Bryce Dallas Howard: How to Preserve Your Private Life in the Age of Social Media | TED

174,635 views ・ 2022-06-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Selda Yener
00:04
In 2016, I filmed an episode of "Black Mirror"
0
4501
5589
2016 yılında “Dibe Vuruş” adında bir “Black Mirror” bölümü çektim.
00:10
called "Nosedive."
1
10131
1502
00:11
It's about a woman named Lacie who lives in a futuristic world
2
11675
3753
Bölüm, herkesin sosyal etkileşimlerinizi puanladığı fütürist bir dünyada yaşayan
00:15
where everyone rates your social interactions.
3
15470
3253
Lacie adındaki bir kadın hakkındaydı.
00:20
And for anyone who hasn't seen it, a little spoiler.
4
20183
3837
Henüz izlemeyenler için küçük bir spoiler uyarısı.
00:24
I basically have a nervous breakdown, trying really hard to get liked.
5
24062
4046
Beğenilmek için uğraşırken aslında sinir krizi geçiriyorum.
00:29
For many, the episode felt a little too familiar.
6
29651
3170
Çoğu kişi için ise bu bölüm biraz fazla tanıdık gelmiş.
00:33
Until recently, only a small fraction of the human population
7
33863
4547
Bu zamana dek, nüfusun sadece çok küçük bir bölümü
00:38
lived their lives publicly.
8
38410
2752
hayatlarını herkesin önünde yaşamıştır.
00:41
And while we haven’t entered the “Black Mirror” world yet,
9
41162
6090
Henüz “Black Mirror” evrenine girmesek de
00:47
we’ve entered a new era.
10
47294
2669
yeni bir çağa girdik.
00:50
Everyone has access to a global audience.
11
50005
3420
Herkes küresel bir kitleye erişebiliyor.
00:54
We all live in public.
12
54217
2461
Hepimiz göstere göstere yaşıyoruz.
00:57
Some more willingly than others.
13
57762
2586
Bazıları ise diğerlerine nazaran çok daha istekli.
01:01
There's pressure to share more of ourselves than we want.
14
61099
3587
Kendimizi istediğimizden daha çok paylaşma baskısı da var.
01:04
We often feel we have no other choice.
15
64728
3712
Çoğu zaman başka bir şansımızın olmadığını hissediyoruz.
01:08
To be relevant. To fit in. To get ahead.
16
68440
2919
İlgili olmak, uyum sağlamak, başarılı olmak için.
01:11
To be trusted and liked. Accepted and understood.
17
71359
4171
Güvenilmek ve beğenilmek için. Kabul edilmek ve anlaşılmak için.
01:17
This new compulsion toward self-exposure
18
77157
4087
Bu yeni kendini ifşa etme dürtüsü,
01:21
is possibly the biggest social experiment in history.
19
81244
4088
muhtemelen tarihteki en büyük sosyal deney.
01:26
We're making life-altering decisions about our personal boundaries
20
86583
4379
Herhangi bir yönlendirme ve örnek olmadan özel alanlarımız hakkında
insanın hayatını değiştiren kararlar veriyoruz.
01:31
with no guidance and no precedent.
21
91004
3003
01:35
Fortunately, there is a blueprint.
22
95342
3628
Neyse ki bir model var.
01:40
Anyone who's lived in the public eye
23
100138
1877
Bir sporcu, politikacı veya komedyen olarak
01:42
as an athlete, a politician or an entertainer
24
102057
3670
göz önünde yaşayan herhangi bir kişi
01:45
has navigated a version of this.
25
105769
2210
bunun bir versiyonunu yaşamıştır.
01:49
My dad has been a public figure since he was five years old,
26
109648
4379
Babam, beş yaşından beri ünlü bir kişilik,
çocuk oyuncu, oyuncu ve sonra da yönetmen olmuş biri.
01:54
as an actor, a child actor, and later as a director.
27
114027
3128
01:57
And I've been an actor since my early twenties.
28
117155
3337
Ben de yirmili yaşlarımın başından beri oyuncuyum.
