This deep-sea mystery is changing our understanding of life | Karen Lloyd

1,541,281 views ・ 2018-02-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Tual Şekercigil Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
I'm an ocean microbiologist at the University of Tennessee,
0
13165
3448
Tennessee Üniversitesi'nde okyanus mikrobiyologuyum
00:16
and I want to tell you guys about some microbes
1
16637
2545
ve sizlere Dünya'daki yaşamın nasıl bir şey olduğu konusundaki
00:19
that are so strange and wonderful
2
19206
3194
varsayımlarımıza meydan okuyan
00:22
that they're challenging our assumptions about what life is like on Earth.
3
22424
3803
çok tuhaf ve müthiş bazı mikroplardan bahsetmek istiyorum.
00:26
So I have a question.
4
26251
1429
Bir sorum var.
00:27
Please raise your hand if you've ever thought it would be cool
5
27704
3043
Daha önce denizaltında okyanusun dibine gitmenin
00:30
to go to the bottom of the ocean in a submarine?
6
30771
2647
havalı olacağını düşündüyseniz lütfen elinizi kaldırın.
00:34
Yes.
7
34372
1150
Evet.
00:35
Most of you, because the oceans are so cool.
8
35546
2176
Birçoğunuz düşündü çünkü okyanuslar çok havalı yerler.
00:37
Alright, now -- please raise your hand
9
37746
2703
Peki, şimdi de okyanusun dibine
00:40
if the reason you raised your hand to go to the bottom of the ocean
10
40473
3690
gitmek için elinizi kaldırmış olma nedeniniz bunun
00:44
is because it would get you a little bit closer
11
44187
2291
sizi oradaki heyecan verici çamura bir adım daha
00:46
to that exciting mud that's down there.
12
46502
2693
yaklaştıracak olmasıysa lütfen elinizi kaldırın.
00:49
(Laughter)
13
49219
1008
(Gülüşmeler)
00:50
Nobody.
14
50251
1290
Hiç kimse.
00:51
I'm the only one in this room.
15
51565
1825
Bu salondaki tek kişi benim.
00:53
Well, I think about this all the time.
16
53414
1986
Durmadan bunu düşünüyorum.
00:55
I spend most of my waking hours
17
55424
2265
Uyanık olduğum saatlerin çoğunu
00:57
trying to determine how deep we can go into the Earth
18
57713
3786
Dünya'nın ne kadar derinine inebileceğimizi
01:01
and still find something, anything, that's alive,
19
61523
3753
ve hâlâ canlı bir şey bulabileceğimizi saptamaya çalışarak geçiriyorum
01:05
because we still don't know the answer to this very basic question
20
65300
3096
çünkü Dünya üzerindeki yaşamla ilgili bu çok temel sorunun cevabını
01:08
about life on Earth.
21
68420
1199
hâlâ bilmiyoruz.
01:09
So in the 1980s, a scientist named John Parkes, in the UK,
22
69643
3600
1980'lerde Birleşik Krallık'ta John Parkes isimli bir bilim insanı
01:13
was similarly obsessed,
23
73267
1904
benzer şekilde buna takmıştı
01:15
and he came up with a crazy idea.
24
75195
2597
ve çılgın bir fikirle çıkageldi.
01:17
He believed that there was a vast, deep, and living microbial biosphere
25
77816
5658
Dünyanın bütün okyanuslarının altında deniz tabanına yüzlerce metre yayılan,
01:23
underneath all the world's oceans
26
83498
1595
uçsuz bucaksız, derin ve canlı
01:25
that extends hundreds of meters into the seafloor,
27
85117
2618
mikrobiyal bir biyosfer olduğuna inanıyordu,
01:27
which is cool,
28
87759
1151
ki bu müthiş,
01:28
but the only problem is that nobody believed him,
29
88934
3142
ama sorun şu ki kimse ona inanmadı
01:32
and the reason that nobody believed him
30
92100
2763
ve kimsenin ona inanmamış olmasının nedeni
01:34
is that ocean sediments may be the most boring place on Earth.
31
94887
4180
okyanus sedimentlerinin Dünya'daki belki de en sıkıcı yer olmasıydı.
