How bumble bees inspired a network of tiny museums | Amanda Schochet

39,238 views ・ 2020-03-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Transcriber: Joseph Geni Reviewer: Camille Martínez
0
0
7000
Çeviri: Mehmet Fatih Erdem Gözden geçirme: Gözde Alpçetin
00:13
If you told me five years ago
1
13041
2519
Beş yıl önce bana, bireysel olarak
00:15
that today I'd be delivering a talk
2
15584
2563
fark yaratma gücümüz hakkında
00:18
about our individual power to make a difference,
3
18171
4003
bir konuşma yapacaksın deseniz
00:22
I would have cringed.
4
22198
2423
utancımdan yerin dibine girerdim.
00:24
It was my job to study huge global systems.
5
24645
4333
O sırada, küresel sistemler üzerine çalışıyordum.
00:29
I was a researcher at NASA using satellite data to study the big picture.
6
29336
5502
NASA'da uydu verileriyle önemli konular araştırıyordum.
00:36
You can see a lot of things from space,
7
36053
2822
Uzaydan birçok şey görebilirsiniz;
00:38
like every ecosystem on Earth
8
38899
3234
mesela yerküredeki her ekosistemin
00:42
being threatened from pretty much every angle
9
42157
3585
her açıdan tehdit altında olduğunu,
00:45
and global inequality in air and water safety.
10
45766
4961
su ve hava güvenliğindeki küresel eşitsizliği.
00:50
These kinds of things would keep me up at night.
11
50751
2719
Bunları düşünerek geceleri uyuyamıyordum.
00:53
And then outside of work, I'd use this bird's-eye view
12
53494
3402
İşimin dışında bu manzaraya bakarak
00:56
while thinking about our huge social structures
13
56920
2328
eğitim, medya ve sağlık sistemlerimiz gibi
00:59
like education and media and health care,
14
59272
3837
sosyal yapılarımızı düşünüyorum
01:03
and it looked to me like they were all really struggling, too.
15
63133
3093
ve bence bu yapıların tamamı büyük sıkıntı içinde.
01:06
So I felt like the world was just trapped in this huge self-amplifying system
16
66250
6066
Dünya, kendi kendine büyüyen bu düzenin içinde yok olmaya mahkum durumda.
01:12
that was just spiraling towards destruction.
17
72340
2873
01:15
And of course I wanted to do something about this,
18
75237
3495
Tabii ki bu konuda bir şey yapmak istedim
01:18
and I felt so small and utterly powerless.
19
78756
3563
fakat çok zavallı ve çaresiz hissediyordum.
01:23
But I started to feel a little differently as my perspective shifted
20
83060
4105
Sonra perspektifimi büyük yapılardan
01:27
from the macro towards the micro.
21
87189
3160
küçük yapılara çevirince farklı hissettim.
01:30
It began with bumblebees.
22
90974
1973
Her şey yaban arılarıyla başladı.
01:33
I was using satellite imagery and field research
23
93463
3046
Güney Kaliforniya'daki bu tatlı pollinatörlerin
01:36
to study these amazing, cute pollinators
24
96533
3693
çevresel kriz içindeki durumlarını incelemek için
01:40
to see how they were doing in the midst of their own environmental crisis
25
100250
3560
uydu görüntülerini kullanıp
01:43
in Southern California.
26
103834
1532
saha araştırması yaptım.
01:45
And from the macro view, I saw 22-lane freeways,
27
105390
4550
Makro manzarada 22 şeritli otoyol,
01:49
endless suburban sprawl
28
109964
1847
önü alınamayan bir çarpık kentleşme
01:51
and water being diverted from parched rivers
29
111835
3490
ve suyun çimlerin büyümesi için
01:55
to grow lawns in the desert.
30
115349
3522
kurumuş nehirlerden dağıldığını gözlemledim.
01:59
It was pretty grim.
31
119204
1776
Oldukça kötüydü.