02:00
In fact, my family has been in the business of entertainment
29
120492
3378
Aslına bakarsak ailem üç nesildir eğlence sektöründe,
02:03
for three generations,
30
123870
2169
02:06
contending with how to handle putting ourselves out there
31
126081
2711
son 70 senedir göz önünde olmakla nasıl başa çıkacağımızı bulmaya çalışıyoruz.
02:08
for the last 70 years.
32
128833
2586
02:11
My mom, Cheryl, never wanted to be in the public eye.
33
131461
5130
Annem Cheryl, hiç göz önünde olmayı istememişti.
02:16
She just happened to love a man who is.
34
136633
2669
Sadece göz önünde olan bir adamı sevmişti.
02:20
My mom met my dad, Ron, when they were 16.
35
140887
3253
16 yaşlarındayken annem babam Ron’la tanışmış.
02:24
And by that point she had flown solo in an airplane,
36
144182
4171
O zamana dek tek başına uçmuş,
02:28
joined an all-boys gun club,
37
148395
2961
sadece erkeklerden oluşan bir kulübe katılmış,
02:31
gotten in tons of fist fights
38
151356
3253
defalarca kavgaya karışmış
02:34
and helped her single dad raise her younger sisters.
39
154609
3754
ve bekar babasının küçük kız kardeşlerini büyütmesine yardım etmiş.
02:38
This is to say, my mom was a passionate, busy young person
40
158363
4046
Bir başka deyişle, annem lisesindeki ünlü çocuğun ilgisini önce görmezden gelen
02:42
who initially ignored the attention of the famous boy in her high school.
41
162409
4629
tutkulu ve meşgul gençti.
02:47
It was the early 70s,
42
167997
1627
70′lerin başıydı
02:49
and my dad was known for playing Opie in the "Andy Griffith Show,"
43
169666
3336
ve babam “Andy Griffith Show”da Opie karakterini oynamasıyla tanınıyordu
02:53
and he'd soon film a pilot for a new show called "Happy Days."
44
173044
4963
ve çok geçmeden “Happy Days” adında yeni bir programın ilk bölümünü çekecekti.
02:58
Much of this was lost on my mom.
45
178800
2252
Bunların çoğu annemi etkilememişti.
03:01
The only thing she watched on TV was "Star Trek."
46
181094
3837
Televizyonda izlediği tek şey “Star Trek”di.
03:04
(Applause)
47
184973
1251
(Alkış)
03:06
(Laughter)
48
186266
1001
(Kahkahalar)
03:07
It's true.
49
187308
1252
Bu doğru.
03:08
After they finally joined forces,
50
188601
2086
Sonunda el ele verdikten sonra,
03:10
after he actually proposed three times,
51
190729
3962
babam üç kez evlenme teklifi ettikten ve çocuk sahibi olduktan sonra,
03:14
and had kids,
52
194691
1293
03:15
my mom transformed into a full-on warrior woman,
53
195984
4463
annem resmen savaşçı bir kadına dönüştü,
03:20
ready to protect.
54
200447
1418
savunmaya hazırdı.
03:23
But it wasn't until
55
203158
2419
Ama anaokulunda babama ulaştırmak için
03:25
I was given a movie script at preschool
56
205577
5130
bana bir film senaryosu verilene dek...
03:30
as a way to get it to my dad ...
57
210749
2335
03:33
(Laughter)
58
213126
1376
(Kahkahalar)
03:34
that my mom realized his visibility was extending to the entire family,
59
214544
4963
annem babamın görünürlüğünün tüm aileye uzandığını
03:39
and that she would need to prepare us for something
60
219549
2461
ve kendisinin hiç deneyimlemediği bir şey için
03:42
she herself had never experienced.
61
222051
2420
bizi hazırlaması gerektiğini fark etmemişti.
03:44
Growing up in the public eye.
62
224512
2294
Yani göz önünde büyümek.
03:48
And this entailed some extreme parenting tactics.
63
228349
4713
Bu da bazı ekstrem ebeveynlik yöntemleri gerektirdi.
