Doctor That's a Long Word! English Pronounce Practice - British English Podcast

Well, hello there.

Merhaba.

You are listening to the English Like A Native Podcast, the

İngilizceyi sevenler ve öğrenenler için tasarlanmış

podcast that's designed for lovers and learners of English.

bir podcast olan English Like A Native Podcast'ini dinliyorsunuz .

I'm your host, Anna, and today we are doing some pronunciation.

Ben senin sunucunum Anna ve bugün biraz telaffuz yapıyoruz.

Hello everyone.

Herkese merhaba.

In this episode, we will be learning how to correctly pronounce some

Bu bölümde tıp uzmanlarıyla yapılan konuşmalarda yaygın olarak kullanılan

tricky words that are commonly used in conversations with medical professionals.

bazı zor kelimeleri nasıl doğru şekilde telaffuz edeceğimizi öğreneceğiz

Though these words may seem specific to doctors, many of them are

. Bu kelimeler doktorlara özel gibi görünse de aslında pek çoğu

in fact, widely known and used.

yaygın olarak bilinmekte ve kullanılmaktadır.

So today we shall be focusing specifically on cardiovascular health, cardiovascular.

Bu nedenle bugün özellikle kardiyovasküler sağlık ve kardiyovasküler konulara odaklanacağız.

Now, that in itself is a big word.

Bu başlı başına büyük bir kelime.

Let's just take a quick look at this.

Gelin şuna hızlıca bir göz atalım.

Let's break it down so we have cardio.

Hadi bunu parçalara ayıralım ki kardiyomuz olsun.

Cardio.

Kardiyo.

This refers to anything heart related.

Bu, kalple ilgili her şeyi ifade eder.

You'll often hear people in the gym talking about doing a cardio workout.

Spor salonundaki insanların kardiyo egzersizi yapmaktan bahsettiğini sık sık duyarsınız.

They may say, oh, I'm not gonna lift weights today, I'm just gonna do cardio.

Bugün ağırlık kaldırmayacağım, sadece kardiyo yapacağım diyebilirler.

In this context, cardio refers to exercise that greatly raises your heart rate.

Bu bağlamda kardiyo, kalp atış hızınızı büyük ölçüde artıran egzersiz anlamına gelir.

You are exercising your heart.

Kalbinizi çalıştırıyorsunuz.

A cardio workout could involve activities such as running, rowing, or cycling.

Bir kardiyo egzersizi koşma, kürek çekme veya bisiklete binme gibi aktiviteleri içerebilir.

It's a workout that raises the heart rate, makes you feel out

Bu, kalp atış hızınızı yükselten, nefesinizin kesilmesine neden olan bir egzersizdir

of breath, and if you're doing it properly, it should make you sweat.

ve eğer doğru şekilde yaparsanız sizi terletmesi gerekir.

I always use that as my measure of how much I've worked.

Bunu her zaman ne kadar çalıştığımın ölçüsü olarak kullanırım.

When I've finished doing my cardio, I look at myself and say, am I sweaty enough?

Kardiyo yapmayı bitirdiğimde kendime bakıyorum ve "Yeterince terledim mi?" diyorum.

Have I done enough work today?

Bugün yeterince iş yaptım mı?

So cardio doesn't really focus on building muscle.

Yani kardiyo aslında kas geliştirmeye odaklanmıyor.

Cardio is all about the heart.

Kardiyo tamamen kalple ilgilidir.

Now, vascular, cardiovascular, vascular refers to your blood vessels.

Şimdi, vasküler, kardiyovasküler, vasküler kan damarlarınızı ifade eder.

Your vascular system is your body's network of blood vessels.

Damar sisteminiz vücudunuzun kan damarları ağıdır.

Therefore, cardiovascular refers to your heart and blood vessels.

Bu nedenle kardiyovasküler, kalbinizi ve kan damarlarınızı ifade eder.

These two things are part of the same network.

Bu iki şey aynı ağın parçalarıdır.

Your heart is the pump that pumps the blood around your vascular system.

Kalbiniz, damar sisteminizin etrafındaki kanı pompalayan pompadır.

Now, doctors who specialise in these areas of the body are called

Artık vücudun bu bölgelerinde uzmanlaşmış doktorlara

cardiologists, cardiologists.

kardiyolog, kardiyolog deniyor.

Cardiologists are heart specialists and vascular surgeons.

Kardiyologlar kalp uzmanları ve damar cerrahlarıdır.

Vascular surgeons, a vascular surgeon is a blood vessel specialist.

