How we can make racism a solvable problem -- and improve policing | Dr. Phillip Atiba Goff

87,480 views ・ 2019-10-03

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sara Ozturk Gözden geçirme: Gözde Alpçetin
İnsanlar işimde benimle ilk tanıştıkları zaman,
00:13
When people meet me for the first time on my job,
0
13250
2976
00:16
they often feel inspired to share a revelation they've had about me,
1
16250
3476
benimle ilgili olan ilk izlenimlerini paylaşmak için heyecan duyuyorlar.
00:19
and it kind of goes something like this.
2
19750
2518
Bu, şu şekilde gerçekleşiyor:
00:22
"Hey, I know why police chiefs
3
22292
2267
"Neden polislerin seninle derin ve karanlık sırlarını
00:24
like to share their deep, dark secrets with you.
4
24583
2435
paylaşmak istediklerini biliyorum.
00:27
Phil, with your PhD in psychology,
5
27042
3017
Phil, Psikoloji alanında yaptığın doktorayla
00:30
and your shiny bald head,
6
30083
1268
ve parlak kel kafanla
00:31
you're basically the Black Dr. Phil, right?"
7
31375
2143
sen aslında siyahi Dr.Phil'sin değil mi?"
00:33
(Laughter)
8
33542
1226
(Gülüşmeler)
00:34
And for each and every person who's ever said that to me
9
34792
2642
Bunu söyleyen herkese teşekkür etmek istiyorum
00:37
I do want to say thank you
10
37458
1268
çünkü bu şakayı ilk kez duyuyorum.
00:38
because that was the first time I ever heard that joke.
11
38750
2601
(Gülüşmeler)
00:41
(Laughter)
12
41375
1018
00:42
But for everybody else, I really hope you'll believe me
13
42417
2601
Size hiçbir polisin benimle konuşmayı sevmediğini söylediğimde
00:45
when I tell you no police chief likes talking to me
14
45042
2642
bana inanmanızı umuyorum
00:47
because they think I'm a clinical psychologist.
15
47708
2226
çünkü benim bir klinik psikolog olduğumu düşünüyorlar.
00:49
And also I'm not.
16
49958
1268
Annenin sana ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yok ve yardımcı olamam.
00:51
I have no idea what your mother did to you, and I can't help.
17
51250
2851
(Gülüşmeler)
00:54
(Laughter)
18
54125
1018
Polisler benimle konuşmayı seviyorlar
00:55
Police chiefs like talking to me
19
55167
2017
00:57
because I'm an expert on a problem that feels impossible for them to solve:
20
57208
4601
çünkü ben onlara çözülmesi imkansız görünen bir problemin uzmanıyım:
01:01
racism in their profession.
21
61833
1935
Mesleklerindeki ırkçılık.
01:03
Now my expertise comes from being a scientist
22
63792
2476
Benim uzmanlığım,
zihnimizin siyahiliği ve cinayeti ilişkilendirmeyi nasıl öğrendiğini çalışan
01:06
who studies how our minds learn to associate Blackness and crime
23
66292
3809
01:10
and misperceive Black children as older than they actually are.
24
70125
3768
ve siyahi çocukların olduklarından yaşça büyük olduğu yanlış algısını araştıran
01:13
It also comes from studying actual police behavior,
25
73917
2767
bir bilim insanı olmamdan kaynaklanıyor.
01:16
which is how I know that every year,
26
76708
2060
Aynı zamanda ABD'de her yıl beş yetişkinden birinin hukuki yaptırımla
01:18
about one in five adults in the United States
27
78792
2142
01:20
has contact with law enforcement.
28
80958
2060
iç içe olduğunu bildiğim polis tutumlarını çalışmamdan kaynaklanıyor.
01:23
Out of those, about a million are targeted for police use of force.
