How to win an argument (at the US Supreme Court, or anywhere) | Neal Katyal

270,461 views ・ 2020-10-02

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sara Ozturk Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
Fourteen years ago,
0
13095
1191
14 yıl önce,
00:14
I stood in the Supreme Court to argue my first case.
1
14310
3166
ilk davamı savunmak için Yüksek Mahkemede yerimi aldım.
00:17
And it wasn't just any case,
2
17500
1389
Bu, herhangi bir dava değildi.
00:18
it was a case that experts called
3
18913
1831
Uzmanların, Yüksek Mahkemenin duyduğu
00:20
one of the most important cases the Supreme Court had ever heard.
4
20768
3632
en önemli davalardan bir tanesi şeklinde adlandırdıkları bir davaydı.
00:24
It considered whether Guantanamo was constitutional,
5
24752
3269
Guantanamo'nun yasal olup olmadığı ve Cenevre Sözleşmeleri'nin
00:28
and whether the Geneva Conventions applied to the war on terror.
6
28045
3497
terörle mücadelede uygulanıp uygulanmadığını dikkate alıyordu.
00:31
It was just a handful of years after the horrific attacks
7
31566
3143
11 Eylül'deki korkunç saldırılardan sonra ele avuca sığmayan yıllardı.
00:34
of September 11.
8
34733
1200
00:36
The Supreme Court had seven Republican appointees
9
36241
3090
Yüksek Mahkemenin yedi tane Cumhuriyetçi atananı,
00:39
and two Democratic ones,
10
39355
1849
iki tane de Demokrat atananı vardı
00:41
and my client happened to be Osama bin Laden's driver.
11
41228
3542
ve şans eseri müvekkilim Osama Bin Laden'in şoförüydü.
00:45
My opponent was the Solicitor General of the United States,
12
45147
2984
Bana muhalif olan kişi ise ABD Başsavcısı,
00:48
America's top courtroom lawyer.
13
48155
1873
Amerika'nın en iyi mahkeme avukatıydı.
00:50
He had argued 35 cases.
14
50052
1922
Otuz beş tane dava savunmuştu,
00:51
I wasn't even 35 years old.
15
51998
2270
ben ise 35 yaşında bile değildim.
00:54
And to make matters worse,
16
54292
1555
Her şey yeterince zor değilmiş ki
00:55
the Senate, for the first time since the Civil War,
17
55871
3174
Senato, ABD İç Savaşı'ndan beri ilk kez böyle bir şey yaparak
00:59
passed a bill to try and remove the case from the docket of the Supreme Court.
18
59069
4800
davayı Yüksek Mahkemenin duruşma listesinden kaldıran yasa tasarısını
01:03
Now the speaking coaches say
19
63893
1627
İletişim uzmanları gerilim yaratmam
01:05
I'm supposed to build tension and not tell you what happens.
20
65544
3156
ve size ne olduğunu söylememem gerektiğini söylüyor.
01:09
But the thing is, we won.
21
69165
1682
Ama konu şu ki davayı biz kazandık.
01:10
How?
22
70871
1174
Peki nasıl?
01:12
Today, I'm going to talk about how to win an argument,
23
72069
2703
Bugün bir tartışmayı Yüksek Mahkemede veya herhangi bir yerde
01:14
at the Supreme Court or anywhere.
24
74796
2000
nasıl kazanacağımız hakkında konuşacağım.
01:17
The conventional wisdom is that you speak with confidence.
25
77201
4262
Bilinen bir görüş, kendinize güvenerek konuşmanız gerektiğidir.
01:21
That's how you persuade.
26
81487
1646
Bu şekilde ikna edebilirsiniz.
01:23
I think that's wrong.
27
83642
1453
Bence bu yanlış bir görüş.
01:25
I think confidence is the enemy of persuasion.
28
85119
3248
Bence kendine güvenmek ikna etmenin düşmanı.
01:28
Persuasion is about empathy,
29
88738
2077
İkna etmek empatiyle, bir insanı tamamen anlamakla alakalı.
01:30
about getting into people's heads.
30
90839
2000
01:33
That's what makes TED what it is.
31
93228
1944
TED'i TED yapan şey de bu,
01:35
It's why you're listening to this talk.
32
95196
2191
bu konuşmayı dinlemenizin sebebi de bu.
01:37
You could have read it on the cold page,
33
97411
1936
Bu konuyu herhangi bir yayının sayfalarında da okuyabilirdiniz
01:39
but you didn't.
34
99371
1158
01:40
Same thing with Supreme Court arguments --
35
100553
2159
ama okumadınız.
Yüksek Mahkeme davalarında da aynı şey geçerli,
01:42
we write written briefs with cold pages,
36
102736
3032
dava özetlerini sayfalara yazıyoruz
01:45
but we also have an oral argument.
37
105792
1745
ama aynı zamanda sözlü tartışmalar da yapıyoruz.
01:47
We don't just have a system in which the justices write questions
38
107561
3982
Hakimlerin sadece sorular yazdığı ve sizin de cevaplar yazdığınız
01:51
and you write answers.
39
111567
1304
bir adalet sistemimiz yok.
01:52
Why?
40
112895
1190
Neden mi?
01:54
Because argument is about interaction.
41
114109
2420
Çünkü tartışma etkileşimle alakalı.
01:56
I want to take you behind the scenes to tell you what I did,
42
116553
3513
Ne yaptığımı ve bu derslerin nasıl genellenebilir olduğunu anlatmak için
02:00
and how these lessons are generalizable.
43
120090
2389
sizi perde arkasına götürmek istiyorum.
