The Trick to Regaining Your Childlike Wonder | Zach King | TED

Çeviri: Naz Gursel Gözden geçirme: İlker ÖZBAŞ

Chris Anderson: Our first speaker was supposed to be

Chris Anderson: İlk konuşmacımız Los Angeles’tan

the amazing creative filmmaker from LA, Zach King.

inanılmaz yaratıcı film yapımcısı Zach King olacaktı.

But unfortunately, he's gone missing.

Ama maalesef, o kayıplara karıştı.

We've been trying to track him down.

Onu takip etmeye çalışıyoruz.

(Ringing)

(Zil Sesi)

Ah!

Ah!

Zach King: Hey, I’m so sorry I’m not at the conference.

Zach King: Hey, konferansta olmadığım için çok üzgünüm.

I'm not going to make it, I'm stuck at the airport.

Gelemeyeceğim, havaalanında mahsur kaldım.

They wouldn't let me in with this, apparently, it's oversized.

Bununla beni içeri almadılar, görünüşe göre fazla büyükmüş.

Wait, you’re onstage.

Bekle, sen sahnedesin.

Hold on, I have an idea.

Bekle, bir fikrim var.

If I just set the phone down here.

Telefonu buraya koyarsam.

OK.

Tamam.

This might ...

Bu belki ...

Oh.

Oh.

(Laughter)

(Kahkaha)

Hey.

Hey.

Sorry I'm late.

Üzgünüm, geciktim.

CA: People of TED, Zach King.

CA: TED’in insanları, Zach King.

(Applause and cheers)

(Alkışlar ve tezahüratlar)

ZK: I'm glad that worked

ZK: İşe yaradığına sevindim çünkü bazen ekrana takılıp kalıyorum

because sometimes I get stuck in the screen

and it becomes a whole thing.

ve işler karışıyor.

I have a question for you this morning.

Bu sabah size bir sorum var.

What is this?

Bu nedir?

You can have -- a box, yeah.

Alabilirsin - bir kutu, evet.

I ask a lot of people that question,

Bu soruyu çok kişiye sorarım ve çoğu insan bunun bir kutu olduğunu söyler.

and most people say it's a box.

But I've met a small group of people who have told me that this is not a box.

Ama bana bunun bir kutu olmadığını söyleyen küçük bir grup insanla tanıştım.

And what's fascinating about this group of people

Ve bu insan grubunun büyüleyici yanı,

is they're the ones that have pioneered space travel,

uzay yolculuğuna öncülük etmiş,

explored the depths of our oceans

okyanuslarımızın derinliklerini keşfetmiş

and created some of the most impenetrable fortresses,

ve en aşılmaz kalelerden bazılarını yaratmış olmaları,

all before the age of five.

üstelik hepsi de beş yaşından önce.

Of course, I'm talking about my kids.

Tabii ki çocuklarımdan bahsediyorum.

See, when I showed them this,

Onlara bunu gösterdiğimde bana bunun bir kutu olmadığını,daha çok bir roket gemisi,

they told me that this was not a box,

but rather a rocket ship,

a submarine and a castle all at once, somehow combined.

bir denizaltı ve kalenin aynı anda bir şekilde birleştiğini söylediler.

So why is it that you and I, as adults,

Öyleyse neden sen ve ben, yetişkinler olarak

we look at something like this and we just call it what it is, a box.

böyle bir şeye bakıyoruz ve ona olduğu gibi, bir kutu diyoruz.

But our children, they can see it for more possibilities.

Ama çocuklarımız, daha fazla olasılık için bunu görebilirler.

Over the past decade as a filmmaker,

Bir film yapımcısı olarak on yıldır

I've been on a quest to see with this childlike wonder again.

bu çocuksu merakla yeniden bir görme arayışı içindeyim.

So now when I see something such as a pool table,

Şimdi bilardo masası gibi bir şey gördüğümde,

well, I see an entirely different type of pool.

tamamen farklı bir havuz görüyorum.

(Laughter)

(Kahkaha)

And I no longer see a little soccer ball here.

Ve artık burada küçük bir futbol topu görmüyorum.

It's actually got some life to it, it's a little Dalmatian puppy.

Aslında biraz hayatı var, o küçük bir Dalmaçyalı köpek yavrusu.

I no longer see the glass as half empty.

Artık bardağın boş tarafını görmüyorum.

In fact, I don't even see a glass at all.

Aslında ben bir bardak bile görmüyorum.

For me, it's actually a tasty piece of chocolate cake.

Benim için bu aslında lezzetli bir parça çikolatalı kek.

(Murmurs and laughter)

(Mırıltılar ve kahkahalar)

See, you and I can still access this childlike wonder.

Bak, sen ve ben hala bu çocuksu meraka erişebiliyoruz.

We can still see and dream with this wonder,

Hala görebilir ve hayal edebiliriz bu merakla,

although it may have been a while since we've experienced it.

bir süre geçmiş olsa da deneyimlediğimizden beri.

