How to Be a Team Player — Without Burning Out | The Way We Work, a TED series

Collaborative work is everything we do to come up with big new ideas

Çeviri: irem çakır Gözden geçirme: Ozay Ozaydin

İşbirlikçi çalışma, büyük yeni fikirler bulmak ve

and make plans to bring them to life with other people.

diğer insanlarla hayata geçirmek için yaptığımız her şeydir.

The modern workplace is set up with so many ways to foster collaboration:

Modern iş yeri, işbirliğini teşvik için birçok yöntemle kurulmuştur:

meetings and brainstorming sessions,

toplantılar ve beyin fırtınası oturumları,

Zooms and Slack channels, email, instant messaging,

Zoom ve Slack kanalları, e-posta, anlık mesajlaşma,

so many tools to help us work closely together.

birlikte yakın çalışmamıza yardımcı olan birçok araç.

And aspects of this are great,

Bu yönleri harika olsa da,

but we're doing more collaborative work than ever before,

eskiye göre daha çok işbirlikçi çalışma yapıyoruz,

and the problem is it's overloading us.

ve sorun şu ki bu bize aşırı yükleme yapıyor.

[The Way We Work]

[Çalışma Şeklimiz]

From launching a new product to creating a vaccine,

Yeni bir ürün piyasaya sürmekten, bir aşı yapımına kadar,

almost every endeavor we do at work requires working with others

işte yaptığımız neredeyse her çaba ortak bir hedef için

başkalarıyla çalışmayı gerektirir.

towards a common goal.

And collaboration is a great thing.

İşbirliği harika bir şeydir.

It can help us work better and smarter.

Daha iyi ve akıllıca çalışmamıza yardımcı olur.

It can help us come up with ideas we never would have had on our own.

Tek başımıza aklımıza gelmeyecek fikirler bulmamıza yardımcı olur.

And it can make us happier than executing tasks alone.

Görevleri yalnız yapmaya kıyasla daha mutlu edebilir.

But collaborative work has risen 50 percent over the past decade.

Ancak son on yılda işbirliği %50 arttı.

It's now taking up to 85 percent of most people's workweeks.

Şimdi çoğu insanın iş haftasının %85′ini işbirliği yaparak geçiriyor.

And those numbers from my research were pre-pandemic.

Bu rakamlar pandemiden önceki araştırmalarımdan.

Studies show that people are working five to eight hours more a week now,

Çalışmalar, insanların şimdi haftada beş ila sekiz saat daha fazla çalıştığını,

with collaborations drifting earlier into the morning

işbirliğinin sabah erkenden ve akşamın geç saatlerine kadar

and later into the evening.

yayıldığını gösteriyor.

When I came into this research,

Bu araştırmaya girdiğimde,

I was 100 percent convinced the enemy was external.

düşmanın harici olduğuna %100 inanıyordum.

Birkaç örnek vermek gerekirse, e-postalar, zaman dilimleri ve talepkar müşteriler.

It was emails, time zones and demanding clients, to name just a few.

But after hundreds of interviews,

Ancak yüzlerce röportaj yaptıktan sonra

I've discovered that even when given a choice not to participate,

keşfettim ki, insanlar katılmama seçeneği verilse bile,

people are taking on more collaborative work than ever before.

önceden hiç olmadığı kadar çok işbirliği yapıyorlar.

We’re just too eager to jump in to collaborations that burn up our time

Zamanımızı tüketecek işbirliklerine atlamak için çok istekliyiz,

and that might actually run better without 20 people in the fray.

ve bu aslında 20 kişinin olmadığı durumlarda daha iyi işleyebilir.

About 50 percent of the collaboration overload problem starts

İşbirliği aşırı yükü sorununun yaklaşık %50′si,

kendimiz hakkındaki inançlarımızla başlıyor ve iyi bir meslektaş

with the beliefs we have about ourselves and what it means to be a good colleague

ve verimli bir insan olmanın ne anlama geldiğiyle ilgili.

and a productive person.

These beliefs are hard to change,

Bu inançları değişmesi zor,

but if we examine them more closely,

ama daha yakından incelediğimizde,

it can allow us to make stronger choices about what we do at work

işyerinde ne yaptığımıza ve kiminle yaptığımıza

and who we do it with.

daha güçlü seçimler yapmamıza izin verebilirler.

There are many triggers that spark our desire to say yes so often.

Sık evet dememize yol açan, birçok tetikleyici faktör vardır.

But today I want to focus on the top three:

Ancak bugün üstünde odaklanmak istediğim ilk üçtekiler:

the desire to help others,

başkalarına yardım etme isteği,

the need for accomplishment and fear.

başarı ihtiyacı ve korku.

