Climate change will displace millions. Here's how we prepare | Colette Pichon Battle

143,831 views ・ 2020-01-30

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Hasan NASIRCI Gözden geçirme: Merve Kılıç
00:12
It was about two years after Hurricane Katrina
0
12875
2958
Katrina Kasırgası'ndan yaklaşık iki yıl sonra,
00:15
that I first saw the Louisiana flood maps.
1
15875
2792
Louisiana sel haritalarını ilk kez gördüm.
00:19
These flood maps are used to show land loss in the past
2
19500
3768
Bu sel haritaları geçmişteki arazi kaybını
ve gelecek arazi kaybını göstermede kullanılmakta.
00:23
and land loss that is to come.
3
23292
2559
00:25
On this particular day, at a community meeting,
4
25875
3101
Bu belirli günde, bir halk toplantısında,
00:29
these maps were used to explain
5
29000
2101
bu haritalar
Katrina Kasırgası'na eşlik eden 9 metrelik gelgit dalgalanmasının
00:31
how a 30-foot tidal surge that accompanied Hurricane Katrina
6
31125
4351
00:35
could flood communities like mine in south Louisiana
7
35500
3351
Güney Louisiana'daki bizim gibi toplulukları
ve Mississippi ve Alabama kıyılarındaki toplulukları
00:38
and communities across the Mississippi and Alabama coast.
8
38875
3292
nasıl sel basacağını açıklamak için kullanılırdı.
00:42
It turns out that the land we were losing was our buffer from the sea.
9
42875
4792
Görünen o ki kaybettiğimiz toprak deniz tamponumuzdu.
00:49
I volunteered to interact with the graphics on the wall,
10
49125
3434
Duvardaki grafiklerle etkileşime girmek için gönüllü oldum
00:52
and in an instant my life changed for the second time in two years.
11
52583
3709
ve bir anda hayatım iki yıl içinde ikinci kez değişti.
00:57
The graphic showed massive land loss in south Louisiana
12
57333
4726
Grafik, Güney Louisiana'daki büyük bir arazi kaybını
01:02
and an encroaching sea,
13
62083
2101
ve etrafı saran bir denizi gösterdi.
01:04
but more specifically, the graphic showed the disappearance of my community
14
64208
6601
Ancak daha belirgin olarak, yüzyıl sona ermeden önce topluluğumun
01:10
and many other communities before the end of the century.
15
70833
3167
ve diğer birçok topluluğun ortadan kalktığını gösterdi.
01:15
I wasn't alone at the front of the room.
16
75292
2392
Odanın önünde yalnız değildim.
01:17
I was standing there with other members of south Louisiana's communities --
17
77708
4393
Orada Güney Louisiana topluluklarının diğer üyeleriyle birlikte duruyordum;
01:22
black, Native, poor.
18
82125
2875
siyah, yerli, fakir.
01:25
We thought we were just bound by temporary disaster recovery,
19
85792
4351
Geçici afet kurtarmaya bağlı olduğumuzu düşünüyorduk
01:30
but we found that we were now bound by the impossible task
20
90167
3892
ama şimdi imkansız bir görevle bağlı olduğumuzu gördük;
01:34
of ensuring that our communities would not be erased by sea level rise
21
94083
4143
iklim değişikliğinden dolayı yükselen deniz seviyesi nedeniyle
01:38
due to climate change.
22
98250
1333
topluluklarımızın silinmemesini sağlamak.
01:41
Friends, neighbors, family, my community:
23
101375
4934
Arkadaşlar, komşular, aile ve topluluğumun
01:46
I just assumed it would always be there.
24
106333
2625
hep orada olacaklarını sanıyordum.
01:49
Land, trees, marsh, bayous:
25
109958
4935
Arazi, ağaçlar, bataklık, bataklıklı kolların
01:54
I just assumed that it would be there as it had been for thousands of years.
26
114917
4101
binlerce yıldır olduğu gibi orada olacaklarını sanıyordum.
