How motivation can fix public systems | Abhishek Gopalka

77,555 views ・ 2020-02-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ahsen Çelebi Gözden geçirme: Sara Ozturk
00:13
Take a minute
0
13341
1151
Bir daklikalığına durun
00:14
and think of yourself as the leader of a country.
1
14516
2810
ve kendinizi bir ülkenin lideri olarak hayal edin.
00:18
And let's say one of your biggest priorities
2
18571
2754
Diyelim ki en büyük önceliklerinizden biri
00:21
is to provide your citizens with high-quality healthcare.
3
21349
3732
vatandaşlarınıza yüksek kaliteli sağlık hizmeti sunmak.
00:26
How would you go about it?
4
26047
1881
Peki bu durumda ne yapardınız?
00:27
Build more hospitals?
5
27952
1857
Daha fazla hastane,
00:29
Open more medical colleges?
6
29833
2071
daha fazla tıp fakültesi açar,
00:31
Invest in clinical innovation?
7
31928
2000
tıbbi yeniliklere yatırım mı yapardınız?
00:35
But what if your country's health system was fundamentally broken?
8
35170
3437
Peki ya ülkenizin sağlık sistemi temelinden çürükse?
00:39
Whether it's doctor absenteeism,
9
39393
2286
Ya doktorlar artık işe gelmese,
00:41
drug stock-outs or poor quality of care.
10
41703
3015
ya ilaç stoğu bitse, kalite düşse.
00:45
Where would you start then?
11
45450
1800
O zaman nereden başlardınız?
00:48
I'm a management consultant,
12
48387
1801
Ben yönetim danışmanıyım
00:50
and for the last three years,
13
50212
1834
ve son 3 yıldır Hindistan'daki Rajastan eyaletinin
00:52
I've been working on a project
14
52070
1975
sağlık hizmetlerini geliştirmek amacıyla bir proje üzerinde çalışıyorum.
00:54
to improve the public heath system of Rajasthan,
15
54069
3500
00:57
a state in India.
16
57593
1674
01:00
And during the course of the project,
17
60287
2285
Bu proje esnasında büyük bir şey keşfettik.
01:02
we actually discovered something profound.
18
62596
2800
01:06
More doctors, better facilities, clinical innovation --
19
66525
4965
Daha çok doktor, daha iyi binalar, klinik yenilikler
01:11
they are all important.
20
71514
1533
bunların hepsi çok önemli.
01:13
But nothing changes without one key ingredient.
21
73839
4008
Ama bir temel unsur olmadan hiçbir şey değişmiyor:
01:18
Motivation.
22
78339
1150
Motivasyon.
01:21
But motivation is a tricky thing.
23
81157
2293
Ama motivasyon da riskli bir unsur.
01:23
If you've led a team, raised a child or tried to change a personal habit,
24
83474
6333
Bir ekip yönettiyseniz, çocuk büyüttüyseniz
ya da kişisel bir alışkanlığınızı değiştirmek istediyseniz
01:29
you know that motivation doesn't just appear.
25
89831
3067
teşvikin öylece ortaya çıkmadığını bilirsiniz.
01:33
Something has to change to make you care.
26
93665
2995
Sizin öneminizi kazanmak için bir şeyin değişmesi gereklidir.
01:37
And if there's one thing that all of us humans care about,
27
97859
4740
Bütün insanların önemsediği bir şey var:
01:42
it's an inherent desire to shine in front of society.
28
102623
4410
Bir topluluğun önünde, içten gelen bir parlama arzusu.
01:47
So that's exactly what we did.
29
107992
2000
Bu yüzden yaptığımız şey tam olarak bu.
01:50
We decided to focus on the citizen:
30
110739
2785
Biz, sistemin öncelikli hizmet etmesi gerekenler olan
01:54
the people who the system was supposed to serve in the first place.
31
114223
4645
vatandaşlar üzerine odaklandık.
01:59
And today, I'd like to tell you
32
119760
2833
Bugün de size motivasyonu tetiklemek için vatandaşları kullanmanın
02:02
how Rajasthan has transformed its public health system dramatically
33
122617
5103
Rajasthan'ın sağlık sistemini nasıl büyük ölçüde değiştirdiğini anlatmak istiyorum.