03:53
First. No coddling, like ever.
64
233980
4463
İlk olarak, şımartılmak yok, hem de hiç.
03:58
As a kid, I was terrified of snakes,
65
238443
3837
Çocukken yılanlardan çok korkardım,
04:02
so my mom got me a pet snake.
66
242280
2002
bu yüzden annem bana evcil bir yılan aldı.
04:04
(Laughter)
67
244282
2127
(Kahkahalar)
04:06
When I blanked at my first piano recital and ran offstage crying,
68
246409
5964
İlk piyano resitalimi unutup sahneden ağlayarak kaçtığımda
04:12
my mom insisted I stay and support my peers.
69
252415
4129
annem kalmamda ve arkadaşlarımı desteklememde ısrar etti.
04:16
Years later, when my son grimaced at a chipmunk carcass,
70
256586
4046
Yıllar sonra, oğlum kedimizin yola bıraktığı
04:20
our cat had left in the driveway,
71
260673
2753
sincap leşine yüzünü ekşittiğinde,
04:23
Cheryl made him clean up the remains.
72
263468
2711
Cheryl leşi ona temizlettirdi.
04:26
(Laughter)
73
266221
1251
(Kahkahalar)
04:28
My mom wanted to toughen us up
74
268223
2627
Annem güçlü olmamızı istedi,
04:30
so we'd have more courage and less fear
75
270892
4421
böylece rahatsız edici durumlarla baş ederken
04:35
when dealing with uncomfortable situations.
76
275313
3253
daha fazla cesaretimiz ve daha az korkumuz olacaktı.
04:39
So that meant zero coddling.
77
279192
3420
Bu da sıfır şımartılma demek oluyordu.
04:43
Put your comfort away, she'd preach.
78
283488
3337
Konforu rafa kaldırın, derdi.
04:47
Any challenge that arose was an opportunity to find your sea legs.
79
287784
4463
Karşınıza çıkan her zorluk, içinizdeki gücü bulmak için bir fırsattır.
04:52
Next up, confidence comes from character,
80
292247
4963
Bir sonraki ise öz güvenin karakterden geldiğiydi,
04:57
not our looks.
81
297252
2210
fiziksel görünüşten değil.
04:59
Cheryl was a giant buzzkill.
82
299504
2878
Cheryl keyfimizi kaçırmayı bilirdi.
05:03
When she noticed me glancing in the mirror as a kid,
83
303383
3628
Çocukken aynaya baktığımı fark edince
05:07
she decided to nip that in the bud immediately
84
307053
3796
evdeki tüm aynaların üstünü örterek
05:10
by covering up all the mirrors in the house.
85
310890
4380
yılanın başını küçükken ezmeye hemen karar verdi.
05:15
(Laughter)
86
315311
1252
(Kahkahalar)
05:18
A loving compliment was, "You have wonderful character,"
87
318189
4088
Sevgi dolu iltifatı “Harika bir karakterin var” idi,
05:23
not "You're beautiful."
88
323152
2586
“Çok güzelsin” değil.
05:25
Oh, and character was built by doing chores.
89
325738
3963
Karakterim de ev işi yaparak oturuyordu tabii.
05:29
(Laughter)
90
329701
1459
(Kahkahalar)
05:31
When I wasn't mucking out the goat barn, I was shearing sheep, changing tires,
91
331160
3921
Keçi ağılını temizlemediğim sırada koyunları kırpıyordum,
tekerlekleri değiştiriyordum,
05:35
scrubbing toilets, volunteering, shoveling snow.
92
335123
3587
tuvaletleri ovuyordum, gönüllü oluyordum, karı kürüyordum.
05:38
Cheryl believed that hard work,
93
338751
3629
Cheryl, sıkı çalışmanın,
05:42
particularly in service of others,
94
342422
2627
-özellikle de başkalarına hizmet etmenin-
05:45
breeds confidence,
95
345091
2085
öz güveni arttırdığına inanıyordu
05:47
a trait we need more and more of
96
347218
1877
ki bu, herhangi bir toplumsal ilgi için kendimizi teşhir ederken
05:49
when exposing ourselves to any kind of public attention.
