Mammoths resurrected and other thoughts from a futurist | Stewart Brand and Chris Anderson

69,908 views ・ 2018-01-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gunperi Sisman Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
Chris Anderson: OK, Stewart,
0
12126
2271
Chris Anderson: Peki, Stewart,
00:14
in the '60s, you -- I think it was '68 -- you founded this magazine.
1
14421
4371
60'larda sen -- sanırım 68'di -- bu dergiyi çıkarmaya başlamıştın.
00:19
Stewart Brand: Bravo! It's the original one.
2
19887
2072
Stewart Brand: Bravo! Bu orijinal sayı.
00:21
That's hard to find.
3
21983
1169
Bulunması zor.
00:23
CA: Right. Issue One, right?
4
23176
1364
CA: Birinci sayı, değil mi?
00:24
SB: Mm hmm.
5
24564
1152
SB: Hı hı.
00:25
CA: Why did that make so much impact?
6
25740
2501
CA: Neden bu kadar büyük bir etki yarattı?
00:29
SB: Counterculture was the main event that I was part of at the time,
7
29381
3369
SB: O sıralarda parçası olduğum en büyük akım karşıt-kültür idi,
00:33
and it was made up of hippies and New Left.
8
33869
3080
hippilerden ve Yeni Sol'dan oluşuyordu.
00:37
That was sort of my contemporaries,
9
37797
1904
Bunlar bir nevi benim yaşıtlarımdı,
00:39
the people I was just slightly older than.
10
39725
2252
onlardan yaşça biraz daha büyüktüm.
00:42
And my mode is to look at where the interesting flow is
11
42381
5201
Ve benim tarzım, ilginç akım neredeyse oraya bakmak,
00:47
and then look in the other direction.
12
47606
1965
sonra da tersi yöne bakmak.
00:49
CA: (Laughs)
13
49595
1390
CA: (Güler)
00:51
SB: Partly, I was trained to do that as an army officer,
14
51009
2644
SB: Askeri bir subay olarak bu şekilde eğitildim
00:53
but partly, it's just a cheap heuristic to find originalities:
15
53677
3033
ancak bu, biraz da özgünlükleri keşfetmek üzere basit bir sezgi:
00:56
don't look where everybody else is looking,
16
56734
2469
Herkesin baktığı yere değil,
00:59
look the opposite way.
17
59227
1265
tam tersi yöne bak.
01:00
So the deal with counterculture is, the hippies were very romantic
18
60516
3841
Yani, karşıt kültür şöyleydi; hippiler çok romantikti
01:04
and kind of against technology,
19
64381
1847
ve bir nevi teknoloji karşıtıydılar
01:06
except very good LSD from Sandoz,
20
66252
2170
Sandoz'dan gelen çok iyi LSD dışında.
01:09
and the New Left was against technology
21
69310
3632
Yeni Sol da teknoloji karşıtıydı
01:12
because they thought it was a power device.
22
72966
2225
çünkü onun bir güç aracı olduğunu düşünüyorlardı.
01:15
Computers were: do not spindle, fold, or mutilate.
23
75654
3338
Bilgisayarlar bölünmez, bükülmez ve zarar verilemez.
01:19
Fight that.
24
79016
1232
Bununla savaşın.
01:20
And so, the Whole Earth Catalog was kind of a counter-counterculture thing
25
80684
5226
Yani the Whole Earth Catalog dergisi bir nevi karşıt kültüre karşıt bir şeydi
01:25
in the sense that I bought Buckminster Fuller's idea
26
85934
3158
Buckminster Fuller'ın fikrine katılıyordum
01:30
that tools of are of the essence.
27
90639
1823
araçların önemi büyük.
01:33
Science and engineers basically define the world in interesting ways.
28
93053
5273
Bilim ve mühendisler aslında dünyayı ilginç şekillerde tanımlıyorlar.
01:38
If all the politicians disappeared one week,
29
98350
2838
Tüm politikacılar bir haftalığına ortadan kaybolsa
01:41
it would be ... a nuisance.
30
101212
1751
bu durum... sıkıntı yaratırdı.
01:43
But if all the scientists and engineers disappeared one week,
31
103582
3294
Ancak tüm bilim insanları ve mühendisler bir haftalığına ortadan kaybolsa
01:46
it would be way more than a nuisance.
32
106900
1831
bu, bir sıkıntıdan çok daha fazlasına sebep olurdu.
01:48
CA: We still believe that, I think.
33
108755
2278
CA: Buna hâlâ inanıyoruz sanırım.
01:51
SB: So focus on that.
34
111057
2297
SB: O zaman buna odaklanalım.
01:54
And then the New Left was talking about power to the people.
35
114100
3946
Sonra, Yeni Sol, insanlara güç vermekten bahsediyordu.
01:59
And people like Steve Jobs and Steve Wozniak
36
119244
2929
Steve Jobs ve Steve Wozniak gibi insanlar buna baktılar
02:02
cut that and just said, power to people,
37
122847
2370
ve dediler ki: güç insanlara
02:06
tools that actually work.
38
126360
1556
gerçekten işe yarayan araçlarla verilmeli.
02:08
And so, where Fuller was saying don't try to change human nature,
39
128540
4825
Mesela, Fuller insan doğasını değiştirmeye çalışmayın diyordu.
02:13
people have been trying for a long time and it does not even bend,
40
133389
4138
Nitekim uzun zamandır denenmesine rağmen en ufak bir değişim olmadı.
02:17
but you can change tools very easily.
41
137551
1800
Ancak araçları çok kolay değiştirebilirsiniz.
02:19
So the efficient thing to do if you want to make the world better
42
139375
3081
Yani, dünyayı daha iyi bir yer yapmak istiyorsanız, en etkili yol,
02:22
is not try to make people behave differently like the New Left was,
43
142480
3462
Yeni Sol'un yaptığı gibi, insanları farklı davranmaya zorlayarak değil,
02:25
but just give them tools that go in the right direction.
44
145966
2934
onlara doğru yöne gitmelerini sağlayacak araçlar vererek olmalı.
02:28
That was the Whole Earth Catalog.
45
148924
1830
Whole Earth Catalog böyle bir şeydi.
02:30
CA: And Stewart, the central image -- this is one of the first images,
46
150778
3373
CA: Stewart, merkezdeki resim
insanlığın Dünya'yı uzaydan ilk gördükleri resimlerden biri.
02:34
the first time people had seen Earth from outer space.
47
154175
2606
02:36
That had an impact, too.
48
156805
1289
Bunun da bir etkisi oldu.
02:38
SB: It was kind of a chance that in the spring of '66,
49
158469
3854
SB: 66 senesinin bahar aylarında şans eseri bir şekilde,
02:42
thanks to an LSD experience on a rooftop in San Francisco,
50
162347
2897
San Fransisco'da bir damda yaşadığım bir LSD tecrübesi ile,
Fuller'in bahsettiği bir şey hakkında tekrar düşünmeye başladım.
02:45
I got thinking about, again, something that Fuller talked about,
51
165268
3078
02:48
that a lot of people assume that the Earth is flat
52
168370
2379
Dünya'nın düz olduğunu varsayan ve kaynaklarının da
02:50
and kind of infinite in terms of its resources,
53
170773
2239
bir nevi sınırsız olduğunu düşünen birçok insan var.
02:53
but once you really grasp that it's a sphere
54
173036
2240
Ancak aslında Dünya'nın yuvarlak olduğunu
02:55
and that there's only so much of it,
55
175300
2236
ve kaynaklarının da sınırlı olduğunu anladığınızda
02:57
then you start husbanding your resources
56
177560
2443
sınırlı bir sistemin kaynaklarını
03:00
and thinking about it as a finite system.
57
180027
1990
daha idareli kullanmaya başlıyorsunuz.
03:02
"Spaceship Earth" was his metaphor.
58
182041
2170
''Uzay gemisi Dünya'' onun bir metaforuydu.
03:04
And I wanted that to be the case,
59
184235
2940
Ve ben de bunu yansıtmak istedim
03:07
but on LSD I was getting higher and higher on my hundred micrograms
60
187199
4649
ancak 100 mikrogramlık LSD'nin etkisiyle San Fransisco'da bir çatıda
03:11
on the roof of San Francisco,
61
191872
2041
yükseldikçe yükselirken
03:14
and noticed that the downtown buildings which were right in front of me
62
194961
4488
tam önümde duran şehir merkezindeki binaların
03:19
were not all parallel, they were sort of fanned out like this.
63
199473
3236
aslında paralel değil de şu şekilde konumlandığını fark ettim.
03:22
And that's because they are on a curved surface.
64
202733
3482
Bu da eğimi olan bir yüzeyde olmalarından kaynaklanıyordu.
03:26
And if I were even higher, I would see that even more clearly,
65
206239
2966
Eğer biraz daha yükselebilsem bunu daha da net görebilecek
03:29
higher than that, more clearly still,
66
209229
1782
daha da yükselirsem, daha net olacak
ve yeterli yüksekliğe ulaşınca
03:31
higher enough, and it would close,
67
211035
1650
03:32
and you would get the circle of Earth from space.
68
212709
2334
eğim kapanacak ve uzaydan yuvarlak bir Dünya görecektiniz.
03:35
And I thought, you know, we've been in space for 10 years --
69
215067
2917
Ve düşündüm de, biliyorsunuz, uzaya gideli 10 yıl olmuş
03:38
at that time, this is '66 --
70
218008
2014
-- 66 senesinden bahsediyoruz
03:40
and the cameras had never looked back.
71
220046
1940
ve kameralar hiç geriye bakmamış.
03:42
They'd always been looking out or looking at just parts of the Earth.
72
222010
3502
Hep dışarıya doğru dönük olmuş veya Dünya'nın bazı yerlerine bakmış.