Damar cerrahı, damar cerrahı kan damarı uzmanıdır.

Hopefully, you'll never have a reason to visit a cardiologist or a vascular

Umarız hiçbir zaman bir kardiyoloğa veya damar cerrahına gitmek için bir nedeniniz olmaz

surgeon, but if you do, fingers crossed that you are in good hands.

, ancak bulursanız emin ellerde olduğunuza emin olun.

Now I promised you that we would look at pronunciation, so let's begin with that

Şimdi size telaffuza bakacağımıza söz verdim, o yüzden

word that we've just been looking at.

az önce baktığımız kelimeyle başlayalım.

Cardiovascular, cardiovascular.

Kardiyovasküler, kardiyovasküler.

It has six syllables.

Altı hecesi vardır.

Repeat after me.

Benden sonra tekrar et.

Cardiovascular, cardiovascular.

Kardiyovasküler, kardiyovasküler.

Now the tricky part of this word is the end: vascular cular, cular.

Şimdi bu kelimenin çetrefilli kısmı sonu: damarsal, damarsal.

We need that.

Buna ihtiyacımız var.

It's quite tricky to explain this on podcast.

Bunu podcast'te açıklamak oldukça zor.

So we need that /j/ sound as if you're saying the word you, /j/

Bu yüzden, sanki siz kelimesini söylüyormuşsunuz gibi /j/ sesine ihtiyacımız var,

so the back of your tongue is touching the roof of your mouth.

böylece dilinizin arkası damağınıza değiyor.

So it's you, not me, but you, ular.

Yani sensin, ben değil ama sen, Ular.

Cular, vascular, vascular, and then you've got to move your tongue tip

Kuvars, vasküler, vasküler ve sonra dilinizin ucunu damağa değecek şekilde yukarıya doğru

up to touch the roof of the mouth.

hareket ettirmeniz gerekir

For the /l/ vascular, vascular.

. /l/ için vasküler, vasküler. Birçok öğrenci L sesiyle uğraşacaktır.

Many students will struggle with the L sound.

L, dilin ucunun

The L is made with the tip of the tongue at the front

ön damağa değeceği şekilde yapılır

touching the roof of the mouth.

. Burada dilin arka

So here you've got the /j/, which is the back of the tongue touching

kısmının damağa

the roof of the mouth, followed by /l/, the tip of the tongue.

değdiği anlamına gelen /j/ ve ardından dilin ucu olan /l/ geliyor

So you've got to move the back, and then the front, the back, the

. Yani arkayı hareket ettirmelisiniz, sonra ön, arka, ön

front, the back, the front, like a seesaw, vascular, vascular, vascular.

, arka, ön, tahterevalli gibi, damar, damar, damar.

And you may notice that I don't pronounce the final syllable, which is AR.

Son hece olan AR'yi telaffuz etmediğimi fark etmişsinizdir.

We don't pronounce this as R.

Bunu R. Vasküler vasküler olarak telaffuz etmiyoruz

Vascular vascular.

.

Instead, it's pronounced as a schwa sound.

Bunun yerine schwa sesi olarak telaffuz edilir.

The /ə/ sound.

/ə/ sesi.

Vascular.

Vasküler.

Vascular.

Vasküler.

Vascular.

Vasküler.

Okay.

Tamam aşkım.

Vascular.

Vasküler.

Vascular.

Vasküler.

So the whole word is cardiovascular.

Yani kelimenin tamamı kardiyovaskülerdir.

Cardiovascular.

Kardiyovasküler.

Alright, so here are 10 words that are related to cardiovascular health.

Pekala, işte burada kalp-damar sağlığıyla ilgili 10 kelime var.

Now the first one is hypertension.

Şimdi birincisi hipertansiyon.

Hypertension.

Hipertansiyon.

You might also know this as high blood pressure.

Bunu yüksek tansiyon olarak da biliyor olabilirsiniz.

High blood pressure.

Yüksek tansiyon.

So whether you are saying, I've got high blood pressure, or

Yani ister yüksek tansiyonum var diyor olun, ister

you are using the medical term, hypertension, you must pronounce the H.

tıbbi terim olan hipertansiyonu kullanıyor olun, H harfini telaffuz etmelisiniz.

And this is just like a breath out, an audible breath.

Ve bu tıpkı bir nefes verme, duyulabilir bir nefes gibidir.

Hypertension and high blood pressure.

Hipertansiyon ve yüksek tansiyon.

Hy-per-ten-sion.