01:39
(Laughter)
32
99091
1086
(Gülüşmeler)
01:40
There's no sunlight, there's no oxygen,
33
100201
3035
Güneş ışığı yok, oksijen yok
01:43
and perhaps worst of all,
34
103260
1539
ve belki de en kötüsü,
01:44
there's no fresh food deliveries for literally millions of years.
35
104823
4175
abartısız milyonlarca yıldır taze besin temini yok.
01:49
You don't have to have a PhD in biology
36
109022
1942
Buranın yaşam aramak için kötü bir yer
01:50
to know that that is a bad place to go looking for life.
37
110988
2635
olduğunu anlamak için biyolojide doktora yapmanıza gerek yok.
01:53
(Laughter)
38
113647
1007
(Gülüşmeler)
01:54
But in 2002, [Steven D'Hondt] had convinced enough people
39
114678
3217
John, 2002'de JOIDES Resolution isimli
01:57
that he was on to something that he actually got an expedition
40
117909
3608
bu sondaj gemisinde bir sefer yaptığı ve bir şey keşfettiği konusunda
02:01
on this drillship, called the JOIDES Resolution.
41
121551
3522
yeterince insanı ikna etti.
02:05
And he ran it along with Bo Barker Jørgensen of Denmark.
42
125097
3080
Bunu Danimarka'dan Bo Barker Jørgensen ile birlikte yürüttü.
02:08
And so they were finally able to get
43
128201
1722
Sonunda bazıları yüzey mikropları
02:09
good pristine deep subsurface samples
44
129947
3365
tarafından kirletilmemiş, el değmemiş
02:13
some really without contamination from surface microbes.
45
133336
2813
derin yüzeyaltı numuneleri toplayabildiler.
02:16
This drill ship is capable of drilling thousands of meters underneath the ocean,
46
136173
5273
Bu sondaj gemisi okyanusun binlerce metre altını delebiliyor
02:21
and the mud comes up in sequential cores, one after the other --
47
141470
3496
ve çamur birbiri ardına sıralı karotlar halinde çıkıyor.
02:24
long, long cores that look like this.
48
144990
2670
Şuna benzeyen uzun mu uzun karotlar.
02:27
This is being carried by scientists such as myself who go on these ships,
49
147684
3809
Benim gibi bu gemilere giden bilim insanları tarafından taşınıyor
02:31
and we process the cores on the ships and then we send them home
50
151517
3000
ve bu karotları gemide işliyoruz, ardından ileri tetkik için
02:34
to our home laboratories for further study.
51
154541
2099
ülkemizdeki laboratuvarlara gönderiyoruz.
02:36
So when John and his colleagues
52
156664
1477
John ve meslektaşları
02:38
got these first precious deep-sea pristine samples,
53
158165
3555
bu değerli el değmemiş ilk derin deniz numunelerini aldıklarında
02:41
they put them under the microscope,
54
161744
1881
onları mikroskobun altına koydular
02:43
and they saw images that looked pretty much like this,
55
163649
4109
ve hemen hemen buna benzer görüntüler gördüler.
02:47
which is actually taken from a more recent expedition
56
167782
2477
Bu, doktora öğrencim Joy Buongiorno tarafından
02:50
by my PhD student, Joy Buongiorno.
57
170283
2186
yakın zamanda yapılan bir seferde çekildi.
02:52
You can see the hazy stuff in the background.
58
172493
2288
Arkadaki bulanık şeyi görebilirsiniz.
02:54
That's mud. That's deep-sea ocean mud,
59
174805
2785
Bu derin okyanus çamuru
02:57
and the bright green dots stained with the green fluorescent dye
60
177614
3987
ve yeşil floresan boyasıyla renklendirilen parlak yeşil noktalar ise
03:01
are real, living microbes.
61
181625
2738
gerçek, canlı mikroplar.
03:05
Now I've got to tell you something really tragic about microbes.
62
185173
3030
Şimdi size mikroplarla ilgili üzücü bir şey söylemek zorundayım.
03:08
They all look the same under a microscope,
63
188227
2079
Mikroskop altında hepsi aynı görünüyor.
03:10
I mean, to a first approximation.
64
190330
1607
Yani ilk bakışta.
03:11
You can take the most fascinating organisms in the world,
65
191961
3592
Dünyadaki en büyüleyici organizmaları ele alabilirsiniz.
