How we'll become cyborgs and extend human potential | Hugh Herr

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz

I'm an MIT professor,

Ben MIT'de öğretim üyesiyim,

but I do not design buildings or computer systems.

ama bina veya bilgisayar sistemleri değil,

Rather, I build body parts,

vücut parçaları üretiyorum;

bionic legs that augment human walking and running.

insanların yürümesini ve koşmasını sağlayan biyonik bacaklar.

In 1982, I was in a mountain-climbing accident,

1982 yılında bir dağcılık kazası geçirdim,

and both of my legs had to be amputated due to tissue damage from frostbite.

donmaya bağlı doku hasarı nedeniyle iki bacağımın da kesilmesi gerekti.

Here, you can see my legs:

Bacaklarımı görebilirsiniz:

24 sensors, six microprocessors and muscle-tendon-like actuators.

24 sensor, altı mikro-işlemci ve tendon kası benzeri çalıştırıcısı var.

I'm basically a bunch of nuts and bolts from the knee down.

Temel olarak dizden aşağı bir dizi cıvatadan oluşuyorum.

But with this advanced bionic technology,

Ancak bu ileri biyonik teknolojiyle

I can skip, dance and run.

zıplıyor, dans edebiliyor ve koşabiliyorum.

(Applause)

(Alkışlar)

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)

I'm a bionic man, but I'm not yet a cyborg.

Ben biyonik bir insanım ama henüz siborg değilim.

When I think about moving my legs,

Bacaklarımı oynatmayı düşündüğümde

neural signals from my central nervous system

merkezi sinir sisteminden sinirsel sinyaller

pass through my nerves

sinirlerim içinden geçerek

and activate muscles within my residual limbs.

bacaklarımın kalan kısmındaki kasları aktive ediyor.

Artificial electrodes sense these signals,

Yapay elektrotlar bu sinyalleri algılıyor

and small computers in the bionic limb

ve biyonik bacak içindeki küçük bilgisayarlar

decode my nerve pulses into my intended movement patterns.

sinirsel sinyalleri istenen hareketlere dönüştürüyor.

Stated simply,

Kısacası,

when I think about moving,

hareket etmeyi düşündüğümde

that command is communicated to the synthetic part of my body.

bu komut, vücudumun sentetik kısmına iletiliyor.

However, those computers can't input information into my nervous system.

Fakat bu bilgisayarlar sinir sistemime bilgi aktarımı yapamıyor.

When I touch and move my synthetic limbs,

Sentetik bacaklarıma dokunduğumda veya hareket ettirdiğimde

I do not experience normal touch and movement sensations.

normal dokunma ve hareket hisleri duymuyorum.

If I were a cyborg and could feel my legs

Siborg olsaydım ve sinir sistemime bilgi aktarımı yapan

via small computers inputting information into my nervous system,

küçük bilgisayarlar aracılığıyla bacaklarımı hissetseydim,

it would fundamentally change, I believe,

sentetik vücudumla olan ilişkim

my relationship to my synthetic body.

temel olarak değişirdi diye düşünüyorum.

Today, I can't feel my legs,

Bugün bacaklarımı hissetmiyorum,

and because of that,

bu yüzden de

my legs are separate tools from my mind and my body.

bacaklarım, aklım ve vücudumdan ayrı aletler durumunda.

They're not part of me.

Benim parçam değiller.

I believe that if I were a cyborg and could feel my legs,

Siborg olup bacaklarımı hissedebilsem

they would become part of me, part of self.

bacaklar benim bir parçam olurdu.

At MIT, we're thinking about NeuroEmbodied Design.

MIT'de Nöro Kapsamlı Tasarım üzerinde çalışıyoruz.

In this design process,

Bu tasarım sürecinde,

the designer designs human flesh and bone, the biological body itself,

tasarımcı insan et ve kemiğini tasarlıyor, biyolojik vücudun kendisini,

along with synthetics to enhance the bidirectional communication

buna sinir sistemi ve teknoloji arasındaki

between the nervous system and the built world.

biyodirektif iletişimi sağlayacak sentetik tasarım ekleniyor.

NeuroEmbodied Design is a methodology to create cyborg function.

Nöro Kapsamlı Tasarım siborg fonksiyonu sağlayan bir metodoloji.