Hipertansiyon.

Hypertension.

Hipertansiyon.

Hypertension.

Hipertansiyon.

Hypertension.

Hipertansiyon.

Have you ever had hypertension?

Hiç hipertansiyon yaşadınız mı?

Right.

Sağ.

Moving on from hypertension, we're going to something that we all should keep

Hipertansiyondan yola çıkarak hepimizin dikkat etmesi gereken bir şeye gidiyoruz:

an eye on, which is our cholesterol.

kolesterolümüz.

Cholesterol.

Kolesterol.

Cholesterol is the fatty substance in the blood that can

Kolesterol, kandaki

contribute to heart disease.

kalp hastalığına katkıda bulunabilen yağlı maddedir.

So you want to keep your level of cholesterol low.

Yani kolesterol seviyenizi düşük tutmak istiyorsunuz.

You don't want lots of fat in your blood because it can block your vessels, can

Kanınızda çok fazla yağ olmasını istemezsiniz çünkü yağ damarlarınızı tıkayabilir,

block your veins, and cause you to have all sorts of problems with your heart.

damarlarınızı tıkayabilir ve kalbinizle ilgili her türlü soruna neden olabilir.

So we often work towards having low cholesterol.

Bu yüzden sıklıkla düşük kolesterole sahip olmak için çalışıyoruz.

Cho-lest-er-ol cholesterol.

Cho-lest-er-ol kolesterol.

Now, this is a strange one because it starts with the letters CH, which would

Bu garip bir durum çünkü normalde sandalye gibi /tʃ/ /tʃ/ olarak telaffuz edilen CH harfleriyle başlıyor

normally be pronounced as /tʃ/ /tʃ/ like chair, but here it just represents

, ancak burada sadece /k/ sesini temsil ediyor ki

a /k/ sound, which is quite unusual.

bu oldukça alışılmadık bir durum.

Cho-lest-er-ol, cholesterol, cholesterol.

Cho-lest-er-ol, kolesterol, kolesterol.

Alright, so this one is really tricky.

Tamam, bu gerçekten çetrefilli.

Probably the hardest one for me as well.

Muhtemelen benim için de en zoru.

Atherosclerosis, atherosclerosis.

Ateroskleroz, ateroskleroz.

Now, atherosclerosis is very much a medical term.

Ateroskleroz daha çok tıbbi bir terimdir.

This refers to that buildup of plaque in the arteries that

Bu, arterlerde

leads to reduced blood flow.

kan akışının azalmasına yol açan plak oluşumunu ifade eder.

So if you have high cholesterol, it might lead to atherosclerosis.

Yani eğer yüksek kolesterolünüz varsa, bu durum ateroskleroza yol açabilir.

Atherosclerosis.

Ateroskleroz.

Notice how I stop before saying it each time because I have to prepare

Her seferinde bunu söylemeden önce nasıl durduğuma dikkat edin çünkü

myself for that pronunciation.

kendimi bu telaffuza

So this one has 1, 2, 3, 4, 5, 6 syllables.

hazırlamam gerekiyor . Yani bunun 1, 2, 3, 4, 5, 6 hecesi var.

Again, ath, ath, is the first one we have that TH, ath, the TH should be pronounced

Yine ath, ath, TH, ath, TH'nin dişlerin arasında dil ile telaffuz edilmesi gerektiğine dair ilk elimizdeki şey

with the tongue between the teeth.

.

Ath, ath, ath, ath.

Ah, ah, ah, ah.

It doesn't have to come far out, but just touch the teeth with your tongue, /θ/.

Çok uzağa gelmesine gerek yok, dilinizle dişlere dokunmanız yeterli, /θ/.

Ath and then we have a schwa /ə/, ather, ather.

Ath ve sonra bir schwa /ə/, ather, ather var.

And then we have row like to row, row row your boat gently down the stream.

Ve sonra kürek çekmeyi, teknenizi yavaşça akıntıya doğru kürek çekmeyi seviyoruz.

Athero, athero, athero athero.

Atero, atero, atero atero.

Life is but a dream Athero.

Hayat bir rüyadan başka bir şey değil Athero.

Athero, and then we have this really tricky constant cluster.

Athero ve bir de gerçekten zorlu bir sabit küme var.

We've got SKL.

SKL'miz var.

Skl, skl, skl, skl, skl, skl.

Skl, skl, skl, skl, skl, skl.

Can you do that?

Bunu yapabilir misin?

Skl, skl.

Skl, skl.

And then we have row again, row, row, row again.