03:15
like a microbe that literally breathes uranium,
66
195577
3666
Mesela uranyum soluyan bir mikrobu
03:19
and another one that makes rocket fuel,
67
199267
2412
ve roket yakıtı yapan bir mikrobu alın,
03:21
mix them up with some ocean mud,
68
201703
1556
biraz okyanus çamuruyla karıştırın,
03:23
put them underneath a microscope,
69
203283
2197
mikroskobun altına koyun,
03:25
and they're just little dots.
70
205504
1811
yalnızca küçük noktalar olarak görünürler.
03:27
It's really annoying.
71
207339
1431
Cidden sinir bozucu.
03:28
So we can't use their looks to tell them apart.
72
208794
2491
Onları ayırt etmek için görünüşlerini kullanamayız.
03:31
We have to use DNA, like a fingerprint,
73
211309
2160
Kimin kim olduğunu söylemek için
03:33
to say who is who.
74
213493
1721
DNA'yı kullanmamız gerek.
03:35
And I'll teach you guys how to do it right now.
75
215238
2262
Şimdi size bunun nasıl yapıldığını öğreteceğim.
03:37
So I made up some data, and I'm going to show you some data that are not real.
76
217524
4016
Bazı veriler uydurdum ve size gerçek olmayan birkaç veri göstereceğim.
03:41
This is to illustrate what it would look like
77
221564
2183
Bir grup tür birbiriyle hiç akraba olmasaydı
03:43
if a bunch of species were not related to each other at all.
78
223771
3380
ne olacağını örneklemek için.
03:47
So you can see each species
79
227722
3218
Görüyorsunuz, her türün
03:50
has a list of combinations of A, G, C and T,
80
230964
4199
A, G, C ve T kombinasyonları var,
03:55
which are the four sub-units of DNA,
81
235187
1715
bunlar DNA'nın dört alt birimi.
03:56
sort of randomly jumbled, and nothing looks like anything else,
82
236926
3785
Rastgele karıştırılmış, hiçbir şeye benzemiyor
04:00
and these species are totally unrelated to each other.
83
240735
2611
ve bu türler birbirleriyle tamamen alakasız.
04:03
But this is what real DNA looks like,
84
243370
2055
Ancak gerçek DNA buna benziyor,
04:05
from a gene that these species happen to share.
85
245449
2451
bu türlerin paylaştığı bir genden yola çıkarsak.
04:08
Everything lines up nearly perfectly.
86
248477
2988
Her şey neredeyse kusursuz şekilde sıralı.
04:11
The chances of getting so many of those vertical columns
87
251489
3420
Her türün gelişigüzel olarak C'ye sahip olduğu
04:14
where every species has a C or every species has a T,
88
254933
3389
ya da T'ye sahip olduğu bu dikey sütunlardan daha fazla elde etme
04:18
by random chance, are infinitesimal.
89
258346
2785
şansı son derece düşük.
04:21
So we know that all those species had to have had a common ancestor.
90
261155
4913
Tüm bu türlerin ortak bir ataya sahip olmuş olması gerektiğini biliyoruz.
04:26
They're all relatives of each other.
91
266092
1897
Hepsi birbiriyle akraba.
04:28
So now I'll tell you who they are.
92
268013
1848
Şimdi size kim olduklarını söyleyeceğim.
04:30
The top two are us and chimpanzees,
93
270338
2604
Üstteki ikisi biz ve şempanzeler,
04:32
which y'all already knew were related, because, I mean, obviously.
94
272966
3595
ki akraba olduğumuzu hepiniz biliyordunuz zaten, heralde yani.
04:36
(Laughter)
95
276585
1460
(Gülüşmeler)
04:38
But we're also related to things that we don't look like,
96
278069
2778
Benzemediğimiz şeylerle de akrabayız,
04:40
like pine trees and Giardia, which is that gastrointestinal disease
97
280871
4523
mesela çam ağaçlarıyla ve yürüyüş yaparken suyunuzu arıtmazsanız
04:45
you can get if you don't filter your water while you're hiking.
98
285418
3007
kapabileceğiniz gastrointestinal hastalık olan Giardia ile.
