Improve English Speaking Skills (Love story in English) Learn English through stories

so you're in love and have you already  told this girl what your feelings for her

yani aşıksın ve bu kıza ona olan hislerinin ne olduğunu zaten söyledin mi

are no of course not but I have a plan I saw a  ritual on the internet that can work a ritual I  

hayır elbette hayır ama bir planım var internette bir ritüeli çalıştırabilecek bir ritüel gördüm

don't understand what's that ritual about I don't  get it a love ritual I saw that on the internet  

bu ritüelin neyle ilgili olduğunu anlamıyorum Bunu bir aşk ritüeli olarak anlamayın İnternette bunu

it will do it and she'll fall in love with me  oh boy then I need you to hear this story pay

yapacağını ve bana aşık olacağını gördüm ah oğlum o zaman bu hikayeyi dinlemene ihtiyacım var dikkat et

attention Kate looked around the room at the  other people 10 men and 10 women all around  

Kate odanın içinde diğer insanlara baktı 10 adam ve hepsi

the same age thank you for coming today  and offering your time to help with our

aynı yaşta olan 10 kadın, bugün buraya gelip araştırmamıza yardımcı olmak üzere zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz

research liaran the medicine we're testing  is in the final stage of testing previous  

liaran test ettiğimiz ilaç testin son aşamasında daha önceki

human trials have shown us that liaran is  completely safe Kate stopped paying attention

insan denemeleri bize liaran'ın tamamen güvenli olduğunu gösterdi Kate para ödemeyi bıraktı dikkat edin

she'd read the information the medical research  company has sent her so she knew that liaran had  

, tıbbi araştırma şirketinin kendisine gönderdiği bilgiyi okumuştu, bu yüzden liaran'ın

already been approved for sale and that they  were not testing to see if there were side

satışının zaten onaylandığını ve yan etkileri olup olmadığını görmek için test yapmadıklarını biliyordu,

effects she didn't know any of the other people  

şirketteki diğer insanlardan hiçbirini tanımıyordu.

in the group she guessed that none of  them had jobs either or they wouldn't  

Grupta hiçbirinin işi olmadığını ya da tıp deneyerek para kazanamayacaklarını tahmin etti

be earning money by testing medicine  but otherwise it was impossible to

ama aksi takdirde

know if she had anything in common with any of  them she hoped so or four days in the research  

onlardan herhangi biriyle ortak bir yanı olup olmadığını veya araştırma merkezinde dört gün geçirip hissedebileceğini

center could feel like a very long time  as side effects we know that some people

bilmek imkansızdı. yan etkiler olarak çok uzun bir süre gibi, bazı insanların

experience the stronger emotions and a feeling  of General happiness the head researcher said  

daha güçlü duygular ve Genel mutluluk hissi yaşadığını biliyoruz, baş araştırmacı

we'll be interviewing each of you and doing test  during the day so if you all sign the forms we can

her birinizle görüşeceğimizi ve gün içinde test yapacağımızı söyledi, eğer hepiniz formları imzalarsanız bunu yapabiliriz.

start Kate signed her form without reading  the information hopefully this was going  

başla Kate bilgiyi okumadan formunu imzaladı umarım bu

to be a very easy way to make money hope  the foots better than last time said the

para kazanmanın çok kolay bir yolu olmuştur umarım ayaklar geçen sefere göre daha iyidir dedi

guy who was sitting next to her as he gave  in his form Kate smiled I'm Michael Kate  

yanında oturan adam formunu verirken Kate gülümsedi Ben Michael Kate

she said have you been here before I do  these trials as often as they'll let me  

dedi ki ben bu denemeleri bana izin verdikleri sıklıkta yapmadan önce burada mıydın

he laughed it's such an easy way  to make money she smiled back here  

güldü bu para kazanmanın çok kolay bir yoluydu burada gülümsedi burada

was someone she had something in common  with a few hours later Kate was eating

ortak bir yanı olan biriydi birkaç saat sonra Kate

dinner she had taken her second liin tablet  before dinner she was feeling really relaxed  

akşam yemeği yiyordu akşam yemeğinden önce ikinci liin tabletini almıştı kendini gerçekten rahatlamış hissediyordu

maybe it was the vitamins or maybe it was just  because she had so much free time and there was