01:59
I was wrong.
27
119042
1250
Yanılmışım.
02:02
To understand what was happening to my community,
28
122250
2601
Topluluğuma ne olduğunu anlamak için
02:04
I had to talk to other communities around the globe.
29
124875
2976
dünyadaki diğer topluluklarla konuşmak zorunda kaldım.
02:07
I started in south Louisiana with the United Houma Nation.
30
127875
3393
Güney Louisiana'da Birleşik Houma Halkı ile başladım.
02:11
I talked to youth advocates in Shishmaref, Alaska.
31
131292
3892
Alaska, Shishmaref'teki gençlik savunucularıyla konuştum.
02:15
I talked to fisherwomen in coastal Vietnam,
32
135208
3476
Vietnam kıyılarındaki balıkçı kadınlarla konuştum,
02:18
justice fighters in Fiji,
33
138708
2518
Fiji'deki adalet savaşçılarıyla,
02:21
new generations of leaders
34
141250
2184
Torres Boğazı'nın eski kültürlerinden yeni nesil liderleriyle.
02:23
in the ancient cultures of the Torres Straits.
35
143458
3185
02:26
Communities that had been here for thousands of years
36
146667
4101
Binlerce yıldır burada olan topluluklar
02:30
were suffering the same fate,
37
150792
1851
aynı kaderi yaşıyordu
02:32
and we were all contemplating how we would survive the next 50.
38
152667
4166
ve biz önümüzdeki 50 yıl nasıl hayatta kalacağımızı düşünüyorduk.
02:38
By the end of the next century,
39
158625
2684
Gelecek yüzyılın sonuna kadar
02:41
it's predicted that more than 180 million people
40
161333
2726
180 milyondan fazla insanın
iklim değişikliği nedeniyle yerinden edileceği tahmin ediliyor
02:44
will be displaced due to climate change,
41
164083
2393
02:46
and in south Louisiana,
42
166500
1684
ve Güney Louisiana'da gücü yetenler zaten yer değiştiriyorlar.
02:48
those who can afford to do so are already moving.
43
168208
3643
02:51
They're moving because south Louisiana is losing land
44
171875
2976
Yer değiştiriyorlar çünkü Güney Louisiana
02:54
at one of the fastest rates on the planet.
45
174875
2333
gezegende en hızlı oranda arazi kaybeden yerlerden biri.
02:58
Disappearance is what my bayou community
46
178250
2809
Yok oluş, bataklık kolundaki topluluğum ile
03:01
has in common with other coastal communities.
47
181083
2875
diğer kıyı topluluklarının ortak noktası.
03:04
Erasure is what communities around the globe are fighting
48
184708
4060
Silinme, biz iklim değişikliğinin etkilerini kabullenirken
03:08
as we get real about the impacts of climate change.
49
188792
2958
dünyadaki toplulukların savaştığı şey.
03:13
I've spent the last 14 years advocating on behalf of communities
50
193208
3310
Son 14 yılı, iklim krizinden doğrudan etkilenen toplulukları savunarak geçirdim.
03:16
that have been directly impacted by the climate crisis.
51
196542
3059
03:19
These communities are fighting discrimination
52
199625
2309
Bu topluluklar, iklim felaketinin onarımında ayrımcılıkla mücadele ediyor
03:21
within climate disaster recovery,
53
201958
2851
03:24
and they're also trying to balance mass displacement of people
54
204833
3935
ve aynı zamanda insanların kitlesel olarak yerinden edilmelerini,
03:28
with an influx of others
55
208792
1809
yeniden başlama fırsatı gören başkalarının akınıyla
03:30
who see opportunity in starting anew.
56
210625
2375
dengelemeye çalışıyorlar.
03:34
Since 2005, people have been called "refugees"
57
214250
5018
2005'ten beri, insanlar iklim felaketi nedeniyle yerlerinden edinildiklerinde
03:39
when they leave when they're displaced by climate disaster,
58
219292
3184
"mülteci" olarak adlandırılıyor,
03:42
even when they don't cross international borders.