03:45
And so I said, why haven't we seen a photograph of the whole Earth yet?
73
225536
4473
Sonra dedim ki, neden Dünya'nın bütününün bir resmini hiç görmedik?
03:50
And it went around and NASA got it and senators, secretaries got it,
74
230033
3464
Bu da dolaşıp, NASA'ya, Senatörlere, bakanlıklara
03:53
and various people in the Politburo got it,
75
233521
2118
ve Politburo'daki bazı başka insanlara
03:55
and it went around and around.
76
235663
1489
ve birçok yere daha gitti.
03:57
And within two and a half years,
77
237176
1590
Bundan iki buçuk yıl içerisinde,
03:58
about the time the Whole Earth Catalog came out,
78
238790
2277
tam da Whole Earth Catalog çıkıyorken
04:01
these images started to appear,
79
241091
1557
bu resimler ortaya çıkmaya başladı
04:02
and indeed, they did transform everything.
80
242672
2141
ve gerçekten de bunlar, her şeyi değiştirdi.
04:04
And my idea of hacking civilization
81
244837
4002
Benim medeniyeti ''hackleme'' fikrim
04:09
is that you try to do something lazy and ingenious
82
249514
4204
sıkıcı ve yaratıcı bir şeyler yapmaya çalışıp
04:13
and just sort of trick the situation.
83
253742
2702
olayı aldatmaya çalışmaktır.
04:16
So all of these photographs that you see --
84
256468
2014
Yani bu görmekte olduğunuz resimlerin tümü --
04:18
and then the march for science last week,
85
258506
2082
ve geçen haftaki bilim yürüyüşünde
04:20
they were carrying these Whole Earth banners and so on --
86
260612
2834
''Whole Earth'' pankartları taşıyanlar--
04:23
I did that with no work.
87
263470
2694
tüm bunları hiç çalışmadan yaptım.
04:26
I sold those buttons for 25 cents apiece.
88
266188
2252
O armaları tanesi 25 sente sattım.
04:28
So, you know, tweaking the system
89
268464
3429
Yani, anladığınız gibi, sistemi aldatmak
04:32
is, I think, not only the most efficient way to make the system go
90
272945
3199
sistemi ilginç yönlere götürmenin
04:36
in interesting ways,
91
276168
1167
en etkili yolu olduğu gibi
04:37
but in some ways, the safest way,
92
277359
1668
aynı zamanda da en güvenilir yoludur.
04:39
because when you try to horse the whole system around in a big way,
93
279051
3475
Çünkü tüm sistemi tamamen değişime itmeye çalışınca,
04:42
you can get into big horsing-around problems,
94
282550
2953
büyük oyalantılara girebilirsiniz.
04:45
but if you tweak it, it will adjust to the tweak.
95
285527
2828
Ancak sistemi inceden değiştirirseniz, değişime ayak uyduracaktır.
04:48
CA: So since then, among many other things,
96
288379
2106
CA: Bu arada siz, birçok diğer alanda olduğu gibi,
04:50
you've been regarded as a leading voice in the environmental movement,
97
290509
3327
çevre hareketinin de öncü isimlerden biri olarak anılıyorsunuz
04:53
but you are also a counterculturalist,
98
293860
1936
ama aynı zamanda bir karşı-kültürcüsünüz
04:55
and recently, you've been taking on a lot of,
99
295820
3426
ve yakın zamanda sık sık şundan bahsediyorsunuz,
04:59
well, you've been declaring
100
299270
1346
daha doğrusu deklare ediyorsunuz,
05:00
what a lot of environmentalists almost believe are heresies.
101
300640
2852
birçok çevrecinin inançlarının sapkınlıklar olduğunu söylüyorsunuz.
05:03
I kind of want to explore a couple of those.
102
303516
2126
Bunlardan birkaç tanesini sizinle incelemek istiyorum.
05:05
I mean, tell me about this image here.
103
305666
1863
Bana bu resimden bahsedebilir misiniz?
05:08
SB: Ha-ha!
104
308600
1396
SB: Ha-ha!
05:10
That's a National Geographic image
105
310020
2923
Bu National Geographic'den bir resim.
05:12
of what is called the mammoth steppe,
106
312967
3119
Mamut bozkırı diye anılıyor,
05:16
what the far north, the sub-Arctic and Arctic region, used to look like.
107
316635
3759
Kuzey Kutbu ve yamacının eskiden nasıl olduğunu gösteriyor.
05:20
In fact, the whole world used to look like that.
108
320824
2896
Aslında tüm dünya böyle bir yerdi.
05:24
What we find in South Africa and the Serengeti now,
109
324260
3336
Güney Afrika ve Seregenti'de bugün bulduklarımız,
05:27
lots of big animals,
110
327620
1634
bir sürü büyük hayvan,
05:29
was the case in this part of Canada,
111
329278
3372
aslında Kanada, ABD, Avrasya
05:32
throughout the US, throughout Eurasia, throughout the world.
112
332674
2940
ve tüm dünya için de geçerliydi.
05:35
This was the norm
113
335638
1203
Bu kaideydi
05:37
and can be again.
114
337350
2238
ve yine olması mümkün.
05:40
So in a sense,
115
340470
1841
Yani buna göre,
05:42
my long-term goal at this point is to not only bring back those animals
116
342335
5634
benim uzun vadeli planım, sadece bu hayvanları
05:47
and the grassland they made,
117
347993
2086
ve otlaklarını geri getirmek
05:50
which could be a climate stabilization system over the long run,
118
350103
5376
ve uzun vadede iklimi de stabil hâle getirecek bir sistem olması değil,
05:55
but even the mammoths there in the background
119
355503
2300
en arkada duran mamutlar da
05:57
that are part of the story.
120
357827
1747
bu hikâyenin bir parçasıdır.
05:59
And I think that's probably a 200-year goal.
121
359598
3968
Sanırım bu 200 yıllık bir hedef.
06:04
Maybe in 100, by the end of this century,
122
364183
2529
Bu 100 yıl da olabilir,
06:06
we should be able to dial down the extinction rate
123
366736
2362
eğer nesil tükenme hızını düşürüp
06:09
to sort of what it's been in the background.
124
369122
2066
bu resimdeki hâle indirgeyebilirsek.
Bu seviyedeki bir biyo bolluğu geriye getirmek çok uzun alacak
06:11
Bringing back this amount of bio-abundance will take longer,
125
371212
2837
06:14
but it's worth doing.
126
374073
1157
ama bu gerçekleştirmeye değer.
06:15
CA: We'll come back to the mammoths,
127
375254
1743
CA: Mamutlara geri geleceğim
06:17
but explain how we should think of extinctions.
128
377021
3744
ama bize nesil tükenmesini nasıl düşünmemiz gerektiğini anlatır mısın?
06:20
Obviously, one of the huge concerns right now
129
380789
3269
Bildiğiniz gibi, şu andaki en büyük endişelerden biri de
06:24
is that extinction is happening at a faster rate than ever in history.
130
384082
4846
nesil tükenme hızının tarihteki en hızlı seviyede olmasıdır.
06:28
That's the meme that's out there.
131
388952
2405
Dışarıdaki söylemler bu şekilde.
06:31
How should we think of it?
132
391381
1364
Bunun hakkında nasıl düşünmeliyiz?
06:33
SB: The story that's out there
133
393145
1536
SB: Dışarıdaki hikâyelere göre
06:34
is that we're in the middle of the Sixth Extinction
134
394705
2662
bizler 6. Nesil Tükenişinin tam ortasında
06:37
or maybe in the beginning of the Sixth Extinction.
135
397391
2500
veya 6. Nesil Tükenişinin tam başında bir yerdeyiz.
06:39
Because we're in the de-extinction business,
136
399915
2227
Ama bizler anti-tükeniş işinde olduğumuz için
06:42
the preventing-extinction business with Revive & Restore,
137
402166
3065
ya da tükenişi-önleme için Canlandırma & Geri Getirme işinde olarak,
06:45
we started looking at what's actually going on with extinction.
138
405255
3067
nesil tükenişi olan şeyin ne olduğunu incelemeye başladık.
06:48
And it turns out, there's a very confused set of data out there
139
408346
4332
Bulduk ki, dışarıda çok karıştırılmış veri setleri var
06:52
which gets oversimplified
140
412702
2393
bu veriler de basite indirgenmekte
06:55
into the narrative of we're becoming ...
141
415119
3052
ve olacaklar hakkında hikâyelere dönüşüyor...
06:58
Here are five mass extinctions that are indicated by the yellow triangles,
142
418195
5654
Burada sarı üçgenler beş hızlı nesil tükenişini gösteriyor.
07:03
and we're now next.
143
423873
2963
Sıradaki biziz.
07:06
The last one there on the far right
144
426860
1853
Sağda en sonda olan
07:08
was the meteor that struck 66 million years ago
145
428737
3151
66 milyar önce vuran meteorun
07:11
and did in the dinosaurs.
146
431912
1449
dinozorlara yaptığıdır.
07:14
And the story is, we're the next meteor.
147
434139
2111
Şimdiki hikâyeye göre, meteor olan bizleriz.
07:17
Well, here's the deal.
148
437494
1179
Durum aslında şu:
07:18
I wound up researching this for a paper I wrote,
149
438697
2915
Kendi yazdığım bir makalede bunu araştırdım,
07:21
that a mass extinction is when 75 percent of all the species
150
441636
5877
kitlesel nesil tükenişi tüm türlerin yüzde 75'inin
07:27
in the world go extinct.
151
447537
1522
dünyadan tükenmesi demektir.
07:31
Well, there's on the order of five-and-a-half-million species,
152
451163
3157
Aslında var olan beş buçuk milyon türün
07:34
of which we've identified one and a half million.
