How to get serious about diversity and inclusion in the workplace | Janet Stovall | TED

470,413 views ・ 2018-09-13

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nurten KONAKCI Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
Everybody has that one friend --
0
13507
3270
Bilirsiniz her insanın
00:16
you know, the single-minded one,
1
16801
1824
soru ne olursa olsun, sabit fikirli,
00:18
the one who, no matter what the question is,
2
18649
3175
düşüncesi her neyse ona göre bir cevapla gelmeyi
00:21
always finds a way to make the answer whatever it is she's single-minded about.
3
21848
4164
her zaman başarabilen bir arkadaşı vardır.
00:26
I'm that friend.
4
26769
1213
İşte ben o arkadaşım.
00:28
(Laughter)
5
28006
1773
(Kahkahalar)
00:29
And the thing that I'm single-minded about
6
29803
2583
Benim sabit fikirli olduğum şey ise
00:32
is racism.
7
32410
1182
ırkçılık.
00:34
If someone were to ask me, "So, Janet, got any plans for the 4th of July?"
8
34100
4336
Yani biri bana "Hey Janet, 4 Temmuz için herhangi bir planın var mı?'' diye sorsa
00:38
I'm subject to answer, "Yeah, I'm going to binge-watch 'Roots.'"
9
38460
3069
cevabım "Evet, Roots'u bir oturuşta bitireceğim." olur.
00:41
(Laughter)
10
41553
1056
(Kahkahalar)
00:42
Or if they said, "Janet, I've got a joke for you:
11
42633
2876
Ya da biri ''Tavuk neden karşıdan karşıya geçmiş?"
00:45
Why'd the chicken cross the road?"
12
45533
1849
diye bir şaka yapsa cevabım şu olur:
00:47
"Uh, was it a black chicken?
13
47406
2161
''Tavuk siyahi miydi?
00:49
Probably gentrification."
14
49591
1613
muhtemelen soylulaştırmadandır.''
00:51
(Laughter)
15
51228
2200
(Kahkahalar)
00:54
(Applause)
16
54657
2896
(Alkışlar)
01:01
But for me, single-mindedness is not just caring about something.
17
61065
4564
Benim için bir şey hakkında sabit fikirli olmak sadece o şeyi önemsemek değil.
01:05
It's caring about something enough to do something about it.
18
65653
3761
O şeyi, hakkında bir şeyler yapmayı göze alacak kadar önemsemek.
01:09
It's not just thinking, it's doing.
19
69903
3178
Sadece düşünmek değil, aynı zamanda harekete geçmek.
01:13
It's not just praying, it is moving your feet.
20
73520
3843
Sadece dua etmek değil, ayaklarını hareket ettirmek.
01:18
And the reason I'm single-minded about racism is because I know
21
78292
4678
Irkçılık konusunda sabit fikirli olmamın nedeni ise
01:22
single-mindedness can destroy it.
22
82994
3085
onu sadece sabit fikirliliğin yok edebileceğini düşünmemden.
01:26
I learned that many, many years ago.
23
86103
2147
Bunu çok ama çok uzun zaman önce öğrenmiştim.
01:28
Back in 1984, I was a junior at Davidson College
24
88274
3694
1984 yılında, Kuzey Karolina, Davidson'da, Davidson Üniversitesi
01:31
in Davidson, North Carolina.
25
91992
1615
üçüncü sınıf öğrencisiydim.
01:34
Now, Davidson is a little-bitty town,
26
94126
2387
Davidson, ufak tefek bir kasaba.
01:36
Southern town, split by railroad tracks,
27
96537
2396
Demiryolu raylarıyla bölünmüş bir güney kasabası.
01:38
with white Davidson on one side, black Davidson on the other side,
28
98957
3765
Beyaz Davidson bir tarafta, siyahi Davidson diğer tarafta,
01:42
and, as black students lived on the white side of the tracks,
29
102746
3301
rayların beyaz tarafında yaşayan siyahi öğrenciler olarak
01:46
we got used to being stopped in downtown and asked for ID,
30
106071
3490
polisler tarafından yüzümüz hatırlanıncaya kadar
01:50
until the police memorized our faces.
31
110259
3094
şehir merkezinde durdurulup kimlik sorulmasına alışmıştık.