04:48
We're also related to bacteria like E. coli and Clostridium difficile,
99
288449
4914
E. coli ve birçok insanı öldüren korkunç, fırsatçı patojen
04:53
which is a horrible, opportunistic pathogen that kills lots of people.
100
293387
3462
Clostridium difficile bakterisiyle de akrabayız.
04:56
But there's of course good microbes too, like Dehalococcoides ethenogenes,
101
296873
4174
Endüstriyel atıklarımızı bizim yerimize temizleyen Dehalococcoides ethenogenes
05:01
which cleans up our industrial waste for us.
102
301071
2868
gibi iyi mikroplar da var tabii ki.
05:03
So if I take these DNA sequences,
103
303963
2739
Eğer bu DNA dizilimlerini alır
05:06
and then I use them, the similarities and differences between them,
104
306726
3143
ve kimin yakın akraba olduğunu görebilin diye aile ağacımızı
05:09
to make a family tree for all of us
105
309893
1829
oluşturmak için aralarındaki benzerlikleri
05:11
so you can see who is closely related,
106
311746
1865
ve farklılıkları kullanırsam
05:13
then this is what it looks like.
107
313635
1905
ortaya şuna benzer bir şey çıkar.
05:15
So you can see clearly, at a glance,
108
315564
2283
Açıkça görüyorsunuz, ilk bakışta
05:17
that things like us and Giardia and bunnies and pine trees
109
317871
5317
biz, Giardia, tavşanlar ve çam ağaçları
05:23
are all, like, siblings,
110
323212
1776
tıpkı kardeş gibi
05:25
and then the bacteria are like our ancient cousins.
111
325012
3080
ve bakteriler ise eski kuzenlerimiz gibi.
05:28
But we're kin to every living thing on Earth.
112
328116
4173
Ancak Dünya üzerinde yaşayan her canlı şeyle akrabayız.
05:32
So in my job, on a daily basis,
113
332313
2468
O yüzden mesleğimde her gün
05:34
I get to produce scientific evidence against existential loneliness.
114
334805
4331
varoluşsal yalnızlığa karşı bilimsel kanıt üretmem gerekiyor.
05:39
So when we got these first DNA sequences,
115
339160
2864
Bu el değmemiş numunelerin
05:42
from the first cruise, of pristine samples from the deep subsurface,
116
342048
4200
ilk DNA dizilimlerini derin yüzeyaltından çıkardığımızda
05:46
we wanted to know where they were.
117
346272
1849
nerede olduklarını bilmek istedik.
05:48
So the first thing that we discovered is that they were not aliens,
118
348145
3214
İlk bulduğumuz şey dünya dışı olmadıklarıydı
05:51
because we could get their DNA to line up with everything else on Earth.
119
351383
3585
çünkü DNA'larını Dünya üzerindeki her şeyle eşleştirebildik.
05:54
But now check out where they go on our tree of life.
120
354992
3198
Ama bakın bakalım hayat ağacımızda neredeler.
05:59
The first thing you'll notice is that there's a lot of them.
121
359468
3102
İlk fark edeceğiniz şey onlardan bir sürü olduğu.
06:02
It wasn't just one little species
122
362594
1825
Bu berbat yerde
06:04
that managed to live in this horrible place.
123
364443
2119
yaşamaya çalışan bir tür değilmiş.
06:06
It's kind of a lot of things.
124
366586
1483
Onlardan epeyce var.
06:08
And the second thing that you'll notice,
125
368093
1958
İkinci fark edeceğiniz şey ise
06:10
hopefully, is that they're not like anything we've ever seen before.
126
370075
4820
daha önce görmüş olduğumuz hiçbir şeye benzemedikleri.
06:15
They are as different from each other
127
375482
2134
Daha önce bildiğimiz herhangi bir şeyden,
06:17
as they are from anything that we've known before
128
377640
2865
bizim çam ağacından farklı olduğumuz kadar
06:20
as we are from pine trees.
129
380529
1961
birbirlerinden farklılar.
06:22
So John Parkes was completely correct.
130
382514
3181
John Parkes tamamen haklıydı.
06:26
He, and we, had discovered a completely new and highly diverse
131
386180
4667
O ve biz, Dünya üzerinde 1980'lerden önce kimsenin varolduğunu bilmediği
06:30
microbial ecosystem on Earth
132
390871
1970
tamamen yeni ve oldukça çeşitli
06:32
that no one even knew existed before the 1980s.
