Embrace your raw, strange magic | Casey Gerald

74,209 views ・ 2019-02-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sevgül Demir Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
[This talk contains mature content]
0
12040
3720
[Bu konuşma içeriği yetişkinlere yöneliktir.]
00:16
My mother called this summer to stage an intervention.
1
16680
5816
Annem bu yaz, bir ikna konuşması yapmak için beni aradı.
00:22
She'd come across a few snippets of my memoir,
2
22520
5976
Kitabımdan birkaç kısım bulmuş,
00:28
which wasn't even out yet,
3
28520
1736
üstelik o zaman daha çıkmamıştı
00:30
and she was concerned.
4
30280
1200
ve endişelenmişti.
00:33
It wasn't the sex.
5
33040
1696
Endişesi kitaptaki cinsellik değildi.
00:34
(Laughter)
6
34760
1776
(Kahkaha)
00:36
It was the language that disturbed her.
7
36560
3120
Onu rahatsız eden şey kitabın üslubuydu.
00:40
For example:
8
40520
1200
Mesela,
00:43
"I have been so many things
9
43760
2056
"İlginç yolculuğum boyunca,
00:45
along my curious journey:
10
45840
1720
bana pek çok isim takıldı:
00:48
a poor boy, a nigger,
11
48520
2736
zavallı çocuk, zenci,
00:51
a Yale man, a Harvard man,
12
51280
2816
Yale'lı adam, Harvard'lı adam,
00:54
a faggot, a Christian,
13
54120
2616
ibne, Hristiyan,
00:56
a crack baby, alleged,
14
56760
2096
madde bağımlısı annenin çocuğu, suçlu,
00:58
the spawn of Satan, the Second Coming,
15
58880
2976
Şeytanın oğlu, İkinci Geliş,
01:01
Casey."
16
61880
1200
Casey."
01:03
That's just page six.
17
63640
1656
Henüz altıncı sayfadayız.
01:05
(Laughter)
18
65320
1696
(Kahkaha)
01:07
So you may understand my mother's worry.
19
67040
2040
Yani, annemin endişesini anlayabilirsiniz.
01:10
But she wanted only to make one small change.
20
70840
5016
O sadece küçük bir değişiklik yapmak istedi.
01:15
So she called, and she began,
21
75880
2360
Beni aradı ve dedi ki,
01:19
"Hey, you are a man.
22
79520
3400
"Hey, sen bir erkeksin.
01:23
You're not a faggot, you're not a punk,
23
83880
2696
Sen ibne değilsin, serseri de değilsin,
01:26
and let me tell you the difference.
24
86600
1696
sana aradaki farkı söyleyeyim.
01:28
You are prominent. You are intelligent.
25
88320
2576
Sen seçkin birisin. Akıllısın.
01:30
You dress well. You know how to speak.
26
90920
1976
İyi giyiniyorsun. Konuşmayı biliyorsun.
01:32
People like you.
27
92920
1536
İnsanlar seni seviyor.
01:34
You don't walk around doing your hand like a punk.
28
94480
2936
Ellerini bir serseri gibi oynatarak etrafta dolaşmıyorsun.
01:37
You're not a vagabond on the street.
29
97440
2336
Sen, sokaktaki bir berduş değilsin.
01:39
You are an upstanding person
30
99800
2496
Sen sadece eşcinsel olan
01:42
who just happens to be gay.
31
102320
1800
asil bir insansın.
01:44
Don't put yourself over there
32
104920
2736
Aslında buradayken
01:47
when you are over here."
33
107680
2120
kendini oraya koyma."
01:51
She thought she'd done me a favor,
34
111480
1640
Bana bir iyilik yaptığını düşündü,
01:54
and in a way, she had.
35
114440
1320
bir bakıma yaptı da.
01:56
Her call clarified what I am trying to do with my life
36
116920
6336
Onun araması, hayatımda ve bir yazar olarak kitabımda
02:03
and in my work as a writer,
37
123280
2616
neler yapmaya çalıştığımı netleştirdi.
02:05
which is to send one simple message:
38
125920
2800
Çalışmamın amacı tek bir mesaj göndermek:
02:09
the way we're taught to live has got to change.
39
129560
3440
Yaşamak için bize öğretilen yolun değişmesi gerekiyor.
02:14
I learned this the hard way.
40
134160
2056
Ben bunu zor şekilde öğrendim.
02:16
I was born not on the wrong side of the tracks,
41
136240
2216
Yalnızca yolun yanlış tarafında değil,
02:18
but on the wrong side of a whole river,
42
138480
1975
tüm nehrin yanlış tarafında doğdum.
02:20
the Trinity, down in Oak Cliff, Texas.
43
140479
3177
Teksas, Oak Cliff'in aşağısındaki Trinity Nehri.
