Inés Hercovich: Why women stay silent after sexual assault (with English subtitles) | TED

80,146 views ・ 2017-11-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
There are about 5,000 women here today.
0
12871
5898
Bugün burada,
5000 kadın bir aradayız.
00:20
Among us, 1,250 have been or will be sexually assaulted
1
20501
6153
Aramızdan 1250 kişi hayatında en az bir kere
cinsel istismara ya uğradı
00:26
at some point in our lives.
2
26678
2989
ya da uğrayacak.
00:31
One in four.
3
31518
2103
Az değil, dört kişiden biri.
Bunların da sadece yüzde 10'u konuşuyor.
00:36
Only 10 percent will report it.
4
36050
3856
00:40
The other 90 percent take refuge in silence --
5
40998
4834
Kalan yüzde doksanı ise susuyor.
00:47
half of them, because the incident involves a close family member
6
47332
5382
Bunların yarısı,
bir akrabanın veya bir tanıdığın saldırısına uğradığı için susuyor.
00:52
or someone they know,
7
52738
2411
00:55
and that makes it much more difficult to deal with and talk about.
8
55173
4783
Böyle olunca da bunu hem yaşaması hem de anlatması iki kat daha zor oluyor.
01:01
The other half don't talk about it
9
61625
3044
Kalan diğer yarısı ise kendilerine inanmayacaklar diye susuyor.
01:05
because they fear they won’t be believed.
10
65485
3204
01:09
And they're right -- because we don't.
11
69450
3767
Haklılar da.
Çünkü hakikatten de inanmıyoruz.
01:15
Today I want to share with you why I think we don't believe them.
12
75054
4040
Bugün, neden inanmıyoruz bunun hakkında konuşacağım.
01:20
We don't believe them because when a woman tells what happened to her,
13
80738
4261
İnanmıyoruz çünkü bir kadın başından geçenleri anlattığında
01:25
she tells us things we can't imagine,
14
85023
2649
aklımıza hayalimize gelmeyecek
01:28
things that disturb us,
15
88634
1419
pek hoş olmayan şeyler duyarız
01:30
things we don't expect to hear,
16
90077
2248
01:32
things that shock us.
17
92349
1617
ve şaşırıp kalırız.
Şu tarz vakaları duymaya alıştık:
01:35
We expect to hear stories like this one:
18
95009
4371
01:41
"Girl raped near the Mitre Railroad tracks.
19
101467
3102
"Ferrocail Demiryolu yakınlarda bir genç bir kadın tecavüze uğradı.
01:44
It happened at midnight as she was on her way home.
20
104593
3530
Olay, bir gece yarısı mağdur evine dönmekte iken meydana geldi.
01:48
She said that someone attacked her from behind,
21
108147
4196
Genç kadın 'Gece birinin arkadan saldırdığını
01:52
told her not to scream, said he had a gun and that she shouldn't move.
22
112367
4296
ardından hareket etmememi ve bağırmamamı
çünkü silahının olduğunu söyledi.
01:56
He raped her and then fled the scene."
23
116687
2532
Tecavüz edip kaçtı' dedi.''
02:02
When we hear or read a story like this,
24
122034
3874
Bu tarz bir haber gördüğümüzde veya okuduğumuzda
02:05
we immediately visualize it:
25
125932
3026
aklımıza hemen şöyle bir görüntü gelir:
02:10
the rapist, a depraved lower-class man.
26
130212
3748
Serseri ve meymenetsiz bir tecavüzcü,
02:15
And the victim, a young, attractive woman.
27
135162
5571
güzel ve çekici bir genç bir kadın.
02:21
The image only lasts 10 or 20 seconds, and it's dark and two-dimensional;
28
141916
5783
Bu siyah beyaz bulanık görüntü
10-20 saniyeliğine gözümüzün önüne geliyor ve gidiyor.
02:27
there's no movement, no sound; it's as if there were no people involved.
29
147723
4800
En ufak bir hareket yok ses yok,
ıssız bir çölün ortasındaymışçasına.
02:33
But when a woman tells her story, it doesn't fit in 10 or 20 seconds.