02:02
Not just for winning an argument in court,
44
122503
2626
Sadece mahkemede bir tartışmayı kazanmak için değil
02:05
but for something far more profound.
45
125153
2000
ama çok daha derin bir şey için.
02:07
Now obviously, it's going to involve practice,
46
127704
2683
Açıkçası bu, alıştırma yapmayı içerecek
02:10
but not just any practice will do.
47
130411
1880
ama herhangi bir alıştırma değil.
02:12
My first practice session for Guantanamo,
48
132315
2161
Guantanamo için ilk alıştırma seansımda Harvard'a gittim
02:14
I flew up to Harvard
49
134500
1168
02:15
and had all these legendary professors throwing questions at me.
50
135692
4551
ve o efsanevi profesörler beni soru yağmuruna tuttu.
02:20
And even though I had read everything, rehearsed a million times,
51
140267
3516
Her şeyi okumuş olmama ve milyon kere prova yapmış olmama rağmen
02:23
I wasn't persuading anyone.
52
143807
2207
kimseyi ikna edemiyordum.
02:26
My arguments weren't resonating.
53
146038
2126
Savunmalarım yankı bile yapmıyordu.
02:28
I was desperate.
54
148188
1199
Çok çaresizdim,
02:29
I had done everything possible,
55
149411
1492
mümkün olan her şeyi yaptım,
02:30
read every book, rehearsed a million times,
56
150927
2420
her kitabı okudum, milyon kere prova yaptım
02:33
and it wasn't going anywhere.
57
153371
1758
ve hiçbir işe yaradığı yoktu.
02:35
So ultimately, I stumbled on this guy --
58
155153
2119
Sonunda tesadüfen birisine rastladım,
02:37
he was an acting coach, he wasn't even a lawyer.
59
157296
2286
oyunculuk koçuydu, avukat bile değildi.
02:39
He'd never set foot in the Supreme Court.
60
159606
2230
Yüksek Mahkemeye hiç ayak basmamıştı.
02:41
And he came into my office one day wearing a billowy white shirt
61
161860
3528
Bir gün dalgalı beyaz bir gömlek ve bolo kravatla ofisime geldi.
02:45
and a bolo tie,
62
165412
2008
02:47
and he looked at me with my folded arms and said,
63
167444
3500
Katlanmış kollarımla bana baktı
02:50
"Look, Neal, I can tell
64
170968
1958
ve "Bak Neal, bunun işe yarayacağını
02:52
that you don't think this is going to work,
65
172950
2033
düşünmediğini söyleyebilirim
02:55
but just humor me.
66
175007
1309
ama sadece dediğimi yap.
02:56
Tell me your argument."
67
176340
1277
Bana savunmandan bahset." dedi.
02:57
So I grabbed my legal pad,
68
177641
1642
Not defterimi aldım
02:59
and I started reading my argument.
69
179307
2033
ve savunmamı okumaya başladım.
03:01
He said, "What are you doing?"
70
181364
1435
"Ne yapıyorsun?" dedi.
03:02
I said, "I'm telling you my argument."
71
182823
1849
"Sana savunmamdan bahsediyorum" dedim.
03:04
He said, "Your argument is a legal pad?"
72
184696
1968
"Savunman bir not defteri mi?" diye sordu.
03:06
I said, "No, but my argument is on a legal pad."
73
186688
2838
"Hayır ama savunmam not defterinde yazılı." dedim.
03:09
He said, "Neal, look at me.
74
189550
2222
"Neal, bana bak ve savunmandan bahset." dedi.
03:11
Tell me your argument."
75
191796
2207
03:14
And so I did.
76
194027
1364
Ben de öyle yaptım.
03:15
And instantly, I realized,
77
195415
1892
Aniden fikirlerimin yankı yaptığını fark ettim.
03:17
my points were resonating.
78
197331
1706
03:19
I was connecting to another human being.
79
199061
2806
Başka bir insanla bağlantı kuruyordum
03:22
And he could see the smile starting to form
80
202328
3032
ve ben konuşurken oluşmaya başlayan gülümsemeyi görebiliyordu.
03:25
as I was saying my words,
81
205384
1769
03:27
and he said, "OK, Neal.
82
207177
1770
"Tamam Neal, şimdi savunmanı elimi tutarken yap." dedi.
03:28
Now do your argument holding my hand."
83
208971
2766
03:32
And I said, "What?"
84
212246
1729
"Ne?" dedim.
03:33
And he said, "Yeah, hold my hand."
85
213999
2341
"Evet, elimi tut." dedi.
03:37
I was desperate, so I did it.
86
217087
1712
Çaresizdim bu yüzden elini tuttum.
03:38
And I realized, "Wow, that's connection.
87
218823
3619
"İşte bağlantı bu, ikna etmenin gücü bu." dedim.
03:42
That's the power of how to persuade."
88
222466
2262
03:45
And it helped.
89
225125
1182
Bu, bana yardımcı oldu.
03:46
But truthfully, I still got nervous as the argument date approached.
90
226331
3449
Ama doğrusunu söylemek gerekirse savunma günü yaklaştıkça hala geriliyorum.
03:49
And I knew that even though argument
91
229804
2119
Savunmanın kendini başka birinin yerine koymak
03:51
was about getting into someone else's shoes
92
231947
2254
ve empati yapmakla alakalı olduğunu bilmeme rağmen
03:54
and empathizing,
93
234225
1233
03:55
I needed to have a solid core first.
94
235482
2761
önce sağlam bir temele ihtiyacım vardı.
03:58
So I did something outside of my comfort zone.
95
238267
2493
Bu yüzden konfor alanımın dışına çıkarak bir şey yaptım.
