Dangerous times call for dangerous women | Pat Mitchell

32,706 views ・ 2020-01-02

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nevaz Mescioğlu Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
Recently,
0
13428
1832
Son zamanlarda beni dinleyenlere tehlikeli bir kadın olduğumu duyuruyorum.
00:15
I've been declaring to anyone who would listen
1
15284
3799
00:19
that I am a dangerous woman.
2
19107
3360
00:22
(Applause)
3
22491
3705
(Alkışlar)
00:26
Now, declaring that boldly like this
4
26220
2644
Bunu böyle cesurca duyurmak hâlâ biraz tehlikeli geliyor
00:28
still feels a bit dangerous,
5
28888
3357
00:32
but it also feels right.
6
32269
2676
ama aynı zamanda doğru geliyor.
00:35
At this time in my life,
7
35352
1821
Hayatımın bu döneminde,
00:37
about to be 77,
8
37197
2621
77 olmak üzereyken
00:39
I have --
9
39842
1161
(Alkışlar)
00:41
(Applause)
10
41027
1009
00:42
I love when you're applauded for your age --
11
42060
2051
Yaşım için alkışlanmayı seviyorum.
00:44
(Laughter)
12
44135
1025
(Gülüşmeler)
00:45
but I'll take it.
13
45184
1158
Kabul ediyorum.
00:46
(Applause)
14
46366
2446
(Alkışlar)
00:50
About to be 77, I realize that I have nothing left to prove,
15
50931
5109
77 olmak üzereyken kanıtlayacak hiçbir şeyimin kalmadığını,
00:56
less to lose,
16
56064
1520
kaybedecek daha az şeyim olduğunu
00:57
and I'm more impatient about everything.
17
57608
3797
ve her şeyle ilgili daha sabırsız olduğumu fark ediyorum.
01:01
The true, slow pace towards equality,
18
61992
3956
Eşitliğe doğru olan gerçek ve yavaş hız;
01:05
the rise in sexism, racism,
19
65972
2682
cinsiyetçilikte, ırkçılıkta, genç kız ve kadına karşı şiddette artış...
01:08
violence against women and girls ...
20
68678
2421
01:11
And I'm angry, too,
21
71623
2303
Çocuk ve torunlarımızdan geleceklerini çalan
01:13
at the climate deniers who are stealing the future
22
73950
3451
iklim değişikliği inkârcılarına ben de kızgınım.
01:17
from our children and grandchildren.
23
77425
2693
01:21
Friends, we are living in dangerous times.
24
81035
3800
Arkadaşlar, tehlikeli bir zamanda yaşıyoruz
01:25
And such times call for all of us to be more dangerous.
25
85553
5132
ve böyle zamanlar, hepimizin daha tehlikeli olmasını gerektirir.
01:31
Now, what do I mean by this?
26
91202
2206
Ne demek istiyorum?
01:33
I don't mean being feared.
27
93432
1777
Korkmalıyız demiyorum.
01:35
It's not that kind of dangerous.
28
95233
2421
Bu, o tür bir tehlike değil.
01:37
But I do mean being more fearless.
29
97678
4124
Daha korkusuz olmalıyız diyorum.
01:42
I mean speaking the truth
30
102397
2339
Sessiz olmak çok daha güvenliyken
01:44
when silence is a lot safer.
31
104760
2833
gerçeği söylemeliyiz diyorum.
01:47
I mean speaking up in rooms for those who aren't present,
32
107617
4130
Odada bulunmayanlar adına, onların lehine konuşmalıyız diyorum,
01:51
especially those rooms where decisions are made
33
111771
2590
özellikle de hayatımız ve bedenlerimizle ilgili kararların verildiği odalarda.
01:54
about our lives and our bodies.
34
114385
2518
01:57
We need to be in those rooms,
35
117359
3143
O odalarda bulunmalıyız,
02:01
showing up for one another,
36
121288
3259
birbirimizi savunmalıyız.
02:04
challenging the cultural construct
37
124571
2728
Bizi, özellikle kadın ve genç kızları, yarışmaya, kıyaslamaya
02:07
that encourages us, especially women and girls,
38
127323
3537
02:10
to compete, compare,
39
130884
2386
ve eleştirmeye özendiren kültürel yapıya karşı çıkmalıyız.
