A guide to collaborative leadership | Lorna Davis

175,124 views ・ 2020-02-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Ivana Korom Reviewer: Krystian Aparta
0
0
7000
Çeviri: Cem Turkel Gözden geçirme: Meltem Sendag
00:13
It was a fantastic new pink suit
1
13627
4032
Mükemmel bir pembe takım elbise giymiştim,
00:17
with big buttons and shoulder pads.
2
17683
2832
büyük düğmeleri ve vatkaları vardı.
00:21
It was 1997,
3
21476
1911
Sene 1997 idi ve ben Yeni Zelanda'nın
00:23
and I was the new boss of Griffin's Foods,
4
23411
2610
meşhur bisküvi ve atıştırmalıklar şirketi
00:26
an iconic cookie and snacks company in New Zealand.
5
26045
3180
Griffin's Foods'un yeni patronu olmuştum.
00:30
It was my first time as the leader of a company,
6
30148
2691
İlk defa bir şirketi yönetecektim.
00:32
and I was on the stage to give a big speech
7
32863
2540
Yeni, iddialı hedeflerimizle ilgili
00:35
about our ambitious new goals.
8
35427
2000
bir konuşma yapmak üzere sahnedeydim.
00:38
I knew exactly what my call to action was,
9
38830
2484
Eylem çağrımın ne olacağını tam olarak biliyordum:
00:41
which was "One in every four times a Kiwi eats a snack,
10
41338
3468
"Her dört Yeni Zelandalı'nın biri bir şey atıştırdığında
00:44
it will be one of ours."
11
44830
1533
yediği şey bize ait olacak."
00:47
I emphasized that we knew how to measure our results
12
47266
3049
Hedefleri nasıl ölçebileceğimizi bildiğimizi vurguladım
00:50
and that our future was in our control.
13
50339
3013
ve geleceğimizin kontrol altında olduğunu söyledim.
00:54
Embarrassingly enough,
14
54448
1207
Utanç verici bir şekilde
00:55
I finished up with "If not this, what?
15
55679
2713
konuşmamı şöyle bitirdim: "Bu değilse, ne?
00:58
If not us, who?
16
58416
1214
Biz değilsek, kim?
00:59
And if not now, when?"
17
59654
1934
Ve şimdi değilse, ne zaman?
01:03
I got this huge round of applause
18
63231
1628
Büyük bir alkış aldım
01:04
and I was really, really pleased with myself.
19
64883
3067
ve kendimle gerçekten gurur duydum.
01:09
I wanted so much to be a good leader.
20
69279
2467
İyi bir lider olmayı çok ama çok istiyordum
01:12
I wanted to be followed by a devoted team,
21
72474
3095
Sadık bir ekibin peşimden gelmesini
01:15
I wanted to be right.
22
75593
1400
ve doğru olmayı istiyordum.
01:17
In short, I wanted to be a hero.
23
77823
2700
Kısacası, bir kahraman olmak istiyordum.
01:21
A hero selling chips and biscuits in a pink suit.
24
81165
3936
Pembe takım elbise içerisinde cips ve bisküvi satan bir kahraman.
01:25
(Laughter)
25
85125
2198
(Kahkahalar)
01:28
What happened after that speech?
26
88403
2133
Peki bu konuşmadan sonra ne oldu?
01:31
Nothing.
27
91419
1150
Hiçbir şey.
01:33
All of that applause did not lead to action.
28
93561
2890
Tüm o alkışlar, hiçbir eyleme dönüşmedi.
01:36
Nothing changed.
29
96475
1150
Hiçbir şey değişmedi.
01:38
Not because they didn't like me or the message.
30
98021
2952
Beni veya söylediğim şeyleri beğenmedikleri için değil.
01:40
The problem was that no one knew what they were expected to do.
31
100997
3540
Sorun, kimsenin, kendinden ne beklendiğini bilmemesiydi.
01:44
And most importantly,
32
104561
1404
Ve daha da önemlisi
01:45
they didn't know that I needed them.
33
105989
2400
benim onlara ihtiyaç duyduğumu bilmiyorlardı.
