How technology has changed what it's like to be deaf | Rebecca Knill

91,319 views ・ 2020-03-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Transcriber: Joseph Geni Reviewer: Krystian Aparta
0
0
7000
Çeviri: İrem Telli Gözden geçirme: Sara Ozturk
00:13
My name is Rebecca, and I'm a cyborg.
1
13028
2892
Benim adım Rebecca ve ben yarı robotum.
00:15
(Laughter)
2
15944
3024
(Gülüşmeler)
00:18
Specifically, I have 32 computer chips inside my head,
3
18992
4214
Daha açık konuşmak gerekirse kafamın içinde duymamı sağlayan
00:23
which rebuild my sense of hearing.
4
23230
2265
32 adet bilgisayar çipi var.
00:25
This is called a cochlear implant.
5
25519
2352
Buna biyonik kulak da deniyor.
00:28
You remember the Borg from Star Trek,
6
28805
3080
Star Trek’teki Borgları hatırlarsınız,
00:31
those aliens who conquered and absorbed everything in sight?
7
31909
4095
hani şu gördükleri her şeyi fetheden ve sömüren uzaylı robotlar var ya.
00:36
Well, that's me.
8
36958
1181
İşte o benim.
00:38
(Laughter)
9
38163
1642
(Gülüşmeler)
00:39
The good news is I come for your technology
10
39829
2714
Ama hiç merak etmeyin teknolojiniz için geldim,
00:42
and not for your human life-forms.
11
42567
2136
insan ırkını robotlaştırmak için değil.
00:44
(Laughter)
12
44727
2157
(Gülüşmeler)
00:47
Actually, I've never seen an episode of Star Trek.
13
47189
2355
Aslında Star Trek’in tek bir bölümünü bile izlemedim.
00:49
(Laughter)
14
49568
2041
(Gülüşmeler)
00:51
But there's a reason for that:
15
51633
1962
Ama bunun bir sebebi var;
00:53
television wasn't closed-captioned when I was a kid.
16
53619
2852
ben küçükken televizyonda altyazı yoktu ki.
00:57
I grew up profoundly deaf.
17
57109
1969
İşitme engelli olarak büyüdüm.
00:59
I went to regular schools, and I had to lip-read.
18
59102
3111
Devlet okuluna gittim ve dudak okumak zorundaydım.
01:02
I didn't meet another deaf person until I was 20.
19
62237
2746
20 yaşıma kadar başka işitme engelli birisiyle karşılaşmadım.
01:06
Electronics were mostly audio back then.
20
66135
3046
O zamanlar elektronik aygıtlar hep ses odaklıydı.
01:09
My alarm clock was my sister Barbara,
21
69205
2496
Çalar saatim kız kardeşim Barbara idi,
01:11
who would set her alarm and then throw something at me to wake up.
22
71725
4032
kendi alarmını kurar
ve beni uyandırmak için bana doğru bir şeyler fırlatırdı.
01:15
(Laughter)
23
75781
2039
(Gülüşmeler)
01:18
My hearing aids were industrial-strength, sledgehammer volume,
24
78317
5174
İşitme cihazlarım aşırı güçlüydü, bangır bangırdı
01:23
but they helped me more than they helped most people.
25
83515
2730
ama çoğu insana olduğundan daha fazla yararları oldu bana.
01:26
With them, I could hear music and the sound of my own voice.
26
86269
3286
Onlar sayesinde hem müzik hem kendi sesimi duyabildim.
01:30
I've always liked the idea that technology can help make the world more human.
27
90679
4928
Teknolojinin dünyayı insanlaştırabileceği fikrini hep sevmişimdir.
01:36
I used to watch the stereo flash color when the music shifted,
28
96195
4303
Eskiden, ses yükseldiğinde müzik setindeki ışıkların
renginin değişmesini izler
01:40
and I knew it was just a matter of time before my watch could show me sound, too.