belki vitaminlerden ya da belki de çok fazla boş vakti olduğundan ve

nothing she needed to do there were books  to read films to watch and even Bor games  

yapması gereken hiçbir şey olmadığı içindi okunacak kitaplar vardı izlenecek filmler ve hatta Bor evde oyunlar

and puzzles at home she had to send out job  applications or she had to go to stressful job

ve bulmacalar iş başvuruları göndermek zorunda kaldı ya da

interviews after more than 20 applications she  

20'den fazla başvurudan sonra stresli iş görüşmelerine gitmek zorunda

still didn't have a job that was terrible  she looked up and saw Michael smiling at

kaldı hâlâ berbat bir işi yoktu başını kaldırıp baktı ve Michael'ın ona gülümsediğini gördü bunu yapmak

her do you want to play a board game  he asked his eyes were really dark  

ister misin? masa oyunu oyna gözlerinin gerçekten koyu

brown Kate thought she hadn't noticed that  earlier she felt her cheeks go red sure she

kahverengi olduğunu sordu Kate daha önce fark etmediğini düşündü yanaklarının kızardığını hissetti elbette

replied but I like to win she warned perfect  he said me too was it Her Imagination or did  

cevap verdi ama kazanmayı seviyorum mükemmel uyardı beni de söyledi onun hayali miydi yoksa

his cheeks look a bit pink to for the next  two days Kate and Michael spent hours and  

yanakları mı yaptı Sonraki iki gün boyunca biraz pembe görünüyorsun Kate ve Michael saatlerce

hours playing games chatting and watching  films I feel as if I have known you for  

oyun oynayarak, sohbet ederek ve film izleyerek geçirdiler, sanki seni günlerce değil, aylardır tanıyormuşum gibi hissediyorum,

months not days she said she already knew he  lived nearby that he was a student studying  

yakınlarda yaşadığını zaten bildiğini ve onun öğrenci olduğunu

for his his BHD and that he had dimples in his  cheeks when he smiled and acute way of putting  

söyledi onun BHD'siydi ve gülümsediğinde yanaklarında gamzeler vardı ve

a pen behind his ear when he was reading she  wasn't sure but she thought he was trying to  

okurken kulağının arkasına kalemi keskin bir şekilde koyuyordu emin değildi ama

sit next to her for meals and spend time with  her whenever he could or maybe she was the one  

yemek için yanına oturup onunla vakit geçirmeye çalıştığını düşünüyordu. fırsat buldukça ona ya da belki de

who was always looking for him so do you think  you're feeling any side effects he asked her one

her zaman onu arayan kişi oydu, yani herhangi bir yan etki hissediyor musun sence diye sordu ona bir

evening they were sitting on the sofa watching  a film Michael's knee was almost touching her  

akşam kanepede oturup film izliyorlardı Michael'ın dizi neredeyse bacağına dokunuyordu

leg and if his hand moved just a little it  could be touching hers her heart beit faster

ve eğer eli biraz hareket etti, onun kalbine daha hızlı da olsa dokunuyor olabilirdi

and all she could think about was being near  enough for his kin to touch hers her face  

ve tek düşünebildiği, akrabalarının kendisine dokunabileceği kadar yakın olmaktı, yüzü

was red again she knew it any what she asked  trying to concentrate on their conversation  

yine kırmızıydı, ne sorarsa sorsun bunun

instead the side effects of liin that they told  us about at the presentation he said moving his  

yerine konuşmalarına konsantre olmaya çalışıyordu. sunumda bize anlattıkları liin'in yan etkileri elini

hand away her skin immediately felt cold as  if his hand had been making the air between

geri çekerken cildi anında üşüdü sanki eli aralarındaki havayı yapıyormuş gibi

them oh I wasn't really listening she said we  still get pet anyway don't we and then he did it  

ah pek dinlemiyordum zaten yine de evcil hayvan aldığımızı söyledi don biz ve sonra yaptı

he moved his hand so that it covered hers a nice  feeling traveled all the way through her fingers

elini hareket ettirdi böylece onunkini kapladı hoş bir duygu parmaklarının arasından geçti

fingers and across her skin she turned her  hand over and held his hand he smiled and  

ve teni boyunca elini çevirdi ve elini tuttu gülümsedi ve

moved his face tows hairs can everyone come  and get their next limmer please called a

yüzünü hareket ettirdi saçlarını çekti herkes gelsin ve bir sonraki kireçleyicisini alsın lütfen arayın

nurse Michael dropped her hand and followed  the rest of the group to the nurse's room  

