Why it's so hard to make healthy decisions | David Asch

408,418 views ・ 2019-12-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Furkan Zonturoğlu Gözden geçirme: Ezgisu Karakaya
00:12
It's April of 2007,
0
12939
2492
Tarih 2007, Nisan.
New Jersey Eyaleti Valisi Jon Corzine,
00:15
and Jon Corzine, the Governor of New Jersey,
1
15455
3057
00:18
is in this horrific car accident.
2
18536
2620
korkunç bir trafik kazası geçirir.
00:21
He's in the right front passenger seat of this SUV
3
21180
2651
Araba Garden State Bulvarı'nda çarptığında
00:23
when it crashes on the Garden State Parkway.
4
23855
2425
arabanın sağ ön koltuğunda oturmaktadır.
00:26
He's transported to a New Jersey trauma center
5
26304
2285
Birkaç kırık kemik ve birden fazla kesikle
00:28
with multiple broken bones and multiple lacerations.
6
28613
2850
New Jersey travma merkezine sevk edilir.
00:31
He needs immediate surgery, seven units of blood,
7
31821
2801
Acilen ameliyata, 7 ünite kana,
00:34
a mechanical ventilator to help him breathe
8
34646
2226
nefes almasına yardım edecek bir solunum cihazına
00:36
and several more operations along the way.
9
36896
2420
ve bütün bunlara ek olarak birkaç operasyona daha ihtiyacı vardır.
00:39
It's amazing he survived.
10
39792
1645
Hayatta kalması inanılmaz.
00:41
But perhaps even more amazing,
11
41881
1749
Belki de daha şaşırtıcı olan
00:43
he was not wearing a seat belt.
12
43654
2047
emniyet kemerini takmıyor olmasıydı.
00:45
And, in fact, he never wore a seat belt,
13
45725
2023
Aslında hiç emniyet kemeri takmazdı.
00:47
and the New Jersey state troopers who used to drive Governor Corzine around
14
47772
3833
Vali Corzine'ın şoförlüğünü yapan New Jersey eyalet askerleri
00:51
used to beg him to wear a seat belt,
15
51629
2164
emniyet kemeri takması için ona yalvarırdı
00:53
but he didn't do it.
16
53817
1318
ama o asla takmazdı.
00:55
Now, before Corzine was Governor of New Jersey,
17
55159
2275
Corzine New Jersey valisi olmadan önce
00:57
he was the US Senator from New Jersey,
18
57458
2590
New Jersey'den ABD senatörüydü.
01:00
and before that, he was the CEO of Goldman Sachs,
19
60072
2895
Ondan öncesinde yüz milyonlarca dolar kazanarak
01:02
responsible for taking Goldman Sachs public,
20
62991
2374
halka açmakla sorumlu olduğu
01:05
making hundreds of millions of dollars.
21
65389
2390
Goldman Sachs'in CEO'suydu.
01:07
Now, no matter what you think of Jon Corzine politically
22
67803
2740
Jon Corzine hakkında politik olarak veya nasıl para kazandığıyla ilgili
01:10
or how he made his money,
23
70567
1703
ne düşünürseniz düşünün
01:12
nobody would say that he was stupid.
24
72294
1887
kimse onun aptal olduğunu söylemezdi.
01:14
But there he was,
25
74205
1364
Ama işte orada, trafik kazasında,
01:15
an unrestrained passenger in a car accident,
26
75593
2619
her Amerikalının emniyet kemerinin hayat kurtardığını bildiği bir anda
01:18
at a time when every American knows that seat belts save lives.
27
78236
4584
o, kontrolsüz bir yolcuydu.
01:23
This single story reflects a fundamental weakness
28
83836
3033
Bu, bizim sağlık tutumumuzu geliştirmeye olan yaklaşımımızdaki
01:26
in our approach to improving health behavior.
29
86893
2905
temel bir zayıflığı yansıtıyor.
01:29
Nearly everything we tell doctors and everything we tell patients
30
89822
3570
Doktorlara ve hastalara anlattığımız
neredeyse her şey mantıksal davrandığımız fikrine dayalı.
01:33
is based on the idea that we behave rationally.
31
93416
3541
01:36
If you give me information, I will process that information in my head,
32
96981
3900
Eğer bana bir bilgi verirseniz bu bilgiyi önce beynimde işleyeceğim
01:40
and my behavior will change as a result.
33
100905
2312
ve sonuç olarak tutumum değişecek.
01:43
Do you think Jon Corzine didn't know that seat belts save lives?
34
103939
3055
Jon Corzine, emniyet kemerinin hayat kurtardığını bilmiyor muydu?
01:47
Do you think he, like, just didn't get the memo?
35
107018
2282
Yoksa, bildiri ona ulaşmamış mıydı?
01:49
(Laughter)
36
109324
1151
(Kahkaha)
01:50
Jon Corzine did not have a knowledge deficit,
37
110499
2777
Jon Corzine'ın bilgi eksikliği yoktu,
01:53
he had a behavior deficit.
38
113300
2156
davranış eksikliği vardı.
01:55
It's not that he didn't know better.
39
115480
1755
Daha iyisini bilmiyor değildi.
01:57
He knew better.
40
117259
1183
Daha iyisini biliyordu.
01:58
It's that he didn't do better.
41
118466
2674
Ama daha iyisini yapmadı.
02:02
Instead, I think the mind is a high-resistance pathway.
42
122171
5306
Bence, aksine, zihin yüksek dirençli bir yol.