Şimdi burada, bu sorunu aşarak nasıl bir zafer kazandığıma dair
01:49
Now, you may think that this is a classic hero speech,
34
109141
2531
01:51
where I'm going to tell you that I overcame that obstacle and triumphed.
35
111696
3562
bir kahraman konuşması yapacağımı düşünebilirsiniz.
01:55
Actually, I'm going to tell you
36
115736
2317
Aslında, benim size anlatmak istediğim şu:
01:58
that in a world as complex and interconnected
37
118077
2570
İçerisinde yaşadığımızki kadar karmaşık
02:00
as the one we live in,
38
120671
1611
ve birbirine bağlı bir dünyada
02:02
the idea that one person has the answer is ludicrous.
39
122306
3714
tek bir kişinin tüm cevapları bildiğini sanmak çok saçma.
02:06
It's not only ineffective, it's dangerous,
40
126624
3436
Sadece verimsiz değil, aynı zamanda tehlikeli de.
02:10
because it leads us to believe that it's been solved by that hero,
41
130084
4080
Çünkü, bizleri, o kahramanın çözümleri bulacağına
02:14
and we have no role.
42
134188
1857
ve bizim bir rolümüzün olmayacağına inanmaya itiyor.
02:17
We don't need heroes.
43
137323
1540
Bizim kahramanlara ihtiyacımız yok.
02:18
We need radical interdependence,
44
138887
2452
Birbirimize kökten bağlı olmaya ihtiyacımız var
02:21
which is just another way of saying we need each other.
45
141363
2862
kısaca birbirimize ihtiyacımız var da diyebiliriz.
02:24
Even though other people can be really difficult, sometimes.
46
144792
3232
Diğer insanlar bazen çok zor olabilseler bile.
02:30
I spent decades trying to work out how to be a good leader.
47
150334
3595
Yıllarımı nasıl iyi bir lider olunacağını anlamaya çalışmakla harcadım.
02:33
I've lived in seven countries and five continents.
48
153953
2841
Yedi ülkede, beş kıtada yaşadım.
02:37
And in recent years,
49
157458
1325
Ve son yıllarda
02:38
I've spent a lot of time with the B Corp community,
50
158807
2929
B Corp topluluğu ile çok fazla zaman geçirdim.
02:41
originally as a corporate participant
51
161760
2063
İlk başta kurumsal katılımcı olarak
02:43
and more recently as an ambassador.
52
163847
2333
son zamanlarda ise elçi olarak.
B Corp'lar, işletmelerin iyiliğin gücü olabileceğine
02:47
Now, B Corps are a group of companies
53
167403
1769
02:49
who believe in business as a force for good.
54
169196
2920
inanan şirketlerin oluşturduğu bir grup.
02:52
There's a tough certification with about 250 questions
55
172649
3746
Sosyal ve çevresel performansa dair yaklaşık 250 soruluk
02:56
about your social and environmental performance.
56
176419
3266
zorlu bir sertifikasyon süreci bulunuyor.
03:00
You must legally declare your intention
57
180069
2357
Hissedarlarınızla birlikte topluma da hizmet etme niyetinizi
03:02
to serve the community as well as your shareholders
58
182450
2960
hukuki olarak deklare etmeniz
03:05
and you must sign the declaration of interdependence.
59
185434
3889
ve karşılıklı bağlılık bildirgesini imzalamanız gerekiyor.
03:10
Now one of the things that inspires me the most
60
190427
2476
Bu hareketin içerisindeki şirketlerle ilgili
03:12
about the companies in this movement
61
192927
2042
en çok etkilendiğim şey
03:14
is that they see themselves as part of a whole system.
62
194993
2846
kendilerini bütün bir sistemin parçaları olarak görmeleri.
03:19
It's sort of as if they imagine themselves on a big, flowing river of activity,
63
199024
5508
Sanki kendilerini büyük, geniş bir faaliyetler ırmağında hayal ediyorlar
03:24
where, if they are, for example, soft drinks manufacturers,
64
204556
4664
mesela, gazlı içecek üreticileri örneğinde,
03:29
they understand that upstream from them,
65
209244
3127
nehrin kaynağına doğru gidildikçe
03:32
there's water and sugar,
66
212395
2976
su ve şeker bulunuyor
03:35
and farmers that grow that sugar,
67
215395
2245
ve o şekeri üreten çiftçiler
03:37
and plastic and metal and glass,
68
217664
3071
ve plastik, metal ve cam,
03:40
all of which flows into this thing
69
220759
2900
bunların her biri, şirket dediğimiz ve finansal sonuçları olan
03:43
that we call a company which has financial results.
