Tom Osborn: A new way to help young people with their mental health | TED

64,949 views ・ 2022-02-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nevaz Mescioğlu Gözden geçirme: Gözde Alpçetin
00:04
Around the world and especially in low-resource countries
0
4584
2920
Dünyada ve özellikle memleketim Kenya gibi az gelişmiş ülkelerde psikolojik sorunlar,
00:07
like my home country of Kenya,
1
7546
1835
00:09
mental health problems prevent young people
2
9422
2378
genç bireylerin bağımsız ve başarılı bir hayat sürdürmelerini engelliyor.
00:11
from living independent and successful lives.
3
11841
3045
00:16
I was born and raised in a small sugarcane farm.
4
16137
2753
Küçük bir şeker kamışı tarlasında doğup büyüdüm.
00:18
Some of my early memories are those of my younger brother and I
5
18932
3378
En eski anılarımdan bazıları, erkek kardeşimle tarlada dolaşıp
00:22
walking around and pretending that we owned the sugarcane.
6
22310
3295
şeker kamışlarının sahibiymiş gibi yapmamızdı.
00:26
But most of these memories were actually from school.
7
26106
3503
Fakat anılarımın çoğu aslında okuldaki anılarımdı.
00:30
My parents and especially my mother,
8
30735
2086
Ebeveynim, özellikle de annem, onların erişemediği eğitime
00:32
made sure that I knew how much they'd sacrificed
9
32862
2253
ve başarıya giden yola benim erişebilmem adına
00:35
for me to have the education
10
35115
1501
00:36
and the path to success that they did not.
11
36658
2794
neler feda ettiklerini anlamam için uğraştılar.
00:39
They were very clear that the stakes were too high.
12
39953
2878
Büyük miktar ortaya koydukları hakkında çok nettiler.
00:43
There was no room for disappointment.
13
43290
2127
Hayal kırıklığına yer yoktu.
00:45
There was no room for failure.
14
45417
1793
Başarısızlığa yer yoktu.
00:48
When I was 12,
15
48086
1168
On iki yaşındayken yerel bir ilkokulun yatılı okul kısmına geçtim.
00:49
I moved to the boarding section of a local primary school.
16
49254
3545
00:52
Here we will wake up at 4am to a set of math problems
17
52799
3754
Burada, sabah dörtte birtakım matematik sorularına gözümüzü açardık.
00:56
that we had to solve before breakfast.
18
56595
2335
Bu soruları kahvaltıdan önce çözmemiz gerekirdi.
00:58
We'd only go to bed, sometimes after 11,
19
58930
2044
Yatağa ise ancak o gecenin fen sorularını çözersek gidebilirdik
01:01
if we solved that night's science problems.
20
61016
3378
ki bu bazen saat on biri de geçerdi.
01:04
In high school, the pressure was even higher.
21
64769
3128
Lisede baskı çok daha fazlaydı.
01:08
The early-morning to late-night routines
22
68398
1919
Sabah erken kalkıp gece geç yatma rutinine
01:10
were now supplemented by Saturday and Sunday classes.
23
70358
3462
artık cumartesi ve pazar dersleri de eklenmişti.
01:14
It was here in high school
24
74487
1919
İşte burada, lisede, bu basınçlı tencere sisteminin
01:16
where I began to notice the personal,
25
76448
2294
bana ve çevremdekilere verdiği
01:18
emotional and behavioral toll that this pressure-cooker system
26
78742
3837
kişisel, duygusal ve davranışsal hasarı fark etmeye başlamıştım.
01:22
had exerted of myself and those around me.
27
82621
2794
01:26
I noticed it, for example,
28
86833
1335
Örneğin, 10. sınıfta sülfürik asit üretimine çalışmaktan bıktığımda,
01:28
when tired of cramming the production of sulfuric acid,
29
88209
3629
01:31
I stopped taking notes or engaging with chemistry in 10th grade.
30
91880
3545
not tutmayı ve kimyayla ilgilenmeyi bıraktığımda fark etmiştim.
01:36
I noticed it when my friend Onsongo
31
96343
2752
Arkadaşım Onsongo, hayatının bir harf notuna dönüşmesinden bıkıp
01:39
tired that his life had been reduced to a letter grade,
32
99095
3087
01:42
had enough and quit school.
33
102223
1710
okulu bıraktığında fark etmiştim.
01:44
I noticed it when a schoolmate, whom I will call Otieno,
34
104934
3337
Okuldan arkadaşım, ismi Otieno olsun, kendi canına kıydığında fark etmiştim.
01:48
took his own life.
35
108313
1418
01:51
But all this time,
36
111232
2795
Fakat bunca zaman,
01:54
all this time, what came to mind was that this was life.
37
114027
4046
bunca zaman bunun hayat olduğunu düşünmüştüm.
01:59
Life was trouble sleeping or sleeping too much.
38
119032
3128
Hayat, uyuyamamak veya çok fazla uyumaktı.
02:02
Life was little interest or pleasure in doing the things that gave you joy.
39
122619
4254
Eskiden size keyif veren şeyleri yapmaya ilgisiz olmak ve keyif almamaktı.