29
83042
3351
Bunların dışında bir milyona yakın insan polis şiddetine maruz kalıyor
01:26
And if you're Black,
30
86417
1267
ve eğer siyahiyseniz
01:27
you're two to four times more likely to be targeted for that force
31
87708
3143
bu şiddete maruz kalmanız beyazlara göre 2 ile 4 kat daha fazla.
01:30
than if you're white.
32
90875
1268
Ama bu, istatistiklerin nasıl hissettirdiğini
01:32
But it also comes from knowing what those statistics feel like.
33
92167
3541
bilmekten de kaynaklanıyor.
01:36
I've experienced the fear of seeing an officer unclip their gun
34
96875
3559
Bir polisin silahını çıkardığını görmenin korkusunu
01:40
and the panic of realizing that someone might mistake my 13-year-old godson
35
100458
4268
ve benim 13 yaşındaki vaftiz oğlumu bir tehdit sayacak kadar
büyük gördüğünü fark etmenin paniğini yaşadım.
01:44
as old enough to be a threat.
36
104750
1542
Yani, bir polis
01:47
So when a police chief,
37
107333
2101
01:49
or a pastor,
38
109458
1518
ya da bir papaz
01:51
or an imam, or a mother --
39
111000
1934
ya da bir imam ya da bir anne
01:52
when they call me after an officer shoots another unarmed Black child,
40
112958
4893
bir polis silahsız başka bir siyahi çocuğu vurduktan sonra beni aradıklarında
01:57
I understand a bit of the pain in their voice.
41
117875
2976
seslerindeki acıyı biraz da olsa anlayabiliyorum.
02:00
It's the pain of a heart breaking when it fails to solve a deadly problem.
42
120875
5268
Bu son derece ciddi bir problemi çözmekte başarısız olmanın yürek acısı.
02:06
Breaking from trying to do something
43
126167
2059
Hem gerekli hem de imkansız hissettiren bir şeyi
02:08
that feels simultaneously necessary and impossible.
44
128250
5833
yapmaya çalışmanın acısı.
Irkçılığı düzeltmeye çalışmanın her zaman hissettirdiği gibi.
02:15
The way trying to fix racism usually feels.
45
135000
2768
02:17
Necessary and impossible.
46
137792
3392
Gerekli ve imkansız.
Polisler benimle konuşmayı seviyor çünkü ben bir uzmanım.
02:21
So, police chiefs like talking to me because I'm an expert,
47
141208
2810
Eğer onlara bütün sorunlarının umutsuz olduğunu söylesem
02:24
but I doubt they'd be lining up to lie down on Dr. Phil's couch
48
144042
2976
Dr. Phil'in koltuğuna uzanmak isterler miydi şüpheliyim.
02:27
if I told them all their problems were hopeless.
49
147042
2267
02:29
All of my research,
50
149333
1726
Bütün araştırmalarım
02:31
and the decade of work I've done with my center --
51
151083
2393
ve Center for Policing Equity ile yaptığım yılların çalışması
02:33
the Center for Policing Equity --
52
153500
1643
aslında beni Amerika'daki ırk acısının ortasında umutlu bir sonuca yöneltti.
02:35
actually leads me to a hopeful conclusion
53
155167
2017
02:37
amidst all the heartbreak of race in America,
54
157208
2185
02:39
which is this:
55
159417
1601
O da şu:
02:41
trying to solve racism feels impossible
56
161042
4017
Irkçılığı çözmek imkansız gözüküyor
02:45
because our definition of racism makes it impossible --
57
165083
3851
çünkü ırkçılık tanımımız bunu imkansız kılıyor
02:48
but it doesn't have to be that way.
58
168958
1976
ama bu şekilde olmak zorunda değil.
02:50
So here's what I mean.
59
170958
1268
Demek istediğim şey şu:
02:52
The most common definition of racism
60
172250
1768
Irkçılığın en yaygın tanımı,
02:54
is that racist behaviors are the product of contaminated hearts and minds.
61
174042
5017
ırkçı davranışların kirli kalplerin ve zihinlerin ürünü olduğu.
