Uğur Şahin and Özlem Türeci: Meet the scientist couple driving an mRNA vaccine revolution | TED

185,281 views ・ 2021-08-03

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
Chris Anderson: Dr. Şahin and Dr. Türeci, welcome.
0
13497
4129
Chris Anderson: Dr. Şahin ve Dr. Türeci, hoş geldiniz.
00:17
Such a treat to speak with you.
1
17668
2044
Sizinle konuşmak o kadar güzel ki.
00:20
Özlem Türeci: Thank you very much, Chris.
2
20254
1960
Özlem Türeci: Çok teşekkürler, Chris.
00:22
It's a pleasure to be here.
3
22256
1502
Burada olmak da çok güzel.
00:23
CA: So tell me, as you think back over the last 18 months,
4
23758
3378
CA: Pekâlâ, son 18 ayı düşündüğünüz zaman
00:27
what words pop to mind for you?
5
27178
2836
aklınıza gelen sözcükler neler?
00:31
ÖT: Well, one word which comes to mind is breathless.
6
31432
4463
ÖT: Aklıma gelen bir sözcük ″nefes kesici.″
00:35
It was indeed a breathless 16, 17 months for us.
7
35936
5381
Çünkü gerçekten de nefes kesen bir 16, 17 ay geçirdik.
00:41
When we started in January last year,
8
41358
3629
Geçen yıl Ocak’ta başladığımızda
00:44
it was already at that time clear to us that we were already in a pandemic.
9
44987
5589
bir pandemide olduğumuz bize göre çok açıktı.
00:50
What was not known was how fast this pandemic would evolve
10
50618
5046
Bilinmeyen şey ise bu pandeminin ne hızda evrileceği
00:55
and whether we would have the time in the first place
11
55706
4046
ve bir aşı yapabilmek için
00:59
to have a vaccine ready soon enough in due time.
12
59794
6006
gereken zamanımız olup olmadığıydı.
01:05
And understanding this,
13
65841
3254
Bunu hesaba katınca
01:09
it meant for us that there was not even one day to lose.
14
69095
4963
kaybedecek tek bir günümüz bile yoktu.
01:14
And this was the mindset of the entire team
15
74100
4212
Burada Mainz ve BioNTech’teki tüm ekibin
01:18
here in Mainz and at BioNTech
16
78312
2628
zihin yapısında bu düşünce vardı.
01:20
and later on also of our partners which were involved,
17
80981
4588
Sonrasında da dahil olan ortaklarımız,
01:25
Pfizer and others,
18
85611
2044
Pfizer ve diğerleri de
01:27
to keep going and be fast.
19
87696
3921
ilerleme ve hızlı olma anlayışındaydı.
01:32
CA: I mean, it's so extraordinary that the ideas and the work in your minds
20
92743
4713
CA: Aklınızdaki fikirlerin ve çalışmaların yüz milyonları etkilemiş olması
01:37
have now impacted hundreds of millions,
21
97456
3379
öylesine olağanüstü ki
01:40
perhaps billions of people.
22
100876
1961
hatta milyarlarca insanı.
01:42
That must feel overwhelming.
23
102878
2336
Bunun yükü ağır olmalı.
01:45
And yet, I know at the same time,
24
105256
1585
Ama ayrıca, şunu da biliyorum ki
01:46
you don't believe in this notion of a flash-in-the-pan ideas.
25
106882
3629
siz saman alevi fikirlere inanmıyorsunuz.
01:51
Steven Johnson, the author, in his book "Where [Good] Ideas Come From,"
26
111428
4171
″Parlak Fikirler Nasıl Doğar″ adlı kitabında yazar Steven Johnson,
01:55
speaks of the slow hunch,
27
115641
1627
yavaş önseziden bahsediyor,
01:57
that the best ideas happen over many years.
28
117268
2085
en parlak fikirlerin yıllar içinde oluştuğundan.
01:59
And I know that you believe that is true in your case.
29
119353
2544
Siz de bunun doğruluğuna inanıyorsunuz.
02:01
I'd like us to go back a couple of decades to -- tell us how this began.
30
121939
4296
Tüm bunların nasıl başladığını anlatır mısınız?
02:06
How did you meet?
31
126277
1167
Nasıl tanıştınız?
02:07
ÖT: We met on an oncohematology ward,
32
127486
5381
ÖT: Biz bir onko hematoloji servisinde tanıştık.
02:12
Uğur being a young physician,
33
132908
2670
Uğur genç bir doktordu,
02:15
and I was still in medical school training on ward.
34
135619
6215
ben de serviste eğitim alan tıp öğrencisiydim.
02:21
Which means we met in one of the worlds
35
141834
3086
Yani bizim için önemli olan
02:24
which became important to us,
36
144962
2294
dünyalardan birinde tanıştık,
02:27
the world of patient care,
37
147298
3044
hasta tedavisi dünyasında,
02:30
of treating oncohematology patients.
38
150384
2461
onko hematoloji hastaları tedavisi.
02:32
And we soon found out
39
152845
1543
Ve kısa zamanda şunu öğrendik:
02:34
that there was a second world which we liked,
40
154388
3420
sevdiğimiz ikinci bir dünya var,
02:37
namely the world of science.
41
157808
1835
bilim dünyası.
02:39
We were haunted by the same dilemma,
42
159643
4630
Aynı ikilime düştük,
02:44
namely that whereas there was not much we could offer our cancer patients,
43
164315
6882
bir yandan kanser hastalarımıza sunabileceğimiz pek bir şey yoktu,
02:51
there were so many potential technologies we encountered in the lab
44
171238
6256
diğer yandan, laboratuvarda bu soruna yöneltilebilecek
02:57
which could address this.
45
177494
1752
çok sayıda potansiyel teknoloji vardı.
02:59
So one of our shared visions
46
179288
4004
Paylaştığımız vizyonlardan biri,
03:03
was to bridge this dilemma
47
183334
4129
bu ikilemin üstesinden gelmekti,
03:07
by working on bringing science and technology fast.
48
187463
6214
bunu da bilim ve teknolojiyi hızlı bir şekilde buluşturarak yapacaktık.
