The role of faith and belief in modern Africa | Ndidi Nwuneli

34,815 views ・ 2018-04-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Havva Aydın Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
I was born to two amazing professors who were not religious.
0
12513
4107
Dindar olmayan iki muhteşem profesörün eline doğdum.
00:17
In fact, my father's regular response
1
17439
2374
Hatta, babamın neden pazar günleri
00:19
to the question about why we didn't go to church on Sundays was,
2
19837
4000
kiliseyi gitmediğimiz sorusuna sabit cevabı,
00:23
"When others go to pray, I go to play."
3
23861
3237
"Onlar dua etmeye gittiğinde ben oynamaya gidiyorum" idi.
00:27
Tennis, in case you're wondering.
4
27122
2399
Merak ediyorsanız tenis oynuyordu.
00:30
Faith found me and my siblings when university students came to our house
5
30034
4452
İnanç beni ve kardeşlerimi üniversite öğrencileri bizi
kilise okuluna davet etmek için evimize geldiklerinde buldu.
00:34
to invite us to Sunday school.
6
34510
1829
00:36
I was drawn by their sense of personal conviction
7
36875
3805
Sağlam ve samimi inançları
00:40
and their life of service,
8
40704
2021
ve adanmışlıkları beni cezbetti.
00:42
and opted for baptism into the Christian faith
9
42749
3247
Hristiyan inancını kabul edip
10. doğum günü hediyesi olarak vaftiz olmayı seçtim.
00:46
as my 10th birthday present.
10
46020
2058
00:48
My faith has shaped my work as a social entrepreneur,
11
48634
3588
İnancım, çalışmamı Afrika'nın en acil müdahale edilmesi gereken
00:52
attempting to address Africa's most pressing challenges
12
52246
2642
güçlüklerini çözmeye çalışan bir sosyal girişimci olarak şekillendirdi
00:54
over the last 17 years,
13
54912
2326
son 17 yıldır işim,
00:57
and my work training youth as leaders
14
57262
3864
gençliği lider olarak eğitmek
01:01
and promoting ethics across Africa.
15
61150
2382
ve Afrika çapında etiği yaymaktı.
01:05
Twenty-nine years later,
16
65094
1606
29 yıl sonra
01:06
as a Sunday school teacher myself,
17
66724
2424
bir Pazar okulu öğretmeni olarak inancıma
01:09
my faith was challenged by a young nine-year-old
18
69172
3714
9 yaşında, diziler hâlinde sorular soran,
01:12
who asked a series of questions.
19
72910
1861
bir genç tarafından meydan okundu.
01:15
He asked,
20
75895
1528
O, bana
01:17
"Ms. Ndidi, does God hate Africans?"
21
77447
3429
"Bayan Ndidi, Tanrı Afrikalılardan nefret mi ediyor?" diye sordu.
01:22
To which I quickly retorted, "Of course not.
22
82345
2223
"Hayır tabii, O tüm çocuklarını eşit derecede sever."
01:24
God loves all his children equally."
23
84592
2182
diye karşılık verdim.
01:27
Then he asked, "So why do so many young African children die?"
24
87634
3650
Sonra "O zaman neden çok fazla Afrikalı çocuk ölüyor?" dedi.
01:32
I stumbled and mumbled as I responded.
25
92685
2389
Cevaplarken duraklayıp lafı geveledim.
01:35
"There are many reasons why young African children die.
26
95530
3273
"Afrikalı çocukların ölmesinin birçok nedeni var.
01:39
Most of them are man-made, and we cannot blame God."
27
99491
3013
Bunların çoğu insan kaynaklı, yani Tanrı'yı suçlayamayız."
01:43
So he asked, "Why does he let it happen?
28
103533
2601
"O zaman neden izin veriyor?
01:46
He could stop it."
29
106158
1156
Durdurabilir." dedi.
01:47
And I said ...
30
107859
1150
Ben de
01:49
"Yes he could, yes he could,
31
109973
2048
"Evet yapabilir, evet yapabilir
01:52
but he sent us here as change agents,
32
112045
2898
ama o buraya bizi değişim elçileri olarak gönderdi
01:54
light of the world, salt of the earth,
33
114967
2621
dünyanın ışığı, yeryüzünün tuzu olalım diye
01:57
and we are failing."