Ve sonra yine sıra var, sıra, sıra, yine sıra.

Athero, sclero, athero, sclero.

Atero, sklero, atero, sklero.

And we finish with a sis.

Ve bir kız kardeşle bitiriyoruz.

Atherosclerosis.

Ateroskleroz.

Atherosclerosis.

Ateroskleroz.

Atherosclerosis.

Ateroskleroz.

Okay.

Tamam aşkım.

Let's move on from that one to an easier, much easier phrase or word.

Bundan daha kolay, çok daha kolay bir ifadeye veya kelimeye geçelim.

It's not a phrase, it's a word, Anna.

Bu bir cümle değil, bir kelime Anna.

Come on.

Hadi.

It's the word angina.

Anjina kelimesi.

Angina.

Anjina, göğüs ağrısı.

Angina, angina.

Angina, anjina. Anjina

Angina is like a pain in your chest or a discomfort in your chest where

, kalbe giden kan akışının azalmasından kaynaklanan

your heart is, which is caused by reduced blood flow to the heart.

göğsünüzdeki bir ağrıya veya kalbinizin bulunduğu yerde bir rahatsızlığa benzer

Oh, oh, pain, pain, pain.

. Ah, ah, acı, acı, acı.

My angina.

Anjinim.

I need my angina tablets.

Anjina haplarıma ihtiyacım var.

Another slightly tricky one is arrhythmia.

Biraz zor olan bir diğer konu ise aritmidir.

Arrhythmia.

Aritmi.

This has another TH in it and it has an awful spelling.

Bunun içinde başka bir TH var ve berbat bir yazılışı var.

Arrhythmia.

Aritmi.

Arrhythmia.

Aritmi.

So, /ə/ schwa.

Yani, /ə/ schwa.

Ar-rhyth...

Ar-rhyth...

Here we have a voiced TH this time.

Burada bu sefer sesli bir TH var.

Ar-rhyth.

Ar-ritm.

So I want to hear that vibration.

Bu yüzden o titreşimi duymak istiyorum.

Ar-rhyth-mi-a.

Ar-ritm-mi-a.

Arrhythmia, arrhythmia.

Aritmi, aritmi.

Arrhythmia, it's similar to word rhythm because it's all

Aritmi, kelime ritmine benzer çünkü her şey

about the rhythm of the heart.

kalbin ritmiyle ilgilidir.

It's an irregular heart rhythm.

Düzensiz bir kalp ritmidir.

Arrhythmia.

Aritmi.

Many people suffer with arrhythmia later in their life.

Birçok insan hayatının ilerleyen dönemlerinde aritmi sorunu yaşar.

Okay, so next we have myocardial infarction.

Tamam, şimdi miyokard enfarktüsü geçireceğiz.

I don't know why I find this funny.

Bunu neden komik bulduğumu bilmiyorum.

I think because I used to see this when I, I'm dyslexic so

Sanırım bunu eskiden gördüğüm için, disleksik olduğum için

sometimes I don't see words fully.

bazen kelimeleri tam olarak göremiyorum.

I kind of skim them and then misinterpret them.

Bunları biraz gözden geçiriyorum ve sonra yanlış yorumluyorum.

And I always used to read this as myocardial infaction.

Ben bunu hep miyokard enfarktüsü olarak okurdum.

Infaction.

Enfaksiyon.

And then when I was preparing for this video, I realised that it's infarction,

Daha sonra bu videoya hazırlanırken bunun enfarktüs olduğunu fark ettim ki

which just seems a bit funny to me.

bu bana biraz komik geldi.

Infarction.

Enfarktüs.

So for that second word, infarction, we have to open our mouth wide.

Yani ikinci kelime olan enfarktüs için ağzımızı sonuna kadar açmalıyız.

Infarction.

Enfarktüs.

This is a technical term for a heart attack.

Bu kalp krizi için kullanılan teknik bir terimdir.

Most of us would just say, heart attack.

Çoğumuz kalp krizi derdik.

I'm having a heart attack.

Kalp krizi geçiriyorum.

He's going to have a heart attack.

Kalp krizi geçirecek.

Don't play squash.

Squash oynamayın.

You'll have a heart attack.

Kalp krizi geçireceksin.

Heart attack.

Kalp krizi.

But if you are a doctor or speaking to a doctor or reading your medical notes,

Ancak doktorsanız, bir doktorla konuşuyorsanız veya tıbbi notlarınızı okuyorsanız,

you might see the words myocardial.

miyokardiyal kelimelerini görebilirsiniz.