02:07
by using the citizen to trigger motivation.
34
127744
3802
02:12
Now, Rajasthan is one of India's largest states,
35
132865
4228
Rajasthan yaklaşık 80 milyonluk nüfusuyla
02:17
with a population of nearly 80 million.
36
137117
2999
Hindistan'ın en büyük eyaletlerinden biri.
02:20
That's larger than the United Kingdom.
37
140927
2533
Birleşik Krallık'tan daha geniş.
02:24
But the similarities probably end there.
38
144863
2667
Fakat muhtemelen tek benzerliği bu.
02:28
In 2016, when my team was called in
39
148434
3255
2016'da ekibim Rajasthan sağlık sistemiyle çalışmak üzere çağrıldığında
02:31
to start working with the public health system of Rajasthan,
40
151713
4047
02:35
we found it in a state of crisis.
41
155784
2666
eyaleti buhran içinde bulduk.
02:39
For example, the neonatal mortality rate --
42
159292
3608
Örneğin yenidoğan mortalite hızı,
02:42
that's the number of newborns who die before their first month birthday --
43
162924
5230
yani henüz bir ayını doldurmayan bebeklerin ölüm oranı,
02:48
was 10 times higher than that of the UK.
44
168178
3589
Birleşik Krallık'ın on katı fazlaydı.
02:53
No wonder then that citizens were saying,
45
173069
1960
Vatandaşların ''Ben hastaneye yaklaşmak bile istemiyorum.''
02:55
"Hey, I don't want to go to a public health facility."
46
175053
3172
demelerine şaşırmamak gerekir.
02:58
In India, if you wanted to see a doctor in a public health facility,
47
178879
4916
Hindistan'da, eğer sağlık kurumunda bir doktora görünmek istiyorsanız
03:03
you would go to a "PHC," or "primary health center."
48
183819
3801
sağlık ocağına gidersiniz.
03:08
And at least 40 patients are expected to go to a PHC every day.
49
188573
5226
Her gün en az kırk hastanın sağlık ocağına gitmesi beklenir.
03:14
But in Rajasthan, only one out of four PHCs
50
194673
4087
Fakat Rajasthan'daki sağlık ocaklarına
03:18
was seeing this minimum number of patients.
51
198784
2666
bu sayının sadece dörtte biri kadar hasta uğruyor.
03:21
In other words, people had lost faith in the system.
52
201474
3981
Başka bir deyişle, insanlar bu sisteme olan inançlarını kaybetmiş vaziyetteler.
03:27
When we delved deeper,
53
207352
2167
Daha derine daldığımızda temelde yatan sorunun
03:29
we realized that lack of accountability is at the core of it.
54
209543
4666
sorumluluk alma eksikliği olduğunu fark ettik.
03:35
Picture this.
55
215510
1150
Şunu bir düşünün,
03:37
Sudha, a daily-wage earner,
56
217153
2651
gündelikçi işçi olan Sudha bir yaşındaki kızının
03:39
realizes that her one-year-old daughter
57
219828
2896
dizanteriden müzdarip olduğunu fark ediyor.
03:42
is suffering from uncontrollable dysentery.
58
222748
2800
03:46
So she decides to take the day off.
59
226337
2230
Bir gün işe gitmemeye karar veriyor.
03:48
That's a loss of about 350 rupees or five dollars.
60
228591
4230
Kaybı yaklaşık 350 rupi yani 5 dolar kadar.
03:53
And she picks up her daughter in her arms
61
233377
2803
Evladını kucağına alıyor
03:56
and walks for five kilometers to the government PHC.
62
236204
3534
ve sağlık ocağına götürmek için beş kilometre yürüyor.
04:00
But the doctor isn't there.
63
240649
1800
Fakat doktor orada değil.
04:03
So she takes the next day off, again,
64
243903
2896
Ertesi gün de tekrar işe gidemiyor,
04:06
and comes back to the PHC.
65
246823
1734
yine sağlık ocağının yolunu tutuyor.