70
223683
3028
bir yapıya doğru akıyor.
03:47
And the flowing continues with consequences.
71
227252
3992
Bu akış, bazı sonuçları da beraberinde getiriyor
03:51
Some of them intended,
72
231268
1484
Bazıları istenen sonuçlar
03:52
like refreshment and hydration,
73
232776
2938
ferahlık ve hidrasyon gibi
03:55
and some unintended,
74
235738
1730
bazıları ise istenmeyen sonuçlar
03:57
like garbage and obesity.
75
237492
2849
atıklar ve obezite gibi.
04:01
Spending time with leaders in this space
76
241492
1936
Bu alandaki liderlerle zaman geçirmek
04:03
has led me to see that true collaboration is possible,
77
243452
4263
gerçek bir iş birliğinin mümkün olduğunu anlamamı sağladı,
04:07
but it's subtle and it's complex.
78
247739
2634
ancak bu ince ve karmaşık bir iş.
04:10
And the leaders in this space are doing a few things very differently
79
250397
3563
Ve bu alandaki liderler, geleneksel kahramansı liderlerin aksine
04:13
from traditional heroic leaders.
80
253984
2176
bazı şeyleri çok daha farklı yapıyorlar
04:17
They set goals differently,
81
257125
2254
Hedefleri daha farklı belirliyorlar,
04:19
they announce those goals differently
82
259403
2380
bu hedefleri daha farklı duyuruyorlar
04:21
and they have a very different relationship with other people.
83
261807
3318
ve diğer insanlarla çok daha farklı ilişkiler kuruyorlar.
04:25
Let's begin with the first difference.
84
265593
2282
İlk farkla başlayalım.
04:28
A hero sets a goal that can be individually delivered
85
268839
4563
Bir kahraman, bireysel olarak gerçekleştirilebilecek ve
04:33
and neatly measured.
86
273426
1333
düzgün ölçülebilecek hedefler koyar.
04:35
You can recognize a heroic goal --
87
275815
1826
Kahramanca hedefleri tanıyabilirsiniz --
04:37
they use terms like "revenue" and "market share"
88
277665
3018
"kar" ve "pazar payı" gibi terimler kullanırlar
04:40
and are often competitive.
89
280707
1905
ve genellikle rekabete dayalıdırlar.
04:42
I mean, remember pink-suit day?
90
282636
1880
Pembe takım elbiseli günü hatırladınız mı?
04:46
Interdependent leaders, on the other hand,
91
286390
2000
Birbirine bağlı liderler, diğer taraftan
04:48
start with a goal that's really important,
92
288414
2242
çok önemli olan bir hedefle başlarlar
04:50
but is actually impossible to achieve by one company or one person alone.
93
290680
5817
ve bu hedefe tek başına bir şirketin veya bir kişinin ulaşması imkansızdır.
04:57
I want to give you an example from the clothing industry,
94
297228
2667
Size giyim sektöründen bir örnek vermek istiyorum.
04:59
which produces 92 million tons of waste a year.
95
299919
3888
Bu sektörde yılda 92 milyon ton atık üretiliyor.
05:04
Patagonia and Eileen Fisher are clothing manufacturers,
96
304744
4047
Patagonia ve Eileen Fisher kıyafet üreten şirketler,
05:08
both of them B Corps,
97
308815
1699
her ikisi de birer B Corp
05:10
both of them deeply committed to reducing waste.
98
310538
3408
her ikisi de atık miktarını azaltmaya kendini adamış.
05:14
They don't see that their responsibility ends
99
314637
3769
Kendi sorumluluklarının, müşteri kendilerinden
05:18
when a customer buys their clothes.
100
318430
2088
alışveriş yaptığı anda bittiğini düşünmüyorlar.
