How Life on Earth Adapts to You and Me | Shane Campbell-Staton | TED

49,546 views ・ 2023-07-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Elif Usta Gözden geçirme: esra kurul
00:04
So I'm an evolutionary biologist.
0
4417
2461
Ben bir evrimsel biyoloğum.
00:07
The thing I love most about evolution is the story.
1
7671
6047
Evrim hakkında en sevdiğim şey hikayedir.
00:14
Evolution is a single story that links every species,
2
14469
4171
Evrim yaşam ağacındaki bütün dalları ve bütün türleri
00:18
every branch in the tree of life together.
3
18640
2461
birbirine bağlayan tek bir hikayedir.
00:21
It's this sense of connectivity with the rest of the living world.
4
21101
4212
Yaşayan dünyanın geri kalanı ile hissedilen bağlılık hissidir.
00:25
It's like one of the reasons why I became a biologist in the first place.
5
25313
3629
Her şeyden önce bir biyolog olma sebeplerimden biridir.
00:28
Now, when Charles Darwin, my man Chuck D,
6
28984
3295
Şimdi, Charles Darwin, adamım Chuck D,
00:32
when he first proposed this theory ...
7
32279
3837
teorisini ilk önerdiğinde...
00:36
(Laughter)
8
36116
1042
(Kahkahalar)
00:37
When he first proposed the theory of evolution,
9
37200
2211
Evrim teorisini ilk önerdiği zaman,
00:39
he imagined it as this slow, gradual process
10
39411
3628
binlerce veya milyonlarca yıl süren
00:43
that played out over thousands or millions of years.
11
43081
3795
oldukça yavaş ve kademeli bir süreç olarak düşündü.
00:46
But now, in the face of all the different changes
12
46876
2628
Ama şimdi, gezegende yapmakta olduğumuz
00:49
that we are making to the planet,
13
49504
2002
bütün farklı değişimleri dikkate alarak,
00:51
we're finding that evolution is rapidly altering species around our planet
14
51506
6757
evrimin gezegenimizdeki türleri bizimle yaşayabilsinler diye
00:58
in order to live alongside us.
15
58305
2836
hızlı bir şekilde değiştirdiğini görüyoruz.
01:01
And in our short time on this planet,
16
61182
1794
Bu gezegende geçirdiğimiz kısa sürede,
01:02
we have trimmed, trained
17
62976
1627
yaşam ağacını büyük bir hızla budadık, biçtik ve kağıtları yeniden kardık.
01:04
and reshuffled the tree of life at breakneck speed.
18
64603
3837
01:08
10,000 years ago,
19
68481
1669
10,000 yıl önce,
01:10
we had already learned how to manipulate the basic building blocks of life,
20
70191
5548
kendi amaçlarımız için kullanmak üzere vahşi bitki ve hayvanları evcilleştirerek
01:15
turning wild plants and animals into domesticated forms
21
75780
4088
yaşamın temel yapı taşlarını nasıl manipüle edeceğimizi çoktan öğrenmiştik.
01:19
to use for our own purposes.
22
79909
2294
01:22
With mass global transportation,
23
82245
2294
Küresel toplu taşıma ile,
01:24
we've reshuffled species around the globe,
24
84581
2794
tüm dünyadaki türleri bir araya getirerek
01:27
bringing them together and forming all new ecological interactions.
25
87417
4463
ve yeni ekolojik etkileşimler oluşturarak kartları yeniden karmış olduk.
01:31
And on top of that,
26
91880
1168
Bununla da kalmayıp,
01:33
we've fundamentally altered Earth's surface and its climate
27
93089
3921
endüstriyel tarım, kentleşme, kirlilik ve küresel ısınma ile
01:37
through industrialized agriculture, urbanization,
28
97052
3920
dünyanın yüzeyini ve iklimini temelden değiştirdik.
01:41
pollution and global warming.
29
101014
2336
01:43
Now I've dedicated my life to trying to understand
30
103350
3086
Bu durumda, ben hayatımı
01:46
the lasting biological impacts of our human footprint.
31
106436
5088
insan ayak izinin kalıcı biyolojik etkilerini anlamaya adadım.
01:52
One of the things that I've learned along the way is that life is a paradox.
32
112108
6090
Bu yolculukta öğrendiğim şeylerden biri yaşamın bir paradoks olduğudur.
01:58
It's simultaneously incredibly fragile
33
118698
4046
Aynı anda son derece kırılgan
02:02
and relentlessly resilient.