The first trigger is the desire to help.

İlk tetikleyici faktör yardım etme isteği.

And the desire to help others is a positive, constructive thing

Başkalarına yardım etme isteği pozitif, yapıcı bir şeydir

and an important factor in success.

ve başarı için önemli bir faktördür.

It fulfills a deep need to be useful

Yararlı olma ihtiyacımızı karşılar

and bolster our identity as a good teammate,

ve iyi bir takım arkadaşı olduğumuzu pekiştirir,

Ancak aşırı yükün en önemli sebeplerinden biridir de.

But it's also one of the most significant drivers of overload.

The more you're helpful, the more people ask for your help.

Ne kadar yardımsever olursan, o kadar insan yardımınızı ister.

The problem is that you get so bogged down in helping

Sorun, yardım etmekle çok meşgul oluşunun

kendi hedeflerine ulaşmanı önlemesi.

that it prevents you from meeting your own goals.

And over time you become a bottleneck, slowing others down.

Zamanla bir darboğaza dönüşürsün, diğerlerini yavaşlatırsın.

And this is all coming from a good place,

Hepsi iyi niyetten kaynaklanıyor,

yardım etme arzusu.

the desire to help.

The second trigger's the need for accomplishment.

İkinci tetikleyici başarı ihtiyacıdır.

Our drive to achieve is another admirable trait critical to success

Başarma dürtümüz, işyerinde başarı ve verimlilik için önemli olan

başka bir saygın özelliktir.

and productivity in the workplace.

And it also feels good,

Aynı zamanda iyi hissettirir,

as little wins throughout the day and week give us a burst of satisfaction.

gün ve hafta boyunca küçük zaferler bize bir memnuniyet patlaması yaşatır.

The issue is that the cycle can get addictive.

Sorun şu ki, döngüye bağımlı hale gelebilirsiniz.

Başkaları için gittikçe daha çok küçük sorunları çözmeye ve kendi başarın için

It leads you to solve more and more small problems for other people

and avoid the bigger, thornier ones critical to your own success.

kritik olan daha büyük, daha zorlu olanlardan kaçınmana neden olur.

This is my trigger.

Bu benim tetikleyicim.

If I see a five-minute window,

Beş dakikalık bir aralık görürsem,

I will inevitably try to jam 60 minutes of these little fixes into it

kaçınılmaz olarak bu küçük düzeltmelerin 60 dakikasını buna sıkıştırmaya çalışırım

and completely ignore the three hours of coordination I need to do

ve ekibimi yapmakta olduğum işe alıştırmak için yapmam gereken

üç saatlik koordinasyonu tamamen görmezden gelirim.

to get my team on board with what I'm up to.

And then I end up overwhelmed six weeks out,

Sonra yine, iyi niyetle pozitif bir şey yapmaya çalışırken

again, all from a good place of trying to get something positive done.

altı hafta boyunca boğulurum.

The third trigger is fear.

Üçüncü tetikleyici; korku.

Fear is a major driver of overload today that takes several forms.

Korku, birkaç çeşitlidir ve günümüzdeki aşırı yüklenmenin önemli bir faktörüdür.

The fear of missing out on better projects,

Daha iyi projeleri kaçırma korkusu,

better colleagues, better opportunities,

daha iyi meslektaşlar, daha iyi fırsatlar,

can become a persistent, nagging problem that never lets you rest.

asla dinlenmene izin vermeyen ısrarlı bir sorun haline gelebilir.

You feel a frantic need to be a part of things,

Bir şeylerin parçası olmak için ihtiyaç hissedersin,

worrying that it'll be your last opportunity.

son şansın olduğundan endişelenerek.

Kontrolü kaybetme korkusu da aynı derecede kötüdür.

The fear of losing control is just as bad.

It makes you reluctant to delegate or connect the people around you,

Sana insanları yetkilendirmekten veya bağlantı kurmaktan kaçındırır,

sentencing you to a life of doing everything yourself.

seni her şeyi kendin yapacağın bir hayata mahkum eder.

And the fear of what others will say is powerful, too.

Diğer insanların ne diyecekleri korkusu da güçlüdür.

Your knee-jerk response becomes to say yes early and often,

Refleks cevabın, erken ve sık sık evet demek olur,

so everyone can see how responsive you are.

böylece herkes ne kadar duyarlı olduğunu görür.

Maalesef, bu korkular üretken olmayan seçimlere yol açar

Unfortunately, these fears drive unproductive choices

ve bizi bugün tükenmişliğe götürür.

and lead us into burnout today.

Chances are you recognize yourself in one or more of these triggers.

Muhtemelen sana bu tetikleyicilerden bir veya fazlası tanıdık geliyor.

