Poetic Stickup: Put the Financial Aid in the Bag

(Music)

Çeviri: Zeynep Ekiz Gözden geçirme: Ali Eren Kayhan

(Müzik)

I want everyone to put their hands on top of their head.

Yeah, yeah, yeah. Put your hands on top of your head.

Herkes ellerini başının üstüne koysun.

Just relax. Just stay calm. Everything will be nice

Evet, ellerinizi başınızın üstüne koyun!

and smooth if you just participate and just relax, okay?

Rahatlayın ve sakinleşin. Sadece bana katılır ve sakinleşirseniz

Yeah. All right, now put your hands down.

her şey yoluna girecek, tamam mı? Peki, hadi şimdi indirin ellerinizi.

Don't be no hero. Put your hands down. Okay?

All right. Now. Cool. Good.

Kahraman olmayın. İndirin ellerinizi. Tamam mı?

I want you to run all that financial aid.

Peki. Şimdi, sakin. Güzel.

Bütün finansal yardımları düşünmenizi istiyorum.

Yeah, sucka, put the scholarships in the bag, yeah, yeah.

Evet, enayi. bursunu da koy çantaya, hadi hadi.

Put the scholarships in the bag. Yeah, you too, yeah, yeah, yeah.

Yeah, you. Yeah, yeah. You over there, go put the Pell Grants in the bag.

Bursları çantaya koyun. Evet sen de, hadi.

Put the Pell Grants in there too. Yeah, you. Go. Yeah, yeah, yeah.

Evet, sen. Evet, evet. Sen hey oradaki, Pell hibelerini koy çantaya.

You, go over to that booth and get me some of them subsidized, some of them subsidized loans.

Pell hibelerini de koy çantaya. Evet, devam. Hadi, hadi, hadi.

Sen, şuradaki kabine git ve bana bazı sübvanse edilmiş kredileri getir.

It ain't a game no more. I know you're hiding the money somewhere here.

With all this tuition you got me and my homies payin' --

Bu oyun değil artık. Parayı buralarda sakladığınızı biliyorum.

Woo! -- I'm about to get gangster-scholar up in here.

Bana ve arkadaşlarıma ödettirdiğiniz bütün bu harçla --

Up in here. I'm about to go N.W.A. meets Beastie Boys

Hey! Burslu-çete yıldızına dönüşeceğim burada.

if I don't see the cash, man.

Burada N. W. A Beastie Boys ile karşılaşmış gibi olacağım

Cause we're not gonna take it. ♪ Oh ...

eğer parayı görmezsem.

Oh, you thought I was playing.

Çünkü biz bunu almayacağız. ♪Ah ...

Oh, you thought this was a game. Back up, back up. Mind your business, that's all.

Ah, siz rol yaptığımı düşündünüz.

What do you, think this is a game? What?

Ah, bunun bir oyun olduğunu düşündünüz. Geri çekil, işine bak, bu kadar.

Huh? You don't even know me.

Ne sanıyorsunuz, bu bir oyun mu? Ne?

I'll say something else. Don't call me crazy.

Ha? Beni tanımıyorsunuz bile. Başka bir şey söyleyeceğim. Deli demeyin bana.

Do not call me -- Rives, tell 'em don't call me crazy before I go crazy.

I'm telling you, now I'm about to go crazy. I'm about to go Tupac Thug Life in here.

Bana de-- Rives, bana deli demesinler yoksa cidden delireceğim.

Like, "I ain't a killer but don't push me. Revenge is like the sweetest joy --" Woo!

Size söylüyorum, şimdi delirmek, burada Tupac Thug Life’a dönüşmek üzereyim.

I'm about to go Biggie Smalls Brooklyn type, like,

“Katil değilim ben ama beni zorlama. İntikam çok tatlıdır --” gibi. Heyy!

"Super Nintendo, Sega Genesis. When I was dead broke --"

Biggi Smalls Brooklyn tipi gibi olacağım,

Woo! I'm about to go KRS-One

“Süper Nintendo, Sega Genesis. Ben öldüğümde--”

cuckoo for Cocoa Puffs-type wild.

Heyy! Cocoa Puffs- vahşi çeşidi olan KRS-One guguk kuşu

Like, "Wa da da dang, wa da da da dang,

kuşu olmak üzereyim.

listen to my nine millimeter go bang." You know what?

“Wa da da dang, wa da da da dang,

You are dumb. You are really dumb.

Dokuz milimetre ses getirmemi dinle.” gibi. Biliyor musun?

Hide your kids, hide your wife, 'cause we gettin' financial aid

Ahmaksınız, gerçekten ahmaksınız.

all up and in and around here. You think this is a game?

Çocuklarınızı saklayın, karınızı saklayın. Neden? çünkü burada ve

You think I want to be out here doing this?

her yerde maddi yardım alıyoruz. Oyun olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Do you know how hard it was to find these guns?