02:59
When you listen to the way we talk about trying to cure racism,
62
179083
2976
Irkçılığı düzeltmek hakkındaki konuşmalarımızı
dinlediğinizde anlayacaksınız.
03:02
you'll hear it.
63
182083
1268
03:03
"We need to stamp out hatred.
64
183375
1768
"Nefreti yok etmeliyiz.
03:05
We need to combat ignorance," right?
65
185167
2226
Cahillikle mücadele etmeliyiz," değil mi?
03:07
It's hearts and minds.
66
187417
1559
Kalpler ve zihinlerle alakalı.
03:09
Now the only problem with that definition is that it's completely wrong --
67
189000
4643
Bu tanımın tek sorunu,
bilimsel olarak da başka türlü de tamamen yanlış olması.
03:13
both scientifically and otherwise.
68
193667
1642
03:15
One of the foundational insights of social psychology
69
195333
2685
Sosyal psikolojinin vakıfsal iç yüzlerinden birisi de
03:18
is that attitudes are very weak predictors of behaviors,
70
198042
3017
bu düşüncelerin, davranışların zayıf öngürücüleri olduğu
03:21
but more importantly than that,
71
201083
1518
ama bundan da önemlisi,
03:22
no Black community has ever taken to the streets
72
202625
2726
hiçbir siyahi topluluk, beyaz insanların onları daha çok sevmesi isteğinde
03:25
to demand that white people would love us more.
73
205375
2333
bulunmak için sokağa dökülmedi.
03:28
Communities march to stop the killing,
74
208833
3268
Topluluklar cinayetleri durdurmak için çabaladı.
03:32
because racism is about behaviors, not feelings.
75
212125
3375
Çünkü ırkçılık hislerle değil, davranışlarla alakalı.
03:36
And even when civil rights leaders
76
216542
1684
King ve Fannie Lou Hamer gibi
03:38
like King and Fannie Lou Hamer used the language of love,
77
218250
3559
sivil hakları liderleri bile aşkın dilini kullandığında
03:41
the racism they fought,
78
221833
2018
savaş verdikleri ırkçılık
03:43
that was segregation and brutality.
79
223875
2434
ayrımcı ve vahşiceydi.
03:46
It's actions over feelings.
80
226333
2393
Bunlar, duyguların hakim olduğu eylemler.
03:48
And every one of those leaders would agree,
81
228750
2059
O liderlerin her biri hemfikirdir ki
03:50
if a definition of racism makes it harder to see
82
230833
2643
eğer ırkçılığın tanımı onun neden olduğu yaraları görmeyi zorlaştırıyorsa
03:53
the injuries racism causes,
83
233500
2018
03:55
that's not just wrong.
84
235542
1601
bu sadece yanlış değil.
03:57
A definition that cares about the intentions of abusers
85
237167
3476
İstismarcıların şiddetini istismar edilen kişinin uğradığı zarardan
04:00
more than the harms to the abused --
86
240667
2017
daha çok önemseyen bir ırkçılık tanımı ırkçıdır.
04:02
that definition of racism is racist.
87
242708
2209
04:06
But when we change the definition of racism from attitudes to behaviors,
88
246000
6268
Ama ırkçılığın tanımını düşüncelerden davranışlara değiştirdiğimizde
04:12
we transform that problem from impossible to solvable.
89
252292
4559
bu problemi imkansızdan çözülebilir bir şeye dönüştürürüz.
04:16
Because you can measure behaviors.
90
256875
2643
Çünkü davranışları ölçebilirsiniz.
04:19
And when you can measure a problem,
91
259542
1726
Bir problemi ölçtüğünüzde
04:21
you can tap into one of the only universal rules of organizational success.
92
261292
3559
örgütsel başarının kendine özgü evrensel kurallarına ulaşırsınız.
04:24
You've got a problem or a goal, you measure it,
93
264875
2226
Bir probleminiz ya da amacınız varsa
ölçün, kendinizi o ölçüden sorumlu tutun.
04:27
you hold yourself accountable to that metric.
