How risk-taking changes a teenager's brain | Kashfia Rahman

225,612 views ・ 2019-04-29

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: sevgi özgüngör Gözden geçirme: Gözde Alpçetin
00:12
Have you ever tried to understand a teenager?
0
12542
4309
Bir ergeni anlamaya hiç çalıştınız mı?
00:16
It's exhausting, right?
1
16875
2101
Çok yorucu, değil mi?
00:19
You must be puzzled by the fact that some teens do well in school,
2
19000
4518
Bazı ergenlerin bir yandan okulda gayet başarılı,
00:23
lead clubs and teams
3
23542
1892
kulüp ve takımlarda liderlik yapıyor ve toplum gönüllüleri olarak çalışıyorken
00:25
and volunteer in their communities,
4
25458
2351
00:27
but they eat Tide Pods for an online challenge,
5
27833
3935
öte yandan sanal bir kapışmada deterjan kapsülü yemeleri,
00:31
speed and text while driving,
6
31792
2434
araba sürerken mesaj yazıp hızlanmaları,
00:34
binge drink and experiment with illicit drugs.
7
34250
3000
çok içmeleri ve uyuşturucu denemeleri sizi şaşırtıyor olmalı.
00:38
How can so many teens be so smart, skilled and responsible --
8
38083
5393
Nasıl olur da bunca ergen bu kadar zeki, becerikli ve sorumluluk sahibiyken
00:43
and careless risk-takers at the same time?
9
43500
3601
aynı zamanda böylesi dikkatsiz bir şekilde risk alabilirler?
00:47
When I was 16,
10
47125
1684
Ben 16 yaşındayken
00:48
while frequently observing my peers in person
11
48833
2685
akranlarımı hem doğrudan hem sosyal medyadan sıklıkla izlerken
00:51
as well as on social media,
12
51542
2142
00:53
I began to wonder why so many teens took such crazy risks.
13
53708
4042
neden bu kadar çok ergenin böylesi delice risk aldığını merak etmeye başladım.
00:58
It seems like getting a certificate from DARE class in the fifth grade
14
58583
3851
Görünüşe bakılırsa 5. sınıfta DARE kursundan alınan bir sertifika
01:02
can't stop them.
15
62458
1310
onları durduramıyor.
01:03
(Laughter)
16
63792
1059
(Gülme)
01:04
What was even more alarming to me
17
64875
1601
Daha kaygı verici olan şey ise
01:06
was that the more they exposed themselves to these harmful risks,
18
66500
3726
bu zararlı risklere kendilerini ne kadar maruz bırakırlarsa
01:10
the easier it became for them to continue taking risks.
19
70250
4268
risk almaya devam etmeleri bir o kadar kolaylaşıyor olmasıydı.
01:14
Now this confused me,
20
74542
2017
Bu beni şaşırtıyordu
01:16
but it also made me incredibly curious.
21
76583
2542
ama son derece meraklandırıyordu da.
01:20
So, as someone with a name
22
80083
1560
Böylece adı kelimenin tam anlamıyla
01:21
that literally means "to explore knowledge,"
23
81667
2934
"bilgiyi araştırma" anlamına gelen biri olarak
01:24
I started searching for a scientific explanation.
24
84625
2667
bilimsel bir açıklama aramaya başladım.
01:28
Now, it's no secret that teens ages 13 to 18
25
88458
3060
13 ila 18 yaş arasındaki ergenlerin çocuk ve yetişkinlere göre
01:31
are more prone to risk-taking than children or adults,
26
91542
3684
daha çok risk alma eğilimde oldukları artık bir sır değil
01:35
but what makes them so daring?
27
95250
2375
ama onları bu kadar cesur kılan nedir?
01:38
Do they suddenly become reckless,
28
98333
1976
Birden pervasız mı oluveriyorlar
01:40
or is this just a natural phase that they're going through?
29
100333
3560
yoksa bu geçtikleri doğal bir süreç mi?