02:01
But on the ground,
32
121652
1813
Öte yandan,
02:03
there were actually some small opportunities for optimism,
33
123489
3201
iyimser olmak için nedenler vardı;
02:06
these tiny patches of resources
34
126714
1797
bu minik toprak kaynakları
02:08
known as "habitat fragments."
35
128535
2227
habitat parçaları olarak bilinir.
02:11
If the right kinds of plants were growing along the edges of a Costco parking lot,
36
131355
4498
Costco otopark kenarlarında doğru bitkiler yetişse,
02:15
and if in the neighborhoods nearby
37
135877
1854
civar mahallelerinde
02:17
there were native plants in people's gardens,
38
137755
2295
insanların bahçelerinde yerli bitkiler olsa
02:20
and in the canyons that were too steep for people to put their suburbs in,
39
140074
4120
ve insanların yerleşmesi için fazla sarp olan kanyonlarda
02:24
there were native plants instead of grasses
40
144218
2529
otlar yerine yerel bitkiler olsa
02:26
then all of these in-between spaces
41
146771
2346
tüm bu ara yerler
02:29
would actually add up to create a network of habitat fragments.
42
149141
4682
habitat parçaları ağı yaratırlar.
02:33
And this network meant that the bees could traverse through the concrete desert
43
153847
4725
Bu ağ sayesinde arılar amansız çölde uçarak
02:38
feeding from and pollinating the native plants.
44
158596
2892
yerel bitkilerden beslenip polen yayabilirler.
02:42
And these plants that the bees depend on and that the bees sustain are essential.
45
162059
5837
Arıların yaşamını sürdürmek için gerekli olan bu bitkiler
02:47
They stabilize our steep hillsides.
46
167920
2502
yamaçları da koruyor.
02:50
They provide food and homes to thousands of amazing species of animals,
47
170446
5037
Binlerce türe yemek ve barınak sağlıyor,
02:55
and, critically, they are helping to curb our devastating cycle of wildfires
48
175507
6588
daha da önemlisi korkunç yangınlar çıkaran işgalci otların
03:02
by preventing the growth of those invasive grasses
49
182119
4095
büyümesini engelleyerek
03:06
that fuel the vicious flames that we're all too familiar with.
50
186238
4361
büyük yangınların önüne geçiyor.
03:11
It's a really vital and interconnected system,
51
191266
2475
Oldukça hayati ve zincirleme bir sistem.
03:13
and some people could see how they were a part of it,
52
193765
3278
Bazı insanlar bu sistemin parçası olarak
03:17
and so they acted as habitat fragment gardeners.
53
197067
3915
habitat parçası bahçıvanları oldular.
03:21
They planted native plants in their yards,
54
201006
2380
Bahçelerine yerel bitkiler diktiler,
03:23
and they even were tending to the land in corporate parks
55
203410
3327
hatta şirket kampüsleri ve kanyonlara
03:26
and in public canyons.
56
206761
1462
yerleşme eğilimindeler.
03:28
In my research, I could actually see the impact
57
208247
2886
Araştırmalarımda tutkulu bir bahçıvanın
03:31
that even one passionate gardener could make.
58
211157
2690
yaratabileceği etkiyi gördüm.
03:33
And then, repeated across the region,
59
213871
2303
Bu bahçıvanların habitat parçaları eklenerek
03:36
their habitat fragments were adding up to make a more resilient ecosystem --
60
216198
4836
daha dayanıklı bir ekosistem yaratıyor.
03:41
not a perfect system, not by a long shot,
61
221058
3205
Mükemmel bir sistem olmasa da
03:44
but at least a system that was less likely to totally collapse
62
224287
3696
en azından gelişme ve kuraklık gibi etmenler altında
03:48
under impending pressures like further development and drought.
63
228007
3914
yok olma ihtimali daha düşük.
03:52
So I was looking at the world through this lens
64
232991
2243
Partnerim Charles ile
03:55
when I found myself in the waiting room of a public hospital in Brooklyn
65
235258
3854
Brooklyn'de bir hastanede bekleme odasındayken
03:59
with my partner, Charles.