34
122744
2628
ve amansızca dirençli.
02:05
The thing that impresses me most
35
125914
2377
Beni en çok etkileyen şey
02:08
is that despite our devastating impacts on this planet,
36
128333
4171
bu gezegendeki yıkıcı etkimize karşı,
02:12
I'm constantly in awe of the surprising, incredible,
37
132545
2837
kelimenin tam anlamıyla türümüzün
02:15
amazing ways that life is changing,
38
135423
2628
gezegen üzerindeki etkisiyle tanımlanan
02:18
evolving and adapting
39
138051
2210
bir zamanda hayatın değişirken,
02:20
to a time that's literally defined by our species' impact on the planet.
40
140303
5631
gelişirken ve uyum sağlarken bulduğu hayret verici, inanılmaz, müthiş yollara
02:25
We now live in a time where one half of the human species lives in cities.
41
145934
4671
daima derinden saygı ve hayranlık duyuyorum.
02:30
As urban areas grow and expand,
42
150647
3128
Kentsel alanlar büyüdükçe ve genişledikçe,
02:33
life around the world,
43
153817
1960
dünyadaki insan dışı hayat, yeni kaynaklardan nasıl yararlanacağını
02:35
non-human life, is changing
44
155819
2669
02:38
to figure out how to exploit the novel resources
45
158530
3253
ve olası tehlikelerden nasıl kaçınacağını
02:41
and avoid the potential dangers.
46
161783
2210
bulmak için değişiyor.
02:44
My research group and my colleagues have been studying these small lizards
47
164536
5297
Araştırma grubum ve iş arkadaşlarım ile Amerikan kertenkelesi denilen,
02:49
called anoles
48
169874
1293
Porto Riko adasında bulunan
02:51
that occur across the island of Puerto Rico.
49
171209
3003
bu küçük kertenkeleleri inceliyoruz.
02:54
Now, most of the time,
50
174254
1960
Şimdi, bu kertenkeleler,
02:56
these lizards spend their time running up and down trees,
51
176214
4046
zamanlarının çoğunu ağaçlara inip çıkarak, böcekleri kovalayarak ve bildiğiniz gibi,
03:00
chasing after insects, doing the things you know, that lizards do.
52
180301
3379
kertenkelelerin yapacağı diğer şeyleri yaparak geçiriyorlar.
03:03
But in cities, they have evolved at the genetic level.
53
183680
3795
Ama kentlerde, genetik düzeyde değişim geçirdiler.
03:07
They've evolved longer limbs and larger sticky toe pads
54
187475
3462
Binaların kenarlarından ve cam, metal ve beton gibi yapay yüzeyleri
03:10
to utilize the sides of buildings
55
190979
2669
evleri olarak kullanmak için
03:13
and artificial surfaces like glass and metal and concrete as their homes.
56
193690
4880
daha uzun uzuvlar ve yapışkan ayak tabanları geliştirdiler.
03:18
They've also evolved greater heat tolerance
57
198611
2503
Aynı zamanda, kentsel ısı adaları olarak adlandırdığımız
03:21
to deal with the high temperatures that define dense urban environments,
58
201156
4671
yoğun kentsel ortamların bir özelliği olan yüksek sıcaklıklarla baş etmek için
03:25
what we call urban heat islands.
59
205869
2085
daha yüksek ısı toleransı geliştirdiler.
03:27
And what's more, is that multiple populations of this species
60
207954
4671
Dahası, bu türün çeşitli popülasyonları
03:32
have come up with the same solutions over and over again, independently.
61
212625
4547
birbirlerinden bağımsız olarak, tekrar ve tekrar aynı çözümü buldular.
03:37
Showing us that not only is the process of evolution very rapid sometimes,
62
217213
6632
Bu bize evrim sürecinin sadece bazen hızlı olduğunu göstermekle kalmayıp,
03:43
but in some cases it can also be quite predictable.
63
223845
3337
aynı zamanda, bazı durumlarda oldukça tahmin edilebilir olduğunu da gösterdi.
03:47
Now, urbanization is not our only impact on this planet,
64
227640
4630
Şu anda, kentleşme bu gezegendeki tek etki alanımız değil,
03:52
far from it.
65
232312
1168
bunun çok daha ötesinde.
03:53
Perhaps our earliest and longest-lasting impact
66
233480
3420
Belki de ilk ve en kalıcı etkimiz
03:56
has been through our want and need
67
236900
2168
yiyecek ve spor amaçlı
03:59
to hunt other species for food and for sport.