59
222500
4476
uluslararası sınırları aşmadıklarında bile.
03:47
These terms, these misused terms,
60
227000
2976
Bu terimler, bu yanlış kullanılmış terimler,
03:50
that are meant to identify the other,
61
230000
2934
başkası olarak,
03:52
the victim,
62
232958
1750
bir kurbanı,
03:55
the person who is not supposed to be here,
63
235375
2559
burada olmaması gereken kişiyi tanımlamayı amaçlayan
03:57
these terms are barriers
64
237958
1976
ve ekonomik gelişmeye,
03:59
to economic recovery,
65
239958
2268
toplumsal bütünleşmeye,
04:02
to social integration
66
242250
2018
iklim krizinden ve iklim travmasından kaynaklanan iyileşmeye
04:04
and to the healing required from the climate crisis and climate trauma.
67
244292
4166
engel taşıyan terimlerdir.
04:09
Words matter.
68
249542
1809
Kelimeler önemlidir.
04:11
It also matters how we treat people who are crossing borders.
69
251375
3000
Sınırları geçen insanlara nasıl davrandığımız da önemlidir.
04:15
We should care about how people who are crossing borders today
70
255125
3976
Bugün sığınak ve güvenliği aramak için sınırları geçen insanlara
04:19
to seek refuge and safety are being treated,
71
259125
2809
nasıl davranıldığını önemsemeliyiz.
04:21
if for no other reason than it might be you or someone you love
72
261958
4310
Başka bir nedenden ötürü, yakın gelecekte göç etmek için
04:26
who needs to exercise their human right to migrate
73
266292
3642
insan haklarını kullanması gereken
04:29
in the nearby future.
74
269958
1292
siz veya sevdiğiniz biri olabilir.
04:32
We must start preparing for global migration today.
75
272250
3559
Bugün küresel göç için hazırlanmaya başlamalıyız.
04:35
It's a reality now.
76
275833
1709
Bu, şimdi bir gerçek.
04:38
Our cities and our communities are not prepared.
77
278917
2767
Şehirlerimiz ve topluluklarımız hazır değil.
04:41
In fact, our economic system and our social systems
78
281708
3143
Aslında ekonomik sistemimiz ve sosyal sistemlerimiz
04:44
are only prepared to make profit off of people who migrate.
79
284875
4309
sadece göç eden insanlardan kâr elde etmeye hazır.
04:49
This will cause rounds of climate gentrification,
80
289208
5518
Bu, iklim nezihleştirme rantına neden olacak
04:54
and it will also penalize the movement of people,
81
294750
3809
ve aynı zamanda insanların dolaşımını,
04:58
usually through exploited labor
82
298583
2310
genellikle emek sömürüsü yoluyla
05:00
and usually through criminalization.
83
300917
2291
veya suç olarak kabul ederek cezalandıracaktır.
05:04
Climate gentrification that happens in anticipation of sea level rise
84
304542
3851
Deniz seviyesinin yükselmesi beklentisiyle gerçekleşen iklim nezihleştirmesi
05:08
is what we're seeing in places like Miami,
85
308417
2684
Miami gibi yerlerde gördüğümüz şeydir;
05:11
where communities that were kept from the waterfront
86
311125
3101
insanlar kıyıdan uzaklaştıkça
başlangıçta kıyıdan uzak tutulan toplulukların
05:14
are now being priced out of the high ground
87
314250
3643
05:17
where they were placed originally
88
317917
1767
yerleştirildikleri yerde artık yüksek seviyeden fiyatlandırılması.
05:19
as people move away from the coast.
89
319708
2310
05:22
These folks are being moved, forced to relocate away
90
322042
2601
Bu insanlar, hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları
05:24
from the social and economic systems that they need to survive.
91
324667
3125
sosyal ve ekonomik sistemlerden uzaklaşmaya zorlanıyor.