05:21
Patagonia encourages you not to buy new clothes from them,
101
321034
3906
Patagonia sizi onlardan yeni kıyafet alışverişi yapmamanız için teşvik ediyor
05:24
and will repair your old clothes for free.
102
324964
2991
ve eski kıyafetlerinizi ücretsiz onarıyor.
05:27
Eileen Fisher will pay you when you bring back your clothes,
103
327979
3619
Eileen Fisher kıyafetlerinizi geri getirdiğiniz zaman size ödeme yapıyor
05:31
and either sell them on or turn them into other clothes.
104
331622
3508
ve onları ya tekrar satıyor ya da başka kıyafetlere dönüştürüyor.
05:36
While these two companies are competitive in some ways,
105
336276
3365
Bu iki şirket bazı noktalarda birbirlerine rakip olsalar da
05:39
they work together and with others in the industry
106
339665
2563
ortak problemleri çözebilmek için birbirleriyle ve sektördeki diğerleri ile
05:42
to solve shared problems.
107
342252
1920
ortak çalışmalar yürütüyorlar.
05:45
They take responsibility for things that happen upstream as well.
108
345149
3453
Tedarik zincirinin önceki kısımlarındaki bazı şeylerin de sorumluluğunu alıyorlar.
05:49
Around the world,
109
349395
1166
Tüm dünyada
05:50
there are around 300 million people who work from home in this industry,
110
350585
4667
300 milyon civarında kişi evinden bu sektör için çalışıyor,
05:55
most of them women,
111
355276
1579
çoğunluğu kadın,
05:56
many of them in very difficult circumstances
112
356879
2801
birçoğu çok zor koşullar altında,
05:59
with poor lighting,
113
359704
1548
çok az ışık altında
06:01
sewing on buttons and doing detailed stitching.
114
361276
3333
düğmelerin üzerine dikiş atıyorlar, ince dikiş yapıyorlar.
06:05
Until 2014, there was no protection for these workers.
115
365117
4317
2014'e kadar bu çalışanlar için hiçbir koruma yoktu.
06:10
A group of companies got together with a not-for-profit called Nest
116
370101
4111
Bir grup şirket, kar amacı gütmeyen Nest adında bir kuruluşla
06:14
to create a set of standards
117
374236
1801
bir takım standartlar oluşturmak için bir araya geldi.
06:16
that's now been adopted by the whole industry.
118
376061
2603
Şu anda tüm sektör bu standartları kabul etmiş durumda.
06:19
Once you've seen problems like this, you can't unsee them,
119
379681
3913
Bir kere bu tarz sorunları gördüğünüzde artık görmezden gelemezsiniz
06:23
so you have to ask others to help you to solve them.
120
383618
2865
ve sorunu çözmek için diğerlerinin yardımını istemeniz gerekiyor.
06:26
These folks take interdependence as a given,
121
386507
2471
Bu kişiler birbirine bağımlılığı kanıksamışlar.
06:29
and said to me,
122
389002
1583
Bana dediler ki
06:30
"We don't compete on human rights."
123
390609
2333
"Biz insan hakları konusunda rakip olmayız."
06:34
The second big difference for collaborators
124
394236
2659
İş birliği yapanların ikinci farkı,
06:36
is their willingness to declare their goals before they have a plan.
125
396919
3657
hedeflerini, plan yapmadan önce duyurmaya gönüllü olmaları.
06:41
Now the hero only reveals their carefully crafted goal
126
401965
4532
Kahramanlar sadece ustaca işledikledikleri hedeflerini açıklarlar,
06:46
when the path to achieve it is clear.
127
406521
2127
hedefe ulaşılacak yol net olarak belirli olduğu zaman.
06:48
In fact, the role of the hero announcement is to set the stage for the big win.
128
408989
5239
Aslında, kahramanların duyuruları, büyük kazanç için sahneyi kurmaya yöneliktir.
06:54
Hero announcements are full of triumph.
129
414252
2600
Kahramanların duyuruları zaferle doludur.