97
349137
3503
git gide daha çok ihtiyaç duyduğumuz bir özellik.
05:53
But perhaps the most important lesson was:
98
353850
3086
Ama muhtemelen en önemli ders şuydu:
05:57
a private life makes a public life worth living.
99
357937
3837
Özel hayat, sosyal hayatı yaşamaya değer kılıyor.
06:02
Cheryl saw that while fame came with many blessings,
100
362901
4129
Cheryl ünün birçok lütuf getirdiğini ama
06:07
there was an impact and a potential cost to living your life in public.
101
367030
6715
hayatını göz önünde yaşamanın bir etkisi ve olası bir bedeli olduğunu görmüştü.
06:13
And so more than anything, she, like my grandparents before her,
102
373745
4129
Büyükannem ve büyükbabam gibi annem de
06:17
emphasized the value of privacy.
103
377916
2794
her şeyden çok mahremiyetin önemini vurguluyordu.
06:22
Because cultivating a private life is precious.
104
382211
2753
Çünkü özel bir hayat sürdürmek kıymetlidir.
06:25
It's sacred.
105
385757
1710
Kutsaldır.
06:27
Its value is inherent in what you don't share.
106
387508
4255
Değeri paylaşmadığın şeyde gizlidir.
06:33
What you withhold.
107
393014
1251
Sakladığın şeyde ve bunu kimin için yaptığında gizlidir.
06:35
And for whom.
108
395350
1251
06:38
The world is now one big small town.
109
398603
3628
Dünya artık büyük ama küçük bir kasaba haline geldi.
06:43
But within that virtual town square, there are tiers of relationships,
110
403566
3837
Ancak bu sanal kent meydanında ilişkilerin aşamaları,
06:47
degrees of intimacy,
111
407403
2419
samimiyetin dereceleri var
06:49
and everyone deserves a different amount of you,
112
409822
3671
ve herkes farklı derecelerde,
06:53
a different side.
113
413493
1251
farklı bir yönünüzü hak ediyor.
06:56
Now, where those boundaries lie
114
416037
2628
Bu yüzden bu sınırları çizdiğiniz yer
06:58
is up to you.
115
418706
1710
size kalmış.
07:00
But in order to make those decisions,
116
420458
2336
Fakat bu kararları verebilmek için
07:02
we must all be our own Cheryl,
117
422835
3712
hepimiz Cheryl olmalıyız,
07:06
our own protectors.
118
426589
2002
kendi koruyucularımız olmalıyız.
07:09
Because it's tempting to think that the more I share,
119
429676
3378
Çünkü daha fazla paylaştıkça sizin benimle bağ kurmanız için
07:13
the more ways you have to connect with me.
120
433096
2085
daha fazla yolun olacağını düşünmek çok çekici.
07:15
But there's a specialness in knowing
121
435974
1751
Ama eşimle, çocuklarımla veya en yakın arkadaşımla paylaştığım şeylerin
07:17
that whatever I share with my husband or my kids or my best friend
122
437767
3337
kimseye değil de sadece onlara ait olduğunu bilmekte bir özellik de var.
07:21
is just for them and no one else.
123
441145
3796
07:24
Without that inner circle, we're left with shallowness and a void.
124
444941
5464
Bu yakın çevremiz olmadan bir yüzeysellik ve boşlukla baş başa kalırız.
07:30
We're known, but never truly known, even to ourselves.
125
450405
5171
Tanınıyoruz ama tam anlamıyla değil,
kendimizi bile tanımıyoruz.
07:37
Living in public asks us to be brave and bold,
126
457161
4630
Herkesin önünde yaşamak bizden cesur ve gözü pek olmamızı istiyor
07:41
but preserving a private life empowers us to take those chances.
127
461833
4504
fakat özel bir hayat sürdürmek bu riskleri almamıza izin veriyor.