Hemşire Michael elini bıraktı ve grubun geri kalanını hemşire odasına kadar takip etti

Kate couldn't remember ever feeling so happy thank  you everyone for taking part you are now free to

Kate daha önce bu kadar mutlu hissettiğini hatırlamıyordu herkese katıldığınız için teşekkür ederim artık gitmekte özgürsünüz

go the head researcher said the next morning  as the trial ended any side effects will  

baş araştırmacı ertesi sabah deney herhangi bir şekilde sona erdiği için dedi etkiler

disappear over the next few days if  you have felt any strong feelings and

önümüzdeki birkaç gün içinde kaybolacak, eğer güçlü duygular ve mutluluk hissettiyseniz

happiness those feelings will decrease fortunately  we don't expect anyone to become depressed however  

bu duygular azalacak, neyse ki kimsenin depresyona girmesini beklemiyoruz ancak

we will keep in touch with all of you in  the next days to make sure everything is

her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için önümüzdeki günlerde hepinizle iletişim halinde olacağız.

fine we can have our first date now Michael  said to Kate breakfast our breakfast they  

tamam artık ilk randevumuzu yapabiliriz Michael Kate'e kahvaltı dedi kahvaltımızı konuştular

talked and talked Kate knew she was in love  it was stupid but it was true Michael said  

ve konuştular Kate aşık olduğunu biliyordu aptalcaydı ama doğruydu

it first I can't believe I met you I've never  felt like this about anyone before this does  

bunu ilk önce Michael söyledi seninle tanıştığıma inanamıyorum hiç böyle hissetmedim Kate'in söylediği bu daha önce herhangi biri hakkında

feel amazing Kate said but she had been worried  about some something since the beginning of the

harika hissettiriyor ama duruşmanın başından beri bazı şeyler hakkında endişeleniyordu,

trial she hadn't wanted to think about it but  now she had to ask him serious question you  

bu konuda düşünmek istemiyordu ama şimdi ona ciddi bir soru sormak zorundaydı,

don't think what what if it's the limine  making us feel like this what was it he  

ne olacağını düşünmüyorsun bize böyle hissettiren şey sınırdır

said about strong feelings there's only  one way to find out he said if you don't  

güçlü duygular hakkında ne söyledi bunu öğrenmenin tek bir yolu var dedi eğer

want to be my girlriend anymore after  a few days we'll know it was just the

artık benim kız arkadaşım olmak istemiyorsan birkaç gün sonra onun sadece

liaran she smiled at the word girlfriend  maybe your side effects will go away first  

yalancı olduğunu anlayacağız kız arkadaş kelimesine gülümsedi belki ilk önce yan etkilerin geçer

maybe he laughed but I don't think so  this feels real to me me too she said  

belki güldü ama bu bana pek gerçekçi gelmiyor bana da dört ay sonra dedi birkaç ay sonra Kate

four months later a few months later Kate  was thinking about the beginning of the  

yaşadığı ilişkinin başlangıcını düşünüyordu

relationship she had to admit nothing  could ever be as perfect as those first

hiçbir şeyin gerçek hayatın yeniden başlamak zorunda kaldığı o ilk günler kadar mükemmel olamayacağını kabul etmek zorunda kaldı

days real life had to start again she got a job  a few days after the trial ended Michael went  

duruşma bittikten birkaç gün sonra bir iş buldu Michael

back to the library and his books and research  projects she didn't have to worry about money

kütüphaneye geri döndü, kitaplarına ve araştırma projelerine geri döndü para konusunda endişelenmesine gerek yoktu

anymore but they could no longer spend all day  together they were no longer at that exciting  

artık ama artık bütün günü birlikte geçiremiyorlardı artık Aşık Olmanın

stage of Falling in Love love but they saw each  other when they could and they met each other's

o heyecanlı aşamasında değillerdi ama fırsat buldukça birbirlerini gördüler ve birbirlerinin

parents everyone expected them to get married  when he finally asked her to marry him she  

ebeveynleriyle tanıştılar nihayet evlenme teklif ettiğinde herkes onların evlenmesini bekliyordu ona