30
153713
5792
Ama bir kadın başından geçenleri anlattığında
hikayesi 10-20 saniyeye sığmıyor.
02:40
The following is the testimony of a woman I'll call "Ana."
31
160542
4848
Şimdi bir tanığa kulak verelim. Ben kendisine "Ana" diyorum.
02:46
She's one of the 85 women I interviewed
32
166272
3313
Kendisi, tecavüzler üzerine yürüttüğüm
02:49
while conducting research on sexual assault.
33
169609
4318
bir araştırma çalışması esnasında röportaj yaptığım 85 kadından birisi.
02:56
Ana told me:
34
176115
1588
Ana diyor ki:
03:01
"I had gone with the girls in the office to the same pub we always go to.
35
181191
4650
"İş yerinden kızlarla her zamanki bara gitmiştik.
03:06
We met some guys,
36
186482
1509
Bir sürü erkekle tanıştık, ben de yakışıklı bir çocukla takıldım.
03:08
and I hooked up with this super cool guy; we talked a lot.
37
188015
4492
Konuştuk da konuştuk.
03:13
Around 4am, I told my friends it was time to go.
38
193911
2993
Sabaha karşı 4 gibi bizim kızlara gidelim artık dedim,
03:16
They wanted to stay.
39
196928
1775
onlar biz kalıyoruz dedi.
03:18
So, the guy asked me where I lived
40
198727
2899
Öyle olunca da çocuk bana nerede oturduğumu sordu
03:21
and said if it was OK with me, he'd drive me home.
41
201650
2827
ve istersen seni eve kadar atayım dedi.
03:24
I agreed, and we left.
42
204501
2023
Ben de olur dedim ve çıktık.
03:27
At a stoplight, he told me he liked me and touched my leg.
43
207564
4121
Kırmızı ışıktayken benden hoşlandığını söyledi ve bacaklarıma dokundu.
03:32
I don't like a guy to approach me that way,
44
212660
2660
Bir erkeğin bana böyle şeyler yapmasından hoşlanmıyordum
03:35
but he had been affectionate all night.
45
215344
3005
ama onun da tüm gece kafası iyiydi.
03:38
I thought, 'I shouldn't be so paranoid.
46
218373
2841
"O kadar da olur" dedim ben de.
03:41
What if I say something but he didn't mean anything by it,
47
221238
2760
Ya niyeti kötü değilse ve ona bir şey söyleyip kırarsam diye düşündüm.
03:44
and I offend him?'
48
224022
1418
03:46
When he should have made a turn, he kept going straight.
49
226491
2802
Bizim eve taraf dönmesi gerekirken dümdüz devam etti.
03:49
I thought he had made a mistake, and I said,
50
229317
2363
Karıştırdı dedim herhalde.
03:51
'You should have turned there.'
51
231704
1781
"Geçtin, geçtin!" dedim. Tam o anda içimde kötü bir his uyandı.
03:54
But something felt off.
52
234260
2028
03:57
Thinking back, I wonder,
53
237202
1519
Neden o gün hislerime güvenmedim diye hala soruyorum kendime.
03:58
'Why didn't I pay attention to what I was feeling?'
54
238745
3029
04:03
When he pulled over near the highway,
55
243487
3105
Arabayı yolun kenarına çekince
04:06
that's when I got scared.
56
246616
1865
korkmaya başladım
04:09
But he told me to relax, that he liked me,
57
249769
2640
ama sakin olmamı, benden hoşlandığını
04:12
and that nothing would happen unless I wanted it to.
58
252433
2558
ve ben istemeden bana kötü bir şey yapamayacağını söyledi.
Tatlı tatlı da konuştu.
04:15
He was nice.
59
255015
1530
04:17
I didn't say anything,
60
257296
1164
Gıkım çıkmıyordu.
04:18
because I was afraid he would get angry,
61
258484
2072
Olur da yanlış bir şey söyler,
04:20
and that things would get worse.
62
260580
1783
her şeyi daha da berbat ederim diye korkuyordum.
04:23
I thought he might have a gun in the glove compartment.
63
263008
2737
Torpidoda gizli bir silahı da olabilirdi.