02:07
Changing someone's mind with information is hard enough.
43
127501
3088
Bilgiyle birinin fikrini değiştirmek yeterince zor.
02:11
Changing their behavior with information
44
131026
2500
Bilgiyle davranışlarını değiştirmekse
02:13
is harder still.
45
133550
1358
daha da zor.
02:15
The only way we're going to make substantial improvements
46
135836
2997
Sağlık ve sağlık hizmetleri alanında
02:18
in health and health care
47
138857
1474
önemli gelişmeler yapabileceğimiz tek yol
02:20
is to make substantial improvements in the behavior of health and health care.
48
140355
5129
bu alanlardaki davranışlarda önemli gelişmeler yapmaktır.
02:26
If you hit my patellar tendon with a reflex hammer,
49
146096
3271
Eğer diz kapağı tendonuma bir refleks çekici ile vurursanız
02:29
my leg is going to jerk forward,
50
149391
1818
bacağım öne doğru fırlar.
02:31
and it's going to jerk forward a lot faster and a lot more predictably
51
151233
3440
Bu, kendim düşündüğümde yapabileceğimden
çok daha hızlı ve çok daha öngörülebilir bir şekilde olur.
02:34
than if I had to think about it myself.
52
154697
2317
02:37
It's a reflex.
53
157038
1501
Bu bir refleks.
02:38
We need to look for the equivalent behavioral reflexes
54
158563
3623
Eşdeğer davranış refleksleri bulmalıyız.
02:42
and hitch our health care wagon to those.
55
162210
2561
Sağlık hizmetleri vagonumuzu bunlara bağlamalıyız.
02:45
Turns out, though,
56
165898
1177
Fakat görülüyor ki
02:47
that most conventional approaches to human motivation
57
167099
3229
insan davranışlarına yönelik çoğu geleneksel yaklaşım
02:50
are based on the idea of education.
58
170352
2753
eğitim fikrine dayalı.
02:53
We assume that if people don't behave as they should,
59
173509
2534
İnsanların davranmaları gerektiği gibi davranmamalarının sebebinin
02:56
it's because they didn't know any better.
60
176067
1999
daha iyisini bilmemeleri olduğunu varsayıyoruz.
02:58
"If only people knew that smoking was dangerous, they wouldn't smoke."
61
178090
3325
"İnsanlar, sigaranın zararlı olduğunu bilseler onu kullanmaz."
03:02
Or, we think about economics.
62
182398
1419
Ya da ekonomiyi düşünelim.
03:03
The assumption there is that we're all constantly calculating
63
183841
2907
Varsayıma göre hepimiz sürekli
03:06
the costs and benefits of every one of our actions
64
186772
2698
yaptıklarımızın maliyetini ve yararlarını hesaplıyoruz.
03:09
and optimizing that to make the perfectly right, rational decision.
65
189494
3477
Bunları mükemmel doğru ve mantıklı karara dönüştürmek için kullanıyoruz.
03:13
If that were true, then all we need to do
66
193566
1988
Eğer bu doğru olsaydı tek yapmamız gereken
03:15
is to find the perfect payment system for doctors
67
195578
2330
doktorlar için en iyi ödeme sistemini
03:17
or the perfect co-payments and deductibles for patients,
68
197932
2659
ya da hastalar için en iyi katkı payını ve kesinti sistemini bulmak olurdu.
03:20
and everything would work out.
69
200615
1724
Böylece her şey çözülür.
03:22
A better approach lies in behavioral economics.
70
202363
3449
Daha iyi bir yaklaşım, davranışsal ekonomide yatıyor.
03:25
Behavioral economists recognize that we are irrational.
71
205836
3313
Davranışsal ekonomistler mantıksız olduğumuzu kabul ediyor.
03:29
Our decisions are based on emotion,
72
209593
1896
Kararlarımız duygularımıza, çevremize
03:31
or they're sensitive to framing or to social context.
73
211513
2843
ya da bakış açımıza bağlı.
03:34
We don't always do what's in our own long-term best interests.
74
214380
3365
Her zaman kendi uzun vadeli çıkarlarımıza uygun olanı yapmıyoruz.
03:38
But the key contribution to behavioral economics
75
218524
2512
Fakat davranışsal iktisadın en önemli katkısı
03:41
is not in recognizing that we are irrational;
76
221060
2945
mantıksız olduğumuzu tanımak değil;
03:44
it's recognizing that we are irrational in highly predictable ways.
77
224029
4754
son derece öngörülebilir şekillerde mantıksız olduğumuzu kabul etmesi.
03:48
In fact, it's the predictability of our psychological foibles
78
228807
3294
Hatta üstesinden gelmek için stratejiler planlamamıza olanak tanıyan,
03:52
that allows us to design strategies to overcome them.
79
232125
2875
psikolojik zaaflarımızın öngörülebilirliğinin kendisi.
03:55
Forewarned is forearmed.
80
235366
2371
Erken uyarılan erken önlem alır.
03:57
In fact, behavioral economists often use
81
237761
2008
Aslında, davranışsal ekonomistler
03:59
precisely the same behavioral reflexes that get us into trouble
82
239793
3994
bizi belaya sokan davranışsal kodların tam da aynısını sıkça kullanır.
04:03
and turn them around to help us,
83
243811
2228
Onları bizi incitmek yerine
bize yardım etmeleri için tepetaklak ederler.
04:06
rather than to hurt us.