01:43
Well neuroscientists have already found evidence
30
103917
2309
İşin aslı nörobilimciler çoktan ergen beyninin
01:46
that the teen brain is still in the process of maturation --
31
106250
2934
olgunlaşma sürecinde olduğuna dair kanıt buldular--
01:49
and that this makes them exceptionally poor at decision-making,
32
109208
3476
ki bu onları karar vermede oldukça beceriksiz kılıyor
01:52
causing them to fall prey to risky behaviors.
33
112708
2500
ve riskli davranışların kurbanı olmalarına neden oluyor.
01:56
But in that case, if the maturing brain is to blame,
34
116250
3434
Ancak bu durumda eğer kabahat olgunlaşmakta olan beyin de ise
01:59
then why are teens more vulnerable than children,
35
119708
2685
o zaman neden ergenler daha gelişmiş bir beyne
02:02
even though their brains are more developed than those of children?
36
122417
3184
sahip olmalarına rağmen çocuklardan daha savunmasız?
02:05
Also, not all teens in the world take risks at the same level.
37
125625
3851
Üstelik dünyadaki tüm ergenler aynı düzeyde risk almazlar.
02:09
Are there some other underlying or unintentional causes
38
129500
3476
Onları risk almaya iten başka altta yatan ya da kasıtsız nedenler mi mevcut?
02:13
driving them to risk-taking?
39
133000
1458
02:15
Well, this is exactly what I decided to research.
40
135333
3542
İşte bu tam da benim araştırmaya karar verdiğim şey.
02:19
So, I founded my research on the basis of a psychological process
41
139833
3726
Böylece araştırmamı "habitasyon" olarak tanımlanan
02:23
known as "habituation,"
42
143583
1935
02:25
or simply what we refer to as "getting used to it."
43
145542
3083
ya da basitçe "alışma" dediğimiz psikolojik süreç üzerine kurdum.
02:29
Habituation explains how our brains adapt to some behaviors,
44
149417
3726
Alışma beynimizin yalan gibi bazı davranışlara sürekli maruz kalmaya
02:33
like lying, with repeated exposures.
45
153167
3309
nasıl uyum sağladığını açıklar.
02:36
And this concept inspired me to design a project
46
156500
2268
Ve bu kavram beni
aynı ilkenin ergenlerde sürekli artan risk davranışını açıklayabilir mi
02:38
to determine if the same principle
47
158792
2392
02:41
could be applied to the relentless rise of risk-taking in teenagers.
48
161208
4893
sorusunu araştırmaya yönelik bir proje tasarlamaya motive etti.
02:46
So I predicted that habituation to risk-taking
49
166125
3309
Böylece, risk almaya alışmanın korku ve suçluluk gibi
02:49
may have the potential to change the already-vulnerable teenage brain
50
169458
3935
riskle ilişkilendirilen olumsuz duyguları körelterek ve hatta yok ederek
02:53
by blunting or even eradicating
51
173417
2142
zaten kırılgan olan ergen beynini değiştirme potensiyeline sahip
02:55
the negative emotions associated with risk,
52
175583
2685
02:58
like fear or guilt.
53
178292
1333
olduğunu düşündüm.
03:00
I also thought because they would feel less fearful and guilty,
54
180292
3351
Aynı zamanda daha az korku ve suçluluk hissedeceklerinden
03:03
this desensitization would lead them to even more risk-taking.
55
183667
3500
bu duyarsızlaşmanın daha da fazla risk almayı teşvik edeceğini düşündüm.
03:08
In short, I wanted to conduct a research study
56
188000
2351
Kısaca, büyük bir soruya cevap bulmak için araştırmalarımı oluşturdum:
03:10
to answer one big question:
57
190375
2559
03:12
Why do teens keep making outrageous choices
58
192958
2601
Ergenler neden kendi sağlığına ve iyiliğine zarar verecek
03:15
that are harmful to their health and well-being?
59
195583
2792
kötü akıl almaz seçimler yaparlar?