04:26
Suddenly, he jumped on me and tried to kiss me.
64
266819
3292
Birden üzerime atlayıp beni öpmeye çalıştı.
04:30
I said no. I wanted to push him away, but he was holding my arms down.
65
270722
4378
"Hayır olmaz" diye bağırdım, ittim ama nafile.
Beni kollarıyla sarmıştı.
04:35
When I wriggled free, I tried to open the door, but it was locked.
66
275658
3590
Tam kurtuldum ki kapıyı açıp kaçayım dedim. Kilitliydi.
04:40
And even if I had gotten out, where would I have gone?
67
280289
4652
Zaten arabadan insem nereye kaçacaktım ki.
04:46
I told him he wasn't the kind of guy who needed to do that to be with a girl,
68
286028
5174
Bir kızla beraber olmak için
bunu yapmaya ihtiyacı olan bir erkek olmadığını,
04:51
and that I liked him, too, but not in that way.
69
291226
2991
yalandan da olsa benim de ondan hoşlandığımı söyledim.
04:54
I tried to calm him down.
70
294241
1801
Onu sakinleştirmeye çalışıp
04:56
I said nice things about him.
71
296901
2392
iltifat ediyordum.
04:59
I talked to him as if I were his older sister.
72
299317
2888
Onunla bir abla gibi konuştum.
05:03
Suddenly, he covered my mouth with one hand
73
303344
3636
Birden bir eliyle ağzımı kapayıp
05:07
and with the other hand he unbuckled his belt.
74
307004
2711
diğeriyle de kemerimi çözdü.
05:11
I thought right then he would kill me, strangle me, you know?
75
311043
5019
Gırtlağımı sıkıp beni öldürecek sandım.
05:17
I never felt so alone,
76
317551
1966
İnanır mısınız hayatımda bu kadar yalnız hissetmemiştim.
05:20
like I had been kidnapped.
77
320096
1678
Kaçırılmış gibi hissediyordum.
05:22
I asked him to finish quickly and then take me home."
78
322550
3653
Ne yapacaksan yap da artık kurtulup evime döneyim diye yalvardım.
05:27
How did you feel listening to this story?
79
327651
3003
Bu hikayeyi dinleyince içinizden ne geçiyor?
05:31
Surely, several questions arose.
80
331765
4831
Eminim kafanızda birçok soru işaretleri uyanmıştır.
05:37
For example: Why didn't she roll down the window and call for help?
81
337279
6178
Mesela neden o esnada kız pencereden başını çıkartıp imdat diye bağırmadı?
05:44
Why didn't she get out of the car when she felt something bad might happen?
82
344420
4230
Kötü birşeyler olacağını hissettiğinde neden arabadan inip kaçmadı?
05:49
How could she ask him to take her home?
83
349361
3441
Nasıl olur da kız, çocuğun eve bırakma teklifini kabul eder?
05:55
Now, when we hear this kind of story not on the news
84
355277
4170
Böyle bir şeyi haberlerden veya benim bu sahneye çıktığım gibi
05:59
or from someone like me, presenting it on a stage like this --
85
359471
5521
bir yere çıkıp bunları anlatan birinden değil de
direkt yaşayan bir mağdurdan
06:06
when we're hearing it from someone we know
86
366396
2823
veya başından geçenleri bize güvenip
06:10
who chose to entrust us with the story of what happened to them,
87
370145
6211
anlatan bir eşimiz dostumuzdan bunları duyunca
06:17
we'll have to listen.
88
377507
2070
elbette dinleyeceğiz
06:20
And we'll hear things we won't be able to understand --
89
380575
5630
ve duyduğumuz şeyleri ne anlayabileceğiz
ne de kabul edebileceğiz.
06:26
or accept.
90
386229
1419
06:28
And then doubts, questions and suspicion will creep in.
91
388957
6071
O zaman da içimizde sorular, şüpheler, kuşkular uyanacak
06:36
And that is going to make us feel really bad and guilty.
92
396253
4760
ve bundan dolayı kendimizi oldukça suçlu hissedeceğiz.
06:42
So to protect ourselves from the discomfort, we have an option.