29
100522
6002
ve kol saatimin bana sesleri de göstermeye başlamasının
sadece an meselesi olduğunu bilirdim.
01:48
Did you know that hearing occurs in the brain?
30
108263
2680
İşitmenin beyinde meydana geldiğini biliyor muydunuz?
01:50
In your ear is a small organ called the cochlea,
31
110967
3691
Kulağınızda kulak salyangozu denilen ufak bir organ var
01:54
and the cochlea is lined with thousands of receptors called hair cells.
32
114682
5107
ve tüylü hücreler denilen almaçlarla kaplı.
01:59
When sound enters your ear,
33
119813
2429
Ses kulağınıza ulaştığında
02:02
those hair cells, they send electric signals to your brain,
34
122266
4492
tüylü hücreler beyninize elektro sinyaller gönderir
02:06
and your brain then interprets that as sound.
35
126782
2880
ve böylece beyniniz bu sinyalleri ses olarak tanımlar.
02:10
Hair-cell damage is really common:
36
130763
2254
Tüylü hücrelerin hasar görmesi çok yaygındır.
02:14
noise exposure, ordinary aging, illness.
37
134231
4202
Akustik travma, yaşlanma ve hastalık sebepleri arasındadır.
02:18
My hair cells were damaged before I was even born.
38
138457
3446
Benim tüylü hücrelerim ise ben daha doğmadan tahrip olmuş.
02:21
My mother was exposed to German measles when she was pregnant with me.
39
141927
4100
Annem bana hamileyken kızamıkçık geçirmiş.
02:27
About five percent of the world has significant hearing loss.
40
147125
3958
Aşağı yukarı dünyanın %5'i ileri düzey işitme kaybından muzdarip.
02:31
By 2050, that's expected to double to over 900 million people,
41
151107
5563
Bunun 2050'ye kadar iki katına çıkıp 900 milyonu aşması
veya her on kişiden birinde görülmesi bekleniyor.
02:36
or one in 10.
42
156694
2013
02:38
For seniors, it's already one out of three.
43
158731
2852
Yaşlılarda ise her üç kişiden birinde zaten var.
02:42
With a cochlear implant,
44
162966
1817
Biyonik kulak sayesinde
02:44
computer chips do the job for the damaged hair cells.
45
164807
2952
bilgisayar çipleri tüylü hücrelerin yerini alıyor.
02:48
Imagine a box of 16 crayons,
46
168324
3337
16'lı bir mum boya seti hayal edin
02:51
and those 16 crayons, in combination,
47
171685
3483
ve o 16 boyayı kullanarak
02:55
have to make all of the colors in the universe.
48
175192
3022
evrendeki tüm renkleri yaratmak zorundasınız.
02:58
Same with the cochlear implant.
49
178731
1883
Biyonik kulak da böyle işte.
03:00
I have 16 electrodes in each of my cochleas.
50
180638
3897
İki kulak salyangozumda da 16'şar tane elektrot var.
03:04
Those 16 electrodes, in combination, send signals to my brain,
51
184559
5720
O 16 elektrot beynime
evrendeki tüm sesleri temsilen sinyaller gönderiyor.
03:10
representing all of the sounds in the universe.
52
190303
4366
03:14
I have electronics inside and outside of my head
53
194693
3948
Kafamın içinde ve dışında
03:18
to make that happen,
54
198665
1491
ufak bir işlemci, elektromıknatıslar
03:20
including a small processor, magnets inside my skull
55
200180
5071
ve şarjlı bir batarya da dahil olmak üzere
bunu mümkün kılan elektronik bir sistem var.
03:25
and a rechargeable power source.
56
205275
2608
03:27
Radio waves transmit sound through the magnets.
57
207907
3690
Radyo dalgaları mıknatıslar aracılığıyla sesi iletiyor.