04:09
This time, the doctor is there,
66
249244
2068
Bu sefer doktor var
04:11
but the pharmacist tells her
67
251336
1726
fakat eczacı, Sudha'nın alması gereken ücretsiz ilaçların,
04:13
that the free drugs that she's entitled to have run out,
68
253086
3348
zamanında tekrar sipariş vermeyi unuttukları için
04:16
because they forgot to reorder them on time.
69
256458
2635
ellerinde kalmadığını söylüyor.
04:19
So now, she rushes to the private medical center,
70
259871
2674
Sudha telaşla özel hastaneye koşuyor
04:22
and as she's rushing there,
71
262569
1341
ve koşarken görüyor ki
04:23
looking at her daughter's condition worsening with every passing hour,
72
263934
4167
kızının durumu her geçen saat daha da kötüye gidiyor
04:28
she can't help but wonder
73
268125
2000
ve elinden hiçbir şey gelmiyor.
04:30
if she should have gone to the private medical center
74
270149
2514
Sonra acaba ilk başta özel bir sağlık merkezine gitseydi
04:32
in the first place
75
272687
1176
04:33
and payed the 350 rupees for the consultation and drugs.
76
273887
4734
ve muayene ve ilaçlar için 350 rupi ödeseydi
daha mı iyi olurdu diye düşünmeden edemiyor.
04:40
No one is held accountable for this incredible failure of the system.
77
280654
6388
Bu son derece başarısız sistemin sorumluluğunu kimse almıyor.
04:48
Costing time, money and heartache to Sudha.
78
288273
5239
Sudha'nın zaman ve para israfı ve çektiği acıların sorumluluğunu.
04:55
And this is something that just had to be fixed.
79
295945
2731
İşte bu onarılmak zorunda.
04:59
Now, as all good consultants,
80
299319
2999
Tüm yetkin danışmanlar olarak veriye dayalı incelemelerin
05:02
we decided that data-driven reviews
81
302342
3421
05:05
had to be the answer to improve accountability.
82
305787
3200
sorumluluk duygusunu geliştirmesi gerektiğine karar verdik.
05:09
So we created these fancy performance dashboards
83
309509
3888
Bu amaçla sağlık kurumlarını inceleme toplantılarını çok daha etkili kılmak için
05:13
to help make the review meetings of the health department
84
313421
2897
icraat kontrol panellerini tasarladık.
05:16
much more effective.
85
316342
2023
05:19
But nothing changed.
86
319255
1333
Fakat hiçbir şey değişmedi.
05:21
Discussion after discussion,
87
321604
2029
Saatlerce süren tartışmalar,
05:23
meeting after meeting,
88
323657
2420
günlerce süren toplantılar yaptık
05:26
nothing changed.
89
326101
2272
ve hiçbir şey değişmedi.
05:29
And that's when it struck me.
90
329244
2087
İşte o zaman kafama dank etti.
05:31
You see, public systems
91
331355
1984
Halk sağlığının, tıpkı bizim değerlendirme toplantılarımız gibi
05:33
have always been governed through internal mechanisms,
92
333363
3526
her zaman iç mekanizmayla kontrol edildiğini görüyorsunuz.
05:36
like review meetings.
93
336913
2222
05:39
And over time,
94
339683
1436
Zamanla halka karşı sorumluluklarının etkisi azalıyor.
05:41
their accountability to the citizen has been diluted.
95
341143
3650
05:45
So why not bring the citizen back into the equation,
96
345564
3527
Peki neden vatandaşları, belki de vatandaş vaatlerini kullanarak
05:49
perhaps by using the citizen promises?
97
349115
3420
eşit hale getirmiyoruz?
05:52
Couldn't that trigger motivation?
98
352559
2134
Bu motivasyonu tetiklemez mi?
05:56
We started with what I like to call the coffee shop strategy.
99
356464
4235
''Kafe stratejileri'' olarak adlandırmayı sevdiğim şeyle başlayacağız.
06:01
You've probably seen one of these signs in a coffee shop,
100
361454
3595
Kafelerdeki şu yazılardan birini elbet görmüşsünüzdür.
