The Standing Rock resistance and our fight for indigenous rights | Tara Houska

216,335 views ・ 2018-04-30

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gökçe Özüm Acar Gözden geçirme: Ramazan Şen
[Ojibwe: Merhaba.
00:13
[Ojibwe: Hello.
0
13185
804
00:14
My English name is Tara; my Native name is Zhaabowekwe.
1
14043
3739
İngilizce ismim Tara; asıl ismim ise Zhaabowekwe.
00:17
I am of Couchiching First Nation; my clan is bear.
2
17916
2485
Couchiching Birinci Milleti, ayı klonuna mensubum.
00:20
I was born under the Maple Sapping Moon.]
3
20453
2512
Maple Sapping Moon'un altında doğdum.
00:23
My name is Tara Houska,
4
23211
1445
Benim adım Tera Houska,
00:24
I'm bear clan from Couchiching First Nation,
5
24680
2405
Couching Birinci milleti, ayı klonuna mensubum.
00:27
I was born under the Maple Sapping Moon in International Falls, Minnesota,
6
27109
4047
Ben uluslararası şelaler, Minnesesota'da Maple Sapping Moon'un altında doğdum
00:31
and I'm happy to be here with all of you.
7
31180
1985
ve sizlerle burada olduğum için çok mutluyum.
00:33
(Applause)
8
33189
4403
(Alkışlar)
00:39
Trauma of indigenous peoples has trickled through the generations.
9
39155
4224
Yerli halkların travması yavaşça nesillerin içine işledi.
00:43
Centuries of oppression, of isolation, of invisibility,
10
43403
4701
Yüzyıllar süren baskı, yalnızlık ve hiçe sayılma hali
00:48
have led to a muddled understanding of who we are today.
11
48128
2937
bulanık bir kimlik anlayışına yol açtı.
00:51
In 2017, we face this mixture of Indians in headdresses
12
51089
4596
2017'de, kafalarına süslü eşarplar takan,
00:55
going across the plains
13
55709
1825
ovalar üzerinde boydan boya turlayan,
00:57
but also the drunk sitting on a porch somewhere you never heard of,
14
57558
3183
daha önce duymadığınız bir yerde, sarhoş bir şeklide oturmuş,
01:00
living off government handouts and casino money.
15
60765
3039
hükümetin yardımları ve gazino paraları ile yaşayan Yerlileri görüyoruz.
01:06
(Sighs)
16
66587
1015
(İç çekmeler)
01:07
It's really, really hard.
17
67626
1708
Bu gerçekten çok ama çok zor.
01:09
It's very, very difficult to be in these shoes,
18
69358
2636
Onların yerinde olmak,
01:12
to stand here as a product of genocide survival, of genocide.
19
72018
5690
burada bir soykırım yadigarı olarak durmak çok zor.
01:19
We face this constant barrage of unteaching the accepted narrative.
20
79239
4371
Kanıksanmış doğruyu göstermemeye çalışan bir barajla devamlı karşı karşıyayız.
01:23
87 percent of references in textbooks, children's textbooks, to Native Americans
21
83634
4602
Ders, çocuk kitaplarında Amerika'nın yerlilerine yapılan referansların %87'si,
01:28
are pre-1900s.
22
88260
1723
1900'lerden öncesine ait.
01:30
Only half of the US states mention more than a single tribe,
23
90007
4207
ABD eyaletlerinin sadece yarısı birden fazla kabileden
01:34
and just four states mention the boarding-school era,
24
94238
2949
ve sadece 4 eyalet yatılı okul çağı,
01:37
the era that was responsible for my grandmother
25
97211
4056
büyükannemin
01:41
and her brothers and sisters
26
101291
1340
ve onun kardeşlerinin,
01:42
having their language and culture beaten out of them.
27
102655
2638
kendi dil, kültürlerinin ellerinden sökülerek alındığı bu çağdan bahseder.