66
239136
1799
dünyaya bu açılardan baktım.
04:00
We were sitting across from a group of teenagers
67
240959
2974
Bir grup ergenin karşısında oturuyorduk.
04:03
who were slumped in their chairs
68
243957
1742
Oturdukları yerde bayağı bir sıkılmışlardı.
04:05
and bored out of their minds
69
245723
2282
04:08
and just refreshing their phones over and over again.
70
248029
3494
Telefonlarına bakıp duruyorlardı.
04:11
And in a neighborhood
71
251547
1725
Şehrin liseden mezun olma oranı en düşük mahallelerinden birinde
04:13
with some of the lowest high school graduation rates in the city,
72
253296
3655
04:16
this waiting room felt like a social habitat fragment
73
256975
3285
bu bekleme odası tıpkı sosyal habitat parçası gibiydi.
04:20
just waiting to happen.
74
260284
1659
04:22
So, we did some research to see what kinds of resources could we add
75
262445
3926
Bunun üzerine buralara ne tip yararlı kaynaklar ekleyebiliriz diye
04:26
to spaces like this one
76
266395
1436
04:27
that would make an impact.
77
267855
1864
araştırma yapmaya başladık.
04:29
And we settled on museums.
78
269743
2642
Müzede karar kıldık.
04:33
Museums are the most trusted source of public information,
79
273509
3357
Müzeler, medya ve devletle kıyaslayınca
04:36
more than the media and more than the government,
80
276890
2510
en güvenli kaynaktır.
04:39
but they also cluster in wealthier neighborhoods.
81
279424
3093
Öte yandan müzeler genelde zengin yerlerde kümelenmiştir.
04:43
New York has 85 museums in Manhattan,
82
283017
3807
New York'un Manhattan'da 85 müzesi varken
04:46
and the Bronx has eight,
83
286848
2586
Bronx 8 müzeye sahip.
04:49
even though these two boroughs have almost the same size population.
84
289458
3651
Dahası bu bölgeler hemen hemen aynı nüfusa sahip.
04:53
And then expensive tickets mean that a lot of people can't go to museums
85
293728
3699
Ayrıca pahalı olduğu için buralarda yaşasanız bile
04:57
even if they live nearby.
86
297451
1425
müzelere gidemiyorsunuz.
04:58
And these little injustices, they just go on and on
87
298900
2777
Bu tip adaletsizlikler say say bitmiyor.
05:01
and they add up to create sweeping inequalities
88
301701
2720
Dahası, bilgi ve yetenek kazanımındaki
05:04
in knowledge and empowerment.
89
304445
1911
eşitsizlikleri artırıyor.
05:07
Across the US,
90
307346
1336
ABD çapında
05:08
almost 90 percent of visitors to art museums are white,
91
308706
4203
sanat müzelerinin ziyaretçilerinin neredeyse yüzde doksanı beyaz,
05:12
and even at the Smithsonian's network of free museums,
92
312933
3505
hatta Smithsonian ücretsiz müzelerinin
05:16
almost half of their adult visitors have graduate degrees,
93
316462
3398
yetişkin ziyaretçilerinin yarısı üniversite mezunu.
05:19
which, like, 10 percent of the broader population has.
94
319884
3631
Bunlar nüfusun yüzde onunu oluşturuyor.
05:23
So it became clear to us
95
323539
1748
Sonuç açıktı.
05:25
that even though museums are these amazing educational and social resources,
96
325311
5942
Müzeler harika eğitim ve sosyal kaynaklardır
05:31
they're not reaching everyone.
97
331277
1966
ama herkese ulaşamıyorlar.
05:33
And a lot of museums are aware of this, and they're trying to change it,
98
333267
3664
Çoğu müze bu durumun farkında ve çözmeye çalışıyorlar
05:36
but there's all these structural hurdles that are slowing them down.
99
336955
3888
ama yapısal engeller onları yavaşlatıyor.