84
246063
1534
04:08
We see irrationality play out in something called "present bias,"
85
248640
4644
“Mevcut önyargı” denilen şeyde maktıksızlık ortaya çıkıyor.
04:13
where the outcomes in front of us are much more motivating
86
253308
3353
O anki sonuçların, gelecekteki çok daha önemli sonuçlardan
04:16
than even more important outcomes far in the future.
87
256685
4346
daha motive edici olması.
04:22
If I'm on a diet -- and I'm always on a diet --
88
262056
2515
Diyet yapıyorsam -- ki her zaman diyetteyim --
04:24
(Laughter)
89
264595
1796
(Kahkaha)
04:26
and someone offers me a luscious-looking piece of chocolate cake,
90
266415
4204
Birisi bana nefis görünümlü bir parça çikolatalı kek sunarsa
04:30
I know I should not eat that chocolate cake.
91
270643
2862
onu yememem gerektiğini bilirim.
04:34
That chocolate cake will land on that part of my body -- permanently --
92
274256
4650
Bu çikolatalı kek, vücudumda -- kalıcı olarak --
04:38
where that kind of food naturally settles.
93
278930
2604
bu tür yiyeceklerin doğal olarak yerleştiği kısma inecek.
04:41
But the chocolate cake looks so good and delicious,
94
281558
2443
Ama çikolatalı kek çok güzel ve lezzetli görünüyor.
04:44
and it's right in front of me,
95
284025
1461
Tam da önümde duruyor.
04:45
and the diet can wait 'til tomorrow.
96
285510
2135
Diyet yarına kadar bekleyebilir.
04:47
I used to love the comedian Steven Wright.
97
287669
2032
Komedyen Steven Wright'ı severdim.
04:49
He would have these Zen-like quips.
98
289725
1985
Zen tarzı esprilere sahip.
04:52
My favorite one was this:
99
292072
1637
En sevdiğim şuydu:
04:54
"Hard work pays off in the future,
100
294187
2279
"Zor iş gelecekte işe yarar
04:56
but laziness pays off right now."
101
296490
2374
ama tembellik karşılığını şu anda verir."
04:58
(Laughter)
102
298888
1458
(Kahkaha)
05:00
And patients also have present bias.
103
300370
2324
Hastaların da mevcut önyargısı vardır.
05:03
If you have high blood pressure,
104
303265
1634
Yüksek tansiyonunuz varsa,
05:04
even if you would desperately like to avoid a stroke,
105
304923
2532
hatta inmeden kaçınmak istersiniz,
05:07
and you know that taking your antihypertensive medications
106
307479
3008
antihipertansif ilaçlarınızı almanın
05:10
is one of the best ways to reduce that risk,
107
310511
2702
bu riski azaltmanın en iyi yollarından biri olduğunu bilirsiniz.
05:13
the stroke you avoid is far in the future and taking medications is right now.
108
313237
4624
Kaçınacağınız inme çok uzak gelecekte ve ilaç almanın vakti tam da şimdi.
05:18
Almost half of the patients who are prescribed high blood pressure pills
109
318437
4164
Yüksek tansiyon hapı kullanan hastaların neredeyse yarısı,
05:22
stop taking them within a year.
110
322625
1844
bir yıl içinde bunları almayı bırakır.
05:25
Think of how many lives we could save
111
325062
1956
Sadece bu tek problemi çözerek
05:27
if we could solve just that one problem.
112
327042
3367
kaç hayat kurtarabileceğimizi düşünün.
05:31
We also tend to overestimate the value of small probabilities.
113
331903
4100
Küçük olasılıkların değerini abartma eğilimindeyiz.
05:36
This actually explains why state lotteries are so popular,
114
336474
2770
Bu aslında devlet piyangolarının
05:39
even though they return pennies on the dollar.
115
339268
2467
neden bu kadar popüler olduğunu açıklıyor.
05:41
Now, some of you may buy lottery tickets --
116
341759
2064
Bazılarınız piyango bileti satın alabilir
05:43
it's fun, there's the chance you might strike it rich ...
117
343847
2824
Eğlenceli, zengin olma şansınız var...
05:46
But let's face it:
118
346695
1164
Ama yüzleşelim:
05:47
this would be a horrible way to invest your retirement savings.
119
347883
3524
Bu, emeklilik tasarruflarınıza yatırım yapmanın korkunç bir yolu olacaktır.
05:51
I once saw a bumper sticker -- I am not making this up -- that said,
120
351840
3584
Bir keresinde bir tampon çıkartması gördüm, uydurmuyorum -- diyordu ki:
05:55
"State lotteries are a special tax on people who can't do math."
121
355448
4932
"Devlet piyangoları matematik bilmeyen insanlara özel bir vergi."
06:00
(Laughter)
122
360404
1497
(Kahkaha)
06:01
It's not that we can't do the math,
123
361925
1715
Matematiği bilmememizden değil,
06:03
it's that we can't feel the math.
124
363664
2468
matematiği hissedemediğimizden.
06:06
And we also pay much too much attention to regret.
125
366547
2697
Ayrıca pişmanlığa fazla önem veriyoruz.
06:09
We all hate the feeling of missing out.
126
369926
2599
Hepimiz kaçırma hissinden nefret ediyoruz.
06:12
So, actually, there was this recent lottery,
127
372549
2052
Yakın zamanda
06:14
a mega-jackpot lottery,
128
374625
1506
büyük getirisi olan
06:16
that had a huge payoff, something like over a billion dollars.