02:23
I was raised there in part by my grandmother
44
143680
2416
Orada beni,
02:26
who worked as a domestic,
45
146120
1296
hizmetçi olan büyükannem
02:27
and by my sister,
46
147440
2096
ve ruhsal hastalığıyla mücadele eden annemin
02:29
who adopted me a few years after our mother,
47
149560
3536
kayboluşundan sonra
02:33
who struggled with mental illness,
48
153120
1976
bana bakan
02:35
disappeared.
49
155120
1816
ablam büyüttü.
02:36
And it was that disappearance,
50
156960
2016
Kişiliğimi şekillendiren, sonrasında da
02:39
that began when I was 13 and lasted for five years,
51
159000
3496
beni eski halime dönmek zorunda bırakan olay,
02:42
that shaped the person I became,
52
162520
1720
annemin, ben on üç yaşındayken olan
02:45
the person I later had to unbecome.
53
165200
2640
ve beş yıl süren bu kayboluşuydu.
02:49
Before she left, my mother had been my human hiding place.
54
169120
4296
O gitmeden önce, benim insanlardan saklanma yerim annemdi.
02:53
She was the only other person who seemed as strange as me,
55
173440
4696
O, benim kadar tuhaf olan tek insandı. Tuhaf derken, demek istediğim,
02:58
beautifully strange,
56
178160
1256
hoş bir tuhaflık.
02:59
some mix of Blanche DuBois from "A Streetcar Named Desire"
57
179440
3536
İhtiras Tramvayı'ndaki Blanche DuBois ile
03:03
and a 1980s Whitney Houston.
58
183000
1896
ile 1980'lerin Whitney Houston'ı karışımı gibi.
03:04
(Laughter)
59
184920
3256
(Kahkaha)
03:08
I'm not saying she was perfect,
60
188200
1480
Tabii kusursuz değildi,
03:10
just that I sure benefited from her imperfections.
61
190800
3296
kusurlarının bana faydası vardı sadece.
03:14
And maybe that's what magic is, after all:
62
194120
2656
Sihir dediğimiz şey budur belki de:
03:16
a useful mistake.
63
196800
1320
Faydalı bir hata.
03:19
So when she began to disappear for days at a time,
64
199280
2776
Yani, günlerce ortadan kaybolmaya başladığında
03:22
I turned to some magic of my own.
65
202080
1976
ben de kendi sihrime döndüm.
03:24
It struck me, as from above,
66
204080
2136
Kafama dank etti,
03:26
that I could conjure up my mother just by walking perfectly
67
206240
4176
yalnızca dik bir tepenin üzerindeki ilkokulumdan
03:30
from my elementary school at the top of a steep hill
68
210440
3136
büyükannemlerin evine kusursuz bir şekilde,
03:33
all the way down to my grandmother's house,
69
213600
2976
her bir kareye bir ayağım denk gelecek şekilde yürüyerek
03:36
placing one foot, and one foot only, in each sidewalk square.
70
216600
4600
annemi hayalimde canlandırabilirim.
03:41
I couldn't let any part of any foot touch the line between the square,
71
221920
3336
Çimenliğimizi araba yolundan ayıran son çimdeki
03:45
I couldn't skip a square,
72
225280
1336
son kareye kadar,
03:46
all the way to the last square at the last blade of grass
73
226640
3176
kareler arasındaki hiçbir çizgiye değemez,
03:49
that separated our lawn from our driveway.
74
229840
3616
hiçbir kareyi atlayamazdım.
03:53
And I bullshit you not, it worked --
75
233480
3256
Ve saçmalamıyorum, işe yaradı.
03:56
just once though.
76
236760
1200
Ama yalnızca bir kez.
03:58
But if my perfect walk could not bring my mother back,
77
238960
3936
Bu kusursuz yürüyüşüm annemi geri getirmese de
04:02
I found that this approach had other uses.
78
242920
3320
bu yaklaşımın başka yararları olduğunu gördüm.
04:07
I found that everyone else in charge around me
79
247240
2176
Etrafımdaki kimsenin mükemmellik, itaat ve boyun eğmekten
04:09
loved nothing more than perfection,
80
249440
2040
daha fazla sevdiği bir şey
04:12
obedience, submission.
81
252400
2776
olmadığını anladım.
04:15
Or at least if I submitted, they wouldn't bother me too much.
82
255200
2896
En azından boyun eğseydim, beni pek rahatsız etmezlerdi.
04:18
So I took a bargain
83
258120
2736
Daha sonra bir hapishanede,
04:20
that I'd later see in a prison, a Stasi prison in Berlin,
84
260880
4336
Berlin'deki bir Stasi hapishanesinde, bir teklife denk geldim.
04:25
on a sign that read,
85
265240
1456
Tabelada,
04:26
"He who adapts can live tolerably."