05:40
So we set out to create a distributed network
100
340867
2501
Biz ise yayılmış müze habitat parçaları ağı kurmaya karar verdik.
05:43
of museum habitat fragments.
101
343392
2169
05:46
Working from a donated shipping container
102
346295
2450
Tüm dünyadan düzinelerce bilim insanı ve gönüllü arkadaşlarımızın yardımıyla
05:48
with the volunteer help of our friends
103
348769
3176
05:51
and dozens of very generous scientists
104
351969
1899
bağışlanan yük konteyneriyle çalışarak
05:53
from all across the globe,
105
353892
1814
05:55
we built our first prototype:
106
355730
2734
ilk prototipimizi geliştirdik:
05:58
the Smallest Mollusk Museum.
107
358488
1952
En Küçük Yumuşakça Müzesi.
06:00
(Laughter)
108
360464
1719
(Gülüşmeler)
06:02
Mollusks are these tentacled, slimy shape-shifters
109
362207
4000
Yumuşakçalar; istiridye, ahtapot ve dev kalamar gibi
06:06
like oysters and octopuses and the giant squid,
110
366231
3196
dokunaçlı, şekil değiştiren sümüklülerdir.
06:09
and if you've ever seen an alien in a movie,
111
369451
3342
İzlediğiniz herhangi bir uzaylı filmi
06:12
then I'll bet you it was inspired by a mollusk.
112
372817
2682
emin olun ki yumuşakçalardan ilham almıştır.
06:15
Their slimy sci-fi vibes
113
375975
2177
Sümüklü bilim kurgu görünümleri
06:18
make them really fun tour guides for a biology museum,
114
378176
3365
onları biyoloji müzesi için gayet eğlenceli bir tur rehberi yapıyor
06:21
and they can teach us about the systems that we all share,
115
381565
2835
ve paylaştığımız sistemi bizlere uyarıyla anlatıyorlar.
06:24
with a wake-up call.
116
384424
1608
06:26
Of all the animal extinctions documented since the 1500s,
117
386467
4129
1500'lerden beri nesli tükenen hayvanların
06:30
more than 40 percent have been our friends, the mollusks.
118
390620
4145
yüzde 40'tan fazlası dostumuz yumuşakçalar.
06:36
So we tested this museum across the city
119
396302
2656
Müzemizi, herkese hitap edip etmediğini görebilmek için şehir çapında test ettik
06:38
to see if it resonated with all kinds of visitors,
120
398982
2579
06:41
and it did.
121
401585
1260
ve herkese hitap etti.
06:43
People really liked learning from it.
122
403199
2759
İnsanlar burada öğrenmekten keyif aldılar.
06:45
So we built a fleet of tiny science museums,
123
405982
3806
Bu minik müzelerden çok sayıda oluşturduk.
06:49
each one small enough to fit into preexisting locations
124
409812
3989
Bilgi yoğun bu minik müzeleri
06:53
with information dense enough that they could still pack a punch.
125
413825
3144
önceden var olan mekanlara uyacak kadar küçük yaptık.
06:56
And they're modular, so they can be distributed
126
416993
2298
Bu modüler müzeler
06:59
at a scale that can reach everyone.
127
419315
2464
herkese ulaşacak şekilde yerleştirilebilirler.
07:01
And then we partnered with libraries
128
421803
2425
Daha sonra kütüphanelerle, halkevleriyle,
07:04
and community centers and transit hubs
129
424252
2256
aktarma merkezleriyle
07:06
and the public hospitals
130
426532
1784
ve devlet hastaneleri ile çalıştık.
07:08
so that we could transform their in-between spaces
131
428340
2839
Böylece aradaki boşluklarını
07:11
into habitat fragments for social learning.
132
431203
2832
sosyal öğrenme için habitat parçalarına dönüştürdük
07:14
And, fittingly, we named our fleet of museums "MICRO."
133
434553
4321
ve müze ağımıza "MICRO" adını verdik.
07:19
Even though each habitat fragment is small,
134
439689
2847
Habitat parçaları küçük de olsa
07:22
it provides the essentials.