34
117612
1264
ama biz beceremiyoruz."
02:00
Africa has had a mixed affair with organized religion,
35
120839
3565
Afrika organize din ile hem olumlu hem olumsuz sonuçları olan
02:04
with both positive and negative consequences.
36
124428
2912
karışık bir ilişkiye sahip,
02:08
The Christian missionaries educated most of our political elite,
37
128624
3485
elit siyasi tabakamızın çoğunu Hristiyan misyonerler eğitti,
02:12
like Senghor and Nkrumah,
38
132133
2087
Senghor ve Nkrumah gibi,
02:14
built many of our first hospitals and schools.
39
134244
3403
ilk hastanelerimizin ve okullarımızın çoğunu onlar yaptı.
02:18
Similarly, Islam has introduced commerce and mathematics
40
138747
6102
Aynı şekilde, İslam'da ticaret ve matematiği
kıta geneline yaydı.
02:24
across the continent.
41
144873
1396
02:27
Today, we have over a billion Africans who profess a strong faith.
42
147372
5476
Bugün, bir milyardan fazla Afrikalı güçlü bir inanca sahip.
02:34
What is the net effect of this on our continent?
43
154443
3693
Bunun kıtamızdaki net etkisi nedir?
02:39
A recent "Economist" article said that the face of the future
44
159155
4675
Yakın tarihli bir "Economist" makalesinde, dünyanın en popüler dininin
02:43
of the world's most popular religion is African.
45
163854
2982
geleceğinin yüzünün Afrika olduğu belirtildi.
02:48
Now, both Islam and Christianity underscore the importance of social impact
46
168400
5158
Şimdi, hem İslam hem de Hristiyanlık, sosyal etkinin önemini
02:53
as critical tenets of our faith.
47
173582
1944
inancımızın eleştirel ilkeleri olarak vurgulamaktadır.
02:56
Muhammad is noted for stating
48
176983
3946
Muhammed,
komşusu açken yatağa tok gitmenin,
03:00
that he is not a believer who goes to bed on a full stomach
49
180953
4285
inancında yeri olmadığını belirtmişti.
03:05
when his neighbor to his side is hungry.
50
185262
2191
03:08
And all through the New Testament,
51
188456
1903
Ve Yeni Ahit aracılığıyla,
03:10
Jesus Christ talks about loving your neighbors as yourselves,
52
190383
2928
İsa Mesih komşularımızı kendimiz gibi sevmekten bahseder,
03:14
giving to the poor, caring for the sick,
53
194654
2913
fakire yardımı, hastaya ilgiyi
03:18
and James, too, says that "faith without works is dead."
54
198604
3605
ve Yakup'ta "işe dökülmeyen inanç ölüdür." der.
03:23
So I strongly believe that faith-based organizations have a critical role to play
55
203236
5333
Yani ben inanıyorum ki din temelli organizasyonlar
Afrika'da sosyal bir etki yapmada kritik rol oynuyor.
03:28
in driving social impact in Africa.
56
208593
2024
03:31
But for this to occur, we need three critical changes.
57
211321
4230
Ama bunun gerçekleşmesi için üç önemli değişiklik yapmalıyız.
03:36
The first is that we need to change our mindsets.
58
216355
2577
Birincisi, zihniyetlerimizi değiştirmeliyiz.
03:39
Both as people of faith and of those who are not religious,
59
219983
3532
İnançlı insanlar kadar, olmayanların da
03:43
their perceptions of those of us who are people of faith.
60
223539
2726
biz inançlı insanlar hakkındaki algıları değişmeli.
03:47
Now, for people of faith and those of us who are religious,
61
227471
4186
Şimdi, inançlı insanlar ve biz dindar olanlar için
03:51
we often say, "If God wills, I'll do this;
62
231681
2807
sık sık diyoruz ki, "Tanrı isterse,
03:54
inshallah, I'll do that --
63
234512
2286
bunu yapacağım; inşallah,
03:56
by God's grace, I'll do this."
64
236822
2158
Tanrı'nın lütfuyla, bunu yapacağım."