05:29
Climate gentrification also happens in the aftermath of climate disaster.
92
329333
5500
İklim nezihleştirmesi, iklim felaketinden sonra da gerçekleşir.
05:35
When massive amounts of people leave a location
93
335542
2517
Çok sayıda insan belirsiz bir süre için bir yeri terk ettiğinde
05:38
for an indefinite amount of time,
94
338083
2185
05:40
we see others come in.
95
340292
2309
başkalarının geldiğini görürüz.
05:42
We also see climate gentrification happen
96
342625
2559
Ayrıca, iklim nezihleştirmesini
05:45
when damaged homes are now "green built,"
97
345208
4435
zarar gören evlerin artık daha yüksek değere sahip olan
05:49
but now have a higher value,
98
349667
1976
"yeşil bina"lara dönüşünde görüyoruz,
05:51
generally outside of the reach of black and brown and poor people
99
351667
3517
evlerine dönmek isteyen siyah, Latin ve fakir insanların erişemediği.
05:55
who want to return home.
100
355208
1250
05:57
The price difference in rents or the ownership of a house
101
357667
4142
Kiralardaki fiyat farkı veya bir evin mülkiyeti
06:01
is the difference between being able to practice your right,
102
361833
3893
hakkınızı kullanabilmeniz arasındaki farktır,
06:05
your human right to return home as a community,
103
365750
3351
bir topluluk olarak eve dönme hakkınız
06:09
or be forced to resettle somewhere else
104
369125
3018
veya başka bir yere yerleşmeye zorlanmanız,
06:12
less climate resilient,
105
372167
1476
daha az iklim dayanıklığı,
06:13
less expensive
106
373667
1434
daha az pahalı
06:15
and alone.
107
375125
1250
ve yalnız.
06:17
The climate crisis is a much larger conversation
108
377458
3268
İklim krizi, CO2 emisyonlarını azaltmaktan
06:20
than reducing CO2 emissions,
109
380750
2351
çok daha büyük bir konuşmadır.
06:23
and it is a much different conversation than just extreme weather.
110
383125
4143
Aşırı hava koşullarından çok daha farklı bir konuşmadır.
06:27
We're facing a shift in every aspect of our global reality.
111
387292
4291
Küresel gerçekliğimizin her alanında bir değişim ile karşı karşıyayız.
06:32
And climate migration is just one small part,
112
392292
3101
İklim göçü sadece küçük bir kısım,
06:35
but it's going to have ripple effects
113
395417
2059
ancak dalgalanma etkileri olacaktır,
06:37
in both coastal cities and cities in the interior.
114
397500
3250
hem kıyı kentlerinde hem de iç şehirlerde.
06:41
So what do we do?
115
401458
1560
Peki ne yapıyoruz?
06:43
I have a few ideas.
116
403042
1351
Birkaç fikrim var.
06:44
(Laughter)
117
404417
1767
(Kahkahalar)
06:46
First, we must reframe our understanding of the problem.
118
406208
4685
İlk olarak, sorun hakkındaki anlayışımızı yeni bir çerçeveye oturtmalıyız.
06:50
Climate change is not the problem.
119
410917
2851
Sorun, iklim değişikliği değil.
06:53
Climate change is the most horrible symptom
120
413792
3767
İklim değişikliği, bu gezegenden ve insanlarından
06:57
of an economic system
121
417583
2101
06:59
that has been built for a few
122
419708
2393
her türlü değeri çıkarmak için inşa edilmiş bir ekonomik sistemin
07:02
to extract every precious value out of this planet and its people,
123
422125
5559
en korkunç belirtisidir.
07:07
from our natural resources
124
427708
1768
Doğal kaynaklarımızdan
07:09
to the fruits of our human labor.
125
429500
2226
insan emeğimizin meyvelerine kadar.
07:11
This system has created this crisis.
126
431750
2934
Bu sistem bu krizi yarattı.