129
376155
2950
bir milyar dolarlık ikramiye piyangosu var.
06:19
And everyone in my office is pooling money to buy lottery tickets,
130
379129
3179
Ofisimdeki herkes piyango bileti almak için para biriktiriyor.
06:22
and I'm not having any of this.
131
382332
1641
Ben bunlardan biri değilim.
06:23
There I am, like, swaggering around the office,
132
383997
2250
Orada, ofisin etrafında hava atarcasına dolaşıyorum.
06:26
"Lotteries are a special tax on people who can't do math."
133
386271
2839
"Devlet piyangoları matematik bilmeyen insanlara özel bir vergi."
06:29
(Laughter)
134
389134
1053
(Kahkaha)
06:30
And then it hits me:
135
390211
1312
Sonra kafama dank ediyor.
06:31
uh oh.
136
391973
1252
Hay aksi.
06:33
What if they win?
137
393249
1349
Ya kazanırlarsa?
06:34
(Laughter)
138
394622
2095
(Kahkaha)
06:36
I'm the only one who shows up at work the next day.
139
396741
2425
Ertesi gün işe gelen tek kişi benim.
06:39
(Laughter)
140
399190
1158
(Kahkaha)
06:40
Now, it's not that I didn't want my colleagues to win.
141
400372
2544
Meslektaşlarımın kazanmasını istemediğimden değil.
06:42
I just didn't want them to win without me.
142
402940
2033
Yalnızca bensiz kazanmalarını istemedim.
06:45
Now, it would have been easier if I had just taken my 20-dollar bill
143
405608
3373
Yirmi dolarımı alıp ofisteki kağıt öğütücüsüne koymam
06:49
and put it into the office shredder,
144
409005
1984
daha kolay olurdu.
Sonuç da değişmezdi.
06:51
and the results would have been the same.
145
411013
1992
06:53
Even though I knew I shouldn't participate,
146
413029
2084
Katılmamam gerektiğini bilsem de,
06:55
I handed over my $20 bill,
147
415137
2891
yirmi dolarımı teslim ettim
06:58
and I never saw it again.
148
418052
2038
ve bir daha asla görmedim.
07:00
(Laughter)
149
420114
1293
(Kahkaha)
07:01
We've done a bunch of experiments with patients
150
421431
3534
Hastalara bu elektronik hap şişelerini verdiğimiz
07:04
in which we give them these electronic pill bottles
151
424989
2515
bir sürü deney yaptık,
07:07
so we can tell whether they're taking their medication or not.
152
427528
2986
Böylece ilaçlarını alıp almadıklarını söyleyebilirdik.
07:10
And we reward them with a lottery.
153
430538
1636
Onları bir piyango ile ödüllendiriyoruz.
07:13
They get prizes.
154
433714
1170
Ödül alıyorlar.
07:15
But they only get prizes
155
435368
2290
Ödül almalarının tek koşulu
07:17
if they had taken their medication the day before.
156
437682
2715
ilaçlarını önceki gün almaları.
07:20
If not, they get a message that says something like,
157
440421
3030
Almazlarsa, şöyle bir mesaj alırlar:
07:23
"You would have won a hundred dollars,
158
443475
1833
"Yüzlerce dolar kazanabilirdin,
07:25
but you didn't take your medicine yesterday, so you don't get it."
159
445332
3130
ama dün ilacını almadın, bu yüzden kaybettin."
07:28
Well, it turns out, patients hate that.
160
448486
2007
Görünen o ki, hastalar bundan nefret ediyor.
07:30
They hate the sense of missing out,
161
450517
2264
Kaçırma hissinden nefret ediyorlar.
07:32
and because they can anticipate that feeling of regret
162
452805
2664
Pişmanlık duyacaklarını öngörebiliyorlar.
07:35
and they'd like to avoid it,
163
455493
1670
Bundan kaçmak istiyorlar.
07:37
they're much more likely to take their medications.
164
457187
2859
İlaçlarını alma olasılıkları bu şekilde çok daha fazla.
07:40
Harnessing that sense of hating regret works.
165
460070
3836
Pişmanlıktan nefret etme duygusunu kullanmak işe yarıyor.
07:43
And it leads to the more general point,
166
463930
2752
Bu daha genel bir noktaya götürür.
07:46
which is: once you recognize how people are irrational,
167
466706
3516
İnsanların nasıl mantıksız olduklarını fark ettikten sonra,
07:50
you're in a much better position to help them.
168
470246
3489
onlara yardım etmek için çok daha iyi bir konumda olursunuz.
07:54
Now, this kind of irrationality works out even in men's restrooms.
169
474174
4852
Bu tür bir mantıksızlık erkek tuvaletlerinde bile işe yarıyor.
07:59
So, for those of you who don't frequent urinals,
170
479050
4800
Tuvalete sık çıkmayanlar için
bunu açıklamama izin verin.
08:03
let me break this down for you.
171
483874
1651
08:05
(Laughter)
172
485549
1213
(Kahkaha)
08:06
There is pee all over the floor.
173
486786
1614
Zeminin her yerinde idrar var.
08:08
(Laughter)
174
488424
2366
(Kahkaha)
08:11
And it turns out that you can solve this problem
175
491164
2503
Bu sorunu, pisuvarın arkasına
08:13
by etching the image of a fly in the back of the urinal.
176
493691
3806
bir sinek görüntüsü yerleştirerek çözebileceğiniz ortaya çıkıyor.