94
267125
2142
Diğer organizasyonlar başarıyı bu yolla ölçüyorsa
04:29
So if every other organization measures success this way,
95
269291
2768
polislik faaliyetleri için neden yapamayalım?
04:32
why can't we do that in policing?
96
272083
2000
04:35
It turns out we actually already do.
97
275542
2892
Görünen o ki aslında çoktan yapıyoruz.
04:38
Police departments already practice data-driven accountability,
98
278458
3560
Polis merkezleri çoktan veri güdümlü yükümlülükleri uyguluyorlar,
04:42
it's just for crime.
99
282042
1476
bu sadece suçlar için.
04:43
The vast majority of police departments across the United States
100
283542
3059
Birleşik Devletler'deki polis merkezlerinin büyük çoğunluğu
04:46
use a system called CompStat.
101
286625
2726
CompStat denen bir sistem kullanıyor.
04:49
It's a process that, when you use it right,
102
289375
2518
Doğru kullandığınızda cinayet verilerini tanımlayan,
04:51
it identifies crime data,
103
291917
2392
bunların izini süren ve modellerini tanımlayan
04:54
it tracks it and identifies patterns,
104
294333
1935
daha sonra merkezlerin kendilerini kamu güvenliği amaçlarından
04:56
and then it allows departments to hold themselves accountable
105
296292
3059
sorumlu tutmalarını sağlayan bir süreç.
04:59
to public safety goals.
106
299375
2059
05:01
It usually works either by directing police attentions and police resources,
107
301458
4810
Genellikle ya polislerin dikkatlerini ve polis kaynaklarını
05:06
or changing police behavior once they show up.
108
306292
2517
ya da açığa çıkan polis davranışlarını değiştirerek çalışır.
05:08
So if I see a string of muggings in that neighborhood,
109
308833
2560
Yani, eğer bu muhitte saldırılar dizisi görürsem
05:11
I'm going to want to increase patrols in that neighborhood.
110
311417
2809
muhitteki devriyeleri arttırmak isterim.
Cinayet vakalarında artış görürsem
05:14
If I see a spike in homicides,
111
314250
1476
05:15
I'm going to want to talk to the community to find out why
112
315750
2768
topluluklarla neden bunların olduğunu ve şiddeti bastırmak adına
05:18
and collaborate on changes on police behavior to tamp down the violence.
113
318542
3416
polislerin davranışlarındaki değişiklikler ile
iş birliği yapmak için konuşmak isterim.
05:22
Now when you define racism in terms of measurable behaviors,
114
322625
4309
Irkçılığı ölçülebilir davranışlar olarak tanımlarsanız
05:26
you can do the same thing.
115
326958
1375
siz de aynı şeyi yapabilirsiniz.
05:29
You can create a CompStat for justice.
116
329208
3018
Adalet için bir CompStat yaratabilirsiniz.
Bu, Centre for Policing Equity'nin tam olarak yaptığı şey.
05:32
That's exactly what the Center for Policing Equity has been doing.
117
332250
3143
Size nasıl çalıştığını anlatayım.
05:35
So let me tell you how that works.
118
335417
1642
Bir polis merkezi bizi çağırdıktan sonra
05:37
After a police department invites us in,
119
337083
1935
yasal olaylarla meşgul oluruz, topluluklarla irtibata geçeriz,
05:39
we handle the legal stuff, we engage with the community,
120
339042
2642
05:41
our next step is to analyze their data.
121
341708
2476
bir sonraki adımımız ise verileri analiz etmektir.
05:44
The goal of these analyses is to determine
122
344208
2351
Bu analizlerin amacı; suç, yoksulluk ve mahalle demografisinin
05:46
how much do crime, poverty, neighborhood demographics
123
346583
4435
polisin güç kullanmasını ne kadar öngörebildiğini belirlemek.
05:51
predict, let's say, police use of force?
124
351042
3559
05:54
Let's say that those factors predict
125
354625
1976
Diyelim ki bu faktörler,
05:56
police will use force on this many Black people.