03:32
The number one question that I get about the cochlear implant
58
212573
3627
İnsanlar mıknatıs lafını duyunca
03:36
when people hear about the magnets
59
216224
2240
biyonik kulakla ilgili sordukları ilk soru
03:38
is whether my head sticks to the refrigerator.
60
218488
2413
kafamın buzdolabına yapışıp yapışmadığı oluyor.
03:40
(Laughter)
61
220925
6291
(Gülüşmeler)
03:47
No, it does not.
62
227240
1429
Hayır yok öyle bir şey.
03:48
(Laughter)
63
228693
1777
(Gülüşmeler)
03:50
(Applause)
64
230494
1699
(Alkışlar)
03:52
Thank you, thank you.
65
232217
2165
Sağ olun sağ olun.
03:54
(Applause)
66
234406
1786
(Alkışlar)
03:56
I know this, because I tried.
67
236216
1612
Daha önce denedim de ondan biliyorum.
03:57
(Laughter)
68
237852
1785
(Gülüşmeler)
04:00
Hearing people assume that the Deaf
69
240105
2350
Duyan insanlar işitme engellilerin her zaman
04:02
live in a perpetual state of wanting to hear,
70
242479
4118
duyma arzusuyla yanıp tutuştuğunu sanıyor,
04:06
because they can't imagine any other way.
71
246621
2357
onlara göre aksi mümkün değil.
04:09
But I've never once wished to be hearing.
72
249002
2451
Ama hayatımda hiç duyabiliyor olmayı dilemedim.
04:11
I just wanted to be part of a community like me.
73
251477
3494
Ben sadece kendim gibilerden oluşan bir topluluğun
parçası olmak istedim.
04:14
I wanted everyone else to be deaf.
74
254995
1784
Diğer herkesin işitme engelli olmasını istiyordum.
04:17
I think that sense of belonging is what ultimately connects our stories,
75
257501
5363
Bence yaşantılarımızı birbirine bağlayan bu aidiyet hissidir
04:22
and mine felt incomplete.
76
262888
1613
ve benim yaşamımda bir şeyler eksikti.
04:25
When cochlear implants first got going,
77
265725
2523
Biyonik kulak 80'lerde ilk çıktığında
04:28
back in the '80s,
78
268272
1612
04:29
the operation was Frankenstein-monster scary.
79
269908
4325
ameliyat Frankenstein'ın canavarı korkunçluğundaydı.
04:35
By 2001, the procedure had evolved considerably,
80
275185
4569
2001'e geldiğimizde işlem epey gelişmişti
04:39
but it still wiped out any natural hearing that you had.
81
279778
3389
ama yine de tüm doğal duyma becerinizi yok ediyordu.
04:43
The success rate then for speech comprehension was low,
82
283767
4090
O zamanlar konuşulanı anlama açısından başarı şansı düşüktü,
04:47
maybe 50 percent.
83
287881
1730
en fazla %50'ydi.
04:50
So if it didn't work, you couldn't go back.
84
290256
2626
Yani başarısız olursa geri dönüş yoktu.
04:53
At that time, implants were also controversial in the Deaf culture.
85
293935
4693
O zamanlar biyonik kulak
işitme engelli kültüründe de tartışmalı bir konuydu.
04:59
Basically, it was considered the equivalent
86
299295
2753
Ten rengini değiştirmeye çalışmakla
05:02
of changing the color of your skin.
87
302072
2093
eşdeğer kabul ediliyordu.
05:04
I held off for a while,
88
304954
1860
Bir süre erteledim
05:06
but my hearing was going downhill fast,
89
306838
3236
ama işitme kaybım gittikçe artıyordu
05:10
and hearing aids were no longer helping.
90
310098
2659
ve işitme cihazları da artık işe yaramıyordu.
05:12
So in 2003, I made the tough decision to have the cochlear implant.
91
312781
5238
Bu yüzden 2003'te biyonik kulak taktırmak gibi zor bir karar aldım.