07:14
(Applause)
127
434708
2667
(Alkış)
07:20
We must have the courage to admit we've taken too much.
128
440250
4059
Çok fazla aldığımızı itiraf etmek için cesarete sahip olmalıyız.
07:24
We cannot close our eyes to the fact
129
444333
2851
Tüm dünyanın gezegendeki birkaç kişinin ayrıcalığı ve konforu için
07:27
that the entire world is paying a price
130
447208
3143
07:30
for the privilege and comfort of just a few people on the planet.
131
450375
6125
bir bedel ödediği gerçeğine gözümüzü kapatamayız.
07:37
It's time for us to make society-wide changes
132
457333
3893
Toplum çapında değişiklikler yapma zamanı;
07:41
to a system that incentivizes consumption
133
461250
3226
tüketimi teşvik eden sistemde,
07:44
to the point of global imbalance.
134
464500
2292
küresel dengesizlik noktasında.
07:47
Our social, political and economic systems of extraction
135
467458
4393
Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz
07:51
must be transformed into systems that regenerate the earth
136
471875
4393
dünyayı yeniden canlandıran ve küresel olarak
07:56
and advance human liberty globally.
137
476292
2916
insan özgürlüğünü geliştiren sistemlere dönüştürülmeli.
08:00
It is arrogance to think that technology will save us.
138
480042
3666
Teknolojinin bizi kurtaracağını düşünmek kibirdir.
08:04
It is ego to think that we can continue
139
484625
3809
Bu gezegende yaşamaya ve hayatta kalmaya yönelik
08:08
this unjust and extractive approach to living on this planet
140
488458
3685
bu adaletsiz ve dışlayıcı yaklaşıma devam edebileceğimizi düşünmek egodur.
08:12
and survive.
141
492167
1250
08:14
(Applause)
142
494458
5310
(Alkış)
08:19
To survive this next phase of our human existence,
143
499792
2934
İnsan varlığımızın bu sonraki aşamasında hayatta kalmak için,
08:22
we will need to restructure our social and economic systems
144
502750
3268
toplum dayanıklılığımızı geliştirmek için
sosyal ve ekonomik sistemlerimizi yeniden yapılandırmamız gerekecek.
08:26
to develop our collective resilience.
145
506042
2208
08:28
The social restructuring must be towards restoration and repair
146
508750
5559
Toplumsal yeniden yapılanma, dünyayı
ve dışlanan, cezalandırılan ve nesiller boyu hedef gösterilen toplulukları
08:34
of the earth
147
514333
1435
08:35
and the communities that have been extracted from,
148
515792
2851
restorasyon ve onarım amaçlı olmalı.
08:38
criminalized
149
518667
1267
08:39
and targeted for generations.
150
519958
2250
08:42
These are the frontlines.
151
522917
1809
Bunlar ön cepheler.
08:44
This is where we start.
152
524750
2042
Bu başladığımız yer.
08:47
We must establish a new social attitude to see migration as a benefit,
153
527500
4851
Göçü bir fayda olarak görmek için yeni bir sosyal tutum oluşturmalıyız;
08:52
a necessity for our global survival,
154
532375
2851
bireysel ayrıcalığımıza bir tehdit olarak değil de
08:55
not as a threat to our individual privilege.
155
535250
2917
küresel hayatta kalmamız için bir gereklilik.
08:58
Collective resilience means developing cities that can receive people
156
538958
4226
Toplum dayanıklılığı, insanları alabilecek
09:03
and provide housing,
157
543208
1685
ve konut, gıda, su, sağlık hizmetleri sağlayacak,
09:04
food, water, health care
158
544917
2892
09:07
and the freedom from overpolicing
159
547833
2018
ve kim veya nereli olurlarsa olsun herkes için
09:09
for everyone,
160
549875
1268
aşırı polis faaliyetlerinden kurtulma özgürlüğü verecek
09:11
no matter who they are,
161
551167
1351
09:12
no matter where they're from.
162
552542
1416
şehirler geliştirmek anlamına gelir.