133
392865
3841
bir mikrobiyal ekosistem keşfettik.
06:37
So now we were on a roll.
134
397159
1533
Şanslı günümüzdeydik.
06:38
The next step was to grow these exotic species in a petri dish
135
398716
4712
Bir sonraki adım bu egzotik türü petri kabında büyütmekti,
06:43
so that we could do real experiments on them
136
403452
2170
böylece mikrobiyologların yapması gerektiği gibi
06:45
like microbiologists are supposed to do.
137
405646
2039
üzerlerinde gerçek deneyler yapabilecektik.
06:48
But no matter what we fed them,
138
408090
1561
Onları neyle beslersek besleyelim
06:49
they refused to grow.
139
409675
1563
büyümeyi reddettiler.
06:51
Even now, 15 years and many expeditions later,
140
411825
4007
15 yıl ve birçok seferin ardından, şu an bile
06:55
no human has ever gotten a single one of these exotic deep subsurface microbes
141
415856
5404
hiçbir insan bu egzotik derin yüzayaltı mikroplarının bir tanesini alıp
07:01
to grow in a petri dish.
142
421284
1663
petri kabında büyütmedi.
07:02
And it's not for lack of trying.
143
422971
1686
Deneme eksikliğinden değil.
07:05
That may sound disappointing,
144
425185
1976
Kulağa heves kırıcı gelebilir
07:07
but I actually find it exhilarating,
145
427185
1723
ama ben bunu keyif verici buluyorum
07:08
because it means there are so many tantalizing unknowns to work on.
146
428932
3571
çünkü bu, üzerinde çalışılacak boşa umut veren birçok bilinmeyen var demek.
07:12
Like, my colleagues and I got what we thought was a really great idea.
147
432527
3587
Mesela meslektaşlarım ve ben cidden harika bir fikir bulduk.
07:16
We were going to read their genes like a recipe book,
148
436138
3281
Genlerini yemek tarifi kitabı gibi okuyacak,
07:19
find out what it was they wanted to eat and put it in their petri dishes,
149
439443
3477
ne yemek istediklerini bulacak ve petri kaplarına koyacaktık
07:22
and then they would grow and be happy.
150
442944
1911
ve sonra büyüyüp mutlu olacaklardı.
07:24
But when we looked at their genes,
151
444879
1651
Ama genlerine baktığımızda
07:26
it turns out that what they wanted to eat was the food we were already feeding them.
152
446554
4068
yemek istedikleri şeyin hâlihazırda onları besliyor olduğumuz şey olduğunu anladık.
07:30
So that was a total wash.
153
450646
1610
Yani tam bir başarısızlıktı.
07:32
There was something else that they wanted in their petri dishes
154
452280
2977
Onlara vermediğimiz ve petri kaplarına koymamızı istedikleri
07:35
that we were just not giving them.
155
455281
1816
bir şey vardı.
07:38
So by combining measurements from many different places
156
458248
3706
Dünyanın birçok farklı yerindeki ölçüleri
07:41
around the world,
157
461978
1158
bir araya getiren
07:43
my colleagues at the University of Southern California,
158
463160
3663
Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden meslektaşlarım
07:46
Doug LaRowe and Jan Amend,
159
466847
1706
Doug LaRowe ve Jan Amend,
07:48
were able to calculate that each one of these deep-sea microbial cells
160
468577
4703
bu derin deniz mikrobiyal hücrelerinin sadece bir zeptowatt enerjiye
07:53
requires only one zeptowatt of power,
161
473304
3366
gereksinim duyduğunu hesaplayabildi.
07:56
and before you get your phones out, a zepto is 10 to the minus 21,
162
476694
3940
Siz telefonlarınızı çıkarmadan söyleyeyim, 10 ila eksi 21 arası 1 zeptodur,
08:00
because I know I would want to look that up.
163
480658
2048
buna bakmak isteyeceğimi biliyordum.
08:02
Humans, on the other hand,
164
482730
1531
Diğer yandan, insanlar
08:04
require about 100 watts of power.
165
484285
2589
100 watt enerjiye gereksinim duyuyor.