01:45
When you aren't viewed as real people,
28
105826
2541
Bir birey olarak sayılmadığınızda
01:48
it's a lot easier to run over your rights.
29
108391
3000
haklarınızın çiğnenmesi çok daha kolaydır.
01:52
Four years ago, I moved to Washington, DC.
30
112587
2439
Dört yıl önce Washington, DC'ye taşındım.
Okulu orada bitirdim ve bir kabile avukatı olmak,
01:55
I had finished school and I was there to be a tribal attorney
31
115050
2859
01:57
and represent tribes across the nation, representing on the Hill,
32
117933
3792
ülkenin dışındaki kabileleri Tepe'de temsil etmek için orada kaldım
02:01
and I saw immediately why racist imagery matters.
33
121749
2833
ve anında ırkçı imgelerin neden önemli olduğunun farkına vardım.
02:04
I moved there during football season, of all times.
34
124606
2547
Oraya tüm zamanların en iyi futbol sezonu sırasında gittim.
02:08
And so it was the daily slew of Indian heads
35
128162
3208
Böylece her gün Yerliler öldürürcesine aşağılanmaya
02:11
and this "redskin" slur everywhere,
36
131394
3142
ve her yerde "kızılderili" olanlar karalanmaya başlarken
02:14
while my job was going up on the Hill
37
134560
2853
ben Tepe'de devam eden işime gidip
02:17
and trying to lobby for hospitals, for funding for schools,
38
137437
3778
hastaneler için lobi, okullar için finansman,
02:21
for basic government services,
39
141239
1810
temel ihtiyaçlar için fonlar arıyor
02:23
and being told again and again
40
143073
2069
ve sürekli Yerlilerin
kendi işlerini yönetecek kapasitede olmadığı söylemiyle karşılaşıyordum.
02:25
that Indian people were incapable of managing our own affairs.
41
145166
3294
02:29
When you aren't viewed as real people,
42
149068
2400
Bir birey olarak görülmediğiniz zaman,
02:31
it's a lot easier to run over your rights.
43
151492
2995
haklarınızın çiğnenmesi çok daha kolaydır.
02:36
And last August, I went out to Standing Rock Sioux Reservation.
44
156645
3698
Geçtiğimiz Ağustos, Rock Sioux Bölgesi'ne gittim.
02:40
I saw resistance happening.
45
160995
1848
Orada bir direnişin olduğunu gördüm.
02:42
We were standing up.
46
162867
1246
Biz ayaklanıyorduk.
02:44
There were youth that had run 2,000 miles from Cannonball, North Dakota
47
164811
4380
Cannonball, Kuzey Dakota'dan 3.000 kilometreyi koşarak
02:49
all the way out to Washington, DC, with a message for President Obama:
48
169215
4189
Washington, DC'ye kadar gelen gençlerin, Başkan Obama'ya bir mesajı vardı:
02:53
"Please intervene.
49
173428
1540
"Lütfen araya girin."
02:54
Please do something.
50
174992
1457
"Lütfen bir şey yapın."
02:56
Help us."
51
176473
1231
"Bize yardım edin."
02:59
And I went out, and I heard the call,
52
179174
2469
Ve ben dışarı çıktım, yapılan o çağrıyı,
03:01
and so did thousands of people around the world.
53
181667
2992
dünya üzerindeki binlerce insan gibi, ben de duydum.
03:04
Why did this resonate with so many people?
54
184683
2597
Bu neden birçok insan üzerinde yankı yapmıştı?
03:07
Indigenous peoples are impacted first and worst by climate change.
55
187304
4807
İklim değişikliğinden ilk ve en çok etkilenenler yerlilerdir.
03:12
We are impacted first and worst by the fossil-fuel industry.
56
192135
4532
Biz, fosil yakıt endüstrisinden ilk ve en çok etkilenenleriz.
03:16
Here in Louisiana, the first US climate change refugees exist.