03:19
But there was one big obstacle in my way.
60
199292
2767
Ancak önümde büyük bir engel vardı.
03:22
To investigate this problem,
61
202083
1935
Bu problemi inceleyebilmem için deney yapacak ergenlere,
03:24
I needed teenagers to experiment on,
62
204042
2684
03:26
laboratories and devices to measure their brain activity,
63
206750
3726
beyin etkinliklerini ölçmek için araç ve labarotuvarlara
03:30
and teachers or professors to supervise me and guide me along the way.
64
210500
4559
ve süreç boyunca bana yol gösterecek ve supervize edecek
öğretmen ve profesörlere ihtiyacım vardı.
03:35
I needed resources.
65
215083
1542
Kaynağa ihtiyacım vardı.
03:37
But, you see, I attended a high school in South Dakota
66
217417
3017
Ama, mesele şu ki, South Dakota'da
03:40
with limited opportunity for scientific exploration.
67
220458
3726
bilimsel kaynakları sınırlı bir lisede okumuştum.
03:44
My school had athletics,
68
224208
2101
Okulumun atletleri, bandı, korosu, münazara ve diğer kulüpleri vardı
03:46
band, choir, debate and other clubs,
69
226333
3768
03:50
but there were no STEM programs or research mentors.
70
230125
3309
ama STEM programları ya da araştırma danışmanları yoktu.
03:53
And the notion of high schoolers
71
233458
1601
Liselilerin bilim fuarına katılıp araştırma yapma fikri
03:55
doing research or participating in a science fair was completely foreign.
72
235083
4709
kesinlikle alışılmışın dışındaydı.
04:00
Simply put, I didn't exactly have the ingredients
73
240750
2893
Kısacası, şeflere layık bir yemek için gerekli malzemem yoktu.
04:03
to make a chef-worthy dish.
74
243667
2208
04:07
And these obstacles were frustrating,
75
247000
2184
Bu engeller ürkütücüydü ama ben aynı zamanda inatçı bir ergendim.
04:09
but I was also a stubborn teenager.
76
249208
2976
04:12
And as the daughter of Bangladeshi immigrants
77
252208
2518
Bangladeş göçmeni birinin kızı ve Güney Dakota'daki lisemde
04:14
and one of just a handful of Muslim students
78
254750
2101
bir elin beş parmağını geçmeyen müslüman öğrencilerden biri olarak
04:16
in my high school in South Dakota,
79
256875
2184
04:19
I often struggled to fit in.
80
259083
2226
sık sık uyum sağlamakta zorlanırdım.
04:21
And I wanted to be someone with something to contribute to society,
81
261333
4435
Oldukça homojen yapıdaki memleketimde sadece eşarplı esmer kız olarak değil
04:25
not just be deemed the scarf-wearing brown girl
82
265792
2767
topluma katkısı olan biri olmak istedim.
04:28
who was an anomaly in my homogenous hometown.
83
268583
2208
04:31
I hoped that by doing this research,
84
271708
1726
Bu araştırmayı yaparak bunu ve bilimsel açıklamanın
04:33
I could establish this
85
273458
1435
04:34
and how valuable scientific exploration could be for kids like me
86
274917
4392
benim gibi yerini tam olarak bulamayan çocuklar için
04:39
who didn't necessarily find their niche elsewhere.
87
279333
2500
ne denli önemli olduğunu gösterebilirdim.
04:42
So with limited research opportunities,
88
282833
2518
Böylece sınırlı araştırma olanakları ile yaratıcılığım
04:45
inventiveness allowed me to overcome seemingly impossible obstacles.
89
285375
5143
imkansız görünen engelleri aşmamı sağladı.
04:50
I became more creative in working with a variety of methodologies,
90
290542
4184
Farklı materyal, katılımcı ve yöntemler kullanarak daha yaratıcı oldum.
04:54
materials and subjects.