126
356625
2708
polislerin birçok siyahi insana güç kullanacağını öngördü.
06:00
There?
127
360125
1268
Tamam mı?
06:01
So our next question is,
128
361417
1309
Bir sonraki sorumuz şu:
06:02
how many Black people actually are targeted
129
362750
2059
Kaç siyahi insan, polisin güç kullanımına hedef oldu?
06:04
for police use of force?
130
364833
1268
06:06
Let's say it's this many.
131
366125
1726
Diyelim ki şu kadar insan hedef oldu.
06:07
So what's up with the gap?
132
367875
1500
Peki, açıklığa ne oldu?
06:10
Well, a big portion of the gap is the difference
133
370167
2559
Açıklığın büyük kısmı polisin kontrol edemeyeceği
06:12
between what's predicted by things police can't control
134
372750
3268
ve kontrol edeceği şeylerin öngörülmesi,
06:16
and what's predicted by things police can control --
135
376042
2476
polislerin politikaları ve davranışları arasındaki farklılıklardan oluşuyor.
06:18
their policies and their behaviors.
136
378542
1976
06:20
And what we're looking for are the types of contact
137
380542
2559
Bizim aradığımız şey iletişim türleri
06:23
or the areas in the city
138
383125
1434
veya bu açıklığın en büyük olduğu bölgeler
06:24
where that gap is biggest,
139
384583
1810
06:26
because then we can tell our partners,
140
386417
1851
çünkü ancak bu şekilde ortaklarımıza
06:28
"Look here. Solve this problem first."
141
388292
3726
"Buraya bak, önce bu problemi çöz" diyebiliriz.
06:32
It's actually the kind of therapy police chiefs can get behind,
142
392042
3059
Bu, aslında polislerin destekleyebileceği türden bir terapi
06:35
because there is nothing so inspiring in the face of our history of racism
143
395125
4393
çünkü ırkçılık tarihimizde çözülebilir bir problem kadar
ilham verici bir şey yok.
06:39
as a solvable problem.
144
399542
1375
06:42
Look, if the community in Minneapolis asked their police department
145
402333
4685
Eğer Minneapolis'teki topluluk, polis merkezinden
polislikteki ırk ahlaki başarısızlıklarına çare bulmalarını istese
06:47
to remedy the moral failings of race in policing,
146
407042
3142
bunu nasıl yapmaları gerektiğini bildiklerinden emin değilim.
06:50
I'm not sure they know how to do that.
147
410208
2101
06:52
But if instead the community says,
148
412333
1643
Ama bunun yerine topluluk
06:54
"Hey, you're data say you're beating up a lot of homeless folks.
149
414000
3059
"Hey, veriler sizsiniz. Birçok evsiz aileyi hırpalıyorsunuz.
Buna son vermek ister misiniz?" dese
06:57
You want to knock that off?"
150
417083
1393
06:58
That's something police can learn how to do.
151
418500
2601
polis nasıl yapması gerektiğini öğrenebilir.
07:01
And they did.
152
421125
1393
Öğrendiler de.
07:02
So in 2015, the Minneapolis PD let us know
153
422542
3059
2015'te Minneapolis polis departmanları
yerel topluluklarının çok sık güç kullandığından endişe duyduğunu bildirdi.
07:05
their community was concerned they were using force too often.
154
425625
2934
07:08
So we showed them how to leverage their own data
155
428583
2268
Biz de güç kullanımının kaçınılabileceği durumları
07:10
to identify situations where force could be avoided.
156
430875
2934
tanımlamaları için kendi verilerini nasıl güçlendirebileceklerini gösterdik.
07:13
And when you look at those data,
157
433833
1560
Bu verilere baktığınızda
07:15
you'll see that a disproportionate number of their use-of-force incidents,
158
435417
3517
güç kullanımı vakalarının çoğunun evsizleri, psikolojik sıkıntısı olanları,
07:18
they involved somebody who's homeless, in mental distress,
159
438958
2768
madde bağımlılarını ya da bu üçüne de sahip olanları içerdiğini görürsünüz.