There's the word cardio slightly different.

Kardiyo kelimesi biraz farklı.

Cardial.

Kardial.

Infarction.

Enfarktüs.

Infarction.

Enfarktüs.

So this is a heart attack that occurs because the blood flow

Yani bu, kalbe giden

to the heart has been blocked.

kan akışının engellenmesi nedeniyle meydana gelen bir kalp krizidir

Sounds very scary.

. Kulağa çok korkutucu geliyor.

And then even scarier still, we have congestive heart failure.

Ve daha da korkutucu olanı, konjestif kalp yetmezliğimiz var.

Congestive heart failure.

Konjestif kalp yetmezliği.

You might notice that when I'm saying the word heart, I'm giving

Kalp kelimesini söylerken size

you a long /ɑ:/ vowel, and I'm not pronouncing the letter R, the sound

uzun bir /ɑ:/ sesli harfi verdiğimi ve R harfini, R sesini telaffuz etmediğimi,

R, I'm not saying heart, heart, heart.

kalp, kalp, kalp demediğimi fark edebilirsiniz. .

I'm just giving you a long vowel, followed by a T.

Size sadece uzun bir sesli harf ve ardından T. Heart veriyorum

Heart.

.

Heart.

Kalp.

Like the art is beautiful.

Sanki sanat güzelmiş gibi.

Who painted this?

Bunu kim boyadı?

This is the most beautiful piece of art I've ever seen.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en güzel sanat eseri.

This art is depicting a heart.

Bu sanat bir kalbi tasvir ediyor.

Okay, so congestive.

Tamam, çok sıkışık.

Con, con.

Dolandırıcı, dolandırıcı.

Notice how CON, con, I'm making it weak and saying con.

Dikkat edin nasıl CON, con, onu zayıflatıyorum ve con diyorum.

Con, congestive.

Con, konjestif.

Congestive heart failure.

Konjestif kalp yetmezliği.

Okay, and then I think this is the last one on the list.

Tamam, sanırım bu listedeki sonuncusu.

Maybe it's not.

Belki de değildir.

It's a list of 10, isn't it?

10 kişilik bir liste değil mi?

I can't keep count.

Sayamıyorum.

Next, we have coronary artery disease.

Daha sonra koroner arter hastalığımız var.

Coronary artery disease.

Koroner arter hastalığı.

Now important, the word disease is quite a common word.

Şimdi önemli olan, hastalık kelimesinin oldukça yaygın bir kelime olmasıdır.

It has two Ss, but they are not pronounced as S.

İki S'si var ama S olarak telaffuz edilmiyorlar.

They're pronounced as a Z.

Z olarak telaffuz ediliyorlar

Disease, disease.

. Hastalık, hastalık.

So that is a really common mispronunciation that I hear.

Bu duyduğum çok yaygın bir yanlış telaffuz.

So if you take nothing else from this particular lesson, remember

Dolayısıyla bu dersten başka bir şey almazsanız,

disease is full of Zs, or as we say in British English, zeds.

hastalıkların Z'lerle veya İngiliz İngilizcesinde söylediğimiz gibi zed'lerle dolu olduğunu unutmayın.

Disease.

Hastalık.

So coronary.

Çok koroner.

Coronary coronary.

Koroner koroner.

It's got lots of, uh, schwa sounds, so you have co, co-ron-ary rather than coronary.

Pek çok schwa sesi var, bu yüzden koroner yerine eş-koroner sesi var.

Coronary coronary.

Koroner koroner.

And then we have a long /ɑ:/ for artery.

Ve sonra arter için uzun bir /ɑ:/ harfimiz var.

Again, it's like the art of the heart.

Yine kalbin sanatı gibi.

Artery.

Arter.

Artery, coronary artery disease.

Arter, koroner arter hastalığı. Bu

This is a condition in which the coronary arteries, which are the important

, kalbe kan sağlayan önemli kan damarları olan ve gerçekten büyük olan

blood vessels that supply the heart with blood, the really big ones, they

koroner arterlerin daralması veya tıkanması durumudur

become narrow or they become blocked, which is obviously a huge problem.

ki bu da çok büyük bir sorundur.

So try to avoid getting coronary artery disease.

Bu nedenle koroner arter hastalığına yakalanmaktan kaçınmaya çalışın.

The next one is very common.

Bir sonraki çok yaygındır.

It's a much smaller word, and it's the word stroke.

Bu çok daha küçük bir kelimedir ve vuruş kelimesidir.