06:58
Interdependent leaders, on the other hand,
130
418112
2984
Birbirine bağımlı liderler, diğer taraftan,
07:01
want other people to help them,
131
421120
1818
diğer kişilerin yardım etmesini isterler.
07:02
so their announcements are often an invitation for co-creation,
132
422962
4996
O yüzden duyuruları genellikle ortak üretime bir davet
07:07
and sometimes, they're a call for help.
133
427982
2600
ve bazen de bir yardım çağrısıdır.
07:11
At the North American division of the French food company Danone,
134
431911
3396
Fransız gıda şirketi Danone'un Amerika biriminde
07:15
I announced that we wanted to become a B Corp.
135
435331
3134
B Corp olmak istediğimizi duyurdum.
07:18
And unlike pink-suit day,
136
438847
1651
Pembe takım elbise gününden farklı olarak
07:20
I had no plan to get there.
137
440522
2221
bunu nasıl yapacağımızla ilgili bir planım yoktu.
07:24
I remember the day really clearly.
138
444069
2445
O günü net olarak hatırlıyorum.
07:26
Everybody in the room gasped,
139
446538
2317
Odadaki herkes iç çekti
07:28
because they knew we didn't have a plan.
140
448879
2667
çünkü bir planımız olmadığını biliyorlardı.
07:32
But they also knew that we had seen our role
141
452478
4544
Ancak aynı zamanda, gıda sistemi ırmağındaki
07:37
in the river that is the food system,
142
457046
2912
rolümüzü de görmüşlerdi
07:39
and we wanted to make a change.
143
459982
2067
ve bir değişim istediğimizi de biliyorlardı.
07:42
Making that declaration without a plan
144
462760
2835
Bu duyuruyu herhangi bir plan yapmadan açıkladığımızda
07:45
meant that so many young people in our company
145
465619
2699
şirket içindeki pek çok genç
07:48
stepped up to help us,
146
468342
1952
bize yardım etmek için harekete geçti
07:50
and B Corps around us all rallied around.
147
470318
3898
ve etrafımızdaki B Corp'lar yanımızda toplandı.
07:54
And the day we became a B Corp
148
474556
1878
B Corp olduğumuz o gün
07:56
wasn't just a self-congratulatory moment of a hero company --
149
476458
4452
kahraman bir şirketin sadece kendini kutladığı bir an değildi
08:00
it was more like a community celebration.
150
480934
3103
daha çok toplumsal bir kutlama gibiydi.
08:05
Now when you gave goals that you can't achieve alone,
151
485748
3412
Tek başınıza başaramayacağınız hedefler belirlediğinizde
08:09
and you've told everyone about them,
152
489184
2532
ve onlardan herkese bahsettiğinizde,
08:11
inevitably, you'll end up at the third big difference,
153
491740
4401
geri dönüşü olmayan şu üçüncü farkla karşı karşıya kalırsınız:
08:16
which is how you see other people,
154
496165
2095
Şirketinizin içindeki ve dışındaki
08:18
inside your company and outside.
155
498284
2602
insanları nasıl gördüğünüz.
08:22
Heroes see everyone as a competitor or a follower.
156
502998
4365
Kahramanlar diğer herkesi rakip veya takipçi olarak görür.
08:28
Heroes don't want input,
157
508736
1952
Kahramanlar tavsiye istemezler
08:30
because they want to control everything because they want the credit.
158
510712
3357
çünkü her şeyi kontrol etmek, övgüyü kendileri almak isterler.
08:34
And you can see this in a typical hero meeting.
159
514673
3356
Bunu herhangi bir kahraman toplantısında görebilirsiniz.
08:38
Heroes like making speeches.
160
518617
1867
Kahramanlar konuşma yapmayı severler.
08:41
People lean back in their chairs,
161
521752
3214
İnsanlar koltuklarına yaslanırlar
08:44
maybe impressed but not engaged.
162
524990
2944
belki etkilenirler fakat bağlanmazlar.
08:48
Interdependent leaders, on the other hand,
163
528911
2015
Birbirine bağlı liderler, öte yandan,
08:50
understand that they need other people.
164
530950
2487
diğer insanlara ihtiyaçları olduklarını anlarlar.
08:53
They know that meetings are not just mindless calendar fillers.