57
196691
3719
Burada, Louisiana'da iklim değişikliğinden kaçan ilk ABD mültecileri var.
03:20
They are Native people
58
200434
1360
Onlar,
03:21
being pushed off their homelands from rising sea levels.
59
201818
2908
yükselen deniz seviyeleri yüzünden evlerini terketmek zorunda kalan yerliler.
03:25
That's our reality, that's what we live.
60
205194
1907
Bu bizim gerçekliğimiz, biz böyle yaşıyoruz.
03:27
And with these projects comes a slew of human costs
61
207125
3698
Ve bu projelerle birlikte,
03:30
that people don't think about:
62
210847
1847
diğer insanların hakkında düşünmediği yüzlerce insan,
03:32
thousands of workers influxing to build these pipelines,
63
212718
4055
bu boru hatları inşaatlarında çalışma amacıyla binlerce işçi,
03:36
to build and extract from the earth,
64
216797
3687
topraktan çıkarmak ve ondan inşa etmek için,
03:40
bringing crime and sex trafficking and violence with them.
65
220508
3285
beraberinde suç, şiddet ve seks ticareti taşıyarak buraya akın ediyor.
03:44
Missing and murdered indigenous women in Canada
66
224973
2231
Kayıp ve cinayete kurban gitmiş yerli kadınlar,
03:47
has become so significant it's spawned a movement
67
227228
2976
o kadar önemli bir hale geldi ki
Kanada'da ulusal bir sorgulayış hareketi başladı.
03:50
and a national inquiry.
68
230228
1895
03:52
Thousands of Native women who have disappeared,
69
232147
2859
Kaybolan, öldürülen
03:55
who have been murdered.
70
235030
1521
binlerce yerli kadın.
03:56
And here in the US, we don't even track that.
71
236878
2101
Ve burada, ABD'de, bunun izini bile sürmeyiz.
04:00
We are instead left with an understanding
72
240729
2378
Onun yerine,
Yüksek Mahkeme'nin, Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi'nin,
04:03
that our Supreme Court, the United States Supreme Court,
73
243131
2887
04:06
stripped us, in 1978, of the right to prosecute at the same rate
74
246042
4558
1978 yılında bizi Amerika dışında herhangi bir ülkedeki yargı hızına sahip olma
hakkından mahrum ettiği düşüncesiyle baş başayız.
04:10
as anywhere else in the United States.
75
250624
2126
Bu yüzden, yerli değilseniz yerlilere ayrılmış bir bölgeye girip
04:13
So as a non-Native person you can walk onto a reservation and rape someone
76
253236
4123
04:17
and that tribe is without the same level
77
257383
2023
birisine tecavüz edebilirsiniz ve o kabile,
04:19
of prosecutorial ability as everywhere else,
78
259430
3054
diğer ülkelerde sahip olabileceği savcılığa başvurma hakkına sahip olamaz.
04:22
and the Federal Government declines these cases 40 percent of the time.
79
262508
3715
Ve Federal Hükümet, bu tür vakaların %40'ını reddeder.
04:26
It used to be 76 percent of the time.
80
266247
3099
Eskiden bu rakam %76'ya dayanırdı.
Yaşamları boyunca her üç yerli kadından biri tecavüze uğramaktadır.
04:30
One in three Native women are raped in her lifetime.
81
270045
2833
04:33
One in three.
82
273311
1242
Her üç kadından biri.
04:35
But in Standing Rock, you could feel the energy in the air.
83
275711
5880
Fakat Standing Rock'ta, insanların enerjisini havada hissedebilirdiniz.
04:41
You could feel the resistance happening.
84
281968
2568
Direnişi hissedebilirdiniz.
04:44
People were standing and saying, "No more.
85
284560
3566
İnsanlar ayaklanıyor ve "Artık yeter.
04:48
Enough is enough.
86
288150
1680
Bu kadarı da fazla.