153
454344
2508
sadece bir buçuk milyonunu tanımlayabildik.
07:36
Another 14,000 are being identified every year.
154
456876
2936
14.000 tür kadar da her yıl tanımlıyoruz.
07:39
There's a lot of biology going on out there.
155
459836
2235
Burada çok fazla biyoloji var
07:42
Since 1500,
156
462584
1812
1500'den beri,
07:45
about 500 species have gone extinct,
157
465587
2591
yaklaşık 500 türün nesli tükendi
07:49
and you'll see the term "mass extinction" kind of used in strange ways.
158
469077
3978
ve ''kitlesel nesil tükenişi'' deyiminin çok garip kullanımlarını görüyorsunuz.
07:53
So there was, about a year and a half ago,
159
473079
2731
Bundan bir buçuk yıl kadar önce,
07:55
a front-page story by Carl Zimmer in the New York Times,
160
475834
3049
New York Times'ta Carl Zimmer'in bir manşet haberine göre,
07:58
"Mass Extinction in the Oceans, Broad Studies Show."
161
478907
3086
''Geniş araştırmalar okyanuslarda kitlesel tükenişi gösteriyor,''
08:02
And then you read into the article, and it mentions that since 1500,
162
482620
3663
Sonra haberi okuyunca 1500 yılından bu yana
08:06
15 species -- one, five -- have gone extinct in the oceans,
163
486307
4959
15 türün -- yani: bir, beş-- okyanuslardan tükendiğini anlatıyor.
08:11
and, oh, by the way, none in the last 50 years.
164
491290
2736
Bu arada son 50 yılda hiçbir neslin tükenmediği de yazıyor.
08:14
And you read further into the story, and it's saying,
165
494050
2549
Haberi daha da okursanız diyor ki
08:16
the horrifying thing that's going on
166
496623
1761
korkunç olan şey
08:18
is that the fisheries are so overfishing the wild fishes,
167
498408
3856
balıkçılar aşırı olarak vahşi balıkları avlayarak
08:22
that it is taking down the fish populations in the oceans
168
502288
3538
okyanuslardaki balık nüfuslarını
08:25
by 38 percent.
169
505850
1289
yüzde 38 oranında azaltıyor.
08:27
That's the serious thing.
170
507591
1963
Bu ciddi bir durum.
08:29
None of those species are probably going to go extinct.
171
509578
2820
Ancak bu türler muhtemelen nesillerinin tükenmesiyle karşı karşıya değil.
08:32
So you've just put, that headline writer
172
512422
3949
Yani bu başlığı yazan yazar
08:36
put a panic button
173
516395
2221
hikâyenin en başına
08:38
on the top of the story.
174
518640
1497
bir panik düğmesi koymuş.
08:40
It's clickbait kind of stuff,
175
520161
1771
Bu tık tuzağı türü şeyler,
08:41
but it's basically saying, "Oh my God, start panicking,
176
521956
3090
ama kısaca diyor ki, ''Tanrım, panik olmaya başla
08:45
we're going to lose all the species in the oceans."
177
525070
2494
çünkü okyanustaki tüm türleri kaybedeceğiz.''
08:47
Nothing like that is in prospect.
178
527588
2615
Ufukta öyle birşey aslında yok.
08:50
And in fact, what I then started looking into in a little more detail,
179
530842
3712
Buna daha da detaylı baktığımda,
08:55
the Red List shows about 23,000 species that are considered threatened
180
535379
4104
IUCN Kırmızı Listesi 23.000 türün bir şekilde
08:59
at one level or another,
181
539507
1330
tehlikede olduğunu gösteriyor,
09:00
coming from the International Union for the Conservation of Nature, the IUCN.
182
540861
3884
Dünya Doğa Koruma Birliği, IUCN'ye göre.
09:04
And Nature Magazine had a piece surveying the loss of wildlife,
183
544769
5021
Nature Dergisi de kaybolan vahşi yaşamı araştıran
09:09
and it said,
184
549814
1168
bir hikâyesinde dedi ki:
09:11
"If all of those 23,000 went extinct
185
551006
3141
''Eğer önümüzdeki 100 yılda
09:14
in the next century or so,
186
554171
1939
23.000 türün nesli tükenirse
09:16
and that rate of extinction carried on for more centuries and millennia,
187
556134
4885
ve eğer bu nesil tükeniş hızı aynı hızla bir sonraki asır
09:21
then we might be at the beginning of a sixth extinction.
188
561043
4253
ve bin yıla kadar uzanırsa, o zaman 6. Tükenişin başına ulaşmış olabiliriz.''
09:25
So the exaggeration is way out of hand.
189
565945
2004
Yani abartılar kontrolden çıkmış durumda.
09:27
But environmentalists always exaggerate.
190
567973
1917
Ama çevreciler her zaman abartırlar.
09:29
That's a problem.
191
569914
1169
Bu bir problem.
09:31
CA: I mean, they probably feel a moral responsibility to,
192
571107
3156
CA: Sanırım bunu yaparken de ahlaki bir sorumluluk hissediyorlar
09:34
because they care so much about the thing that they are looking at,
193
574287
3201
çünkü ilgilendikleri konuyla o kadar bağlılar ki
09:37
and unless you bang the drum for it, maybe no one listens.
194
577512
2935
eğer abartmazlarsa kimse onları dinlemeyecek.
09:40
SB: Every time somebody says moral this or moral that --
195
580471
3097
SB: Her ne zaman birisi ahlaki şu, ahlaki bu dediği zaman...
09:43
"moral hazard," "precautionary principle" --
196
583592
2939
''ahlaki tehlike'' ''önlem nitelikli tedbir'' --
09:46
these are terms that are used to basically say no to things.
197
586555
4068
bunlar aslında bazı şeylere hayır demek için kullanılan terimler.
09:51
CA: So the problem isn't so much fish extinction, animal extinction,
198
591486
3706
CA: Peki eğer sorun balık neslinin tükenmesi,
hayvan nesillerinin tükenmesi değilse, balıkların ve hayvanların artması
09:55
it's fish flourishing, animal flourishing,
199
595216
2791
09:58
that we're crowding them to some extent?
200
598031
2502
ve aşırı kalabalıklaşmamız mı?
10:00
SB: Yeah, and I think we are crowding, and there is losses going on.
201
600557
4259
SB: Evet, bence kalabalıklaşıyoruz ve bu da kayıplara sebebiyet veriyor.
10:04
The major losses are caused by agriculture,
202
604840
3044
Büyük kayıplar, tarım nedeniyle oluşuyor.
10:07
and so anything that improves agriculture and basically makes it more condensed,
203
607908
5617
Tarımı geliştiren bir sürü şey,
10:13
more highly productive,
204
613549
1702
tarımı daha yoğun ve üretken kılan
10:15
including GMOs, please,
205
615275
1979
GDO'lar dâhil ,lütfen,
10:17
but even if you want to do vertical farms in town,
206
617278
2536
şehirlerde dikey çiftlikler yapmak bile isteseniz
10:19
including inside farms,
207
619838
1263
çiftlikler dâhil,
10:21
all the things that have been learned about how to grow pot in basements,
208
621125
3631
bodrum katında esrar üretmek hakkında öğrenilen her şey
10:24
is now being applied to growing vegetables inside containers --
209
624780
3181
artık konteynerler içinde sebze yetiştirmek için kullanılıyor --
10:27
that's great, that's all good stuff,
210
627985
1868
ve bu harika, süper şeyler
10:29
because land sparing is the main thing we can do for nature.
211
629877
4032
çünkü doğaya yer bırakmak doğa için yapabileceğimiz en ana şey.
10:34
People moving to cities is good.
212
634270
1816
İnsanların şehirlere taşınması iyi bir şey.
10:36
Making agriculture less of a destruction of the landscape is good.
213
636424
4762
Tarlaları talan etmeyen tarım iyi bir şey.
10:41
CA: There people talking about bringing back species, rewilding ...
214
641210
3205
CA: Tükenmiş nesilleri geri getirmek isteyenler var...vahşi yaşama katmak.
10:44
Well, first of all, rewilding species: What's the story with these guys?
215
644439
3526
Öncelikle, vahşi-yaşama tür katma: Bu insanlar neden bahsediyor?
10:47
SB: Ha-ha! Wolves.
216
647989
1713
SB: Ha-ha! Kurtlar!
10:50
Europe, connecting to the previous point,
217
650433
3185
Bir önceki konuya bağlayacak olursam,
10:53
we're now at probably peak farmland,
218
653642
2359
Avrupa'da şu anda çiftçilikte en üst seviyedeyiz
10:56
and, by the way, in terms of population,
219
656025
1940
ve bu arada nüfus olarak da
10:57
we are already at peak children being alive.
220
657989
2576
hayatta kalan çocuk sayısında da en üst seviyedeyiz.
11:00
Henceforth, there will be fewer and fewer children.
221
660589
2485
Bu sebeple, çocuk sayıları azaldıkça azalacak.
11:03
We are in the last doubling of human population,
222
663098
3611
İnsan nüfusunun katlandığı son noktadayız
11:06
and it will get to nine, maybe nine and a half billion,
223
666733
4104
ve dokuz milyar veya dokuz buçuk milyara ulaşınca
11:10
and then start not just leveling off, but probably going down.
224
670861
3395
artmamaya ve muhtemelen aşağı inmeye başlayacak.
11:14
Likewise, farmland has now peaked,
225
674708
2923
Aynı şekilde, çiftlik arazileri de en üst seviyede
11:17
and one of the ways that plays out in Europe
226
677655
3520
ve bunun sonuçlarından birisi de
11:21
is there's a lot of abandoned farmland now,
227
681199
3052
Avrupa'da terkedilmiş ormana dönen
11:24
which immediately reforests.