165
533461
3881
Toplantıların gereksiz, boşa vakit geçirmek için olmadığını bilirler.
08:57
These are the most precious things you have.
166
537366
2476
Sahip olduğunuz en değerli şeylerdir.
08:59
It's where people collaborate and communicate
167
539866
2491
İnsanların işbirliği yaptıkları, iletişim kurdukları
09:02
and share ideas.
168
542381
1603
ve fikirlerini paylaştıkları yerlerdir.
09:04
People lean forward in meetings like this,
169
544458
2857
İnsanlar böyle toplantılarda öne eğilir
09:07
wondering where they might fit in.
170
547339
2267
ve nereye uyabileceğini düşünür.
09:12
When I was in Shanghai in China,
171
552482
2063
Shanghai, Çin'de altı sene yaşadığımda
09:14
where I lived for six years, running the Kraft Foods business,
172
554569
3293
Oreo bisküvilerini ve pek çok başka şeyi sattığımız
09:17
selling, amongst other things, Oreo cookies,
173
557886
3714
Kraft Foods şirketini yönetiyorken,
09:21
we had a problem with hero culture.
174
561624
2334
kahraman kültürüyle ilgili bir sorun yaşadık.
09:25
We kept on launching new products that failed.
175
565337
2722
Piyasaya sürkeli olarak başarısız ürünler sürüyorduk.
09:28
And we would find out afterwards
176
568083
1548
Sonradan öğreniyorduk ki
09:29
that everyone in the company knew they were going to fail,
177
569655
2745
şirketteki herkes başarısız olacağımızı biliyormuş
09:32
they just didn't feel free to tell us.
178
572424
1820
fakat bize söylemeye çekinmişler.
09:34
So we changed the way we ran our innovation and planning meetings
179
574268
4111
Bu sebepten, inovasyon ve planlama toplantılarımızı
09:38
in two important ways.
180
578403
1531
şu iki şekilde değiştirdik.
09:39
First of all, language went back to Chinese.
181
579958
3000
Birincisi, toplantı dili tekrar Çince oldu.
09:43
Because even though everyone spoke great English,
182
583351
3071
Herkesin çok iyi İngilizcesi olsa bile
09:46
when I was in the room and the meeting was in English,
183
586446
2580
ben odadayken ve toplantı İngilizce olduğunda
09:49
they focused on me.
184
589050
1164
bana odaklanıyorlardı.
09:50
And I was the foreigner, and I was the boss
185
590238
2073
Ben bir yabancıydım ve patrondum
09:52
and I apparently had that intimidating hero look.
186
592335
3191
ve görünüşe göre o göz korkutucu kahraman bakışlarına sahiptim.
09:56
The second thing
187
596321
1285
İkincisi,
09:57
is we asked every single person in the meeting their opinion.
188
597630
4434
toplantıdaki herkese tek tek fikirlerini sorduk
10:02
And our understanding of the subtleties of the differences
189
602765
3321
Amerikan ve Çinli damak tatları
10:06
between American taste and Chinese taste, in this case,
190
606110
3753
arasındaki ince farklar konusunda
10:09
really improved,
191
609887
1579
anlayışımız gerçekten arttı,
10:11
and our new product success rate radically turned around
192
611490
2934
yeni ürünlerimizin başarı oranı yükseldi
10:14
and we launched a lot of winners,
193
614448
1905
ve yeşil çay tadındaki ünlü Oreo'lar gibi
10:16
including the now famous green-tea-flavored Oreos.
194
616377
3847
çok başarılı pek çok ürün çıkardık.
10:22
Hero culture sneaks in everywhere.
195
622070
2267
Kahramanlık kültürü her deliğe girer.
10:24
At Danone, we had a lot of great stuff happening
196
624943
3063
Danone'de, dünyanın bir köşesinde
10:28
in one part of the world,
197
628030
1824
harika şeyler oluyordu
10:29
and we wanted it to spread to another part of the world.
198
629878
2890
ve biz bunu dünyanın öbür köşesine yaymak istiyorduk.