91
294750
2559
04:57
I transformed my unassuming school library
92
297333
3143
Mütevazi okul kütüphanemi laboratuvara dönüştürdüm
05:00
into a laboratory
93
300500
1768
05:02
and my peers into lab rats.
94
302292
2267
ve akranlarımı lab farelerine çevirdim.
05:04
(Laughter)
95
304583
1185
(Gülme)
05:05
My enthusiastic geography teacher,
96
305792
2767
Aynı zamanda okulumun futbol koçu olan hevesli coğrafya öğretmenim
05:08
who also happens to be my school's football coach,
97
308583
3143
05:11
ended up as my cheerleader,
98
311750
1976
gerekli belgeleri imzalayan akıl hocam olarak benim amigoma dönüştü.
05:13
becoming my mentor to sign necessary paperwork.
99
313750
3559
05:17
And when it became logistically impossible
100
317333
2060
Duygusal tepkileri ölçme amacıyla kullanılan
05:19
to use a laboratory electroencephalography,
101
319417
3101
elektroenkephalografiyi ya da EEG'yi laboratuvarda kullanmak
05:22
or EEG,
102
322542
1309
05:23
which are those electrode devices used to measure emotional responses,
103
323875
4226
lojistik olarak imkansız hale geldiğinde
05:28
I bought a portable EEG headset with my own money,
104
328125
3143
benim yaşımda pek çok çocuğun satın alabilmek için
05:31
instead of buying the new iPhone X
105
331292
1642
para biriktirdiği İPhone X yerine
05:32
that a lot of kids my age were saving up for.
106
332958
2292
kendi paramla taşınabilir EEG kulaklık seti aldım.
05:35
So finally I started the research
107
335917
2517
Böylece yaşları 13-18 arasında 86 lise öğrenciyle araştırmama başladım.
05:38
with 86 students, ages 13 to 18, from my high school.
108
338458
3334
05:42
Using the computer cubicles in my school library,
109
342500
2809
Okul kütüphanesindeki bilgisayar kabinlerini kullanarak
05:45
I had them complete a computerized decision-making simulation
110
345333
3560
öğrencilere günlük yaşamdaki içki içme, madde kullanımı
05:48
to measure their risk-taking behaviors comparable to ones in the real world,
111
348917
4184
ve kumar gibi risk alma davranışlarına ölçüt oluşturabilecek
05:53
like alcohol use, drug use and gambling.
112
353125
3768
bilgisayarlı bir karar verme görevi sundum.
05:56
Wearing the EEG headset,
113
356917
1809
EEG kulaklık setini takarak
05:58
the students completed the test 12 times over three days
114
358750
3934
tekrarlayan riske maruz kalmayı mimiklemesi amacıyla
06:02
to mimic repeated risk exposures.
115
362708
2851
öğrenciler testi 3 gün boyunca 12 kere aldılar.
06:05
A control panel on the EEG headset
116
365583
2476
EEG kulaklık setindeki bir kontrol paneli
06:08
measured their various emotional responses:
117
368083
2643
onların çeşitli duygusal tepkilerini ölçtü;
06:10
like attention, interest, excitement, frustration,
118
370750
3226
dikkat, ilgi, heyecan, engellenme hissi,
06:14
guilt, stress levels and relaxation.
119
374000
2875
suçluluk, stres seviyeleri ve gevşeme gibi.
06:17
They also rated their emotions
120
377542
1559
Öğrenciler aynı zamanda geçerliliği oldukça kanıtlanmış
06:19
on well-validated emotion-measuring scales.
121
379125
3226
duygu-ölçer ölçeklerle duygularını değerlendirdiler.
06:22
This meant that I had measured the process of habituation
122
382375
2851
Bunun anlamı alışma ve alışmanın karar vermeye etkilerini ölçmüş olduğumdu.
06:25
and its effects on decision-making.
123
385250
2000
06:28
And it took 29 days to complete this research.
124
388167
3101
Bu çalışmanın tamamlanması 29 gün aldı.
