'MONEY makes the WORLD go round' - Mr Duncan explains / Lesson 9 #englishaddictwithmrduncan

This lesson is about something we all need.

Bu ders hepimizin ihtiyaç duyduğu bir şeyle ilgili.

But not everyone has.

Ama herkeste yok.

And even those who have it quite often want a little bit more.

Ve buna sahip olanlar bile sıklıkla biraz daha fazlasını isterler.

It is the thing that many people believe brings happiness, but quite often provides nothing but misery.

Pek çok insanın mutluluk getirdiğine inandığı ama çoğunlukla sefaletten başka bir şey sağlamayan şey budur.

Of course, we are talking all about ‘money’.

Elbette 'para'dan bahsediyoruz.

They say that money makes the world go round.

Paranın dünyayı döndürdüğünü söylüyorlar.

This particular phrase refers to the fact that we all need to survive.

Bu özel ifade hepimizin hayatta kalması gerektiği gerçeğini ifade eder.

And to do that, we must eat and drink.

Bunun için de yemeli ve içmeliyiz.

We also need somewhere to live, and perhaps now and again we might want to buy something to cheer us up.

Ayrıca yaşayacak bir yere ihtiyacımız var ve belki ara sıra bizi neşelendirecek bir şeyler satın almak isteyebiliriz.

All of the needs I've just mentioned have one thing in common.

Az önce bahsettiğim ihtiyaçların hepsinin ortak bir yanı var.

They all must be paid for.

Hepsinin bedeli ödenmeli.

You might say that the world moves on the need for money.

Dünyanın paraya olan ihtiyaç doğrultusunda ilerlediğini söyleyebilirsiniz.

The area concerned with earning and spending money is often referred to as ‘financial’.

Para kazanma ve harcamayla ilgili alana genellikle 'finansal' denir.

One person might concentrate on their financial needs.

Bir kişi finansal ihtiyaçlarına odaklanabilir.

How much money does one need to survive?

Hayatta kalmak için ne kadar paraya ihtiyaç vardır?

How much money can I earn?

Ne kadar para kazanabilirim?

Do I have enough money?

Yeterli param var mı?

And if not, where can I get that extra money from?

Değilse, bu ekstra parayı nereden alabilirim?

We often refer to finance as the core of all things related to money.

Finanstan sıklıkla parayla ilgili her şeyin özü olarak bahsediyoruz.

Banking is also often referred to when discussing money.

Para tartışılırken bankacılığa da sıklıkla başvurulur.

Some people will save their money in a bank.

Bazı insanlar paralarını bankada biriktirecek.

Some of us might need to borrow money from a bank.

Bazılarımızın bankadan borç alması gerekebilir.

We often use colour as a way of describing one's current money situation.

Renkleri genellikle kişinin mevcut para durumunu tanımlamanın bir yolu olarak kullanırız.

If you have enough money to live on, or if there is plenty of money in your bank account, then we might say you are ‘in the black’.

Yaşamak için yeterli paranız varsa veya banka hesabınızda çok para varsa, o zaman 'karanlıktasınız' diyebiliriz.

Then we have the opposite, which means you owe money to the bank.

O zaman tam tersi olur, bu da bankaya borcunuz olduğu anlamına gelir.

We often refer to this as being ‘in debt’.

Buna sıklıkla 'borçlu olmak' deriz.

A person might refer to this particular situation as being ‘in the red’.

Bir kişi bu özel durumu 'kırmızı'da olmak olarak adlandırabilir.

There are many ways of describing money in our day to day lives.

Günlük hayatımızda parayı tanımlamanın birçok yolu vardır.

You can have ‘cash’, ‘dosh’, ‘moolah’, ‘bread’,

'Nakit', 'dosh', 'moolah', 'ekmek',

‘readies’, ‘greenbacks’, ‘dough’ and ‘lolly’.

'hazır ürünler', 'dolar', 'hamur' ve 'lolly' alabilirsiniz

The British pound is often referred to as ‘quid’.

. İngiliz Sterlini'ne genellikle 'sterlin' denir.

A £10 note is often referred to as a ‘tenner’, and a £5 note is often referred to as a ‘fiver’.

10 sterlinlik bir banknota genellikle 'onluk', 5 sterlinlik bir banknota ise 'beşlik' denir.

You canearn money by working for it.

Bunun için çalışarak para kazanabilirsiniz.

Maybe you own a business and you make money through that.

Belki bir işiniz var ve bundan para kazanıyorsunuz.

Some people save their money and only spend it when they need to.

Bazı insanlar paralarını biriktirir ve yalnızca ihtiyaç duyduklarında harcarlar.

If you only have enough money to survive, we might say you are ‘living from hand to mouth’.

Eğer sadece hayatta kalmaya yetecek kadar paranız varsa, 'kıt kanaat geçindiğinizi' söyleyebiliriz.

A good way to remind ourselves that money does not come easily is to say that ‘it does not grow on trees’.

Paranın kolay elde edilmediğini kendimize hatırlatmanın iyi bir yolu 'ağaçta yetişmiyor' demek.

Sadly, there is no money tree growing in my garden.

Ne yazık ki bahçemde para ağacı yetişmiyor.

And the hard fact is that money does not grow on trees.

Ve acı gerçek şu ki para ağaçta yetişmiyor.

A child asking their parents for a new expensive toy might lead to one of them saying, ‘we're not made of money’.

Anne babasından yeni, pahalı bir oyuncak isteyen bir çocuk, anne ve babasından birinin 'Biz paradan yapılmadık' demesine yol açabilir.