06:05
which says,
101
365073
1246
06:06
"If you don't get your receipt, the coffee is free."
102
366343
3809
''Eğer fişinizi vermediysek kahveniz ücretsiz.''
06:11
Now, the cashier has no option
103
371235
3238
Kasiyerin size her defasında fişinizi vermek dışında bir şansı yok.
06:14
but to give you a receipt each time.
104
374497
2928
06:18
So we took this strategy and applied it to Rajasthan.
105
378719
4308
Biz de bu stratejiyi aldık ve Rajasthan'a uyarladık.
06:23
We worked with the government
106
383901
1809
Eyalet çevresindeki 300 sağlık ocağını canlandırmak için hükümetle beraber
06:25
on a program to revive 300 PHCs across the state,
107
385734
5420
bir program üzerine çalıştık.
06:31
and we got them to paint very clear citizen promises along the wall.
108
391178
5405
Sağlık ocaklarının duvarlarını çok net vatandaş vaatleriyle doldurduk.
06:37
"We assure you that you will have a doctor each time."
109
397718
3817
''Her zaman bir doktora ulaşacağınızı temin ederiz.''
06:42
"We assure you that you will get your free drugs each time."
110
402297
3267
''Her zaman ücretsiz ilaçlarınıza ulaşacağınızı temin ederiz.''
06:46
"We assure you
111
406299
1230
''Her zaman ücretsiz muayene edileceğinizi garanti ederiz.''
06:47
that you will get your free diagnostics each time."
112
407553
2921
06:51
And finally, we worked with elected representatives
113
411211
3398
Sonunda, bu canlanan sağlık ocaklarını çoğaltmak için
06:54
to launch these revived PHCs,
114
414633
3196
büyük bir gürültüyle yöre halkına vaatler sunan
06:57
who shared the citizen promises with the community
115
417853
3333
seçilmiş siyasilerle çalıştık.
07:01
with a lot of fanfare.
116
421210
1960
07:04
Now, the promise was out there in the open.
117
424210
3781
Vaatler açıkça ortada, gözümüzün önündeydi.
07:08
Failure would be embarrassing.
118
428890
1933
Başarısızlık utanç vericiydi.
07:12
The system had to start delivering.
119
432073
2333
Sistem buna bir çözüm bulmak zorundaydı.
07:16
And deliver it did.
120
436207
1712
Bir çözüm buldu.
07:18
Doctor availability went up,
121
438950
2238
Doktor istihdamı arttırıldı,
07:21
medicines came on hand,
122
441212
1862
ilaç stokları çoğaltıldı ve sonuç olarak
07:23
and as a result,
123
443098
1487
07:24
patient visits went up by 20 percent in less than a year.
124
444609
4444
tedaviye başvuran hasta sayısı bir yıldan az bir sürede %20 arttı.
07:30
The public health system was getting back into business.
125
450252
3990
Sağlık sistemi iş görür hale gelmişti.
07:36
But there was still a long distance to go.
126
456020
2459
Fakat hala yapılacak çok fazla iş vardı.
07:38
Change isn't that easy.
127
458949
1533
Değişim bu kadar kolay değil.
07:41
An exasperated doctor once told me,
128
461544
3073
Bir seferinde usanmış bir doktor
07:44
"I really want to transform the maternal health in my community,
129
464641
3937
''Buradaki anne sağlığını iyileştirmek istiyorum
07:48
but I just don't have enough nurses."
130
468602
2467
fakat yeterli miktarda hemşirem yok'' demişti.
07:51
Now, resources like nurses
131
471426
2419
Hemşire gibi insan kaynakları, doktorların rapor verdiği
07:53
are actually controlled by administrative officers
132
473869
3492
yöneticiler tarafından kontrol ediliyor.
07:57
who the doctors report to.
133
477385
1734
07:59
And while the doctors were now motivated,
134
479734
2429
Doktorlar her ne kadar motive olsalar da
08:02
the administrative officers simply weren't motivated enough
135
482187
3865
yöneticiler doktorlara yardımcı olmak için yeteri kadar motive değiller.