08:06
So 100 watts is basically if you take a pineapple
166
486898
3511
Bir ananası alıp bel hizasından yere
08:10
and drop it from about waist height to the ground 881,632 times a day.
167
490433
6210
günde 881.632 kez düşürürseniz 100 watt olur.
08:16
If you did that and then linked it up to a turbine,
168
496667
2381
Bunu yapıp onu bir türbine bağladıysanız
08:19
that would create enough power to make me happen for a day.
169
499072
3238
bana bir gün yetecek enerjiyi üretecektir.
08:23
A zeptowatt, if you put it in similar terms,
170
503177
2793
Benzer kavramlarla açıklarsak, günde bir kez
08:25
is if you take just one grain of salt
171
505994
4083
bir tuz tanesini alıp
08:30
and then you imagine a tiny, tiny, little ball
172
510101
3618
o tuz tanesinin kütlesinin binde biri kadar küçük bir top hayal ederseniz
08:33
that is one thousandth of the mass of that one grain of salt
173
513743
3616
ve görünür ışığın dalgaboyundan
08:37
and then you drop it one nanometer,
174
517383
2809
yüz kat daha küçük olan
08:40
which is a hundred times smaller than the wavelength of visible light,
175
520216
4182
bir nanometreye düşürürseniz
08:44
once per day.
176
524422
1635
1 zeptowatt olur.
08:46
That's all it takes to make these microbes live.
177
526773
3198
Bu mikropları yaşatmaya yetiyor.
08:50
That's less energy than we ever thought would be capable of supporting life,
178
530717
5365
Yaşamı desteklemeye yetebileceğini düşündüğümüz enerjiden daha az
08:56
but somehow, amazingly, beautifully,
179
536106
3074
ama şaşırtıcı ve güzel bir şekilde
08:59
it's enough.
180
539204
1190
bu yeterli geliyor.
09:01
So if these deep-subsurface microbes
181
541370
1833
Eğer bu derin yüzeyaltı mikroplarının
09:03
have a very different relationship with energy than we previously thought,
182
543227
3552
enerjiyle olan ilişkisi daha önce düşündüğümüzden farklıysa
09:06
then it follows that they'll have to have
183
546803
1964
anlaşıldığı üzere zamanla da
09:08
a different relationship with time as well,
184
548791
2157
farklı bir ilişkiye sahip olmaları gerekiyor
09:10
because when you live on such tiny energy gradients,
185
550972
3095
çünkü böylesine küçük enerji gradyanlarında yaşadığınızda
09:14
rapid growth is impossible.
186
554091
1695
hızlı büyüme imkansız.
09:15
If these things wanted to colonize our throats and make us sick,
187
555810
3017
Eğer bu şeyler boğazımızı kolonize edip bizi hasta etmek isteseydi,
09:18
they would get muscled out by fast-growing streptococcus
188
558851
2620
hücre bölünmesini bile başlatamadan hızlı büyüyen
09:21
before they could even initiate cell division.
189
561495
2161
streptokoklar tarafından dışarı atılırlardı.
09:23
So that's why we never find them in our throats.
190
563680
2762
Bu nedenle asla boğazımızda bulunmazlar.
09:27
Perhaps the fact that the deep subsurface is so boring
191
567537
4175
Belki de derin yüzeyaltının çok sıkıcı olması
09:31
is actually an asset to these microbes.
192
571736
2490
aslında bu mikroplar için bir avantajdır.
09:34
They never get washed out by a storm.
193
574250
2088
Asla bir fırtına tarafından süpürülmezler.
09:36
They never get overgrown by weeds.
194
576362
2165
Asla su yosunlarıyla kaplanmazlar.
09:39
All they have to do is exist.
195
579125
3196
Yapmaları gereken tek şey var olmak.
09:42
Maybe that thing that we were missing in our petri dishes
196
582807
4010
Belki petri kaplarımızda eksik olan o şey
09:46
was not food at all.
197
586841
1721
yemek falan değildi.
09:48
Maybe it wasn't a chemical.
198
588586
1478
Belki bir kimyasal değildi.
09:50
Maybe the thing that they really want,
199
590088
1826
Belki de gerçekten istedikleri şey,
09:51
the nutrient that they want, is time.