04:49
We will put our bodies in front of the machines
87
289854
2191
Bu projenin yapılmasını önlemek için
bedenlerimizi makinelerin önünde siper yapacağız.
04:52
to stop this project from happening.
88
292069
1796
04:53
Our lives matter.
89
293889
1615
Bizim yaşama hakkımız önemli.
04:55
Our children's lives matter."
90
295528
2000
Çocuklarımızın yaşama hakkı önemli." diyordu.
04:58
And thousands of allies came to stand with us from around the world.
91
298483
3619
Ve dünya üzerinde binlerce dostumuz, bize katılıp destek oldular.
05:02
It was incredible, it was incredible to stand together, united as one.
92
302126
5495
Tek yürek olmak, beraber bunu savunmak inanılmazdı.
05:08
(Applause)
93
308464
6941
(Alkışlar)
05:16
In my time there,
94
316805
2293
Burada geçirdiğim günlerde,
05:19
I saw Natives being chased on horseback by police officers shooting at them,
95
319122
4898
Yerlilerin onlara ateş eden polislerce at sırtında kovalandığını gördüm,
05:24
history playing out in front of my eyes.
96
324044
2563
daha dün gibi hatırlıyorum.
Bir keresinde tutuklanıp bir köpek kulübesine kapatılmıştım.
05:27
I myself was put into a dog kennel when I was arrested.
97
327813
2732
Ama doğruyu söylemek gerekirse, bir köpek kulübesine kapatılmak komik bir olaydı.
05:30
But funny story, actually, of being put into a dog kennel.
98
330569
3015
Şöyle ki büyük bir köpek kulübesinde, birçok insanla birlikte kısılı kalmıştık
05:34
So we're in this big wire kennel with all these people,
99
334307
3263
05:37
and the police officers are there and we're there,
100
337594
3620
ve polisler yakınımızdaydı
ve biz de köpekler gibi ulumaya başladık.
05:41
and we start howling like dogs.
101
341238
1801
05:43
You're going to treat us like dogs? We're going to act like dogs.
102
343063
3718
Bize köpek muamelesi mi yapacaksınız? O zaman biz de köpek gibi davranacağız.
05:46
But that's the resilience we have.
103
346805
1821
Fakat bizim direniş şeklimiz bu.
05:49
All these horrific images playing out in front of us,
104
349334
2945
Gözümüzün önünde şekillenen bütün o korkunç resimler,
05:52
being an indigenous person pushed off of Native lands again in 2017.
105
352303
4873
2017'de, tekrar kendi topraklarından atılan bir yerli olduğun gerçeği.
05:57
But there was such beauty.
106
357200
2144
Ama bunda öyle bir güzellik vardı ki.
05:59
On one of the days that we faced a line of hundreds of police officers
107
359368
3326
Bir gün bizi geriye doğru iten,
06:02
pushing us back, pushing us off indigenous lands,
108
362718
3697
kendi topraklarımızdan kovan yüzlerce polisle karşı karşıya geldiğimizde
06:06
there were those teenagers out on horseback across the plains.
109
366439
3691
o gençler ovaların üzerinde, atlara binmiş duruyordu.
06:10
They were herding hundreds of buffalo towards us,
110
370744
3294
Onlar, bize doğru ilerleyen bir bufalo sürüsünü güdüyor,
06:14
and we were crying out, calling, "Please turn, please turn."
111
374062
4176
biz de onlara "Lütfen dönün, lütfen dönün." diye yalvarıyorduk.
06:18
And we watched the buffalo come towards us,
112
378262
2001
Ve bufaloların üstümüze gelmesini izledik
06:20
and for a moment, everything stopped.
113
380287
1867
ve bir an için her şey dondu.
06:22
The police stopped, we stopped,
114
382178
2534
Biz donduk, polisler dondu
06:24
and we just saw this beautiful, amazing moment of remembrance.