02:14
criticize.
40
134214
1346
02:16
We have to end this.
41
136365
2217
Bunu sonlandırmalıyız.
02:19
And speaking out
42
139547
1430
Bizi bölen
02:21
against the policies and the politics
43
141001
2143
ve küresel kadın toplumunun, yanımızda duran erkeklerin
02:23
that divide us and diminish our collective power
44
143168
4190
02:27
as a global community of women,
45
147382
3792
ve müttefiklerimizin toplam gücünü azaltan ilke ve politikalar aleyhine konuşmalıyız.
02:31
and the men and the allies
46
151198
2066
02:33
who stand with us.
47
153288
1540
02:35
Becoming dangerous also means embracing whatever risks are necessary
48
155637
5042
Tehlikeli olmak aynı zamanda
02:40
to create a world where women and girls are safe
49
160703
3944
kadın ve genç kızların evlerinde ve işlerinde güvenli olduğu,
02:44
in their homes and at work,
50
164671
2476
tüm düşüncelerin ifade edildiği ve saygı duyulduğu,
02:47
where all voices are represented
51
167171
2684
02:49
and respected,
52
169879
1701
tüm oyların geçerli sayıldığı ve gezegenin korunduğu
02:51
all votes counted,
53
171604
2758
bir dünya oluşturmak için gereken riskleri almak demek.
02:54
the planet protected.
54
174386
2104
02:57
And this is all possible.
55
177363
1910
Bunları hepsi mümkün.
02:59
Because we're ready for this.
56
179969
2063
Çünkü bunun için hazırız.
03:02
We're better prepared than any generation ever before us,
57
182525
4262
Bizden önceki tüm nesillerden daha hazırlıklıyız,
03:06
better resourced, better connected.
58
186811
2097
daha çok kaynağa sahibiz ve daha bağlıyız.
03:08
In many parts of the world, we're living longer than ever.
59
188932
3419
Dünyanın çoğu bölgesinde önceki nesillerden daha uzun yaşıyoruz.
03:12
Women over 65 are among the fastest-growing populations on earth,
60
192930
6492
65 yaş üstü kadınlar, dünyanın en hızlı büyüyen nüfusları arasında
03:19
with the potential for becoming the most powerful, too.
61
199446
3781
ve en güçlü nüfus olması da muhtemel.
03:24
Now --
62
204021
1193
03:25
(Applause)
63
205238
2744
(Alkışlar)
03:28
What a change this represents.
64
208006
2475
Ne büyük bir değişim göstergesi.
03:31
Postmenopausal women like me, not that long ago,
65
211030
4705
Yakın zamana kadar benim gibi postmenopoz kadınlar
03:35
were considered useless
66
215759
1781
gereksiz ve çılgın olarak görülüyordu.
03:37
or crazy.
67
217564
1348
03:39
We were valued for caregiving and grandmothering --
68
219872
3297
Bakıcılık ve büyükanneliğimiz için değer görüyorduk,
03:43
and I really love that part.
69
223193
2556
bunu seviyorum.
03:46
But we were pushed aside
70
226662
1404
Ama kenara itilmiştik,
03:48
and expected to retire to our rocking chairs.
71
228090
3958
emekli olup sallanan sandalyelerimize gitmemiz bekleniyordu.
03:52
Women on the dangerous side of 60
72
232590
2953
60 yaşındaki tehlikeli kadınlar emekli olmuyor.
03:55
are not retiring.
73
235567
1827
03:57
We are rewiring --
74
237418
2664
Biz yeniden yapılanıyoruz.
04:00
(Applause)
75
240106
2957
(Alkışlar)
04:04
taking all that we know and have done -- and that is a lot --
76
244595
4679
Bildiğimiz ve yaptığımız her şeyi alıp -- ki bunlar oldukça fazla --
04:09
to redefine what age looks like,
77
249298
2853
yaşın nasıl göründüğünü, neler yapabildiğini,
04:12
can do, can accomplish.
78
252175
2971
neler başarabildiğini yeniden tanımlıyoruz.