135
442560
1318
önemli şeyleri sunuyor.
07:23
It draws people in so that they can explore
136
443902
3324
İnsanları kendisine çekiyor
07:27
and learn together in a social way.
137
447250
2452
böylece sosyal bir şekilde öğrenip keşfediyorlar.
07:29
And then, distributed across the landscape,
138
449726
2246
Alana dağıtılmış şekilde
07:31
we're able to invite people everywhere
139
451996
1826
dört bir yandan insanı bilim konuşmaya davet edebiliyoruz.
07:33
into conversations around science.
140
453846
2251
07:36
When we partnered with a public hospital in the South Bronx,
141
456770
3524
Güney Bronx'da bir hastane ile çalışarak
07:40
we became the Bronx's first and only science museum.
142
460318
4838
Bronx'un ilk ve tek bilim müzesi olduk.
07:46
Yeah, that's really weird. (Laughs)
143
466329
2878
Evet bu gerçekten tuhaf. (Güler)
07:49
(Laughter)
144
469231
1093
(Gülüşmeler)
07:50
And really quickly,
145
470348
1795
Çok hızlı bir şekilde
07:52
families started coming by with their kids
146
472167
2757
hastane lobisindeki bu minik müzeye
07:54
and schools started arranging field trips,
147
474948
2800
aileler çocuklarıyla gelmeye başladı,
07:57
all to this tiny museum in the front lobby of the public hospital.
148
477772
4508
okullar geziler düzenlemeye başladı.
08:02
(Laughter)
149
482304
1547
(Gülüşmeler)
08:03
And the museum became so popular
150
483875
1890
Müze aşırı popüler olunca
08:05
that we started hiring local students to be museum docents,
151
485789
4005
öğrencileri rehber olarak işe aldık
08:09
so they could lead tours and activities for all the talented kids.
152
489818
4070
böylece turlar ve yetenekli çocuklar için aktiviteler düzenlendi.
08:14
And every spark of curiosity that we're able to fuel
153
494293
5515
Ateşleyebildiğimiz her merak fitili,
08:19
and each new fact learned
154
499832
2289
öğrenilen her yeni bilgi,
08:22
and every new friend made at the museum
155
502145
2691
kurulan her yeni arkadaşlık
08:24
and every kid who can have a meaningful and important after-school job,
156
504860
4597
ve okul sonrası anlamlı ve önemli iş yapan her çocuk
08:29
it all contributes to a stronger system.
157
509481
2652
bu sistemi güçlendiriyor.
08:32
So today, I try to keep the MICRO view in mind.
158
512746
3566
Bugün MICRO görünümü aklımda tutuyorum.
08:36
I'm always examining how small actions can add up
159
516336
3759
Küçük eylemlerin eklenerek
08:40
to create shifts
160
520119
2128
nasıl büyük ölçüde değişimler yarattığını gözlemliyorum.
08:42
at the macro scale of systems.
161
522271
2889
08:45
And honestly, I'm seeing a lot of really good things.
162
525668
3277
Bir sürü güzel şey görüyorum.
08:48
There are habitat fragments everywhere, nurtured by talented, passionate,
163
528969
5057
Her yerde; yetenekli, tutkulu,
08:54
strategic individuals in groups of all sizes,
164
534050
2543
stratejik bireylerden oluşmuş
08:56
who are building towards systems with more equal access to food
165
536617
4147
eşit gıda, iş, sağlık, barınma, siyasal katılım,
09:00
and employment, health care, housing,
166
540788
3193
eğitim ve sağlıklı çevreden oluşan
09:04
political empowerment, education and healthy environments.
167
544005
4138
bir sistem kuran insanlardan beslenen habitat parçaları var.
09:08
One by one, together,
168
548920
1876
Birlikte tek tek boşlukları dolduruyoruz,
09:10
we're filling gaps,
169
550820
1738
09:12
strengthening the systems that we're all a part of.