05:18
I just needed to stop that soul-sucking cycle of loss,
92
318439
5885
Tek istediğim canımdan bezdiren bu işitme kaybı döngüsünü kırmaktı,
05:24
regardless of whether the operation worked,
93
324348
2638
ameliyatın başarılı olup olmamasının önemi yoktu
05:27
and I really didn't think that it would.
94
327010
2442
ve zaten olacağını düşünmüyordum.
05:29
I saw it as one last box to check off
95
329476
3680
Tamamen işitme engelli olmadan önce
05:33
before I made the transition to being completely deaf,
96
333180
4255
ki içten içe bunu istiyordum,
05:37
which a part of me wanted.
97
337459
2134
denenecek son şeydi benim için.
05:41
Complete silence is very addictive.
98
341291
3040
Mutlak sessizlik bağımlılık yapan bir şey.
05:45
Maybe you've spent time in a sensory deprivation tank,
99
345824
4137
İzolasyon tankına girmişliğiniz varsa
05:49
and you know what I mean.
100
349985
1692
ne demek istediğimi biliyorsunuzdur.
05:51
Silence has mind-expanding capabilities.
101
351701
3278
Sessizliğin zihin açma gücü var.
05:55
In silence, I see sound.
102
355669
2246
Sessizlikte sesleri görebiliyorum.
05:58
When I watch a music video without sound,
103
358586
2710
Sessiz bir müzik videosu izlediğimde
06:01
I can hear music.
104
361320
1548
müziği duyabiliyorum.
06:02
In the absence of sound,
105
362892
2064
Sesin yokluğunda
06:04
my brain fills in the gaps based on the movement I see.
106
364980
4746
beynim gördüğüm hareketlere göre boşlukları dolduruyor.
06:09
My mind is no longer competing with the distraction of sound.
107
369750
4469
Zihnim seslerin yarattığı dikkat dağınıklığıyla uğraşmıyor.
06:14
It's freed up to think more creatively.
108
374243
3170
Daha yaratıcı düşünmesine imkan sağlıyor.
06:19
There are advantages to having bionic body parts as well.
109
379309
4150
Biyonik vücut parçalarının olmasının güzel yanları da yok değil.
06:23
It's undeniably convenient to be able to hear,
110
383483
2929
Duyabiliyor olmak son derece elverişli
06:26
and I can turn it off any time I want.
111
386436
2174
ve istediğimde kapatma tuşuna basabiliyorum.
06:28
(Laughter)
112
388634
2168
(Gülüşmeler)
06:30
I'm hearing when I need to be, and the rest of the time, I'm not.
113
390826
3738
Duymam gerektiğinde duyuyorum, onun haricinde duymuyorum.
06:34
Bionic hearing doesn't age,
114
394588
1952
Biyonik duyular yaşlanmıyor,
06:36
although external parts sometimes need replacement.
115
396564
3597
gerçi dış kısımları arada bir değiştirmek gerekiyor.
06:40
It would be so cool
116
400669
1891
Gerçekten yarı robot olup
06:42
to just automatically regenerate a damaged part like a real cyborg,
117
402584
5191
hasarlı parçaları otomatikman düzeltivermek süper olurdu
06:47
but I get mine FedExed from Advanced Bionics.
118
407799
2730
ama benim parçalarımı Advanced Bionics kargoyla yolluyor.
06:50
(Laughter)
119
410553
1380
(Gülüşmeler)
06:52
Oh, I get updates
120
412840
3071
Arada kafamın içine
06:55
downloaded into my head.
121
415935
2874
güncelleme de geliyor.
06:58
(Laughter)
122
418833
1134
(Gülüşmeler)
06:59
It's not quite AirDrop -- but close.
123
419991
2287
Bir AirDrop sayılmaz ama fena değil yani.