04:15
But becoming dangerous isn't about becoming a certain age,
79
255756
4047
Ama tehlikeli olmak, belli bir yaşa gelmekle ilgili değil
04:19
because at each end of the age spectrum,
80
259827
2444
çünkü her yaş spektrumunda cesur kadın ve kızlar güçleniyor,
04:22
brave women and girls are stepping up,
81
262295
3319
04:25
taking the risk to create change.
82
265638
3739
farklılık oluşturmak için risk alıyorlar.
04:30
I became a risk-taker early in my life's journey.
83
270584
3537
Hayatımın erken döneminde risk aldım,
04:34
I had to,
84
274145
1302
almam gerekiyordu.
04:35
or have my life defined by the limitations
85
275471
3225
Yoksa Güney taşrada yetişen parasız, bağlantısız, etkisiz bir kızın sınırları
04:38
for a girl growing up in the rural South,
86
278720
2848
04:41
with no money, no connections,
87
281592
2456
04:44
no influence.
88
284072
2127
hayatımı belirleyecekti.
04:46
But what wasn't limited
89
286748
2149
Ama sınırı olmayan şey, o zaman hâlâ mekânsal ayrım olan Güney'deki
04:48
was my curiosity about the world beyond my small town,
90
288921
4010
04:52
beyond the small minds of a still-segregated South,
91
292955
4250
küçük kasabamın, dar fikirlerin ötesindeki dünyaya olan meraklılığımdı.
04:57
a world that I glimpsed in the newsreels
92
297229
2614
Kasabadaki tek sinema salonunda gösterilen haber filminde gördüğüm dünyaya,
04:59
at the one movie theater in town,
93
299867
2954
05:02
and a world that got a lot closer to me
94
302845
2454
sekizinci sınıf İngilizce öğretmenim Shirley Rountree ile tanıştığımda
05:05
when I met Miss Shirley Rountree, my eighth-grade English teacher.
95
305323
5864
bana çok daha yaklaşan bir dünyaya.
05:12
From the minute she walked into the classroom,
96
312171
2211
Sınıfa adımını attığı andan itibaren topuklu ayakkabısı ses çıkarırken
05:14
her high heels clicking,
97
314406
1944
05:16
she was a woman in charge,
98
316374
2562
kontrolü elinde tutan bir kadındı.
05:18
with perfect hair, signature red lips,
99
318960
2661
Mükemmel saçları, imzası olan kırmızı dudakları,
05:21
colorfully coordinated, head to toe.
100
321645
2158
baştan aşağı canlı bir şekilde düzenliydi.
05:23
I wanted to be her.
101
323827
2676
Onun gibi olmak istedim.
05:27
Gratefully, she became my first mentor and helped me become me.
102
327381
6548
Minnettarım ki benim ilk mentorum oldu ve kendim olmamda bana yardım etti.
05:34
With her support, I got a scholarship to college --
103
334811
3223
Onun desteğiyle üniversite bursu kazandım -- ailemde bunu yapan ilk kişiyim --
05:38
the first in my family --
104
338058
1860
05:39
and landed at a big state university,
105
339942
2459
ve büyük bir devlet üniversitesine gittim,
05:42
right in the middle of two great social justice movements:
106
342425
4849
iki büyük sosyal adalet hareketinin arasına:
05:47
civil rights for African Americans
107
347298
2651
Afrikan Amerikan sivil hakları ve kadınlar için eşit haklar.
05:49
and equal rights for women.
108
349973
2331
05:52
I joined both with enthusiasm,
109
352858
3623
İkisine de büyük bir coşkuyla katıldım.
05:56
only to discover that my newfound activism
110
356505
3853
Fakat fark ettim ki yeni oluşan eylemciliğim ve gelişen feministliğim,
06:00
and my fermenting feminism
111
360382
2988
06:03
would often be in direct conflict with my deeply embedded need to please
112
363394
6147
içimdeki memnun etme ve popüler olma ihtiyacıyla çoğunlukla direkt çatışıyordu.
06:10
and be popular.
113
370467
1383
06:12
In my first job as a college teacher, I broke the rules,
114
372617
3801
Üniversitede hocalık yaptığım ilk işimde kuralları çiğnedim
06:16
and I encouraged students to join me in the protest marches.
115
376442
3775
ve öğrencilerimi protesto yürüyüşlerinde bana katılmaları için teşvik ettim.