So today what I want to do for you

Bu yüzden bugün size yapmak istediğim şey,

is have you regain your sense of childlike wonder

çocuksu merakınızı yeniden kazanmanızı sağlamak

and show you how to do that.

ve yapılışını göstermek.

So, if you will,

Öyleyse, izninizle,

I want to tell you a story,

size bir hikaye anlatmak istiyorum

and I invite you to imagine with me

ve sizi bir Noel’de benimle birlikte

that one Christmas, a box just like this is wrapped

bunun gibi bir kutunun bir ağaç altına yerleştirildiğini hayal etmeye çağırıyorum

and placed under a tree.

And an excited little boy comes running down the stairs

Ve Noel sabahı heyecanlı küçük bir çocuk koşarak merdivenlerden aşağı gelir

on Christmas morning

and he unwraps the box and inside is a bike.

ve kutuyu açar ve içinde bir bisiklet vardır.

And although he rides the bike for a few moments around the room,

Ve odanın içinde birkaç dakika bisiklet sürmesine rağmen,

he ends up playing with the box instead.

sonunda kutuyla oynar.

Because to him it's a deep, dark cave.

Çünkü ona göre burası derin, karanlık bir mağara.

Hello.

Merhaba.

(Echoes)

(Yankılar)

And at the bottom of that cave

Ve o mağaranın dibinde

is an X marks the spot.

noktayı işaret eden bir X var.

And of course, he's the best pirate on the seas,

Ve tabii ki denizlerdeki en iyi korsan o,

so he's going to dig for buried treasure.

bu yüzden gömülü hazineyi kazacak.

(Panting)

(Soluma)

It's a lot of work digging for treasure.

Hazine için kazmak çok iş.

(Metallic sound)

(Metalik ses)

And that's when he discovered ...

Ve işte o zaman keşfetti...

That he -- (Screams)

O -- (Çığlıklar)

Whoa.

Vay be.

That he was not the first pirate to look for this treasure.

Bu hazineyi arayan ilk korsan olmadığını.

But that boy had many adventures with this box over the years.

Ama o çocuk yıllar boyunca bu kutuyla pek çok macera yaşadı.

Once, it was his time machine

Bir zamanlar, onu dinozorlar çağına geri götüren zaman makinesiydi.

that took him back to the age of the dinosaurs.

(Dinosaur screeching)

(Dinozor çığlığı)

Oh!

Oh!

Another time it was actually his bunker to hide from the zombie apocalypse.

Başka bir sefer, aslında zombi kıyametinden saklanmak için sığınağıydı.

(Screaming)

(Çığlıklar)

And once he even dreamed that it was a submarine

Ve bir keresinde, artık nefesini tutamayana kadar

that took him to the depths of the ocean

onu okyanusun derinliklerine götüren

until he could no longer hold his breath.

bir denizaltı olduğunu bile hayal etti.

(Water splashing)

(Su sıçraması)

But one day, the boy couldn't find the box.

Ama bir gün çocuk kutuyu bulamadı.

He looked in his room.

Odasına baktı.

He searched the backyard.

Arka bahçeyi aradı.

And then he found it in the garage.

Sonra onu garajda buldu.

And when he ran to go play with it,

Ve onunla oynamak için koştuğunda,

he opened it up.

onu açtı.

And inside were winter jackets.

Ve içinde kışlık ceketler vardı.

And this was the day that the boy learned

Ve bu, çocuğun aslında kutunun ne için yapıldığını öğrendiği gündü.

what the box was actually made to do.

To store things.

Eşyaları saklamak için.

Now the box is just a regular box.

Şimdi kutu sadece normal bir kutu.

The boy ended up packing up his things to go to college in that box

Oğlan, birkaç yıl sonra üniversiteye gitmek için

a couple of years later.

eşyalarını o kutuda topladı.

Soon after that, he used that box

Kısa bir süre sonra, o kutuyu

to move to his first home when he got married.

evlendiğinde ilk evine taşınmak için kullandı.

And then after that, to make room for the baby,

Sonra bebeğe yer açmak için

he packed some of his film gear in this box,

film araçlarının birazını bu kutuya koydu,

placed it in the top shelf of his garage,

garajının en üst rafına yerleştirdi

where it sat for a while collecting dust.

ve orada bir süre toz topladı.

See, I was that boy

Bakın, ben o çocuktum

and I'm embarrassed to admit that that box sat on the top shelf of the garage

ve o kutunun bundan sonra yıllarca garajın en üst rafında

for many more years after that, not being dreamed with.

hayal görmeden durduğunu itiraf etmekten utanıyorum.

So, one night I heard a sound.

Bir gece bir ses duydum.

(Crashing)

(Çökme sesi)

It was coming from the garage and I thought someone was breaking in,

Garajdan geliyordu ve birinin içeri girdiğini düşündüm,

so I went to go check it out.

bu yüzden kontrole gittim.

To my surprise, the box was on the ground,

Şaşırtıcı bir şekilde, kutu yerdeydi

and my kids were dreaming with the box.

ve çocuklarım kutuyla hayal kuruyordu.