115
384736
4032
ve biz unutamayacağımız o güzel ana şahit olduk.
06:31
And we were empowered. We were so empowered.
116
391711
2380
Ve biz güçsüzdük. Biz tamamen güçsüzdük.
06:34
I interviewed a woman who had, on one day --
117
394115
3511
Başından bir olay geçmiş bir kadınla röpartaj yaptım.
06:37
September 2nd,
118
397650
1502
Bir gün -- Eylül'ün 2'sinde,
06:39
the Standing Rock Sioux Reservation had told the courts --
119
399176
2716
Standing Rock Sioux Bölgesi, mahkemede
06:41
there's an ongoing lawsuit right now --
120
401916
1872
- şu anda devam eden bir dava var -
06:43
they told the courts,
121
403812
1220
mahkemeye,
06:46
"Here is a sacred site that's in the direct path of the pipeline."
122
406247
3738
"İşte burada boru hattının üzerinde, kutsal bir alan var."
06:50
On September 3rd, the following day,
123
410826
1930
Ertesi gün, 3 Eylül'de,
06:52
Dakota Access, LLC skipped 25 miles ahead in its construction,
124
412780
3302
Dakota Ulaşım şirketi, inşaat alanını, o kutsal alanı yok etmek için
06:56
to destroy that site.
125
416106
1378
40 km genişletti.
06:58
And when that happened, the people in camp rushed up to stop this,
126
418363
4277
Ve bu yaşandığında, kamptaki insanlar onları durdurmak için koştu
07:02
and they were met with attack dogs,
127
422664
2787
ve onlar, saldırgan köpeklerle karşılaştı;
07:05
people, private security officers, wielding attack dogs in [2016].
128
425475
4825
2017'da, özel güvenlik, köpekleri bu insanlara saldırı amaçlı kullanıyordu.
Ama, göğüsleri köpekler tarafından ısırılmış
07:11
But I interviewed one of the women,
129
431034
1883
07:12
who had been bitten on the breast by one of these dogs,
130
432941
2952
bir kadınla daha röportaj yaptım
07:15
and the ferocity and strength of her
131
435917
3215
ve onun vahşeti ve gücü
07:19
was incredible,
132
439156
1151
büyüleyiciydi
07:20
and she's out right now in another resistance camp,
133
440331
2382
ve şimdi o, başka bir direniş kampında,
07:22
the same resistance camp I'm part of,
134
442737
1841
benim de dahil olduğum bir direniş kampında,
07:24
fighting Line 3, another pipeline project in my people's homelands,
135
444602
3942
insanlarımızın topraklarında yürütülen, başka bir proje olan 3. Hat ile savaşıyor,
07:28
wanting 900,000 barrels of tar sands per day
136
448568
4406
Mississippi'nin su kaynaklarından Superior Gölü'ne,
07:32
through the headwaters of the Mississippi to the shore of Lake Superior
137
452998
3380
Treaty topraklarından geçen
07:36
and through all the Treaty territories along the way.
138
456402
2549
günlük 900.000 varil katran kumunu istiyor.
07:38
But this woman's out there and we're all out there standing together,
139
458975
3317
Fakat bu kadın orada ve biz hep birlikte oradayız
07:42
because we are resilient, we are fierce,
140
462316
2120
çünkü biz dirençli, öfkeliyiz
07:44
and we are teaching people how to reconnect to the earth,
141
464460
3866
ve biz insanlara toprakla yeniden bağlanmayı öğretiyor,
07:48
remembering where we come from.
142
468350
2324
nereden geldiğimizi unutmuyoruz.
07:50
So much of society has forgotten this.
143
470698
2167
Toplumun o kadarı bunu kaybetti ki.
07:52
(Applause)
144
472889
4127
(Alkışlar)
07:57
That food you eat comes from somewhere.
145
477040
2699
O yediğiniz yiyecekler, bir yerden geliyor.