06:20
And when I found out that my male colleague
116
380241
2399
Benimle aynı deneyim ve eğitime sahip erkek iş arkadaşımın
06:22
with the same experience and education
117
382664
3158
06:25
was being paid more than me,
118
385846
2488
benden daha fazla ücret aldığını öğrendiğimde
06:28
I mounted a personal protest.
119
388358
2201
kişisel bir protesto başlattım.
06:31
When my raise was denied,
120
391688
2333
Onun, ailesinin geçimini sağladığı bahanesiyle
06:34
with the excuse that he had a family to support,
121
394045
4027
ücretimi artırmayı reddettiklerinde
yalnız bir anne olarak ben de ailemin geçimini sağlıyordum.
06:38
so did I as a single mom.
122
398096
3139
06:41
But I dropped my protest to keep my job.
123
401861
3932
Ama işimi kaybetmemek için protestomu sonlandırdım.
06:46
Today, millions of women are making this compromise,
124
406508
3451
Bugün milyonlarca kadın bu şekilde taviz veriyor,
06:49
staying in their jobs without equal pay
125
409983
3828
eşit çalışma için eşit ücret alamadıkları işlerine devam ediyorlar.
06:53
for equal work.
126
413835
1723
06:56
And as one of the first women on television in the '70s,
127
416709
3710
70'lerde televizyona çıkan ilk kadınlardan olarak
07:00
I was warned that focusing on women's stories
128
420443
2778
kadınların hikâyelerine ağırlık vermemin
07:03
would limit my career opportunities,
129
423245
1959
iş fırsatlarımı kısıtlayabileceği hakkında uyarılmıştım, belki kısıtlamıştır da.
07:05
and maybe it did.
130
425228
1803
07:07
But I got to produce and host breakthrough programming for women,
131
427055
5519
Ama kadınlar için yenilikçi bir program oluşturup onu sunmayı başardım.
07:12
while at the same time,
132
432598
1943
Bunu yaparken aynı zamanda cinsel taciz konusunda sessiz kalıyor
07:14
remaining silent
133
434565
1944
07:16
about sexual harassment
134
436533
2846
07:19
and listening to consultants who were hired to advise me
135
439403
3887
ve görünüşümle ilgili tavsiye vermesi için işe alınan danışmanları dinliyordum.
07:23
about my appearance.
136
443314
1732
07:25
"Become a blonde."
137
445070
1813
"Saçını sarıya boyat."
07:26
I did.
138
446907
1161
Boyattım.
07:28
"Lower your voice."
139
448092
1602
"Sesini alçalt."
07:29
I tried.
140
449718
1228
Denedim.
07:30
"Lower your necklines."
141
450970
1964
"Yakanı indir."
07:32
I didn't.
142
452958
1205
İndirmedim.
07:34
(Laughter)
143
454187
1181
(Gülüşmeler)
07:35
But I did wear those ugly anchor suits
144
455392
3172
Ama kravata benzeyen atkıyla o çıpa desenli çirkin takımlardan giydim.
07:38
with those scarves that look something like men's ties.
145
458588
4448
07:43
And later, in the power positions in media,
146
463864
2582
Daha sonra medyada yönetim pozisyonunda çoğunlukla ilk ve tek kadın olarak
07:46
often as the first or only woman,
147
466470
2451
07:48
aware of being judged through that gender lens,
148
468945
3788
toplumsal cinsiyet lensiyle yargılandığımın farkındaydım
07:52
I struggled from time to time
149
472757
2540
ve kadınlar için bir lider olmakla
07:55
to find the right balance between being a leader for women
150
475321
5187
tamamen bir kadın lider olarak tanımlanmamak arasındaki dengeyi bulmakta
08:00
and not being entirely defined as a woman leader.
151
480532
5415
zaman zaman zorlandım.
08:06
But today, I'm proud to be known as a woman leader.
152
486523
4508
Ama bugün, bir kadın lider olarak tanınmakla gurur duyuyorum.
08:11
(Applause)
153
491055
3376
(Alkışlar)
08:17
As an activist, advocate, feminist
154
497407
4388
Bir aktivist, savunucu ve feminist olarak,
08:21
and as a newly declared dangerous woman,
155
501819
4906
ayrıca yeni beyan ettiğim tehlikeli bir kadın olarak
08:26
I'm caring less what others say
156
506749
3216
başkalarının ne söylediğini daha az umursuyor,
08:29
and saying more clearly what I think and feel.