08:17
(Laughter) (Applause)
177
497521
3899
(Kahkaha) (Alkışlar)
08:21
And it makes perfect sense.
178
501444
1336
Bu çok mantıklı.
08:22
(Laughter)
179
502804
1603
(Kahkaha)
08:24
If I see a fly,
180
504431
1669
Eğer bir sinek görürsem,
08:26
I'm gonna get that fly.
181
506124
1239
o sineği alacağım.
08:27
(Laughter)
182
507387
3372
(Kahkaha)
08:31
That fly is going down.
183
511360
1902
O sinek aşağıya kayıyor.
08:33
(Laughter)
184
513286
1571
(Kahkaha)
08:34
Now, this naturally begs the question that if men can aim,
185
514881
3471
Aklımıza şu taklıyor:
Erkekler bunu kendileri doğal olarak tutturabiliyorsa neden yere işiyor?
08:38
why were they peeing on the floor in the first place?
186
518376
2492
08:40
In fact, if they were going to pee on the floor,
187
520892
2264
Aslında, yere işeyeceklerse
neden pisuvarın önünde işesinler ki?
08:43
why pee in front of the urinal?
188
523180
1496
08:44
You could pee anywhere.
189
524700
1153
Her yere işeyebilirsiniz.
08:45
(Laughter)
190
525877
1038
(Kahkaha)
08:46
And the same thing works in health care.
191
526939
2645
Aynı şey sağlık hizmetleri için de geçerlidir.
08:50
We had a problem in our hospital
192
530603
2292
Hastanemizde, doktorların
08:52
in which the physicians were prescribing brand-name drugs
193
532919
4277
genel bir ilaç mevcut olduğu halde
marka ilaçları reçetelere yazdığı bir sorun yaşadık.
08:57
when a generic drug was available.
194
537220
2311
08:59
Each one of the lines on this graph represents a different drug.
195
539555
3842
Bu grafikteki çizgilerin her biri farklı bir ilacı temsil ediyor.
09:03
And they're listed according to how often they're prescribed as generic medications.
196
543421
4149
Genel ilaçlar olarak ne sıklıkla reçete edildiklerine göre listelenirler.
09:07
Those are the top are prescribed as generics 100 percent of the time.
197
547594
3461
Bunlar en üstte olanların yüzde yüzünde genel olarak reçete edilir.
09:11
Those down at the bottom are prescribed as generics
198
551079
2430
Altta olanlar, zamanın yüzde yirmisinden
09:13
less than 20 percent of the time.
199
553533
1585
daha az normal olarak reçete edilir.
09:15
And we'd have meetings with clinicians and all sorts of education sessions,
200
555142
3553
Klinisyenlerle görüşmelerimiz ve eğitim toplantılarımız olurdu.
09:18
and nothing worked --
201
558719
1166
Hiçbir şey işe yaramadı.
09:19
all the lines are pretty much horizontal.
202
559909
2422
Tüm çizgiler hemen hemen yatay.
09:22
Until, someone installed a little piece of software
203
562895
3213
Ta ki birisi elektronik sağlık kaydına,
markalı ilaçlar yerine genel ilaçların
09:26
in the electronic health record
204
566132
1730
09:27
that defaulted the prescriptions to generic medications
205
567886
3786
reçetelere varsayılan olarak yazılmasını ayarlayan
09:31
instead of the brand-name drugs.
206
571696
1876
küçük bir yazılım yükleyene kadar.
09:34
Now, it doesn't take a statistician
207
574103
1745
Artık bu sorunun bir gecede çözüldüğünü görmek için
09:35
to see that this problem was solved overnight,
208
575872
3053
bir istatistikçi gerekmiyor.
09:38
and it has stayed solved ever since.
209
578949
2513
O zamandan beri sorun çözüldü.
09:41
In fact, in the two and a half years since this program started,
210
581486
3384
Hatta, bu programın başlamasından bu yana geçen iki buçuk yıl içinde
09:44
our hospital has saved 32 million dollars.
211
584894
3010
hastanemiz 32 milyon dolar tasarruf sağladı.
09:47
Let me say that again: 32 million dollars.
212
587928
3463
Tekrar söyleyeyim: 32 milyon dolar.
09:51
And all we did was make it easier
213
591415
2957
Tüm yaptığımız, doktorların başından beri yapmak istediklerini
09:54
for the doctors to do what they fundamentally wanted to do all along.
214
594396
5191
yapmasını kolaylaştırmak oldu.
10:00
It also works to play into people's notions of loss.
215
600587
4414
Aynı zamanda insanların kayıp kavramlarıyla oynamak için de çalışır.
10:06
We did this with a contest to help people walk more.
216
606255
3410
Bunu insanların daha fazla yürümesine yardımcı olacak bir yarışma ile yaptık.
10:10
We wanted everyone to walk at least 7,000 steps,
217
610717
3880
Herkesten en az 7 bin adım atmasını istedik.
10:14
and we measured their step count
218
614621
1564
Adım sayısını
10:16
with the accelerometer on their cell phone.
219
616209
2276
cep telefonlarındaki adımsayarla ölçtük.
10:19
Group A, the control group, just got told whether they had walked
220
619388
3285
A grubu, kontrol grubu,
10:22
7,000 steps or not.
221
622697
1689
7 bin adım atıp atmadıklarını söylediler.
10:25
Group B got a financial incentive.
222
625281
2939
B grubu mali teşvik aldı.