86
266720
3000
"Uyum sağlayanlar hoşgörüyle yaşayabilir" yazıyordu.
04:31
It was a bargain that helped ensure
87
271040
1895
Barınabileceğim ve yemek yiyebileceğim
04:32
I had a place to stay and food to eat;
88
272959
4137
bir yer sağlayan bir teklifti,
04:37
a bargain that won me praise of teachers and kin, strangers;
89
277120
4296
öğretmenlerin, akrabalarımın, yabancıların bana saygı duymasını sağlayan,
04:41
a bargain that paid off big time, it seemed,
90
281440
2136
zamanla büyük fayda sağlayan bir teklif.
04:43
when one day at 17, a man from Yale showed up at my high school to recruit me
91
283600
4616
17 yaşındayken, Yale'dan bir adam okuluma geldi
ve beni Yale futbol takımına almak istedi.
04:48
for Yale's football team.
92
288240
1240
O zamanlar bu benim için beklenmedikti, tıpkı şu an sizin için olduğu gibi.
04:50
It felt as out of the blue to me then as it may to you now.
93
290240
2960
04:53
The Yale man said -- everybody said --
94
293800
3296
Yale'li adam, aslında herkes,
04:57
that this was the best thing that could ever happen to me,
95
297120
3496
bunun benim başıma,
hatta bütün topluluğun başına gelebilecek en güzel şey olduğunu söyledi.
05:00
the best thing that could happen to the whole community.
96
300640
2656
05:03
"Take this ticket, boy," they told me.
97
303320
2560
"Bu fırsatı kaçırma oğlum," dediler.
05:06
I was not so sure.
98
306840
1200
Ben pek emin değildim.
05:09
Yale seemed another world entire:
99
309160
2576
Yale tamamen başka bir dünyaymış gibi geliyordu,
05:11
a cold, foreign, hostile place.
100
311760
3680
soğuk, yabancı, düşmanca bir yer.
05:16
On the first day of my recruiting visit,
101
316360
1936
İlk ziyaret günümde,
05:18
I texted my sister an excuse for not going.
102
318320
2136
gitmemek için kardeşime bir bahane uydurdum.
05:20
"These people are so weird."
103
320480
1760
"Buradaki insanlar çok garip."
05:23
She replied, "You'll fit right in."
104
323000
3096
"O zaman hemen uyum sağlarsın" diye cevap verdi.
05:26
(Laughter)
105
326120
2880
(Kahkaha)
05:30
I took the ticket
106
330080
1816
Fırsatı yakaladım
05:31
and worked damn hard to fit right in.
107
331920
2176
ve uyum sağlamak için delicesine çalıştım.
05:34
When my freshman advisor warned me not to wear my fitted hats on campus ...
108
334120
4296
Birinci sınıf danışmanım kampüste şapka takmamam konusunda beni uyarırken dedi ki:
05:38
"You're at Yale now. You don't have to do that anymore," she said.
109
338440
3720
"Artık Yale'desin. Bunu yapmana gerek yok."
05:43
I figured, this was just one of the small prices
110
343280
2896
Bunun, başarabilmek için ödenmesi gereken küçük bedellerin
05:46
that must be paid to make it.
111
346200
2040
yalnızca bir tanesi olduğunu anladım.
05:49
I paid them all, or tried,
112
349280
2896
Tüm bedelleri ödedim ya da ödemeye çalıştım
05:52
and sure enough they seemed to pay me back:
113
352200
2736
ve karşılığını aldım gibi görünüyor.
05:54
made me a leader on the varsity football team;
114
354960
3336
Üniversitenin futbol takım kaptanlığı,
05:58
got me into a not-so-secret society
115
358320
2416
çok da gizli olmayan bir topluluğa giriş,
06:00
and a job on Wall Street, and later in Washington.
116
360760
2536
Wall Street'te, daha sonra da Washington'da bir iş.
06:03
Things were going so well that I figured naturally
117
363320
3656
İşler o kadar iyi gitti ki, doğal olarak bunun sonunda
06:07
I should be President of the United States.
118
367000
2376
ABD balkanı olmalıyım diye düşündüm.
06:09
(Laughter)
119
369400
3176
(Kahkaha)
06:12
But since I was only 24
120
372600
2376
Ama daha 24 yaşında olduğumdan
06:15
and since even presidents have to start somewhere,
121
375000
2856
ve başkanların bile bir yerden başlaması gerektiğinden,
06:17
I settled instead on a run for Congress.
122
377880
3336
kongre için aday olmaya karar verdim.
06:21
Now, this was in the afterglow of that great 2008 election:
123
381240
4376
Bu, o büyük 2008 seçimlerinin hala etkisinde olduğumuz o dönemde oldu.