03:13
And that's an important word here.
49
193677
2378
Bu önemli bir kelime.
03:16
Fast to the patient's bedside to address high medical need.
50
196096
5506
Hastanın önemli medikal ihtiyacı için hızla ona ulaşmak.
03:22
CA: So I think the first company you founded nearly 20 years ago
51
202937
3878
CA: Sanırım bundan 20 yıl önce kurduğunuz ilk şirketin amacı,
03:26
was to use the power of the human immune system to tackle cancer.
52
206857
5672
kanseri yenmek için insanın bağışıklık sisteminin gücünü kullanmaktı.
03:33
Uğur Şahin: We were always interested in using the patient's immune system
53
213030
6256
Uğur Şahin: Kanser ve diğer hastalıklarla savaşmak için
03:39
to fight cancer and other type of diseases.
54
219328
3629
hastanın bağışıklık sistemini kullanmak bizim için hep önemliydi.
03:42
As immunologists, we knew how powerful the human immune system is.
55
222998
5673
İmmunolog olarak bağışıklık sisteminin ne kadar güçlü olduğunu biliyoruz.
03:49
But it was also clear that the human immune system,
56
229546
4088
Ancak şunu da gördük ki insan bağışıklık sistemi,
03:53
in the case of cancer,
57
233676
2168
kanser vakalarında,
03:55
did not fight cancer cells.
58
235844
2878
kanser hücreleriyle savaşmıyordu.
03:58
It could fight it, but it didn't.
59
238764
2878
Savaşabilirdi ama savaşmıyordu.
04:01
And for that, we wanted to develop immunotherapies.
60
241642
4087
Bu yüzden immüno terapiler geliştirmek istiyorduk.
04:05
That means treatments that use the power of the immune system
61
245729
4713
Yani bağışıklık sisteminin gücünü kullanan
04:10
and redirect the power of the immune system to cancer cells.
62
250484
3378
ve bu gücün, kanserli hücrelerle savaşmasını sağlayan tedaviler.
04:13
It was clear that in the university setting,
63
253904
3045
Üniversite ortamında,
04:16
we could not continue to develop monoclonal antibodies
64
256991
3336
monoklonal antikor geliştirmeye devam edemeyeceğimizi anladık,
04:20
because the cost for development of monoclonal antibodies
65
260369
3086
çünkü monoklonal antikor geliştirmenin maliyeti,
04:23
before you can start a clinical trial,
66
263497
2002
klinik bir teste başlamadan bile
04:25
was in the range of 20, 30 million euros,
67
265541
4963
20-30 milyon avro arasındaydı.
04:30
and therefore we decided to start a company to get the funding.
68
270504
3837
Biz de finansman alacak bir şirket kurmaya karar verdik.
04:35
CA: Now, soon after you started this company,
69
275050
2127
CA: Siz bu şirketi kurduktan kısa süre sonra,
04:37
you decided to get married.
70
277177
1710
evlenmeye karar verdiniz.
04:39
Tell me about your wedding day.
71
279305
1918
Düğün gününüzden bahseder misiniz?
04:41
ÖT: Day was well planned, a quick wedding.
72
281765
4171
ÖT: Çok iyi planlanmış, kısa bir düğündü.
04:45
And thereafter we went back to the laboratory
73
285936
3003
Hemen sonrasında laboratuvara geri döndük
04:48
and our guests at our wedding, that was basically our team,
74
288939
5255
ve düğündeki misafirlerimiz, aslında ekibimizdi,
04:54
our research team.
75
294236
1877
araştırma ekibimiz.
04:56
So no time to lose, Chris.
76
296697
1710
Kaybedecek zaman yoktu yani, Chris.
04:58
CA: (Laughs)
77
298407
1543
CA: (Gülüyor)
04:59
That was a pretty special honeymoon.
78
299992
1752
Çok özel bir balayı olsa gerek.
05:01
I mean, it seems like your love for each other
79
301744
2794
Birbirinize olan sevginiz,
05:04
is very much bound up in your love for this work
80
304538
2711
işinize olan sevgiyle iç içe görünüyor
05:07
and your sense of the importance of this work.
81
307249
2711
ve tabii bu işin önemine duyduğunuz hassasiyet.
05:10
How would you characterize those intersecting relationships there?
82
310002
4755
Birbiriyle kesişen bu ilişkileri siz nasıl tanımlıyorsunuz?
05:16
UŞ: We are really two scientists.
83
316133
3045
UŞ: Biz iki bilim insanıyız.
05:19
At the end of the day, we love what we do,
84
319219
2962
Yaptığımız işi seviyoruz,
05:22
and for us,
85
322222
3212
bizim için...
05:25
we don't differentiate between work and life balance.
86
325476
5130
iş ve hayat dengesi arasında bir ayrım yapmıyoruz.
05:30
It's for us really a privilege to be scientists,
87
330647
3879
Bilim insanı olmak bizim için bir ayrıcalık,
05:34
to be able to do what we love.
88
334568
2336
sevdiğimiz şeyi yapabilmek.
05:36
And therefore, we combine our normal life with our professional life.
89
336945
5631
Bu yüzden de normal hayatımız, profesyonel hayatımızla iç içe.
05:42
And therefore, this is pretty normal for us.
90
342618
2252
Dolayısıyla bu bizim için normal.
05:44
CA: So talk to me about this extraordinary molecule RNA,
91
344912
4296
CA: Pekâlâ, bu olağanüstü RNA molekülünden konuşalım,
05:49
and how you got interested in it and how it became, as I understand it,
92
349249
5089
bu konu nasıl ilginizi çekti
05:54
an increasing focus of your work.
93
354338
1752
ve nasıl işinizin odağı oldu.
05:56
And indeed, it led to the founding of BioNTech.
94
356131
3879
Ve tabii, BioNTech’in kuruluşuna nasıl yön verdi.
06:00
Talk about that.
95
360052
1335
Bundan bahseder misiniz?
06:02
UŞ: Yeah, mRNA is a natural molecule,
96
362679
2920
UŞ: mRNA doğal bir molekül,
06:05
it's one of the first molecules of life.