07:59
The tap water you drink comes from somewhere.
146
479763
3046
O içtiğiniz musluk suyu, bir yerden geliyor.
08:03
We're trying to remember, teach,
147
483255
2102
Biz hatırlamaya, öğretmeye çalışıyoruz,
08:05
because we know, we still remember.
148
485381
2040
çünkü biz biliyor, hala hatırlıyoruz.
08:07
It's in our plants, in our medicines, in our lives,
149
487445
3097
Bu her gün bizim bitkilerimizde,
08:10
every single day.
150
490566
1857
ilaçlarmızda, hayatımızda.
08:12
I brought this out to show.
151
492447
1825
Bunu size göstermek için getirdim.
08:14
(Rattling)
152
494296
1001
(Tıkırtı)
08:15
This is cultural survival.
153
495321
2515
Bu kültürün hayatta kalışı.
08:17
This is from a time that it was illegal
154
497860
2315
Bu, yerli kültürlerin Amerika'da
08:20
to practice indigenous cultures in the United States.
155
500199
3066
uygulanmasının yasak olduğu zamanlardan.
08:23
This was cultural survival hidden in plain sight.
156
503289
2626
Bu, apaçık ortada olan gerçeklikte saklı kalmış kültürün hayatta kalışı.
08:27
This was a baby's rattle.
157
507003
1636
Bu bir bebeğin çıngırağıydı.
08:28
That's what they told the Indian agents when they came in.
158
508663
2794
Bu Yerli temsilciler geldiğinde onlara söyledikleri şey.
08:31
It was a baby's rattle.
159
511481
1164
Bu bir bebek çıngırağıydı.
08:36
But it's incredible what you can do when you stand together.
160
516516
2913
Ama bir arada durunca yapabilecekleriniz, olağanüstüdür.
08:39
It's incredible, the power that we have when we stand together,
161
519453
3015
Bir arada durunca sahip olduğumuz güç,
08:42
human resistance, people having this power,
162
522492
3091
insani direniş, bu güce sahip olmak,
08:45
some of the most oppressed people you can possibly imagine
163
525607
2716
hayal edemeyeceğiniz kadar baskı altında kalan bazı insanların,
08:48
costing this company hundreds of millions of dollars,
164
528347
3398
bu şirketin yüz milyonlarca dolar parasını kaybetmesini sağlaması muhteşem
08:51
and now our divestment efforts, focusing on the banks behind these projects,
165
531769
3982
ve şimdi bu projelerin arkasında duran bankaların elinden
08:55
costing them billions of dollars.
166
535775
2858
milyar dolarlar almaya çabalıyoruz.
08:58
Five billion dollars we've cost them so far,
167
538657
2455
Şu an için çabalarımızın onlara maliyeti
09:01
hanging out with banks.
168
541136
1151
bankalarda asılı kalmış 5 milyar dolar.
09:02
(Applause)
169
542311
4900
(Alkışlar)
09:07
So what can you do?
170
547235
1525
Peki siz ne yapabilirsiniz?
09:08
How can you help?
171
548784
1378
Siz nasıl yardım edebilirsiniz?
09:10
How can you change the conversation
172
550186
1668
Pusulayı, aşırı baskı altında kalmış,
09:11
for extremely oppressed and forgotten people?
173
551878
2752
unutulmuş insanlara doğru nasıl yönlendirebilirsiniz?
09:15
Education is foundational.
174
555358
2439
Eğitim bunun temeli.
Eğitim, çocuklarımızı biçimlendirir. O, eğitim yöntemimizi şekillendirir.
09:18
Education shapes our children. It shapes the way we teach.
175
558642
2763
09:21
It shapes the way we learn.
176
561429
1970
Düşünme şeklimizi şekillendirir.