02:07
Life was constantly feeling down,
40
127332
2711
Hayat; sürekli üzgün hissetmek,
02:10
crushing under the weight of the feelings of hopelessness.
41
130085
3920
duygu ve umutsuzluğun ağırlığı altında ezilmekti.
02:15
That was life.
42
135423
1460
Hayat işte buydu.
02:17
It was only recently, some five years after high school,
43
137884
3504
Hayat olduğunu sandığımız şeyin aslında psikolojik sorunlar olabileceğini
02:21
that I began to realize that what we thought was life
44
141388
3378
ancak son zamanlarda, liseden beş yıl kadar sonra fark etmeye başladım.
02:24
could have, in fact, been mental health problems.
45
144766
2419
02:27
Was it possible that we were struggling with depression and anxiety
46
147852
3420
Depresyon ve anksiyeteyle mücadele ediyor ve bunu bilmiyor olabilir miydik?
02:31
and just didn't know about it?
47
151314
1502
02:33
That, in fact, was the case.
48
153733
2503
Durum tam olarak buydu.
02:36
Studies now show that almost 50 percent of Kenyan adolescents
49
156778
4046
Araştırmalar gösteriyor ki Kenyalı gençlerin yüzde ellisi
02:40
struggle with mental health problems.
50
160865
2086
psikolojik sorunlar yaşıyor.
02:43
And in such a youthful country,
51
163535
1960
Nüfusun yarısının on dokuz yaşında ya da daha genç olduğu
02:45
where half the population is 19 years or younger,
52
165537
3420
bu kadar genç nüfuslu bir ülkede
02:48
youth mental health has now become an urgent public health priority.
53
168998
3921
gençlerin psikolojik sorunları, acil halk sağlık önceliği hâline geldi.
02:55
Over the past few years,
54
175714
1292
Bu halk sağlığı sorununu, genç bireylerin ruh sağlığı hizmetlerinin ne olduğunu
02:57
I've been working to turn this public health problem
55
177048
2461
02:59
into an opportunity for young people
56
179509
1793
yeniden düşünüp tanımlayacakları bir fırsata dönüştürmek için
03:01
to reimagine and redefine what mental health care could look like.
57
181302
3295
son birkaç yıldır çabalıyorum.
03:05
We're doing this by tackling the three big issues
58
185223
2419
Bunu, gençlerin yardım almasını engelleyen üç büyük sorunu ele alarak yapıyoruz.
03:07
that prevent young people from getting help.
59
187642
2377
03:10
One, the lack of mental health experts.
60
190353
2961
Birincisi, yetersiz sayıda ruh sağlığı uzmanının olması.
03:13
Two, the stigma around mental health.
61
193314
2545
İkincisi, ruh sağlığının damgalanması.
03:15
And three, the sad reality that most mental health treatments
62
195900
3671
Üçüncüsü ise şu üzücü gerçek:
Çoğu psikolojik tedavi, benim gibi görünen
03:19
were not built and designed for young people
63
199612
2211
ve benim sahip olduğum geçmişe sahip gençlere yönelik değil.
03:21
who look like me and have my background.
64
201823
2461
03:25
Because we have only two clinicians for every one million Kenyans,
65
205785
4672
Her bir milyon Kenyalı için sadece iki klinisyenin olduğu
03:30
and two -- yes, only two --
66
210498
1919
ve ülkede iki, evet, yalnızca iki tane çocuk ve ergen psikiyatrı olduğu için
03:32
child and adolescent psychiatrist in the whole country,
67
212459
3878
03:36
we are expanding mental health care access by training [18- to 22-year-old] Kenyans
68
216379
5714
18 - 22 yaş aralığındaki Kenyalıları sağlık çalışanı olmaları için eğiterek
ruh sağlığı hizmetlerini genişletiyoruz.
03:42
as lay providers.
69
222135
1627
03:44
These young Kenyans are delivering evidence-based care to their peers
70
224429
4671
Bu genç Kenyalılar,
yaşıtlarına isteyen tüm gençlerin yardım almasını sağlayan
03:49
through a structured and tiered model
71
229100
1919
yapılandırılmış, aşamalı model yoluyla kanıta dayalı hizmet ulaştırıyor.
03:51
that ensures that all young people who want can get help.
72
231060
4422
03:55
Because of a stigma of mental health
73
235523
2211
Kenya’nın sömürge döneminden şimdiye kadar ruh sağlığının damgalanmasından dolayı
03:57
that still exists from Kenya's colonial past,
74
237776
2752
04:00
we are delivering interventions
75
240528
1502
ruhsal bozukluğa resmi tanı konmadan müdahalelerimizi yapıyoruz
04:02
without a formal diagnosis of mental health,
76
242030
2878
04:04
and our interventions focus on building character strengths,
77
244949
3420
ve müdahalelerimiz güçlü bir karakter oluşturmaya,
04:08
on strengthening individual autonomy
78
248369
2211
kişisel bağımsızlığı güçlendirmeye
04:10
and on improving overall human functioning and well-being.
79
250622
3670
ve genel olarak işlevselliği ve sağlığı iyileştirmeye odaklanıyor.