09:15
What would it mean if we started to plan for climate migration now?
163
555583
4292
Şimdi iklim göçü için plan yapmaya başlarsak ne anlama gelir?
09:20
Sprawling cities or declining cities could see this as an opportunity
164
560667
4226
Genişleyen şehirler veya azalan şehirler köklü bir sosyal altyapıyı
09:24
to rebuild a social infrastructure rooted in justice and fairness.
165
564917
4934
ve adaleti yeniden inşa etmek için bunu bir fırsat olarak görebilir.
09:29
We could actually put money into public hospitals
166
569875
2726
Aslında devlet hastanelerine
iklim göçünün sonuçlarına hazırlanmaları için para yatırabilir
09:32
and help them prepare
167
572625
1476
09:34
for what is to come through climate migration,
168
574125
2226
ve onlara yardım edebilirdik,
09:36
including the trauma that comes with loss and relocation.
169
576375
3542
kayıp ve yer değiştirme ile gelen travma da dahil.
09:40
We can invest more of our time in justice,
170
580750
3309
Zamanımızın daha fazlasını adalete yatırabiliriz,
09:44
but it cannot be for temporary gain,
171
584083
2601
ama bu geçici kazanç için olamaz,
09:46
it cannot be to help budget shortfalls,
172
586708
2435
bütçe eksikliklerine yardım için olamaz.
09:49
it has to be for long-term change
173
589167
2142
Uzun vadeli değişim için olmalı
09:51
and it has to be to advance justice.
174
591333
2560
ve adaleti geliştirmeli.
09:53
It's already possible, y'all.
175
593917
2267
Bu şimdiden mümkün.
09:56
After Hurricane Katrina,
176
596208
1768
Katrina Kasırgası'ndan sonra
09:58
universities and high schools around the US took in students
177
598000
3976
ABD'deki üniversiteler ve liseler öğrencileri aldılar,
10:02
to help them finish their semester or their year without missing a beat.
178
602000
4143
dönemlerini veya yıllarını aksatmadan bitirmelerine yardımcı olmak için.
10:06
Those students are now productive assets in our community,
179
606167
3809
Bu öğrenciler artık toplumumuzdaki üretken değerler
10:10
and this is what our communities, our businesses and our institutions
180
610000
3434
ve toplumumuzun, işlerimizin, kurumlarımızın
şimdilik hazır olması gereken şey bu.
10:13
need to get ready for now.
181
613458
1560
10:15
The time is now.
182
615042
1833
Şimdi zamanı.
10:18
So as we reframe the problem in a more truthful way
183
618083
3768
Bu yüzden sorunu daha doğru bir şekilde yeniden çerçevelendirirken
10:21
and we restructure our social systems in a more just way,
184
621875
3833
ve sosyal sistemlerimizi daha adil şekilde yeniden yapılandırırken
10:26
all that will be left is for us to reindigenize ourselves
185
626375
4018
geriye kalan tek şey, kendimizi yeniden canlandırmak
10:30
and to conjure a power of the most ancient kind.
186
630417
3208
ve en eski türden bir güç yaratmak.
10:34
This necessarily means that we must learn to follow --
187
634500
4226
Bu belirli bir yerel yerin liderliği ve geleneksel bilgisini
10:38
not tokenize, not exotify, not dismiss --
188
638750
4809
sınıflandırmayı, abartmayı, reddetmeyi değil
10:43
the leadership and the traditional knowledge
189
643583
2435
mutlaka uygulamayı öğrenmemiz gerektiği anlamına geliyor.
10:46
of a particular local place.
190
646042
2291
10:49
It means that we must commit to standards of ecological equity
191
649042
3726
Bu, ekolojik eşitlik standartlarına, iklim adaletine,
10:52
and climate justice and human rights
192
652792
2726
bir temel standart ve başlangıç noktası olarak insan haklarına
10:55
as the basis, a base standard,
193
655542
2226
10:57
a starting point,
194
657792
1351
yeni toplumumuzun gittiği yer için bağlı kalmamız gerektiği anlamına geliyor.