08:06
to help the doctors.
136
486076
1627
08:09
This is where the head of the public health department,
137
489330
2897
İşte bu noktada sağlık bakanı Veenu Gupta, dahiyane bir fikir üretti.
08:12
Ms. Veenu Gupta, came up with a brilliant idea.
138
492251
3142
08:16
A monthly ranking of all districts.
139
496188
3619
Her bölgeyi aylık başarısına göre sıralamak.
08:20
And this ranking would assess the performance of every district
140
500304
3990
Bu sıralama, her bölgeyi hem büyük hastalıklar
08:24
on each major disease
141
504318
1862
hem de büyük tedaviler üzerinden değerlendirecekti.
08:26
and each major procedure.
142
506204
1984
08:29
But here's the best part.
143
509125
1719
En iyi kısmı da şuydu ki
08:30
We made the ranking go public.
144
510868
2239
bu sıralamayı halka da açacaktık.
08:33
We put the ranking on the website,
145
513654
2064
İnternet sitelerinde,
08:35
we put the ranking on social media,
146
515742
2340
sosyal medyada yayımlayacaktık.
08:38
and before you knew it, the media got involved,
147
518106
2900
Daha ne olduğunu anlayamadan basın, hangi bölgenin başarısız,
08:41
with newspaper articles on which districts were doing well
148
521030
3595
hangi bölgenin başarılı olduğunu gazete makalelerinde yayınlıyordu.
08:44
and which ones weren't.
149
524649
1533
08:47
And we didn't just want the rankings
150
527402
2517
Biz sadece en başarılı ve başarısız bölgeleri etkilemek için
08:49
to impact the best- and the worst-performing districts.
151
529943
2967
sıralama yapmak istemiyorduk.
08:52
We wanted the rankings to motivate every district.
152
532934
3744
Her bir bölgeyi motive edecek bir sıralama yapmak istiyorduk.
08:57
So we took inspiration from soccer leagues,
153
537720
2881
Bu amaçla futbol liglerinden ilham aldık
09:00
and created a three-tiered ranking system,
154
540625
3619
ve üç aşamalı bir sıralama sistemi inşa ettik.
09:04
whereby every quarter,
155
544268
2535
Bu vasıtayla her sıralamada
09:06
if a district's performance were to decline,
156
546827
2905
eğer bölgenin performansı düşüşe geçerse
09:09
you could get relegated to the lower tier.
157
549756
2800
bir alt kümeye düşüyordu.
09:12
But if the district's performance were to improve,
158
552938
2861
Eğer bölgenin performansı iyileşirse
09:15
you could get promoted to the premiere league.
159
555823
3040
bir üst lige geçebiliyordu.
09:19
The rankings were a big success.
160
559538
2133
Bu sıralama çok büyük bir başarıydı.
09:22
It generated tremendous excitement,
161
562077
2381
Muazzam bir heyecan yarattı
09:24
and districts began vying with each other to be known as exemplars.
162
564482
4627
ve bölgeler parmakla gösterilen bölge olabilmek için rekabete tutuştu.
09:30
It's actually very simple, if you think about it.
163
570292
2709
Aslında düşündüğünüzde çok basit bir sistem.
09:33
If the performance data is only being reviewed by your manager
164
573329
4889
Eğer performans verileriniz kendi yöneticiniz tarafından
09:38
in internal settings,
165
578242
2056
bölgesel parametrelerle kontrol ediliyorsa
09:40
it simply isn't motivating enough.
166
580322
2266
yeteri kadar motive edici olamıyor.
09:43
But if that data is out there,
167
583379
2682
Fakat eğer verileriniz halka açılıp
09:46
in the open, for the community to see,
168
586085
3421
dışarıdan da gözlemlenebilirse çok farklı bir tablo ortaya çıkıyor.
09:49
that's a very different picture.
169
589530
2133
09:52
That just unlocks a competitive spirit
170
592847
2730
Bu sadece her birimizin içindeki
09:55
which is inherent in each and every one of us.
171
595601
3133
rekabetçi ruhu ortaya çıkartıyor.