Stroke to have a stroke.

Felç geçirmek için felç.

If you have a stroke, then it means that the blood vessels supplying blood to

Felç geçirirseniz, bu, beyne kan sağlayan kan damarlarının

the brain become somehow blocked, or you have some sort of clot or bleeding that

bir şekilde tıkandığı veya beyne kan akışını etkileyen bir tür pıhtı veya kanamanız olduğu

affects the supply of blood to the brain.

anlamına gelir.

And this will cause you to have all of these terrible symptoms.

Bu da tüm bu korkunç belirtileri yaşamanıza neden olacaktır.

And if it's not caught early, it can be fatal.

Ve erken yakalanmazsa ölümcül olabilir.

So this is often talked about.

Dolayısıyla bu sıklıkla konuşuluyor.

There's been a campaign running quite a lot recently reminding you of how

Son zamanlarda felç geçirmeyi nasıl zamanında fark edeceğinizi hatırlatan bir kampanya yürütülüyor

to spot a stroke in time, 'cause you've got very little time to react

, çünkü birisi felç geçirdiğinde tepki vermek için çok az zamanınız var

when someone's having a stroke.

.

So stroke, you've got that O and you've got STR at the beginning,

Yani vuruş, elinizde O var ve başında STR var,

str, str, str, str, str, str.

str, str, str, str, str, str.

Stroke, not strok.

İnme, felç değil.

It's not an /ɒ/ in the middle.

Ortadaki /ɒ/ değil.

It's an /əʊ/ stroke, stroke, stroke.

Bu bir /əʊ/ vuruşu, vuruşu, vuruşu.

Unfortunately, someone in my family had a stroke a few months ago.

Ne yazık ki ailemden biri birkaç ay önce felç geçirdi.

It was a complete shock, came out of nowhere.

Tam bir şoktu, birdenbire ortaya çıktı.

He is recovering, uh, but it's a long road back, unfortunately.

İyileşiyor ama ne yazık ki geri dönüş uzun bir yol.

So stroke, very common, not a nice thing to deal with.

Yani felç, çok yaygın, başa çıkılacak hoş bir şey değil.

And the last thing on my list before I move into a very exciting

Ve çok heyecan verici bir diyaloğa geçmeden önce listemdeki son şey

dialogue is the word palpitations.

çarpıntı kelimesi.

Palpitations.

Çarpıntı.

This is something I've probably said quite a lot lately.

Bu muhtemelen son zamanlarda çokça söylediğim bir şey.

A pal-pi-ta-tion.

Bir pal-pi-ta-tion.

A palpitation is, it's like when your heart does something unusual

Çarpıntı, kalbinizin alışılmadık bir şey yapması ve bunun farkına varmanız

and you become aware of it.

gibidir .

So it could be like a flutter of your heart or like suddenly a rapid

Yani kalbinizde bir çarpıntı ya da aniden hızlı bir

heart beat or an irregular heartbeat.

kalp atışı ya da düzensiz bir kalp atışı gibi olabilir.

So sometimes if your heart skips or double beats, you might feel it and you go, oh,

Yani bazen eğer kalbiniz atlarsa veya çift atıyorsa, bunu hissedebilirsiniz ve şöyle diyebilirsiniz: ah, ah

oh, something, I felt something strange.

, bir şey, tuhaf bir şey hissettim.

That's a palpitations.

Bu bir çarpıntı.

A palpitational or suddenly if your heart stops throbbing, unusually in your throat,

Çarpıntı ya da aniden kalbinizin zonklaması durursa, olağandışı bir şekilde boğazınızda,

oh, oh, oh, I'm having palpitations.

ah, ah, ah, çarpıntı yaşıyorum.

People tend to have palpitations when they're stressed or if something's

İnsanlar stresli olduklarında veya bir şeyler olduğunda çarpıntı yaşama eğilimindedirler

going on, and they would probably be checked for things like arrhythmia.

ve muhtemelen aritmi gibi şeyler açısından kontrol edilirler.

Palpitations may go hand in hand with angina.

Çarpıntı anjina ile el ele gidebilir.

That pain that you feel in your chest, if there is a problem with the heart.

Kalpte bir sorun varsa göğsünüzde hissettiğiniz o ağrı.

Like coronary artery disease.

Koroner arter hastalığı gibi.

So pal, make sure you get that L.

Dostum, L.

Pal-pi-ta-tion, a palpitation, a palpitation.