felt that old excitement again 3 years later  I really don't have time for this Kate shouted

o eski heyecanı yeniden hissetti 3 yıl sonra gerçekten buna vaktim yok Kate bağırdı

she hated doing the weekly shopping  why couldn't he do it fine I'll go  

haftalık alışveriş yapmaktan nefret ediyordu neden iyi yapamadı ben gideceğim

then she said closing the door hard  so that it made a loud noise Kate felt

sonra kapıyı sertçe kapatayım dedi yüksek bir ses Kate

as as if these kinds of arguments were  happening more often as she walked around  

süpermarkette dolaşırken bu tür tartışmaların daha sık yaşandığını

the supermarket Market she thought about  how they'd been before when they were in

hissetti daha önce aşık olduklarında nasıl olduklarını düşündü acaba

love can it ever feel like that again she  wondered walking into the health section  

bir daha böyle hissedebilir mi diye merak etti sağlık ocağına yürürken Bölümde

she recognized a word on a box of medicine liin  the Bon's name reminded her of a special time a  

bir ilaç kutusunun üzerindeki kelimeyi tanıdı: Bon'un adı ona özel bir zamanı hatırlattı,

time when she was really great about Michael  she picked up a box and put it in her basket  

Michael'a gerçekten hayran olduğu bir zamanı, bir kutu alıp sepetine koydu

when she got home Michael was already in  bed so she ate dinner alone taking her

eve geldiğinde Michael çoktan yataktaydı, yani akşam yemeğini tek başına yedi ve

lemine with a big glass of water the  next morning she woke up early as as  

ertesi sabah büyük bir bardak su ile lemine içti her zamanki gibi erken uyandı

usual but instead of jumping straight in  the shower she joined Michael downstairs for

ama hemen duşa girmek yerine

breakfast good morning she said to her surprise  she suddenly wanted to kiss him on the cheek  

kahvaltı için alt kattaki Michael'a katıldı günaydın dedi ve şaşkınlıkla aniden onu öpmek istediğini söyledi yanağına

so she did and sat down next to him at the  table he was eating in front of a Bab pile of

öyle yaptı ve masaya onun yanına oturdu, Bab'ın bir yığın kitabının önünde yemek yiyordu,

books looking cute with a pen behind his  ear what are you doing I'm applying for  

kulağının arkasında bir kalemle sevimli görünüyordu, ne yapıyorsun bir sonraki araştırma projem için para

money for my next research project he  said oh good luck what's the project

başvurusunda bulunuyorum o ah iyi şanslar dedi kahvaltıdan sonra proje neyle

about after breakfast she thought how  nice it had been to to see him talking  

ilgili diye düşündü onun önemsediği bir şey hakkında konuştuğunu görmenin ne kadar güzel olduğunu düşündü

about something he cared about she' forgotten  how cute his dimples were when he smiled she

gülümsediğinde gamzelerinin ne kadar tatlı olduğunu unutmuştu diye düşündü

thought or maybe she hadn't seen him smile much  recently anyway she decided to have breakfast  

ya da belki de onu pek gülümserken görmemişti neyse geçenlerde onunla her gün kahvaltı yapmaya karar verdi,

with him every day since it had been such a lovely  start to the day it couldn't hard to make a bit

çünkü güne çok güzel bir başlangıç ​​yapmıştı, biraz daha fazla çaba harcamak zor olamazdı,

more a bit more effort could it two  years later the baby hadn't stopped  

iki yıl sonra bebek iki yıldır ağlamayı bırakmamış mıydı

crying for two hours but now her little  face was peaceful as she slept Kate felt

saatlerdir ama şimdi uyurken küçük yüzü huzurluydu Kate rahatsız oldu

annoyed where was Michael she went downstairs  and found him filling bottles with milk for  

Michael neredeydi aşağıya indi ve onu

the baby well done Michael said that  didn't sound easy no she said angrily it

bebek için şişelere süt doldururken buldu aferin Michael bunun kulağa kolay gelmediğini söyledi hayır öfkeyle o

isn't you're doing an amazing job he said okay  so I've washed all the clothes made your lunch  

sen değilsin dedi harika bir iş çıkarıyorum dedi tamam dedi, öğle yemeğini daha sonra için hazırladığım tüm kıyafetleri yıkadım

for later and I'm going to come home early this  afternoon so that you can have some time for

ve sen kendine biraz zaman ayırabilesin diye bu öğleden sonra eve erken geleceğim

yourself Kate managed to smile and say  thank you he really was being very sweet  

Kate gülümsemeyi ve teşekkür etmeyi başardı gerçekten çok tatlıydı

even if she was too tired to feel grateful  as soon as he had left for work she picked  