93
402122
4755
Böyle olunca da içimizdeki bu vicdan azabını bastırmak için
bir şeye kaçıyoruz.
06:48
We turn up the volume on all the parts of the story
94
408400
5594
Hikaye boyunca duymayı beklediğimiz şeylere
pür dikkat kulak kesiliyoruz.
06:54
that we expected to hear:
95
414018
2427
06:56
a gun in the glove compartment, the locked doors, the isolated location.
96
416469
5583
Torpidodaki silahı, kilitli kapıları
veya o ıssız yol kenarını duyunca mesela
07:03
And we turn down the volume on all the parts of the story
97
423537
4171
ama duymayı beklemediğimiz
07:07
that we didn't expect to hear
98
427732
2138
veya işimize gelmeyen şeylere gelince de o kadar dikkatimizi vermiyoruz.
07:09
and that we don't want to hear;
99
429894
2203
07:13
like when she tells him that she liked him, too,
100
433095
5281
Kızın "Ben de senden hoşlanıyorum" demesini,
07:18
or when she tells us she spoke to him as if she were his older sister,
101
438400
4102
saldırganla bir abla gibi konuşmasını
07:22
or that she asked him to take her home.
102
442526
2553
veya kızın çocuğun eve bırakma teklifini kabul etmesi gibi.
07:26
Why do we do this?
103
446939
2109
Bunu neden mi yapıyoruz?
İnanmak için,
07:30
It's so we can believe her;
104
450015
1545
07:32
so we can feel confident that she really was a victim.
105
452755
4681
kızın gerçekten bir mağdur olduğuna kesin kanaat getirmek için yapıyoruz.
07:39
I call this "victimization of the victim."
106
459797
4291
Buna ben "mağdurları mağdurlaştırmak" diyorum.
07:44
"Victimization," because in order to believe she's innocent,
107
464112
4782
"Mağdurlaştırmak"
çünkü mağdurun masum olduğuna inanmak için
07:48
that she's a victim,
108
468918
1760
07:50
we need to think of her as helpless, paralyzed, mute.
109
470702
6896
soruyoruz da soruyoruz, düşünüp taşınıyoruz
07:59
But there's another way to avoid the discomfort.
110
479268
3830
ama vicdan azabı çekmemek için başka bir yol daha var.
08:04
And it's exactly the opposite:
111
484167
2061
O da önceki durumun tam tersini yapmak.
08:07
we turn up the volume on the things we didn't expect to hear,
112
487395
4692
Duymayı beklemediğimiz şeylere pür dikkat kulak kesilmeliyiz mesela:
08:12
such as "I spoke nicely to him," "I asked him to take me home,"
113
492111
3608
"Onunla tatlı tatlı konuştuk," "Beni eve bırakmasını istedim,"
08:15
"I asked him to finish quickly,"
114
495743
1922
"Bir an önce yap da kurtulayım şundan dedim" gibi şeyleri
08:18
and we turn down the volume on the things we did expect to hear:
115
498683
4301
ve tam tersi duymayı beklediğimiz şeylerde de frenlemeliyiz --
torpidodaki silah veya o ıssız yer gibi şeylerde.
08:23
the gun in the glove compartment,
116
503008
2177
08:25
the isolation.
117
505209
1453
08:30
Why do we do this?
118
510234
1666
Peki niye böyle yapıyoruz?
08:32
We do it so we can cling to the doubts
119
512839
4743
Şüphelere sarılıp,
08:37
and feel more comfortable about them.
120
517606
2680
bu şüphelerden dolayı vicdan azabı çekmemek için.
08:40
Then, new questions arise, for instance:
121
520310
5905
Böyle olunca da yeni soru işaretleri ortaya çıkıyor mesela:
08:47
Who told her go to those clubs?
122
527836
2191
Kim kıza o bara gitsin dedi?
08:51
You saw how she and her friends were dressed, right?
123
531452
3574
Kim ona arkadaşları gibi
08:55
Those miniskirts, those necklines?
124
535050
2411
o mini eteği ve o bluzu giy dedi, değil mi?
08:58
What do you expect?