01:53
But fortunately, that didn't take too long,
32
113377
2075
Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi
01:55
because out of 1,200 students, only 52 of us were black.
33
115476
3656
çünkü 1.200 öğrenci arasında biz sadece 52 kişiydik.
01:59
There was one black professor
34
119156
1807
Bir siyahi profesör
02:00
and one black assistant dean.
35
120987
1676
ve bir siyahi dekan yardımcısı vardı.
02:03
Things weren't a lot better on campus.
36
123194
1878
Kampüste de işler o kadar iyi değildi.
02:05
Well, I wasn't OK with this.
37
125657
2297
Tabii ben de durumdan rahatsızdım.
02:08
And so, I started writing things.
38
128359
2148
Bu yüzden bir şeyler yazmaya başladım.
02:10
And then I started yelling things.
39
130531
1985
Sonra da bir şeyleri haykırmaya başladım.
02:12
And after about three years of that,
40
132540
1753
Bundan üç yıl kadar sonra
02:14
I got tired.
41
134317
1283
artık yoruldum.
02:15
So I decided to write one more thing;
42
135624
2884
Bir şey daha yazmaya karar verdim:
02:18
I wrote something called "Project '87."
43
138532
2565
Buna da "Project '87" adını verdim.
02:21
Project '87 was really just a challenge to Davidson:
44
141788
3580
Project '87, Davidson'a karşı sadece bir meydan okumaydı:
02:25
in three years, by 1987,
45
145953
2683
1987'ye kadar üç yıl içinde,
02:28
enroll 100 black students,
46
148660
2111
yüz siyahi öğrenci kabul edilecek,
02:31
hire 10 black professors,
47
151387
2194
on siyahi profesör işe alınacak,
02:34
create five Black Studies classes
48
154589
2270
Siyahi Çalışmalar için beş adet sınıf açılacak
02:36
and hire one black dean.
49
156883
1804
ve bir siyahi dekan atanacak.
02:39
It didn't seem particularly revolutionary,
50
159330
2286
Bu tam bir devrim gibi görünmüyordu
02:41
but what was different about it was,
51
161640
2099
ama asıl konu, bu projeyle,
02:43
we also challenged Davidson to say that if you don't do this,
52
163763
3778
Davidson'a eğer bunları yapmazsanız
02:47
we will question your commitment to diversity.
53
167565
2905
çeşitliliğe olan bağlılığınızı sorgulayacağız diyebilmemizdi.
02:50
It was a real problem.
54
170946
1453
Bu ciddi bir problemdi.
02:52
We put some real numbers to it.
55
172423
1811
Ciddi sayılar vardı
02:54
We gave them some real consequences.
56
174258
2221
ve onlara gerçek sonuçları gösterdik.
02:56
Well, the campus went absolutely nuts.
57
176503
2270
Kampüste yer yerinden oynamıştı tabii.
02:59
But fortunately, in the middle of this,
58
179316
2646
Neyse ki tam da bunların ortasında
03:01
Davidson got a new president,
59
181986
1926
Davidson'a yeni bir rektör atandı
03:03
and that president was single-minded about racism, too.
60
183936
3123
ve onunda ırkçılık konusundaki düşünceleri belliydi.
03:07
And so, he created a task force
61
187632
2144
Rektör, Project '87'deki sorunları ele almak için
03:10
to address the issues in Project '87.
62
190490
2458
bir çalışma kolu oluşturdu.
03:12
And several months after that,
63
192972
1935
Bundan birkaç ay sonra
03:14
we produced a 77-page report.
64
194931
3496
yetmiş yedi sayfalık bir rapor hazırladık.
03:19
That report was the foundation for all the change that came after it.
65
199244
4905
Bu rapor, bundan sonraki tüm değişimlerin temeliydi.
03:24
Now, I wasn't there to see that change,
66
204882
2802
Ben tabii bu değişimleri göremedim.
03:27
because, actually, in 1985,
67
207708
2378
Çünkü aslında 1985 yılında
03:30
I graduated.
68
210110
1285
mezun oldum.
03:31
(Applause)
69
211816
2788
(Alkışlar)
03:36
You are looking at the three happiest people on the planet that day,
70
216231
5247
Fotoğrafta o gün dünya üzerindeki en mutlu üç insanı görüyorsunuz,
03:41
because I am leaving.