157
509989
4165
düşünce ve hislerimi daha açıkça söylüyorum.
08:34
And let me be clear:
158
514178
1510
Şu konuda açık olayım:
08:36
I acknowledge my privilege in being able to do that,
159
516355
5121
Kendi gerçeklerimi konuşabilmemde ayrıcalığımın etkisinin farkındayım.
08:41
to speak my truth.
160
521500
2943
08:47
And to stand here today
161
527379
1664
Kadınlar ve yetki hakkında konuşma imkânıyla bugün burada bulunmak --
08:49
with this opportunity
162
529067
2158
08:51
to talk to you about women and power --
163
531249
3410
08:54
note I did not say "empowered."
164
534683
4125
dikkatinizi çekerim, "yetkili" demedim.
08:58
I don't think we're waiting to be empowered.
165
538832
3117
Yetkilenmek için beklediğimizi düşünmüyorum.
09:01
I think we have power.
166
541973
2214
Yetkimizin olduğuna inanıyorum.
09:04
(Applause)
167
544211
2735
(Alkışlar)
09:08
What we need are more opportunities to claim it, to use it,
168
548317
6481
Onu istemek, kullanmak ve paylaşmak için daha fazla olanağa ihtiyacımız var.
09:14
to share it.
169
554822
1277
09:16
And yes, I know --
170
556123
1610
Evet, biliyorum,
09:17
there are women with power who don't use it well or wisely
171
557757
3528
yetkisini düzgün ve akıllıca kullanmayan, paylaşmayan yetkili kadınlar var.
09:21
and who don't share it.
172
561309
2246
09:24
I've heard, as I'm sure you have,
173
564372
2408
Şöyle başlayan hikâyeler duydum, eminim siz de duymuşsunuzdur:
09:26
those stories that begin with,
174
566804
1863
09:28
"The worst boss I ever had was a woman ... "
175
568691
3563
"Hayatımdaki en kötü patronum kadındı."
09:32
And we could all name women leaders who have not made us proud.
176
572278
4626
Ayrıca bizi gururlandırmayan kadın liderleri hepimiz sayabiliriz.
09:36
But we can change all of that
177
576928
3240
Ancak basit ama parlak bir fikirle bunu değiştirebiliriz.
09:40
with a simple but brilliant idea
178
580192
3595
09:43
that I first heard from a risk-taking, dangerous congresswoman from New York
179
583811
5264
Bu fikri ilk defa, risk alan ve tehlikeli bir kadın kongre üyesi olan
09:49
named Bella Abzug.
180
589099
1714
Bella Abzug'dan duymuştum.
09:51
Bella said, "In the 21st century,
181
591700
3293
Demişti ki "21. yüzyılda
09:55
women will change the nature of power
182
595017
3827
kadınlar, yetkinin doğasını değiştirecek;
09:58
rather than power changing the nature of women."
183
598868
4421
yetki, kadınların doğasını değiştirmeyecek."
10:04
From the moment I heard that --
184
604175
1919
Bunu duyduğum andan itibaren --
10:06
(Applause)
185
606118
1756
(Alkışlar)
10:07
I thought, "This is our call to action.
186
607898
3051
düşündüm ki "Bu, bizim harekete çağrımız.
10:10
This is our biggest opportunity."
187
610973
2917
Bu, bizim en büyük olanağımız."
10:14
And as a journalist and an activist,
188
614871
1921
Bir gazeteci ve aktivist olarak
10:16
I've seen this idea in action,
189
616816
3211
bu fikrin harekete geçtiğini gördüm;
10:20
documenting the stories of women on both sides in long-term conflicts,
190
620051
5236
uzun süreli tartışmalarda iki taraftaki kadınların hikâyelerini de belgelediğini,
10:25
coming together and defying the official power
191
625311
3976
kadınların bir araya gelip resmi yetkiye karşı koyduğunu,
10:29
to form alliances and find their own ways to ending violence in their communities.
192
629311
6933
birlik oluşturup toplumlarında şiddeti sonlandırmak için çareler aradığını.