In this design process, designers contemplate a future

Bu tasarım sürecinde tasarımcılar,

in which technology no longer compromises separate,

zihin ve bedenlerimizden ayrı ve cansız araçlara

lifeless tools from our minds and our bodies,

teknolojinin taviz vermediği bir gelecek öngörüyorlar,

a future in which technology has been carefully integrated

teknolojinin doğamızla dikkatlice iç içe geçtiği bir gelecek.

within our nature,

Bu gelecekte,

a world in which what is biological and what is not,

neyin biyolojik olup olmadığı,

what is human and what is not,

neyin insana özgü olup olmadığı,

what is nature and what is not

neyin doğal olup olmadığı

will be forever blurred.

sonsuza dek soru işareti olarak kalacak.

That future will provide humanity new bodies.

Bu gelecek insanoğluna yeni bedenler sağlayacak.

NeuroEmbodied Design will extend our nervous systems

Nöro Kapsamlı Tasarım sinir sistemimizi

into the synthetic world,

sentetik dünyaya taşıyacak,

and the synthetic world into us,

sentetik dünya da bunu bize getirerek

fundamentally changing who we are.

olduğumuz kişiyi tamamen değiştirecek.

By designing the biological body to better communicate

Biyolojik bedenin teknoloji dünyasıyla

with the built design world,

daha iyi iletişim kurması için

humanity will end disability in this 21st century

insanoğlu engellilik durumuna 21. yüzyılda nokta koymuş olacak

and establish the scientific and technological basis

ve insan güçlendirilmesine yönelik

bilimsel ve teknolojik temelleri atmış olacak,

for human augmentation,

extending human capability beyond innate, physiological levels,

insan yetilerini doğuştan fizyolojik düzeylerin ötesinde

cognitively, emotionally and physically.

bilişsel, duygusal ve fiziksel açıdan genişletecek.

There are many ways in which to build new bodies across scale,

Biyomoleküler açıdan doku ve organlara kadar

from the biomolecular to the scale of tissues and organs.

yeni bedenler yapıp ölçeklendirmenin pek çok yolu var.

Today, I want to talk about one area of NeuroEmbodied Design,

Bugün Nöro Kapsamlı Tasarım'ın bir alanı üzerinde konuşmak istiyorum,

in which the body's tissues are manipulated and sculpted

bu alanda vücudun dokuları cerrahi ve rejeneratif süreçlerle

using surgical and regenerative processes.

manipüle ediliyor ve yontuluyor.

The current amputation paradigm

Mevcut ampütasyon paradigması

hasn't changed fundamentally since the US Civil War

ABD Sivil Savaşı'ndan bu yana temel olarak hiç değişmedi

and has grown obsolete in light of dramatic advancements

ve uyarıcılar, kontrol sistemleri ve nöro etkişelim teknolojileri gibi

in actuators, control systems and neural interfacing technologies.

büyük ilerlemeler ışığında eski bir hâl aldı.

A major deficiency is the lack of dynamic muscle interactions

Kontrol ve propriosepsiyon için

dinamik kas etkileşimlerine yönelik çok büyük bir eksik vardı.

for control and proprioception.

What is proprioception?

Peki propriyosepsiyon nedir?

When you flex your ankle, muscles in the front of your leg contract,

Bileğinizi büktüğünüzde bacağınızın önündeki kaslar kasılır,

simultaneously stretching muscles in the back of your leg.

aynı anda bacağınızın arkasındaki kaslar da esner.

The opposite happens when you extend your ankle.

Bileğinizi öne doğru uzattığınızda bunun tersi olur.

Here, muscles in the back of your leg contract,

Burada, bacağınızın arkasındaki kaslar kasılıyor,

stretching muscles in the front.

ön taraftaki kaslar da esniyor.

When these muscles flex and extend,

Bu kaslar kasılıp esnediğinde

biological sensors within the muscle tendons

kas tendonları içindeki biyolojik sensörler

send information through nerves to the brain.

sinirler aracılığıyla beyne bilgi aktarımı yapar.

This is how we're able to feel where our feet are

Bu sayede, görmeden de

without seeing them with our eyes.

ayaklarımızın nerede olduğunu hissedebiliyoruz.