07:02
(Laughter)
124
422302
1895
(Gülüşmeler)
07:04
With the cochlear implant,
125
424558
1279
Biyonik kulak sayesinde
07:05
I can stream music from my iPod into my head without earbuds.
126
425861
4752
iPod'umdan kafamın içine müzik açıp kulaklıksız dinleyebiliyorum.
07:11
Recently, I went to a friend's long, tedious concert ...
127
431336
4817
Geçenlerde bir arkadaşımın uzun ve sıkıcı konserine gittim.
07:16
(Laughter)
128
436463
1864
(Gülüşmeler)
07:18
and unknown to anyone else,
129
438351
2491
Kimseye çaktırmadan konser yerine
07:20
I listened to the Beatles for three hours instead.
130
440866
2866
üç saat boyunca the Beatles dinledim.
07:23
(Laughter)
131
443756
1001
(Gülüşmeler)
07:24
(Applause)
132
444781
6404
(Alkışlar)
07:31
Technology has come so far so fast.
133
451209
3904
Teknoloji kısa zamanda çok yol katetti.
07:35
The biggest obstacle I face as a deaf person
134
455137
3369
Bir işitme engelli olarak yaşadığım en büyük engel
07:38
is no longer a physical barrier.
135
458530
2396
artık fiziki bir engel değil.
07:40
It's the way that people respond to my deafness,
136
460950
3874
İnsanların işitme engelli olmama verdiği tepki,
07:44
the outdated way people respond to my deafness --
137
464848
3880
daha doğrusu verdikleri çağdışı tepki
07:48
pity, patronization, even anger --
138
468752
3680
-acıma, tepeden bakma, hatta kızgınlık-
07:52
because that just cancels out the human connection
139
472456
3849
çünkü bu durum teknolojinin sağladığı insani iletişim şansını
07:56
that technology achieves.
140
476329
2342
silip atıyor.
07:58
I once had a travel roommate who had a complete temper tantrum,
141
478695
4944
Bir keresinde seyahate çıktığımda bir kadınla aynı odada kalıyordum.
Anahtarla kapıyı açamadığı zaman çaldığını duymadığım için
08:03
because I didn't hear her knocking on the door
142
483663
2169
08:05
when her key didn't work.
143
485856
1973
sinir krizi geçirmişti.
08:07
If I hadn't been there, no problem, she could get another key,
144
487853
3634
Eğer odada olmasam sorun olmayacaktı, yedek anahtar bulabilirdi
08:11
but when she saw that I was there, her anger boiled over.
145
491511
4571
ama içeride olduğumu gördüğünde birden küplere bindi.
08:16
It was no longer about a key.
146
496106
2377
Sorun artık anahtarla ilgili değildi.
08:18
It was about deafness not being a good enough reason
147
498507
3933
Sorun işitme engelli olmamın, yaşadığı sıkıntı için
08:22
for her inconvenience.
148
502464
1705
yeterli bir mazeret olmamasıydı.
08:24
Or the commercial about the deaf man
149
504845
2236
Ya da mahalle sakinlerinin
08:27
whose neighborhood surprised him with sign language messages
150
507105
3756
sokakta yürürken işaret dili kullanarak
08:30
from people on the street.
151
510885
2176
sürpriz yaptıkları işitme engelli adamla ilgili reklam.
08:33
Everyone who sent me the video told me they cried,
152
513085
3445
Videoyu bana gönderen herkes ağladığını söyledi.
08:36
so I asked them,
153
516554
1318
Ben de onlara sordum,
08:37
"Well, what if he wasn't deaf?
154
517896
1626
''Ya adam işitme engelli olmasaydı?
08:39
What if his first language was Spanish,
155
519546
2395
Ya anadili İspanyolca olsaydı
08:41
and everyone learned Spanish instead?
156
521965
2428
ve herkes İspanyolca öğrenseydi?
08:44
Would you have cried?"
157
524417
1571
O zaman ağlar mıydın?''
08:46
And they all said no.