125
538164
1474
Ee ne olmasını bekliyordunuz ki?
09:00
Questions that aren't really questions, but rather, judgments --
126
540805
5122
Soru gibi duruyorlar ama kesinlikle değiller.
Sorudan ziyade daha çok yargılama bunlar
09:06
judgments that end in a verdict:
127
546631
3460
ve bu yargılamalar dönüp dolaşıp şuraya geliyor:
09:11
she asked for it.
128
551302
2030
"Kız da aranmış ama."
09:15
That finding would be verified by the fact
129
555164
3357
Kızın tecavüze direnmekten falan bahsetmemiş olması da
09:18
that she didn't mention having struggled to avoid being raped.
130
558545
5906
bu söylenenlerle örtüşmüyor da değil.
09:24
So that means she didn't resist.
131
564475
2435
O zaman kız direnmedi;
09:30
It means she consented.
132
570102
2065
kendi rızasıyla oldu.
09:32
If she asked for it and allowed it,
133
572641
3278
Kız buna rıza gösterdiyse
09:36
how are we calling it rape?
134
576743
1815
o zaman bunun adı tecavüz olamaz ki?
09:40
I call this "blaming the victim."
135
580158
3292
Buna ben "mağduru suçlama" diyorum.
09:45
These arguments that serve us both to blame and to victimize,
136
585476
6744
Mağduru suçlayıcı
ve daha da mağdurlaştırıcı bu şeyler
09:52
we all have them in our heads, at hand --
137
592244
4772
her birimizin içinden az çok demeden geçiyor.
09:57
including victims and perpetrators.
138
597777
3269
Mağdurlar ve saldırganlar da dahil.
10:01
So much so, that when Ana came to me,
139
601853
3904
Hatta durum o kadar vahim ki Ana bile bana geldiğinde
10:06
she told me she didn't know
140
606592
3211
sadece ifade vermek tecavüzü kanıtlamak için
10:09
if her testimony was going to be of any use,
141
609827
2813
yeterli olur mu olmaz mı emin değildi
10:13
because she wasn't sure if what happened to her qualified as rape.
142
613914
6726
çünkü kendi bile başına gelen şey
bir tecavüz müydü, değil miydi emin değildi.
10:22
Ana believed, like most of us,
143
622294
2660
Ana da bir çoğumuz gibi
10:24
that rape is more like armed robbery --
144
624978
4376
tecavüzü silahlı bir soygun gibi
10:29
a violent act that lasts 4 or 5 minutes --
145
629378
4084
4-5 dakika süren bir şiddet eylemi olduğunu sanıyordu.
10:34
and not smooth talking from a nice guy
146
634254
3682
Tüm gece boyunca beraber olup en son onu kaçırarak
10:37
that lasts all night and ends in a kidnapping.
147
637960
4599
bunu yapacak tatlı dilli bir gençten beklemiyordu.
10:45
When she felt afraid she might be killed,
148
645800
3096
Ne zaman ki ölüm korkusu sardı,
10:48
she was afraid to be left with scars,
149
648920
3523
ne zamanki üzerinde kalıcı yara bereler bırakmasından korktu,
10:52
and she had to give her body to avoid it.
150
652467
3584
o zaman bedenini mecburen teslim etmek zorunda kaldı.
10:56
That's when she knew that rape was something different.
151
656075
2833
Orada tecavüzün bambaşka bir şey olduğunu anladı.
11:02
Ana had never talked about this with anyone.
152
662317
3512
Ana bundan kimseye bahsetmedi.
11:07
She could have turned to her family,
153
667427
2113
Ailesine sığınabilirdi
11:10
but she didn't.
154
670583
1478
ama yapmadı.
11:12
She didn't because she was afraid.
155
672811
2424
Yapmadı çünkü korkuyordu.
11:16
She was afraid the person she'd choose to tell her story to
156
676097
5951
Anlatacağı kişinin de
tıpki bizim gibi tepki verip
11:22
would have the same reaction as the rest of us:
157
682072
4114
bundan şüphe etmesinden ve sorgulamasından
11:26
they'd have doubts, suspicions;
158
686210
3258
ve böyle şeylerde bizim de aklımıza gelen
11:30
those same questions we always have when it comes to things like this.