228
684275
1753
birçok tarım arazisi var.
11:26
They don't do wildlife corridors in Europe.
229
686052
2411
Avrupa'da vahşi yaşam koridorları yapıyorlar.
11:28
They don't need to, because so many of these farms are connected
230
688923
3098
Buna ihtiyaçları yok, çünkü bu tarlaların birçoğu birbirine bağlı
11:32
that they've made reforested wildlife corridors,
231
692045
2987
ormana dönüşmüş vahşi yaşam koridorları
11:35
that the wolves are coming back, in this case, to Spain.
232
695056
3095
ve bu sebeple de kurtlar geri dönüyor, İspanya'da olduğu gibi.
11:38
They've gotten all the way to the Netherlands.
233
698175
2542
Hollanda'ya kadar ulaştılar.
11:40
There's bears coming back. There's lynx coming back.
234
700741
3556
Ayılar da geri dönüyor. Vaşaklar da geri dönüyor.
11:44
There's the European jackal. I had no idea such a thing existed.
235
704321
3181
Avrupa çakalını görebilirsiniz. Varlığından haberim bile yoktu.
11:47
They're coming back from Italy to the rest of Europe.
236
707526
2567
İtalya üzerinden tüm Avrupa'ya yayılıyorlar.
11:50
And unlike here, these are all predators, which is kind of interesting.
237
710117
3491
Buradakinin aksine bunların tümü de avcı hayvanlar, ki bu çok ilginç.
11:53
They are being welcomed by Europeans. They've been missed.
238
713632
3415
Avrupalılar onları iyi karşılıyor. Özlenmişler.
11:57
CA: And counterintuitively, when you bring back the predators,
239
717071
2997
CA: Ve genel kanının aksine, avcı hayvanları geri getirdiğiniz zaman
12:00
it actually increases rather than reduces
240
720092
2112
aslında ekosistemin çeşitliliğini
12:02
the diversity of the underlying ecosystem often.
241
722228
2263
azaltmak yerine aslında arttırıyorlar.
12:04
SB: Yeah, generally predators and large animals --
242
724515
3756
SB: Evet, aslında avcılar ve büyük hayvanlar --
12:08
large animals and large animals with sharp teeth and claws --
243
728295
3242
büyük hayvanlar ve keskin dişleri ve pençeleri olan hayvanlar --
12:11
are turning out to be highly important for a really rich ecosystem.
244
731561
5106
zengin bir ekosistem için çok önemli oluyorlar.
12:16
CA: Which maybe brings us to this rather more dramatic rewilding project
245
736691
3948
CA: Bu da bizi aslında senin de dâhil olduğun
bu çok daha önemli vahşi yaşama katma projesine getiriyor.
12:20
that you've got yourself involved in.
246
740663
1889
12:22
Why would someone want to bring back these terrifying woolly mammoths?
247
742576
3396
Biri bu korkunç tüylü mamutları neden geri getirmek istiyor olabilir ki?
12:25
SB: Hmm. Asian elephants are the closest relative
248
745996
2874
SB: Asya Filleri tüylü mamutun
12:28
to the woolly mammoth,
249
748894
2293
en yakın akrabasıdır
12:31
and they're about the same size, genetically very close.
250
751211
2889
ve yaklaşık olarak aynı boyuttalar, genetik olarak çok yakınlar.
12:34
They diverged quite recently in evolutionary history.
251
754124
4053
Evrim tarihinin yakın bir noktasında farklılaştılar.
12:38
The Asian elephants are closer to woolly mammoths
252
758201
2383
Asya filleri, tüylü mamutlara
12:40
than they are to African elephants,
253
760608
1795
Afrika fillerinden daha yakındırlar
12:42
but they're close enough to African elephants
254
762427
2207
ancak Afrika fillerine de yeteri kadar yakın olduklarından
12:44
that they have successfully hybridized.
255
764658
2049
başarıyla melez oldular.
12:47
So we're working with George Church at Harvard,
256
767486
3658
Harvard'dan George Church ile çalışıyoruz,
12:51
who has already moved the genes for four major traits
257
771168
4069
dört büyük gen karakterini
12:55
from the now well-preserved, well-studied genome of the woolly mammoth,
258
775261
6072
tüylü mamutun başarıyla korunmuş ve çok araştırılmış genomundan
13:01
thanks to so-called "ancient DNA analysis."
259
781357
2948
taşımayı ''antik DNA analizi'' prosedürüyle başardı.
13:05
And in the lab, he has moved those genes into living Asian elephant cell lines,
260
785178
5783
Ve laboratuvarda bu genleri yaşayan Asya fil hücrelerine
13:10
where they're taking up their proper place thanks to CRISPR.
261
790985
3291
yerleştirerek CRISPR sayesinde doğru noktalara oturmasını sağlıyor.
13:14
I mean, they're not shooting the genes in like you did with genetic engineering.
262
794300
3835
Demek istediğim, genleri genetik mühendisliğindeki gibi hedefleyip
13:18
Now with CRISPR you're editing, basically, one allele,
263
798159
3289
vurmuyorlar CRISPR ile, gen kurguluyorsunuz- yani bir alelli
13:21
and replacing it in the place of another allele.
264
801472
3320
başka bir alellin yerine yerleştiriyorsunuz.
13:25
So you're now getting basically Asian elephant germline cells
265
805352
6303
Böylece aslında Asya filine kalıtımsal olarak
13:31
that are effectively in terms of the traits that you're going for
266
811679
3850
Arktik'de uyum sağlayabileceği
13:35
to be comfortable in the Arctic,
267
815553
2504
karakteristiklerin aynısını
13:38
you're getting them in there.
268
818899
1447
yerleştiriyorsunuz.
13:40
So we go through the process
269
820370
1600
Bunu da bir taşıyıcı anne kanalıyla
13:41
of getting that through a surrogate mother,
270
821994
2684
devam ettirdiğimiz bir süreçle
13:44
an Asian elephant mother.
271
824702
1543
anne Asya filine koyuyoruz.
13:46
You can get a proxy, as it's being called by conservation biologists,
272
826269
4698
Konservasyon biyologlarının deyimiyle tüylü mamutun
13:50
of the woolly mammoth,
273
830991
1401
bir taşıyıcı aracılığıyla
13:52
that is effectively a hairy, curly-trunked, Asian elephant
274
832416
5187
yani, tüylü, kıvrımlı gövdeli Asya filinin
13:57
that is perfectly comfortable in the sub-Arctic.
275
837627
2945
Arktik yamacında rahat yaşayabilen hâli.
14:00
Now, it's the case, so many people say,
276
840596
2091
Birçok insan diyor ki:
14:02
"Well, how are you going to get them there?
277
842711
2008
''peki, bunları oraya nasıl götüreceksin?'
14:04
And Asian elephants, they don't like snow, right?"
278
844743
2367
Asyalı filler karı sevmiyorlar, değil mi?''
14:07
Well, it turns out, they do like snow.
279
847134
1884
Aslında, karı seviyorlar.
14:09
There's some in an Ontario zoo
280
849042
1540
Ontario Hayvanat Bahçesinde birkaç tane var
14:10
that have made snowballs bigger than people.
281
850606
2283
insanlardan daha büyük kartopları yapmışlar.
14:12
They just love -- you know, with a trunk, you can start a little thing,
282
852913
3470
Bayılıyorlar -- gövdeleriyle küçük bişey başlatıp
14:16
roll it and make it bigger.
283
856407
1642
sürükleyerek büyütüyorlar.
14:18
And then people say,
284
858749
1275
Sonra insanlar diyor ki,
14:20
"Yeah, but it's 22 months of gestation.
285
860048
3470
''Evet, ancak bu 22 aylık bir gebelik süreci.
14:25
This kind of cross-species cloning is tricky business, anyway.
286
865733
4541
Bu şekilde türler arası klonlama yapmak biraz riskli bir iş.
14:30
Are you going to lose some of the surrogate Asian elephant mothers?"
287
870298
3265
Bazı taşıyıcı anne Asya fillerini kaybedecek misiniz?''
14:33
And then George Church says, "That's all right.
288
873587
2203
O zaman da George Church der ki ''Bu sorun değil.''
14:35
We'll do an artificial uterus and grow them that way."
289
875814
2568
yapay bir rahim yapıp, onları bunun içinde yetiştiririz.''
14:38
Then people say, "Yeah, next century, maybe,"
290
878406
2270
O zaman da insanlar ''evet belki önümüzdeki asırda'' diyorlar.
14:40
except the news came out this week in Nature
291
880700
2254
Ancak, bu haftaki Nature dergisinde çıkan bir haber
14:42
that there's now an artificial uterus in which they've grown a lamb
292
882978
4323
yapay bir rahim içerisinde bir yavru kuzuyu
14:47
to four weeks.
293
887325
1437
dört haftaya kadar yetiştirebildiklerini yazıyordu.
14:48
That's halfway through its gestation period.
294
888786
2724
Bu gebelik sürecinin yarısı kadar olan bir süre.
14:52
So this stuff is moving right along.
295
892067
2272
Yani bu alanda ilerleme kaydediyoruz.
14:54
CA: But why should we want a world where --
296
894363
2749
CA: Ama neden biz böyle bir dünya isteyelim ki --
14:57
Picture a world where there are thousands of these things
297
897136
2719
Yani bunlardan binlercesinin
14:59
thundering across Siberia.
298
899879
1957
Siberya'da dolandığını düşünelim.
15:01
Is that a better world?
299
901860
1274
Bu daha iyi bir dünya mı olur?