71
221502
1884
çünkü mezun oluyorum.
03:43
(Laughter)
72
223410
1539
(Kahkaha)
03:45
However, the change did happen,
73
225580
2206
Neyse ki değişim yaşandı.
03:47
and today, there are 185 black students,
74
227810
3579
Bugün orada 185 siyahi öğrenci,
03:51
there are 16 black or multiracial professors,
75
231413
3902
on altı siyahi veya çok ırklı profesör,
03:55
there are four black deans,
76
235339
1621
dört siyahi dekan
03:56
and there's an entire degree-granting Africana Studies Department.
77
236984
4500
ve diploma veren bir Afrika Çalışmaları Bölümü bulunuyor.
04:01
(Applause)
78
241508
2651
(Alkış)
04:07
Project '87 changed Davidson.
79
247513
2460
Project '87, Davidson'ı değiştirdi.
04:09
But it also changed me, because what it taught me
80
249997
2977
Aynı zamanda beni de değiştirdi ve bana öğrettiği şey ise
04:12
was there's a lot of power in single-mindedness.
81
252998
2760
sabit fikirliliğin çok fazla güce sahip olduğuydu.
04:16
Well, today, I'm an executive speechwriter
82
256896
2406
Bugün, dünyanın en büyük şirketlerinden birinde
04:19
for one of the biggest companies in the world.
83
259326
2334
yetkili bir konuşma yazarıyım.
04:22
It's a profession that is 92 percent white and predominantly male,
84
262390
4763
Yüzde 92'si beyaz ve ağırlıklı olarak erkek olan,
04:27
which makes me a little bit of a unicorn.
85
267177
2430
beni biraz tek boynuzlu at yapan bir meslek.
04:30
But I'm a single-minded unicorn.
86
270369
1633
Ben tek fikirli tek boynuzlu bir atım.
04:32
(Laughter)
87
272026
1849
(Kahkaha)
04:33
So the thing about speech writing is, it's very personal.
88
273899
3796
Konuşma yazmakla alakalı şey şu, bu çok özel bir şey.
04:37
So I spend a lot of time in deep conversation
89
277719
2636
CEO ve kıdemli yöneticilerle yaptığım
04:40
with the CEO and senior executives,
90
280379
3170
derin sohbetlere çok zaman ayırdım
04:43
and a lot of times those conversations turn to diversity and inclusion,
91
283573
4336
ve bu sohbetlerde birçok kez konu çeşitlilik ve kapsayıcılığa geldi.
04:47
which, of course, I'm always happy to talk about.
92
287933
2597
Tabii konuşmaktan her zaman zevk aldığım konular.
04:51
But after quite a few of these conversations,
93
291380
2311
Fakat bu konuşmaların birçoğunda,
04:53
I've come to a conclusion:
94
293715
1490
şöyle bir sonuca vardım:
04:55
I believe that business is in a position to do something
95
295824
3274
İşletmeler, hiçbir kurum ya da kuruluşun yapamayacağı şeyleri
04:59
that no other entity can do.
96
299122
2283
yapabilecek bir pozisyona sahip.
05:02
Business can dismantle racism.
97
302286
3039
İşletmeler ırkçılığı yok edebilir.
05:06
Now, colleges can't do it.
98
306344
1454
Üniversiteler yok edemez.
05:07
There aren't but 5,000 of them in the United States
99
307822
2531
ABD'de neredeyse 5,000 üniversite var
05:10
and only 20 million students enrolled.
100
310377
2186
ancak sadece yirmi milyon öğrenci kayıtlı.
05:12
Church can't do it, either --
101
312587
1420
Kilise de bunu yapamaz.
05:14
only 35 percent of us go on a regular basis,
102
314031
2767
Sadece yüzde 35'imiz düzenli olarak kiliseye gidiyoruz
05:16
and when we do,
103
316822
1363
ve gittiğimizde de
05:18
eleven o'clock Sunday morning is "the most segregated hour" in America.
104
318209
4176
pazar sabahı saat on bir, Amerika'da en çok ayrımcılık yapılan saat.
05:23
But business?
105
323232
1400
Ya işletmeler?
05:24
There are a 162 million people in the US workforce alone --
106
324656
6352
ABD'de yalnız işgücünde çalışan, ortak yönleri maaşlarını istemek
05:31
people of all races,
107
331032
1539
ve alabilmek umuduyla
05:32
united in the spirit of wanting a paycheck and having to show up to get it.