200
591938
2832
istedikleri besin zamandır.
09:56
But time is the one thing that I'll never be able to give them.
201
596095
3576
Ancak zaman onlara asla veremeyeceğim tek şey.
09:59
So even if I have a cell culture that I pass to my PhD students,
202
599695
3214
Doktora öğrencilerime aktardığım, onların doktora öğrencilerine
10:02
who pass it to their PhD students, and so on,
203
602933
2491
aktardığı falan bir hücre kültürüm olsaydı bile
10:05
we'd have to do that for thousands of years
204
605448
2568
derin yüzeyaltı koşullarını aynen taklit etmek için
10:08
in order to mimic the exact conditions of the deep subsurface,
205
608040
3231
bunu binlerce yıl hiçbir kirletici yetiştirmeden
10:11
all without growing any contaminants.
206
611295
2319
yapmak zorunda kalırdık.
10:13
It's just not possible.
207
613638
1298
Bu mümkün değil.
10:15
But maybe in a way we already have grown them in our petri dishes.
208
615637
3126
Belki de bir bakıma petri kaplarımızda büyütmüşüzdür.
10:18
Maybe they looked at all that food we offered them and said,
209
618787
2810
Belki onlara verdiğimiz bütün yiyeceklere baktılar ve
10:21
"Thanks, I'm going to speed up so much
210
621621
1862
"Teşekkürler, o kadar hızlanacağım ki
10:23
that I'm going to make a new cell next century.
211
623507
2240
gelecek yüzyıla yeni hücre yapacağım," dediler.
10:25
Ugh.
212
625771
1161
Öf.
10:26
(Laughter)
213
626956
1039
(Gülüşmeler)
10:28
So why is it that the rest of biology moves so fast?
214
628019
5109
Peki biyolojinin geri kalanı neden çok hızlı hareket ediyor?
10:33
Why does a cell die after a day
215
633152
1906
Neden bir hücre bir gün sonra ölürken
10:35
and a human dies after only a hundred years?
216
635082
2511
insan yüz yıl sonra ölüyor?
10:37
These seem like really arbitrarily short limits
217
637617
2441
Evrendeki zamanın toplam miktarını düşündüğünüzde
10:40
when you think about the total amount of time in the universe.
218
640082
2999
bunlar öylesine kısa süreler gibi geliyor.
10:43
But these are not arbitrary limits.
219
643105
2811
Ama öylesine süreler değiller.
10:45
They're dictated by one simple thing,
220
645940
2891
Bunlar tek bir şey tarafından belirleniyor
10:48
and that thing is the Sun.
221
648855
2059
ve o şey Güneş.
10:51
Once life figured out how to harness the energy of the Sun
222
651785
2750
Yaşam, Güneş'in enerjisinden fotosentez yoluyla
10:54
through photosynthesis,
223
654559
1162
yararlanmayı çözdüğünde
10:55
we all had to speed up and get on day and night cycles.
224
655745
2919
hızlanmak ve gündüz-gece döngüsüne ayak uydurmak zorunda kaldık.
10:58
In that way, the Sun gave us both a reason to be fast
225
658688
3354
Bu şekilde, Güneş bize hızlı olmak için bir neden ve bunu yapmak için
11:02
and the fuel to do it.
226
662066
1607
enerji verdi.
11:03
You can view most of life on Earth like a circulatory system,
227
663697
2859
Dünya üzerindeki yaşamın çoğunu dolaşım sistemi olarak görebilirsiniz
11:06
and the Sun is our beating heart.
228
666580
1690
ve Güneş bizim atan kalbimiz.
11:09
But the deep subsurface is like a circulatory system
229
669064
2833
Ancak derin yüzeyaltı Güneş'ten tamamen kopmuş
11:11
that's completely disconnected from the Sun.
230
671921
2435
bir dolaşım sistemi gibi.
11:14
It's instead being driven by long, slow geological rhythms.
231
674380
4492
Bunun yerine uzun ve yavaş jeolojik ritimlerle yönetiliyor.
11:19
There's currently no theoretical limit on the lifespan of one single cell.
232
679933
5388
Şu an için tek bir hücrenin ömrü hakkında teorik bir süre yok.