15:03
SB: Potentially. It's --
300
903158
1801
SB: Muhtemelen. --
15:04
(Laughter)
301
904983
1619
(Gülüşmeler)
15:06
There's three groups, basically, working on the woolly mammoth seriously:
302
906626
4995
Tüylü mamut üzerine ciddi olarak çalışan üç grup var:
15:11
Revive & Restore, we're kind of in the middle;
303
911645
2286
Canlandırma & Geri Getirme: biz ortada bir yerdeyiz-
15:13
George Church and the group at Harvard that are doing the genetics in the lab;
304
913955
3691
George Church ve Harvard'da laboratuvarda genetikle uğraşan bir grup olarak.
15:17
and then there's an amazing old scientist named Zimov
305
917670
6157
Sonra kuzey Sibirya'da çalışan
15:23
who works in northern Siberia,
306
923851
4240
yaşlı bir bilim insanı olan mükemmel Zimov
15:28
and his son Nikita, who has bought into the system,
307
928115
3124
ve onun bu sisteme doğmuş oğlu Nikita ile,
15:31
and they are, Sergey and Nikita Zimov have been, for 25 years,
308
931263
6310
Sergey, Nikita ve Zimov, 25 yıldır
15:37
creating what they call "Pleistocene Park,"
309
937597
2407
''Pleistosen Parkı'' dedikleri bir şey üzerine
15:40
which is a place in a really tough part of Siberia that is pure tundra.
310
940028
4885
koşulları zor ve tamamı tundra olan Sibirya'da çalışmaktalar.
15:45
And the research that's been done shows
311
945858
2368
Yapılan araştırmalar da gösteriyor ki
15:48
that there's probably one one-hundredth of the animals on the landscape there
312
948250
5329
orada olan hayvanların
artık sadece yüzde biri hayatta.
15:53
that there used to be.
313
953603
1373
15:55
Like that earlier image, we saw lots of animals.
314
955000
2456
Daha önceki resimde olduğu gibi, birçok hayvan gördük.
15:57
Now there's almost none.
315
957480
1298
Ama artık hiç yok gibi.
15:59
The tundra is mostly moss, and then there's the boreal forest.
316
959199
3549
Tundra çoğunlukla yosun ve sonrasında da tayga.
16:02
And that's the way it is, folks. There's just a few animals there.
317
962772
3128
İşte hepsi bu kadar dostlar. Orada sadece birkaç tane hayvan var.
16:05
So they brought in a lot of grazing animals:
318
965924
2146
İşte böyle bir yere, bir sürü otlak hayvan götürdüler:
16:08
musk ox, Yakutian horses, they're bringing in some bison,
319
968094
3105
misk sığırı, Yakutan atları, birkaç bizon getiriyorlar,
16:11
they're bringing in some more now,
320
971223
1788
birkaç tane daha getiriyorlar
16:13
and put them in at the density that they used to be.
321
973035
3176
ve eskiden oldukları yoğunluğa getiriyorlar.
16:16
And grasslands are made by grazers.
322
976235
2992
Otlananlar, yeşillik getiriyorlar.
16:19
So these animals are there, grazing away,
323
979251
3591
Yani bu hayvanlar orada otlanırken
16:22
and they're doing a couple of things.
324
982866
1856
aslında birkaç şey yapıyorlar.
16:24
First of all, they're turning the tundra, the moss, back into grassland.
325
984746
3672
İlk olarak, çoğunlukla yosun olan tundrayı tekrar yeşil alana döndürüyorlar.
16:28
Grassland fixes carbon.
326
988442
1821
Yeşil alan karbonu düzenliyor.
16:30
Tundra, in a warming world, is thawing and releasing a lot of carbon dioxide
327
990287
4810
Tundra, ısınan bir dünyada eriyerek daha fazla karbondioksit ortaya çıkarıyor
16:35
and also methane.
328
995121
1699
ve aynı zamanda metan.
16:36
So already in their little 25 square miles,
329
996844
2897
Ve böylece küçük 65 km karelik alanda
16:39
they're doing a climate stabilization thing.
330
999765
2290
iklim stabilizasyonu gibi bir şey yapıyorlar.
16:42
Part of that story, though,
331
1002596
2012
Bu hikâyenin bir kısmı daha var,
16:44
is that the boreal forest is very absorbent to sunlight,
332
1004632
4869
o da, tayga ormanının güneş ışığını çok emici olmasıdır.
16:49
even in the winter when snow is on the ground.
333
1009525
2595
Kışın tüm kar yerdeyken bile.
16:52
And the way the mammoth steppe,
334
1012144
1656
Kuzey kutbu yamacında
16:53
which used to wrap all the way around the North Pole --
335
1013824
2623
mamut bozkırında olduğu gibi
16:56
there's a lot of landmass around the North Pole --
336
1016471
2388
Kuzey kutbu etrafında yeşil arazi olan
16:58
that was all this grassland.
337
1018883
2751
çok arazi var.
17:01
And the steppe was magnificent,
338
1021658
2621
Bu bozkır mükemmeldi,
17:04
probably one of the most productive biomes in the world,
339
1024303
4306
sanırım dünyanın en üretken biyomlardan biri
17:08
the biggest biome in the world.
340
1028633
1658
en büyük biyomdu.
17:11
The forest part of it, right now, Sergey Zimov and Nikita
341
1031052
4158
Ormanlık kısmına şimdi Sergey Zimov ve Nikita
17:15
go out with this old military tank they got for nothing,
342
1035234
3242
bu parasız aldıkları eski askeri tankla gidip
17:18
and they knock down the trees.
343
1038500
1748
ağaçları söktüler.
17:20
And that's a bore, and it's tiresome,
344
1040272
3002
Bu çok sıkıcı ve yorucu
17:23
and as Sergey says, "... and they make no dung!"
345
1043298
2823
ve Sergey'in dediği gibi, ''...hiç dışkılamıyorlar!''
17:26
which, by the way, these big animals do, including mammoths.
346
1046145
3709
ki aslında mamutlar gibi büyük hayvanlar bunları yaparlar.
17:29
So mammoths become what conservation biologists call
347
1049878
2922
Böylelikle mamutlara, konservasyon biyologları
17:32
an umbrella species.
348
1052824
1463
şemsiye türler demeye başladılar.
17:34
It's an exciting animal -- pandas in China or wherever --
349
1054311
3662
Heyecan verici bir hayvan -- Çin'deki pandalar gibi-
17:37
that the excitement that goes on of making life good for that animal
350
1057997
4327
o hayvan için hayatı güzel kılabilecek bir habitat,
17:42
is making a habitat, an ecosystem,
351
1062348
2212
bir ekosistem yaratmanın verdiği heyecan
17:44
which is good for a whole lot of creatures and plants,
352
1064584
2821
ayrıca birçok yaratık ve bitki için de faydalı oluyor
17:47
and it ideally gets to the point of being self-managing,
353
1067429
3294
ve bu da sonunda, kendi kendini yöneten
17:50
where the conservation biologists can back off and say,
354
1070747
2587
bir noktaya ulaşınca, konservasyon biyologları geri çekilip şunu diyor:
17:53
"All we have to do is keep out the destructive invasives,
355
1073358
2975
''Tek yapmamız gereken buradan yıkıcı türleri uzak tutmak ki
17:56
and this thing can just cook."
356
1076357
1640
her şey doğru gidebilsin.''
17:58
CA: So there's many other species that you're dreaming of de-extincting
357
1078585
3801
CA: Bu durumda geri getirmeyi hayal ettiğiniz başka türler de var
18:02
at some point,
358
1082410
1234
bir noktada
18:03
but I think what I'd actually like to move on to
359
1083668
3016
ancak esas konuşmamızı istediğim diğer bir konu
18:06
is this idea you talked about how mammoths might help
360
1086708
3424
mamutların Sibirya'yı yeşillendirmesine
18:10
green Siberia in a sense,
361
1090156
2406
yardımcı olabileceğinden bahsettiniz
18:12
or at least, I'm not talking about tropical rainforest,
362
1092586
5909
veya en azından, tropik bir yağmur ormanından ziyade
18:18
but this question of greening the planet you've thought about a lot.
363
1098519
3881
gezegeni yeşillendirmek hakkında da çok düşünüyorsunuz.
18:22
And the traditional story is
364
1102424
2168
Geleneksel hikâye o ki
18:24
that deforestation is one of the most awful curses
365
1104616
6258
ormanların yok oluşu
18:30
of modern times,
366
1110898
1573
modern zamanların en büyük laneti
18:32
and that it's a huge contributor to climate change.
367
1112495
3855
ve bu da iklim değişikliğinin en büyük etkeni.
18:36
And then you went and sent me this graph here, or this map.
368
1116374
3482
Ancak daha sonra, sen bana bu grafiği gönderdin ya da bu haritayı.
18:39
What is this map?
369
1119880
1362
Bu harita nedir?
18:41
SB: Global greening.
370
1121266
1408
SB: Küresel yeşillenme.
18:43
The thing to do with any narrative that you get from headlines
371
1123284
4415
Manşetlerden ve kısa haber hikâyelerinden duyduklarımızla
18:47
and from short news stories
372
1127723
1879
ilgili olarak yapılması gereken
18:49
is to look for what else is going on,
373
1129626
1973
olanları başka neyin açıklayabileceğine bakmak
18:52
and look for what Marc Andreessen calls "narrative violation."
374
1132327
4594
ve Marc Andreessen'in ''anlatım ihlali'' dediği şeyleri aramak.
18:57
So the narrative -- and Al Gore is master of putting it out there --
375
1137416
5239
Anlatıma göre --ki Al Gore, bunu yaratmakta çok ustadır--
19:02
is that there's this civilization-threatening
376
1142679
4087
medeniyetimizi tehdit edecek
19:06
climate change coming on very rapidly.