04:15
Because our lay providers work within the communities
80
255376
3170
Sağlık çalışanlarımız, yetiştikleri topluluklarda,
04:18
where they come from,
81
258588
1293
önceden gittikleri okul sisteminde görev aldıkları için,
04:19
in the school systems that they themselves went to
82
259923
2586
04:22
and deliver what is truly a for-youth and by-youth mental health care treatment,
83
262550
5005
genç temelli ve gençlere yönelik psikolojik tedavi sağladıkları için
04:27
we are fixing the divide between mental health treatment
84
267597
4963
psikolojik tedavi ile hizmet ettikleri toplulukların
04:32
and the social and cultural needs of the communities that they serve.
85
272560
4630
sosyal ve kültürel ihtiyaçları arasındaki bölünmeyi düzeltiyoruz.
04:38
Since 2018, we have used this youth-based model
86
278358
4171
2018′den beri Kenya çapında ruh sağlığı hizmeti vermek için
04:42
to bring mental health care across Kenya.
87
282529
2961
bu gençlik temelli modeli kullandık
04:46
And what we have found is that this model works.
88
286032
3504
ve bu modelin işe yaradığını ortaya koyduk.
04:50
Young people are reporting reductions in depression and anxiety symptoms.
89
290036
4630
Gençler, depresyon ve anksiyete semptomlarında azalma olduğunu bildiriyor.
04:54
They’re reporting improvements in their social relationships
90
294666
2836
Yeteneklerinin dünyayı değiştirebileceğine dair görüşlerinde
04:57
and in their views about their abilities to change the world.
91
297502
3670
ve sosyal ilişkilerinde gelişmeler olduğunu bildiriyorlar.
05:01
And in what will make my mom happy,
92
301673
1835
Ayrıca annemi mutlu edecek şekilde
05:03
they are also reporting improvements in their academic grades.
93
303550
3795
akademik notlarındaki yükselmeleri de bildiriyorlar.
05:09
Mental health is not a Kenyan problem.
94
309639
3420
Psikolojik sağlık, Kenya’ya özgü bir sorun değil.
05:13
It is not an African problem.
95
313685
2127
Afrika’ya özgü bir sorun da değil.
05:16
This is a global problem.
96
316312
1919
Bu, küresel bir sorun.
05:18
We need big ideas to tackle this problem.
97
318273
2961
Bu sorunun üstesinden gelmek için büyük fikirlere ihtiyacımız var.
05:21
And our case for optimism is that our youth-oriented,
98
321734
3129
Bizim iyimserliğimiz şu ki gençlere yönelik topluluk odaklı modelimiz
05:24
community-focused model can be a template for the rest of the world.
99
324904
4213
dünyanın geri kalanı için bir örnek olabilir.
05:30
One other early memory from childhood
100
330702
2252
Bir diğer çocukluk anım ise büyükannem Yunita’nın anlattığı bir masal.
05:32
is a story that my grandmother, Yunita, told me.
101
332996
2586
05:36
A long time ago, before the sugarcane farms,
102
336207
3420
Uzun zaman önce, şeker kamışı tarlalarından önce,
05:39
before the grass-thatched huts and the round compounds,
103
339627
3504
ot ve saman çatılı yuvarlak evlerden önce
05:43
the animals lived happily because there was plenty in the land
104
343172
3212
hayvanlar mutluluk içinde yaşıyordu
çünkü bol bol toprak ve umutlu bir gelecek vardı.
05:46
and a future to look forward to.
105
346426
1877
05:49
But farming threatened the land,
106
349429
1918
Fakat tarım, toprağı tehdit etti
05:51
and the future was all of a sudden bleak.
107
351389
2211
ve gelecek, aniden iç karartıcı oldu.
05:54
And so the lion roared.
108
354267
2002
Bu yüzden aslan kükredi
05:56
But there was no water.
109
356936
1877
ama su yoktu.
05:58
And the elephant grunted.
110
358855
1668
Fil homurdandı
06:00
But there was no water.
111
360982
1460
ama su yoktu.
06:03
And the cheetah yelped,
112
363067
1961
Çita acıyla miyavladı
06:05
but there was no water.
113
365069
1335
ama su yoktu.
06:06
But when the young antelope asked them to come together
114
366738
3128
Fakat genç antilop onları birlik olmaya ve bir kuyu açmaya davet ettiğinde
06:09
and build a well, there was water.
115
369908
3044
artık su vardı.
06:13
There was a future.
116
373494
1419
Gelecek vardı.
06:14
There was hope.
117
374913
1209
Umut vardı.
06:16
This is our young antelope moment.
118
376998
2628
Bu, bizim genç antilop anımız.
06:20
Let us come together and let us build a world
119
380084
2169
Birlik olup dünyanın her yerindeki tüm genç bireylerin
06:22
where all young people, all over the world can flourish and thrive.
120
382295
4671
gelişip serpilebileceği bir dünya inşa edelim.
06:27
Thank you.
121
387008
1209
Teşekkür ederim.
06:28
(Applause)
122
388217
3629
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7