04:00
I wore jewelry -- not just anything,
96
240784
2274
Mücevher taktım ama herhangi bir mücevher değil
04:03
but a bracelet that my father had worn his whole life,
97
243082
3254
babamın savunmadan birkaç ay önceki vefatına kadar
04:06
until he passed away, just a few months before the argument.
98
246360
3238
bütün hayatı boyunca taktığı bir bilezik taktım.
04:09
I put on a tie
99
249622
1161
Annemin bana uygun bir zaman için verdiği bir kravat taktım.
04:10
that my mom had given me just for the occasion.
100
250807
2508
04:13
And I took out my legal pad and wrote my children's names on it,
101
253641
4127
Not defterimi çıkardım ve üstüne çocuklarımın ismini yazdım
04:17
because that's why I was doing this.
102
257792
2134
çünkü bunu yapıyor olmamın sebebi onlardı.
04:19
For them, to leave the country better than I had found it.
103
259950
3627
Onlar için ülkeyi bulduğumdan daha iyi bir şekilde bırakmalıydım.
04:23
I got to court, and I was calm.
104
263601
2286
Mahkemeye gittim ve sakindim.
04:25
The bracelet, the tie, the children's names
105
265911
3310
Bilezik, kravat, çocuklarımın ismi
04:29
had all centered me.
106
269245
1546
odaklanmamı sağladı.
04:30
Like a rock climber extending beyond the precipice,
107
270815
3087
Tıpkı uçurumun ötesinden uzanan bir kaya tırmanıcısı gibi
04:33
if you have a solid hold, you can reach out.
108
273926
3175
eğer sağlam bir desteğiniz varsa ulaşabilirsiniz.
04:37
And because argument is about persuasion,
109
277125
3484
Tartışma ikna etmekle alakalı olduğu için
04:40
I knew I had to avoid emotion.
110
280633
2000
duygulardan kaçınmam gerektiğini biliyordum.
04:42
Displays of emotion fail.
111
282982
1841
Duyguları açığa çıkarmak başarısızlık getirir.
04:44
It's kind of like writing an email in all bold and all caps.
112
284847
3413
Bir e-postayı koyu renkle ve büyük harflerle yazmak gibi
04:48
It persuades no one.
113
288284
1492
kimseyi ikna etmez.
04:49
It's then about you, the speaker,
114
289800
2190
Bu sizinle, konuşmacıyla alakalı olan bir şey,
04:52
not about the listener or the receiver.
115
292014
2396
dinleyici ya da alıcıyla alakalı değil.
04:54
Now look, in some settings, the solution is to be emotional.
116
294728
3563
Bazı ortamlarda çözüm duygusal olmaktır.
04:58
You're arguing with your parents,
117
298315
1588
Ailenizle tartışıyorsunuz
04:59
and you use emotion and it works.
118
299927
1944
duygularınızı kullanıyorsunuz ve işe yarıyor.
05:01
Why?
119
301895
1150
Neden mi?
05:03
Because your parents love you.
120
303069
1445
Çünkü aileniz sizi seviyor.
05:04
But Supreme Court justices don't love you.
121
304538
2166
Ama Yüksek Mahkemenin hakimleri sizi sevmiyor.
05:06
They don't like to think of themselves
122
306728
1818
Kendilerini duygularla ikna edilebilen insan tipi olarak düşünmeyi sevmiyorlar.
05:08
as the type of people persuaded by emotion.
123
308570
2001
05:10
And I reverse engineered that insight too,
124
310595
2393
Ben de, muhalifimin duygusal reaksiyon vermesine yol açmak için
05:13
setting a trap for my opponent to provoke his emotional reaction,
125
313012
4008
bir tuzak kurarak bu iç görüyü tersine tasarladım.
05:17
so I could be seen as the calm and steady voice of the law.
126
317044
3523
Böylece hukukun istikrarlı ve sakin sesi olarak görülebilirdim.
05:21
And it worked.
127
321106
1309
Bu işe yaradı.
05:22
And I remember sitting in the courtroom to learn that we had won.
128
322439
4130
Guantanamo mahkemelerinin düştüğünü ve kazandığımızı öğrenmek için
05:26
That the Guantanamo tribunals were coming down.
129
326593
2825
mahkeme salonunda oturduğumu hatırlıyorum.
05:29
And I went out onto the courthouse steps and there was a media firestorm.
130
329442
3794
Adliyenin basamaklarından inerek çıktığımda bir basın fırtınası vardı.
05:33
Five hundred cameras, and they're all asking me,
131
333585
2270
Beş yüz kamera vardı ve hepsi bana,
05:35
"What does the decision mean, what does it say?"
132
335879
2285
"Karar ne anlama geliyor? Ne söylüyor?" diye soruyorlardı.
05:38
Well, the decision was 185 pages long.
133
338188
2286
Karar 185 sayfa uzunluğundaydı
05:40
I hadn't had time to read it, nobody had.
134
340498
2198
ve okumak için zamanım olmadı, kimsenin zamanı olmadı.
05:42
But I knew what it meant.
135
342720
1325
Ama ne anlama geldiğini biliyordum.
05:44
And here's what I said on the steps of the Court.
136
344069
2464
Mahkeme basamaklarında dediğim şey şuydu:
05:46
"Here's what happened today.
137
346955
1563
"Burada olan şey şu:
05:48
You have the lowest of the low --
138
348542
1905
En düşüğün en düşüğüne sahipsiniz,
05:50
this guy, who was accused of being bin Laden's driver,
139
350471
3329
bin Laden'in şoförü olmakla suçlanan bu adam
05:53
one of the most horrible men around.