The current amputation paradigm breaks these dynamic muscle relationships,

Mevcut ampütasyon paradigması bu dinamik kas ilişkilerini yok ediyor,

and in so doing eliminates normal proprioceptive sensations.

bu şekilde normal propriyoseptif hisleri de ortadan kaldırmış oluyor.

Consequently, a standard artificial limb

Sonuç olarak standart yapay bir uzuv,

cannot feed back information into the nervous system

protezin boşluğun neresinde olduğu hakkında

about where the prosthesis is in space.

sinir sitemine geri bildirim yapamıyor.

The patient therefore cannot sense and feel

Bu yüzden de hastalar,

the positions and movements of the prosthetic joint

protez eklemin pozisyon ve hareketlerini

without seeing it with their eyes.

görmeden hissedemiyorlar.

My legs were amputated using this Civil War-era methodology.

Bacaklarım Sivil Savaş zamanından kalan bu metodolojiyle ampüte edildi.

I can feel my feet, I can feel them right now

Şu an ayaklarımı hissedebiliyorum

as a phantom awareness.

ama hayali bir farkındalıkla.

But when I try to move them, I cannot.

Oynatmaya çalıştığımda hissedemiyorum.

It feels like they're stuck inside rigid ski boots.

Kaskatı kayak botlarının içinde sıkışmış gibi bir his.

To solve these problems,

Bu sorunları çözmek için

at MIT, we invented the agonist-antagonist myoneural interface,

MIT'de agonist karşı etkili miyonöral arayüzü geliştirdik,

or AMI, for short.

kısaca AMI.

The AMI is a method to connect nerves within the residuum

AMI, uzvun kalan kısmındaki sinirleri

to an external, bionic prosthesis.

harici, biyonik bir proteze bağlama yöntemi.

How is the AMI designed, and how does it work?

Peki AMI nasıl tasarlanıyor ve nasıl işe yarıyor?

The AMI comprises two muscles that are surgically connected,

AMI cerrahi olarak birbirine bağlanmış iki kastan meydana geliyor,

an agonist linked to an antagonist.

karşıt etkili kasa bağlı bir agoniste.

When the agonist contracts upon electrical activation,

Elektrikli aktivasyon sonucu agonist kasıldığında

it stretches the antagonist.

karşıt etkili kas da esniyor.

This muscle dynamic interaction

Bu kas dinamiği etkileşimi

causes biological sensors within the muscle tendon

kas tendonu içindeki biyolojik sensörlerin

to send information through the nerve to the central nervous system,

sinir yoluyla merkezi sinir sistemine bilgi aktarımı yapıyor,

relating information on the muscle tendon's length, speed and force.

tendon uzunluğu, hızı ve gücü hakkında bildirim yapıyor.

This is how muscle tendon proprioception works,

Kas tendon propriyosepsiuonu bu şekilde çalışıyor

and it's the primary way we, as humans,

ve biz insanlar için önceliği

can feel and sense the positions, movements and forces on our limbs.

uzuvlarımızdaki konum, hareket ve baskıyı hissedip algılayabilmeleri.

When a limb is amputated,

Bir uzuv ampüte edildiğinde

the surgeon connects these opposing muscles within the residuum

cerrah AMI yaratmak amacıyla

uzvun kalan kısmındaki bu zıt uçları birbirine bağlıyor.

to create an AMI.

Now, multiple AMI constructs can be created

Birden çok protez eklemin kontrol ve hissi için

for the control and sensation of multiple prosthetic joints.

birden fazla AMI yapılandırılabilir.

Artificial electrodes are then placed on each AMI muscle,

Sonra her bir AMI kası üzerine yapay elektrodlar yerleştiriliyor

and small computers within the bionic limb decode those signals

ve biyonik uzuvdaki küçük bilgisayarlar bu sinyalleri dekode ederek

to control powerful motors on the bionic limb.

biyonik uzuvdaki güçlü motorların kontrolünü sağlıyor.

When the bionic limb moves,

Biyonik uzuv hareket ettiğinde

the AMI muscles move back and forth,

AMI kasları öne arkaya hareket ediyor,

sending signals through the nerve to the brain,

sinirlerden beyne sinyal gönderiyor,

enabling a person wearing the prosthesis to experience natural sensations

protez sahibinin doğal bir şekilde

of positions and movements of the prosthesis.

konum ve hareket algısı olmasını sağlıyor.