09:23
In Washington State,
177
563423
1783
Washington eyaletinde,
09:25
they've made the teaching of treaties and modern Native people
178
565230
4588
antlaşma ve yerli insanlar üzerine öğretileri,
09:29
mandatory in school curriculum.
179
569842
2094
okul müfredatında zorunlu hale getirdiler.
09:31
That is systems change.
180
571960
1627
Bu sistem değişikliği.
09:33
(Applause)
181
573611
2429
(Alkışlar)
09:36
When your elected officials are appropriating their budgets,
182
576064
2929
Seçtiğiniz hükümet görevlileri bütçelerini tahsis ederken
09:39
ask them: Are you fulfilling treaty obligations?
183
579017
3483
onlara şunu sorun: Eyaletler arası antlaşmaları yerine getiriyor musunuz?
09:43
Treaties have been broken since the day they were signed.
184
583031
2944
Antlaşmalar imzalandıkları günden itibaren yok sayıldı.
09:45
Are you meeting those requirements?
185
585999
1737
Siz bu gereksinimlere uyuyor musunuz?
09:47
That would change our lives, if treaties were actually upheld.
186
587760
3747
Eğer antlaşmalar gerçekten uygulansaydı bu hayatımızı değiştirirdi.
09:51
Those documents were signed.
187
591531
1477
Bu belgeler imzalandı.
Bir şekilde, 2017'de ABD anayasasının en kapsamlı toprak yasası kabul edildiği
09:53
Somehow, we live in this world where, in 2017,
188
593032
3064
09:56
the US Constitution is held up as the supreme law of the land, right?
189
596120
3240
bir dünyada yaşıyoruz, değil mi?
09:59
But when I talk about treaty rights, I'm crazy.
190
599384
2192
Ama ne zaman antlaşma hakları hakkında konuşsam, deli ilan ediliyorum.
10:01
That's crazy.
191
601600
1151
10:02
Treaties are the supreme law of the land,
192
602775
1969
Bu delilik.
Antlaşmalar dünyadaki yüce yasalardır
10:04
and that would change so much,
193
604768
3706
ve eğer gerçekten yetkili temsilcilerin,
10:08
if you actually asked your representative officials
194
608498
3491
bütçeleri bu amaç doğrultusunda düzenlemelerini isterseniz
10:12
to appropriate those budgets.
195
612013
1921
bu çok fazla şeyi değiştirir.
10:15
And take your money out of the banks.
196
615091
1842
Ve paralarınızı bankalardan çekin.
10:16
That's huge. It makes a huge difference.
197
616957
1935
Bu çok büyük. Bu çok büyük bir değişiklik sağlar.
10:19
Stand with us, empathize,
198
619688
2300
Bize destek verin, empati kurun,
10:22
learn, grow, change the conversation.
199
622012
3873
öğrenin, büyüyün, sohbeti değiştirin.
10:26
Forty percent of Native people are under the age of 24.
200
626942
4777
Yerli halkın %40'ı 24 yaşın altında.
10:32
We are the fastest-growing demographic in the United States.
201
632438
3817
Biz, ABD'deki en hızlı büyüyen demografik kitleyiz.
10:37
We are doctors, we are lawyers,
202
637350
2532
Bizler doktoruz, avukatız,
10:39
we are teachers, we are scientists,
203
639906
2620
bizler öğretmenleriz, bilim insanlarıyız,
10:42
we are engineers.
204
642550
2305
biz mühendisleriz.
10:44
We are medicine men, we are medicine women,
205
644879
3634
Bizler sağlık personelleri,
10:48
we are sun dancers, we are pipe carriers,
206
648537
2674
biz güneş dansçıları, boru taşıyıcıları,
10:52
we are traditional language speakers.
207
652268
2604
biz geleneksel dilin muhafızlarıyız.
10:54
And we are still here.
208
654896
1337
Ve biz hala buradayız.
10:56
Miigwech.
209
656749
1151
Miigwech.
10:57
(Applause)
210
657924
4655
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7