To help solve global problems, look to developing countries | Bright Simons

56,426 views ・ 2020-01-13

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Emre Çakır Gözden geçirme: Can Boysan
00:13
I am an ideas activist.
0
13451
3102
Ben bir fikir aktivistiyim.
Bu demek oluyor ki
00:18
That means I fight for ideas I believe in
1
18075
4347
inandığım fikirlerin, amacına ulaşması için
00:23
to have their place in the sun,
2
23406
2342
00:25
regardless of which side of the equator they were born.
3
25772
4532
Ekvator'un hangi tarafında doğduklarına bakmaksızın savaşıyorum.
00:30
As well I should.
4
30946
1399
Böyle de yapmalıyım.
00:32
I myself am from that part of the world
5
32369
2440
Bizzat kendim
00:34
often euphemistically referred to as either "the Global South"
6
34833
4048
kibar tabirle "Küresel Güney"
00:38
or "the developing world."
7
38905
1411
veya "gelişen dünya" denilen yerden geliyorum.
00:40
But let's be blunt about it:
8
40880
1389
Ama bu konuda dürüst olalım,
00:42
when we say those words, what we really mean is the poor world --
9
42293
3747
bu kelimeleri söylerken asıl kastettiğimiz yoksul dünya,
hazır konteynırlar,
00:46
those corners of the world with ready-made containers
10
46064
3923
başka yerlere,
başka insanlara ait
00:50
for the hand-me-down ideas of other places and other people.
11
50011
4257
ikinci el fikirleri kastediyoruz.
00:57
But I'm here to depart a little bit from the script
12
57026
3858
Ama senaryodan biraz uzaklaşacağım
01:00
and to try and convince you
13
60908
2250
ve sizi bu yerlerin canlı ve yeni fikirlerle
01:03
that these places are actually alive and bubbling with ideas.
14
63182
3213
dolu olduğuna ikna etmeye çalışacağım.
01:07
My real issue is: Where do I even start?
15
67401
2238
Bahsetmek istediğim konu: Nereden başlarım?
01:10
So maybe Egypt, Alexandria,
16
70639
3828
İskenderiye, Mısır
01:15
where we meet Rizwan.
17
75147
1356
Rizwan ile tanıştığımız yer.
01:17
When he walks outside his souk,
18
77076
1731
Çarşıda yürürken,
01:18
walks into a pharmacy for heart medicine
19
78831
3151
arterlerindeki kanın pıhtılaşmasını önleyen
01:22
that can prevent the blood in his arteries from clotting,
20
82006
3189
bir kalp ilacı almak için bir eczaneye girer
ve şöyle bir gerçekle karşılaşır,
01:25
he confronts the fact that,
21
85219
1391
01:28
despite a growing epidemic
22
88508
3515
Mısır'daki ölümlerin %82'sinden sorumlu
01:32
that currently accounts for 82 percent of all deaths in Egypt,
23
92047
5740
büyüyen bir salgın olmasına rağmen,
01:37
it is the medicines that can address these conditions
24
97811
3425
bu tür durumlarda kullanılan ilaçlar,
01:41
that counterfeiters, ever the evil geniuses they are,
25
101260
3275
şimdiye kadarki en dahi sahtekarların
01:44
have decided to target.
26
104559
1529
hedefi haline geldi.
01:47
Counterfeiters making knockoff medicines.
27
107413
2899
Bu sahtekarlar sahte ilaçlar üretiyorlar.
01:52
Luckily for Rizwan,
28
112073
2061
Neyse ki Rizwan için, ben ve takımım
01:54
my team and I,
29
114158
1539
Afrika'daki en büyük
01:55
working in partnership with the largest pharmaceutical company in Africa,
30
115721
4908
ilaç şirketi ile ortak çalışıyoruz.
02:01
have placed unique codes -- think of them like one-time passwords --
31
121883
5037
Mısır'ın en çok satan kalp ilacının kutusuna,
02:06
on each pack of the best-selling heart medicine in Egypt.
32
126944
4849
tek kullanımlık şifreler koyduk.
02:12
So when Rizwan buys heart medicine,
33
132421
4130
Böylece Rizwan kalp ilacı satın aldığında,
02:16
he can key in these one-time passwords
34
136575
3270
bu tek kullanımlık şifreleri
02:19
to a toll-free short code
35
139869
1872
Afrika'daki tüm telekom şirketleriyle yaptığımız
02:21
that we've set up on all the telecom companies in Egypt
36
141765
4955
anlaşma sayesinde
ücretsiz olarak bu kısa koda girebilir.