10:28
We gave them $1.40 for every day they walked 7,000 steps.
223
628244
4491
7 bin adım attıkları her gün için 1,40 dolar verdik.
10:33
Group C got the same financial incentive,
224
633220
2140
C Grubu aynı finansal teşviki aldı.
10:35
but it was framed as a loss rather than a gain:
225
635384
3322
Kazançtan ziyade kayıp olarak ele alındı:
10:38
$1.40 a day is 42 dollars a month,
226
638730
2798
Günde 1,40 dolar; ayda 42 dolar.
10:41
so we gave these participants 42 dollars at the beginning of each month
227
641552
4257
Bu katılımcılara her ayın başında
10:45
in a virtual account that they could see,
228
645833
2180
görebilecekleri bir sanal hesapta 42 dolar verdik.
10:48
and we took away $1.40 for every day they didn't walk 7,000 steps.
229
648037
4338
7 bin adım atmadıkları her gün için 1,40 dolar aldık.
10:52
Now, an economist would say that those two financial incentives
230
652819
3125
Bir iktisatçı bu iki mali teşvikin
10:55
are the same.
231
655968
1327
aynı olduğunu söyler.
10:57
For every day you walk 7,000 steps, you're $1.40 richer.
232
657319
4016
7 bin adım attığınız her gün 1,40 dolar daha zenginizsiniz.
11:01
But a behavioral economist would say that they're different,
233
661678
2945
Ancak davranışsal bir ekonomist, bunun farklı olduğunu söyler.
11:04
because we're much more motivated to avoid a $1.40 loss
234
664647
4177
Çünkü 1,40 dolarlık zararı önlemek daha motive edici.
11:08
than we are motivated to achieve a $1.40 gain.
235
668848
3250
1,40 dolarlık kazanç elde etmek için olduğumuz motiveden çok daha fazla.
11:12
And that's exactly what happened.
236
672122
1878
Olan tam da bu.
11:14
Those in the group that received $1.40 for every day they walked 7,000 steps
237
674579
4189
Grupta 7 bin adım attıkları her gün için 1,40 dolar alanların
hedeflerine ulaşma olasılıkları kontrol grubundakinden daha fazla değildi.
11:18
were no more likely to meet their goal than the control group.
238
678792
3107
11:21
The financial incentive didn't work.
239
681923
2087
Finansal teşvik işe yaramadı.
11:24
But those who had a loss-framed incentive
240
684034
2557
Ancak, zarar bazlı teşvike sahip olanlar
11:26
met their goal 50 percent more of the time.
241
686615
3160
hedeflerine yüzde elli daha fazla ulaştı.
11:29
It doesn't make economic sense, but it makes psychological sense,
242
689799
3502
Ekonomik olarak mantıklı değil ama psikolojik olarak mantıklı.
11:33
because losses loom larger than gains.
243
693325
2609
Kayıplar kazançlardan çok daha büyük görünür.
11:35
And now we're using loss-framed incentives to help patients walk more,
244
695958
4164
Hastaların daha fazla yürümesine, kilo vermesine
ve ilaçlarını almasına yardımcı olmak için
11:40
lose weight
245
700146
1268
11:41
and take their medications.
246
701438
1748
kayıp bazlı teşvikler kullanıyoruz.
11:43
Money can be a motivator.
247
703815
1644
Para bir motivasyon aracı olabilir.
11:46
We all know that.
248
706176
1165
Hepimiz bunu biliyoruz.
11:47
But it's far more influential when it's paired with psychology.
249
707365
4572
Ancak psikoloji ile eşleştirildiğinde bu çok daha etkili.
11:52
And money, of course, has its own disadvantages.
250
712728
2290
Elbette paranın kendi dezavantajları var.
11:55
My favorite example of this involves a daycare program.
251
715042
3557
Bunun en sevdiğim örneği bir kreş programını içeriyor.
11:59
The greatest sin you can commit in daycare is picking up your kids late.
252
719260
4646
Kreşte yapabileceğiniz en büyük suç çocuklarınızı geç almak.
12:04
No one is happy.
253
724390
1484
Hiç kimse mutlu değil.
12:05
Your kids are crying because you don't love them.
254
725898
2363
Çocuklarınız ağlıyor çünkü onları sevmiyorsunuz.
12:08
(Laughter)
255
728285
1166
(Kahkaha)
12:09
The teachers are unhappy because they leave work late.
256
729475
2663
Öğretmenler mutsuz çünkü işten geç ayrılıyorlar.
12:12
And you feel terribly guilty.
257
732162
1731
Kendinizi çok suçlu hissediyorsunuz.
12:14
This daycare program in Israel decided they wanted to stop this problem,
258
734496
3694
İsrail'deki bir kreş, bu sorunu durdurmak istediklerine karar verdi.
12:18
and they did something that many daycare programs in the US do,
259
738214
3009
ABD'deki birçok kreşin yaptığı şeyi yaptılar.
12:21
which is they installed a fine for late pickups.
260
741247
2530
Çocuklarını geç teslim alanlar için para cezası.
12:23
And the fine they chose was 10 shekels,
261
743801
3076
Seçtikleri para cezası 10 şekeldi.
12:26
which is about three bucks.
262
746901
1620
Bu yaklaşık üç dolar yapar.
12:29
And guess what happened?
263
749257
1272
Tahmin edin ne oldu?
12:31
Late pickups increased.
264
751191
1921
Geç teslim almalar arttı.