07:47
So when my 15-year-old son started a YouTube channel
128
467380
4838
Bu yüzden 15 yaşındaki oğlum bir YouTube kanalı açtığında
07:53
and my 10-year-old daughter asked to join TikTok,
129
473344
3420
ve 10 yaşındaki kızım TikTok’a girmek için izin isteğinde
07:57
I asked myself, "What would Cheryl do?"
130
477724
2627
kendime “Cheryl olsa ne yapardı?” diye sordum.
08:02
As much as I want to protect my kids,
131
482103
1793
Ne kadar çocuklarımı korumak istesem de
08:03
I know encouraging them to opt out is not the answer.
132
483896
3963
cevabın onları vazgeçirmeye çalışmanın olmadığını biliyordum.
08:08
So I don't want my kids in the digital fray
133
488901
2211
Kim olduklarını bilene kadar çocuklarımın
dijital savaşın içinde olmasını istemiyorum.
08:11
until they know who they are.
134
491112
1793
08:12
But you develop your sense of self by participating in the world.
135
492905
4463
Fakat dünyaya dahil olarak benlik algımızı kazanıyoruz.
08:17
So I try to help them discover themselves through these technologies,
136
497368
3253
Bu yüzden kendilerini keşfetmelerine bunlarla yardım etmeye çalışıyorum,
08:20
not despite them.
137
500621
1293
bu teknolojilere rağmen değil.
08:22
And I give myself that same protection and motherly advice
138
502832
4880
Bu iki ana ilkeye itibar ederek
kendime aynı koruma ve anne tavsiyesini veriyorum:
08:27
by honoring two main principles.
139
507754
2502
08:32
The two day delay.
140
512008
2377
İki gün mühlet.
08:34
So whatever I'm experiencing,
141
514427
1752
Ne yaşıyorsam yaşayayım
08:36
I try to wait 48 hours before posting and sharing
142
516220
4380
paylaşım yapmadan önce 48 saat beklemeye çalışıyorum
08:40
because that way I can be present in private with the people I love
143
520641
4088
çünkü bu şekilde, nasıl paylaşım yapacağımı planlamadan önce
08:44
before calculating how I'm going to publicly position it.
144
524771
4254
sevdiklerimle baş başa olabiliyorum.
Diğeri de bir amaç çerçevesinde paylaşım yapmak.
08:49
And post with purpose.
145
529025
2044
08:51
Before I share, I ask myself: Why? What's the purpose?
146
531069
4170
Paylaşım yapmadan önce kendime şunu soruyorum: Neden? Amacı ne?
08:55
And most importantly, how does it serve the people I love?
147
535239
4630
Her şeyden önemlisi de: Sevdiklerime nasıl bir yararı dokunuyor?
09:02
The dangers and opportunities of living a life in public
148
542371
4964
Göz önünde bir hayat yaşamanın tehlikeleri ve fırsatları,
09:07
existed, honestly, way longer before any of this.
149
547376
5548
dürüst olmak gerekirse, bunlardan çok önce bile vardı.
09:14
But it's important to know what my family knew then and knows now.
150
554217
5130
Ama ailemin o zaman ile şimdi ne bildiğini bilmek çok önemli.
09:20
That your true value is measured by the richness of your private life.
151
560306
4046
Gerçek değeriniz özel hayatınızın zenginliğiyle ölçülür.
09:25
The piece of you that only a select few,
152
565353
3128
Sadece seçkin birkaç kişinin
09:28
or perhaps only you, has access to.
153
568481
3670
veya belki de sadece sizin erişime sahip olduğu bir parçanızla ölçülür.
09:33
Because the legacy we create in private
154
573736
3379
Çünkü özel hayatımızda yarattığımız miras
09:37
is as powerful and lasting as any public accolade.
155
577990
3838
herhangi bir “herkese açık” övgü kadar güçlü ve kalıcı.
09:42
Perhaps even more so.
156
582662
1251
Belki de daha bile fazla.
09:44
Thank you so much.
157
584956
1251
Çok teşekkür ederim.
09:46
(Applause)
158
586249
6172
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7