97
365641
4212
yaşamın ilk moleküllerinden biri.
06:10
It is a carrier of genetic information.
98
370270
3712
Genetik bilgi taşıyan bir kurye.
06:15
But in contrast to DNA, it's not stable.
99
375025
3420
Ancak DNA’ya kıyasla stabil değil.
06:18
So it can be used to transfer information to human cells.
100
378487
5130
İnsan hücrelerine bilgi transferi için kullanılıyor.
06:23
And the human cells can use this information to build proteins,
101
383992
5131
İnsan hücreleri de bu bilgiyle proteinler yapabiliyor,
06:29
which can be used for therapeutic settings,
102
389164
3963
bunlar da tıbbi tedaviler için kullanılabiliyor.
06:33
for example, to make a protein which is a vaccine,
103
393127
4629
Örneğin bir aşı proteini yapmak için
06:37
or to make a protein which is an antibody,
104
397798
2502
veya antikor olan bir protein yapmak için
06:40
or to make a protein which is another type of drug.
105
400342
2753
veya başka bir ilaç olan bir protein yapmak için.
06:43
And we were fascinated by this molecule class,
106
403137
5088
Bu molekül sınıfı bizi büyülemişti
06:48
because it was very clear
107
408225
4922
çünkü şu çok açıktı ki
06:53
that mRNA can be produced pretty fast, within a few days.
108
413188
5130
mRNA çok hızlı üretilebiliyordu, birkaç gün içinde.
06:58
And we were, as MDs,
109
418694
2544
Biz de doktorlar olarak
07:01
we were particularly interested to develop personalized medicines.
110
421280
5005
kişiselleştirilmiş ilaç konusuna çok ilgiliydik.
07:06
That means a treatment and immunotherapy
111
426702
4880
Yani bir kanser hastası için
07:11
specifically designed for a cancer patient,
112
431582
2502
özel olarak tasarlanmış tedavi ve immüno terapi
07:14
because one of the key challenges in cancer treatment,
113
434126
4338
çünkü kanser tedavisindeki zorluklardan biri
07:18
is that every patient has a different tumor.
114
438505
3003
her hastanın farklı bir tümörü olması.
07:21
If you compare two tumors of two patients
115
441550
3795
Aynı tip tümöre sahip iki hastaya ait
07:25
with the same type of tumor,
116
445387
2461
iki tümörü karşılaştırdığınızda
07:27
the similarity of the tumors is less than three percent
117
447890
4588
benzerliğin yüzde 3′ten az olduğunu,
07:32
and 97 percent is really unique.
118
452519
2670
tümörün yüzde 97 benzersiz olduğunu görürsünüz.
07:35
And today, it's still not possible
119
455814
3671
Bir hastanın tümörünü tanımlayabilmek
07:39
to address the uniqueness of the tumor of a patient.
120
459526
5464
bugün hâlâ mümkün değil.
07:45
And therefore,
121
465032
1168
İşte bu yüzden,
07:46
we were seeking for a technology which could be used for immunotherapy
122
466241
4672
immüno terapi olarak kullanılabilecek bir teknoloji arayışındaydık,
07:50
and which could be used to develop a treatment
123
470954
4129
ayrıca mümkün olan en kısa zamanda
bir tedavi geliştirmede kullanılabilecek bir teknoloji.
07:55
within the shortest possible time.
124
475125
2294
07:58
The idea to get the genetic sequence of the tumor
125
478003
3795
Tümörün genetik dizilimini alabileceğimiz
08:01
and then make a vaccine which is personalized,
126
481798
3295
ve buna göre birkaç haftada kişiselleştirilmiş aşı yapabileceğimiz
08:05
within a few weeks.
127
485135
1919
bir fikir doğdu.
08:07
CA: Is it fair to say
128
487387
1293
CA: Şunu söyleyebiliriz ki
08:08
that almost all of the significant things that happen to us biologically
129
488722
5255
biyolojik yönden yaşadığımız neredeyse her önemli şey
08:14
are actions done by proteins,
130
494019
3629
proteinler tarafından gerçekleştirildi
08:17
and that it's mRNA that actually makes those proteins?
131
497689
3712
ve bu proteinleri yapan şey mRNA’nın kendisi.
08:21
If you can understand the language of mRNA,
132
501443
3879
mRNA dilini anladığınız zaman,
08:25
you can get involved in pretty much everything of significance
133
505364
4880
önemli her şeye dahil olabiliyorsunuz,
08:30
to the well-being of a human being.
134
510285
2336
insanın refahına kadar.
08:33
ÖT: Exactly.
135
513038
1168
ÖT: Kesinlikle.
08:34
So in principle,
136
514248
1668
Temel olarak,
08:35
the information instructions are in the DNA.
137
515916
5964
bilgi talimatları DNA içinde.
08:41
These have to be translated into protein
138
521922
2628
Bunların proteine dönüşmesi gerek
08:44
because proteins are the actors which keep our cells alive
139
524591
5047
çünkü hücrelerimizi canlı,
08:49
and our organism functional.
140
529680
2627
organizmamızı işlevsel kılan aktörler proteinler.
08:52
And the way how to translate
141
532349
3503
DNA talimatlarını
08:55
what is instructed by DNA
142
535852
3921
tam zamanında proteine dönüştürmek
08:59
in a fashion that it is well-timed
143
539773
4630
ve bunu doğru yerlerde gerçekleştirmek için
09:04
and happens at the right places, into protein,
144
544444
3337
09:07
there is messenger RNA.
145
547781
1627
haberci RNA var.
09:09
Messenger RNA sort of instructs when
146
549408
3795
Haberci RNA,
09:13
and how much of which protein has to be built
147
553245
4463
vücudumuzun işlevini gerçekleştirebilmesi için
09:17
in order to ensure the activity of our body.
148
557749
4046
hangi proteinin ne zaman ve ne kadar oluşturulacağını bildiriyor.
09:22
CA: So you can almost think of DNA
149
562254
1668
CA: Yani neredeyse DNA’yı
09:23
as the sort of The Oxford English Dictionary of Language.
150
563964
3587
Oxford İngilizce Sözlük’e benzetebiliriz.