02:26
for free.
37
146744
1495
02:28
He gets a message -- call it the message of life --
38
148263
2840
Sonra ona güvence veren
02:31
which reassures him
39
151913
2146
Mısır'daki tüm ilaçların %12'sini kapsayan
02:34
that this medicine is not one of the 12 percent of all medicines in Egypt
40
154083
5290
sahte ilaçlardan olmadığına dair bir mesaj alır,
buna hayat mesajı da denebilir.
02:40
that are counterfeits.
41
160599
1318
02:43
From the gorgeous banks of the Nile,
42
163338
2561
Muhteşem Nil Nehri kıyılarından
02:45
we glide into the beautiful Rift Valley of Kenya.
43
165923
4979
Kenya'daki Rift Vadileri'ne uzanalım.
02:50
In Narok Town, we meet Ole Lenku, salt-of-the-earth fellow.
44
170926
3958
Narok'ta saygıdeğer Ole Lenku ile tanıştık.
02:54
When he walks into an agrodealer's shop,
45
174908
1916
Ole Lenku tarım ürünleri dükkanına girdiğinde,
02:56
all he wants is certified and proper cabbage seeds
46
176848
3682
eğer onları dikecek olsaydı, tek isteği
03:00
that, if he were to plant them,
47
180554
1689
çocuklarının okul masraflarını
03:02
will yield a harvest rich enough
48
182267
2400
ödemeye yetecek kadar hasat verecek
03:04
that he can pay for the school fees of his children.
49
184691
2755
onaylı ve düzgün lahana tohumu satın almak.
03:07
That's all he wants.
50
187470
1211
Tek isteği bu.
03:09
Unfortunately,
51
189250
1462
Maalesef,
03:10
by the reckoning of most international organizations,
52
190736
2899
uluslararası organizasyonların hesaplarına göre
03:13
40 percent of all the seeds sold in Eastern and Southern Africa
53
193659
5018
Doğu ve Güney Afrika'da satılan tohumların
03:18
are of questionable quality,
54
198701
1475
%40'ının kalitesi yetersiz,
03:20
sometimes outrightly fake.
55
200200
1596
bazıları ise tamamen sahte.
03:22
Luckily for Ole,
56
202836
1488
Neyse ki Ole için,
03:24
once again, our team has been at work,
57
204348
3337
takımımız yine işinin başındaydı,
03:27
and, working with the leading agriculture regulator in Kenya,
58
207709
4432
Kenya'daki önde gelen tarım regülatörü ile
03:32
we've digitized the entire certification process
59
212165
3405
çalışarak ülkedeki bütün tohumların
03:35
for seeds in that country,
60
215594
1478
onay sürecini dijitalleştirdik,
03:37
every seed -- millet, sorghum, maize --
61
217096
3989
buna her bir tohum, sorgum, darı, mısır dahil,
03:41
such that when Ole Lenku keys in a code on a packet of millet,
62
221109
6584
böylece Ole Lenku darı paketindeki kodu girdiğinde
03:47
he's able to retrieve a digital certificate
63
227717
4877
aldığı tohumun sertifikalı olduğuna dair
03:52
that assures him that the seed is properly certified.
64
232618
3864
bir teminat mesajı alacak.
03:57
From Kenya, we head to Noida in India,
65
237175
3270
Kenya'dan Hindistan, Noida'ya uzanıyoruz.
04:00
where the irrepressible Ambika
66
240469
2172
Durdurulamayan Ambika
04:02
is holding on very fast to her dream of becoming an elite athlete,
67
242665
5063
orada elit bir atlet olma hayaline tutunuyor
çünkü biliyor ki, bileşen sınıflandırma teknolojisi sayesinde
04:07
safe in the knowledge that
68
247752
1909
04:09
because of our ingredients rating technology,
69
249685
2529
doping testlerini alt üst edecek
04:12
she's not going to ingest something accidentally,
70
252238
2685
ve onu sevdiği spordan uzaklaştıracak
04:14
which will mess up her doping tests
71
254947
2389
herhangi bir şeyi
04:18
and kick her out of the sports she loves.
72
258593
3479
kazara da olsa tüketmeyecek.
04:23
Finally, we alight in Ghana,
73
263084
3251
Son olarak, Gana'ya geçiyoruz,
değinilmesi gereken başka bir sorunun olduğu,
04:26
my own home country,
74
266359
1763
04:28
where another problem needs addressing --
75
268146
2814
kendi memleketime,
04:30
the problem of under-vaccination or poor-quality vaccination.