140
353824
2071
etrafımızdaki en korkunç adamlardan birisi.
05:55
And he sued not just anyone,
141
355919
2039
Sadece herhangi birine dava açmadı
05:57
but the nation, indeed, the world's most powerful man,
142
357982
2881
ama aslında millete, dünyanın en güçlü adamına
06:00
the president of the United States.
143
360887
2008
Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanına dava açtı.
06:02
And he brings it not in some rinky-dink traffic court,
144
362919
2793
Davası bir çeşit uyduruk trafik mahkemesinde değil
06:05
but in the highest court of the land,
145
365736
2047
ülkedeki en yüksek mahkemede,
06:07
the Supreme Court of the United States ...
146
367807
2429
Amerika Birleşik Devletleri'nin Yüksek Mahkemesinde görüldü
06:10
And he wins.
147
370260
1627
ve davayı kazandı.
06:11
That's something remarkable about this country.
148
371911
3071
Bu, bu ülke için dikkate değer bir şey.
06:15
In many other countries,
149
375006
1660
Diğer birçok ülkede
06:16
this driver would have been shot,
150
376690
1871
bu şoför muhtemelen sadece dava açtığı için vurulurdu.
06:18
just for bringing his case.
151
378585
1857
06:20
And more of the point for me, his lawyer would have been shot.
152
380466
2929
Benim için daha da fazlası, avukatı da vurulurdu.
06:23
But that's what makes America different.
153
383419
2099
Ama Amerika'yı farklı yapan şey bu,
06:25
What makes America special."
154
385542
2000
Amerika'yı özel yapan şey bu."
06:27
Because of that decision,
155
387566
1738
Bu karar sayesinde
06:29
the Geneva conventions apply to the war on terror,
156
389328
2686
Cenevre Sözleşmeleri terörle mücadele için uygulanıyor.
06:32
which meant the end of ghost prisons worldwide,
157
392038
2690
Bu da dünya çapında hayalet hapishanelerin son bulması,
06:34
the end of waterboarding worldwide
158
394752
2016
suyla boğma işkencesinin son bulması
06:36
and an end to those Guantanamo military tribunals.
159
396792
3460
ve o Guantanamo askeri mahkemelerin son bulması anlamına geliyor.
06:40
By methodically building the case,
160
400276
2222
Düzenli olarak kanıt toplayarak
06:42
and getting into the justices' heads,
161
402522
2269
ve hakimleri tamamen anlayarak
06:44
we were able to quite literally change the world.
162
404815
3485
abartısız bir şekilde dünyayı değiştirebildik.
06:48
Sounds easy, right?
163
408606
1650
Kulağa kolay geliyor, değil mi?
06:50
You can practice a lot,
164
410280
1621
Çok fazla alıştırma yapabilirsiniz,
06:51
avoid displays of emotion,
165
411925
1451
duygularınızı göstermekten kaçınabilirsiniz
06:53
and you, too, can win any argument.
166
413400
2000
ve siz de her tartışmayı kazanabilirsiniz.
06:55
I'm sorry to say, it's not that simple,
167
415776
2579
Üzülerek söylüyorum ki o kadar basit değil,
06:58
my strategies aren't foolproof,
168
418379
1936
stratejilerim dört dörtlük değil
07:00
and while I've won more Supreme Court cases
169
420339
2473
ve herkesten daha çok Yüksek Mahkeme davası kazanırken
07:02
than most anyone,
170
422836
1357
07:04
I've also lost a lot too.
171
424217
2016
çok fazla şey de kaybettim.
07:06
Indeed, after Donald Trump was elected,
172
426257
2452
Aslında Donal Trump başkanlığa seçildikten sonra
07:08
I was, constitutionally speaking, terrified.
173
428733
3735
anayasa gereği korkmuş bir şekilde konuşuyordum.
07:12
Please understand, this is not about Left versus Right,
174
432492
2595
Lütfen anlayın bu, Sol'a karşı Sağ
07:15
or anything like that.
175
435111
1294
ya da onun gibi bir şeyle alakalı değil.
07:16
I'm not here to talk about that.
176
436429
1777
Bu konuda konuşmak için için burada değilim.
07:18
But just a week in to the new president's term,
177
438230
2607
Ama yeni başkanın göreve başladığı ilk hafta
07:20
you might remember those scenes at the airports.
178
440861
2667
havalimanlarında oluşan o sahneleri hatırlarsınız.
07:23
President Trump had campaigned on a pledge, saying, quote,
179
443552
4127
Başkan Trump, bir seçim kampanyası vaadi vererek şöyle demişti:
07:27
"I, Donald J. Trump am calling for a complete and total shutdown
180
447703
3877
"Ben, Donald J. Trump, Amerika'ya olan Müslüman göçlerinin
07:31
of all Muslim immigration to the United States."
181
451604
2992
tamamen durdurulmasını sağlayacağım."
07:34
And he also said, quote, "I think Islam hates us."
182
454620
3173
Aynı zamanda "Bence İslam bizden nefret ediyor." demişti.
07:37
And he made good on that promise,
183
457817
1825
Nüfusunun büyük bir çoğunluğu Müslüman olan
07:39
banning immigration from seven countries with overwhelmingly Muslim populations.
184
459666
5697
yedi ülkeden gelen göçleri yasaklayarak bu sözünü yerine getirdi.
07:45
My legal team and others went into court right away and sued,
185
465387
3603
Hukuki ekibim ve diğerleri mahkemeye gitti ve dava açtı.
07:49
and got that first travel ban struck down.
186
469014
2825
İlk seyahat yasağını kaldırttılar.