09:27
It sort of sits there as the reference point.
151
567593
2168
Referans alabileceğimiz kaynak olarak orada.
09:29
But for the actual living work,
152
569761
1544
Ama asıl işi yapan,
09:31
the living work of language out there in the world instructing things,
153
571305
3378
bir şeylere yön veren, konuşulan dil,
09:34
that is done by mRNA.
154
574725
2085
bunu da mRNA yapıyor.
09:36
UŞ: Yeah, absolutely, it is possible.
155
576852
2169
UŞ: Kesinlikle, bu mümkün.
09:39
So the human cells,
156
579021
2043
İnsan hücreleri,
09:41
exactly, DNA is like a library.
157
581064
2336
aslında DNA, tam tamına bir kütüphane gibi.
09:43
If you have the platform for the messenger RNA therapy,
158
583400
4922
Haberci RNA terapisi için platformunuz varsa
09:48
you can deliver any type of message
159
588363
2419
her tür mesajı iletebilirsiniz
09:50
and the body cells ensure that the message is translated
160
590824
5047
ve insan hücreleri
mesajın doğru proteinlere dönüştürülmesini sağlar.
09:55
into the right protein.
161
595912
1210
09:57
ÖT: A high advantage of mRNA is that it is so versatile.
162
597164
5422
ÖT: mRNA’nın büyük bir avantajı çok yönlü olması.
10:02
You can deliver all sorts of messages, as Uğur has called them.
163
602586
5505
Uğur’un söylediği gibi çok sayıda mesaj iletebilirsiniz.
10:08
On the one hand, you can deliver the blueprint for the protein
164
608592
5672
Bir yandan, o hücrede üretilmesini istediğiniz proteinin
10:14
which you want to be produced in this cell.
165
614264
3712
bir taslağını iletebilirsiniz.
10:18
But you can, with the same molecule,
166
618018
2628
Ama aynı molekül içinde,
10:20
also design into the mRNA
167
620687
4421
bu proteinin nasıl oluşması gerektiğini de
10:25
instructions how this protein should be built,
168
625150
5214
mRNA içine tasarlayabiliyorsunuz,
10:30
instructions to the protein factories of the cell.
169
630364
3461
hücrenin protein yapı taşlarına talimat vererek.
10:33
So you can define
170
633825
1210
Yani bu proteinin,
10:35
whether you want this protein to be built in high amounts
171
635035
6548
yüksek miktarda veya uzun süreli oluşturulması
10:41
or for a long duration,
172
641583
2503
kararını verebiliyorsunuz,
10:44
how the pharmacokinetics of this protein should be in the cell.
173
644127
4964
hücre içinde bu proteinin farmakokinetiğinin nasıl olacağını.
10:49
CA: So talk about January of last year
174
649132
2086
CA: Geçen yılın Ocak ayı hakkında konuşalım,
10:51
when you first heard about this new virus that was spreading.
175
651259
4505
yayılan bu yeni virüsü ilk duyduğunuz zamanlar.
10:55
UŞ: So in the end of January,
176
655764
2377
UŞ: Ocak ayının sonunda,
10:58
we read a paper published about this outbreak in Wuhan,
177
658183
5047
Wuhan’da ortaya çıkan bu salgına dair bir makale okuduk
11:03
and realized that this new outbreak
178
663230
3170
ve fark ettik ki bu yeni salgın,
11:06
has all features to become a global pandemic,
179
666441
3212
küresel bir pandemiye dönüşmek için gerekli tüm şartları taşıyor.
11:09
and we were concerned that our life will change,
180
669695
5797
Hayatımızın değişeceğinden endişelendik,
11:15
that this outbreak could change the fate of mankind.
181
675534
6089
bu salgının insan türünün kaderini değiştirebileceğinden.
11:22
And we knew that we have this messenger RNA technology,
182
682082
4087
Aynı zamanda bu mRNA teknolojisine sahip olduğumuzu da biliyorduk,
11:26
which was actually developed for personalized cancer therapy.
183
686211
4296
kişiselleştirilmiş kanser tedavisi için geliştirilmiş teknoloji.
11:30
But the idea of personalized cancer therapy
184
690549
2085
Kişiselleştirilmiş kanser tedavisi fikri,
11:32
is to get the genetic information of the patient
185
692676
2544
önce hastanın genetik bilgilerini edinme
11:35
and then make a vaccine as fast as possible.
186
695262
2752
ve akabinde hızla bir aşı yapma üstüne kurulu.
11:38
And we had now the same situation.
187
698056
1960
Aynı durumla karşı karşıyaydık.
11:40
It was not a personalized vaccine,
188
700058
2544
Ama elimizdeki kişiselleştirilmiş bir aşı değil
11:42
but it was a genetic information of the virus,
189
702644
3003
virüsün genetik bilgisiydi,
11:45
which was released two weeks earlier.
190
705689
2753
iki hafta önceden bu bilgi ortaya çıkarılmıştı.
11:48
And so this genetic information of this virus was available,
191
708483
2836
Virüsün genetik bilgisi hazırdı
11:51
and our task was to make a vaccine as fast as possible.
192
711319
5798
ve yapmamız gereken şey en hızlı şekilde bir aşı yapmaktı.
11:57
And the challenge at that time point was,
193
717492
1961
O zaman işin zor kısmı,
11:59
there was almost nothing known about this virus.
194
719494
3712
bu virüsle ilgili hiçbir şey bilinmiyor olmasıydı.
12:03
It was a completely new virus.
195
723582
2127
Tamamen yeni bir virüstü.
12:06
We had some assumptions
196
726251
3128
Virüsle kodlanmış hangi molekülün
12:09
which target which molecule encoded by the virus
197
729421
3754
doğru hedef olduğuna dair
12:13
could be the right target.
198
733216
1627
bazı varsayımlarımız vardı.
12:14
That means the molecule which can be used
199
734885
4087
Bu da bir bağışıklık saldırısı tasarlamak için
12:19
to precisely engineer an immune attack.
200
739014
4129
hangi molekülün kullanılacağı demek.
12:23
This is the spike protein.
201
743143
1835
Spike proteini.