03:59
Now there are many things, I believe, that we can control --
65
239988
4096
Şimdi bazı şeyler var, kontrol edebildiğimize inanıyorum,
04:04
some we cannot.
66
244108
1252
bazılarını da edemiyoruz.
04:06
I believe that God is all-powerful,
67
246431
2004
Tanrının çok güçlü olduğuna inanıyorum
04:08
but he's not a micromanager.
68
248459
1564
ama o bir mikro yönetici değil.
04:11
(Laughter)
69
251066
1992
(Kahkahalar)
04:13
He has sent us here as his change agents,
70
253082
3223
O bizi buraya değişim öncüleri olarak gönderdi
04:16
and we must stop making excuses
71
256329
1881
ve bahane bulmayı bırakmalıyız
04:18
and using him.
72
258234
1152
ve onu kullanmayı.
04:20
That means that if you're a teacher,
73
260478
2350
Bu demek oluyor ki eğer öğretmenseniz
04:22
go to school and give your students the best.
74
262852
2324
okula gidin ve öğrencilerinize en iyisini gösterin.
04:25
If you're a public-sector official,
75
265889
1675
Eğer kamu çalışanıysanız
04:27
release the funds meant for that school or public health-care center
76
267588
3532
o okul veya sağlık merkezi için ayrılan fonları kişisel çıkarlarınız için
04:31
instead of stealing it for your personal purposes.
77
271144
3059
çalmak yerine serbest bırakın.
04:35
By claiming that we have no power over our past, present and future,
78
275629
4773
Geçmişimiz, bugünümüz ve geleceğimiz üzerinde hiçbir güce sahip olmadığımızı
04:40
we give too much authority to the wicked
79
280426
3469
iddia ederek fon çalan ve af için Tanrı'ya yalvaran
04:43
who steal funds and beg God for forgiveness.
80
283919
3650
kötülere çok fazla yetki veriyoruz.
04:49
Now for those of you who are not religious,
81
289376
2065
Şimdi siz dindar olmayanlar da
04:51
you also have to change your mindsets about us.
82
291465
2209
bizim hakkımızda zihniyetinizi değiştirmek zorundasınız.
04:54
There are many of us who are hardworking,
83
294449
2657
Çalışkan, etik ve entelektüel
04:57
ethical and intellectual.
84
297130
2540
olan çok dindar var.
04:59
It might surprise you.
85
299694
1251
Bu sizi şaşırtabilir.
05:00
(Laughter)
86
300969
2210
(Kahkahalar)
05:03
Now the second step
87
303203
1479
Şimdi ikinci adım
05:04
is that we have to utilize our resources and assets
88
304706
3517
sosyal etki için kaynaklarımızdan
ve varlıklarımızdan yararlanmalıyız.
05:08
for social impact.
89
308247
1150
05:10
In England,
90
310052
1284
İngiltere'de
05:11
1,900 churches have been shut down since 1969,
91
311360
5907
1969'dan bu yana 1900 kilise
05:17
due to shrinking congregations,
92
317291
2627
cemaatlerin küçülmesi nedeniyle kapatıldı,
05:19
while in Africa, every single day,
93
319942
2246
Afrika'da, her bir gün
05:22
a church or mosque is being built.
94
322212
1678
bir kilise ya da cami yapılıyor.
05:24
In some communities, you might not find a public health center,
95
324728
3080
Bazı toplumlarda toplum sağlık merkezi bulamayabilirsiniz,
05:27
a post office or even a school,
96
327832
2425
bir posta ofisi, ya da hatta bir okul
05:30
but you'll find a church or mosque.
97
330281
1691
ama kilise ya da cami bulabilirsiniz.
05:32
Some of these churches and mosques are world-class,
98
332842
3793
Bu kiliseler ve camilerden bazıları
mükemmel görsel-işitsel sistemler,
05:36
with excellent audio-visual systems,
99
336659
1986
05:38
wonderful meeting spaces,
100
338669
1830
harika toplantı alanları ile dünya standartlarında
05:40
and they organize events that rival international concerts.
101
340523
3274
ve uluslararası konserler ile yarışan etkinlikler düzenlemektedir.
05:44
The sad reality is that many of them are empty during the week.