10:33
But when you put a person in business gear
199
633482
2576
Fakat birisine iş kıyafeti giydirip
10:36
up in front of a group of people with PowerPoint,
200
636082
2904
bir grup insan önünde PowerPoint sunumu yaptırdığınızda
10:39
they have the urge to become sort of heroic.
201
639010
3190
kahraman olma içgüdüsüne kapılıyorlar.
10:42
And they make everything look super shiny
202
642549
1978
Her şeyi cilalayıp parlatıyor
10:44
and they don't tell the truth.
203
644551
1673
ve gerçekleri söylemiyorlar.
10:46
And it's not compelling and it's not even interesting.
204
646248
3381
Bu da ne ikna edici, ne de ilginç oluyor.
10:50
So, we changed it
205
650110
1786
Bu sebeple bunu değiştirdik
10:51
and we created these full-day marketplaces,
206
651920
3221
ve büyük pazarlara benzeyen
10:55
kind of like a big bazaar.
207
655165
1734
tüm gün süren pazar yerleri yarattık.
10:57
And everybody was dressed up in costume,
208
657292
2024
Herkes kostümüyle geldi,
10:59
some people a little, some people a lot.
209
659340
2319
bazıları birazcık süslendi bazıları çok fazla...
11:01
And sellers had to man their stalls
210
661683
2294
Satışçıların tezgahlarını doldurması
11:04
and sell their ideas as persuasively as possible,
211
664001
3047
ve fikirlerini mümkün olduğunca ikna edici bir şekilde satması gerekiyordu
11:07
and people who were convinced bought them with fake check books.
212
667072
3783
ve ikna ettikleri insanlar onlara sahte çekler yazıyordu.
11:10
Creating just a bit of silliness with the environment
213
670879
2488
Ortamda biraz saçmalık yaratmak,
11:13
and a hat or a scarf
214
673391
1361
ya da bir şapka veya atkı,
11:14
drops people's guard and causes ideas to spread like wildfire.
215
674776
4943
insanların savunmalarını düşürür ve fikirlerin süratle yayılmasını sağlar.
11:20
There's no recipe here,
216
680243
2032
Bunun belli bir tarifi yoktur
11:22
but time together has to be carefully curated and created
217
682299
5632
fakat birlikte geçirilen zaman öyle bir tasalanmalıdır ki,
11:27
so that people know that their time is valuable and important,
218
687955
4559
insanlar vakitlerinin değerli ve önemli olduğunu bilsin
11:32
and they can bring their best selves to the table.
219
692538
2412
ve en iyi hallerini ortaya koysunlar.
11:37
Hero culture is present right here in TED.
220
697071
2800
Kahramanlık kültürü burada TED'de mevcut.
11:40
This whole process makes it look like I think I'm a hero.
221
700705
4505
Tüm bu süreç kendimi bir kahraman gibi gördüğümü düşünmenize sebep oluyor.
11:46
So just in case there's any doubt about the point that I'm trying to make,
222
706157
4695
Anlatmak istediğim konuyla ilgili herhangi bir şüphe olmaması için,
11:50
I want to apply these ideas
223
710876
2309
bu fikirleri
11:53
in an area in which I have zero credibility
224
713209
2847
hiç itibarım ve deneyimim olmayan
11:56
and zero experience.
225
716080
1716
bir alanda uygulamak istiyorum.
11:58
I'm originally South African,
226
718225
2024
Aslen Güney Afrika'lıyım
12:00
and I'm deeply passionate about wildlife conservation,
227
720273
3050
ve vahşi yaşamı koruma konusunda tutkuluyum,
12:03
most particularly rhinos.
228
723347
1936
özellikle gergedanları,
12:05
Those majestic creatures with big horns.
229
725648
2679
şu büyük boynuzlu heybetli yaratıklar.
12:09
Every day, three rhinos are killed,
230
729624
2945
Her gün üç gergedan öldürülüyor
12:12
because there are people who think that those horns are valuable,
231
732593
4063
çünkü boynuzlarının değerli olduğunu düşünen insanlar var.
12:16
even though they're just made of the same stuff
232
736680
2204
Boynuzlar saç ve tırnaklarla
12:18
as hair and fingernails.