108
332595
4492
işe gelmek zorunda olmaları olan her ırktan 162 milyon insan var.
05:37
(Laughter)
109
337111
1551
(Kahkaha)
05:39
Now, I'm aware that diversity is bigger than race,
110
339458
4009
Artık şunun farkındayım; çeşitlilik, ırktan daha üstün
05:43
and racism is bigger than America.
111
343491
2123
ve ırkçılık da Amerika'dan daha üstün.
05:45
But racial discrimination is the most prominent form,
112
345638
3786
Fakat ırk ayrımcılığı artık en belirgin formunda
05:49
and Lord knows America is the absolute best at it.
113
349448
2493
ve Amerika bunda kesinlikle en iyisi.
05:52
So what if, though, what if
114
352524
3432
Peki şöyle farz edelim,
05:56
we worked in diverse and inclusive environments
115
356703
4440
bizi yakından ilgilendiren, çeşitliliğin olduğu
06:01
that we had something to do something with?
116
361167
2131
ve kapsayıcı bir yerde çalıştığımızı düşünelim.
06:03
And since we spend one-third of our lives at work,
117
363800
3717
Yaşamımızın üçte birini işte geçirdiğimize göre,
06:07
what if we did that with people who didn't look like us?
118
367541
3707
niye görünüş olarak bize benzemeyen insanlarla çalışmayalım?
06:11
I think the world would be a totally different place outside of work.
119
371272
3664
İş dışında dünya tamamıyla farklı bir yer olabilirdi.
06:15
That can happen if business gets single-minded about racism.
120
375624
4676
Eğer işyerleri ırkçılıkla ilgili tavrını ortaya koyarsa bu gerçekleşebilir.
06:21
But the question is: How is that supposed to happen?
121
381316
2473
Asıl soru ise bunun nasıl olacağı.
06:23
Well, I think there are three things that business can borrow from Project '87:
122
383813
3781
İşyerlerinin, Project '87'den faydalanabileceği üç nokta var:
06:27
real problems,
123
387618
1466
gerçek sorunlar,
06:29
real numbers,
124
389108
1193
gerçek sayılar,
06:30
real consequences.
125
390325
1322
gerçek sonuçlar.
06:33
Like it or not,
126
393235
1575
Beğenin ya da beğenmeyin,
06:35
diversity is not really a problem for business -- yet.
127
395401
3469
çeşitlilik, işyerleri için henüz gerçek bir sorun değil.
06:38
I mean, it's a nice thing to have, it's the right thing to do,
128
398894
3460
Tabii olsa fena olmazdı, doğru şeyi yapmaya çalışırdık
06:42
but for decades, we've been trying to make the case
129
402378
2676
ama yıllardır şunu anlatmaya çalışıyoruz;
06:45
that diversity fuels innovation and customer insight.
130
405078
4256
çeşitlilik, yeniliği ve müşteri içgörüsünü besliyor.
06:49
I mean, at this point, it's kind of a no-brainer,
131
409973
2305
Bu noktada düşünmesi çok zor bir şey değil.
06:52
a little bit like hearing a smoke alarm going off
132
412302
2489
Bu biraz yangın alarmını duyup,
06:54
and standing with your hand on the hot door,
133
414815
2084
eliniz sıcak kapıda orada dururken
06:56
waiting for some data to tell you that your house is on fire.
134
416923
3283
verilerin, evinizde yangın çıktığını söylemesini beklemek gibi bir şey.
07:00
Because the data is already there.
135
420230
2009
Zaten her şey ortada.
07:02
Ethnically diverse companies perform 33 percent better than the norm.
136
422904
4788
Etnik olarak çeşitlilik içeren şirketler standardın yüzde 33 üstünde çalışıyor.
07:08
Forbes's best workplaces for diversity enjoy 24 percent higher revenue growth.
137
428632
5757
Forbes'un çeşitlilikte en iyi iş yerleri yüzde 24 daha fazla gelir artışına sahip
07:15
And yet, here we are in 2018,
138
435269
3669
ve şu an 2018 yılındayız.
07:18
and there are only three black CEOs in the Fortune 500.
139
438962
4785
Fortune 500'de sadece üç siyahi CEO var.