(Kids laugh)

(Çocuklar güler)

And they said, “Daddy, we’re playing rocket ship.

Onlar da “Baba roket oyunu oynuyoruz.

Come play with us.”

Gel Bizimle oyna.”

It had been a while since I played with the box,

Kutuyla oynamayalı epey olmuştu

but I fired on the engine for them.

ama onlar için motora ateş ettim.

Sure enough,

Elbette,

after all these years, she still ran and we headed into space.

bunca yıldan sonra hala çalışıyordu ve biz uzaya gittik.

Houston, we're ready for liftoff.

Houston, kalkış için hazırız.

(Rocket lifts off)

(Roket kalkar)

We ended up going just a little past Jupiter,

Sonunda Jüpiter’i biraz geçtik, burada size göstermek istediğim,

where we met some friendly space aliens who taught us a really cool sport

uzay futbolu denen gerçekten harika bir sporu bize öğreten

that I want to show you, called space soccer.

bazı dost canlısı uzaylılarla tanıştık.

It's a really slow sport, requires a lot of yoga.

Gerçekten yavaş bir spor, çok fazla yoga gerektiriyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But it is more fun than golf.

Ama golften daha eğlenceli.

So.

Yani.

It was there in that garage

Tüm çocuklarımızın niye çocuksu merakla gördüğünün anahtarını o garajda öğrendim.

that I learned the key to why all our kids see with childlike wonder.

It's because they don't have assumptions.

Çünkü varsayımları yok.

They don't have assumptions about the box yet.

Kutu hakkında henüz varsayımları yok.

They haven't been told what it's supposed to do

Ne yapması gerektiği veya ne için kullanılması gerektiği söylenmedi.

or what it's supposed to be used for.

Therefore, they have all these other possibilities.

Bu nedenle, diğer tüm olasılıklara sahipler.

So for you and I,

Yani siz ve ben,

as we approach life and try to solve new problems,

hayata yaklaşırken ve yeni sorunları çözmeye çalışırken,

if we're able to remove our assumptions for a moment,

varsayımlarımızı bir an için ortadan kaldırabilirsek,

we can see with this new childlike wonder once again.

bu yeni çocuksu merakı bir kez daha görebiliriz.

So I want to test this out and see if this worked,

Bunu test edip işe yaramasını görmek istiyorum,

if this experience regained a little sense of your wonder.

bu deneyim merak duygunuzu biraz olsun geri kazandı mı?

So I’m going to throw up my desktop image on the screen

Bu yüzden masaüstü resmimi ekrana yansıtacağım

and I want you to hold back your assumptions.

ve sizden varsayım etmemenizi istiyorum.

So on the desktop screen,

Yani masaüstü ekranında,

you might have a few assumptions that you can't hold back,

tutamayacağınız birkaç varsayımınız olabilir,

you're looking at it going, I'm really disorganized,

devam ettiğini görüyorsunuz, gerçekten dağınığım

or you’re assuming that I’ve got too many projects going on,

ya da devam eden çok fazla projem olduğunu varsayıyorsunuz

and both of those are true.

ve bunların ikisi de doğrudur

But I want us to look a little deeper to see the possibility.

Ama olasılığı görmek için biraz daha derine bakmamızı istiyorum.

So let me help clear the way here.

Bu yüzden yolu temizlememe yardım edin.

(Leaf blower)

(Yaprak temizleyici)

I was actually looking at the background.

Aslında arka plana bakıyordum.

Maybe I need a vacation.

Belki de bir tatile ihtiyacım var.

You know, it's actually super nice here.

Aslında burası çok güzel.

Hey, I'll take that.

Hey, bunu alacağım.

So the next time somebody tells you...

Yani bir dahaki sefere biri size söylediğinde...

Oh, wait, that doesn't make sense.

Bekle, bu hiç mantıklı değil.

How do I get out of here?

Buradan nasıl çıkacağım?

OK, I can figure this out.

Tamam, bunu çözebilirim.

If that's not a box,

Bu bir kutu değilse,

maybe it's something else entirely.

belki de tamamen başka bir şeydir.

Maybe ...

Belki ...

It's a portal.

Bu bir portal.

(Applause and cheers)

(Alkışlar ve tezahüratlar)

So the next time ...

Yani bir dahakine ...

(Applause)

(Alkış)

So the next time somebody tells you to think outside the box,

Yani bir dahakine biri size farklıca düşünmenizi söylediğinde,

you can tell them,

onlara şunu söyleyebilirsiniz: “Hey, bu bir kutu değil.”

"Hey, this is not a box."

Because when we remove our assumptions,

Çünkü varsayımlarımızı ortadan kaldırdığımızda,

we're able to then see with this childlike sense of wonder.

bu çocuksu merak duygusuyla görebiliriz.

And that's the moment when new ideas can enter the world.

Ve bu, yeni fikirlerin dünyaya girebileceği an.

(Applause and cheers)

(Alkışlar ve tezahüratlar)