06:25
the election during which a serious, moderate senator stressed,
124
385640
5136
Ciddi, ılımlı bir senatör şunu vurgulamıştı:
06:30
"The message you've got to send more than any other message
125
390800
3856
"Vermem gereken en önemli mesaj,
06:34
is that Barack Obama is just like us."
126
394680
3000
Barack Obama'nın da bizden biri olduğudur."
06:38
They sent that message so well
127
398520
1936
Bu mesajı o kadar iyi verdiler ki
06:40
that their campaign became the gold standard of modern politics,
128
400480
3176
kampanyaları modern siyasetin altın kuralı haline geldi.
06:43
if not modern life, which also seems to demand
129
403680
3456
En sonunda, huzur ve tatminle,
06:47
that we each do whatever it takes to be able to say at the end of our days
130
407160
4696
"Ben de herkes gibiydim" demek için
06:51
with peace and satisfaction, "I was just like everybody else."
131
411880
4536
elimizden geleni yapmamızı isteyen bu modern hayat düzeni olmasaydı
06:56
And this would be my message, too.
132
416440
2680
benim mesajım da bu olacaktı.
07:00
So one night, I made one final call to my prospective campaign manager.
133
420480
5520
Bir gece, aday kampanya yöneticimi son kez aradım.
07:07
We'd do the things it'd take to win, but first he had one question:
134
427320
4600
Kazanmak için ne yapmamız gerekiyorsa yapacaktık ama önce, son bir sorusu vardı:
07:13
"Is there anything I need to know?"
135
433120
1760
"Bilmem gereken bir şey var mı?"
07:16
I held the phone and finally said,
136
436240
3376
Durakladım ve sonunda dedim ki,
07:19
"Well, you should probably know I'm gay."
137
439640
2400
"Eşcinsel olduğumu bilmelisin."
07:23
Silence.
138
443920
1200
Sessizlik.
07:26
"Hmm. I see," he nearly whispered,
139
446560
3816
Neredeyse fısıldayarak "Anlıyorum" dedi.
07:30
as if he'd found a shiny penny or a dead baby bird.
140
450400
3736
Parlak bir kuruş ya da ölü bir yavru kuş bulmuş gibiydi.
07:34
(Laughter)
141
454160
1056
(Kahkaha)
07:35
"I'm glad you told me," he continued.
142
455240
2816
"Bana söylediğine sevindim," dedi.
"İşimi kesinlikle kolaylaştırmadın.
07:38
"You definitely didn't make my job any easier.
143
458080
2176
Demek istediğim, sen Teksas'tasın.
07:40
I mean, you are in Texas.
144
460280
1776
07:42
But it's not impossible, not impossible.
145
462080
3080
Ama imkansız değil, imkansız değil.
Ama Casey, sana bir şey soracağım:
07:46
But Casey, let me ask you something:
146
466200
1960
07:49
How are you going to feel when somebody, say, at a rally, calls you a faggot?
147
469080
5520
Biri miting esnasında sana ibne dediğinde ne hissedeceksin?
07:55
And let's be real, OK?
148
475520
1440
Gerçekçi ol, tamam mı?
07:57
You do understand that somebody might want to physically harm you.
149
477720
3480
Birinin fiziksel olarak sana zarar vermek isteyebileceğini biliyorsun.
08:02
I just want to know:
150
482160
1936
Sadece bilmek istiyorum.
08:04
Are you really ready for this?"
151
484120
2080
Buna gerçekten hazır mısın?"
08:07
I wasn't.
152
487720
1736
Değildim.
08:09
And I could not understand --
153
489480
3016
Ve anlayamıyordum.
08:12
could hardly breathe
154
492520
2856
Zar zor nefes alıyor,
08:15
or think, or say a word.
155
495400
2760
zar zor düşünüyor ve konuşuyordum.
08:19
But to be clear: the boy that I was at that time
156
499400
2576
Ama dürüst olmam gerekirse, o zamanlar olduğum çocuk,
08:22
would have leapt at the chance to be harmed,
157
502000
2616
bir amaç uğruna zarar görmeyi göze alır,
08:24
to sacrifice everything, even life, for a cause.
158
504640
2920
her şeyi ve hatta hayatını bile feda ederdi.
08:28
There was something shocking, though --
159
508840
2696
Ama, yalnızca kendisi olduğu için bile zarar görebileceği gibi
08:31
not that there should have been, but there was --
160
511560
2736
şok edici bir gerçek vardı.
08:34
in the notion that he might be harmed for nothing more than being himself,
161
514320
4936
Olmamalıydı, ama vardı.
08:39
which he had not even tried to do in the first place.
162
519280
2480
Ki başlarda kendi gibi olmayı denemeyi hiç düşünmemişti bile.
08:42
All that he -- all that I --
163
522640
3015
Onun denediği, benim denediğim,
08:45
had tried to do and be was what I thought was asked of me.