68
239110
3796
diğer türleri avlama isteğimiz ve ihtiyacımız nedeniyle olmuştur.
04:03
I spent the last few years studying the evolution of African elephants
69
243239
6507
Son birkaç yılımı Afrika fillerinin izinsiz fildişi avcılığına verdiği
04:09
in response to ivory poaching.
70
249788
2168
evrimsel karşılık üzerinde çalışarak geçirdim.
04:11
In Mozambique,
71
251998
1502
Mozambik’te, 1977 yılından 1992 yılına kadar iç savaş vardı.
04:13
there was a civil war from 1977 to 1992.
72
253541
4046
04:17
During this time, in Gorongosa National Park,
73
257629
2711
Bu süre zarfında, Gorongosa Ulusal Parkı’nda,
04:20
elephants in particular were reduced by 90 percent
74
260381
3087
özellikle filler yüzde 90 oranında azaldı,
04:23
because of the ivory trade, being targeted for their trademark tusks.
75
263510
4671
fildişi ticareti nedeniyle, ticari marka dişleri için hedef alınıyorlardı.
04:28
Now, under most circumstances, African elephants have tusks,
76
268556
3837
Şimdi, pek çok koşulda, Afrika fillerinin dişleri var,
04:32
all males have tusks,
77
272393
1961
bütün erkek fillerin dişleri var,
04:34
the vast majority of females have tusks.
78
274395
3045
dişi fillerin büyük bir çoğunluğunun dişleri var.
04:37
But there is a small number of females that carry a gene
79
277440
5339
Ama az sayıda dişi fil, fildişlerinin çıkmasını engelleyen
04:42
that prevents them from growing their tusks.
80
282821
2794
bir gene sahip.
04:45
But after the Mozambican Civil War,
81
285657
2252
Ama Mozambik iç savaşından sonra,
04:47
one-half of the surviving females, completely tuskless.
82
287909
4922
hayatta kalmayı başaran her iki filden biri tamamen dişsizdi.
04:52
Now, during a time where individuals are being hunted
83
292831
4838
Şimdi, bireylerinin dişlere sahip olmak
gibi özel bir nitelik için avlandığı bir dönemde
04:57
specifically for a trait,
84
297669
2210
04:59
having tusks,
85
299921
1293
bu niteliğe sahip olmamak hayatta kalma becerisi açısından değerlendirildiğinde
05:01
not having that trait puts you at a decided advantage
86
301256
3128
05:04
in your ability to survive.
87
304425
1669
sana net bir avantaj sağlar.
05:06
That in and of itself is natural selection.
88
306094
2586
Bu özünde doğal seçilimdir.
05:08
Those surviving females then went on
89
308721
1752
Hayatta kalan bu dişi filler
05:10
and passed that gene on to many of their daughters.
90
310515
3420
bu geni dişi yavrularına aktardılar.
05:13
That turnover of genes across generations,
91
313935
4129
Nesiller boyunca genlerin yeniden aktif oluşu,
05:18
that is rapid evolution
92
318064
2127
05:20
in this long-lived species in response to a decade and a half
93
320233
4338
bu uzun yaşayan türlerin 15 yıl süren insan avlanmasına cevaben
05:24
of human hunting.
94
324571
1668
geçiridği hızlı evrimdir.
05:26
I remember going to Gorongosa for the first time
95
326239
3337
İlk kez Gorongosa Ulusal Parkı’na gidişimi hatırlıyorum,
05:29
and participating in these elephant captures
96
329617
2503
takip cihazları takarak
05:32
where we collar these individuals
97
332120
2294
veri toplamak ve hareketlerini izlemek için
05:34
and collect data and track their movements.
98
334455
3003
fil yakalama faaliyetine katılmıştık.
05:37
And we came across this female,
99
337458
1919
Ve bu dişi file rastladık,
05:39
and she's old enough where we know that she had survived
100
339419
2919
ve bu dişi fil, Mozambik İç Savaşı’ndan sağ çıktığını bilmemize yetecek
05:42
the Mozambican Civil War.
101
342380
1960
derecede yaşlıydı.