Can these tissue-design principles be used in an actual human being?

Peki bu doku tasarımı ilkeleri insanda gerçekten kullanılabilir mi?

A few years ago, my good friend Jim Ewing -- of 34 years --

Birkaç yıl önce, 34 yaşındaki arkadaşım Jim Ewing

reached out to me for help.

benden yardım istedi.

Jim was in an a terrible climbing accident.

Çok kötü bir dağcılık kazası geçirmişti.

He fell 50 feet in the Cayman Islands

Cayman Adaları'nda halatı onu tutamayınca

when his rope failed to catch him hitting the ground's surface.

15 metre yükseklikten düşmüştü.

He suffered many, many injuries:

Çok yaralanmıştı:

punctured lungs and many broken bones.

Akciğerlerde hasar ve çok fazla kırık.

After his accident, he dreamed of returning to his chosen sport

Kazadan sonra seçtiği spor dalına geri dönmeyi hayal ediyordu;

of mountain climbing,

dağcılık.

but how might this be possible?

Nasıl mümkün olabilirdi?

The answer was Team Cyborg,

Cevap Siborg ekibinde saklı,

a team of surgeons, scientists and engineers

cerrah, bilim insanı ve mühendislerden oluşan bir ekip

assembled at MIT to rebuild Jim back to his former climbing prowess.

eski tırmanma gücünü kazandıracak şekilde MIT'de onu baştan yarattı.

Team member Dr. Matthew Carty amputated Jim's badly damaged leg

Ekip üyesi Dr. Matthew Carty Boston'da Brigham Hastanesi'nde

at Brigham and Women's Hospital in Boston,

AMI cerrahi işlemini kullanarak

using the AMI surgical procedure.

Jim'in aşırı hasarlı bacağını ampüte etti.

Tendon pulleys were created and attached to Jim's tibia bone

Tendon çekicileri yaratıldı ve Jim'in tibia kemiğine iliştirilerek

to reconnect the opposing muscles.

zıt etkili kaslara yeniden bağlandı.

The AMI procedure reestablished the neural link

AMI süreci Jim'in bilek kasları ve beyni arasında

between Jim's ankle-foot muscles and his brain.

nöral bir bağlantı görevi gördü.

When Jim moves his phantom limb,

Jim hayali bacağını oynattığında

the reconnected muscles move in dynamic pairs,

yeniden bağlanan kaslar dinamik çiftler olarak hareket ediyor,

causing signals of proprioception to pass through nerves to the brain,

propriyosepsiyon sinyalleri sinirlerden beyne iletiliyor

so Jim experiences normal sensations with ankle-foot positions and movements,

ve Jim doğal bir şekilde ayak ve bilek pozisyon ve hareketlerini hissediyor,

even when blindfolded.

gözleri bağlı olsa dahi.

Here's Jim at the MIT laboratory after his surgeries.

Jim ameliyatları sonrası MIT laboratuvarında.

We electrically linked Jim's AMI muscles, via the electrodes,

Jim'in AMI kaslarını elektrodlar aracılığıyla

to a bionic limb,

biyonik bacağa bağladık

and Jim quickly learned how to move the bionic limb

ve Jim hızlı bir şekilde biyonik bacağını

in four distinct ankle-foot movement directions.

dört ayak ve bilek yönünde oynatmayı öğrendi.

We were excited by these results, but then Jim stood up,

Sonuçlar zaten bizi sevindirmişti, Jim ayağa kalktığında ise

and what occurred was truly remarkable.

gördüklerimiz inanılmazdı.

All the natural biomechanics mediated by the central nervous system

Merkezi sinir sisteminin düzenlediği tüm doğal biyomekanikler

emerged via the synthetic limb

istemsiz, refleksif hareketler olarak

as an involuntary, reflexive action.

sentetik bacakla birleşmişti.

All the intricacies of foot placement during stair ascent --

Merdiven etkisine ilişkin tüm ayak konum detayları...

(Applause)

(Alkışlar)

emerged before our eyes.

gözlerimizin önünde ortaya çıktı.

Here's Jim descending steps,

Jim burada merdivenlerden iniyor,

reaching with his bionic toe to the next stair tread,

biyonik ayak parmağı bir sonraki basamağa doğru yöneliyor,

automatically exhibiting natural motions

kendisi bacağını oynatmaya çalışmadan

without him even trying to move his limb.

bu doğal hareketler otomatik ortaya çıkıyor.