159
690360
5145
o soruları sormasından korkmuştu.
11:35
And if that had happened,
160
695529
1924
Belki gidip anlatsaydı
11:37
it would have been worse, perhaps, than the rape itself.
161
697477
3599
tecavüzün kendisinden bile kötü hissedebilirdi.
11:42
She could have talked to a friend or a sister.
162
702195
3819
Gidip bir kız arkadaşı veya kız kardeşiyle
11:47
And with her partner, it would have been extremely difficult:
163
707261
3006
ve belki en zoru da eşiyle bu durumu paylaşabilirdi
11:51
the slightest hint of doubt on his face or in his voice
164
711178
4327
ama yüzünde en ufak bir şüphe belirtisi olsa veya sesi azıcık bir titrese
11:55
would have been devastating for her
165
715529
2674
onun için bir felaket olabilir
11:58
and would have probably meant the end of their relationship.
166
718227
2847
ve hatta dostlukları veya kardeşlikleri bitebilirdi.
12:03
Ana keeps silent because deep down she knows
167
723417
3462
Ana sustu çünkü şunu çok iyi biliyordu ki
12:07
that nobody -- none of us, not her family or therapists,
168
727561
6385
ne siz ne biz ne ailesi ne terapistler,
12:13
let alone the police or judges --
169
733970
3061
polislerle hakimleri zaten geçtim,
12:17
are willing to hear what Ana actually did in that moment.
170
737776
6956
kimse Ana o anda ne yaptı ne etti
dinlemeye meraklı değildi.
12:26
First and foremost, Ana said, "No."
171
746784
3448
Daha en başından Ana "Hayır" dediğinde,
12:32
When she saw that her "no" didn't help,
172
752198
2405
"Hayır" demenin para etmediğini anlayınca
12:35
she spoke nicely to him.
173
755264
1419
onunla güzel güzel konuştu,
12:37
She tried not to exacerbate his violence
174
757483
3223
onu daha da öfkelendirebilecek şeyler söylemedi.
12:40
or give him ideas.
175
760730
1789
12:44
She talked to him as if everything that was happening were normal,
176
764028
5890
Sanki o an her şey normal akışındaymış gibi konuştu,
12:49
so he wouldn't be thinking that she would turn him in later.
177
769942
5147
sonra pes etmesine sebep olabilir diye içindeki o korkuyu bile bile uyandırmadı.
12:59
Now, I wonder and I ask all of you:
178
779779
4173
Şimdi merak ediyorum ve size de soruyorum:
13:05
All those things she did --
179
785857
2552
Kızın bu tüm yaptıklarına direnmek denemez mi?
13:08
isn't that considered resisting?
180
788433
1868
13:12
No.
181
792890
1341
Hayır;
13:14
For all or at least most of us, it's not,
182
794255
3544
hemen hemen her ülkenin
13:17
probably because it's not "resisting" in the eyes of the law.
183
797823
3232
veya birçoğunun en azından yasalarına göre bu direnme sayılmıyor.
13:22
In most countries,
184
802550
1470
Birçok ülkede yasalar,
13:24
the laws still require that the victim prove her innocence --
185
804044
6324
mağdurların önce masumiyetini kanıtlaması gerekiyor --
13:30
that's right: the victim needs to prove her innocence --
186
810392
4388
Evet, yanlış duymadınız -- mağdur masumiyetini kanıtlamak zorunda.
13:34
by showing marks on her body
187
814804
2876
Saldırganla sert ve şiddetli bir kavgaya giriştiğini,
13:37
as evidence that she engaged in a vigorous and continuous fight
188
817704
4970
vücudundaki izlerle kanıtlaması gerekiyor.
13:42
with her aggressor.
189
822698
1489
13:46
I can assure you, in most court cases,
190
826157
4321
Sizi temin ederim ki davaların çoğunda
13:50
no amount of marks is ever enough.
191
830502
2253
izler yeterli kanıt sayılmıyor.
13:55
I listened to many women's stories.
192
835633
2472
Birçok kadının hikayesini dinledim.