102
344935
3918
Üzücü gerçek şu ki çoğu hafta boyunca boş kalıyor.
05:49
I live in the Lekki area of Lagos,
103
349939
1999
Ben Lagos'ta Lekki bölgesinde yaşıyorum,
05:53
and in my community, there are at least 50 really nice churches,
104
353264
3277
benim bölgemde en az 50 tane gerçekten güzel kilise var
05:57
but there's no adult literacy center,
105
357708
2538
ama yetişkin okuryazarlık merkezi yok,
06:00
no homeless shelter
106
360270
1889
evsizler çadırı yok,
06:02
and very few public schools and hospitals.
107
362183
2671
okul ve hastaneler de gerçekten az sayıda.
06:05
Many of these spaces could be utilized for social change.
108
365601
4538
Bu alanların çoğu sosyal değişim için kullanılabilir.
06:11
Imagine if every single church in Lekki opened its doors
109
371258
4953
Lekki'deki tüm kiliselerin geceleri
06:16
to the homeless at night,
110
376235
1754
kapılarını evsizlere açtığını,
06:18
gave them a sleeping bag, a warm meal and a voucher in the morning
111
378013
4491
onlara uyku tulumu, sıcak yemek ve kiliseye katılan evsiz gençler
06:22
to learn a vocational course,
112
382528
1840
tarafından verilen mesleki eğitim kursları için
06:24
offered by the unemployed youth who attend that church.
113
384392
3064
fiş verdiklerini bir düşünün.
06:27
That would demonstrate what we preach
114
387480
2968
Bu, öğütlediğimiz şeyleri
06:30
and what we speak about as people of faith,
115
390472
3335
ve inançlı insanlar olarak neleri konuştuğumuzu
06:33
and what led me to Christianity in the first place.
116
393831
3172
ve beni Hristiyanlığa yönlendiren şeyin ne olduğunu gösterecektir.
06:38
Similarly, we have to utilize our resources for social change.
117
398675
5639
Benzer şekilde, kaynaklarımızı sosyal değişim için faydalı hâle getirmeliyiz.
06:45
The 2016 "why give" survey conducted in Kenya
118
405506
3771
2016'da Kenya'da yapılan "Neden Veriyoruz" anketi
06:49
reveals that close to 60 percent of adults give to faith-based organizations --
119
409301
5743
yetişkinlerinin %60'ının inanç temelli örgütlere ailelerinden
06:55
even more than they give their extended families.
120
415068
2465
bile daha fazla bağış yaptıkları ortaya çıkardı.
06:58
This is not unique to Kenya.
121
418165
1449
Bu Kenya'ya özgü değil.
07:00
It's quite prevalent across Africa.
122
420681
1801
Afrika'da oldukça yaygın.
07:03
Many of our faith-based organizations have tremendous amounts of wealth
123
423395
3827
Çoğu inanç temelli organizasyonumuz sosyal değişim için kullanılabilecek
07:07
that can be utilized for social change.
124
427246
2717
müthiş miktarda servetlere sahipler.
07:10
We have to check the sources of uses of these funds
125
430990
3045
Bu fonların kullanım kaynaklarını kontrol etmeli
07:14
and curb the excesses by our faith-based organizations.
126
434059
3884
ve inanç temelli organizasyonlarda aşırılıkları önlemeliyiz.
07:18
Now, this will require courage on the part of members,
127
438607
3808
Şimdi bu, imam ve rahiplerini düz maaşa bağlaması gereken
07:22
who will have to put their imams and priests on straight salaries,
128
442439
4455
tüm üyeler için cesaret,
07:26
require audited financial statements that will be published
129
446918
3458
yayınlanacak olan denetlenmiş finansal tablolar
07:31
and even reject contributions from unethical sources.
130
451583
3869
ve etik olmayan kaynaklardan gelen katkıları reddetmeyi gerektirir.
07:36
But it's possible.
131
456893
1150
Ama mümkün.
07:38
We're already seeing positive examples in South Africa and Kenya,
132
458669
3397
Güney Afrika ve Kenya'da
inanç temelli örgütleri
07:42
and the organizations,
133
462090
1151
07:43
such as the Africa Council for Accreditation and Accountability
134
463265
3786
kontrol eden ve Afrika Akreditasyon
07:47
that's checking faith-based organizations
135
467075
2262
ve Sorumluluk Konseyi gibi İncil'in
07:49
and ensuring that they comply with biblical standards of stewardship.