Adam işe gider gitmez minnettar olamayacak kadar yorgun olsa bile

up the box of limine by the the time  he came home Kate felt able to smile  

eve geldiğinde kireç kutusunu aldı Kate

back when he smiled at her one year later  Kate was putting clouds away while the baby

bir yıl sonra ona gülümsediğinde ona gülümseyebildiğini hissetti Kate bulutları kaldırıyordu bebek uyurken

slept she picked up one of Michael's favorite  jumpers and held a soft material next to her  

Michael'ın en sevdiği kazaklardan birini aldı ve yanağının yanına yumuşak bir malzeme tuttu

cheek she missed him and he had only been  out an hour putting it back she noticed

onu özledi ve o sadece bir saattir dışarıdaydı onu yerine koydu

something something hard under the rest of  the jumpers in the drawer it was boxes and  

çekmecedeki diğer kazakların altında sert bir şey fark etti kutular ve

boxes of limine they weren't HS she was shocked  to see these boxes she took liaran every day it  

kutular limondu onlar HS değildi bu kutuları görünce şok oldu her gün liaran aldı bu doğruydu

was true but Michael she thought of liaran as  an easy way to those feelings she'd always had  

ama Michael liaran'ın Michael'a karşı her zaman beslediği duygulara ulaşmanın kolay bir yolu olduğunu düşündü

for Michael and it was working every day  she felt madly in love with her wonderful

ve işe yaradı Her gün harika kocasına deliler gibi aşık olduğunu hissediyordu,

husband everyone said marriage was hard  work but she just didn't have time or  

herkes evliliğin zor bir iş olduğunu söylüyordu ama onun hem evlilik işi hem de yarı zamanlı işi için

energy for the job of marriage as well as her  part-time job and a young baby when she took

zamanı ve enerjisi yoktu ve yaptığı liran'ı aldığında küçük bir bebeği vardı.

liaran she made more effort to do small things  that made their life together enjoyable if he  

birlikte yaşamalarını keyifli hale getirecek küçük şeyler yapmak için daha fazla çaba sarfetmesi

did something nice for her she said thank you  but most of all she actually felt grateful

onun için güzel bir şey yaptıysa teşekkür etti ama en önemlisi

if he wore a new shirt or his hair looked  good she told him he was handsome she asked  

yeni bir gömlek giyerse veya saçları güzel görünüyorsa gerçekten minnettar hissediyordu ona yakışıklı olduğunu söylüyordu soruyordu

him about his day and remembered things that were  important to him she seen nothing wrong with doing

ona gününü anlattı ve onun için önemli olan şeyleri hatırladı

this until now that is now she knew why he  had always been so good at doing those same  

şimdiye kadar bunu yapmakta yanlış bir şey görmedi yani şimdi onun aynı

things for her it was all fake instead of a  smiling at Michael when he got home she was

şeyleri kendisi için yapmakta neden bu kadar iyi olduğunu biliyordu Michael'a gülümsemek yerine hepsi sahteydi eve geldiğinde

angry clearly the liaran only had a limited  ability to make everything perfect because  

açıkça sinirlenmişti yalancının her şeyi mükemmel yapma yeteneği sınırlıydı çünkü

nothing felt perfect right now what are  all these she asked he pointed it to the

şu anda hiçbir şey mükemmel gelmiyordu bütün bunlar nelerdi sordu Larin'e işaret etti

Larin the larine packets she taken from  the drawer and put on the kitchen table  

çekmeceden alıp mutfağa koyduğu larin paketlerini masa

Michael moved closer and tried to read the small  writing on the boxes they are vitamins aren't

Michael yaklaştı ve kutuların üzerindeki küçük yazıyı okumaya çalıştı bunlar vitamin değil mi

they don't act as you've got no idea  why I'm asking in said Kate even more  

onlar hareket etmiyorlar çünkü neden sorduğum hakkında hiçbir fikrin yok dedi Kate daha da