06:31
And with months of frantically drafting proposals,
125
391292
3226
Araştırma taslaklarını aylarca çılgın bir şekilde düzenleyerek
06:34
meticulously computing data in a caffeinated daze at 2am,
126
394542
4476
ve gece 2'de kafein sersemi,
titizlikle veriyi değerlendirerek sonuçları tamamlamayı başardım.
06:39
I was able to finalize my results.
127
399042
1875
06:41
And the results showed that habituation to risk-taking
128
401708
2976
Sonuçlar risk almaya alışmanın gerçekten de ergenin duygusal
06:44
could actually change a teen's brain by altering their emotional levels,
129
404708
4143
düzeyini değiştirerek beynini değiştirebildiğini
06:48
causing greater risk-taking.
130
408875
1625
ve daha fazla risk almaya neden olduğunu gösterdi.
06:51
The students' emotions that were normally associated with risks,
131
411250
3643
Öğrencilerin normalde riskle ilişkilendirilen
06:54
like fear, stress, guilt and nervousness,
132
414917
3392
korku, stres, suç ve tedirginlik gibi duyguları, aynı zamanda dikkatleri,
06:58
as well as attention,
133
418333
1643
07:00
were high when they were first exposed to the risk simulator.
134
420000
3250
risk simulasyonuyla ilk karşılaşmalarında yüksek düzeydeydi.
07:04
This curbed their temptations and enforced self-control,
135
424167
3476
Bu onların arzularını frenledi ve öz-kontrola zorladı
07:07
which prevented them from taking more risks.
136
427667
2333
ki bu da daha çok risk almalarına engel oldu.
07:10
However, the more they were exposed to the risks through the simulator,
137
430750
3934
Ancak simülatör aracılığıyla daha çok riske tabi tutulduklarında
07:14
the less fearful, guilty and stressed they became.
138
434708
2875
korku, suç ve stres seviyeleri düşmeye başladı.
07:18
This caused a situation
139
438667
1559
Bu beynin doğal korku ve tetikte olma içgüdülerini
07:20
in which they were no longer able to feel
140
440250
1976
07:22
the brain's natural fear and caution instincts.
141
442250
3601
artık hissedemedikleri bir durum yarattı.
07:25
And also, because they are teenagers and their brains are still underdeveloped,
142
445875
4893
Ayrıca daha ergen oldukları ve beyinleri gelişmeye devam ettiğinden
07:30
they became more interested and excited in thrill-seeking behaviors.
143
450792
3750
heyecan arayan davranışlara daha çok ilgi göstermeye ve uyarılmaya başladılar.
07:35
So what were the consequences?
144
455708
1459
Bu durumun sonuçları neydi?
07:38
They lacked self-control for logical decision-making,
145
458250
3059
Mantıklı karar vermek için gerekli öz denetimden mahrumdular,
07:41
took greater risks
146
461333
1726
daha çok risk aldılar
07:43
and made more harmful choices.
147
463083
2101
ve daha zararlı seçimler yaptılar.
07:45
So the developing brain alone isn't to blame.
148
465208
3518
Bu yüzden tek sorumlu gelişmekte olan beyin değil.
07:48
The process of habituation also plays a key role in risk-taking
149
468750
3684
Alışma süreci de risk alma ve riskin artışında önemli bir role sahip.
07:52
and risk escalation.
150
472458
2018
07:54
Although a teen's willingness to seek risk
151
474500
2393
Her ne kadar bir ergenin risk arama ihtiyacı
07:56
is largely a result of the structural and functional changes
152
476917
3226
gelişen beyinlerindeki yapısal ve işlevsel değişimlerin sonucu olsa da
08:00
associated with their developing brains,
153
480167
2767
08:02
the dangerous part that my research was able to highlight
154
482958
3226
benim çalışmamın vurguladığı tehlikeli kısım
08:06
was that a habituation to risks
155
486208
2018
riske alışmanın ergenin beynini fiziksel olarak değiştirebileceği
08:08
can actually physically change a teen's brain
156
488250
2684
08:10
and cause greater risk-taking.