170
552582
3151
parçası olduğumuz sistemi güçlendiriyoruz.
09:16
We have to work on the big institutions too, of course.
171
556182
3245
Tabii ki büyük kurumlar için de çalışmalıyız.
09:19
It's just that they're so slow,
172
559451
1574
Fakat o kurumlar çok yavaşlar
09:21
and we're living in the midst of rapid change.
173
561049
2787
ve biz çok hızlı bir değişimin içindeyiz.
09:23
It's a defining feature of our time.
174
563860
2506
Hızlı değişim çağımızı tanımlıyor.
09:26
So maybe in some cases our small actions
175
566834
2878
Yani bazı durumlarda küçük eylemlerimiz
09:29
can be Band-Aids until the big guys catch up.
176
569736
2758
büyük kurumlar yetişene kadar çare oluyor.
09:32
But without us, what are they going to be catching up to?
177
572518
3667
Biz olmadan büyük kurumlar neye çare olacak ki?
09:37
Am I still scared about the world?
178
577342
2859
Peki, dünya hakkında hala endişeli miyim?
09:40
Yes. (Laughs)
179
580225
2260
Evet. (Güler)
09:42
That's why I'm talking to you.
180
582509
2266
Bu yüzden size bu konuşmayı yapıyorum.
09:44
The world needs so many more habitat fragments.
181
584799
3479
Dünyaya bir sürü habitat parçası gerekiyor.
09:48
So, if you've been feeling overwhelmed or powerless lately,
182
588302
4631
Son zamanlarda yıpranmış ve güçsüz hissediyorsanız
09:52
then I'm asking you to please try this very small strategy on for size,
183
592957
4681
bu küçük stratejiyi denemenizi istiyorum.
09:57
and let's see how it goes.
184
597662
1688
Görelim bakalım nasıl olacak?
09:59
Step one: zoom in.
185
599973
2581
Adım 1: Yakından bakın.
10:02
It's not one huge system
186
602578
1837
Bu, tek bir büyük sistem değil.
10:04
that's just barreling unstoppably towards destruction.
187
604439
2920
Sadece umarsızca yok oluşa gidiyor.
10:07
What we have are many overlapping systems,
188
607383
3172
Elimizde olan üst üste örtüşen sistemler
10:10
and the ways that they interact determine everything.
189
610579
2995
ve her şeye karar veren etkileşimleri.
10:14
Step two: look for the resource gaps,
190
614225
2741
Adım 2: Kaynak boşluklarına bakın
10:16
because that's where you can make the biggest difference.
191
616990
2800
çünkü en büyük farkı burada yaratacaksınız.
10:20
And do some research to understand how your ideas are going to interact
192
620437
4958
Fikirlerinizin varolan sistemlerle
nasıl etkileşeceğini araştırın.
10:25
with the systems that are already on the ground.
193
625419
2355
10:28
Step three: find the other habitat fragments.
194
628327
3437
Adım 3: Diğer habitat parçalarını bulun.
10:31
Find out how they can support you and how you can support them,
195
631788
3484
Birbirinizi nasıl destekleyeceğinizi bulun
10:35
because we're building a network together.
196
635296
2321
çünkü bir ağ kurmamız gerekiyor.
10:38
And step four: transform your fragment.
197
638387
3868
Adim 4: Parçanızı dönüştürün.
10:43
You might not have the leverage to change multiple systems at once,
198
643255
6194
Çoklu sistemleri değiştirmeyi bir anda kaldıramayabilirsiniz
10:49
but there are so many small, meaningful and strategic things
199
649473
4559
fakat hepimizin yapabileceği
stratejik ve anlamlı küçük şeyler var.
10:54
that each of us can do.
200
654056
2190
10:56
And there are a lot of us,
201
656270
2624
Sayımız da çok fazla olduğu için etkimiz eklenerek büyüyecektir.
10:58
so it will add up.
202
658918
2078
11:01
Thank you.
203
661710
1195
Teşekkürler.
11:02
(Applause)
204
662929
2769
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7