Sometimes we can't have what we want.

Bazen istediğimizi elde edemiyoruz.

Especially when there is a high price to pay for it.

Özellikle bunun için ödenecek yüksek bir bedel olduğunda.

The word ‘expensive’ means of high value.

'Pahalı' kelimesi yüksek değer anlamına gelir.

The cost is high.

Maliyet yüksektir.

The opposite of expensive is ‘cheap’.

Pahalı kelimesinin zıttı 'ucuz'dur.

That thing does not cost much money. It is good value.

Bu şey çok fazla paraya mal olmaz. Bu iyi bir değerdir.

It is cheap.

Ucuz.

As you may have already noticed, there are many slang terms for money.

Zaten fark etmiş olabileceğiniz gibi, parayla ilgili pek çok argo terim var.

Although these days more and more people don't actually carry money with them.

Her ne kadar günümüzde giderek daha fazla insan yanlarında para taşımıyor.

Thanks to electronic banking and contactless payment methods,

Elektronik bankacılık ve temassız ödeme yöntemleri sayesinde

it is now possible to use money without actually having any cash in your pocket.

cebinizde nakit olmadan da para kullanabilmeniz artık mümkün.

Someone with lots of money is often referred to as a wealthy person.

Çok parası olan birine genellikle zengin kişi denir.

They might be described as being ‘loaded’.

'Yüklü' olarak tanımlanabilirler.

They have lots of money.

Çok paraları var.

A person who has no money or very little money might be described as ‘skint’, ‘poor’, ‘impoverished’ or ‘broke’.

Hiç parası olmayan ya da çok az parası olan bir kişi 'zayıf', 'yoksul', 'yoksul' ya da 'meteliksiz' olarak tanımlanabilir.

It would be fair to say that many people have just enough money to survive.

Pek çok insanın hayatta kalmaya yetecek kadar paraya sahip olduğunu söylemek doğru olur.

They are not poor, but then they are not wealthy.

Fakir değiller ama zengin de değiller.

You might say that person is ‘getting by’ with what they have.

Bu kişinin sahip olduklarıyla yetindiğini söyleyebilirsiniz.

There is an interesting phrase in English that describes a person who is surviving and earning enough money to live.

Hayatta kalan ve yaşamaya yetecek kadar para kazanan kişiyi anlatan İngilizce'de ilginç bir deyim vardır.

We can say they are... ‘making ends meet’.

Onların... 'geçimlerini sağladıklarını' söyleyebiliriz.

To make ends meet means to have enough money to feed oneself and also pay the bills.

Geçimini sağlamak, kendini beslemek ve aynı zamanda faturaları ödemek için yeterli paraya sahip olmak anlamına gelir.

Of course, a person might not be able to make ends meet.

Elbette kişi geçimini sağlayamayabilir.

This means they cannot afford to live on the money they have.

Bu, sahip oldukları parayla geçinemeyecekleri anlamına geliyor.

They cannot make ends meet.

Sonunu getiremezler.

You might describe money as a type of necessary evil,

Parayı bir tür gerekli kötülük olarak tanımlayabilirsiniz;

in that we all need it, even though it often brings unhappiness and lots of stress, especially when it comes to earning that money.

çünkü çoğu zaman mutsuzluk ve stres getirse de, özellikle de konu o parayı kazanmaya geldiğinde, hepimiz ona ihtiyaç duyarız.

Some people are very generous with their money.

Bazı insanlar para konusunda çok cömerttir.

They will often donate or give their money to others.

Çoğunlukla bağışta bulunurlar veya paralarını başkalarına verirler.

Some people don't like to spend money at all.

Bazı insanlar para harcamayı hiç sevmezler.

You might describe that type of person as ‘tight-fisted’, ‘mean’, ‘stingy’, or a ‘miser’.

Bu tür bir kişiyi 'cimri', 'kötü', 'cimri' veya 'cimri' olarak tanımlayabilirsiniz.

The general thought is that the more money you have, then the happier you will be in life.

Genel düşünce, ne kadar çok paranız olursa hayatta o kadar mutlu olacağınızdır.

Of course, this is not always true.

Elbette bu her zaman doğru değildir.

Sometimes having a large quantity of something makes you forget what its value is.

Bazen bir şeyin çok miktarına sahip olmak onun değerinin ne olduğunu unutturur.

The same can be said about money.

Aynı şey para için de söylenebilir.

The subject of money can be quite a delicate thing to discuss, as some people feel embarrassed to discuss their financial situation.

Bazı insanlar mali durumlarını tartışmaktan utandığından, para konusu tartışılması oldukça hassas bir konu olabilir.

It is not easy to talk about money, especially amongst people you don't know very well.

Özellikle çok iyi tanımadığınız insanlar arasında para hakkında konuşmak kolay değil.

Finally, there is a very interesting phrase in English that goes ‘A fool and their money are easily parted’.

Son olarak İngilizce'de 'Bir aptal ve parası kolayca ayrılır' diyen çok ilginç bir tabir vardır.

This expression reminds us that quite often we might be tempted into buying something we don't actually need.

Bu ifade bize çoğu zaman aslında ihtiyacımız olmayan bir şeyi satın alma eğiliminde olabileceğimizi hatırlatır.

Sometimes the secret of survival in this world is knowing when to spend your hard earned money, and when to keep it in your pocket.

Bazen bu dünyada hayatta kalmanın sırrı, zorlukla kazandığınız parayı ne zaman harcayacağınızı ve ne zaman cebinizde tutacağınızı bilmektir.