76
270984
3141
orada aşı azlığı ya da kalitesiz aşı sorunu var.
04:34
You see, when you put some vaccines into the bloodstream of an infant,
77
274149
5474
Bir bebeğe aşı yaptığınızda,
04:39
you are giving them a lifetime insurance
78
279647
2870
ona, onu öldürebilecek veya sakat bırakabilecek
04:42
against dangerous diseases that can cripple them or kill them.
79
282541
3989
hastalıklardan korunacağına dair sigorta veriyorsunuz.
04:46
Sometimes, this is for a lifetime.
80
286554
1905
Bu bazen ömür boyu olabilir.
04:48
The problem is that vaccines are delicate organisms really,
81
288483
5081
Problem, aşıların narin organizmalar olması
04:53
and they need to be stored between two degrees and eight degrees.
82
293588
3163
ve 2 ile 8 derece arasında saklanması gerektiği.
04:57
And if you don't do that, they lose their potency,
83
297449
3128
Bunu yapmazsanız etkileri azalır
05:00
and they no longer confer the immunity
84
300601
2507
ve çocuğun hak ettiği bağışıklığı
05:03
the child deserves.
85
303132
1834
daha fazla sağlayamazlar.
05:05
Working with computer vision scientists,
86
305704
2737
Bilgisayar görüsü bilimcileriyle çalışarak
05:08
we've converted simple markers on the vials of vaccines
87
308465
4602
aşı şişelerindeki basit işaretleri
05:13
into what you might regard as crude thermometers.
88
313091
2444
ham bir termometreye dönüştürdük.
05:16
So then, these patterns change slowly over time in response to temperature
89
316190
3579
Şekil zamanla dereceye göre değişiyor,
05:19
until they leave a distinct pattern on the surface of the vaccine,
90
319793
3682
ta ki aşıda belirgin bir iz görünene dek.
05:23
such that a nurse, with a scan of the phone,
91
323499
3429
Böylece hemşire telefonunda tarama yaparak
05:26
can detect if the vaccine was stored properly in the right temperature
92
326952
4159
aşının doğru bir şekilde
muhafaza edilip edilmediğini bulabilir,
05:31
and therefore is still good for use
93
331135
1989
böylece çocuğu aşılamadan önce aşıdan emin olmuş olur.
05:33
before administering this to the child --
94
333148
2212
05:36
literally securing the next generation.
95
336514
2669
Bu tam anlamıyla gelecek nesli korumaktır.
05:39
These are some of the solutions at work saving lives, redeeming societies,
96
339207
5875
Bunlar, dünyanın bu bölümündeki
hayatları ve toplumları kurtaran bazı çözümler.
05:45
in these parts of the world.
97
345106
1702
05:46
But I would remind you
98
346832
1636
Ancak size hatırlatırım ki,
05:48
that there are powerful ideas behind them,
99
348492
2573
bunların arkasında güçlü fikirler var
ve ben birkaçına değineceğim.
05:51
and I'll recap a few.
100
351089
1239
05:52
One, that social trust is not the same as interpersonal trust.
101
352780
4579
İlki, sosyal güven ile kişiler arası güven aynı şey değildir.
05:58
Two, that the division between consumption and regulation
102
358128
3191
İkincisi, tüketim ve düzenleme arasındaki fark,
06:01
in an increasingly interdependent world
103
361343
2228
gittikçe birbirine bağlanan dünyamızda
06:03
is no longer viable.
104
363595
1231
artık uygulanabilir değil.
06:05
And three, that decentralized autonomy,
105
365540
2537
Üçüncü olarak, merkezsizleştirilmiş özerklik,
06:08
regardless of what our blockchain enthusiasts in the West --
106
368101
2922
çokça saygı duyduğum Batı'daki blok zinciri sevdalılarının
06:11
whom I respect a lot -- say,
107
371047
1344
ne dediğine bakmaksızın
06:12
are not as important as reinforcing social accountability feedback loops.
108
372415
5140
sosyal sorumluluk geri bildirim döngülerini artırmak kadar önemli değil.
06:17
These are some of the ideas.
109
377579
1406
Bunlar fikirlerden bazıları.
06:20
Now, every time I go somewhere and I give this speech
110
380210
2491
Gittiğim yerlerde bu konuşmayı
06:22
and I make these comments and I provide these examples,
111
382725
4124
ve bu yorumları yapıp bu örnekleri ne zaman versem
06:26
people say, "If these ideas are so damn brilliant,
112
386873
2361
insanlar, "eğer fikirler bu kadar parlaksa
neden her yerde değiller? Ben hiç duymadım." diye soruyorlar.