Pal-pi-ta-tion, çarpıntı, çarpıntı aldığından emin ol

Okay, I think it's time for you to hear all of these words and

. Tamam, sanırım tüm bu kelimeleri ve küçük cümleleri bir diyalogda

little phrases in a dialogue.

duymanın zamanı geldi .

I had fun writing this one.

Bunu yazarken çok eğlendim.

It's a patient and a doctor.

Bir hasta ve bir doktor.

Ladies and gentlemen, here is a dialogue between a doctor with a terrible

Bayanlar ve baylar, karşınızda berbat bir hasta başı tavrı olan bir doktor ile

bedside manner and a hypochondriac.

bir hastalık hastası arasında geçen bir diyalog var.

Good morning, doctor.

Günaydın doktor.

I've been feeling this unbearable heaviness on my chest lately.

Son zamanlarda göğsümde dayanılmaz bir ağırlık hissediyorum.

I'm convinced it's a heart attack.

Bunun bir kalp krizi olduğuna eminim.

Oh, no need to be so melodramatic.

Ah, bu kadar melodramatik olmaya gerek yok.

It's probably just indigestion.

Muhtemelen sadece hazımsızlıktır.

Have you been eating those greasy burgers again?

Yine o yağlı burgerleri mi yedin?

Well, yes, I do enjoy an occasional burger, but I'm worried

Evet, ara sıra hamburger yemeyi severim ama

it's something more serious.

daha ciddi bir sorun olduğundan endişeleniyorum.

I've had high blood pressure in the past, you know.

Geçmişte yüksek tansiyonum vardı, biliyorsun.

Oh, come on.

Ah, hadi ama.

A bit of hypertension never killed anyone.

Biraz hipertansiyon kimseyi öldürmedi.

The World Health Organization says it contributes to around

Dünya Sağlık Örgütü , küresel ölümlerin

13% of all deaths globally.

yaklaşık %13'ünün bu hastalıktan kaynaklandığını söylüyor

Relax.

. Rahatlamak.

It's not the end of the world.

Bu dünyanın sonu değil.

We'll check your blood pressure, but I'm sure it's just your

Tansiyonunuzu kontrol edeceğiz ama eminim ki bu sadece sizin

overactive imagination.

aşırı aktif hayal gücünüzdür.

Should we check my cholesterol as well?

Kolesterolümü de kontrol etmeli miyiz?

Could that be causing this heaviness?

Bu ağırlığın nedeni bu olabilir mi?

Cholesterol, smolesterol.

Kolesterol, smolesterol.

I doubt you have an issue there.

Orada bir sorun olduğundan şüpheliyim.

It's not like you are living on a deep fried diet.

Derin yağda kızartılmış bir diyetle yaşamıyormuşsunuz gibi değil.

Just cut down on french fries and you'll be fine.

Sadece patates kızartmasını azalt, sorun olmayacak.

Well, my real concern is atherosclerosis.

Benim asıl endişem ateroskleroz.

I've read about it.

Bu konuyu okudum.

Doctor, it's a silent killer.

Doktor, bu sessiz bir katil.

What if I'm a ticking time bomb?

Ya ben saatli bir bombaysam?

You should be an actor.

Oyuncu olmalısın.

You are so dramatic.

Çok dramatiksin.

Unless you are a cheeseburger-eating marathon runner, I highly doubt it.

Çizburger yiyen bir maraton koşucusu değilseniz, bundan oldukça şüpheliyim. Şimdi

Now, let's focus on something more probable, like you overreacting

biraz rahatsızlığa aşırı tepki vermeniz gibi daha olası bir şeye odaklanalım

to a little discomfort.

.

My mum had arrhythmia and my dad had congestive heart failure.

Annemin aritmisi vardı ve babamın konjestif kalp yetmezliği vardı.

Shouldn't we check for those?

Bunları kontrol etmemiz gerekmez mi?

Look, if it makes you happy, we'll run an ECG to look at your heart

Bakın, eğer bu sizi mutlu edecekse, kalp ritminize bakmak için bir EKG çekeceğiz

rhythm, but it's more likely that you are just getting ahead of yourself.

, ancak muhtemelen kendinizin ötesine geçiyorsunuz.

And of course there's coronary artery disease.

Ve tabii ki koroner arter hastalığı da var.

I've heard that.

Onu duydum.

That's a silent assassin.

Bu sessiz bir suikastçı.

You are not exactly a heart disease poster child, my friend.

Sen tam olarak kalp hastalığı posteri çocuğu değilsin dostum.

Just relax.

Rahatla.