07:21
has a substance abuse issue or some combination of all three --
160
441750
2976
07:24
more than you expect
161
444750
1726
Sandığınızdan çok daha fazlası söylediğim bu faktörlere dayanıyor.
07:26
based on those factors I was just telling you about.
162
446500
2768
07:29
So right there's the gap.
163
449292
1500
Şimdi, işte açıklık.
07:31
Next question is why.
164
451750
1809
Sıradaki soru şu: Neden?
07:33
Well, it turns out homeless folks often need services.
165
453583
3643
Öyle görünüyor ki evsiz insanların yardıma ihtiyaçları var.
07:37
And when those services are unavailable, when they can't get their meds,
166
457250
3434
Bu hizmetler bulunamadığında ilaçlarını alamadıklarında
07:40
they lose their spot in the shelter,
167
460708
1768
barınaktaki yerlerini kaybediyorlar.
07:42
they're more likely to engage in behaviors that end up with folks calling the cops.
168
462500
3934
Ailelerin polisleri aramasına yol açan davranışlarda bulunmaya yatkın oluyorlar.
07:46
And when the cops show up,
169
466458
1310
Polisler geldiğinde ise müdahaleye direniyorlar.
07:47
they're more likely to resist intervention,
170
467792
2059
07:49
oftentimes because they haven't actually done anything illegal,
171
469875
2976
Çoğu kez aslında yasal olmayan bir şey yapmasalar bile dışarıda yaşıyorlar.
07:52
they're literally just living outside.
172
472875
2476
07:55
The problem wasn't a need to train officers differently in Minneapolis.
173
475375
3726
Sorun Minneapolis'teki polisleri farklı bir şekilde eğitme ihtiyacı değildi.
07:59
The problem was the fact that folks were using the cops
174
479125
2601
Sorun, ailelerin madde bağımlılarına
08:01
to "treat" substance abuse and homelessness in the first place.
175
481750
3309
ve evsizlere bizzat muamele etmek için polisleri kullanmasıydı.
08:05
So the city of Minneapolis found a way to deliver social services
176
485083
3393
Minneapolis herhangi birisi polisi aramadan önce
08:08
and city resources
177
488500
1268
sosyal hizmetleri ve şehir kaynaklarını
08:09
to the homeless community before anybody ever called the cops.
178
489792
3392
evsiz topluluklarına ulaştırmanın bir yolunu buldu.
08:13
(Applause)
179
493208
4125
(Alkış)
08:20
Now the problem isn't always homelessness, right?
180
500375
2809
Sorun her zaman evsizler değil, değil mi?
08:23
Sometimes the problem is fear of immigration enforcement,
181
503208
2726
Bazen sorun, polislerin ortaya çıkıp
08:25
like it was in Salt Lake City, or it is in Houston,
182
505958
2476
"911'i aradığınız için sizi sınır dışı etmeyeceğiz" dediği
08:28
where the chiefs had to come forward
183
508458
1768
Salt Lake City ya da Houston'da olduğu gibi göçe zorlanma korkusu.
08:30
and say, "We're not going to deport you just for calling 911."
184
510250
2934
08:33
Or the problem is foot pursuits,
185
513208
1685
Ya da sorun adrenalinin işleri kızıştırmasına izin vermek yerine
08:34
like it was in Las Vegas,
186
514917
1309
08:36
where they had to train their officers to slow down and take a breath
187
516250
3851
polisleri sakin olmaları ve soluklanmaları için
08:40
instead of allowing the adrenaline in that situation to escalate it.
188
520125
3726
eğitmek zorunda oldukları Las Vegas'taki ayaklanmalar.
08:43
It's searches in Oakland;
189
523875
1976
Oakland'da araştırıyolar,
08:45
it's pulling folks out of cars in San Jose;
190
525875
2851
San Jose'de halkı arabalarından çıkarıyorlar.