12:25
It is on the surface of the virus.
202
745020
1626
Virüsün yüzeyinde.
12:26
And there's not only one copy of the spike protein on the virus,
203
746688
4755
Ve virüsün yüzeyinde sadece bir değil
12:31
but multiple in the range of 20, 25, 30 spike proteins.
204
751443
6923
20, 25, 30 civarında çok sayıda spike proteini var.
12:38
And the spike protein has two functions.
205
758408
2294
Spike proteinin iki işlevi var.
12:40
One function is really to enable that the virus sticks to human cells.
206
760702
6131
Biri, virüsün insan hücrelerine tutunmasını sağlamak.
12:48
For example, it sticks to cells in the human lung.
207
768460
3879
Örneğin, bu sayede akciğerlere yapışıyor.
12:52
And the second is that the spike protein acts as a key.
208
772839
4463
İkincisi, spike proteini anahtar rolü üstleniyor.
12:57
It allows the virus to enter into the cells.
209
777761
3378
Virüsün hücrelerin içine girmesine izin veriyor.
13:01
Our goal was to engineer an immune response.
210
781181
2836
Bizim amacımız, bir bağışıklık tepkimesi tasarlamaktı.
13:04
CA: You've got a slide showing the T-cell response to your vaccine.
211
784059
6089
CA: T-hücresinin, aşınıza nasıl yanıt verdiğine dair bir slaytınız var.
13:10
How long were you into the process before you saw this
212
790732
2878
Bunu gördüğünüzde, süreçte hangi aşamadaydınız?
13:13
and you saw, wow, there really is a spectacular response going on here?
213
793610
4004
Ve böylesi muhteşem bir tepkime gördüğünüzde çok şaşırdınız mı?
13:17
ÖT: We saw this already in the animal models
214
797614
2961
ÖT: Bunu zaten hayvan modellerinde görmüştük
13:20
because they are also meant to assess the immune response.
215
800575
5214
çünkü aynı zamanda bağışıklık tepkimesini ölçmek için varlar.
13:25
And what is shown on this slide
216
805789
2002
Bu slaytta görünen,
13:27
is on the left side, a lymph node
217
807833
3545
sol tarafta bir lenf nodülü,
13:31
from a setting where there was no RNA treatment or RNA vaccination.
218
811419
4797
hiçbir RNA tedavisi veya aşısı olmamış bir model.
13:36
And on the right side, a lymph node of a treated organism,
219
816258
6047
Sağ tarafta ise, tedavi alan bir organizmanın lenf nodülü.
13:42
in this case, an animal.
220
822305
2461
Örnek bir hayvana ait.
13:44
And the localization matters.
221
824808
3045
Lokalizasyonun da önemi var.
13:47
And we have constructed our RNA nanoparticles,
222
827894
3963
RNA nano partikülleri,
13:51
with encapsulation into lipids
223
831898
2878
lipit kapsülleri içinde bir araya getirdik,
13:54
such that the mRNA is carried into lymph nodes,
224
834776
5297
böylelikle mRNA lenf nodüllerine taşınabildi,
14:00
not just anywhere, it's carried into lymph nodes
225
840115
3253
herhangi bir yer değil, lenf nodüllerine taşınıyor
14:03
and in the lymph nodes
226
843368
1502
ve lenf nodüllerinde
14:04
it reaches a very special cell type, which is called dendritic cells,
227
844911
5047
dendritik hücreler dediğimiz çok özel bir hücreye ulaşıyorlar.
14:10
and these cells are coaches of the immune system.
228
850000
3378
Bu hücreler bağışıklık sisteminin koçları.
14:13
So they are the generals which call all the different special forces
229
853420
6006
Tüm diğer özel kuvvetleri göreve çağıran
14:19
and train them on the wanted poster of attacker.
230
859467
5172
ve suçluyu yakalamak için onları eğiten bir komutan gibi.
14:24
And it's very important that you reach those cells.
231
864681
3295
Bu hücrelere ulaşabilmek çok önemli.
14:27
On the right side, you can see the effect of reaching those cells.
232
867976
5047
Sağ tarafta, bu hücrelere ulaşmanın etkilerini görüyorsunuz.
14:33
You see many red dots.
233
873398
2085
Çok sayıda kırmızı nokta var.
14:35
And these are T-cells which have been trained to recognize the antigen,
234
875483
6590
Bunlar, antijeni tanımak için eğitilmiş T hücreleri,
14:42
the protein which mRNA has delivered,
235
882115
4004
yani mRNA’nın getirdiği protein.
14:46
and they have expanded to a sort of army of clones, so to say.
236
886119
5631
Klonlardan oluşan bir orduya dönüştüler.
14:51
So all these red dots are an army
237
891791
5256
Bu kırmızı noktalar,
14:57
which only knows one goal,
238
897047
2460
tek bir amacı olan bir ordu,
14:59
namely attacking this specific protein encoded by the mRNA.
239
899507
5089
mRNA tarafından kodlanmış bu spesifik proteine saldırmak.
15:04
CA: So it's really stunning
240
904638
1293
CA: Son 100 yıl içinde
15:05
that within just a few days of your looking at this sequence
241
905972
6465
insanlığı etkileyen en tehlikeli patojenin dizilimini
15:12
of the most dangerous pathogen to hit humanity in 100 years, I guess,
242
912437
5756
yalnızca birkaç gün inceleyerek
15:18
that you were able to come up with these these candidate vaccines.
243
918234
4338
birkaç aşı adayı ortaya çıkarabildiniz.
15:22
And I guess over the course of the next weeks and months,
244
922572
2753
Ve sanıyorum ki sonraki haftalarda ve aylarda
15:25
you had growing confidence that, wow, this was going to work.
245
925367
3420
bunun işe yarayacağına dair duyduğunuz güven arttı.
15:28
It wasn't until the results of the human trials came out,
246
928787
3879
İnsan denemelerinin sonuçları gelene kadar da --
15:32
I guess in November of last year,
247
932707
2586
sanırım geçen yıl Kasım ayıydı --
15:35
that you really knew.
248
935293
1168
tam emin olamadınız.