07:51
Trump revised it.
187
471863
1389
Trump yeniden yasak getirdi.
07:53
We went into court again and got that struck down.
188
473276
2595
Tekrar mahkemeye gittik ve yine yasağı kaldırttık.
07:55
He revised it again,
189
475895
2030
Trump yine yasak getirdi
07:57
and changed it, adding North Korea,
190
477949
2327
ve bu sefer Kuzey Kore'yi de ekleyerek yasağı değiştirdi.
08:00
because we all know,
191
480300
1182
Çünkü hepimiz Amerika'nın
08:01
the United States had a tremendous immigration problem with North Korea.
192
481506
3822
Kuzey Kore'yle büyük bir göç problemi olduğunu biliyoruz.
08:05
But it did enable his lawyers to go to the Supreme Court and say,
193
485352
3404
Ama bu, avukatlarının Yüksek Mahkemeye gidip
08:08
"See, this isn't discriminating against Muslims,
194
488780
2254
"Görüyorsunuz bu Müslümanlara karşı yapılan ayırımcılık değil,
08:11
it includes these other people too."
195
491058
2083
diğer insanları da içeriyor." demelerine olanak sağladı.
08:13
Now I thought we had the killer answer to that.
196
493165
2902
Buna müthiş bir cevabımız olduğunu düşündüm.
08:16
I won't bore you with the details,
197
496942
1889
Sizi detaylarla sıkmayacağım
08:18
but the thing is, we lost.
198
498855
2000
ama biz davayı kaybettik,
08:21
Five votes to four.
199
501163
1770
5'e 4 oyla.
08:22
And I was devastated.
200
502957
1365
Yıkılmıştım, ikna etme güçlerimin azaldığından endişelenmiştim.
08:24
I was worried my powers of persuasion had waned.
201
504346
3387
08:28
And then, two things happened.
202
508046
1698
Sonra iki şey oldu.
08:29
The first was,
203
509768
1222
Birincisinde,
08:31
I noticed a part of the Supreme Court's travel ban opinion
204
511014
3560
Yüksek Mahkemenin Japon Amerikalıların enterne edilmesini tartışan
08:34
that discussed the Japanese American interment.
205
514598
2714
seyahat yasağı görüşünden bir kısım gözüme ilişti.
08:37
That was a horrific moment in our history,
206
517669
2001
Bu, 100 binin üzerinde Japon Amerikalının
08:39
in which over 100,000 Japanese Americans had been interned in camps.
207
519694
5299
kamplarda enterne edildiği tarihimizdeki korkunç bir andı.
08:45
My favorite person to challenge this scheme
208
525017
2397
Bu plana karşı çıkan gözde insanım
08:47
was Gordon Hirabayashi,
209
527438
1310
08:48
a University of Washington student.
210
528772
2170
Washington Üniversitesi öğrencisi olan Gordon Hirabayashi'ydi.
08:50
He turned himself in to the FBI,
211
530966
2159
"Bak, ilk kez yakalanıyorsun, eve gidebilirsin" diyen FBI'a teslim oldu.
08:53
who said, "Look, you're a first-time offender,
212
533149
2155
08:55
you can go home."
213
535328
1178
08:56
And Gordon said,
214
536530
1175
Gordon "Hayır, ben bir Kuveykırım,
08:57
"No, I'm a Quaker, I have to resist unjust laws,"
215
537729
4102
adaletsiz kanunlara direnmeliyim." dedi.
09:01
and so they arrested him and he was convicted.
216
541855
2571
Onu tutukladılar ve mahkum edildi.
09:04
Gordon's case made it to the Supreme Court.
217
544450
2634
Gordon'nun davası Yüksek Mahkemede görüldü
09:07
And again, I'm going to do that thing
218
547108
1779
ve yine sahip olduğunuz
09:08
where I quash any sense of anticipation you have,
219
548911
2452
herhangi bir beklenti duygusunu yok ederek o şeyi yapacağım
09:11
and tell you what happened.
220
551387
1777
ve size ne olduğunu anlatacağım.
09:13
Gordon lost.
221
553188
1302
Gordon kaybetti
09:14
But he lost because of a simple reason.
222
554514
2372
ama basit bir sebep yüzünden kaybetti.
09:17
Because the Solicitor General,
223
557212
1572
Devletin en iyi mahkeme avukatı olan Başsavcı,
09:18
that top courtroom lawyer for the government,
224
558808
2626
09:21
told the Supreme Court
225
561458
1755
Yüksek Mahkemeye, Japon Amerikalıların enterne edilmesinin
09:23
that the Japanese American internment was justified by military necessity.
226
563237
4230
askeri gerekliliklerden dolayı makul olduğunu söylediği için Gordon kaybetti.
09:28
And that was so,
227
568115
1199
Bu kadardı,
09:29
even though his own staff had discovered
228
569338
2460
kendi ekibi Japon Amerikanların enterne edilmesine
09:31
that there was no need for the Japanese American interment
229
571822
3806
gerek olmadığını açığa çıkarmasına rağmen
09:35
and that the FBI and the intelligence community
230
575652
3436
FBI ve istihbarat teşkilatı,
09:39
all believed that.
231
579112
1421
Başsavcının dediklerine inandı.
09:40
And indeed, that it was motivated by racial prejudice.
232
580557
3253
Aslında söylenenler ırksal ön yargıyla güdülenmişti.
09:44
His staff begged the Solicitor General,
233
584157
2547
Ekibi Başsavcıya yalvardı,
09:46
"Tell the truth, don't suppress evidence."
234
586728
2960
"Doğruyu söyle, kanıtları ortadan kaldırma."