12:34
And if you think about it, it makes perfect sense.
265
754200
2603
Düşünürseniz aslında mantıklı.
12:37
What a deal!
266
757200
1152
Ne anlaşma ama!
12:38
For 10 shekels --
267
758376
1167
10 şekelle --
12:39
(Laughter)
268
759567
1282
(Kahkaha)
12:40
you can keep my kids all night!
269
760873
1744
Çocuklarımı bütün gece alabilirsin!
12:42
(Laughter)
270
762641
2548
(Kahkaha)
12:45
They took a perfectly strong intrinsic motivation not to be late,
271
765213
3977
Geç kalmamak için çok güçlü bir içsel motivasyon aldılar
12:49
and they cheapened it.
272
769214
1309
ve onu ucuzlattılar.
12:50
What's worse, when they realized their mistake
273
770999
2772
Daha kötüsü, hatalarını fark ettiklerinde
12:53
and they took away the financial incentive,
274
773795
2556
ve mali teşviki kaldırdıklarında,
12:56
the late pickups still stayed at the high level.
275
776375
2597
geç alışlar yine de yüksek seviyelerde kaldı.
12:58
They had already poisoned the social contract.
276
778996
3113
Sosyal sözleşmeyi çoktan zehirlemişlerdi.
13:02
Health care is full of strong intrinsic motivations.
277
782133
3743
Sağlık hizmetleri, güçlü içsel motivasyonlarla dolu.
13:05
We have doctors and patients who already want to do the right thing.
278
785900
4011
Doğru olanı yapmak isteyen doktorlarımız ve hastalarımız var.
13:09
Financial incentives can help,
279
789935
2929
Mali teşviklerin yardımı olabilir,
13:12
but we shouldn't expect money in health care
280
792888
2205
ancak sağlık hizmetlerinde paranın
13:15
to do all of the heavy lifting.
281
795117
1952
tüm ağır yükü kaldırmasını beklememeliyiz.
13:18
Instead, perhaps the most powerful influencers of health behavior
282
798014
4490
Bunun yerine, belki de sağlık davranışının en güçlü etkenleri
13:22
are our social interactions.
283
802528
1967
sosyal etkileşimlerimizdir.
13:24
Social engagement works in health care,
284
804519
2500
Sağlık hizmetlerinde sosyal katılım çalışmaları
13:27
and it works in two directions.
285
807043
2187
iki yönde çalışır.
13:29
First, we fundamentally care what others think of us.
286
809684
4861
İlk olarak, başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğüne önem veriyoruz.
13:34
And so one of the most powerful ways to change our behavior
287
814569
3577
Davranışımızı değiştirmenin en güçlü yollarından biri de
13:38
is to make our activities witnessable to others.
288
818170
3263
faaliyetlerimizi başkalarına göstermek.
13:41
We behave differently when we're being observed
289
821792
2417
İzlendiğimizde, normal halimizden
farklı davranırız.
13:44
than when we're not.
290
824233
1294
13:45
I've been to some restaurants that don't have sinks in the bathrooms.
291
825551
3299
Tuvaletlerinde lavabo olmayan bazı restoranlara gittim.
13:48
Instead, when you step out, the sink is outside
292
828874
2204
Bunun yerine, dışarı çıktığınızda
lavabo restoranın ana bölümünde dışarıda,
13:51
in the main part of the restaurant,
293
831102
1703
13:52
where everyone can see whether you wash your hands or not.
294
832829
2741
burada herkes ellerinizi yıkayıp yıkamadığınızı görebilir.
13:55
Now, I don't know for sure,
295
835594
1315
Tam olarak bilmiyorum,
13:56
but I am convinced that handwashing is much greater
296
836933
2483
ancak bu belirli alanlarda el yıkamanın
13:59
in those particular settings.
297
839440
1400
çok daha fazla olduğuna inanıyorum.
14:00
We are always on our best behavior when we're being observed.
298
840864
3134
Gözlemlenirken her zaman en iyi şekilde davranırız.
14:04
In fact, there was this amazing study
299
844373
1839
Aslında, bir Florida hastanesindeki
14:06
that was done in an intensive care unit in a Florida hospital.
300
846236
3063
yoğun bakım ünitesinde yapılan bu şaşırtıcı çalışma vardı.
14:09
The handwashing rates were very low, which is dangerous, of course,
301
849728
3177
El yıkama oranları çok düşük ve tabii ki bu çok tehlikeli.
14:12
because it can spread infection.
302
852929
1683
Enfeksiyonu yayabilir.
14:15
And so some researchers pasted a picture of someone's eyes over the sink.
303
855056
4650
Araştırmacılar, lavaboların üstüne bir insanın gözlerinin resmini koydular.
14:20
It wasn't a real person, it was just a photograph.
304
860288
2352
Gerçek değildi, sadece bir fotoğraftı.
14:22
In fact, it wasn't even their whole face, it was just their eyes looking at you.
305
862664
3788
Bütün bir yüz bile değil. sadece bakan bir çift göz.
14:26
(Laughter)
306
866476
1048
(Kahkaha)
14:27
Handwashing rates more than doubled.
307
867548
1737
El yıkama oranları iki katından fazla arttı.
14:29
It seems we care so much what other people think of us
308
869309
2940
Anlaşılıyor ki başkalarının hakkımızda düşündüklerini
14:32
that our behavior improves
309
872273
1452
o kadar önemsiyoruz ki,
14:33
even if we merely imagine that we're being observed.