09:59
So now, when you put these two together,
172
599727
2825
''Kahve Stratejileri'' ve halk rekabetçiliğini
10:02
the coffee shop strategy and public competition,
173
602576
4048
bir araya getirdiğinizde
10:06
you now had a public health system
174
606648
2679
vatandaşların sağlık koşullarını iyileştirmeye çok daha motive olan
10:09
which was significantly more motivated to improve citizen health.
175
609351
4820
bir sağlık sistemine sahip oldunuz.
10:15
And now that you had a more motivated health system,
176
615565
3525
Bu aslında destek vermeye şimdi daha hazır bir sistem.
10:19
it was actually a system that was now much more ready for support.
177
619114
3764
Çünkü kaynakları, verileri veya yetkinlikleri iyileştirmek olsun,
10:23
Because now, there is a pull for the support,
178
623228
2555
10:25
whether it's resources, data or skill building.
179
625807
3907
desteklenecek daha fazla alan var.
10:30
Let me share an example.
180
630667
1600
Bir örnek vereyim.
10:32
I was once at a district meeting in the district of Ajmer.
181
632921
4402
Ajmer'de bir bölge toplantısındaydım.
10:37
This is one of the districts that had been rising rapidly
182
637347
3136
Ajmer sıralamada hızla yükselen bölgelerden biri.
10:40
in the rankings.
183
640507
1150
10:42
And there were a group of passionate doctors
184
642346
2120
Ekiplerine nasıl daha iyi destek verebileceklerini tartışan
10:44
who were discussing ideas on how to better support their teams.
185
644490
4081
bir grup azimli doktor vardı.
10:49
One of the doctors had up-skilled health workers
186
649485
3436
Bir tanesi hemşire noksanlığıyla mücadele etmek için
10:52
to tackle the problem of nurse shortages.
187
652945
2733
nitelikli sağlık çalışanlarının önemine değiniyordu.
10:56
Another doctor was using WhatsApp in creative ways
188
656300
3618
Bir diğeri ekibindeki diğer çalışanlarla bilgi ve fikir paylaşımı için
10:59
to share information and ideas with his frontline workers.
189
659942
4135
yaratıcı bir şekilde WhatsApp kullanıyordu.
11:04
For example,
190
664101
1206
Örneğin, aşıları eksik olan çocuklar nerede?
11:05
where are the children who are missing from immunization?
191
665331
3818
11:09
And how do you convince the mothers
192
669173
1889
Anneleri çocuklarına aşı yaptırmaya nasıl ikna edebiliriz?
11:11
to actually bring their children for immunization?
193
671086
2712
11:14
And because their teams were now significantly motivated,
194
674514
3841
Şimdi ekipleri son derece motive edildiği için
11:18
they were simply lapping up the support,
195
678379
2508
basit bir şekilde destek topluyorlardı,
11:20
because they wanted to perform better and better.
196
680911
3333
çünkü hep daha iyi performans sergilemek istiyorlardı.
11:26
Broken systems certainly need more resources and tools.
197
686204
5952
Çökmüş sistemler hep daha çok kaynağa ve araca ihtiyaç duyarlar.
11:32
But they won't drive much impact
198
692879
2539
Fakat eğer ilk başta motivasyonu tetiklemeye çalışmazsanız
11:35
if you don't first address the motivation challenge.
199
695442
3534
bunların çok da bir etkisi olmuyor.
11:39
Once the motivation tide begins to shift,
200
699768
3436
Motivasyon dalgası değişmeye başladığında
11:43
that's when you get the real returns off resources and tools.
201
703228
5012
kaynak ve araçların gerçek getirilerini o zaman alabilirsiniz.
11:50
But I still haven't answered a key question.
202
710274
2361
Fakat anahtar soruyu hala cevaplamadım.
11:53
What happened to the performance of Rajasthan's public health system?
203
713328
3850
Rajasthan sağlık sisteminin akıbeti ne oldu?
11:58
In 2016, when our work began,
204
718535
3439
Çalışmalarımızın başladığı 2016 yılında
12:01
the government of India and the World Bank
205
721998
3087
hükümet ve Dünya Bankası bir halk sağlığı endeksi yayınladı.