09:49
What did the Solicitor General do?
235
589712
1778
Peki Başsavcı ne yaptı?
09:51
Nothing.
236
591514
1182
Hiçbir şey.
09:52
He went in and told the "military necessity" story.
237
592720
3562
Mahkemeye gitti ve "askeri gereklilikler" hikayesini anlattı
09:56
And so the Court upheld Gordon Hirabayashi's conviction.
238
596719
3912
ve mahkeme Gordon'ın hükmünü onayladı.
10:00
And the next year, upheld Fred Korematsu's interment.
239
600655
4278
Ertesi yıl, Fred Korematsu'nun enterne edilmesini onayladı.
10:05
Now why was I thinking about that?
240
605255
1976
Neden bunun hakkında düşünüyordum?
10:07
Because nearly 70 years later,
241
607255
2119
Çünkü neredeyse 70 yıl sonra,
10:09
I got to hold the same office,
242
609398
2036
aynı ofise, Başsavcılığa gittim.
10:11
Head of the Solicitor General's Office.
243
611458
2246
10:13
And I got to set the record straight,
244
613728
2167
Japonların enterne edilmeleri davalarında
10:15
explaining that the government had misrepresented the facts
245
615919
4198
devletin gerçekleri yanlış beyan ettiğini söyleyerek
10:20
in the Japanese interment cases.
246
620141
2482
doğruları açıkladım.
10:22
And when I thought about the Supreme Court's travel ban opinion,
247
622647
3557
Yüksek Mahkemenin seyahat yasağı görüşünü düşündükçe
10:26
I realized something.
248
626228
1516
bir şey fark ettim.
10:27
The Supreme Court, in that opinion,
249
627768
1707
Yüksek Mahkeme o görüşte,
10:29
went out of its way to overrule the Korematsu case.
250
629499
4686
Korematsu davasında yetkisini kullanarak kararı iptal etmek için çaba harcamıştı.
10:34
Now, not only had the Justice Department said
251
634209
3611
Japonların enterne edilmesinin yanlış olduğunu söyleyen
10:37
the Japanese interment was wrong,
252
637844
2349
artık sadece Adalet Bakanlığı değildi,
10:40
the Supreme Court said so too.
253
640217
2703
Yüksek Mahkeme de öyle olduğunu söyledi.
10:43
That's a crucial lesson about arguments -- timing.
254
643523
3833
Bu, tartışmalar için önemli bir ders, zamanlama.
10:47
All of you, when you're arguing, have that important lever to play.
255
647380
3403
Hepinizin tartışırken kullandığı önemli bir kozu vardır.
10:50
When do you make your argument?
256
650807
2096
Tartışmalarınızı ne zaman yapıyorsunuz?
10:52
You don't just need the right argument,
257
652927
1888
Sadece doğru tartışmaya ihtiyacınız yok,
10:54
you need the right argument at the right moment.
258
654839
2937
doğru tartışmaya doğru zamanda ihtiyacınız var.
10:57
When is it that your audience -- a spouse, a boss, a child --
259
657800
4571
Ne zaman dinleyicileriniz, eşiniz, patronunuz, çocuğunuz
11:02
is going to be most receptive?
260
662395
1825
en anlayışlı zamanında olacak?
11:04
Now look, sometimes, it's totally out of your control.
261
664244
2595
Bazen tamamen kontrolünüzden çıkar.
11:06
Delay has costs that are too extensive.
262
666863
2537
Gecikmenin çok kapsamlı bedelleri var.
11:09
And so you've got to go in and fight
263
669784
2045
Bu yüzden gidip mücadele etmeniz gerekiyordur
11:11
and you very well may, like me, get the timing wrong.
264
671853
3056
ve tıpkı benim gibi yanlış bir zamanlama yakalayabilirsiniz.
11:14
That's what we thought in the travel ban.
265
674933
2001
Seyahat yasağında düşündüğümüz şey buydu.
11:16
And you see,
266
676958
1151
Gördüğünüz üzere
11:18
the Supreme Court wasn't ready, so early in President Trump's term,
267
678133
5016
bunun için Başkan Trump'ın döneminde henüz erkendi.
11:23
to overrule his signature initiative,
268
683173
3039
ve Yüksek Mahkeme, Trump'ın imzasını iptal etme girişimi için hazır değildi.
11:26
just as it wasn't ready to overrule FDR's Japanese American interment.
269
686236
5290
Tıpkı FDR'nin Japon Amerikalı enternesini iptal etmeye hazır olmadıkları gibi.
11:31
And sometimes, you just have to take the risk.
270
691550
2524
Bazen sadece risk almanız gerekir.
11:34
But it is so painful when you lose.
271
694098
2884
Ama kaybettiğinizde çok acı vericidir
11:37
And patience is really hard.
272
697006
1936
ve sabretmek gerçekten zordur.
11:38
But that reminds me of the second lesson.
273
698966
2254
Ama bu bana aldığım ikinci dersi hatırlatıyor.
11:41
Even if vindication comes later,
274
701244
2117
Suçsuzluğu kanıtlama sonradan gelişse bile
11:43
I realized how important the fight now is,
275
703385
3230
savaşmanın ne kadar önemli olduğunu fark ettim
11:46
because it inspires, because it educates.
276
706639
3151
çünkü ilham veriyor, eğitiyor.
11:50
I remember reading a column by Ann Coulter about the Muslim ban.
277
710220
5095
Ann Coulter'ın Müslüman yasağıyla alakalı yazdığı bir köşe yazısını okumuştum.
11:55
Here's what she said.