08:48
it's the way that they patrol the neighborhoods
191
528750
2226
Pittsburgh'daki Zone 3 polis idaresini oluşturan mahalleleri
08:51
that make up Zone 3 in Pittsburgh
192
531000
2268
ve Baltimore'un kıyısına yakın olan siyahi mahalleleri gözlemlemenin yolu bu.
08:53
and the Black neighborhoods closest to the waterfront in Baltimore.
193
533292
3184
08:56
But in each city,
194
536500
1268
Ama her şehirde,
08:57
if we can give them a solvable problem,
195
537792
2392
eğer onlara çözülebilir bir sorun verirsek
09:00
they get busy solving it.
196
540208
2101
çözmekle meşgul olurlar.
09:02
And together our partners have seen an average of 25 percent fewer arrests,
197
542333
4060
Ortaklarımızla birlikte ortalama %25'ten daha az tutuklamalar,
09:06
fewer use-of-force incidents
198
546417
1351
daha az güç kullanımı vakaları
09:07
and 13 percent fewer officer-related injuries.
199
547792
3142
ve %13'ten daha az polis kaynaklı yaralanmalar gördük.
09:10
Essentially, by identifying the biggest gaps
200
550958
3518
Özünde, en büyük açıklıkları tanımlayarak
09:14
and directing police attentions to solving it,
201
554500
2726
ve polislerin dikkatini çözmeye odaklayarak
09:17
we can deliver a data-driven vaccine against racial disparities in policing.
202
557250
4667
polislikteki ırksal eşitsizliklere karşı veri güdümü etkisi yapabiliriz.
09:23
Right now, we have the capacity to partner with about 40 cities at a time.
203
563583
4959
Şu anda, bir seferde 40 şehirle ortak olma kapasitesine sahibiz.
09:29
That means if we want the United States to stop feeling exhausted
204
569417
3851
Bu demektir ki eğer ABD'nin imkansız bir sorunla uğraşmasından
09:33
from trying to solve an impossible problem,
205
573292
2267
yorgun düşmesini önlemek istersek
09:35
we're going to need a lot more infrastructure.
206
575583
2643
çok daha fazla altyapıya ihtiyacımız olacak.
09:38
Because our goal is to have our tools be able to scale
207
578250
3601
Çünkü amacımız çalışkan organizatörlerin ve reform yanlısı polislerin
09:41
the brilliance of dedicated organizers
208
581875
2476
işleyişlerinin ölçeklendirilmesi.
09:44
and reform-minded chiefs.
209
584375
2143
09:46
So to get there we're going to need the kind of collective will
210
586542
2976
O noktaya gelmek için de ırk ayrımına son vermiş okullara
09:49
that desegregated schools
211
589542
1309
ve eski kölelerin çocukları için
09:50
and won the franchise for the sons and daughters of former slaves
212
590875
3101
hak kazanmış türde bir toplum iradesine ihtiyacımız olacak.
09:54
so that we can build a kind of health care system
213
594000
2309
Böylece aşımızı ülkenin her yerine ulaştırabilen
09:56
capable of delivering our vaccine across the country.
214
596333
2875
bir sağlık hizmeti sistemi kurabiliriz.
10:00
Because our audacious idea
215
600417
3142
Çünkü cesur düşüncemiz ABD'deki 100 milyon kişiye hizmet eden merkezlere
10:03
is to deliver a CompStat for justice
216
603583
1976
10:05
to departments serving 100 million people across the United States
217
605583
3768
önümüzdeki 5 yıl içinde adalet için bir CompStat ulaştırmak.
10:09
in the next five years.