Because Jim's central nervous system is receiving the proprioceptive signals,

Çünkü Jim'in merkezi sinir sistemi propriyoseptif sinyalleri alıyor,

it knows exactly how to control the synthetic limb in a natural way.

sentetik bacağı doğal bir şekilde nasıl kontrol edeceğini tam biliyor.

Now, Jim moves and behaves as if the synthetic limb is part of him.

Jim, sentetik bacak onun parçasıymış gibi hareket ediyor ve işlerini görüyor.

For example, one day in the lab,

Örneğin bir gün laboratuvarda,

he accidentally stepped on a roll of electrical tape.

yanlışlıkla izolasyon bantlarının üzerine bastı.

Now, what do you do when something's stuck to your shoe?

Ayakkabınıza bir şey takıldığında ne yaparsınız?

You don't reach down like this; it's way too awkward.

Bu şekilde eğilmezsiniz; biraz tuhaf kaçar.

Instead, you shake it off,

Ayağınızı sallarsınız,

and that's exactly what Jim did

bacağa sinirsel yolla bağlandıktan birkaç saat sonra

after being neurally connected to the limb for just a few hours.

Jim de aynen böyle yaptı.

What was most interesting to me

En çok dikkatimi çeken şey,

is what Jim was telling us he was experiencing.

Jim'in deneyimini bize anlatması oldu.

He said, "The robot became part of me."

''Robot, benim bir parçam oldu.'' dedi.

Jim Ewing: The morning after the first time I was attached to the robot,

Jim Ewing: Robota bağlandıktan sonraki ilk sabah

my daughter came downstairs and asked me how it felt to be a cyborg,

kızım yanıma geldi ve siborg olmanın nasıl bir duygu olduğunu sordu,

and my answer was that I didn't feel like a cyborg.

siborg gibi hissetmediğimi söyledim.

I felt like I had my leg,

Bacağım yerindeymiş gibi hissediyordum

and it wasn't that I was attached to the robot

ve sanki ben robota bağlı değilim de

so much as the robot was attached to me,

robot bana bağlı gibi

and the robot became part of me.

ve robot benim bir parçam oldu.

It became my leg pretty quickly.

Robot hızlı bir şekilde bacağım oldu.

Hugh Herr: Thank you.

Hugh Herr: Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)

By connecting Jim's nervous system bidirectionally

Jim'in sinir sistemini iki yönlü olarak

to his synthetic limb,

sentetik bacağa bağlarken

neurological embodiment was achieved.

nörolojik kapsama başarıya ulaştı.

I hypothesized that because Jim can think and move his synthetic limb,

Jim artık sentetik bacağını düşünebiliyor ve hareket ettirebiliyor

and because he can feel those movements within his nervous system,

ve bu hareketleri sinir sisteminde hissedebiliyor diye

the prosthesis is no longer a separate tool,

protezin ayrı bir araç olmadığı,

but an integral part of Jim, an integral part of his body.

Jim'in vücudunun entegre bir parçası olduğu hipotezine vardım.

Because of this neurological embodiment, Jim doesn't feel like a cyborg.

Bu nörolojik kapsama sayesinde Jim siborg gibi hissetmiyordu.

He feels like he just has his leg back,

Bacağı yerine gelmiş gibi hissediyordu,

that he has his body back.

vücuduna yeniden kavuşmuş gibi.

Now I'm often asked

Bana sık sık soruluyor;

when I'm going to be neurally linked to my synthetic limbs bidirectionally,

sinirsel yolla sentetik uzuvlarıma ne zaman iki yönlü bağlanacağım?

when I'm going to become a cyborg.

Ne zaman siborg olacağım?

The truth is, I'm hesitant to become a cyborg.

Aslına bakarsanız ben siborg olma konusunda emin değilim.

Before my legs were amputated, I was a terrible student.

Çünkü bacaklarım ampüte edilmeden önce korkunç bir öğrenciydim.

I got D's and often F's in school.

Sürekli kötü notlar alıyordum.