Bunu yaparak açık olmak istediğimi mi düşünüyorsunuz?

All right, I'm sorry. You understand?

Bu silahları bulmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz?

I'm just trying to get my education. You know what I mean?

Pekala, özür dilerim. Anlıyor musunuz?

I'm just trying to fight for the opportunity that my great-great-great-grandfather died for, you know what I'm saying?

Sadece eğitim almaya çalışıyorum. Ne anlama geldiğini biliyor musunuz?

Sadece büyük-büyük büyükbabamın uğrunda öldüğü fırsat

You know how my ancestors did sit-ins,

için savaşmaya çalışıyorum, ne dediğimi anlıyor musun?

Sadece bir sınıfta oturmam için atalarımın nasıl

just so I can sit in a classroom.

And all these years, all y'all been doing

oturma eylemi yaptığını bilirsiniz.

Ve tüm bu yıllar boyunca hepinizin yaptığı tek şey

is strangling the life out of my bank statement,

ceplerimi otopark kadar boş bırakarak

leaving my pockets as vacant as parking lots.

Professor Willie Lynch taught you well, huh?

banka ekstremin dışında hayatı boğuyorsunuz.

Profesör Willie Lynch size iyi öğretti, ha?

Keep the body, take the money.

Force feed my people deception and failure.

Bedenini sağlam tut, parayı al

Halkımı aldatmaya ve başarısızlıkla beslemeye zorla.

Condition our brains to malfunction at the sight

of success. Just keep the cycle going.

Beynimizi başarı karşısında arzalanmaya şartlandırın.

Make us pay for an education that will end up failing us.

Sadece döngüyü devam ettirin.

Put us in debt so we're giving back

Bizi başarısızlıkla sonuçlandıracak bir eğitim için ödettirin.

the money we earned from our back-breaking work.

Bizi borca sokun. Böylece bizi ağır işlerden kazandığımız

This seems all too familiar.

parayı geri veririz.

Sounds like the rust of shackles locking their way onto my degree.

Bu hepimize çok aşina geliyor.

Dereceme kilitlenen prangaların pası gibi geliyor.

Sounds like the Thirteenth Amendment in reverse.

Lecture halls shouldn't feel like cotton fields,

Tersine 13. Değişiklik gibi geliyor.

shouldn't sound like muffled freedom songs trapped

Amfiler pamuk tarlası gibi olmamalı,

in the jaws of a generation's dreams. Oho! Oh, it all makes sense.

bir neslin hayallerinin ağzına hapsolmuş boğuk özgürlük

Give us enough to get by but not enough to provide for ourselves.

şarkıları gibi gelmemeli. Ah! hepsi mantıklı.

Keep us psychologically feeble so we lose our purpose in the process.

Bize geçinecek kadar ver ama kendimize yetecek kadar değil.

Psikolojik olarak bizi güçsüz kılın. Böylece süreç içinde amacımızı kaybederiz.

Stop thieving our aspirations out of our sleep.

Uykumuzdan nefeslerimizi çalmayı bırakın.

Don't call it financial aid

if you're not helping anyone with it.

Herhangi birine maddi yardım ile yardım etmiyorsan

We have fought.

bunu maddi yardım olarak adlandırma.

We have fought way too hard

Mücadele ettik.

Yeşil kağıdın geleceğimizin önüne barikat inşa etmemesi için

to let green paper build a barricade in front of our futures.

çok mücadele verdik.

I will not let you potentially rob food out of my children's stomach.

Potensiyel olarak çocuklarımın karnından yemek çalmanıza izin vermeyeceğim.

Best believe I'm going out blasting.

I ain't no killer, but don't push me.

En iyisi patlatacağıma inanın.

I wish it didn't come to this, but I have to for my cousins

Katil değilim, ama beni zorlamayın.

in Haiti who don't even know what a college looks like,

Keşke iş bu hale gelmeseydi. Ama bir üniversitenin

for my best friend Raymond sitting in cell block nine

neye benzediğini bile bilmeyen Haiti’deki kuzenlerim,

instead of a university,

bir üniversite yerine dokuzuncu hücre bloğunda oturan arkadaşım,

for the nooses hanging my GPA by its neck.

GNO’mu boynundan sarkıtan ilmikler için

There is no other option.

bunu yapmak zorundayım.

There is no other way.

Başka bir seçenek yok.

Başka bir yol yok.

Just, please, put the money in the bag.

Sadece, lütfen, parayı çantaya doldur.

Put the money in the bag. I just want to go to school, man.

Parayı çantaya doldur. Sadece okula gitmek istiyorum, adamım.

I just want to get my education. I just want to learn. I just want to grow.

Sadece eğitimimi almak istiyorum. Sadece öğrenmek ve büyümek istiyorum.

Put the money in the bag, please.

Just put the money in the bag.

Parayı lütfen çantaya koy.

Sadece parayı çantaya doldur.