233
738908
1667
aynı maddeden yaratıldıkları halde.
12:21
It breaks my heart.
234
741891
1266
Bu benim kalbimi kırıyor.
12:25
Like all good recovering heroes,
235
745106
2809
Kendine geri dönen tüm kahramanlar gibi
12:27
I did everything I could to reduce this goal
236
747939
3741
bu hedefi küçültmek ve kendi başıma geçekleştirebileceğim
12:31
to something that I could do by myself.
237
751704
2600
bir hale getirmek için elimden gelen herşeyi yaptım.
12:35
But clearly, stopping rhino poaching is a goal way too big for me.
238
755085
4930
Fakat açıkcası gergedan avlamayı durdurmak benim için fazla büyük bir hedef.
12:40
So I'm immediately in interdependence land.
239
760530
3055
Bu yüzden hemen birbirine bağlılık adasına geri döndüm.
12:44
I'm declaring my goal on this stage.
240
764760
2896
Bu sahnede hedefimi açıklıyorum.
12:48
I found other people as passionate as I am
241
768252
2611
Benim gibi tutuklu olan başka insanlar buldum
12:50
and I've asked if I could join them.
242
770887
2008
ve onlara katılabilir miyim diye sordum.
12:52
And after today, there may be more.
243
772919
2388
Bugünden sonra belki de daha fazla insan bulurum.
12:55
And we're now in the complex but inspiring process
244
775331
3410
Şimdi karmaşık fakat ilham verici olan
12:58
of learning how to work together.
245
778765
1939
beraber çalışmayı öğrenme sürecindeyiz.
13:01
My dream is that one day, someone will stand on this stage
246
781046
3222
Hayalim bir gün birinin bu sahneye çıkıp birbirine kökten bağlılığın
13:04
and tell you how radical interdependence saved my beloved rhinos.
247
784292
4761
çok sevdiğim gergedanları nasıl kurtardığını anlatması.
13:10
Why does hero culture persist,
248
790442
2196
Kahramanlık kültüründe neden ısrar ediyoruz
13:12
and why don't we work together more?
249
792662
2400
ve neden daha fazla birlikte çalışmıyoruz?
13:15
Well, I don't know why everyone else does it,
250
795784
2119
Diğer herkes neden yapıyor bilmiyorum
13:17
but I can tell you why I did it.
251
797927
2133
fakat benim neden yaptığımı size söyleyebilirim.
13:20
Interdependence is a lot harder than being a hero.
252
800496
3491
Birbirine bağlılık bir kahraman olmaktan çok daha zordur.
13:24
It requires us to be open and transparent and vulnerable,
253
804694
3556
Açık, saydam ve savunmamız olmasını gerektirir
13:28
and that's not what traditional leaders have been trained to do.
254
808274
3610
Geleneksel liderlerin eğitimini aldığı şey bu değildir.
13:33
I thought being a hero would keep me safe.
255
813048
2800
Bir kahraman olmanın beni koruyacağını sanmıştım.
13:37
I thought that in the elevation
256
817056
2063
Kahramansı liderliğin yarattığı
13:39
and separation that comes from heroic leadership,
257
819143
3172
yükseliş ve ayrılığın
13:42
that I would be untouchable.
258
822339
2476
beni dokunulmaz yapacağını sanmıştım.
13:46
This is an illusion.
259
826228
1333
Bu bir ilüzyon.
13:48
The joy and success that comes from interdependence and vulnerability
260
828776
4047
Birbirine bağlılık ve savunmasızlığın getirdiği neşe ve başarı
13:52
is worth the effort and the risk.
261
832847
2133
alınan riske ve çabaya değiyor.
13:56
And if we're going to solve the challenges that the world is facing today,
262
836339
3777
Eğer dünyanın karşı karşıya kaldığı zorlukları çözeceksek
14:00
we have no alternative,
263
840140
1608
başka bir seçeneğimiz yok
14:01
so we had better start getting good at it.
264
841772
2800
o yüzden bu konuda iyileşmeye başlamamız lazım.
14:05
Thank you.
265
845532
1150
Teşekkür ederim.
14:06
(Applause)
266
846706
4889
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7