12:05
came out with a public health index.
206
725109
2400
12:08
Rajasthan was ranked 20th out of 21 large states.
207
728371
5037
Rajasthan 21 büyük eyaletten 20. olmuştu.
12:14
But in 2018,
208
734353
1698
Fakat 2018'de,
12:16
when the next ranking came out,
209
736075
2142
bir sonraki sıralamalar açıklandığında
12:18
Rajasthan showed one of the highest improvements
210
738241
2804
Rajasthan, Hindistan'daki büyük eyaletler arasındaki
12:21
among all large states in India,
211
741069
2397
en büyük sıçramalardan birini göstermişti.
12:23
leapfrogging four positions.
212
743490
2690
Dört lig birden atlamıştı.
12:26
For example, it showed one of the highest reductions
213
746204
3454
Örneğin, bebek ölüm oranlarında
12:29
in neonatal mortality,
214
749682
2260
her yıl 3.000 yeni doğan hayatını kurtararak
12:31
with 3,000 additional newborn lives being saved every year.
215
751966
4610
en büyük düşüşlerden birini göstermişti.
12:37
Typically, public health transformations take a long time, even decades.
216
757751
5801
Genel olarak, sağlık sistemindeki değişimler çok uzun zaman alır.
12:44
But this approach had delivered results
217
764052
2795
Fakat bu yaklaşım bizi iki yıl içinde sonuca götürdü.
12:46
in two years.
218
766871
1738
12:50
But here's the best part.
219
770387
1753
En iyi kısmı da şu ki
12:52
There is actually nothing Rajasthan-specific about what we learned.
220
772164
4327
sadece Rajasthan'a özgü bir şey keşfetmedik.
12:57
In fact, this approach of using the citizen to trigger motivation
221
777198
5286
Aslında motivasyonu tetiklemek için vatandaşları kullanmak
13:02
is not even limited to public health systems.
222
782508
3066
sadece sağlık sistemiyle kısıtlanacak bir şey değil.
13:06
I sincerely believe that if there is any public system,
223
786969
4809
Tüm samimiyetimle inanıyorum ki
herhangi bir ülkede,
13:11
in any country,
224
791802
1595
herhangi bir ölü sistem varsa
13:13
that is in inertia,
225
793421
1887
oraya motivasyonu yeniden aşılamamız gerekiyor.
13:15
then we need to bring back the motivation.
226
795332
2800
13:18
And a great way to trigger the motivation
227
798601
3143
Motivasyonu tetiklemenin müthiş bir yolu da
13:21
is to increase transparency to the citizen.
228
801768
3293
halka karşı daha şeffaf olmak.
13:26
We can do this with education
229
806379
1912
Bunu eğitimle, sağlık önlemleriyle hatta siyasi temsilcilerimizle yapabiliriz.
13:28
and sanitation and even political representation.
230
808315
3334
13:32
Government schools can compete publicly on the basis of student enrollment.
231
812863
4539
Devlet okulları öğrenci kaydı temelinde,
13:38
Cities and towns, on the basis of cleanliness.
232
818144
3072
iller ve ilçeler temizlik temelinde alenen rekabet edebilir.
13:41
And politicians on the basis of a scorecard
233
821240
2666
Siyasiler kurumsal karneler ve vatandaşların
13:43
of how exactly they're improving citizen lives.
234
823930
3200
yaşam standartlarını iyileştirmeleri üzerine rekabet edebilir.
13:49
There are many broken systems out there in the world.
235
829117
3600
Dünyada çökmüş çok fazla sistem var.
13:53
We need to bring back their motivation.
236
833236
2600
Motivasyonlarını geri kazandırmalıyız.
13:56
The citizen is waiting.
237
836841
2047
Vatandaş bunu bekliyor.
13:59
We must act today.
238
839397
2159
Hemen şimdi bir adım atmalıyız.
14:02
Thank you very much.
239
842095
1349
Çok teşekkür ederim.
14:03
(Applause)
240
843468
2412
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7