07:23
And if your name is Molly or Connor,
140
443771
2362
Adınız Molly ya da Connor ise
07:26
you've got a 14 percent better chance of getting a callback on your resume
141
446157
4252
Shanice veya DeShawn'a göre özgeçmişiniz üzerine geri aranma şansınız
07:30
than if your name is Shanice or DeShawn.
142
450433
2240
yüzde 14 daha fazla.
07:33
And all of this, despite the fact that by 2045,
143
453399
4751
Tüm bunların yanında, 2045 yılına kadar
07:38
America is projected to be a minority-majority country.
144
458174
5140
Amerika'nın bir azınlık-çoğunluk ülkesi olacağı öngörülüyor.
07:44
Here's the thing:
145
464207
1241
Demek istediğim şu:
07:45
the business case for diversity, as it stands today,
146
465472
3418
İşyerlerinde çeşitlilik, bugün görüldüğü üzere
07:48
doesn't really speak to any problem.
147
468914
2003
bir problem olarak görülmüyor.
07:51
And the only way business is going to get single-minded
148
471472
2757
İş yerlerinin ırksal çeşitlilik konusunda
07:54
about racial diversity
149
474253
1913
tavrını ortaya koymasının tek yolu
07:56
is if it has a problem that is urgent and relative to somebody
150
476190
4226
beyaz olmayan kişilerden ziyade başka birinin
08:00
other than people of color.
151
480440
1559
bu konuyla ilgili sorun yaşaması.
08:02
I got one:
152
482928
1212
Ben bir örnek vereyim:
08:04
How about employees and customers?
153
484164
2378
Mesela çalışanlar ve müşteriler?
08:07
Because no matter what business you're in,
154
487100
2197
Çünkü hangi sektörde olursanız olun,
08:09
you're going to need those, right?
155
489321
1709
bu iki gruba ihtiyacınız var.
08:11
Well, let's talk about some real numbers.
156
491054
3241
Şimdi biraz gerçek sayılardan konuşalım.
08:14
If you have employees and customers, wouldn't it make sense
157
494319
4292
Çalışanlarınız ve müşterileriniz olsa, çalışanlarınızın biraz da olsa
08:18
if they looked a little bit like the people that work for you?
158
498635
4686
müşterilerinize benzemesi mantıklı olmaz mıydı?
08:23
So if that's the case, maybe your employee base should be 13 percent Black
159
503345
5072
Durum böyle olduğunda belki çalışanlarınızın yüzde 13'ü siyahi
08:28
and 18 percent Hispanic,
160
508441
1551
ve yüzde 18'i Hispanik olmalı.
08:30
because that's what the population looks like.
161
510016
2373
Çünkü nüfus bu şekilde.
08:32
Maybe that's what your customer base looks like.
162
512413
3079
Belki müşteri tabanınız bu şekilde.
08:36
But let's be clear:
163
516017
1362
Ama açık konuşalım:
08:37
diversity and inclusion are not the same things.
164
517403
3335
Çeşitlilik ve kapsayıcılık aynı şeyler değil.
08:41
Diversity is a numbers game.
165
521421
2126
Çeşitlilik bir sayı oyunu.
08:43
Inclusion is about impact.
166
523937
2152
Kapsayıcılık ise bir etkiyle ilgili.
08:46
Companies can mandate diversity,
167
526652
2234
Şirketler çeşitliliği şart koşabilir
08:48
but they have to cultivate inclusion.
168
528910
2308
ama kapsayıcılık işlenerek ortaya çıkarılır.
08:51
And if inclusion is what you're after,
169
531964
2552
Yaratmak istediğiniz şey kapsayıcılık ise
08:54
you've got to calculate some slightly different numbers.
170
534540
2728
biraz farklı hesaplar yapmak zorundasınız.
08:57
How about 30 percent?
171
537292
2395
Mesela yüzde 30?
09:00
Because that's the point that research shows
172
540361
2466
Çünkü yapılan araştırmalara göre azınlıkların sesi
09:02
at which the voices of minorities actually begin to be heard.
173
542851
4544
ancak oranları yüzde 30 olduğunda duyuluyor.