136
469361
3880
idareci yönetim standartlarına uymalarını sağlayan olumlu örnekler görüyoruz.
07:54
Now, the third step
137
474824
1746
Şimdi, üçüncü adım
07:56
is that we have to partner with all stakeholders,
138
476594
2691
tüm paydaşlarla ortak olmak zorunda olmamızdır
07:59
and this is especially relevant for the non-religious in the audience.
139
479309
3818
ve bu özellikle dinleyicilerin inançsız olanlarıyla ilgilidir.
08:04
Recognizing the power and potential of faith-based organizations,
140
484024
4714
İnanç temelli örgütlerin gücünü ve potansiyelini,
08:09
leveraging their assets, their scale,
141
489752
3095
varlıklarını, ölçeklerini,
08:12
the public trust and credibility they have,
142
492871
2224
sahip oldukları kamu güvenini ve inanırlıklarını,
08:15
their lower operating costs,
143
495119
1335
daha düşük işletme maliyetlerini,
08:16
their access to the grassroots
144
496478
1486
tabanlarına erişimlerini
08:17
and their presence abroad.
145
497988
1288
ve yurt dışındaki varlığını güçlendirir.
08:19
Politicians recognize this,
146
499802
1935
Politikacılar bunu bilir,
08:21
and campaign seasons are always filled with stops and picture opportunities
147
501761
4294
kampanya sezonları durgunluklarla ve liderleri yönlendiren
08:26
with leading faith leaders.
148
506079
1526
fırsat resimleriyle doludur.
08:28
Sadly, once elected,
149
508214
1461
Maalesef, bir kez seçilince,
08:29
many of these faith-based organizations are ignored.
150
509699
3488
bu inanç temelli organizasyonların çoğu göz ardı edilir.
08:33
And in fact, a World Bank survey revealed
151
513211
2405
Aslında, bir Dünya Bankası anketi
08:35
that 30 to 70 percent of assets owned by medical organizations in Africa
152
515640
5770
Afrika'da tıbbi organizasyonların sahip olduğu varlıkların %30-%70'i
08:41
are actually owned by faith-based organizations,
153
521434
2604
aslında inanç temelli organizasyonlara ait olduğunu
08:44
but that there's very little collaboration between the faith community
154
524062
4120
ama inanç topluluğu ve sağlık sistemi arasında
08:48
and public health-care systems.
155
528206
1801
çok az işbirliği olduğunu ortaya çıkardı.
08:50
One positive example is from Ghana,
156
530835
3044
Gana'dan bir örnek verilebilir.
08:53
where the Ghana Catholic Health Service partnered with a range of stakeholders
157
533903
4449
Gana Katolik Sağlık Hizmetinin bir dizi paydaşla ortaklık yaptı
08:58
and was able to realize a 31 percent reduction in mortality.
158
538376
5883
ve ölümlerde %31 oranında azalma gerçekleştirebildi.
09:05
I believe there's so much potential that can be realized
159
545470
3183
İnanç yolunu takip ettiğimizde ve el ele vererek
09:08
when we walk across the divide of faith
160
548677
2928
birçok sorunumuzu çözmeye çalışırken
09:11
and, hand in hand, try to solve many of our problems.
161
551629
2807
fark edilebilecek kadar potansiyel olduğuna inanıyorum.
09:15
Similarly, faith-based organizations can support the transfer
162
555471
3273
Benzer şekilde, inanç temelli organizasyonlar kritik becerilerin
09:18
of critical skills and knowledge.
163
558768
1664
ve bilginin transferini destekleyebilir.
09:20
Many of you in the NGO community or in the private sectors
164
560922
3253
STK topluluğundaki veya özel sektördeki
09:24
realize how difficult it is to even attract 150 to 200 people
165
564199
4674
birçoğunuz, 150- 200 kişiyi
09:28
to your conferences,
166
568897
1166
konferanslarınıza çekmenin,
bazen burs teklif etseniz de
09:30
sometimes even offering stipends,
167
570087
1891
yol masraflarını karşılasanız da ne kadar zor olduğunu bilirsiniz.