Take a deep breath and stop googling your symptoms.

Derin bir nefes alın ve belirtilerinizi Google'da aramayı bırakın.

Would an ECG rule out a stroke, doctor?

EKG felç olasılığını dışlar mı doktor?

Better to be safe than sorry.

Üzgünümden daha iyi olmak daha iyi.

What makes you think you're having a stroke?

Felç geçirdiğini sana düşündüren ne?

Well, my left arm was a bit numb when I woke up this morning.

Bu sabah uyandığımda sol kolum biraz uyuşmuştu.

Let me guess.

Tahmin etmeme izin ver.

You were sleeping on your left side.

Sol tarafında uyuyordun.

That's right.

Bu doğru.

Oh dear.

What is it?

Ah hayatım.

Nedir?

A classic case of pins and needles caused by lying on your

Uzun süre kolunuzun üzerinde yatmanızın neden olduğu klasik bir karıncalanma durumu

arm for a prolonged period.

.

Now, is that all?

Şimdi, hepsi bu mu?

No, I'm also having palpitations.

Hayır, benim de çarpıntım var.

Palpitations.

Çarpıntı.

It's probably just caffeine addiction playing tricks on you.

Muhtemelen kafein bağımlılığı sana oyun oynuyordur.

Cut back on the energy drinks and calm down.

Enerji içeceklerini kesin ve sakin olun.

Thank you doctor for your, uh, reassuring words.

Güven verici sözleriniz için teşekkür ederim doktor.

I feel so much better now.

Artık kendimi çok daha iyi hissediyorum.

You are welcome.

Rica ederim.

I guess.

Sanırım.

Just remember, not every little twinge means you have a heart problem.

Unutmayın, her küçük sancı kalp probleminiz olduğu anlamına gelmez.

Stay calm, take care of yourself, and try not to make a mountain out of a molehill.

Sakin olun, kendinize iyi bakın ve köstebek yuvasından dağ yaratmamaya çalışın.

Now, please leave before you convince yourself you're on the verge of a

Şimdi lütfen kendinizi kalp krizi geçirmenin eşiğinde olduğunuza inandırmadan gidin

cardiac arrest, or I may be forced to crack out the defibrillator.

, yoksa defibrilatörü patlatmak zorunda kalabilirim.

Next.

Sonraki.

Now, I do hope you found today useful.

Umarım bugünü faydalı bulmuşsunuzdur.

I hope that it helped you a little with some vocabulary, medical

Umarım biraz kelime dağarcığı, tıbbi

understanding, and pronunciation.

anlayış ve telaffuz konusunda size biraz yardımcı olmuştur.

Of course, if you are a Plus Member, thank you for your support.

Elbette Plus Üye iseniz desteğiniz için teşekkür ederiz.

If you're a Plus Member, I will be providing some additional

Plus Üyesiyseniz, size bazı ek özellikler sunacağım

pronunciation resource to go alongside this lesson, so look out for that.

Bu derse eşlik edecek telaffuz kaynağı, bu yüzden buna dikkat edin.

I'll be sending it in an email for you.

Bunu sizin için bir e-postayla göndereceğim.

If you're not a Plus Member and you'd like to support this podcast, then your

Plus Üyesi değilseniz ve bu podcast'e destek olmak istiyorsanız desteğiniz

support would be greatly appreciated.

çok makbule geçer.

All the support from Plus Members goes towards paying for the hosting

Plus Üyelerinin tüm desteği,

of the podcast and the production of the almost flawless transcriptions

podcast'in barındırılması ve

that you see, oh, it takes ages.

gördüğünüz neredeyse kusursuz transkripsiyonların üretimi için ödeme yapmaya gidiyor, ah, bu çok zaman alıyor.

Anyway, if you'd like to join, then you will be rewarded with bonus

Her neyse, eğer katılmak isterseniz bonus

material and exclusive episodes and pronunciation resources.

materyal, özel bölümler ve telaffuz kaynaklarıyla ödüllendirileceksiniz

So thank you so much.

. Çok teşekkür ederim.

If you're interested, there is a link in the description or in the show notes.

Eğer ilgileniyorsanız, açıklamada veya gösteri notlarında bir bağlantı var.

I do hope to see you again soon, or I hope to tickle your eardrums.

Seni yakında tekrar görmeyi umuyorum, ya da kulak zarlarını gıdıklamayı umuyorum.

Until next time, take care and goodbye.

Bir dahaki sefere kadar kendinize iyi bakın ve hoşçakalın.