164
525679
4377
benden beklenildiğini düşündüğüm şeyi yapmak ve öyle olmaktı.
08:50
I was prominent for a 24-year-old:
165
530080
3536
24 yaşındaki birine göre seçkin biriydim:
08:53
intelligent, I spoke well, dressed decent; I was an upstanding citizen.
166
533640
4440
zekiydim, iyi konuşuyordum, iyi giyiniyordum. Asil bir vatandaştım.
08:59
But the bargain I had accepted could not save me after all,
167
539040
4800
Ama başta kabul ettiğim teklif beni kurtaramadı.
09:04
nor can it save you.
168
544960
1200
Sizi de kurtaramaz.
09:07
You may have already learned this lesson,
169
547600
1976
Belki de bunu cinsel yöneliminiz fark etmeksizin
09:09
or you will, regardless of your sexuality.
170
549600
3440
çoktan öğrenmişsinizdir ya da öğreneceksinizdir.
09:13
The queer receives a concentrated dose, no doubt,
171
553840
3936
Şüphesiz ki bir eşcinsel, baskıdan çok yoğun bir doz alır.
09:17
but repression is a bitter pill that's offered to us all.
172
557800
4320
Ancak aslında baskı, hepimize sunulan acı bir haptır.
09:23
We're taught to hide so many parts of who we are and what we've been through:
173
563640
3656
Kim olduğumuzun ve yaşadıklarımızın çok büyük bir kısmını saklamayı öğrendik.
09:27
our love, our pain, for some, our faith.
174
567320
2840
Aşkımızı, acımızı, bazılarımız için inançlarımızı.
09:31
So while coming out to the world can be hard,
175
571240
2320
Bu yüzden dünyaya gelmek bile zorken,
09:34
coming in to all the raw, strange magic of ourselves can be much harder.
176
574760
4416
kendimize ait bütün o saf, tuhaf sihri kucaklamak çok daha zor olabilir.
09:39
As Miles Davis said, "It takes a long time to sound like yourself."
177
579200
3960
Miles Davis'in de dediği gibi, "Sesinin kendisi gibi duyulması uzun zaman alır."
09:44
That surely was the case for me.
178
584320
1560
Bu, kesinlikle benim için geçerliydi.
09:47
I had my private revelation that night at 24,
179
587240
2576
Hakkımdaki gerçeği, 24 yaşındayken, o gece ortaya döktüm
09:49
but mostly went on with my life.
180
589840
2136
ama hayatım boyunca devam etti.
09:52
I went on to Harvard Business School, started a successful nonprofit,
181
592000
4216
Harvard İşletme Okulu'na gittim, kâr amacı gütmeyen başarılı bir girişim başlattım,
09:56
wound up on the cover of a magazine, on the stage at TED.
182
596240
2936
bir magazin dergisinin kapağında yer aldım, TED sahnesine çıktım.
09:59
(Laughter)
183
599200
1656
(Kahkahalar)
10:00
I had achieved, by my late 20s,
184
600880
1576
20'li yaşlarımın sonlarında,
10:02
about everything a kid is supposed to achieve.
185
602480
2440
bir çocuğun başarması gereken her şeyi başardım.
10:06
But I was real cracked up:
186
606360
1320
Ama gerçekten paramparça olmuştum.
10:09
not exactly having a nervous breakdown, but not too far off,
187
609440
4216
Tam olarak sinirsel çöküş yaşamıyordum ama buna çok da uzak değildim.
10:13
and awful sad either way.
188
613680
1520
Her iki şekilde de çok üzücü bir durumdu.
10:16
I had never thought of being a writer,
189
616280
2776
Bir yazar olmayı hiç düşünmemiştim,
10:19
didn't even read, in earnest, until I was nearly 23.
190
619080
3320
23 yaşıma gelene kadar istekle kitap okumamıştım bile.
10:23
But the book business is about the only industry
191
623640
2256
Ama kitap sektörü, kendi sorunlarınızı araştırmanız için
10:25
that will pay you to investigate your own problems, so --
192
625920
2896
size ödeme yapan tek sektördür.
10:28
(Laughter)
193
628840
3400
(Kahkaha)
10:34
So I decided to give it a try,
194
634800
2160
Bu yüzden, çatlaklarımı
10:38
to trace those cracks with words.
195
638000
2960
kelimelerle doldurmaya karar verdim.
10:42
Now, what came out on the page was about as strange as I felt at that time,
196
642640
4256
Sayfada ortaya çıkan şey, o sırada hissettiğim kadar tuhaftı,
10:46
which alarmed some people at first.
197
646920
2856
bu da ilk başta bazı insanları harekete geçirdi.