09:08
If you want a real problem,
174
548379
1754
Gerçek bir sorun istiyorsanız
09:10
you're going to need real numbers to fix it,
175
550157
2075
düzeltmek için gerçek sayılara ihtiyaç var
09:12
and if you're not willing to set real numbers,
176
552256
2159
ve gerçek sayıları ortaya koyamıyorsanız
09:14
then maybe you're not real serious about diversity and inclusion.
177
554439
3472
belki de çeşitlilik ve kapsayıcılık konusunda çok ciddi değilsiniz.
09:17
That brings me to my third point:
178
557935
1776
Bu da beni üçüncü noktaya getiriyor:
09:20
real consequences.
179
560779
1727
gerçek sonuçlar.
09:23
Think about this:
180
563143
1171
Düşünün:
09:24
when salespeople forget what they're doing and don't come up with their numbers,
181
564338
4057
satış personelleri yaptıklarını unutup bize sayılarla gelmezlerse
09:28
what do we do?
182
568419
1161
o zaman ne yaparız?
09:29
We give them a little time, maybe we give them some training.
183
569604
2906
Onlara biraz zaman hatta belki de bir eğitim veririz.
09:32
But then if they don't hit those numbers eventually,
184
572534
2451
Fakat hala kotalarını doldurmazlarsa
09:35
we fire them.
185
575009
1465
onları kovarız.
09:36
However, when you start talking about diversity and inclusion,
186
576498
3198
Çeşitlilik ve kapsayıcılık konusunda konuşmaya başlayınca
09:39
we use terms like "accountability."
187
579720
2009
''hesap verebilirlik'' gibi terimler kullanırız.
09:42
And maybe we scold, and maybe we hold back an incentive or two.
188
582163
4334
Bazen çıkışıyoruz bazen de onları teşvik etmeyi kesiyoruz.
09:46
But you know what the best incentive is?
189
586521
1952
En iyi teşvik nedir biliyor musunuz?
09:48
A job.
190
588497
1173
Bir iş.
09:49
And you know what the best disincentive is?
191
589694
2075
En köstekleyici şey ise
09:51
Losing it.
192
591793
1241
işini kaybetmek.
09:53
So if companies really want accountability,
193
593058
3735
Bu yüzden eğer şirketler gerçekten hesap verebilirlik istiyorsa
09:56
they should assume that that is a given.
194
596817
2105
zaten verildiğini farz etmeliler.
09:58
Consequences are what happen when you don't do what you're accountable for.
195
598946
4234
Sonuçlar sorumlu olduğunuz şeyi yapmadığınız ortaya çıkanlardır.
10:04
Imagine this:
196
604426
1988
Şunu hayal edin:
10:06
imagine a place where people of all colors and all races
197
606438
6751
Tüm renklerden ve ırklardan insanların şirket basamaklarını tırmandığı,
10:13
are on and climbing every rung of the corporate ladder;
198
613213
4692
kendini güvende hissettiği ve her gün iş yerine
10:17
where those people feel safe -- indeed, expected --
199
617929
4341
asimile olmamış gerçek kişiliklerini
10:22
to bring their unassimilated, authentic selves to work every day,
200
622294
4478
getirmekten çekinmediği bir yer düşünün.
10:26
because the difference that they bring is both recognized and respected.
201
626796
5101
Getirdikleri farklılığın tanındığı ve saygı gösterildiği bir yer.
10:32
And imagine a place where the lessons we learn about diversity at work
202
632511
5702
Çeşitlilik hakkında işte öğrendiklerimizin gerçek dünyada da yaptıklarımıza,
10:38
actually transform the things we do, think and say outside of work.
203
638237
5430
düşüncelerimize ve söylediklerimize yansıdığı bir yer.
10:44
That is what happens if we all work together
204
644288
2888
Birlikte çalıştığımızda olacak olan bu;
10:47
to fix what's broken.
205
647200
1538
bir şeyleri yerine oturtacağız.
10:48
That is what happens if we stop praying for change to happen
206
648762
3634
Değişim için dua etmeyi bırakıp bir şeyler yapmak için
10:52
and actually start moving our feet to making it.
207
652420
2577
harekete geçtiğimizde olacak olan da bu.
10:55
That is the power of single-mindedness.
208
655551
2496
İşte bu sabit fikirli olmanın gücü.
10:58
Thank you.
209
658071
1160
Teşekkür ederim.
10:59
(Applause)
210
659255
2859
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7