377
1146790
2122
bir iklim değişikliğinin hızla yaklaştığı şeklinde.
19:08
We have to cease all extra production of greenhouse gases, especially CO2,
378
1148936
6062
Tüm sera gazlarını, özellikle de karbondioksiti ekstradan üretmekten
en kısa sürede vazgeçmeliyiz
19:15
as soon as possible,
379
1155022
1156
19:16
otherwise, we're in deep, deep trouble.
380
1156202
2539
yoksa, hepimizin başı büyük büyük belada olacak.
19:18
All of that is true, but it's not the whole story,
381
1158765
2418
Bunlar kesinlikle doğru ancak hikâyenin tamamı bu değil
19:21
and the whole story is more interesting than these fragmentary stories.
382
1161207
3556
ve aslında hikâyenin tamamı bu küçük kesitlerden daha ilginç.
19:25
Plants love CO2.
383
1165548
2299
Bitkiler karbondioksiti seviyorlar.
19:28
What plants are made of is CO2 plus water via sunshine.
384
1168330
3890
Bitkiler karbondioksit, su ve güneş ile besleniyor.
19:32
And so in many greenhouses, industrialized greenhouses,
385
1172985
4845
Dolayısıyla birçok serada, endüstriyel seralarda
19:37
they add CO2 because the plants turn that into plant matter.
386
1177854
3266
karbondioksit eklerler, sırf bitkiler beslenebilsin diye.
19:41
So the studies have been done with satellites and other things,
387
1181144
3030
Uydularla ve diğer şeylerle deneyler yapıldı
19:44
and what you're seeing here is a graph of, over the last 33 years or so,
388
1184198
4072
ve burada gördüğünüz grafik son 33 yıl kadar önceden
19:48
there's 14 percent more leaf action going on.
389
1188294
6164
yüzde 14 daha fazla bitki görüyorsunuz.
19:54
There's that much more biomass.
390
1194482
1604
Bu da daha fazla biyokütle demek.
19:56
There's that much more what ecologists call "primary production."
391
1196110
3142
Ekolojistlerin ''ana üretim'' dediği şeyde bundan daha fazlası var.
19:59
There's that much more life happening,
392
1199276
1945
İklim değişikliği sayesinde,
20:01
thanks to climate change,
393
1201245
1296
kahrolası kömür santrallerimiz sayesinde
20:02
thanks to all of our goddam coal plants.
394
1202565
2852
aslında ortaya çıkan daha fazla hayat var.
20:05
So -- whoa, what's going on here?
395
1205441
2770
Yani -hey, burada ne oluyor?
20:08
By the way, crop production goes up with this.
396
1208235
3615
Bu arada, mahsul üretimi bununla artıyor.
20:11
This is a partial counter
397
1211874
4278
Bu karbondioksitin artışına
20:16
to the increase of CO2,
398
1216176
3260
kısmen karşıt bir şey
20:19
because there's that much more plant that is sucking it down
399
1219460
3361
çünkü bitkiler karbondioksiti daha fazla
20:22
into plant matter.
400
1222845
1335
bitki üretmek için kullanıyor.
20:24
Some of that then decays and goes right back up,
401
1224204
2298
Daha sonra bunun bir kısmı bozulup tekrar yukarı çıkıyor,
20:26
but some of it is going down into roots
402
1226526
1942
ancak bir kısmı ise köklere dönüp
20:28
and going into the soil and staying there.
403
1228492
2046
toprağa karışıp orada kalıyor.
20:30
So these counter things are part of what you need to bear in mind,
404
1230562
3863
Dolayısıyla bu karşıt şeyleri de aklınızda bulundurmanız gerekiyor,
20:34
and the deeper story is
405
1234449
1717
yani hikâyenin aslı
20:36
that thinking about and dealing with and engineering climate
406
1236190
4857
iklim mühendisliği hakkında düşünmek ve bu alanda çalışmak
20:41
is a pretty complex process.
407
1241071
2217
çok karmaşık bir süreç.
20:43
It's like medicine.
408
1243857
1706
Tıp gibi.
20:45
You're always, again, tweaking around with the system
409
1245587
3220
Her zaman, yine, sistemi aldatıyorsunuz
20:48
to see what makes an improvement.
410
1248831
1976
neyin bir iyileşme sağlayacağını görmek için.
20:50
Then you do more of that, see it's still getting better,
411
1250831
2688
Sonra biraz daha yapınca, daha da iyileştiğini görürsün
20:53
then -- oop! -- that's enough, back off half a turn.
412
1253543
2457
ve sonra -hop!- bu kadarı yeter, artık biraz kısabiliriz
20:56
CA: But might some people say, "Not all green is created equal."
413
1256024
3008
CA: Ama bazı insanlar, ''Tüm bitkiler eşit yaratılmamıştır'' diyor.
20:59
Possibly what we're doing is trading off the magnificence of the rainforest
414
1259056
3533
Yani acaba bir yağmur ormanının muhteşemliğini ve çeşitliliğini
21:02
and all that diversity
415
1262613
1152
başka bir bitki için mesela çim veya havuz yosunu ile
21:03
for, I don't know, green pond scum or grass or something like that.
416
1263789
3200
takas etmiyor muyuz?
21:07
SB: In this particular study, it turns out every form of plant is increasing.
417
1267013
3648
SB: Aslında bu araştırmaya göre, her tür bitki aslında artıyor.
21:10
Now, what's interestingly left out of this study
418
1270685
2254
Bu araştırmaların haricinde tutulan
21:12
is what the hell is going on in the oceans.
419
1272963
2026
ilginç bir şekilde - okyanuslarda ne olup bittiğidir.
21:15
Primary production in the oceans,
420
1275013
1818
Okyanuslardaki ana üretim
21:16
the biota of the oceans, mostly microbial,
421
1276855
3132
okyanusların biyotası, çoğunlukla mikrop
21:20
what they're up to is probably the most important thing.
422
1280011
2684
ve bunların ne yaptığı ise en önemli şey.
21:22
They're the ones that create the atmosphere
423
1282719
2048
Onlar mutlulukla nefes aldığımız
21:24
that we're happily breathing,
424
1284791
1807
atmosferi yaratıyorlar
21:26
and they're not part of this study.
425
1286622
1821
ve bu araştırmanın bir parçası değiller.
21:29
This is one of the things James Lovelock has been insisting;
426
1289051
2906
Bu James Lovelock'un ısrar ettiği noktalardan biri:
21:31
basically, our knowledge of the oceans, especially of ocean life,
427
1291981
3431
kısacası, okyanuslar hakkındaki bilgimiz, özellikle de okyanuslar
21:35
is fundamentally vapor, in this sense.
428
1295436
2127
hakkındaki bilgimiz, bu konuda çok az.
21:37
So we're in the process of finding out
429
1297587
2040
Şu anda kötü biyomühendislik sonucu atmosferdeki fazla karbondioksitin
21:39
by inadvertent bad geoengineering of too much CO2 in the atmosphere,
430
1299651
5239
ve okyanusun bunlarla ne yaptığını
21:44
finding out, what is the ocean doing with that?
431
1304914
2331
öğrenme sürecindeyiz.
21:47
Well, the ocean, with the extra heat,
432
1307269
1898
Görünen o ki, okyanus
21:49
is swelling up.
433
1309191
1301
fazla ısı sonucu şişiyor.
21:50
That's most of where we're getting the sea level rise,
434
1310516
2538
İşte bunun neticesinde deniz seviyesinin yükselişi
21:53
and there's a lot more coming with more global warming.
435
1313078
2632
iklim değişikliğiyle daha da geliyor.
21:55
We're getting terrible harm to some of the coral reefs,
436
1315734
4418
Bu şekilde Avustralya kıyılarında olduğu gibi
22:00
like off of Australia.
437
1320176
1801
bazı resiflere büyük hasar vermekteyiz.
22:02
The great reef there is just a lot of bleaching from overheating.
438
1322509
4309
Oradaki resif aslında çok fazla ısınmadan kaynaklı ağarıyor.
22:06
And this is why I and Danny Hillis, in our previous session on the main stage,
439
1326842
6455
Bu sebepten bir önceki ana sahnedeki oturumda Danny Hills ve ben
22:13
was saying, "Look, geoengineering is worth experimenting with enough
440
1333321
4366
''jeomühendislik deney yapmaya değer
22:17
to see that it works,
441
1337711
1486
çalıştığını görmek,
22:19
to see if we can buy time in the warming aspect of all of this,
442
1339221
4475
tüm bundaki ısınma hakkında vakit kazanabileceğimizi görmek için
22:24
tweak the system with small but usable research,
443
1344264
4767
sistemi küçük ancak kullanışlı araştırmalarla ayarlayarak
22:29
and then see if we should do more than tweak.
444
1349055
2312
bunun ötesinde birşey yapmak gerekli mi anlamak için.
22:32
CA: OK, so this is what we're going to talk about
445
1352119
2393
CA: Peki, bunun hakkında son birkaç dakika
22:34
for the last few minutes here
446
1354536
1435
konuşalım o zaman
22:35
because it's such an important discussion.
447
1355995
2046
çünkü bu gerçekten önemli bir tartışma konusu.
22:38
First of all, this book was just published by Yuval Harari.
448
1358065
3745
İlk olarak, Yuval Harari'nin yazdığı bir kitap var.
22:41
He's basically saying the next evolution of humans is to become as gods.
449
1361834
4145
Kısaca insanların bir sonraki evriminin tanrılık olduğunu söylüyor.
22:46
I think he --
450
1366003
1151
Sanırım o --
22:47
SB: Now, you've talked to him. And you've probably finished the book.
451
1367178
3312
SB: Sen onunla konuştun ve muhtemelen kitabını da bitirdin.
22:50
I haven't finished it yet.