09:32
reimbursements of transportation costs.
168
572002
2102
09:34
Meanwhile, faith-based organizations draw thousands and millions
169
574128
4485
Bu arada, inanç temelli organizasyonlar
09:38
every Sunday or Friday ...
170
578637
1832
her cuma ve pazar günü iyi bir vaaz vaadiyle
09:42
with the promise of a good sermon.
171
582077
3048
binlerce, milyonlarca kişiyi çekiyor.
09:46
The truth is we cannot address issues around family planning
172
586534
3834
Gerçek şu ki Afrika'da inanç temelli örgütler olmadan
09:50
without faith-based organizations in Africa.
173
590392
2288
aile planlaması ile ilgili sorunları ele alamayız.
09:53
Issues such as democratic rights and voter registration,
174
593775
2660
Demokratik haklar ve seçmen kaydı gibi konular,
09:56
ensuring that every member of a congregation
175
596459
2500
bir cemaatin her üyesinin
09:58
has a voter registration card,
176
598983
1849
bir seçmen kayıt kartına sahip olmasını
10:00
understands their democratic rights
177
600856
2305
demokratik haklarını anlamasını
10:03
and can exercise that.
178
603185
1994
ve bunu uygulayabilmesini sağlar.
10:06
I really think it's critical that we consider partnering
179
606291
2929
Sosyal etki yaratmaya yönelik inanç temelli kuruluşlarla
10:09
with faith-based organizations to deliver social impact.
180
609244
2911
ortak çalışmayı düşünmemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
10:13
It's also important to note that African faith-based organizations
181
613390
3502
Afrikalı inanç temelli organizasyonların küresel çapta
10:16
have a strong presence globally.
182
616916
1783
güçlü bir varlığı olduğu da bilinmeli.
10:19
There are over 2,000 African nuns and priests in leadership positions
183
619324
4120
Liderlik pozisyonlarında 2000'den fazla rahip ve rahibe var.
10:23
in Europe,
184
623468
1407
Avrupa'da,
10:24
with more influence than some of our diplomatic envoys,
185
624899
3540
diplomatik elçilerden daha fazla etkiyle
10:28
operating at a fraction of the cost.
186
628463
2270
maliyetin bir kısmına çalışıyorlar.
10:30
They can serve as influencers and supporters.
187
630757
3493
Onlar etkileyici unsurlar ve destekçiler olarak hizmet edebilirler.
10:34
Similarly, some African churches have a presence
188
634274
3269
Benzer şekilde, bazı Afrika kiliseleri, dünyanın dört bir yanındaki
10:37
in countries across the globe,
189
637567
1522
ülkelerde varlığını sürdürüyor
10:39
and the Redeemed Christian Church of God has a presence in 196 countries,
190
639113
4453
ve Tanınmış Hristiyan Kilisesi, 196 ülkede, diyasporaya
10:43
serving as a bridge to the diaspora and providing support.
191
643590
3101
bir köprü görevi görerek ve destek sağlayarak varlığını sürdürüyor.
10:47
If our public-sector organizations could partner with these institutions,
192
647461
4256
Eğer kamu sektöründeki örgütler bu kurumlarla partner olurlarsa
10:51
we could unlock the potential of our diaspora populations.
193
651741
3746
diyaspora nüfusumuzun potansiyelini açığa çıkarabiliriz.
10:56
I know some of you are still struggling with this topic,
194
656986
3486
Biliyorum bazılarınız hâlâ bu konuyla mücadele ediyor.
11:00
but I challenge you to think about it.
195
660496
2278
Ama bunun hakkında düşünmenizi istiyorum.
11:02
A wise man once said, "Faith is a risk,
196
662798
2198
Bilge bir adam bir zamanlar, "İnanç bir risktir
11:06
but it's a risk that I cannot afford not to take."
197
666099
3092
ama almamayı kaldıramayacağım bir risk."
11:09
I would suggest that partnerships with faith-based organizations are a risk,
198
669999
4376
İnanç temelli örgütlerle ortaklıkların bir risk olduğunu,
11:14
but one that all stakeholders that are committed to social impact in Africa
199
674399
4585
ancak Afrika'da sosyal etkide bulunan hiçbir paydaşın
bu riski almamayı göze alacağını düşünmüyorum.