Then, after my limbs were amputated,

Sonra bacaklarım ampüte edildi,

I suddenly became an MIT professor.

birden MIT akademisyeni oldum.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Applause)

(Alkışlar)

Now I'm worried that once I'm neurally connected to my limbs once again,

Korkarım sinirsel olarak bacaklarıma yeniden bağlanınca

my brain will remap back to its not-so-bright self.

beynim o çok da çalışkan olmayan hâline geri dönecek.

(Laughter)

(Kahkahalar)

But you know what, that's OK, because at MIT, I already have tenure.

Aslında sorun olmaz, çünkü MIT'de kadroluyum zaten.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Applause)

(Alkışlar)

I believe the reach of NeuroEmbodied Design

Ben öyle düşünüyorum ki Nöro Kapsamlı Tasarım

will extend far beyond limb replacement

uzuvların yerine geçmekle kalmayacak,

and will carry humanity into realms

bizi insanoğlunun potansiyelini yeniden tanımlayacak

that fundamentally redefine human potential.

yepyeni bir yere taşıyacak.

In this 21st century,

21. yüzyılda,

designers will extend the nervous system into powerfully strong exoskeletons

tasarımcılar sinir sisteminin kapsamını

zihnimizle kontrol edip hissedebileceğimiz çok güçlü dış iskeletlere taşıyacaklar.

that humans can control and feel with their minds.

Muscles within the body can be reconfigured

Vücut kasları, güçlü motor kontrolü için

for the control of powerful motors,

yeniden yapılandırılabilir

and to feel and sense exoskeletal movements,

ve dış iskelet hareketleri hissedilebilir, algılanabilir,

augmenting humans' strength, jumping height and running speed.

bu da insan gücünü, zıplama yüksekliğini, koşma hızını çok yukarı taşır.

In this 21st century, I believe humans will become superheroes.

21. yüzyılda insanların süper kahramanlara dönüşeceğine inanıyorum.

Humans may also extend their bodies

Buna ek olarak insanlar,

into non-anthropomorphic structures, such as wings,

vücutlarına kanat gibi antropomorfik olmayan yapılar ekleyebilir,

controlling and feeling each wing movement within the nervous system.

kanat hareketini sinir sisteminde hissedip kontrol edebilirler.

Leonardo da Vinci said, "When once you have tasted flight,

Leonardo da Vinci şöyle demişti, ''Bir kez uçma hissini tattığınızda

you will forever walk the earth with your eyes turned skyward,

toprakta her zaman gözleriniz yukarı bakarak yürürsünüz,

for there you have been and there you will always long to return."

çünkü bir kez yukarı çıktınız ve hep oraya dönmek isteyeceksiniz.''

During the twilight years of this century,

Bu yüzyılın sonlarına doğru,

I believe humans will be unrecognizable in morphology and dynamics

insanlar morfolojik ve dinamik açıdan

from what we are today.

bugüne kıyasla tanınamaz hâle gelecekler.

Humanity will take flight and soar.

İnsanoğlu yükselecek.

Jim Ewing fell to earth and was badly broken,

Jim Ewing yüksekten düştü ve ciddi şekilde yaralandı

but his eyes turned skyward, where he always longed to return.

ama gözleri yüksekteydi, dönmek istediği yerde.

After his accident, he not only dreamed to walk again,

Kazadan sonra yalnızca yeniden yürümeyi değil,

but also to return to his chosen sport of mountain climbing.

seçtiği spor dalı olan dağcılığa da geri dönmeyi hayal etti.

At MIT, Team Cyborg built Jim a specialized limb for the vertical world,

MIT'de Siborg Ekibi, bu dikey dünya için Jim'e özel bir bacak geliştirdi,

a brain-controlled leg with full position and movement sensations.

tam pozisyon ve hareket hissi sağlayan beyinle kontrol edilen bir bacak.

Using this technology, Jim returned to the Cayman Islands,

Bu teknolojiyi kullanarak Jim, Cayman Adaları'na geri döndü,

the site of his accident,

kazanın olduğu yere,

rebuilt as a cyborg to climb skyward once again.

siborg olarak yukarı doğru tekrar tırmanmaya başladı.

(Crashing waves)

(Dalga sesleri)

(Applause)

(Alkışlar)

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)

Ladies and gentlemen, Jim Ewing, the first cyborg rock climber.

Hanımlar ve beyler, Jim Ewing, ilk siborg dağ tırmanışçısı.

(Applause)

(Alkışlar)