158
526012
1254
Hepsi de hayır dedi.
08:48
They weren't crying because of the communication barrier,
159
528065
3173
İletişim engeli yüzünden ağlamıyorlardı,
08:51
they were crying because the man was deaf.
160
531262
2318
adam işitme engelli olduğu için ağlıyorlardı.
08:54
But I see it differently.
161
534421
1342
Ama benim bakış açım daha farklı.
08:56
What if the Borg showed up in that video,
162
536493
4497
Ya o videoda Borglar çıkagelseydi
09:01
and the Borg said, "Deafness is irrelevant."
163
541014
4214
ve ''İşitme engelli olmak önemsizdir.'' deselerdi?
09:05
Because that's what they say, right?
164
545252
1726
Çünkü hep böyle derler değil mi?
09:07
Everything's "irrelevant."
165
547002
1474
Her şey ''önemsizdir.''
09:08
And then the Borg assimilated the deaf guy --
166
548500
3563
Sonra da acıdıklarından veya kızdıklarından değil,
09:12
not out of pity, not out of anger,
167
552087
2762
Borgların sahip olmak istediği,
09:14
but because he had a biological distinctiveness
168
554873
3301
eşsiz dilsel becerileri de dahil olmak üzere
ayırt edici biyolojik özellikleri olduğu için
09:18
that the Borg wanted,
169
558198
1566
09:19
including unique language capabilities.
170
559788
3148
işitme engelli adamı asimile edip kendi ırklarına katsalardı?
09:23
I would much rather see that commercial.
171
563599
2040
Öyle bir reklam görmeyi daha çok isterdim.
09:25
(Laughter)
172
565663
1150
(Gülüşmeler)
09:27
Why does thinking about ability make people so uncomfortable?
173
567866
3661
Yetilerimiz hakkında düşünmek insanları neden bu kadar rahatsız ediyor?
09:32
You might know a play, later a movie,
174
572224
2884
Mark Medoff'un sonradan filme çekilen bir tiyatro oyunu vardı.
09:35
called "Children of a Lesser God,"
175
575132
1850
Bilirsiniz belki.
09:37
by Mark Medoff.
176
577006
1840
''Başka Tanrı'nın Çocukları''
09:38
That play, that title,
177
578870
1709
Bu isim aslında
09:40
actually comes from a poem by Alfred Tennyson,
178
580603
3462
Alfred Tennyson'un bir şiirinden geliyor
09:44
and I interpret both the play and title
179
584089
3643
ve benim oyundan ve isimden çıkardığım şey
09:47
to say that humans who are perceived as defective
180
587756
5017
eksik olarak görünen insanlar
09:52
were made by a lesser God
181
592797
1868
başka küçük bir Tanrı tarafından yaratılmış
09:54
and live an inferior existence,
182
594689
2202
ve bayağı bir varoluş sürdürürken
09:56
while those made by the real God are a superior class,
183
596915
5207
gerçek Tanrı tarafından yaratılanların üst sınıf olduğudur.
10:02
because God doesn't make mistakes.
184
602146
2094
Çünkü Tanrı hata yapmaz.
10:05
In World War II,
185
605496
1461
İkinci Dünya Savaşı'nda
10:06
an estimated 275,000 people with disabilities
186
606981
4786
tahmini olarak 275.000 engelli insan
10:11
were murdered in special death camps,
187
611791
2989
Hitler'in üstün ırk hayaline uymadıkları için
10:14
because they didn't fit Hitler's vision of a superior race.
188
614804
4527
toplama kamplarında katledildi.
10:19
Hitler said that he was inspired by the United States,
189
619355
4741
Hitler 1900'lerin başında
10:24
which had enacted involuntary sterilization laws for "the unfit"
190
624120
6433
engellilerin zorunlu olarak kısırlaştırılması kanunu kabul eden
Amerika Birleşik Devletleri'nden etkilendiğini söyledi.