05:44
Now we sedated this female and as we were there,
102
344382
2711
Bu dişi file yatıştırıcı verdik ve hepimiz oradayken,
05:47
sort of working up all of these data,
103
347093
2878
bir anlamda, bütün veriler üzerinde çalıştık,
05:50
looking into her big, groggy, sleepy eyes,
104
350013
4087
kocaman, halsiz, uykulu gözlerine baktık,
05:54
and it really struck me, the impact that our species can have
105
354100
4463
ve türümüzün yaşayan dünyanın geri kalanı üzerindeki etkisi
05:58
on the rest of the living world.
106
358563
1626
beni gerçekten sarstı.
06:00
This female, she lived during a time
107
360231
2586
Bu dişi fil, kendi türünün her on bireyden dokuzunun
06:02
that saw nine out of ten of the members of her species slaughtered.
108
362817
5172
katledildiğini gördüğü bir zamanda yaşadı.
06:08
But she survived.
109
368406
1460
Ama hayatta kaldı.
06:09
She grew up, she went on and had children, had grandchildren,
110
369908
3878
Büyüdü, hayatına devam etti, çocukları ve çocuklarının çocukları oldu,
06:13
became the matriarch of a family group.
111
373828
3212
ve ailesinin en yaşlı üyesi ve reisi oldu.
06:17
But what strikes me the most about this story
112
377040
2502
Ama bu hikayede beni bu kadar sarsan şey,
06:19
is that the reason
113
379542
1752
tüm bu yıkımın ve katliamın sebebinin
06:21
for all of that destruction and that slaughter
114
381336
4796
06:26
was simply because
115
386132
2169
insanların sırf onların dişinden
06:28
humans like to make trinkets out of their teeth.
116
388343
3336
ıvır zıvır şeyler yapmayı sevmesi yüzünden olmasıydı.
06:32
Which is about the most
117
392472
2043
Ki bu yüksek sesle söylemek zorunda
06:34
ridiculous and sad thing I've ever had to say out loud.
118
394557
3379
kaldığım hemen hemen en saçma ve en üzücü şey.
06:38
But we live in a time where even the simplest human whims
119
398686
4088
Ama biz en basit insan heveslerinin bile
06:42
can fundamentally alter the evolutionary fate
120
402774
2419
gezegenimizdeki en büyük kara hayvanının
06:45
of the largest land animal on our planet.
121
405234
3754
evrimsel kaderini temelden değiştirebileceği bir zamanda yaşıyoruz.
06:49
And many of these stories of rapid evolution are sad,
122
409614
4087
Ve hızlı evrime ait olan bu hikayelerin çoğu üzüntü verici,
06:53
but some also offer us hope for our own future on this planet.
123
413701
6215
ama bazı hikayeler de bu gezegendeki geleceğimiz için bize umut veriyor.
07:00
In nature's struggle to deal with all the nonsense that we're throwing at her
124
420375
4045
Doğa’nın tüm bu farklı şekillerde ona çıkardığımız zorluklarla
07:04
in all these different ways,
125
424420
1794
başa çıkma mücadelesinde,
07:06
some of those solutions may lead us to novel insights
126
426255
5798
ulaşılan çözümlerden bazıları bize yeni iç görüler sağlayarak
07:12
that may help our bodies
127
432095
2210
bu gezegende yapmakta olduğumuz
07:14
deal with things that we currently struggle with
128
434347
2544
tüm bu değişimlerden sonra
07:16
that will allow us to survive all the different changes
129
436891
3796
hayatta kalmamıza müsaade ederek şu anda mücadele ettiğimiz işleri halletmesi
07:20
that we're making on this planet.
130
440687
1918
halletmesi için vücutlarımıza yardımcı olabilir.
07:23
For instance, fast forward to the year 2040,
131
443022
2753
Örneğin, 2040 yılına hızlıca gidersek,
07:25
it's estimated that there will be about 30.2 million new cancer cases
132
445817
4337
sadece o yılda teşhis edilecek 30.2 milyon yeni kanser hastalığının
07:30
diagnosed in that year alone.
133
450196
2753
olacağı tahmin ediliyor.
07:32
Now, we know a lot about the genes and mutations
134
452991
4796
Şu anda, bizler kanserden sorumlu veya
07:37
that are responsible for many cancers
135
457829
2502
bir insanı kanser olmaya meyilli hale getiren
07:40
or make an individual more predisposed to getting cancer.
136
460373
3962
genler ve mutasyonlar hakkında çok şey biliyoruz.