15:36
Tell us about that moment.
249
936461
1752
O andan bahseder misiniz?
15:38
ÖT: It was a Sunday when we were waiting for these results,
250
938964
3795
ÖT: Bir Pazar günü bu sonuçları bekliyorduk,
15:42
which are assessed in such trials by an independent committee
251
942801
5213
bağımsız bir komite tarafından yapılan bu denemelerin değerlendirmesi.
15:48
and Uğur said, "So let's see how the data will look like."
252
948014
5881
Uğur dedi ki, ″Bu verilerin ne yönde çıkacağına bir bakalım.″
15:53
It was not clear whether it would be a thumbs up or down.
253
953937
4671
Olumlu mu olumsuz mu olacağı belli değildi.
15:58
And we were very relieved.
254
958650
2461
Sonuç çıkınca da rahatladık.
16:01
And I felt blessed to hear that the vaccine was efficacious
255
961152
6173
Aşının etkili olduğunu hatta yüzde 90 üzeri bir oranla
16:07
and it was highly efficacious, over 90 percent.
256
967367
5047
oldukça etkili olduğunu duymak çok güzel bir histi.
16:13
CA: And that more than 90 percent almost disguises the full extent,
257
973748
3212
CA: Ve bu yüzde 90 üzeri etkinlik, tam boyutunu göz ardı ettiriyor
16:17
because that's just against any kind of level of infection of COVID.
258
977002
5922
çünkü aşı, COVID enfeksiyonlarının her düzeyine karşı etkili.
16:22
Severe infection and fatalities were almost completely protected against,
259
982966
4963
Ciddi enfeksiyon ve can kayıpları neredeyse tamamen korunuyor,
16:27
I think.
260
987971
1168
öyle sanıyorum.
16:29
And it must have been an ecstatic moment for you.
261
989180
2336
Bu sizin için çok heyecan verici bir an olmalı.
16:31
Certainly was for so many people around the world.
262
991558
2502
Dünyanın pek çok yerinden insanlar için öyleydi.
16:34
UŞ: Yes, absolutely.
263
994602
1460
UŞ: Evet, kesinlikle.
16:36
So this was a Sunday evening,
264
996104
2336
Bir Pazar akşamıydı
16:38
and there were a handful of people
265
998481
3170
bu küresel pandemiye karşı
16:41
knowing that an effective vaccine is existing against this global pandemic.
266
1001693
6006
etkili bir aşı olduğunu bilen sadece birkaç kişiydik.
16:48
And we were so excited and so happy
267
1008491
4296
O kadar mutlu ve heyecanlıydık ki.
16:52
and we shared of course this information the next day.
268
1012829
2961
Tabii bunu hemen sonraki gün paylaştık.
16:56
CA: So based on what's happened this time around
269
1016750
3837
CA: Bu sefer olanlardan yola çıkarak
17:00
and the amazing acceleration,
270
1020587
2586
ve tabii daha önceki aşı çalışmalarına kıyasla
17:03
compared with any other vaccine development,
271
1023214
2711
inanılmaz bir hızla olduğunu da eklersek,
17:05
I mean, if we were hit by another virus,
272
1025967
4421
Başka bir virüsün tehdidi altına girersek,
17:10
could you picture that next time
273
1030430
1710
eğer gerekirse
17:12
we could accelerate the time line further still if need be?
274
1032140
4379
aşı için gereken zamanı hızlandırabilir miyiz?
17:17
UŞ: Yes, Chris, this is an excellent question.
275
1037520
2169
UŞ: Evet, Chris, bu harika bir soru.
17:19
Actually, the world was not prepared to deal with such a pandemic.
276
1039689
4546
Aslında dünya bir pandemiyle yüzleşmeye hazır değildi.
17:24
The science and the vaccine developers reacted in an excellent fashion.
277
1044277
6381
Bilim ve aşı geliştiriciler mükemmel bir edayla yanıt verdi.
17:30
And it is incredible and wonderful
278
1050658
3170
Pandemi hâlâ sürerken
17:33
that it was possible to come up with an effective vaccine
279
1053870
4504
12 aydan kısa bir süre içinde
17:38
while a pandemic is ongoing, in less than 12 months.
280
1058416
4129
etkili bir aşı bulmak inanılmaz.
17:42
But the challenges that we have at the moment
281
1062921
2127
Ancak şu an karşı karşıya olduğumuz zorluk,
17:45
is that we don't have sufficient production capacity.
282
1065090
3586
yeterli üretim kapasitemizin olmaması.
17:48
Ideally, we would be prepared the next time,
283
1068676
3462
Teoride bir sonraki pandemi için hazır olmamız gerek,
17:52
not only to develop a vaccine in light speed,
284
1072180
3795
sadece ışık hızında bir aşı geliştirmek için değil
17:56
but also to to make and distribute the vaccine in light speed.
285
1076017
4379
ayrıca ışık hızında aşı geliştirip dağıtabilmek için.
18:00
So what we need now is an additional element which was not existing,
286
1080814
4045
Şu an ihtiyacımız olan şey elimizde olmayan ek bir element:
18:04
is manufacturing capacity.
287
1084901
2502
Üretim kapasitesi.
18:07
And idle manufacturing capacity.
288
1087445
2670
Ve hazır bekleyecek bir üretim kapasitesi.
18:10
We must be bringing us into a position
289
1090156
3712
Kendimizi öyle bir pozisyona getirebilmeliyim ki
18:13
that we can produce 12 billion doses of vaccine,
290
1093868
5923
12 milyar doz aşıyı üretebilelim,
18:19
if you consider prime boost, within less than six months.
291
1099833
4462
ardışık iki doz stratejisini düşünürseniz, altı aydan kısa süre içinde.
18:24
And this is technically possible.
292
1104838
1793
Bu teknik olarak mümkün.
18:26
So this can be done if governments
293
1106673
5422
Hükûmetler ve uluslararası organizasyonlar
18:32
and international organizations invest into manufacturing capacity,
294
1112137
5880
üretim kapasitesine, hazır beklemede kapasiteye yatırım yaparsa
18:38
invest into keeping this idle capacity,
295
1118017
4380
bunu başarmakla kalmayıp
18:42
and also come up with a standard time span and process
296
1122438
5756
aşı çalışmalarını daha da hızlandıracak
standart bir süre ve süreç bilgisine de sahip oluruz.