10:30
in the early 1900s.
191
630577
1963
10:33
That practice continued in more than 30 states until the '70s,
192
633060
5597
Bu konuda son kanun 2003'te yürürlükten kaldırılsa da
10:38
with the last law finally repealed in 2003.
193
638681
4286
bu uygulama 30'dan fazla eyalette 70'lere kadar devam etti.
10:43
So the world is not that far removed from Tennyson's poem.
194
643729
3944
Yani dünya Tennyson'un şiirinden o kadar da farklı değil.
10:48
That tendency to make assumptions about people based on ability
195
648411
4643
İnsanlar hakkında yetilerine göre varsayımda bulunma eğilimi
10:53
comes out in sentences like
196
653078
2698
şu gibi cümlelerle açığa çıkıyor:
10:55
"You're so special," "I couldn't live like that"
197
655800
3912
''Sen çok özelsin.'' ''Ben böyle yaşayamazdım.''
10:59
or "Thank God that's not me."
198
659736
2849
veya ''Tanrı'ya şükür ben böyle değilim.''
11:04
Changing how people think is like getting them to break a habit.
199
664399
3896
İnsanların düşünme şeklini değiştirmek bir alışkanlıklarını bozdurmak gibi.
11:08
Before the implant, I had stopped using the voice telephone
200
668954
4246
Biyonik kulak takılmadan önce sesli aramaları bırakmıştım
11:13
and switched to email,
201
673224
1707
ve e-posta kullanmaya başlamıştım
11:14
but people kept leaving me voice mail.
202
674955
1978
ama insanlar sesli mesaj bırakmaya devam ediyordu.
11:17
They were upset that I was unreachable by phone
203
677708
2810
Telefonla bana ulaşamadıkları
ve sesli mesajlarına geri dönmediğim için üzülüyorlardı.
11:20
and not returning messages.
204
680542
2215
11:22
I continued to tell them my situation.
205
682781
3443
Durumumu tekrar tekrar anlattım.
11:26
It took them months to adapt.
206
686248
1841
Adapte olabilmeleri aylar aldı.
11:29
Fast-forward 10 years,
207
689009
2200
On yıl sonrasına gelirsek
11:31
and you know who else hated voice mail?
208
691233
2808
sesli mesajlardan başka kim nefret ediyor biliyor musunuz?
11:34
Millennials.
209
694612
1151
Y kuşağı.
11:35
(Laughter)
210
695787
2523
(Gülüşmeler)
11:38
And you know what they did?
211
698334
1326
Ne yaptılar biliyor musunuz?
11:40
They normalized texting for communication instead.
212
700596
4319
İletişim için mesaj çekmeyi normalleştirdiler.
11:44
Now, when it comes to ignoring voice mail,
213
704939
3485
Bugünlerde sesli bir mesajı cevaplamadığınızda
11:48
it no longer matters whether you're deaf or just self-absorbed.
214
708448
3739
işitme engelli misiniz yoksa sadece dalgın mısınız kimse umursamıyor.
11:52
(Laughter)
215
712211
3252
(Gülüşmeler)
11:55
(Applause)
216
715487
6836
(Alkışlar)
12:02
Millennials changed how people think about messaging.
217
722347
3760
Y Kuşağı insanların mesajlaşmaya olan bakışını değiştirdi.
12:06
They reset the default.
218
726131
2089
Fabrika ayarlarını sıfırladılar.
12:08
Can I just tell you how much I love texting?
219
728778
2760
Mesajlaşmayı ne kadar sevdiğimi söylemiş miydim?
12:11
Oh, and group texts.
220
731562
1722
Tabii grup sohbetlerini de.
12:14
I have six siblings --
221
734049
3073
Altı kardeşim var,
12:17
they're all hearing,
222
737146
1757
hepsi de duyabiliyor
12:18
but I don't think any less of them.