310
873749
3186
izlendiğimizi düşünmek bile davranışlarımızı geliştiriyor.
14:37
And not only do we care what others think of us,
311
877556
3162
Sadece insanların bizim hakkımızda ne düşündüklerini önemsemiyoruz,
14:40
we fundamentally model our behaviors on what we see other people do.
312
880742
4549
biz esasında davranışlarımızı insanlarda gördüklerimize göre modelliyoruz.
14:45
And it all comes back to seat belts.
313
885898
1806
Hepsi emniyet kemerine geri geliyor.
14:48
When I was a kid, I used to love the "Batman" TV series with Adam West.
314
888552
5187
Çocukken Adam West' in oynadığı Batman dizisini çok severdim.
14:54
Everything that Batman and Robin did was so cool,
315
894246
2855
Batman'in ve Robin'in yaptığı her şey çok havalıydı.
14:57
and, of course, the Batmobile was the coolest thing of all.
316
897125
3133
Tabii ki Batmobil de en havalı şeydi.
15:00
Now, that show aired from 1966 to 1968,
317
900282
4205
Bu şov, 1966'dan 1968'e kadar yayınlandı.
15:04
and at that time, seat belts were optional accessories in cars.
318
904511
3807
O zamanlar, emniyet kemerleri, arabalarda isteğe bağlı aksesuarlardı.
15:08
But the producers of that show did something really important.
319
908892
2960
Bu şovun yapımcıları, gerçekten önemli bir şey yaptı.
15:11
When Batman and Robin got in the Batmobile,
320
911876
2797
Batman ve Robin Batmobile'e bindiğinde,
15:14
the camera would focus on their laps,
321
914697
1785
kamera kucaklarına odaklanıyordu.
15:16
and you would see Batman and Robin put on their seat belts.
322
916506
2890
Oların emniyet kemerlerini bağladığını görebiliyordunuz.
15:19
Now, if Batman and Robin put on their seat belts,
323
919420
2302
Eğer Batman ve Robin emniyet kemerlerini bağlarlarsa,
15:21
you can bet that I was going to wear my seat belt, too.
324
921746
2652
benim de bağlayacağıma bahse girebilirsiniz.
15:24
I bet that show saved thousands of lives.
325
924422
2447
Bahse girerim o şov, binlerce hayat kurtardı.
15:26
And again, it works in health care, too.
326
926893
2658
Bu, sağlık hizmetlerinde de işe yarıyor.
15:29
Doctors use antibiotics more appropriately when they see how other doctors use them.
327
929575
5802
Diğer doktorların uygulamalarını görünce antibiyotikleri daha uygun kullanıyorlar.
15:35
So many activities in health care are hidden, they're unwitnessed,
328
935401
4694
Sağlık hizmetlerindeki birçok aktivite, gizli ve tanıklık edilemez
15:40
but doctors are social animals,
329
940119
2153
ama doktorlar sosyal hayvanlar.
15:42
and they perform better when they see what other doctors do.
330
942296
4474
Diğer doktorların ne yaptıklarını görünce daha iyi performans gösteriyorlar.
15:47
So social influence works in health care.
331
947355
2423
Yani sosyal etki, sağlık hizmetlerinde işe yarıyor.
15:49
So does tying it to notions of regret or to loss aversion.
332
949802
3594
Pişmanlık ya da nefret kayıplarına bağlamak da öyle.
15:53
We would never think of using these tools if we thought that everyone was rational
333
953793
5305
Eğer herkesin her zaman mantıklı olduğunu düşünseydik,
bu araçları kullanmayı düşünmezdik.
15:59
all the time.
334
959122
1522
16:00
Now, just to be clear: I am not condemning rationality.
335
960668
3171
Açık konuşmak gerekirse: Ben rasyonaliteyi suçlamıyorum.
16:03
I mean, that really would be irrational.
336
963863
1978
Bu gerçekten mantıksız olurdu,
16:06
But we all know that it's the nonrational parts of our minds
337
966537
4672
ama hepimiz biliyoruz ki bu, zihnimizin cesareti, ilhamı,
16:11
where we get courage, creativity, inspiration
338
971233
3521
yaratıcılığı ve tutkuyu alevlendiren diğer her şeyi aldığı
16:14
and everything else that sparks passion.
339
974778
2126
akılcı olmayan kısmı.
16:17
And we know something else, too.
340
977357
1857
Bir şey daha biliyoruz.
16:19
We know that we can be much more effective at improving health behavior
341
979238
3715
Eğer doğanın mantıksız yanlarını görmezden gelmek veya onlarla savaşmak yerine
16:24
if we work with the irrational parts of our nature
342
984111
3711
birlikte çalışırsak
16:27
instead of ignoring them or fighting against them.
343
987846
3096
sağlık tutumlarını geliştirmede çok daha etkili olabiliriz.
16:30
When it comes to health care,
344
990966
1834
Sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda,
16:32
understanding our irrationality is just another tool in our toolbox.
345
992824
5233
mantıksızlığımızı anlamak araç kutumuzdaki başka bir araçtır.
16:38
And harnessing that irrationality --
346
998081
2418
Bu mantıksızlıktan yararlanmak
16:40
that may be the most rational move of all.
347
1000523
3765
en rasyonel hareket olabilir.
16:44
Thank you.
348
1004312
1194
Teşekkür ederim.
16:45
(Applause)
349
1005530
4620
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7