10:36
And as an activist, I've traveled to places
193
636921
2864
Bir aktivist olarak kadın olarak doğmanın tehlikeli olduğu çeşitli bölgelere gittim,
10:39
where it's dangerous to be born a woman,
194
639809
3679
10:43
like eastern Congo,
195
643512
2053
örneğin kadınların bedenleriyle savaşılan doğu Kongo gibi yerlere.
10:45
where a war is being waged on the bodies of women.
196
645589
4214
10:50
There, at a healing and leadership center called City of Joy,
197
650528
4236
Orada, Mutluluk Şehri dedikleri iyileşme ve liderlik merkezinde
10:54
brave Congolese women are transforming pain into power
198
654788
5397
cesur Kongolu kadınlar, cinsel taciz mağdurlarını,
11:00
by training survivors of sexual assault
199
660209
3640
lider olarak köylerine dönmeleri için eğiterek acıyı yetkiye dönüştürüyor.
11:03
to return to their villages as leaders.
200
663873
3164
11:07
And at recent climate summits,
201
667868
2136
Ayrıca yakın zamandaki iklim zirvelerinde
11:10
I've observed women climate leaders working behinds the scenes,
202
670028
4123
kadın iklim liderlerinin kulis yaptıklarını gördüm.
11:14
out of the public spotlight,
203
674175
2132
Toplumun ilgisini çekmeden
11:16
making sure that the negotiations toward global climate agreement
204
676331
4897
küresel iklim uzlaşmasının iyi yönde ilerlemesini sağlıyorlar.
11:21
continue to move forward.
205
681252
2198
11:23
So as we move forward in our lives and work
206
683474
2933
Hayatımızda ve işimizde ilerlerken ve yetki ve etkimiz artarken
11:26
and we have more power and influence,
207
686431
2423
11:28
let's change the nature of power
208
688878
2497
her odada ve her masada daha adil, doğru ve eşit temsil edilmeyi savunarak,
11:31
by dismantling some of the barriers that remain for those who follow
209
691399
5512
11:36
by advocating and agitating
210
696935
2340
arkamızdan gelenler için hâlâ var olan engelleri ortadan kaldırarak
11:39
for fairer and truer and more equal representation
211
699299
4455
11:43
in every room and at every table.
212
703778
3378
yetkinin doğasını değiştirelim.
11:48
Now, be warned:
213
708220
1243
Şimdi, dikkatli olun,
11:50
if you advocate for a woman
214
710447
2444
eğer bir iş imkânı veya terfi için bir kadını desteklerseniz
11:52
for an open position or promotion,
215
712915
3027
11:55
you could be challenged with,
216
715966
2473
şununla karşılaşabilirsiniz,
11:58
"You're playing the women's card"
217
718463
2992
"Kadın kozunu kullanıyorsun."
12:01
or "the race card"
218
721479
2440
veya beyaz olmayan bir kadını desteklerseniz
12:03
if advocating for a woman of color.
219
723943
2785
"Irk kozunu kullanıyorsun."
12:07
I've had this experience, as I'm sure you have.
220
727419
3146
Ben bunu deneyimledim, eminim ki siz de deneyimlemişsinizdir.
12:11
"Are you running an affirmative action program here at PBS?"
221
731200
4530
"Burada, PBS'te, pozitif ayrımcılığa yönelik program mı yürütüyorsunuz?"
12:15
asked one of my board members when, as a new president,
222
735754
3562
Yeni başkan olarak nitelikli beş kadını işe aldığımı söylediğimde
12:19
I announced my first hires as five qualified women.
223
739340
4611
bir yönetim kurulu üyesi bana bu soruyu sormuştu.
12:23
Now, my affirmative action had been
224
743975
2528
Benim bu pozitif ayrımcılığım şöyle gerçekleşti:
12:26
to ask that the search firm bring me a candidate list
225
746527
3871
Araştırma ekibimden, kadınların ve beyaz olmayanların isimlerini de içeren
12:30
that included the names of women and people of color
226
750422
3009
bir aday listesi hazırlamalarını istedim
12:33
who just happened to be, in my judgment,
227
753455
2700
ve öyle denk geldi ki kanımca mevki için listedeki en iyi adaylar onlardı.
12:36
the best candidates for the position as well.