10:49
A respected writer called to stage his own intervention
198
649800
2816
Saygın bir yazar, birkaç bölüm okuduktan sonra
10:52
after reading a few early chapters,
199
652640
3056
araya girdi
10:55
and he began, much like my mother,
200
655720
3736
ve annem gibi konuştu.
10:59
"Hey, listen.
201
659480
2360
"Hey, dinle.
11:02
You've been hired to write an autobiography.
202
662800
2376
Bir otobiyografi için işe alındın.
11:05
It's a straightforward exercise.
203
665200
1856
Bu, net bir şey.
11:07
It's got a beginning, middle and end,
204
667080
1816
Başı, ortası ve sonu var
11:08
and is grounded in the facts of your life.
205
668920
2496
ve yaşadığın şeylerden oluşuyor.
11:11
And by the way, there's a great tradition of autobiography in this country,
206
671440
3576
Ve bu arada bu ülkede, varoluşlarını savunmak için yazan toplumdan
11:15
led by people on the margins of society who write to assert their existence.
207
675040
5056
dışlanmış insanlar tarafından yönetilen büyük bir otobiyografi geleneği var.
11:20
Go buy some of those books and learn from them.
208
680120
3416
Git bu kitaplardan birini al da öğren.
11:23
You're going in the wrong direction."
209
683560
2800
Yanlış yoldan gidiyorsun."
11:27
But I no longer believed what we are taught --
210
687680
3496
Ama artık bize öğretildiği gibi,
doğru yolun güvenli yol olduğuna inanmıyordum.
11:31
that the right direction is the safe direction.
211
691200
2456
11:33
I no longer believed what we are taught --
212
693680
2176
Artık bize öğretildiği gibi eşcinsellerin, siyahilerin, fakirlerin hayatlarının
11:35
that queer lives or black lives or poor lives are marginal lives.
213
695880
3496
sıra dışı hayatlar olduğuna inanmıyordum.
11:39
I believed what Kendrick Lamar says on "Section.80.":
214
699400
3520
Artık, Kendrick Lamar'ın ''Section.80.''de söylediğine inanıyordum:
11:43
"I'm not on the outside looking in.
215
703640
3296
"Dışarıdan içeriye bakmıyorum.
11:46
I'm not on the inside looking out.
216
706960
1936
İçeriden dışarıya da bakmıyorum.
11:48
I'm in the dead fucking center looking around."
217
708920
2416
Lanet orta noktadayım ve etrafıma bakıyorum."
11:51
(Laughter)
218
711360
1456
(Kahkaha)
11:52
That was the place
219
712840
1976
Burası,
11:54
from which I hoped to work,
220
714840
2176
üzerinde çalışmayı umduğum yerdi.
11:57
headed in the only direction worth going, the direction of myself,
221
717040
3456
İlerlemeye değer tek yön, kendi yönümdü.
12:00
trying to help us all refuse the awful bargains
222
720520
3856
Kabul etmemizin öğretildiği o tüm berbat teklifleri
reddetmemize yardımcı olacak olan yerdi.
12:04
we've been taught to take.
223
724400
1280
12:06
We're taught to turn ourselves
224
726680
2176
Kendimizi ve yaptığımız işi, kolayca sindirilebilen
12:08
and our work into little nuggets that are easily digestible;
225
728880
4056
küçük parçalar haline getirmemiz öğretildi.
12:12
taught to mutilate ourselves so that we make sense to others,
226
732960
3376
Başkalarına anlamlı gelelim diye kendimize yabancı olmamız öğretildi.
12:16
to be a stranger to ourselves so the right people might befriend us
227
736360
3576
Belki doğru insanlar arkadaşımız olur,
12:19
and the right schools might accept us, and the right jobs might hire us,
228
739960
3416
doğru okullar bizi kabul eder, doğru patronlar bizi işe alır,
12:23
and the right parties might invite us,
229
743400
1856
doğru partilere davet ediliriz diye
ve bir gün doğru Tanrı, bizi doğru cennetine kabul eder
12:25
and, someday, the right God might invite us to the right heaven
230
745280
3176
12:28
and close his pearly gates behind us,
231
748480
1976
ve o ışıltılı kapılarını ardımızdan kapatır,
12:30
so we can bow down to Him forever and ever.
232
750480
2536
böylece onun önünde ilelebet diz çökebilelim diye.
12:33
These are the rewards, they say,
233
753040
2416
Derler ki,
boyun eğmemizin ödülleri bunlar olur.
12:35
for our obedience:
234
755480
1360
12:37
to be a well-liked holy nugget,
235
757640
2936
Çok sevilen yüce, sindirilebilir bir parça olmak
12:40
to be dead.
236
760600
1200
ya da ölü olmak.
12:42
And I say in return, "No, thank you."
237
762640
3720
Ben de dünyaya ve anneme
"Hayır, teşekkürler" diye karşılık veriyorum.