11:19
cannot afford not to take.
200
679008
1675
11:21
I often reflect on my conversation with that young boy,
201
681942
3152
Ara sıra o gençle yaptığım konuşmayı düşünüyorum
11:25
and I believe I should have ended it a little differently.
202
685118
3230
ve bence biraz farklı bitirmeliydim.
11:28
First, I should have commended him for asking tough questions.
203
688372
3611
Öncelikle, zor sorular sorduğu için onu takdir etmeliydim.
11:32
Africa needs more young people who challenge the status quo,
204
692537
3423
Afrika'nın mevcut durumla mücadele edecek daha fazla gence ihtiyacı var,
11:35
even in the faith communities.
205
695984
1661
inanç topluluklarında bile.
11:38
Secondly, I should have given him a little more hope.
206
698698
2909
İkinci olarak, ona biraz daha umut vermeliydim.
11:42
Not hope in the afterlife,
207
702083
1624
Ölüm sonrası için umut değil
11:43
but hope in Africa today,
208
703731
3064
ama şu an Afrika için bir umut
11:46
because the faithful are powerful.
209
706819
1981
çünkü inananlar güçlüdür.
11:49
Not just because of their beliefs but because of their assets,
210
709636
3342
Sadece inançları yüzünden değil, varlıklarından,
11:53
their resources, their army of volunteers,
211
713002
3801
kaynaklarından, gönüllülerin ordusundan
11:56
and because working together, across the divide,
212
716827
4243
ve birlikte çalışmalarından dolayı, yaşam ile ölüm arasında,
12:01
we can live as positive examples for what our children --
213
721094
5048
çocuklarımıza pozitif örnekler olarak yaşayabiliriz, onların
benim çocuklarımın, sizin çocuklarınızın,
12:06
my children, your children --
214
726166
1566
12:07
deserve to see.
215
727756
1692
görmeyi hak ettikleri gibi.
12:09
An Africa that demonstrates that God loves Africans
216
729472
3593
Afrika, Tanrı'nın Afrika insanını sevdiğini gösteriyor
12:13
and that we are just as capable as any other world region
217
733089
3513
ve biz de kendi sorunlarımızı çözmekte
12:16
in solving our problems
218
736626
1590
en az diğer ülkeler kadar yetenekliyiz,
12:18
in peace ...
219
738240
1150
barış içinde
12:20
and love.
220
740314
1412
ve sevgi içinde.
12:23
I love this quote that says,
221
743361
2809
Çok sevdiğim bir söz,
12:26
"Hope is the ability to hear the melody of the future.
222
746194
5305
"Umut geleceğin melodisini duyabilme yetisidir.
12:32
Faith is the willingness and the courage
223
752855
3024
İnanç ise ona bugünden dans etmenin
12:35
to dance to it today."
224
755903
1428
isteği ve cesaretidir." diyor.
12:38
I hope that we, as people of faith,
225
758889
4096
Ben inanıyorum ki biz, inançlı insanlar,
12:43
can truly live up to the promise of social impact
226
763009
3706
toplumda yapmamız beklenen sosyal etki için çağrılan "toplum temsilcileri"
12:46
that we have been called to do as change agents in society.
227
766739
3559
sosyal etki vaadine ulaşabiliriz.
12:51
And I believe that working with you,
228
771232
2094
Ve ben inanıyorum ki birlikte çalışarak,
12:53
all stakeholders,
229
773350
1251
tüm paydaşlarımızla,
12:54
we can truly solve Africa's most pressing challenges.
230
774625
3052
Afrika'nın en acil sorunlarını gerçekten çözebiliriz.
12:58
I have that hope ...
231
778483
1206
Benim umudum var
13:00
and I have the faith,
232
780986
1945
ve inancım var
13:02
and I've started to dance.
233
782955
1646
ve dans etmeye başladım.
13:04
Won't you join me?
234
784625
1241
Bana katılmayacak mısınız?
13:05
Thank you.
235
785890
1151
Teşekkürler.
13:07
(Applause)
236
787065
3958
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7