157
490958
1500
ve daha fazla risk almaya neden olabileceğidir.
08:13
So it's the combination of the immature teen brain
158
493333
2976
Bu yüzden olgunlaşmamış beyin ile alışmanın ortak etkisi
08:16
and the impact of habituation
159
496333
1976
daha fazla yıkıcı etki yaratan mükemmel bir fırtına gibi.
08:18
that is like a perfect storm to create more damaging effects.
160
498333
3375
08:22
And this research can help parents and the general public
161
502917
3601
Bu araştırma aile ve toplumun
ergenlerin sadece bilerek uyarıları göz ardı etmediğini
08:26
understand that teens aren't just willfully ignoring warnings
162
506542
3142
ya da basitçe gittikçe artan şidette tehlikeli davranışlarla
08:29
or simply defying parents by engaging in increasingly more dangerous behavior.
163
509708
5143
ailelerine başkaldırmadıklarını anlamalarına yardımcı olabilir.
08:34
The biggest hurdle they're facing is their habituation to risks:
164
514875
4018
Önlerindeki en büyük engel risklere alışmalarıdır:
08:38
all the physical, detectable and emotional functional changes
165
518917
4351
tüm görünen bu risk alma davranışlarını güdüleyen, kontrol eden
08:43
that drive and control and influence their over-the-top risk-taking.
166
523292
4333
ve etkileyen fiziksel, tespit edilebilir ve duygusal işlevsel değişimler.
08:48
So yes, we need policies that provide safer environments
167
528667
3726
Bu yüzden daha güvenli çevre oluşturacak ve yüksek risk durumlarını azaltacak
08:52
and limit exposures to high risks,
168
532417
2601
ancak aynı zamanda bu içgörüyü yansıtacak politikalara da ihtiyacımız var.
08:55
but we also need policies that reflect this insight.
169
535042
3250
08:59
These results are a wake-up call for teens, too.
170
539458
3018
Bu sonuçlar ergenler için de bir uyarı niteliğinde.
09:02
It shows them that the natural and necessary fear and guilt
171
542500
3476
Onları güvensiz ortamlardan koruyan doğal ve gerekli
09:06
that protect them from unsafe situations
172
546000
2851
korku ve suçun tekrar tekrar riskli davranış seçtiklerinde
09:08
actually become numb when they repeatedly choose risky behaviors.
173
548875
3792
duyarsız hale geldiğini gösteriyor.
09:13
So with this hope to share my findings with fellow teenagers and scientists,
174
553917
4976
Böylece bulgularımı sevgili ergen ve bilim adamlarıyla paylaşma umuduyla
09:18
I took my research
175
558917
1309
araştırmamı Intel Uluslararası Mühendislik fuarına, ISEF'e, götürdüm,
09:20
to the Intel International Science and Engineering Fair, or ISEF,
176
560250
4351
09:24
a culmination of over 1,800 students
177
564625
2351
75 ülke, yöre ve bölgeden gelen 1800'den fazla öğrencinin
09:27
from 75 countries, regions and territories,
178
567000
3643
09:30
who showcase their cutting-edge research and inventions.
179
570667
3726
en son araştırma ve buluşlarını sundukları bir fuar.
09:34
It's like the Olympics of science fair.
180
574417
2476
Bilim fuarının olimpiyatları gibiydi.
09:36
(Laughter)
181
576917
1184
(Gülme)
09:38
There, I was able to present my research to experts in neuroscience and psychology
182
578125
5143
Burada araştırmamı noröbilim ve psikoloji uzmanlarına sunabildim
09:43
and garner valuable feedback.
183
583292
2517
ve değerli geri bildirimler elde ettim.
09:45
But perhaps the most memorable moment of the week
184
585833
2976
Ancak haftanın muhtemelen hatırlamaya en değer anı
09:48
was when the booming speakers suddenly uttered my name
185
588833
3143
ödül töreni sırasında gürleyen hopörlerden birden
09:52
during the awards ceremony.