11:26
As long as there is at least a tiny energy gradient to exploit,
233
686632
3968
Yararlanılacak en azından küçücük bir enerji gradyanı oldukça
11:30
theoretically, a single cell could live
234
690624
2184
bir hücre teorik olarak
11:32
for hundreds of thousands of years or more,
235
692832
2142
zamanla bozulmuş parçalarını yenileyerek
11:34
simply by replacing broken parts over time.
236
694998
2444
yüzlerce, binlerce ya da daha uzun yıllar yaşayabilir.
11:38
To ask a microbe that lives like that to grow in our petri dishes
237
698047
4333
Böyle yaşayan bir mikroptan petri kaplarımızda büyümesini istemek
11:42
is to ask them to adapt to our frenetic, Sun-centric, fast way of living,
238
702404
5063
bizim çılgın, Güneş merkezli hızlı yaşam şeklimize uyum sağlamasını istemek gibi
11:47
and maybe they've got better things to do than that.
239
707491
2493
ve belki de yapacak daha iyi işleri vardır.
11:50
(Laughter)
240
710008
1309
(Gülüşmeler)
11:51
Imagine if we could figure out how they managed to do this.
241
711341
4277
Bunu yapmayı nasıl başardıklarını anlayabildiğimizi hayal edin.
11:55
What if it involves some cool, ultra-stable compounds
242
715642
3286
Ya biyomedikal ve endüstriyel uygulamalarda raf ömrünü
11:58
that we could use to increase the shelf life
243
718952
2261
uzatmak için kullanabileceğimiz çok dayanıklı
12:01
in biomedical or industrial applications?
244
721237
2587
bazı bileşimleri içeriyorsa?
12:03
Or maybe if we figure out the mechanism that they use
245
723848
2556
Ya da belki böylesine sıradışı bir şekilde yavaş büyümek için
12:06
to grow so extraordinarily slowly,
246
726428
3118
kullandıkları mekanizmayı anlarsak
12:09
we could mimic it in cancer cells and slow runaway cell division.
247
729570
3350
bunu kanser hücrelerinde kullanıp hücre bölünmesini yavaşlatabiliriz.
12:13
I don't know.
248
733928
1190
Bilemiyorum.
12:15
I mean, honestly, that is all speculation,
249
735142
3031
Yani, dürüst olmak gerekirse hepsi spekülasyon
12:18
but the only thing I know for certain
250
738197
2449
ama kesin olarak bildiğim tek şey
12:20
is that there are a hundred billion billion billlion
251
740670
4073
tüm dünyanın okyanuslarının altında yatan
12:24
living microbial cells
252
744767
2104
yüz milyar kere milyar kere milyar
12:26
underlying all the world's oceans.
253
746895
2198
sayıda canlı mikrobiyal hücre var.
12:29
That's 200 times more than the total biomass of humans on this planet.
254
749117
4365
Bu sayı, gezegendeki insanların biyokütlesinin toplamının 200 katı.
12:33
And those microbes have a fundamentally different relationship
255
753966
3706
Bu mikropların zaman ve enerjiyle olan ilişkisi
12:37
with time and energy than we do.
256
757696
1865
bizimkinden tamamen farklı.
12:39
What seems like a day to them
257
759989
2242
Onlara bir gün gibi gelen zaman
12:42
might be a thousand years to us.
258
762255
2317
bizim için bin yıl olabilir.
12:45
They don't care about the Sun,
259
765072
2019
Güneş umurlarında değil,
12:47
and they don't care about growing fast,
260
767115
2211
hızlı büyümek umurlarında değil
12:49
and they probably don't give a damn about my petri dishes ...
261
769350
2897
ve muhtemelen petri kaplarımı iplemiyorlar
12:52
(Laughter)
262
772271
1023
(Gülüşmeler)
12:53
but if we can continue to find creative ways to study them,
263
773334
3926
ama onları incelemenin yaratıcı yollarını bulmaya devam edebilirsek
12:57
then maybe we'll finally figure out what life, all of life, is like on Earth.
264
777284
6335
belki Dünya üzerindeki yaşamın nasıl bir şey olduğunu nihayet anlayabileceğiz.
13:04
Thank you.
265
784031
1151
Teşekkürler.
13:05
(Applause)
266
785206
1792
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7