06:29
why aren't they everywhere?
113
389258
1330
06:30
I've never heard of them."
114
390612
1334
06:31
I want to assure you,
115
391970
1201
Sizi temin ederim ki,
06:34
the reason why you have not heard of these ideas
116
394219
2328
bu fikirleri duymamış olmanızın sebebi
06:36
is exactly the point I made in the beginning.
117
396571
2896
başta değindiğim şeyin ta kendisi.
06:40
And that is that there are parts of the world
118
400142
3372
Bu da dünyada, iyi fikirlerin doğdukları coğrafyada
06:43
whose good ideas simply don't scale
119
403538
2799
doğru bir şekilde değerlendirilemeyen
06:46
because of the latitude on which they were born.
120
406361
2268
yerlerin olmasından kaynaklanıyor.
06:48
I call that "mental latitude imperialism."
121
408653
2603
Ben buna "zihinsel coğrafi emperyalizm" diyorum.
06:51
(Laughter)
122
411280
2000
(Gülüşmeler)
06:53
That really is the reason.
123
413652
1789
Gerçek sebep bu.
06:55
But you may counter and say, "Well, maybe it's an important problem,
124
415465
3224
Ama karşı koyup, "Belki de önemli bir problem
06:58
but it's sort of an obscure problem in parts of the world.
125
418713
2739
ama bu dünyanın belli bir kısmında olan sıradan bir problem.
07:01
Why do you want to globalize such problems?
126
421476
2058
Niye bunları küreselleştirmek istiyorsun?
07:03
I mean, they are better local."
127
423558
1512
Bunlar yerel sorunlar." diyebilirsiniz.
07:05
What if, in response, I told you
128
425094
1570
Yanıt olarak,
07:07
that actually, underlying each of these problems that I've described
129
427982
3939
size açıkladığım bu sorunların
piyasalara ve kurumlara olan
07:11
is a fundamental issue of the breakdown of trust
130
431945
2446
güvenin çöküşünün
temel bir sorunu olduğunu
07:14
in markets and institutions,
131
434415
1675
ve güven sorunundan daha küresel,
07:16
and that there's nothing more global, more universal, closer to you and I
132
436114
3457
daha evrensel, daha yakın
başka bir şey olmadığını söylesem.
07:19
than the problem of trust.
133
439595
1322
07:21
For example, a quarter of all the seafood marketed in the US is falsely labeled.
134
441502
6438
Mesela, ABD'de satılan deniz ürünlerinin dörtte biri yanlış etiketlenmektedir.
07:27
So when you buy a tuna or salmon sandwich in Manhattan,
135
447964
2615
Manhattan'da aldığınız ton balıklı veya somonlu sandviç
07:30
you are eating something that could be banned for being toxic in Japan.
136
450603
3413
zehirli olduğu için Japonya'da yasaklanmış olabilir.
07:34
Literally.
137
454575
1361
Tam olarak böyle.
07:35
Most of you have heard of a time when horsemeat was masquerading as beef
138
455960
4694
Birçoğunuz at etinin Avrupa'da hamburger köftesinde sığır eti yerine
07:40
in burger patties in Europe?
139
460678
1564
kullanıldığı zamanları biliyorsunuzdur.
07:42
You have.
140
462266
1166
Evet biliyorsunuz.
07:43
What you don't know is that a good chunk of these fake meat patties
141
463456
5715
Bilmediğiniz şey, bu sahte köfte etinin büyük bir kısmının da
07:49
were also contaminated with cadmium, which can damage your kidneys.
142
469195
3926
böbreklerinize zarar verebilecek kadmiyum ile dolu olmasıdır.
07:53
This was Europe.
143
473145
1255
Avrupa böyleydi.
07:55
Many of you are aware of plane crashes and you worry about plane crashes,
144
475026
3532
Birçoğunuz uçak kazalarından haberdardır ve bu konuda endişelisinizdir
07:58
because every now and then, one of them intrudes into your consciousness.
145
478582
3655
çünkü arada bir, bunlardan biri sizin bilincinize giriyor.
08:02
But I bet you don't know
146
482261
1952
Ama bahse girerim ki,
08:04
that a single investigation uncovered one million counterfeit incidents
147
484237
4322
tek bir soruşturmanın ABD'deki havacılık tedarik zincirinde
08:08
in the aeronautical supply chain in the US.