And since I gave you three triggers, how about three ways to deal with them?

Üç tetikleyici verdiğim gibi, başa çıkmanın üç yoluna ne dersin?

Number one, learn to get comfortable saying no.

Bir numara, hayır demeyi öğren.

Yardımının istendiği durumlarda

Don't let yourself fall into the belief

that you don't have power in situations where your help is requested.

gücünün olmadığına inanmaya düşme.

Cevabının evet veya hayır olması gerekmez.

Remember that your answer doesn't have to be a binary yes or no.

Patronun veya meslektaşından bir talep aldığında,

If you get a request from a boss or a colleague,

chances are they have no idea what obligations you're juggling.

muhtemelen üstlendiğin yükümlülükleri bilmiyorlardır.

Be clear about what projects or deadlines you have ahead.

Önündeki projeler veya teslim tarihleri hakkında net ol.

Öncelik belirlemelerine yardımcı olmalarını iste.

Ask them to help you prioritize.

And if you just don't have the bandwidth,

Eğer sadece kapasiten yoksa,

ask the person if you can show them how to do the task they're asking

istedikleri görevi nasıl yapacaklarını göstermeni veya

or discuss if there's a different way to accomplish their goals.

hedeflerine ulaşmanın farklı bir yolunu tartışmayı iste.

At the end of the day, every yes means saying no to something else.

Günün sonunda, her evet, başka bir şeye hayır demek demektir.

Evetlerini gerçekten önemli zamanlara sakla.

Save your yeses for when they really matter to you.

Number two, remember, you can delegate.

İkinci olarak, unutma, yetkilendirebilirsin.

Opting out of a request can actually help others become more self-reliant.

Bir isteği reddetmek, diğerlerinin daha özgüvenli hale gelişine yardımcı olabilir.

I’ve found that the most efficient collaborators get their sense of worth

En verimli işbirlikçilerin, sürekli olarak fikirlerini ortaya koymaktan ve

not from always giving input and being involved

dahil olmaktan ziyade, diğerlerini geliştirerek ve

but from developing others and positioning them to grow, too.

onları büyütmek için konumlandırarak, değerlerini aldıklarını buldum.

Draw a line between tasks that really do require you

Seni gerektiren görevlerle daha düşük riskli olanları,

and lower-risk ones that you can delegate without concern.

endişe duymadan devredeceğin şekilde ayırt.

Look for moments when you can give partial direction, empower someone

Kısmi yönlendirme verebileceğin anları ara, birisini güçlendir

ve sonra yoldan çekil.

and then step out of the way.

And celebrate other's wins.

Diğerlerinin kazanımlarını kutla.

Don't succumb to the temptation

Bir şeyi nasıl farklı şekilde yapabileceğini

to point out how you would have done it differently.

belirtmenin cazibesine kapılma.

Number three, be intentional in crafting your work life.

Üç numara, çalışma hayatını düzenlemede niyetli ol.

Yüksek performanslılar hedeflerini bilmekte ve

High performers are strategic in knowing their goals

neyi yapabileceklerini ve yapmaları gerektiğini belirlemekte stratejiktirler.

and identifying what they can and should take on.

They think about their priorities not only for the week ahead

Önceliklerini sadece önümüzdeki hafta değil,

2-3 aylık zaman dilimleri için de düşünürler.

but on a two-to-three month time horizon too.

Bu nedenle, bir işbirliği ortaya çıktığında,

So when a collaboration surfaces,

make sure you're not making an emotional decision based on a false belief.

yanlış bir inanç temelinde, duygusal bir karar vermediğinden emin ol.

Ask yourself, how does it align with my goals?

Kendi kendine sor, hedeflerimle ne kadar uyumlu?

How much time and energy will it take each week?

Her hafta ne kadar zaman ve enerji gerektirecek?

Sonuçlarının olumlu yanları nelerdir?

And what are the upsides of the outcome?

Yapmak istediğin, hedeflerine katkı sağlayan

Try to maximize those collaborations where you want to do the work,

ve en iyi kişinin sen olduğun işbirliklerini maksimuma çıkarmaya çalış

it contributes to your goals and you're the best person to do it.

İşbirliği yükünün çılgınca olan yanı, iyi hissettiriyor,

The crazy thing about collaboration overload is that it feels good

ta ki işler kötüye gitmeye başlayana kadar.

right up until it doesn't.

All it takes is one thing too many to start a downward spiral.

Unutma, tüm hedeflerini ve yükümlülüklerini

Remember, you're the only one who knows all your goals and obligations

sadece sen biliyorsun ve düşündüğünden daha fazla

and that you often have more choice than you think.

seçeneğin var.