228
756179
4052
12:41
I say, dangerous women
229
761632
2562
Diyorum ki tehlikeli kadınlar
12:44
and our allies:
230
764218
2032
ve müttefiklerimiz,
12:46
it's time to play the women's card,
231
766274
3484
kadın kozumuzu kullanma vakti,
12:49
play the race card,
232
769782
1159
ırk kozumuzu kullanma vakti,
12:50
play all our cards.
233
770965
1817
tüm kozlarımızı kullanma vakti.
12:52
(Applause)
234
772806
3342
(Alkışlar)
13:00
Not to win the power game,
235
780552
3350
Yetki oyununu kazanmak için değil,
13:03
but to lead to better outcomes
236
783926
2675
herkes için daha iyi sonuçlar elde etmek için.
13:06
for everyone.
237
786625
1326
13:08
And it's time, too,
238
788596
1598
Ayrıca kıtlık teorisini ve onun tabirlerini de unutma vakti.
13:10
to discard that scarcity theory,
239
790218
3225
13:13
the one that says,
240
793467
1400
13:14
there's only room for one of us at the top,
241
794891
3298
Örneğin bir çöplükte iki horoz ötmez,
13:18
so protect your turf,
242
798213
2736
bu yüzden çöplüğünüzü koruyun,
13:20
don't make friends or allies.
243
800973
2627
arkadaş veya müttefik edinmeyin.
13:24
Changing the nature of power
244
804519
1993
Yetkinin doğasını değiştirmek;
13:26
transforms "protect your turf" into "share your turf,"
245
806536
3709
"çöplüğünüzü koruyun"u "çöplüğünüzü paylaşın"a dönüştürüyor,
13:30
it encourages coalitions,
246
810269
1668
koalisyona teşvik ediyor,
13:31
it builds alliances,
247
811961
1578
birlik oluşturuyor,
13:33
it strengthens and sustains friendships.
248
813563
3389
arkadaşlıkları güçlendiriyor ve sürdürüyor.
13:37
My women friends are my source of renewable energy.
249
817948
5463
Kadın arkadaşlarım, benim yenilenebilir enerji kaynağım.
13:43
(Applause)
250
823982
3241
(Alkışlar)
13:49
So are my mentors, my champions,
251
829064
3276
Aynı zamanda onlar benim mentorlerim, taraftarlarım,
13:52
my supporters, my sponsors,
252
832364
2656
savunucularım ve destekçilerim
13:55
and all of the ways that we can and do show up for each other.
253
835044
5467
ve birbirimize yardım etmek için üstlendiğimiz her roldeler.
14:01
We can become our sources of renewable power
254
841400
6594
Birbirimiz için yenilenebilir enerji kaynağı olabiliriz.
14:08
for each other.
255
848018
1293
14:10
And along the way,
256
850168
1421
Bunu yaparken de
14:12
we need to take better care of ourselves,
257
852660
2100
kendimize olabildiğince iyi bakmalıyız.
14:14
and here, I am not the best role model.
258
854784
2672
Bu konuda en iyi örnek değilim.
14:18
I don't meditate.
259
858019
1360
Meditasyon yapmıyorum,
14:19
I don't exercise regularly.
260
859837
2318
düzenli olarak egzersiz yapmıyorum
14:22
But I do live aerobically.
261
862996
3372
ama aerobik yaparak yaşıyorum.
14:26
(Laughter)
262
866715
2838
(Kahkahalar)
14:30
(Applause)
263
870225
2807
(Alkışlar)
14:34
Because I believe we can't be dangerous
264
874776
4217
Çünkü inanıyorum ki yan çizgilerde bekleyerek tehlikeli olamayız
14:39
from the sidelines,
265
879017
1357
14:41
and there's just too much to be done.
266
881239
3660
ve yapılacak çok fazla şey var.
14:46
So let's use all our power.
267
886121
1816
Bu yüzden tüm gücümüzü kullanalım.
14:47
How about the power of money?
268
887961
1754
Peki ya paranın gücü?
14:50
Let's allocate more of our philanthropic dollars,
269
890334
3984
Ekonomik ve politik kaynağımızı artırmak için
14:54
our campaign donations,
270
894342
1805
yardımsever paralarımıza, bağış kampanyalarımıza
14:56
our investment funds,
271
896171
2062
14:58
to increase economic and political equity.