12:47
To the world and to my mother.
238
767480
2760
12:51
Well, to tell you the truth,
239
771520
1376
Aslında sadece,
12:52
all I said was, "OK, Mom, I'll talk to you later."
240
772920
2376
"Tamam anne, sonra konuşuruz" dedim.
12:55
(Laughter)
241
775320
1296
(Kahkaha)
12:56
But in my mind, I said, "No, thank you."
242
776640
3336
Ama içimden "Hayır teşekkürler" dedim.
Annemin teklifini de kabul edemedim.
13:00
I cannot accept her bargain either.
243
780000
3400
13:04
Nor should you.
244
784280
1200
Siz de etmemelisiniz.
13:06
It would be easy for many of us in rooms like this
245
786360
4456
Böyle odalarda kendimizi güvende hissetmek,
kendimizi burada güvende tutmak
13:10
to see ourselves as safe,
246
790840
2896
çoğumuz için kolay olurdu.
13:13
to keep ourselves over here.
247
793760
2520
13:17
We speak well, we dress decent,
248
797520
2976
Güzel konuşuyoruz, güzel giyiniyoruz,
13:20
we're intelligent, people like us, or act like they do.
249
800520
3920
zekiyiz, insanlar bizi seviyorlar, en azından seviyormuş gibi davranıyorlar.
13:25
But instead, I say that we should remember Lot's wife.
250
805440
4280
Ama bunun yerine, Lut'un karısını hatırlayalım derim.
13:31
Jesus of Nazareth said it first to his disciples:
251
811200
3176
Nazaretli İsa, bunu ilk kez müritlerine söyledi:
13:34
"Remember Lot's wife."
252
814400
2440
"Lut'un karısını hatırlayın."
13:38
Lot, in case you haven't read the Bible recently,
253
818240
3376
Eğer yakın zamanda İncil'i okumadıysanız söyleyeyim,
13:41
was a man who set his family down in Sodom,
254
821640
3256
Lut, ailesini Sodom'a, Tanrı'nın yok etmesi gerektiğine
13:44
in the midst of a wicked society that God decided he had to destroy.
255
824920
4560
karar verdiği kötü bir toplumun ortasında bırakan bir adamdı.
13:50
But God, being cruel, yet still a sap in part,
256
830280
2736
Zalim olmasına rağmen bazen yumuşayan Tanrı,
iki meleği, halkını toplayıp Dodge’dan çıkmaları için
13:53
rushed two angels out to Sodom to warn Lot to gather up his folks
257
833040
4296
Lut'u uyarsın diye Sodom’a gönderdi.
13:57
and get out of Dodge.
258
837360
1200
13:59
Lot heard the angel's warning, but delayed.
259
839480
3296
Lut, meleklerin uyarısını duydu ama geç.
14:02
They didn't have all day to wait, so they grabbed Lot's hands
260
842800
3256
Melekler tüm gün bekleyemezdi,
Lut'un, iki kızının ve karısının ellerini tuttular
14:06
and his two daughters' hands, and his wife's hands,
261
846080
2856
14:08
and hurried them out of Sodom.
262
848960
2056
ve onları Sodom'ın dışına doğru aceleyle götürdüler.
14:11
And the angels shout,
263
851040
1576
Ve melekler bağırdı,
14:12
"Escape to the mountain. Whatever you do, don't look back,"
264
852640
3536
"Dağlara kaçın, ne yaparsanız yapın ama asla arkanıza bakmayın."
14:16
just as God starts raining down fire on Sodom and Gomorrah.
265
856200
3936
Tam bu sırada, Tanrı Sodom ve Gomora üstüne ateşler yağdırmaya başladı.
14:20
I can't figure out how Gomorrah got dragged into this.
266
860160
2616
Gomora'nın, bu duruma nasıl geldiğini anlayamıyorum.
14:22
But Lot and his folks are running,
267
862800
2976
Ama, Lut ve halkı koşuyor,
14:25
fleeing all that destruction,
268
865800
1656
tüm bu yıkımdan kaçıyor,
14:27
kicking up dust while the Lord rains down death,
269
867480
2976
Tanrı ölüm yağdırırken onlar tozu dumana katıyor
14:30
and then, for some reason, Lot's wife looks back.
270
870480
5280
ve sonra her nedense Lut'un karısı arkasına bakıyor.
14:36
God turns her into a pillar of salt.
271
876920
2240
Tanrı, onu tuzdan bir sütun hâline getiriyor.
14:40
"Remember Lot's wife," Jesus says.
272
880600
3680
İsa der ki, "Lut'un karısını hatırlayın."
14:45
But I've got a question:
273
885920
1200
Ama, bir şey soracağım:
14:48
Why does she look back?
274
888600
1200
Neden arkasına baktı?