148
488583
2671
bir milyon sahte olayı ortaya çıkardığını bilmiyorsunuz.
08:11
So this is a global problem, full stop.
149
491278
3194
Yani bu bir küresel problem, nokta.
08:14
It's a global problem.
150
494934
1151
Küresel bir problem.
08:16
The only reason we are not addressing it with the urgency it deserves
151
496109
3260
Hak ettiği aciliyeti göstermememizin sebebi,
08:19
is that the best solutions,
152
499393
1302
en iyi çözümlerin,
08:20
the most advanced solutions, the most progressive solutions,
153
500719
2851
en gelişmiş, en planlı çözümlerin
08:23
are, unfortunately, in parts of the world where solutions don't scale.
154
503594
3354
maalesef ki, dünyanın çözümlerin ölçeklenmediği yerlerinde olmasıdır.
08:26
And that is why it is not surprising
155
506972
1743
Bu nedenle, aynı doğrulama modellerini
08:28
that attempts to create this same verification models for pharmaceuticals
156
508739
3457
yaratma girişimleri Nijerya'da mevcutken,
08:32
are now a decade behind in the USA and Europe,
157
512220
3358
ABD ve Avrupa'da on yıl geride kalması
08:35
while it's already available in Nigeria.
158
515602
1945
hiç de şaşırtıcı değildir.
08:37
A decade, and costing a hundred times more.
159
517571
2108
10 yıl ve belki yüz katı daha pahalı.
08:39
And that is why, when you walk into a Walgreens in New York,
160
519703
2830
Bu yüzden New York'ta eczaneye girdiğiniz zaman
08:42
you cannot check the source of your medicine,
161
522557
2104
ilacınızın kaynağını kontrol edemezsiniz
08:44
but you can in Maiduguri in Northern Nigeria.
162
524685
2161
ama Kuzey Nijerya, Maiduguri'de edebilirsiniz.
08:46
That is the reality.
163
526870
1153
Gerçek bu.
08:48
(Applause)
164
528047
1084
(Alkışlar)
08:49
That is the reality.
165
529155
1181
Gerçek bu.
08:50
(Applause)
166
530360
2128
(Alkışlar)
08:52
So we go back to the issue of ideas.
167
532512
2099
Fikirler konusuna geri dönelim.
08:55
Remember, solutions are merely packaged ideas,
168
535222
3482
Unutmayın, çözümler sadece paketlenmiş fikirlerdir,
08:58
so it is the ideas that are most important.
169
538728
2118
yani en önemli fikirlerdir.
09:00
In a world where we marginalize the ideas of the Global South,
170
540870
3107
Küresel Güney'in fikirlerini marjinalleştirdiğimiz bir dünyada,
09:04
we cannot create globally inclusive problem-solving models.
171
544001
4660
küresel olarak kapsayıcı problem çözme modelleri yaratamayız.
09:08
Now, you might say, "Well, that's bad,
172
548685
2980
"Bu kötü bir şey ama birçok problemin olduğu
09:11
but in such a world where we have so many other problems,
173
551689
4290
böyle bir dünyada başka bir soruna
ihtiyacımız var mı?" diyebilirsiniz.
09:16
do we need another cause?"
174
556003
1530
09:17
I say yes, we need another cause.
175
557557
1627
Evet, ihtiyacımız var.
09:19
Actually, that cause will surprise you: the cause of intellectual justice.
176
559208
3498
Aslında, bu sorun sizi şaşırtacak: entelektüel adalet sorunu.
09:22
You say, "What? Intellectual justice? In a world of human rights abuses?"
177
562730
3476
"Ne? Entelektüel adalet mi?
İnsan hakları ihlallerinin olduğu dünyada mı?" diyebilirsiniz.
09:26
And I explain this way:
178
566230
1363
Şöyle açıklayayım:
09:27
all the solutions to the other problems that affect us and confront us
179
567617
4326
Bizi etkileyen ve karşı karşıya olduğumuz diğer tüm sorunların
09:31
need solutions.
180
571967
1173
çözümlere ihtiyacı var.
09:33
So you need the best ideas to address them.
181
573164
2250
Öyle ki çözüm için en iyi fikirlere ihtiyaç var.
09:35
And that is why today I ask you,
182
575438
1996
Bu yüzden bugün sizlerden rica ediyorum,
09:37
can we all give it one time for intellectual justice?
183
577458
3302
entelektüel adalet için hepimiz gerekeni yapabilir miyiz?
09:42
(Applause)
184
582034
3497
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7