186
592000
1542
benim adımın okunduğu andı.
09:54
I was in such disbelief that I questioned myself:
187
594125
3309
O kadar inanılmazdı ki kendimi sorguladım:
09:57
Was this just another "La La Land" blunder
188
597458
2643
Bu Oscar'daki "La La Land" gafı gibi başka bir hata mıydı?
10:00
like at the Oscars?
189
600125
1268
10:01
(Laughter)
190
601417
1434
(Gülme)
10:02
Luckily, it wasn't.
191
602875
2268
Şansıma değildi.
10:05
I really had won first place
192
605167
1934
Davranış ve sosyal bilimler kategorisinde
10:07
in the category "Behavioral and Social Sciences."
193
607125
2518
gerçekten de birincilik ödülü kazanmıştım.
10:09
(Applause)
194
609667
4708
(Alkış)
10:16
Needless to say,
195
616042
1351
Söylemeye gerek yok
10:17
I was not only thrilled to have this recognition,
196
617417
2767
ama bu ödül karşısında heyecanlanmakla kalmamıştım,
10:20
but also the whole experience of science fair that validated my efforts
197
620208
4935
aynı zamanda benim çabalarımı ödüllendiren bilim fuarı
10:25
keeps my curiosity alive
198
625167
2101
merakımı canlı tutuyor
10:27
and strengthens my creativity,
199
627292
1976
ve yaratıcılığımı, sebatımı ve hayal gücümü güçlendiriyor.
10:29
perseverance and imagination.
200
629292
2625
10:32
This still image of me experimenting in my school library
201
632792
3726
Okul kütüphanemde deney yaparkenki sakin resmim sıradan gibi görünebilir,
10:36
may seem ordinary,
202
636542
1976
10:38
but to me, it represents a sort of inspiration.
203
638542
3809
ancak benim için bir nevi ilham kaynağı.
10:42
It reminds me that this process taught me to take risks.
204
642375
3976
Bu sürecin bana risk almayı öğrettiğini hatırlatıyor.
10:46
And I know that might sound incredibly ironic.
205
646375
3101
Bunun son derece ironik olduğunun farkındayım.
10:49
But I took risks realizing
206
649500
1934
Ancak riski öngörülemez fırsatların
10:51
that unforeseen opportunities often come from risk-taking --
207
651458
4060
genellikle risk alarak elde edildiklerini fark ederek aldım---
10:55
not the hazardous, negative type that I studied,
208
655542
3142
üzerinde çalıştığım zararlı risklerden değil,
10:58
but the good ones,
209
658708
1351
ama iyi olanlardan,
11:00
the positive risks.
210
660083
2143
pozitif risklerden.
11:02
The more risks I took,
211
662250
1726
Daha fazla risk aldıkça
11:04
the more capable I felt of withstanding my unconventional circumstances,
212
664000
4726
alışılagelmemiş durumum karşısında kendimi daha yeterli hissettim,
11:08
leading to more tolerance, resilience and patience
213
668750
2851
bu da projemi bitirmem için
daha fazla tolerans, dayanıklılık ve sabıra yol açtı.
11:11
for completing my project.
214
671625
2143
11:13
And these lessons have led me to new ideas
215
673792
3059
Bu deneyimler yeni fikirler oluşturmama neden oldu.
11:16
like: Is the opposite of negative risk-taking also true?
216
676875
3559
Mesela: Olumsuz risk almanın tezatı da geçerli mi?
11:20
Can positive risk-taking escalate with repeated exposures?
217
680458
3976
Pozitif risk alma tekrarladığında artar mı?
11:24
Does positive action build positive brain functioning?
218
684458
4185
Pozitif eylemler pozitif beyin işlevi yaratır mı?
11:28
I think I just might have my next research idea.
219
688667
3559
Bir sonraki araştırma konumu bulmuş olabilirim.
11:32
(Applause)
220
692250
6208
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7