07:44
We know a lot less about potential genetic mutations or variation
137
464836
6089
Bir insanı kansere karşı daha dirençli veya daha dayanıklı yapan
07:50
that may make an individual more resistant
138
470925
2836
potansiyel genetik mutasyonlar veya
07:53
or more resilient to cancer.
139
473803
2211
varyasyonlar hakkında çok daha az bilgiye sahibiz.
07:56
But perhaps nature has already found the solution.
140
476556
4963
Ama belki de doğa çözümü çoktan bulmuştur.
08:02
April 26th, 1986,
141
482145
1710
26 Nisan 1986′da
08:03
the day before my very first birthday.
142
483896
2586
benim doğum günümden hemen önce,
08:06
There was an explosion in the Chernobyl nuclear power plant.
143
486482
4255
Çernobil Nükleer Santrali’nde bir patlama oldu.
08:10
Humans were immediately evacuated from that region,
144
490778
2628
İnsanlar, Çernobil Yasak Bölgesi denilen
08:13
what is now called the Chernobyl exclusion zone.
145
493448
2794
o yerden derhal çıkarıldılar.
08:16
But in the decades since,
146
496242
1585
Ama o zamandan beri on yıllar içinde,
08:17
wildlife has actually moved into the Chernobyl exclusion zone
147
497869
3461
vahşi yaşam fiilen Çernobil Yasak Bölgesi’ne girdi
08:21
and has proliferated.
148
501372
1418
ve de hızla çoğaldı.
08:22
So my research group and colleagues,
149
502832
1793
Bu yüzden, araştırma grubum ve iş arkadaşlarım ile,
08:24
we have been studying the wolves that live in the Chernobyl exclusion zone,
150
504667
4838
Çernobil Yasaklı Bölgesi’nde yaşayan kurtlar üzerinde çalışarak,
08:29
trying to understand how they have responded biologically
151
509547
4254
nesiller boyunca maruz kaldıkları yüksek radyasyon seviyelerine
08:33
to now generations of exposure to elevated radiation levels.
152
513801
5839
biyolojik olarak nasıl cevap verdiklerini anlamaya çalışıyoruz.
08:39
Now, if we consider a wolf pup that's born in the Chernobyl exclusion zone,
153
519932
4839
Şimdi, Çernobil Yasaklı Bölgesi’nde doğan bir kurt yavrusunu düşünürsek,
08:44
it lives every single day of its life, from the time it's born,
154
524812
3671
doğduğu günden itibaren yaşamının her bir gününü
08:48
gaining increased doses of exposure from its environment.
155
528483
5088
çevresinden aldığı artan dozlarda maruziyet ile geçiriyor.
08:53
With every meal that that animal eats,
156
533613
3128
Yediği her yemekte,
08:56
it then gets another dose of radiation from prey species.
157
536741
3670
diğer av türlerinden bir doz daha radyasyon alıyor.
09:00
And we can see that radiation accumulating in this wolf population
158
540453
5464
Ve bu kurt nüfusunda biriken radyasyonu
09:05
in the form of cesium-137.
159
545958
3379
sezyum-137 formunda görebiliyoruz.
09:09
And one of the things that our data are showing us
160
549337
4629
Ve verilerimizin bize gösterdiği şeylerden biri
Çernobil kurt genomunun en hızlı değişen alanlarının
09:14
is that the fastest-changing regions of the Chernobyl wolf genome
161
554008
6006
09:20
occur in and around genes that we know are involved in cancer
162
560014
5881
kanser veya memelilerdeki anti-tümör bağışıklık tepkisi olarak
09:25
or in the mammalian anti-tumor immune response.
163
565895
4504
bildiğimiz genler içerisinde ve çevresinde gerçekleşmesidir.
09:30
We're now working with biomedical companies
164
570441
3212
Biz şu anda, bu değişimlerden en azından bir kaçının
09:33
and cancer biologists
165
573694
1836
insanlardaki kansere çare olabilecek
09:35
to understand the physiological impacts of these mutations
166
575530
4796
yeni tedavilerin önünü açabilmesi umuduyla
09:40
with the hope that at least some of these changes
167
580326
3086
bu mutasyonların fizyolojik etkilerini anlamak için
09:43
may lead us to novel therapeutics
168
583412
3379
09:46
that might result in new treatments for cancer in humans.
169
586833
4546
biyomedikal şirketlerle ve kanser biyologları ile çalışıyoruz.
09:51
In this grand story of life,
170
591420
2336
Bu muhteşem yaşam öyküsünde,
09:53
we're writing a brand new chapter.