272
898257
3902
yatırım fonlarımıza daha çok para ayıralım.
15:02
And let's leverage the power of media and technology
273
902872
3487
Tam anlamıyla elimizde bulunan medya ve teknolojinin gücünü;
15:06
that we have in our hands, quite literally,
274
906383
3630
15:10
to elevate each other's stories and ideas;
275
910037
4714
birbirimizin hikâye ve fikirlerini yüceltmek,
15:15
to practice civility;
276
915504
2113
nezaketli olmak ve gerçeği aramak için kullanma yönünde geliştirelim.
15:17
to seek the truth,
277
917641
1546
15:19
which is diminishing
278
919988
1793
Gerçek git gide azalıyor
15:21
and is threatening free and open societies.
279
921805
3929
ve bu, hür ve açık toplumlar için tehdit teşkil ediyor.
15:26
Yes, we have all that we need to move our communities forward.
280
926535
6620
Evet, topluluklarımızı ileri taşımak için ihtiyacımız olan her şey elimizde.
15:34
And the best thing we have,
281
934257
2567
Sahip olduğum en iyi şey ise
15:36
and what we must remember,
282
936848
2292
birbirimizin yardımına koşmak,
15:39
is to be there for each other.
283
939164
2157
bunu unutmamalıyız.
15:42
We will move forward together,
284
942196
2844
Birlikte ilerleyeceğiz,
15:45
willing now to take more risk,
285
945064
3028
daha fazla risk almaya istekli olacağız,
15:48
to be more fearless,
286
948116
2549
sesimizi yükseltmek ve düşüncelerimizi dile getirmek konusunda
15:50
to speak up, speak out
287
950689
2966
daha korkusuz olacağız
15:53
and show up
288
953679
1770
ve birbirimizi destekleyeceğiz.
15:55
for one another.
289
955473
1368
15:57
George Bernard Shaw once wrote
290
957782
2443
George Bernard Shaw bir keresinde
16:00
that he believed in his opinion that his life belonged to the community,
291
960249
5485
hayatının, topluluklara bağlı olduğu görüşüne inandığını,
16:05
that the harder he worked, the more he lived
292
965758
3098
ne kadar sıkı çalışırsa o kadar uzun yaşadığını
16:08
and that he wanted to be thoroughly used up when he died.
293
968880
3923
ve tamamen tükenmiş olarak ölmek istediğini yazmıştı.
16:13
He went on to write,
294
973509
1691
Yazmaya şöyle devam etmişti:
16:15
"Life is no brief candle to me
295
975224
3580
"Bana göre hayat, kısa bir mum değil,
16:18
but a splendid torch
296
978828
2194
görkemli bir meşale.
16:21
that I have got hold of for a moment
297
981046
2785
Gelecek nesillere aktarmadan önce
16:23
before passing to future generations."
298
983855
3813
şimdilik benim tuttuğum bir meşale."
16:28
I, too, do not view my life as a brief candle,
299
988532
4470
Ben de hayatımı kısa bir mum olarak görmüyorum,
16:33
although I am burning it at both ends.
300
993026
2755
durup dinlenmeden çalışıyor olsam da.
16:35
(Laughter)
301
995805
1325
(Gülüşmeler)
16:37
And I do want it, and me,
302
997154
3315
Üstelik ben de hem hayatımı hem de kendimi
16:40
to be thoroughly used up when I die.
303
1000493
4699
sonuna kadar kullanmış olarak ölmek istiyorum.
16:46
But at this point in my life's journey,
304
1006231
2935
Ancak hayat yolculuğumun bu döneminde
16:49
I am not passing my torch.
305
1009967
2576
meşalemi sonraki nesle aktarmıyorum.
16:53
I am holding it higher than ever,
306
1013247
4285
Onu her zamankinden daha yüksekte tutuyorum,
16:57
boldly, brilliantly,
307
1017556
2534
cesurca, ustalıkla, ışıl ışıl
17:00
inviting you to join me in its dangerous light.
308
1020981
5935
ve sizi de onun tehlikeli ışığında bana katılmaya davet ediyorum.
17:07
Thank you.
309
1027710
1166
Teşekkür ederim.
17:08
(Applause)
310
1028900
2634
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7