218
609375
1292
10:11
(Applause and cheers)
219
611500
5417
(Alkış ve tezahüratlar)
10:18
Doing that would mean arming about a third of the United States
220
618792
3267
Bunu yapmak ABD'nin 3'te 1'ini ırksal ayrımlarda tutuklama ve durdurmaları
10:22
with tools to reduce racial disparities in police stops, arrests and use of force,
221
622083
5185
ve güç kullanmalarını azaltam yöntemlerle,
10:27
but also tools to reduce predatory cash bail
222
627292
3267
aynı zamanda yağmacıları, toplu hapisleri,
ailesel değişkenlikleri ve kronik akıl sağlığını
10:30
and mass incarceration,
223
630583
1268
10:31
family instability
224
631875
1268
madde bağımlılıklarını ve bizim arızalı ceza hukukumuzun kışkırttığı
10:33
and chronic mental health and substance abuse issues,
225
633167
2517
10:35
and every other ill that our broken criminal-legal systems aggravate.
226
635708
3268
diğer bütün hastalıkları azaltan yöntemlerle donatmak anlamına gelir.
10:39
Because every unnecessary arrest we can prevent
227
639000
3143
Çünkü önleyebileceğimiz gereksiz her tutuklama
10:42
saves a family from the terrifying journey through each one of those systems.
228
642167
3684
bir aileyi bu sistemlerdeki dehşet verici yolculuktan korur.
10:45
Just like every gun we can leave holstered
229
645875
2684
Tıpkı kılıfında bırakacağımız her silahın
10:48
saves an entire community from a lifetime of grief.
230
648583
4000
bütün topluluğu kederli bir yaşantıdan koruduğu gibi.
10:54
Look, each and every one of us,
231
654917
2892
Her birimiz, bizim için önem taşıyan şeyleri ölçeriz.
10:57
we measure the things that matter to us.
232
657833
2667
11:01
Businesses measure profit;
233
661750
1976
İşletmeler kârı ölçer,
11:03
good students keep track of their grades;
234
663750
3059
iyi öğrenciler notlarını takip eder,
11:06
families chart the growth of their children
235
666833
2476
aileler çocuklarının boyunu kapı çerçevesine işaretler.
11:09
with pencil markings in doorframes.
236
669333
2393
11:11
We all measure the things that matter most to us,
237
671750
2518
Bizim için önem taşıyan şeyleri ölçeriz.
11:14
which is why we feel the neglect
238
674292
2851
Bu yüzden de kimse bir şeyi ölçmeye zahmet etmediğinde
11:17
when nobody's bothering to measure anything at all.
239
677167
3101
ihmali hissederiz.
11:20
For the past quarter millennium,
240
680292
2559
Geçtiğimiz çeyrek milenyumda,
11:22
we've defined the problems of race and policing
241
682875
2934
işlevsel olarak ölçmesi imkansız olan
11:25
in a way that's functionally impossible to measure.
242
685833
2381
ırk ve polislik sorunlarını tanımladık.
11:29
But now the science says we can just change that definition.
243
689875
4309
Ama şimdi bilim bu tanımı değiştirebileceğimizi söylüyor.
11:34
And the folks at the Center for Policing Equity,
244
694208
2268
Center for Policiing Equity'de biz,
11:36
I actually think we may have measured
245
696500
1809
polis davranış tarihteki herkesten daha çok ölçtüğümüzü düşünüyoruz.
11:38
more police behavior than any one in human history.
246
698333
2435
11:40
And that means that once we have the will
247
700792
4684
Bu demektir ki bir kere isteğimiz ve kaynaklarımız olduğunda
11:45
and the resources to do it,
248
705500
1583
11:48
this could be the generation
249
708708
2018
ırkçılığı çözülemeyen bir sorun olarak görmeyi bırakan
11:50
that stops feeling like racism is an unsolvable problem
250
710750
3833
11:56
and instead sees
251
716542
1517
ve onun yerine gerekli olan şeylerin ulaşılabilir olduğunu gören
11:58
that what's been necessary for far too long is possible.
252
718083
5792
bir nesil yetişebilir.
12:04
Thank you.
253
724875
1309
Teşekkürler.
(Alkış ve tezahüratlar)
12:06
(Applause and cheers)
254
726208
4250
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7