223
738927
2056
ama onları hiç hor görmüyorum.
12:21
(Laughter)
224
741007
1933
(Gülüşmeler)
12:22
And we all text.
225
742964
1588
Hepimiz mesajlaşıyoruz.
12:24
Do you know how thrilling it is
226
744576
1568
Herkesin fiilen kullandığı bir görsel iletişim yolu olmasının
12:26
to have a visual means of communication that everyone else actually uses?
227
746168
5250
ne kadar heyecan verici olduğunu biliyor musunuz?
12:31
So I am on a mission now.
228
751886
2368
Teknolojiden faydalanan biri olarak
12:34
As a consumer of technology,
229
754278
2885
benim bir görevim var.
12:37
I want visual options whenever there's audio.
230
757187
3302
Ses bulunan her şey için görsel bir alternatif istiyorum.
İşitme engelli olabilirim
12:40
It doesn't matter whether I'm deaf
231
760513
2209
veya bebeğimin uyanmasını istemiyor olabilirim.
12:42
or don't want to wake the baby.
232
762746
1777
Fark etmez.
12:44
Both are equally valid.
233
764547
2074
İkisi de eşit derecede geçerli sebepler.
12:46
Smart designers
234
766985
1681
Akıllı tasarımcılar
12:48
include multiple ways to access technology,
235
768690
3723
teknolojiye erişim için çeşitli yollar sağlıyor
12:52
but segregating that access under "accessibility" --
236
772437
5612
ama bu erişimi ''erişilebilirlik'' adı altında ayrıştırmak
12:58
that's just hiding it from mainstream users.
237
778073
3514
bu imkanları genel kullanıcı kitlesinden saklamaktır.
13:01
In order to change how people think,
238
781611
2936
İnsanların düşünme şeklini değiştirmek için
13:04
we need to be more than accessible,
239
784571
1806
erişilebilir olmaktan fazlasını yapmamız gerek,
13:06
we need to be connected.
240
786401
2361
birbirimize bağlı olmalıyız.
13:08
Apple did this recently.
241
788786
2204
Apple son zamanlarda bunu yapmaya başladı.
13:11
On my iPhone, it automatically displays a visual transcript
242
791014
4254
iPhone'um otomatikman
sesli mesajların yazılı bir kopyasını gösteriyor.
13:15
of my voice mail,
243
795292
1310
13:16
right next to the audio button.
244
796626
1706
Ses kayıt tuşunun hemen yanında.
13:18
I couldn't turn it off even if I wanted to.
245
798356
2451
İstesem de bu özelliği kapatamam.
13:21
You know what else?
246
801426
1356
Daha neler var biliyor musunuz?
13:22
Netflix, Hulu, Amazon Prime no longer say
247
802806
4637
Netflix'te, Hulu'da, Amazon Prime'da artık
13:27
"Closed-captioned for the hearing impaired."
248
807467
2372
''Duyma engelliler için altyazı seçeneği'' demiyor.
13:29
They say "subtitles," "on" or "off,"
249
809863
3429
Altta İngilizce de dahil olmak üzere birçok dil seçeneğiyle
13:33
with a list of languages underneath, including English.
250
813316
3578
''altyazı'' ''aç'' veya ''kapat'' diyor.
13:38
Technology has come so far.
251
818164
2658
Teknoloji çok yol katetti.
13:40
Our mindset just needs to catch up.
252
820846
2497
Zihniyetimizin de ona yetişmesi gerekiyor.
13:44
"Resistance is futile."
253
824790
1801
''Direnmek faydasız.''
13:46
(Laughter)
254
826615
1492
(Gülüşmeler)
13:48
You have been assimilated.
255
828131
1603
Asimile edildiniz.
13:49
(Laughter)
256
829758
2023
(Gülüşmeler)
13:51
Thank you.
257
831805
1151
Teşekkür ederim.
13:52
(Applause)
258
832980
4480
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7