14:51
Does she look back because she didn't want to miss the mayhem,
275
891520
3776
Kargaşayı kaçırmamak
14:55
wanted one last glimpse of a city on fire?
276
895320
2400
ve ateşler içindeki şehre son bir kez bakmak istediği için mi?
Yanındakilerin biraz daha rahat nefes alabilmesi için
14:59
Does she look back because she wanted to be sure that her people
277
899160
3016
tehlikeden yeterince uzakta olduklarından emin olmak için mi?
15:02
were far enough from danger to breathe a little easy?
278
902200
2936
15:05
I'm so nosy and selfish sometimes, those likely would have been my reasons
279
905160
3656
Bazen, çok meraklı ve bencil olabiliyorum, eğer onun yerinde olsaydım,
15:08
if I'd been in her shoes.
280
908840
1240
bunlar benim arkama bakma sebeplerim olurdu.
15:11
But what if something else was going on with this woman, Lot's wife?
281
911240
5520
Ama ya Lut'un karısına başka bir şey olduysa?
Bu insanları, yalnız başlarına canlı canlı yanarken
15:18
What if she could not bear the thought of leaving those people
282
918080
5456
geride bıraktıkları düşüncesine katlanamadıysa?
15:23
all alone to burn alive,
283
923560
2616
15:26
even for righteousness's sake?
284
926200
1720
Doğruluğuna rağmen?
15:28
Isn't that possible?
285
928880
1200
Bu mümkün değil mi?
15:31
If it is, then this backward glance of a disobedient woman
286
931360
5176
Eğer mümkünse, itaatsiz bir kadının arkasına bakışı
15:36
may not be a cautionary tale after all.
287
936560
2376
bize ders veren bir hikâye olmayabilir.
15:38
It may be the bravest act in all the Bible,
288
938960
3296
Belki bu, İncil'deki en cesur davranış olabilir,
15:42
even braver than the act that holds the whole Book together,
289
942280
2936
hatta belki de tüm İncil'i ayakta tutan olay olan
İsa'nın çarmıha gerilmesinden daha cesurca bir hareket.
15:45
the crucifixion.
290
945240
1200
15:47
We are told that up on Calvary, on an old rugged cross,
291
947080
5096
Calvary'de, eski ve engebeli bir haç üzerinde
İsa'nın herkesi kurtarmak için yaşamını yitirdiği söylendi,
15:52
Jesus gave his life to save everybody:
292
952200
1896
15:54
billions and billions of strangers for all time to come.
293
954120
2920
yaşayacak olan milyarca ve milyarlarca insan için.
15:57
It's a nice thing to do.
294
957840
1856
Hoş bir hareket.
15:59
It made him famous, that's for sure.
295
959720
1736
Bu hareket onu ünlü yaptı. Orası kesin.
16:01
(Laughter)
296
961480
1816
(Kahkaha)
16:03
But Lot's wife was killed,
297
963320
2696
Ama Lut'un karısı öldürüldü,
16:06
turned into a pillar of salt,
298
966040
2576
tuzdan bir sütuna dönüştürüldü,
16:08
all because she could not turn her back on her friends,
299
968640
4776
arkadaşlarına arkasını dönemediği için,
16:13
the wicked men of Sodom,
300
973440
2896
Sodom'ın hain adamlarına.
16:16
and nobody even wrote the woman's name down.
301
976360
3000
Ve kadının ismini kimse yazmadı bile.
16:20
Oh, to have the courage of Lot's wife.
302
980880
3120
Lut'un karısının cesaretine sahip olmak,
16:25
That's the kind of courage we need today.
303
985040
3616
bugün ihtiyacımız olan şey işte böyle bir cesaret.
16:28
The courage to put ourselves over there.
304
988680
3416
Kendimizi oraya koyma cesareti.
16:32
The courage that says that either all of us have to be faggots,
305
992120
3256
Herhangi birimizin özgür olabilmesi için ya hepimizin ibne olması
16:35
or none of us can be faggots, for any of us to be free.
306
995400
4376
ya da hiçbirimizin özgür olmaması gerektiğini söyleyen bir cesaret.
16:39
The courage to stand with other vagabonds in the street,
307
999800
4416
Sokaktaki diğer serserilerle,
16:44
with all the wretched of the earth,
308
1004240
2376
dünyanın tüm zavallılarıyla beraber durmak için,
16:46
to form an army of the least of these,
309
1006640
2816
bunların en azıyla ordu kurmak için bir cesaret.
16:49
with the faith that from the naked crust of all we are,
310
1009480
4336
Hepimizin çıplak kabuğundaki o inançla
16:53
we can build a better world.
311
1013840
2320
daha iyi bir dünya yaratabiliriz.
16:56
Thank you.
312
1016920
1216
Teşekkürler.
16:58
(Applause)
313
1018160
4600
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7