171
593798
2252
yepyeni bir bölüm yazıyoruz.
09:56
Now our chapter in this story is not a pretty one, let's be honest.
172
596050
4671
Bu hikayede bize ait olan bölüm, dürüst olalım, güzel bir bölüm değil.
10:01
As a matter of fact, there's a distinct possibility
173
601556
2419
İşin doğrusu, bizim türümüzün
10:03
that our species could bring about Earth's sixth major mass extinction event.
174
603975
6339
Dünya’yı altıncı büyük kitlesel yok oluşa götüreceğine dair bariz bir olasılık var.
10:10
So, you know, that sucks.
175
610356
2461
Yani bu berbat bir şey.
10:12
(Laughter)
176
612859
2127
(Kahkahalar)
Konuşmayı burada böylece bitirip, “Umarım kendinizle gurur duyuyorsunuzdur.”
10:15
It'd be messed up if I had just left the talk like that, I was like,
177
615027
3212
10:18
"Hope you're all proud of yourselves, bye."
178
618281
2002
deseydim bütün işi mahvetmiş olurdum.
10:20
(Laughter)
179
620324
1126
(Kahkahalar)
10:22
(Applause)
180
622076
4671
(Alkışlar)
10:27
But luckily I don't have to leave the talk like that
181
627206
4129
Ama neyse ki, konuşmayı bu şekilde bitirmek zorunda değilim,
10:31
because this chapter is still being written.
182
631377
4129
çünkü bu bölüm halen yazılıyor.
10:35
Our chapter in this story of life is still happening,
183
635506
2544
Yaşam hikayesindeki bölümümüz halen yaşanıyor,
10:38
which means that there are still many possibilities ahead of us.
184
638050
3879
bu demektir ki, önümüzde hala bir sürü imkan ve olasılık var.
10:41
We have the possibility to act,
185
641971
2252
Harekete geçme imkanımız var,
10:44
the possibility to fight for those species
186
644265
2628
kendileri için savaşma becerisi olmayan
10:46
that don't have the ability to fight for themselves.
187
646934
3545
o türler için savaşma imkanımız var.
10:50
We have the possibility to turn our chapter in this story
188
650479
5005
Hikayedeki bölümümüzü, bize miras kalan bu gezegendeki destansı yaşam mirası için
10:55
into one of redemption,
189
655526
2503
bir sevgi hikayesine, bir umut hikayesine
10:58
one of hope and one of care for this epic legacy of life
190
658029
5839
bir kurtuluş hikayesine dönüştürme imkanımız var.
11:03
on this planet that we've inherited.
191
663910
1918
11:05
A legacy, by the way, that's four billion years in the making.
192
665828
5631
Bir miras ki, yeri gelmişken söyleyeyim, yapımı dört milyar yıl süren.
11:11
Which brings up the possibility that we can pass on a world to our kids
193
671792
6632
Bu, Charles Darwin’in “sonsuz formlar en güzel” diyerek ifade ettiği
11:18
and our grandkids
194
678466
1543
evrim hikayesinin oluşturduğu
11:20
so that they can enjoy and revel in the incredible biodiversity
195
680009
5839
müthiş biyolojik çeşitliliğin zevkine varabilsin ve tadını çıkarabilsinler diye
11:25
that the story of evolution has produced.
196
685890
2836
dünyayı çocuklarımıza ve torunlarımıza
11:28
What Charles Darwin referred to as “endless forms most beautiful.”
197
688726
5172
miras bırakabilme olasılığını gündeme getiriyor.
11:33
One way or another, what we do matters.
198
693940
4504
Öyle ya da böyle, ne yaptığımız önemli.
11:38
We live in a time
199
698444
1585
Kelimenin tam anlamıyla
11:40
when we are literally etching our decisions
200
700071
4004
verdiğimiz kararları içimizde, bizimle ya da etrafımızda yaşayan türlerin
11:44
into the DNA of the species that live in, on and around us.
201
704116
6423
DNA’larına kazıdığımız bir zamanda yaşıyoruz.
11:51
When we're considering this story that we're writing,
202
711249
4713
Yazdığımız bu hikayeyi düşündüğümüzde,
11:55
what do we want our chapter in this grand story of life to be?
203
715962
4504
bu büyük hikayedeki bölümümüzün nasıl olmasını istiyoruz?
12:01
Thank you.
204
721259
1167
Teşekkürler.
12:02
(Applause)
205
722468
3629
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7