18:48
to enable even faster response.
297
1128194
2378
18:50
So we in principle,
298
1130572
3003
Yani teoride,
18:53
we might be able to manage to come up with a vaccine
299
1133616
2795
sekiz aydan bile daha kısa süre içinde
18:56
and start distribution in even less than eight months.
300
1136452
4171
bir aşı yapıp bunu dağıtmayı başarabiliriz.
19:00
CA: What does what's happened in this last year tell you now
301
1140623
3837
CA: mRNA teknolojisini kanser ve diğer hastalıkların tedavisinde
19:04
about the prospects for using mRNA to treat cancer
302
1144460
4755
kullanmak konusunda geçen yıl yaşananlar
19:09
and indeed other diseases?
303
1149215
2127
size ne tür bilgiler veriyor?
19:11
Where is this heading?
304
1151384
1460
Bu nasıl bir yol izliyor?
19:12
UŞ: What we have now is now an approved technology
305
1152844
4713
UŞ: Şu an sahip olduğumuz şey, onaylanmış bir teknoloji
19:17
and a first approved product.
306
1157557
2210
ve onaylanmış bir ürün.
19:19
The development of the coronavirus mRNA vaccine shows the power
307
1159809
5047
Koronavirüs mRNA aşısı,
19:24
of the mRNA
308
1164856
1585
mRNA’nın gücünü
19:26
and it shows also the safety of this approach.
309
1166441
4004
ve bu yaklaşımın güvenli olduğunu gösteriyor.
19:30
And it shows
310
1170486
2336
Ek olarak,
19:32
that it opens up a door for new technology
311
1172822
5381
yeni bir teknolojiye
19:38
and for new type of treatments.
312
1178203
2002
ve yeni tedavi yöntemlerine kapı açıyor.
19:40
And the mRNA molecules
313
1180538
5005
Şu an kanser için kullandığımız
19:45
that we are currently using for cancer,
314
1185585
1960
mRNA molekülleri --
19:47
we have more than 10 products now in clinical development,
315
1187545
4546
klinik geliştirmede şu an 10′dan fazla ürünümüz var --
19:52
are diverse against different types of cancer.
316
1192133
3128
kanserin farklı türlerine karşı çeşitliler.
19:55
We are very confident that the success that we have generated now
317
1195303
3420
Bulaşıcı hastalık aşıları konusunda
19:58
for our infectious disease vaccines
318
1198723
2711
sahip olduğumuz başarının
20:01
can be continued with our cancer immunotherapies.
319
1201434
3462
kanser immünoterapisinde de kullanılacağına güveniyorum.
20:04
CA: Some people may hear this
320
1204938
1418
CA: Bunun sadece yeni bir ilaç olduğunu söyleyecek
20:06
and say this is just another type of drug that's coming along.
321
1206356
4588
birtakım insanlar olacaktır.
20:10
But I think on the mental model you're talking about,
322
1210985
2836
Ancak bahsettiğiniz mental modeli düşününce
20:13
we should think about it as much more revolutionary than that,
323
1213821
3170
bunun çok daha devrimsel bir şey olduğunu anlamamız gerek.
20:17
that typically a drug, a traditional drug, kind of changes the chemical environment,
324
1217033
5589
Geleneksel ilaç, bir nevi kimyasal çevreyi değiştiriyor,
20:22
the background of an entire area of the body.
325
1222664
3545
vücudun tüm alanının arka planını değiştiriyor.
20:26
But your --
326
1226626
2252
Ama sizin --
20:28
If you understand the language of mRNA,
327
1228878
2378
mRNA dilini anlıyorsanız eğer,
20:31
you can do something much more specific and precise.
328
1231256
3336
çok daha spesifik ve hassas bir şey yapabilirsiniz.
20:34
Is that something like a fair way to think about it?
329
1234634
3170
Bu düşünce şekli doğru mu?
20:38
ÖT: Yes, indeed.
330
1238263
1209
ÖT: Evet, öyle.
20:41
It could be the next revolution
331
1241182
3253
Biyofarma alanında
20:44
in the biopharm landscape.
332
1244435
3462
yeni bir devrim olabilir.
20:47
UŞ: At the end of the day, disease is a situation
333
1247897
3504
UŞ: Düşündüğünüz zaman, hastalık denen durum,
20:51
where the communication between cells is disturbed.
334
1251442
4380
hücreler arası iletişimin bozulmasıdır.
20:56
So, for example, autoimmune disease is a disease condition
335
1256281
4421
Örneğin oto immün hastalık,
21:00
where immune cells attack normal cells.
336
1260702
3587
bağışıklık hücrelerinin normal hücrelere saldırması durumu.
21:04
And indeed, we could engineer messenger RNA therapies
337
1264706
5714
Ve gerçekten de bağışıklık sistemine bunu durdurmasını öğretecek
21:10
which could teach the immune system to stop to do that,
338
1270420
4045
haberci RNA terapileri tasarlayabiliriz.
21:14
without inhibiting the whole immune system,
339
1274465
3003
Üstelik tüm bağışıklık sistemini kısıtlamadan
21:17
by just communicating with the immune cells which are attacking.
340
1277468
4922
ve yalnızca saldırı yapan bağışıklık hücreleriyle iletişim kurarak.
21:22
We could be precise and more specific.
341
1282390
3587
Daha fazla hassasiyet oranıyla daha spesifik olabiliriz.
21:27
CA: The success of BioNTech over the last couple of years,
342
1287478
4296
CA: Son iki yıl içinde BioNTech’in başarısı,
21:31
I think the value of the company has rocketed
343
1291816
3212
yaşanan harika gelişmeler neticesinde
21:35
because of the amazingness of what's happened.
344
1295069
2253
sanırım şirketin değeri tavan yaptı.
21:37
I mean, it's made you both extremely wealthy,
345
1297363
2127
Bu ikinizi de inanılmaz varlıklı yaptı,
21:39
I think you're both billionaires now.