278
715339
1262
Dediği şey şuydu:
11:56
"Arguing against Trump was first-generation American,
279
716625
3071
"Trump karşıtu tartışan birinci kuşak bir Amerikalı vardı,
11:59
Neal Katyal.
280
719720
1341
ismi Neal Katyal.
12:01
There are plenty of 10th-generation America-haters.
281
721085
3275
Amerika'dan nefret eden birçok onuncu kuşak var.
12:04
You couldn't get one of them to argue we should end our country
282
724384
3761
Tartışmak için bir tanesini bile bulamadınız,
12:08
through mass-immigration?"
283
728169
1837
ülkemizi toplu göçlerle yok mu etmeliyiz?
12:10
And that's when emotion,
284
730030
1643
Bu, duygunun, iyi bir tartışma için lanetli olan bir şeyin,
12:11
which is so anathema to a good argument,
285
731697
3253
12:14
was important to me.
286
734974
1452
benim için önemli olduğu andı.
12:16
It took emotion outside the courtroom to get me back in.
287
736450
4508
Beni geri döndürmek için duyguyu mahkeme salonunun dışına çıkardı.
12:20
When I read Coulter's words, I was angry.
288
740982
4198
Coulter'ın yazdıklarını okuduğumda sinirlendim.
12:25
I rebel against the idea
289
745839
1612
Birinci kuşak Amerikalı olmanın beni yetersiz kılacağı fikrine karşı çıkıyorum.
12:27
that being a first-generation American would disqualify me.
290
747475
4455
12:31
I rebel against the idea that mass immigration
291
751954
3239
Toplu göçlerin bu ülkenin sonunu getireceği fikrine karşı çıkıyorum.
12:35
would end this country,
292
755217
1571
12:36
instead of recognizing that as literally the rock on which this country was built.
293
756812
5179
Bunun yerine toplu göçleri bu ülkenin inşa edildiği bir kaya olarak görüyorum.
12:42
When I read Coulter,
294
762015
1302
Coulter'ın yazdıklarını okuduğumda
12:43
I thought about so many things in my past.
295
763341
2769
geçmişimdeki birçok şey hakkında düşündüm.
12:46
I thought about my dad,
296
766134
1365
Hindistan'dan buraya
12:47
who arrived here with eight dollars from India,
297
767523
2610
cebinde 8 dolarla gelen ve siyahi tuvaletini mi
12:50
and didn't know whether to use the colored bathroom or the white one.
298
770157
3510
yoksa beyazların tuvaletini mi kullanacağını bilmeyen babamı düşündüm.
12:54
I thought about his first job offer, at a slaughter house.
299
774003
3492
Kesimhanedeki ilk iş teklifini düşündüm.
12:57
Not a great job for a Hindu.
300
777519
1753
Bir Hindu için güzel bir iş değil.
12:59
I thought about how, when we moved to a new neighborhood in Chicago
301
779296
4338
Başka bir Hint aileyle Chicago'da bir mahalleye
13:03
with one other Indian family,
302
783658
1967
nasıl ve ne zaman taşındığımızı düşündüm
13:05
that family had a cross burned on its lawn.
303
785649
2600
ve o ailenin çimenliklerinde yanmış bir haç vardı.
13:08
Because the racists aren't very good
304
788273
1793
Çünkü ırkçılar, Afrikalı Amerikalıları
13:10
at distinguishing between African Americans and Hindus.
305
790090
2849
ve Hinduları ayırt etmede pek de iyi değillerdi.
13:12
And I thought about all the hate mail I got
306
792963
2051
Guantanamo süresince
13:15
during Guantanamo,
307
795038
1278
Müslüman sever olduğum için
13:16
for being a Muslim lover.
308
796340
1650
aldığım nefret postalarını düşündüm.
13:18
Again, the racists aren't very good
309
798014
1682
Yine ırkçılar, Hindular
13:19
with distinctions between Hindus and Muslims, either.
310
799720
2857
ve Müslümanlar arasındaki farkları bilmede iyi değiller.
13:22
Ann Coulter thought that being the child of an immigrant was a weakness.
311
802601
4403
Ann Coulter, bir göçmenin çocuğu olmanın zayıflık olduğunu düşündü.
13:27
She was profoundly, profoundly wrong.
312
807028
3849
Son derece haksızdı.
13:30
It is my strength,
313
810901
1613
Bu, benim gücüm
13:32
because I knew what America was supposed to stand for.
314
812538
3682
çünkü Amerika'nın neyi temsil etmesi gerektiğini biliyordum.
13:36
I knew that in America,
315
816752
2539
Amerika'da,
13:39
me, a child of a man who came here with eight dollars in his pocket,
316
819315
4538
benim, cebinde 8 dolarla buraya gelen bir adamın çocuğunun,
13:43
could stand in the Supreme Court of the United States
317
823877
2873
Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesinde
13:46
on behalf of a detested foreigner,
318
826774
2333
Osama Bin Laden'in şoförü gibi
13:49
like Osama bin Laden's driver,
319
829131
2227
nefret edilen bir yabancı adına durabileceğini
13:51
and win.
320
831382
1191
ve kazanabileceğini biliyordum.
13:52
And it made me realize,
321
832597
1356
Bu bana davayı kaybetmiş olmama rağmen
13:53
even though I may have lost the case,
322
833977
2619
Müslüman yasağı konusunda da haklı olduğumu fark ettirdi.
13:56
I was right about the Muslim ban too.
323
836620
2100
13:58
No matter what the court decided,
324
838744
1833
Mahkeme ne karar verirse versin
14:00
they couldn't change the fact
325
840601
1515
göçmenlerin bu ülkeyi güçlendirdiği gerçeğini değiştiremediler.