452
1370514
1286
Ben henüz bitirmedim.
22:51
Where does he come out on --
453
1371824
1462
Konuyla ilgili duruşu nedir -
22:53
CA: I mean, it's a pretty radical view.
454
1373310
4162
CA: Aslında biraz radikal bir görüşü var.
22:57
He thinks that we will completely remake ourselves
455
1377496
3424
O kendimizi tamamen yeniden yapılandıracağımızı,
23:00
using data, using bioengineering,
456
1380944
3475
verileri ve genetik mühendisliğini kullanarak
23:04
to become completely new creatures
457
1384443
2140
tamamen yeni yaratıklar olacağımızı,
23:06
that have, kind of, superpowers,
458
1386607
2026
süper güçler elde edeceğimizi
23:08
and that there will be huge inequality.
459
1388657
3232
ve büyük eşitsizlikler oluşacağını söylüyor.
23:11
But we're about to write a very radical, brand-new chapter of history.
460
1391913
5273
Ama tarihin en yeni, en radikal bölümünü yazmak üzereyiz.
23:17
That's what he believes.
461
1397210
1572
Görüşü bu şekilde.
23:18
SB: Is he nervous about that? I forget.
462
1398806
1943
SB: Peki bununla ilgili endişeli mi? Hatırlayamadım.
23:20
CA: He's nervous about it,
463
1400773
2441
CA: Endişeleniyor
23:23
but I think he also likes provoking people.
464
1403238
2892
ama sanırım insanları provoke etmeyi de seviyor.
23:26
SB: Are you nervous about that?
465
1406154
1985
SB: Peki sen bundan endişeleniyor musun?
23:28
CA: I'm nervous about that.
466
1408163
1418
CA: Bunun hakkında endişeleniyorum.
23:29
But, you know, with so much at TED, I'm excited and nervous.
467
1409605
4065
Ama TED hakkında birçok şey için heyecanlanıyor ve endişeleniyorum.
23:33
And the optimist in me is trying hard to lean towards
468
1413694
3756
İçimdeki iyimser öne doğru eğilip,
23:37
"This is awesome and really exciting,"
469
1417474
2088
''Bu harika bir şey ve çok heyecan verici''
23:39
while the sort of responsible part of me is saying,
470
1419586
2439
demek isterken, sorumlu tarafım ise,
23:42
"But, uh, maybe we should be a little bit careful
471
1422049
2339
''Ama belki nasıl düşündüğümüz hakkında
23:44
as to how we think of it."
472
1424412
1323
biraz daha dikkatli olmalıyız.''
23:45
SB: That's your secret sauce, isn't it, for TED?
473
1425759
2372
SB: Bu senin TED için gizli sosun değil mi?
23:48
Staying nervous and excited.
474
1428155
1576
Endişeli ve heyecanlı olmak.
23:50
CA: It's also the recipe for being a little bit schizophrenic.
475
1430910
3188
CA: Bu aynı zamanda sanırım biraz şizofrenik olmanın da bir tarifi.
23:54
But he didn't quote you.
476
1434122
4685
Ancak senden bahsetmiyor.
23:58
What I thought was an astonishing statement that you made
477
1438831
2740
Beni hayretler içinde bırakan açıklaman
24:01
right back in the original Whole Earth Catalog,
478
1441595
4253
aslında orijinal Whole Earth Catalog'da
24:05
you ended it with this powerful phrase:
479
1445872
3200
bitiriş notundu:
24:09
"We are as gods, and might as well get good at it."
480
1449096
3441
''Bizler tanrılarız, bari bu konuda ustalaşalım.''
24:12
And then more recently, you've upgraded that statement.
481
1452561
2672
Ve son zamanlarda bu cümleni yükselttin.
24:15
I want you talk about this philosophy.
482
1455257
1824
Seninle bu felsefe hakkında konuşmak istiyorum.
24:17
SB: Well, one of the things I'm learning is that documentation
483
1457105
3615
SB: Öğrenmeye başladığım şeylerden biri kayıt tutmak
24:20
is better than memory -- by far.
484
1460744
2992
hafızadan çok daha iyidir.
24:23
And one of the things I've learned from somebody --
485
1463760
2965
Ve birisinden öğrendiğim bir başka şey ise --
24:26
I actually got on Twitter.
486
1466749
2655
Twitteri kullanmak oldu.
24:29
It changed my life -- it hasn't forgiven me yet!
487
1469428
3700
Hayatımı değiştirdi -- Beni henüz affetmedi!
24:33
And I took ownership of this phrase when somebody quoted it,
488
1473152
4002
Birinin alıntı yaptığı bir deyimi sahiplendim
24:37
and somebody else said,
489
1477178
1556
ve bir başkası da dedi ki,
24:38
"Oh by the way, that isn't what you originally wrote
490
1478758
2463
''Bu arada, orijinal yazdığın bu değildi
24:41
in that first 1968 Whole Earth Catalog.
491
1481245
2767
1968'teki ''Whole Earth Catalog''da
24:44
You wrote, 'We are as gods and might as well get used to it.'"
492
1484036
3068
yazmıştın ki: ''Bizler tanrılarız, bari bu konuda ustalaşalım.''
24:47
I'd forgotten that entirely.
493
1487128
2261
Bunu tamamen unutmuştum.
24:49
The stories -- these goddam stories -- the stories we tell ourselves
494
1489413
3363
Kendimize anlattığımız hikâyeler -bu kahrolası hikâyeler-
24:52
become lies over time.
495
1492800
1816
bir süre sonra yalanlar oluyor.
24:55
So, documentation helps cut through that.
496
1495076
2793
Yani raporlama bunları aşmayı sağlıyor.
24:57
It did move on to "We are as gods and might as well get good at it,"
497
1497893
3239
Bunları aşarak, ''Bizler tanrılarız, bari bu konuda ustalaşalım''
25:01
and that was the Whole Earth Catalog.
498
1501156
1885
şekline giriyor ve bu da Whole Earth Catalog oluyor.
25:03
By the time I was doing a book called "Whole Earth Discipline:
499
1503065
3064
Bu arada, ''"Whole Earth Discipline:
25:06
An Ecopragmatist Manifesto,"
500
1506153
2366
An Ecopragmatist Manifesto''
25:08
and in light of climate change, basically saying that we are as gods
501
1508543
3192
diye bir kitap hazırlıyordum ve iklim değişikliği ile ilgili
25:11
and have to get good at it.
502
1511759
1599
tanrılar olduğumuzu ve bunda iyi olmamız gerektiğini söyledim.
25:13
CA: We are as gods and have to get good at it.
503
1513382
2264
CA: ''Bizler tanrılar gibiyiz ve bu konuda ustalaşmalıyız.''
25:15
So talk about that, because the psychological reaction
504
1515670
3559
O zaman bunun hakkında konuşalım
25:19
from so many people as soon as you talk about geoengineering
505
1519253
3154
çünkü genetik mühendislikten bahsettiğimizde
birçok kişideki psikolojik reaksiyon inandıkları en son şeyin
25:22
is that the last thing they believe is that humans should be gods --
506
1522431
3261
insanların tanrılar gibi olması gerektiğidir--
25:25
some of them for religious reasons,
507
1525716
1884
bazıları dini sebeplerden
25:27
but most just for humility reasons,
508
1527624
2921
ama çoğunlukla da mütevazi sebeplerden kaynaklı,
25:30
that the systems are too complex,
509
1530569
1621
sistemlerin çok komplike oluşundan
25:32
we should not be dabbling that way.
510
1532214
2659
ve bu şekilde karıştırmamız gerektiği için.
25:35
SB: Well, this is the Greek narrative about hubris.
511
1535642
3939
SB: Bu Yunanlıların kibirle ilgili hikâyesine benziyor
25:39
And once you start getting really sure of yourself,
512
1539605
3267
Yani kendinden çok emin olmaya başladığın zaman,
25:42
you wind up sleeping with your mother.
513
1542896
2657
kendini annenle yatmış olarak buluyorsun.
25:45
(Laughter)
514
1545577
2618
(Gülüşmeler)
25:48
CA: I did not expect you would say that.
515
1548219
2001
CA: Bunu söylemeni beklemiyordum.
25:50
(Laughter)
516
1550244
1667
(Gülüşmeler)
25:53
SB: That's the Oedipus story.
517
1553600
2588
SB: Bu Oedipus'un hikâyesi.
25:56
Hubris is a really important cautionary tale to always have at hand.
518
1556212
5354
Hubris gerçekten önemli dersler veren unutulmaması gereken bir hikâyedir.
26:03
One of the guidelines I've kept for myself is:
519
1563734
3782
Kendime sakladığım kurallardan biri de şu:
26:07
every day I ask myself how many things I am dead wrong about.
520
1567540
4519
Kendime her gün kaç şey hakkında yanıldığımı soruyorum.
26:13
And I'm a scientist by training
521
1573393
3089
Bir bilim insanı olarak
26:16
and getting to work with scientists these days,
522
1576506
2319
bugünkü bilim insanlarıyla işe gitmek
26:18
which is pure joy.
523
1578849
1247
büyük bir keyif.
26:20
Science is organized skepticism.
524
1580120
3072
Bilim organize kuşkuculuktur.
26:24
So you're always insisting
525
1584042
3536
Yani her zaman ısrarla
26:27
that even when something looks pretty good,
526
1587602
3399
her şey gayet güzel görünse bile
26:31
you maintain a full set of not only suspicions
527
1591850
3362
gerçekten bu kadar güzel olması hakkında
26:35
about whether it's as good as it looks,
528
1595236
2095
bir sürü kuşkularınız yanında kendinizi,
26:37
but: What else is going on?
529
1597355
1597
Başka ne olabilir? diye sorarken buluyorsunuz.