14:00
And I didn't hear any of them talking about themselves
193
840299
6083
Ben hiçbir kadının yaşadıklarını anlatırken
14:06
as if they had been reduced to a thing,
194
846406
3075
bir eşya gibi değersizleştirildiklerini söylediğini duymadım,
14:09
totally subjected to the will of the other.
195
849505
3330
tamamen karşının merhametinde olduklarını söylediklerini de.
14:14
Rather, they sounded astonished and even a little proud
196
854949
5939
Tam tersine, anlattıklarına kendiler de şaşırıyordu
ve hatta biraz gurur da duyuyorlardı
14:20
looking back
197
860912
1495
14:23
and thinking how clear-headed they had been at the time,
198
863978
3132
çünkü olay anında tamamen akılları başlarındaydı,
14:28
of how much attention they paid to every detail,
199
868057
3166
her ayrıntıya dikkat etmişlerdi,
14:31
as if that would allow them to exert some control over what was happening.
200
871247
5226
bu adeta onlara, olan biten üzerinde bir çeşit kontrol gücü veriyordu.
14:39
Then I realized,
201
879302
1516
Sonra şuna vardım:
14:42
of course --
202
882086
1159
Kadınların böyle durumlarda yaptıkları
14:43
what women are doing in these situations
203
883269
2943
14:47
is negotiating.
204
887805
1870
aslında bir çeşit ''müzakere."
14:51
They're trading sex for life.
205
891099
2802
Yaşayabilmek için tecavüze boyun eğiyorlar.
14:57
They ask the aggressor to finish quickly,
206
897822
3896
Mümkün olduğunca çabucak ve az hasarla atlatmak için
15:02
so everything is over as soon as possible and at the lowest cost.
207
902506
4774
tecavüzcüden işini bir an önce bitirmesini istiyorlar.
Mecburen
15:08
They subject themselves to penetration,
208
908024
4624
penetrasyonu kabul ediyorlar
15:13
because believe it or not,
209
913708
3444
çünkü ister inanın ister inanmayın,
15:17
penetration is what keeps them furthest
210
917176
4336
penetrasyon, duygusal veya şehvani bir durumdan mümkün olduğunca
15:21
from a sexual or emotional scenario.
211
921536
2974
onu uzaktan tutuyor.
15:26
They subject themselves to penetration,
212
926397
3052
Penetrasyona mecbur kalıyorlar
15:29
because penetration is less painful
213
929473
3855
çünkü penetrasyon, öpücüklerden, okşamalardan
15:34
than kisses, caresses and gentle words.
214
934034
4478
ve sarf edilen çirkin sözlerden daha az acıtıyor.
15:42
Now, if we continue to expect
215
942541
3551
Şimdi, eğer tecavüz dediğimiz şeyi
Cuma-Cumartesi akşamları,
15:47
rape to be what it very rarely is --
216
947051
3907
15:52
with the rapist as a depraved lower-class man
217
952599
2952
kadın avına çıkan bir iş adamından
15:56
and not a university student or a businessman
218
956682
3928
veya bir üniversite öğrencisinden değil de
16:00
who goes out chasing after girls on a Friday or Saturday;
219
960634
2765
serseri suratsız bir adamdan beklemeye devam edersek
16:04
if we keep expecting the victims to be demure women
220
964607
5366
benzer şekilde tecavüze uğrayan kadınların
tecavüz anında korkudan bayılan
16:09
who faint on the scene,
221
969997
3043
ürkek kadınlar değil de
güçlü ve dişli kadınların olduğunu
16:13
and not self-confident women --
222
973064
2346
16:17
we will continue to be unable to listen.
223
977853
3052
sanmaya devam edersek
daha çok kadın sessiz kalır.
16:22
Women will continue to be unable to speak.
224
982017
3882
16:26
And we will all continue to be responsible
225
986963
4870
Bu sessizliğin
ve de yalnızlığın sorumluluğu da
16:31
for that silence
226
991857
1724
16:34
and their solitude.
227
994288
1474
bizim üzerimizde olur.
(Alkış)
16:37
(Applause)
228
997433
6864
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7