10:59
for where our new society is to go.
195
659167
1958
11:02
All of this requires us to recognize a power greater than ourselves
196
662250
5351
Bütün bunlar kendimizden daha büyük bir gücü
11:07
and a life longer than the ones we will live.
197
667625
3309
ve yaşayacağımızdan daha uzun bir yaşamı tanımamızı gerektiriyor.
11:10
It requires us to believe in the things that we are privileged enough
198
670958
4393
Yeterince ayrıcalıklı olduğumuz için
görmek zorunda kalmadığımız şeylere inanmamızı gerektiriyor.
11:15
not to have to see.
199
675375
1375
11:18
We must honor the rights of nature.
200
678000
3143
Doğanın haklarına saygı göstermeliyiz.
11:21
We must advance human rights for all.
201
681167
3434
Herkes için insan haklarını geliştirmeliyiz.
11:24
We must transform from a disposable,
202
684625
2934
Elden çıkarılabilir, bireysel toplumdan
11:27
individual society
203
687583
2685
ortaklığımızı, uzun vadeli insanlığımızı görene dönüşmeliyiz;
11:30
into one that sees our collective, long-term humanity,
204
690292
3851
11:34
or else we will not make it.
205
694167
1875
yoksa başaramayacağız.
11:37
We must see that even the best of us are entangled in an unjust system,
206
697125
5809
En iyilerimizin bile haksız bir sisteme karıştığını görmeliyiz
11:42
and we must acknowledge
207
702958
2143
ve kabul etmeliyiz ki
11:45
that the only way you're going to survive
208
705125
2601
hayatta kalmanın tek yolu
11:47
is for us to figure out
209
707750
3018
ortak bir kurtuluşa birlikte nasıl ulaşacağımızı bulmaktır.
11:50
how to reach a shared liberation together.
210
710792
2791
11:54
The good news is
211
714625
1476
İyi haber,
11:56
we come from powerful people.
212
716125
2351
güçlü insanlardan geliyoruz.
11:58
We come from those who have, in one way or another,
213
718500
2768
Bugün burada biz olmak için, bir şekilde, hayatta kalanlardan geliyoruz.
12:01
survived so far to be us here today.
214
721292
3601
12:04
This is reason enough to fight.
215
724917
2392
Bu savaşmak için yeterli bir sebep.
12:07
And take it from your south Louisiana friend,
216
727333
2518
Güney Louisianalı arkadaşınızdan şunu öğrenin,
12:09
those hardest fights are the ones to celebrate.
217
729875
3226
en zor dövüşler kutlanacak olanlardır.
12:13
Let's choose to make this next phase of our planetary existence beautiful,
218
733125
4893
Gezegensel varlığımızın sonraki evresini güzel yapmayı seçelim
12:18
and while we're at it,
219
738042
1267
ve biz işin içindeyken
12:19
let's make it just and fair for everyone.
220
739333
2959
hadi herkes için adil olmasını sağlayalım.
12:23
We can do this, y'all.
221
743042
1851
Bunu yapabiliriz.
12:24
We can do this,
222
744917
1267
Bunu yapabiliriz,
12:26
because we must.
223
746208
1601
çünkü yapmalıyız.
12:27
We must, or else we lose our planet
224
747833
2976
Yapmalıyız, yoksa gezegenimizi kaybederiz
12:30
and we lose ourselves.
225
750833
1851
ve kendimizi kaybederiz.
12:32
The work starts here.
226
752708
1643
İş burada başlıyor.
12:34
The work starts together.
227
754375
2059
İş birlikte başlıyor.
12:36
This is my offering.
228
756458
1435
Bu benim teklifim.
12:37
Thank you for receiving it. Merci.
229
757917
2059
Dinlediğiniz için teşekkür ederim.
12:40
(Applause)
230
760000
3583
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7