiysen, beyaz değildin,
17:13
if you were Italian, you were not white,
344
1033989
2008
eğer İtalyansan, beyaz değildin
17:16
if you were Irish, you were not white
345
1036021
1898
eğer İrlandalıysan, beyaz değildin.
17:17
in this country.
346
1037943
1162
17:19
It took a while before the Irish, the Jews and the Italians became white.
347
1039129
5008
İrlandalı, Yahudi ve İtalyanların beyaz olması biraz zaman aldı.
17:24
Right?
348
1044843
1171
Öyle değil mi?
17:26
There was a time in which you were "othered,"
349
1046038
2151
"Ötekileştirildiğin" zamanlar,
17:28
when you were the people on the outside.
350
1048213
2980
dışarıda bırakıldığın zamanlar olmuştu.
17:33
Toni Morrison said,
351
1053736
1280
Toni Morrison şöyle demiş:
17:35
"If, in order for you to be tall, I have to be on my knees,
352
1055040
3725
"Senin boyun uzun görünsün diye ben diz çökmek zorundaysam
17:38
you have a serious problem."
353
1058789
1374
senin ciddi bir sorunun var demektir.
17:40
She says, "White America has a serious, serious problem."
354
1060187
3118
Şunu demiş: "Beyaz Amerika'nın çok ciddi bir sorunu var."
17:44
To be honest, I don't know if race relations will improve in America.
355
1064583
5013
Dürüst olmak gerekirse, ırk konusu Amerika'da düzelir mi bilmem.
17:50
But I know that if they will improve,
356
1070127
1795
Ama şunu biliyorum, eğer bu konu düzelecekse
17:51
we have to take these challenges on head on.
357
1071946
3958
bu zorluklara bodoslama dalmak zorundayız.
17:56
The future of my children depends on it.
358
1076619
1994
Çocuklarımın geleceği buna bağlı.
17:58
The future of my children's children depends on it.
359
1078637
2572
Çocuklarımın çocuklarının geleceği buna bağlı.
18:01
And, whether you know it or not,
360
1081731
1891
İster bilin ister bilmeyin,
18:03
the future of your children and your children's children
361
1083646
4166
sizin çocuklarınız ve torunlarınızın da
18:07
depends on it, too.
362
1087836
1283
geleceği buna bağlı.
18:09
Thank you.
363
1089632
1154
Teşekkür ederim.
18:10
(Applause)
364
1090810
1395
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7