14:02
that immigrants do strengthen this country.
326
842140
2513
14:04
Indeed, in many ways, immigrants love this country the most.
327
844677
4278
Aslında birçok anlamda en çok göçmenler bu ülkeyi seviyor.
14:08
When I read Ann Coulter's words,
328
848979
2336
Ann Coulter'ın yazdıklarını okuduğumda
14:11
I thought about the glorious words of our Constitution.
329
851339
3032
Anayasamızın şanlı sözlerini düşündüm,
14:14
The First Amendment.
330
854395
1309
Anayasanın Birinci Ek Maddesi'ni.
14:15
Congress shall make no law establishing religion.
331
855728
3801
"Kongre, dini bir kuruma ilişkin herhangi bir yasa yapmayacaktır."
14:19
I thought about our national creed,
332
859553
2278
Milli inançlarımızı düşündüm.
14:21
"E plurbis unum,"
333
861855
1715
"E plurbis unum."
14:23
"out of many come one."
334
863594
2073
"Birçok şeyden meydana gelen tek şey."
14:26
Most of all, I realized,
335
866006
1714
Her şeyden önemlisi
14:27
the only way you can truly lose an argument
336
867744
3381
tamamen bir tartışmayı kaybetmenin tek yolunun
14:31
is by giving up.
337
871149
1396
vazgeçmek olduğunu fark ettim.
14:32
So I joined the lawsuit by the US Congress
338
872569
3072
ABD Kongresinin davasına katıldım ve Başkan Trump'ın
14:35
challenging President Trump's addition of a citizenship question to the census.
339
875665
5258
nüfus sayımına vatandaşlık sorusunu eklemesine karşı çıktım.
14:40
A decision with huge implications.
340
880947
2405
Büyük çıkarımları olan bir karardı.
14:43
It was a really hard case.
341
883376
1563
Oldukça zor bir davaydı.
14:44
Most thought we would lose.
342
884963
1976
Birçok insan kaybedeceğimizi düşündü.
14:46
But the thing is, we won.
343
886963
1889
Ama davayı kazandık,
14:48
Five votes to four.
344
888876
1571
5'e 4 oyla.
14:50
The Supreme Court basically said
345
890471
1817
Yüksek Mahkeme,
14:52
President Trump and his cabinet's secretary had lied.
346
892312
3988
Başkan Trump ve kabine sözcüsünün yalan söylediğini açıkladı.
14:56
And now I've gotten back up and rejoined the fight,
347
896744
2825
Ayağa kalktım ve tekrar savaşa katıldım,
14:59
and I hope each of you, in your own ways, does so too.
348
899593
3087
umarım her biriniz de kendi yöntemlerinizle böyle yaparsınız.
15:02
I'm getting back up
349
902998
1166
Ayağa kalkıyorum
15:04
because I'm a believer that good arguments do win out in the end.
350
904188
3479
çünkü iyi tartışmaların sonunda galip geldiğine inanıyorum.
15:08
The arc of justice is long,
351
908598
2039
Adaletin yayı uzun
15:10
and bends, often, slowly,
352
910661
1802
ve sıklıkla yavaşça geriliyor
15:12
but it bends so long as we bend it.
353
912487
2722
ama biz onu gerdiğimiz sürece geriliyor.
15:15
And I've realized the question is not how to win every argument.
354
915598
4038
Sorunun her tartışmayı nasıl kazanacağınız olduğunu değil,
15:20
It's how to get back up when you do lose.
355
920033
3119
kaybettiğinizde nasıl ayağa kalkacağınız olduğunu fark ettim.
15:23
Because in the long run,
356
923176
1357
Çünkü nihayetinde iyi savunmalar galip çıkacak.
15:24
good arguments will win out.
357
924557
2457
15:27
If you make a good argument,
358
927038
1722
İyi bir savunma yaparsanız
15:28
it has the power to outlive you,
359
928784
2317
bu, daha çok dayanmanızı,
15:31
to stretch beyond your core,
360
931125
2031
temelinizin ötesine uzanmanızı
15:33
to reach those future minds.
361
933180
2320
gelecek zihinlere ulaşmanızı sağlayan güce sahip.
15:35
And that's why all of this is so important.
362
935828
2428
Bütün bu anlattıklarımın önemli olmasının sebebi de bu.
15:38
I'm not telling you how to win arguments for the sake of winning arguments.
363
938280
3976
Sırf kazanmış olmak için bir tartışmayı nasıl kazanacağınızdan bahsetmiyorum.
15:42
This isn't a game.
364
942280
1626
Bu, bir oyun değil.
15:43
I'm telling you this because even if you don't win right now,
365
943930
4198
Bunu size anlatıyorum çünkü şimdi kazanmasanız bile
15:48
if you make a good argument, history will prove you right.
366
948152
3702
eğer iyi bir savunma yaparsanız tarih sizi haklı çıkaracak.
15:51
I think back to that acting coach all the time.
367
951878
3056
Her zaman o oyunculuk koçunu düşünüyorum
15:54
And I've come to realize
368
954958
1476
ve tuttuğum elin
15:56
that the hand I was holding was the hand of justice.
369
956458
3990
aslında adaletin eli olduğunu fark etmeye başladım.
16:00
That outstretched hand will come for you.
370
960472
2905
Uzatılan el sizin için de gelecek.
16:03
It's your decision to push it away
371
963401
3162
Bir kenara itmek ya da onu tutmaya devam etmek size kalmış.
16:06
or to keep holding it.
372
966587
1175
16:08
Thank you so much for listening.
373
968413
2126
Dinlediğiniz için çok teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7