Angry these boxes she said picking one of  the packets up are our relationship oh he  

sinirlendi bu kutulardan birini seçerek dedi paketler yukarı bizim ilişkimiz ah

said it's liin yes it's liin she said  I know exactly what they are he looked  

dedi ki liin evet liin ne olduklarını tam olarak biliyorum dedi kafası

confused so why are you asking me what they  are I remember remember the name now you've

karışmış görünüyordu öyleyse neden bana ne olduklarını soruyorsun hatırlıyorum şimdi adını hatırla

said from the place we met right but I've  not taken those for years what I just I  

tanıştığımız yerden söylemiştin doğru ama yıllardır bunları almıyorum sadece

don't know it's better to get vitamins  from fruit and vegetables isn't it he

vitaminleri meyve ve sebzelerden almanın daha iyi olduğunu bilmiyorum değil mi

said the research company sent us boxes and  boxes of them years ago but I put them away  

araştırma şirketinin bize yıllar önce kutu kutu yolladığını söyledi ama ben onları

somewhere and forgot to throw them away we  eat a healthy enough diet so there is no need

bir yere kaldırdım ve onları atmayı unuttuk yeterince sağlıklı besleniyoruz bu yüzden

to to take vitamins what about she felt  her voice getting louder and louder but  

vitamin almaya gerek yok peki ya sesinin giderek yükseldiğini hissetti ama

also something made her feel less sure about  the words she planned to say her idea sounded

aynı zamanda bir şey onu söylemeyi planladığı kelimelerden daha az emin hissettirdi fikri kulağa

stupid what about the Falling in Love Part  the side effects you're always so wonderful  

aptalca geliyordu Peki ya Aşık Olmak Kısmı yan etkiler sen her zaman çok harikasın mükemmel bir

the perfect husband and now I know why uh  thanks he laughed I know they told us there  

kocasın ve şimdi neden olduğunu biliyorum ah teşekkürler güldü bazı yan etkiler olduğunu

were some some side effects but we were just  joking when we said we fell in love because  

söylediler bize ama biz sadece şaka yapıyorduk aşık olduğumuzu söylerken ilaç yüzünden aşkım,

of the medicine weren't we also he added turning  the box over in his hands they must have changed

değil mi diye de ekledi kutuyu elinde çevirerek içindekileri falan değiştirmiş olmalılar

the the ingredients or something because  it doesn't say anything on the Box about  

çünkü kutuda

side effects see he held it out for her to look  maybe they changed the recipe after we did that

yan etkilerle ilgili hiçbir şey yazmıyor bakması için ona uzattı bakın belki biz o denemeyi yaptıktan sonra tarifi değiştirmişlerdir

trial he gave her a big hug this perfect husband  is all natural don't worry he went upstairs to  

ona kocaman sarıldı bu mükemmel koca tamamen doğal merak etmeyin

guess the baby and then she heard him in  the kitchen as he started to make dinner

bebeği tahmin etmek için yukarı çıktı ve sonra mutfakta akşam yemeğini yapmaya başladığını duydu

she looked carefully at the boxes and it was  true there was nothing on the Box about side  

dikkatlice baktı kutulardaydı ve Kutunun üzerinde yan

effects or even on the information  inside they were just vitamins after

etkilerle ilgili hiçbir şey olmadığı, hatta içindeki bilgilerin bile sadece vitamin olduğu doğruydu, sonuçta

all liming wasn't an easy way to  laugh and it never had been do do you

kireçleme gülmenin kolay bir yolu değildi ve hiçbir zaman da olmamıştı anlıyor musun

understand yeah I get it love can't  depend on drugs it's something pure

evet anladım aşk uyuşturucuya bağlı olamaz saf bir şeydir

right exactly so no ritual is going to  work just be yourself that's all I hope  

doğru tam olarak hiçbir ritüel işe yaramayacak sadece kendin ol sadece bu kadar umarım

you liked this story if you could improve your  English a little more please subscribe to the  

bu hikayeyi beğenmişsindir eğer ingilizceni biraz daha geliştirebilirsen lütfen kanala abone ol

channel and share sh this video with a friend  thank you very much for your support take

ve bu videoyu paylaş bir arkadaşım desteğin için çok teşekkür ederim kendine iyi

care

bak