26:38
So this "What else is going?" on query,
530
1598976
3322
Bu ''Başka ne oluyor olabilir?'' sorusu,
26:42
I think, is how you get away from fake news.
531
1602322
4103
sahte haberlerden uzaklaşmanızın da bir yolu.
26:46
It's not necessarily real news,
532
1606449
2504
Her zaman gerçek haberler değilse de
26:50
but it's welcomely more complex news
533
1610274
4049
her zaman daha karmaşık haberler olduğunu
kabul edip öğrenmeye çalışıyorsunuz.
26:54
that you're trying to take on.
534
1614347
1537
26:55
CA: But coming back to the application of this just for the environment:
535
1615908
3461
CA: Bunun çevre üzerindeki uygulamasına geri dönersek
26:59
it seems like the philosophy of this is that, whether we like it or not,
536
1619393
3440
bunun felsefesinin, beğenmesek de
27:02
we are already dominating so many aspects of what happens on planets,
537
1622857
3443
gezegenlerin üzerinde ne olduğunu zaten birçok yönden yönetiyoruz
27:06
and we're doing it unintentionally,
538
1626324
1692
ve bunu istemeyerek de yapıyoruz
27:08
so we really should start doing it intentionally.
539
1628040
4381
dolayısıyla bunu artık isteyerek yapmaya başlamalıyız.
27:12
What would it look like to start getting good at being a god?
540
1632445
3983
Tanrı gibi olma konusunda iyi olmaya başlamak nasıl yapılır?
27:16
How should we start doing that?
541
1636452
2020
Bunu yapmaya nasıl başlayabiliriz?
27:18
Are there small-scale experiments or systems we can nudge and play with?
542
1638496
3896
Üzerinde küçük deneyler veya ayarlamalar yapabileceğimiz sistemler var mı?
27:22
How on earth do we think about it?
543
1642416
1959
Bunu düşünmeye nereden başlarız?
27:24
SB: The mentor that sort of freed me
544
1644399
1803
SB: Beni Buckminster Fuller'e olan
27:26
from total allegiance to Buckminster Fuller
545
1646226
2280
bağlılığımdan kurtaran akıl hocam
27:28
was Gregory Bateson.
546
1648530
1776
aslında Gregory Bateson'du.
27:30
And Gregory Bateson was an epistemologist and anthropologist and biologist
547
1650857
6522
Gregory Bateson bir bilgi kuramcı, antropolog ve bir biyolog
ve aynı zamanda bir psikolog ve diğer şeylerdi
27:37
and psychologist and many other things,
548
1657403
1889
27:39
and he looked at how systems basically look at themselves.
549
1659316
5099
ve sistemlerin kendilerine nasıl baktığını inceledi.
27:44
And that is, I think, part of how you want to always be looking at things.
550
1664439
5515
Ve bu da sanırım, diğer şeylere nasıl bakmak istediğinle alakalı bir şey.
27:49
And what I like about David Keith's approach to geoengineering
551
1669978
3528
David Keith's jeomühendisliğe yaklaşımında sevdiğim şey şu,
27:53
is you don't just haul off and do it.
552
1673530
1885
sadece yönünü değiştirerek yapmaya yeltenmiyorsun.
27:56
David Keith's approach --
553
1676093
1287
David'in yaklaşımı --
27:57
and this is what Danny Hillis was talking about earlier --
554
1677404
3097
ki bu da Danny Hills'in daha önce söylediği şeydi --
28:00
is that you do it really, really incrementally,
555
1680525
2445
sistemde ciddi aralıklarla küçük değişiklikler yaparak
28:02
you do some stuff to tweak the system, see how it responds,
556
1682994
3869
sistemin buna nasıl tepki verdiğini ölçerseniz
28:06
that tells you something about the system.
557
1686887
2021
bu, size sistem hakkında bilgi verir.
28:08
That's responding to the fact that people say, quite rightly,
558
1688932
4413
Bu da insanların haklı olarak söyledikleri,
28:13
"What are we talking about here?
559
1693369
1589
''Burada ne hakkında konuşuyoruz?
28:14
We don't understand how the climate system works.
560
1694982
2377
Biz iklim sistemlerinin nasıl işlediğini anlamıyoruz.
28:17
You can't engineer a system you don't understand."
561
1697383
2671
Anlamadığınız bir sistemi inşa edemezsiniz.''
28:20
And David says, "Well, that certainly applies to the human body,
562
1700569
3183
Ve David de der ki ''Aslında bu, tam olarak insan vücudu için de geçerli.
28:23
and yet medicine goes ahead, and we're kind of glad that it has."
563
1703776
3782
Buna rağmen tıp ilerliyor ve hepimiz de bundan memnunuz''
28:27
The way you engineer a system that is so large and complex
564
1707582
4013
Bu kadar geniş ve kompleks bir sistemi kurarak
28:31
that you can't completely understand it
565
1711619
2020
ve tam anlamadan
28:33
is you tweak it,
566
1713663
1194
ince ayar yapmaya
28:34
and this is kind of an anti-hubristic approach.
567
1714881
2601
bu da biraz anti-kibir yaklaşımı olur.
28:37
This is: try a little bit here,
568
1717506
1917
Bu da: biracık şuradan deneyerek,
28:39
back the hell off if it's an issue,
569
1719447
2104
eğer sorun yaratıyorsa durdurarak
28:41
expand it if it seems to go OK,
570
1721575
1807
veya iyi gidiyorsa genişleterek uygulayarak
28:43
meanwhile, have other paths going forward.
571
1723406
2002
ve bu arada da diğer yollarda ilerlemek.
28:45
This is the whole argument for diversity and dialogue and all these other things
572
1725432
4083
Bu aslında çeşitlilik hakkında bir savunma ve tüm bunlar için bir diyalog
28:49
and the things we were hearing about earlier with Sebastian [Thrun].
573
1729539
3235
ve biraz önce Sebastian [Thrun]'un anlattığı şeyler.
28:53
So the non-hubristic approach is looking for social license,
574
1733393
6490
Yani kibir-endeksli olmayan bir yaklaşım toplumun iznini almak
28:59
which is a terminology that I think is a good one,
575
1739907
2541
ki ben de bu terminolojinin doğru bir seçim olduğu kanaatindeyim
29:02
of including society enough
576
1742472
2147
ve toplumu bu ilginç, problemli ve derin konulara
29:04
in these interesting, problematic, deep issues
577
1744643
4001
yeteri kadar dâhil etmemiz gerektiğini düşünüyorum,
29:08
that they get to have a pretty good idea
578
1748668
3820
böylelikle onların da yapılan deneyler hakkında
fikir sahibi olmalarını
29:12
and have people that they trust paying close attention
579
1752512
2791
29:15
to the sequence of experiments as it's going forward,
580
1755327
3824
ve güvendikleri kişileri takip ederek yapılan deneylerin
29:19
the public dialogue as it's going forward --
581
1759175
3019
toplumsal diyalogla ilerlemesi gerektiği
29:22
which is more public than ever, which is fantastic --
582
1762218
3095
ki bu artık çok daha göz önünde - ve bu harika
29:25
and you feel your way,
583
1765337
2425
ve böylece önünüzü görebilir,
29:28
you just ooze your way along,
584
1768653
1683
yolunuzu rahatça ilerletebilirsiniz
29:30
and this is the muddle-through approach that has worked pretty well so far.
585
1770360
4610
ve bu düşe kalka ilerleyen yaklaşım şimdiye kadar iyi çalıştı.
29:34
The reason that Sebastian and I are optimistic is we read
586
1774994
3609
Sebastian ile benim iyimser olma sebebimiz Steven Pinker gibilerin yazdığı
29:38
people like Steven Pinker, "The Better Angels of Our Nature,"
587
1778627
3473
''The Better Angels of Our Nature '' gibi kitaplar okumamız.
29:42
and so far, so good.
588
1782124
2541
Ve şimdiye kadar da iyi gittik.
29:45
Now, that can always change,
589
1785078
3101
Ancak bu her zaman değişebilir.
29:48
but you can build a lot on that sense of: things are capable of getting better,
590
1788203
5615
Fakat her şeyin daha iyi olabileceği hissiyle daha çok şey üretebilir
29:54
figure out the tools that made that happen and apply those further.
591
1794587
3201
ve bunu sağlayan araçların ne olduğuna bakıp onları daha fazla kullanabilirsiniz.
29:57
That's the story.
592
1797812
1639
Hikâye tamamen bu.
29:59
CA: Stewart, I think on that optimistic note,
593
1799475
2305
CA: Stewart, bu iyimser düşüncenle
30:01
we're actually going to wrap up.
594
1801804
1662
konuşmamızı sonlandıracağız.
30:03
I am in awe of how you always are willing to challenge yourself
595
1803490
5117
Kendine ve diğer insanlara meydan okuyuşunu
30:08
and other people.
596
1808631
1355
büyüleyici buluyorum.
30:10
I feel like this recipe for never allowing yourself to be too certain
597
1810010
5781
Sanırım kendinden hiçbir zaman çok emin olmamak reçetesi
30:15
is so powerful.
598
1815815
1403
çok güçlü birşey.
30:17
I want to learn it more for myself,
599
1817242
1931
Bunu kendi adıma öğrenmek istiyorum,
30:19
and it's been very insightful and inspiring, actually,
600
1819197
4077
bugün seni dinlemek
gerçekten bilgilendirici ve ilham vericiydi.
30:23
listening to you today.
601
1823298
1181
30:24
Stewart Brand, thank you so much.
602
1824503
1601
Stewart Brand, çok teşekkürler.
30:26
SB: Thank you.
603
1826128
1158
SB: Teşekkürler.
30:27
(Applause)
604
1827310
3119
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7