346
1299532
1877
sanırım şu an ikiniz de milyardersiniz.
21:41
How have you been able to respond to that?
347
1301451
2752
Bunu deneyimlemek sizin için nasıl oldu?
21:44
Sometimes so much money brings its own problems with it.
348
1304245
4046
Bazen çok fazla para beraberinde çok sorun getiriyor.
21:48
Is that proving a distraction?
349
1308333
2002
Bu bir dikkat dağınıklığı yaratıyor mu?
21:51
ÖT: For a company
350
1311169
1334
ÖT: İnovasyonu,
21:52
which sees innovation as its core mission,
351
1312503
6507
temel görevi edinmiş bir şirket için
21:59
too much money is never a problem.
352
1319010
2753
çok fazla para hiçbir zaman sorun olmaz.
22:03
Because innovation really means that you have to invest.
353
1323639
4088
Çünkü inovasyon demek yatırım demektir.
22:07
Otherwise, we will only have two type of products
354
1327727
4588
Yoksa yalnızca iki tür ürün
22:12
or incremental improvement
355
1332315
2961
veya yüksek tıbbi ihtiyaçların çözümü için
22:15
for solutions of high medical need.
356
1335276
3045
kademeli gelişim olurdu.
22:19
UŞ: It really gives us the chance to transform our company.
357
1339322
5714
UŞ: Bu bize şirketimizi dönüştürmek için bir fırsat veriyor.
22:25
So we were when we started --
358
1345036
2544
Bu işe atıldığımızda --
22:27
When we compare ourselves with the situation we had
359
1347622
4504
2020′nin başında içinde bulunduğumuz durumla
22:32
at the beginning of 2020,
360
1352168
2044
kendimizi kıyasladığımızda
22:34
we had a number of product candidates in clinical testing,
361
1354212
4212
klinik denemelerde bir grup ürün adayımız vardı
22:38
but the company required funding every year or every second year.
362
1358424
5339
fakat şirket her yıl veya iki yılda bir finansmana ihtiyaç duyuyordu.
22:44
Now we have a situation to really address the full vision of the company.
363
1364055
5422
Şimdi ise şirketin tam vizyonunu gerçekleştirebileceği bir durumdayız.
22:49
We started BioNTech
364
1369519
2085
BioNTech’i
22:51
with the idea really to provide novel treatments
365
1371604
4797
karşılanmayan aşırı tıbbi ihtiyaç olduğu zaman
22:56
wherever there is a high unmet medical need.
366
1376442
3671
yeni tür tedaviler sunmak için kurduk.
23:00
And we now can do that in a much larger and broader scale,
367
1380154
5214
Ama şimdi bunu daha geniş ölçekte yapabiliyor
23:05
and bring our innovations faster to patients.
368
1385410
4212
ve inovasyonları hastalara daha hızlı getirebiliyoruz.
23:09
CA: You are both from families who immigrated from Turkey to Germany.
369
1389664
4463
CA: İkiniz de Türkiye’den Almanya’ya göç eden ailelerdensiniz.
23:14
Immigrants have faced hard times in many countries, including Germany.
370
1394836
5088
Göçmenler pek çok ülkede zorluklar yaşadı, Almanya da dahil.
23:19
And yet you, I think,
371
1399924
2252
Ancak yine de
23:22
have helped transform the debate about immigration,
372
1402176
2503
göçmenlik tartışmasının dönüşümüne yardım ettiniz,
23:24
in Germany and elsewhere,
373
1404720
1293
Almanya’da ve her yerde,
23:26
just by the extraordinary success that you've achieved
374
1406013
4296
sadece imza attığınız bu olağanüstü başarıyla,
23:30
creating this world-leading company in Germany.
375
1410351
5005
Almanya’da dünya devi bir şirket kurarak.
23:35
Do you take joy for the impact you may have had on this issue?
376
1415398
3754
Konu üzerinde bıraktığınız etkiden memnun musunuz?
23:40
UŞ: It is somehow surprising
377
1420528
1877
UŞ: Aslında şaşırtıcı
23:42
because the way how we do science,
378
1422447
3503
çünkü bilimi uygulama şeklimiz
23:45
and how we recognize how people work effectively in teams together
379
1425992
6673
ve ekip çalışmasında insanların etkili çalışması
23:52
is not to us from where the person is coming,
380
1432707
3879
bize göre kişilerin nereden geldiğiyle alakalı değil,
23:56
but what the person can contribute.
381
1436586
2377
kişinin ne kattığıyla alakalı.
23:59
So in our company, we have employees from more than 60 countries.
382
1439005
5881
Nitekim şirketimizde, 60′tan fazla ülkeden çalışan var.
24:05
So we are an international group of scientists,
383
1445511
3170
Yani biz uluslararası bir grup bilim insanıyız,
24:08
as any other research institution.
384
1448723
5630
her bilimsel enstitü gibi.
24:14
So we have to recognize that globalization really helps
385
1454395
3504
Küreselleşmenin insanları, bilim insanlarını ve mühendisleri
24:17
to bring people, scientists or other engineers into one place,
386
1457899
5630
bir araya getirerek
24:23
allowing to work together
387
1463571
2085
onların birlikte çalışmasını sağladığını
24:25
and to come with extraordinary results.
388
1465656
2503
ve olağanüstü sonuçlar aldığını görmeliyiz.
24:28
For us, this is somehow surprising that this is seen as special.
389
1468201
6006
Bize göre bunun özel bir durum görülmesi bir şekilde şaşırtıcı.
24:34
It is just the way how excellent research and science work.
390
1474248
3879
Bu sadece harika bir bilim ve araştırmanın nasıl işlediğine örnek.
24:38
CA: Well, it's extraordinary and inspiring what you've achieved,
391
1478169
3045
CA: Başarınız şüphesiz olağanüstü ve ilham verici,
24:41
and it'll be very exciting to track progress over the coming years.
392
1481214
3837
önümüzdeki yıllarda da ilerlemeleri takip etmek heyecan verici olacak.
24:45
Thank you so much. Thank you.
393
1485092
1502
Çok teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7